Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə682/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   678   679   680   681   682   683   684   685   ...   980
Peyami Safa

TETTV Arşivi

ya Savaşı atmosferindeki İstanbul'u odak almış Mabşer'de de (1924) sürüp gider. İstanbul'un iş çevrelerini para hırsı, vicdansızlık, züppelik belirlemektedir.



Canan (1925), Bir Akşamdı (1928), Şimşek (1928) madde-ruh, Doğu-Batı, bi-rey-toplum çatışmalarım deşerken, o yılların İstanbul hayatından saptayımlara yönelir. Bu romanlarda kent henüz bahçelik, yeşertili ve az nüfusludur. Roman kişileri çoğunlukla köşklerde otururlar. Apartman düzeniyse şehrin eski mimarisini bozmaksızın yeni semtlerde kurulmaktadır. Boğaziçi birçok peyzaj çizmekte, Şişli'deki apartman ve büyük evlerse Avrupai yaşayışın mekânları olarak belirmektedir.

Yazarın kendi hayatından izdüşümlerle yüklü Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930) Erenköy civarındaki bir köşkü, İstanbul'un hastanelerini odak alır. Köşkün dingin dünyasından sonra hastane ortamı yıkık, acılı, korunaksız insan kalabalığıy-la dolup taşar. Fatib-Harbiye(19W ise bir tramvay hattı boyunca İstanbul'daki "ikici" yaşayışa eğilir. Fatih'ten Harbiye'ye, alaturkadan alafrangaya yol alınmakta; kültür değerleri ve uygarlığın çehresi ruhsal yapının taşıyamayacağı ölçüde değişime uğramaktadır. Müslüman-Türk Fatih'ten yana Peyami Safa, özümsenmemiş Batı'dan ve Batılı hayat tarzlarından derin huzursuzluk duyar. Bir Tereddütün Romanı (1933) bir kez daha I. Dünya Savaşı İstanbul'unda bohem çevreleri, varlıklı ortamları gündeme getirir; roman kişileri törel değerlerin İstanbul'unda mı, Batılılaşma içindeki yeni kent hayatında mı ayakta kalabileceklerini duraksayışlarla ifade ederler.

Kalabalık kadrosuyla Biz İnsanlar (1939) imparatorluk başkentinin çöküş pa-noramasıdır. Bir avuç yurtsever İstanbullu,

işbirlikçi İstanbul'da yarının dünyasını kurmaya çalışırlar. Kentte tuhaf bir çöküş zen-ginliğiyle yoksulluk, yıkılış iç içe yaşanır. Geleceğin İstanbul'u bir bilinmezlik olarak saptanır. Nihayet MatmazelNoraliya'nm Koltuğu (1949) Peyami Safa'nın en tedirgin romanı özelliğiyle Büyükada'da bir içe kapanış, çile dünyasını anlatır. Bu roman, tarihi siluetini yitirmiş, değerleri -romancının saptayımıyla- çürümüş İstanbul'da fiziköte-si arayışları son çare olarak gösterir. Matmazel Noraliya'nm iç huzuru bir "ada"da bulmuş olması, şehrin asıl yaşayışına duyulmuş güvensizliği dışavurur gibidir.

Peyami Safa, geçim kaygısıyla, pek çok başka roman da yazmış ve bu hafif eserlerinde Server Bedi takma adını kullanmıştır. Hemen hepsinde İstanbul hayatına ilişkin canlı, renkli gözlemlerin yer aldığı Sever Bedi imzalı romanlardan Cingöz Recai dizisi İstanbul'da polisiye serüvenlere, Cumbadan Rumbaya (1936) Karagüm-rük'ün Müslüman ve yoksul, bir yandan da ikinci elden Batılı dünyasından İstanbul'un modern yeni semtlerine açılışlara yer verir. Selma ve Gölgesi (1937) viran Boğaziçi yalılarında fantastik bir dünyayı betimler.

Bibi. C. Kudret, Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman, II, Ankara, 1967; B. Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, İst., 1983; A. Oktay, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı, Ankara, 1993; C. S. Tarancı, Peyami Safa, İst., 1940.

SELİM İLERİ




Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   678   679   680   681   682   683   684   685   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin