Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə389/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   385   386   387   388   389   390   391   392   ...   980
Cumhuriyet Dönemi Parkları

Bu dönemde düzenlenen parkların çoğu 1936-1940 arasında yapılmıştır.



Abbasağa Parkı: Beşiktaş Yıldız Mahal-lesi'nde, Boğaziçi'ne dönük, oldukça meyilli bir yamaç üzerinde 12.000 m2 yüzölçümüne sahip bir parktır. Bu arazi parçası, 17. yy'dan itibaren uzun süre "Abbasağa Mezarlığı" olarak hizmet görmüş, birçok tarihi kişi buraya gömülmüştür. 1939-1941 arasında, üzerindeki tüm servi ağaçları kesilerek ve mezar taşları da sökülerek parka dönüştürülmüştür. 1989-1990 yıllarında park yeniden revizyondan geçirilmiş, yeni bitki türleri ve oturma mekânları ile zenginleştirilmiştir. Parkın yola yakın düz-

lük bir yerine basket ve voleybol sahaları yerleştirilmiştir (bak. Abbasağa Mezarlığı ve Parkı).



Beşiktaş Barbaros Parkı: 1944'te Barbaros Anıtı(->) dikilirken çevresi de bir park olarak düzenlenmiştir. 7.200 m2'lik bir yüzölçümüne sahip olan parkta heykelin önü, büyük boyutlu taşlar döşeııerek merasim alanı olarak ayrılmış, türbenin ve heykelin çevresi de ağaç ve süs çalıları ile ağaçlandırılmışım Parkın içinde, büyük çap ve boylara ulaşmış birkaç adet ulu çınar vardır.

Taksim Belediye Parkı: Divan Oteli'nin karşısında, Sheraton Oteli'nin arkasına düşen ağaçlık alandadır. 1934-1936 arasında park olarak düzenlenmiş, 1940'ta İnönü Gezisi ile birlikte yeniden tanzim edilmiş, revizyonu yapılmıştır. Parkın Boğaz'ı gören bir köşesinde inşa edilen "Taksim Gazinosu" uzun yıllar İstanbul halkına müzikhol olarak hizmet vermiş, nişan, düğün ve her türlü eğlence toplantılarının (gecelerin) düzenlendiği bir yer olmuştur. Parkta daha önceki dönemlerden kalmış yaşlı ve nadide ağaçlar, örneğin mamut ağacı (Sequoiadendron giganteum) mevcuttu. 1960'ta kuruduğunda, yıllık yaş halkalarından ağacın yaşının 90 olduğu saptanmıştır. Büyük olasılıkla burası Taksim Kışlası'mn arkasındaki binalara ait bir bahçeydi. Önceleri çok bakımlı olan park, ihmal edilmiş ve bugün oldukça bakımsız kalmıştır.

Taksim Gezi Parkı (İnönü Gezisi): 1940' ta, Vali ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar döneminde kurulmuştur. Parkın bulunduğu alan üzerinde 1933-1934 yıllarına kadar Taksim Kışlası ile talim sahası vardı. Kışlanın avlusu uzun süre futbol sahası olarak kullanılmıştır. 1944'te Taksim Gezi Par-kı'nın Taksim Meydam'na bakan ön kısmında, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün at üzerindeki heykelinin kaidesi inşa edilmiştir. 1950'de iktidar el değiştirdiğinden, adı heykel uzun süre bir depoda bekletilmiş, sonunda bu parka değil, Maçka Taşlık Par-kı'na, 1983'te dikilmiştir.

38.000 m2 yüzölçümüne sahip olan bu park, 1991-1992 arasında yeniden revizyondan geçirilmiştir; dikdörtgen biçimli parkın ortasında fıskiyeli büyük bir havuz inşa edilmiştir; fıskiyelerden dökülen sular renkli ışıklarla aydınlatılmaktadır.



Maçka Taşlık Parkı-. Swissötel'm arkasında kalan, 1946'dan beri çevre halkına hizmet veren parktır. 8.000 m2'lik yüzölçümüne sahip olan parkın dört tarafı yollarla çevrilmiştir.

II. Abdülhamid burada kendi adını taşıyacak bir cami yaptırmaya karar vermiş ve temellerini attırmıştır. Önce Balkan Savaşı, ardından I. Dünya Savaşı ve imparatorluğun çöküşü gibi olaylar caminin inşaatını engellemiştir. Temele döşenmiş taşlar ile yarı yontulmuş taşlar burada uzun süre sahipsiz kalmış, yığınak halinde terk edilmiştir. Bu taşlardan dolayı buraya "Taşlık" adı verilmiş, 1946'da park olarak tanzimi bitmiş, Taksim İnönü Gezisi için hazırlattırılmış bulunan İnönü heykeli uzun yıllar depoda saklandıktan sonra, 1983'te, Milli Güvenlik Konseyi'nin kararı ile bu parka diktirilmiştir.



Vişnezade Parkı: Beşiktaş, Akaretler' den Maçka'ya çıkan yolun solundadır; yüzölçümü yaklaşık 4.000 m2 kadardır; çevresi taş duvarlarla çevrelenmiştir. Parkın iki servis kapısı mevcuttur; park 1939'da tesis edilmiştir.

Nişantaşı Parkı (Çocuk Bahçesi): 1939' da, Vali Konağı Caddesi üzerinde tesis edilmiştir. Birkaç basamak merdivenlerden inildiğinde daire biçiminde bir alana gelinir; alanın ortasında şimşir ve top mazılar ile yıldız biçiminde bir göbek yapılmıştır. Top akasyalar, sedirler ve oya ağaçları parkı gölgelendirmekte ve güzelleştirmektedir. Oturma mekânları zengindir. 1993'te revizyona alınmış, ancak dikilen fidanlar sulanamadığı için kurumuşlardır.

2 Numaralı Maçka Parkı (Maçka Demokrasi Parkı): İstanbul'da yapılan parklar arasında en geniş sahayı kaplayan 2 Numaralı Park'tır (bak. Maçka Parkı). Şehircilik uzmanı M. Prost şehir imar planını hazırlarken, Dolmabahçe Gazhanesi'nin arkasındaki vadiyi şehir için büyük bir park haline getirmeyi uygun görmüştür. Gü-müşsuyu-Taksim-Harbiye-Nişantaşı-Maç-ka-Dolmabahçe arasında bulunan bu geniş sahada bostanlar, bahçeler, ahırlar ile Kü-çükçiftlik ve Belvü gazinolarından başka bir şey yoktu. İstimlak edilen bu sahada Açıkhava Tiyatrosu yapılmış, Spor ve Sergi Sarayı inşa edilmiştir. 1947'de de 2 Numaralı Park'ın 160.000 m2'lik bir kısmı binlerce çam ve diğer süs fidanları dikilmek suretiyle ağaçlandırılmıştır.

1966'da, daha önce ağaçlandırılmış alan üzerinde, parkın kuruluşu kısa sürede tamamlanmıştır. Kademeli oturma mekânları, gezi yollan, çocuk bahçeleri, bisiklet parkuru, taşlarla örülmüş kademeli havuzlar yapılmıştır. Cumhuriyet döneminde, İstanbul'da en az masrafla yapılmış en iyi parklardan birisi olmuştur.

1980'li yıllarda terk edilmiş durumda bulunan bu park Kadırgalar Vadisi'nin iki yamacına yayılacak genişlikte yeniden planlanmış, uzun bir hazırlık ve çalışma döneminden sonra, 1993'te "Maçka Demokrasi Parkı" adı ile halka açılmıştır.

1980'li yılların başında, Sultan Ahmed Camii ile Ayasofya Camii arasında, 13.000 m2'lik alan üzerinde havuzlu bir park tan-

1942'de açılan Moda Çocuk Bahçesi (solda) ve Kadıköy Sahil Parkı. Laleper Ayteh, 1994/TETJV Aı-şivi (sol), Nazım Timuroğlu, 1993

zimi yapılmıştır; Japon süs elması ve süs kirazları ile erguvan ve oya ağaçları, konik porsuk ve konik mazı ağaçları parka güzellik kazandırmıştır. 1988'de de, Sultan Ahmed Camii'nin önünde, ışık gösterilerinin yapıldığı yere banklar konmuş ve nadide süs çalıları ile ağaçlandırılmıştır.

Bunların dışında, 1923-1950 arasında düzenlenen park ve bahçeler şunlardır: 1929-1930'da Kadıköy Yoğurtçu Parkı, Bakırköy Parkı, Anadoluhisan Parkı, 1934-1935'te Kadıköy İskele Parkı, Üsküdar'da Atpazarı ve Üsküdar Yeniçeşme bahçeleri; 1939'da Ayasofya Parkı; 1940'ta Aksaray Parkı, Büyükdere Çocuk Bahçesi; 194l'de Taksim Meydanı Parkı, Üsküdar İskelesi Meydan Parkı, Tarabya Parkı, Yeniköy Parkı, Yeşilköy Parkı; 1942'de Çarşamba Çocuk Bahçesi, İstanbul Teknik Üniversitesi önündeki park, Beşiktaş Kaymakamlığı Bahçesi, Kadıköy'deki Altıyol Meydanı, Moda Çocuk Bahçesi; 1943'te Heybeliada Parkı; 1946'da Büyükada Parkı. 1948'de eski Surp Agop Mezarlığı'nda Tenis ve Dağcılık Kulübü'nden Açıkhava Tiyatro-su'na kadar uzanan kısım park ve bahçe haline konulmuş ve Taksim Bahçesi ile Harbiye arasında yeni yapılan apartmanların önündeki çiçek parterleri yeşillendiril-miştir.

1980 sonrasında kent içinde yeni parklar kurulması ve eskilerinin düzenlenmesine önem verilmiştir.

Paspatis'in

1877'de


istanbul'da

yayımlanan



Byzantinai

Melaldi adlı

eserinde yer

alan bir

çizimde


Parmakkapı

Mescidi.


Müller-Wiener,

Bildlexikon

Halic'in ve Boğaziçi'nin her iki yakasındaki sahillerde, Sarayburnu'ndan başlayarak Yenikapı, Samatya, Surdibi, Topkapı, Zeytinburnu'na; Kadıköy'den başlayarak Erenköy, Bostancı, Küçükyalı, Kartal'a uzanan sahil bandında yapılan istimlakler, yıkım ve sahil dolguları sonucu birçok yerde yeni alanlar ortaya çıkmıştır. Bir taraftan büyükşehir belediyesi, diğer taraftan ilçe belediyeleri bu alanları seri bir biçimde yeşillendirmek ve parklar kurma çalışmalarına girişmişlerdir.

Büyükşehir belediyesince 1991, 1992 ve 1993'te, İtalya'dan yaklaşık 10.000 adet boylu ağaç fidanı ithal edilmiş, ana arterlere ve parklara diktirilmiştir.

İstanbul'un çeşitli bölgelerinde, en çok

den çevrilmiş olduğunu bildirmesine dayanan, A. G. Paspatis İstanbul'un eski Bizans kiliselerine dair çalışmasında, bu binayı da bir kilise olarak kabul ederek, bunun kaynaklarda adı geçen Ayios İsaias Kilisesi olabileceğini ileri sürmüştür. Sonraları bu görüş Mordtmann tarafından da kabul edilmiştir. Ancak İsaias Kilisesi'ne dair kaynaklardan elde edilen bilgiler o derecede bulanıktır ki, bunlarla yerini kesinlikle tespit mümkün değildir.

Bu eski Bizans kalıntısı, "şenlendirme" politikası gereğince Türk döneminde Kâtip Hüsrev tarafından mescide dönüştürülmüştür. Bu vakıf bina Parmakkapı Mescidi olarak tanınmış iken, Hadîka'da. Purkuyu Mescidi olarak kaydedildiği için bu ikinci ad ile de yayınlara girmiştir. Hadîka, mescide Yenikapılı Ahmed Efendi tarafından minber koydurulduğuna da işaret eder.

Mescidin görüntüsünü sağlayan tek belge olan Paspatis'in kitabındaki taşbasma-sı (litografya) gravürden anlaşıldığına göre, resminin yapıldığı 1870'li yıllarda mescit kare bir kitle üzerinde sekizgen sağır bir kasnağa oturan kubbe ile örtülü bir yapı idi. Bir yan cephesinde üstleri kemerli üç pencere vardı. Ana duvarlar ve kasnak üçer kesme taş ve aralarında tuğla hatıllar olan teknikte örülmüştü. Bu duvar örgüsü ve pencere biçimi Parmakkapı Mes-


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   385   386   387   388   389   390   391   392   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin