KAYMAKAM PAŞA!..
Gelen asker İstanbul civarında olan çiftliklerin ve köslerin ekinlerim atlarına yedirib vesair gûnâ etmedikleri zulmün nihayeti olmadığını ben ve cümle âlem işidiyor. Sen ve şâir za-bitân işitmiyor mu? Ve asker İstanbul'da böyle edib azıtdığı hâlde yollarda ve orduda ne yapmazlar? Kaç keredir yazar ve söylerim. Gelen asker bir günden ziyâde oturmasın. Yine siz hiç aramıyorsunuz. Böyle hareket mi olur? Herkesi kendi hâlinde bıraktık-da nasıl olur? Bunların fesad edenlerinin birkaçını bulub şâirlerine ibret etmek lâzım değil midir? Şimdi bostan-cıbaşıya ferman yazub Eyüb ve Topçular ve Dâvudpaşa ustaları cümle neferatıyla varub her ne kadar asker var ise kaldırıb ve zülüm ve taaddi etmemelerini başları tenbih etdiresin. Ve bundan sonra gelenlere böyle ede-siz. Herbir askerin başların getürüb muhkem tenbih edesin ve Âsitane'ye gelüb ber-takrib kalanları tecessüs edüb birkaçını kati edersin. Zira çok adam kalmış, her ne mahalde olursa hatıra bakmayub bulun te'dib edesiz. Vallah pek fena hareket ediyorsuz. (III. Selim'in, sadaret kaymakamına bir hatt-ı hümayunu) E. Z. Karal, Selim IH'ün Hatt-ı Hümayunları, s. 26-27
Dostları ilə paylaş: |