SARIYER
466
467
SARIYER İLÇESİ
İdari personel ve benzeri çalışanlar
|
2.666
|
2.119
|
4.785
|
İlmi ve teknik elemanlar, serbest meslek sahipleri ve bunlarla ilgili diğer meslekler
|
3.519
|
1.671
|
5.190
|
Tablo n Sarıyer İlçe Merkezinde Çalışanların Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı
Müteşebbisler, direktörler ve üst kademe yöneticileri
Kaynak: 1990 Genel Nüfus Sayımı, "Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, İli 34- İstanbul", DiE, Ankara, Temmuz 1993
tih'in sarı erlerf'nden bozularak yöreye Sarıyer dendiği; veya öteden beri mesire yeri olan bu yörede Mısırlı zenginlerin harcadıkları altınlar yüzünden bölgenin adının "Sarı lira yer"den Sarıyer'e dönüştüğü gibi rivayetler yanında tutarlı görülen varsayım, Sarıyer'in kuzeybatısında Maden Mahallesi'ne doğru sırtların bakır madeni ve kil yüzünden sarı renkte olmaları ve buradaki yerleşmeye bu sarı topraklar nedeniyle Sarıyer adı verilmiş olmasıdır. Gerçekten de yakın zamanlara, 1960'lara kadar, henüz yapılaşmanın yoğunlaşmadığı dönemlerde, semtin gerisinde bu sırtlar yer yer san renkte görünürlerdi. Yine eskiden Sarıyer'in uzakça bir gecekondu bölgesi sayılan Maden Mahallesi de adını bu bakır madeninden almıştır.
17. yy'da Evliya Çelebi, Sarıyer'in 1.000 kadar bağlı, bahçeli, mamur haneli bir semt olduğunu, 2 mahallede Müslümanların, 7 mahallede de Hıristiyanların yaşadığını camii, mescidi ve hamamı bulunduğunu, Anadolu'dan gelen halkın bahçıvan, Rum halkın da balıkçı, meyhaneci ve gemici olduklarını anlatır. Geniş bir derenin içinden geçtiği Solak Çelebi'ye ait çok güzel bir bahçenin IV. Murad (hd 1623-1640) tarafından bile beğenildiğini, Sarıyer'de dağların üzerinde daha birçok bağın bulunduğunu yazar.
İnciciyan da, 18. yy'da bakır ve altın madenlerinden bahseder; ayrıca Sarıyer'in havasının ve suyunun hastalara iyi geldiğini belirtir. 19. yy'm ilk yarısında A. Timo-ni Sarıyer yolunda bir bakır madeni işletildiğini kaydetmektedir.
Özellikle ünlü ve şifalı suları, çevresinin yeşilliği, güzelliği, havasının temizliği ile tanınan Sarıyer, her dönem bir mesire yeri olmuştur. Sarıyer'de 19. yy'm başında, Bostancıbaşı Defteri'ne göre Mesar Bur-nu'ndan Yenimahalle'ye kadar 12 hane dışında, l han, 9 kayıkhane, l harem iskelesi ile Sarıyer Camii'nin iskelesi, biri eski, 2 köşk, l pazar kayığı iskelesi, 3 kahvehane, l keresteci mağazası ve l mahzenin bulunduğu kayıtlıdır.
Yörenin 18. yy'dan itibaren Boğaz'a Karadeniz'den gelebilecek saldırılara karşı bir savunma mevzii olarak da düşünüldüğü I. Abdülhamid'in (hd 1774-1789) buraya
20. yy'm başından bir kartpostalda Sarıyer'in denizden görünümü. A. Eken,
Kartpostallarda İstanbul, ist., 1992
yaptırdığı Delice Tabya denen tabyadan ve III. Selim'in (hd 1789-1807) kurdurduğu tahkimatlardan da anlaşılmaktadır.
Sarıyer, 19. ve 20. yy'm başlarında da eğlence ve sayfiye yeri olma özelliğim sürdürmüştür. Fındık, Kestane, Çırçır, Hünkâr suları mesirelerinde sahneler kurulduğu, dönemin ünlü ortaoyuncularının buralarda temsiller verdikleri anlatılır. Mesar Burnu'ndan Büyükdere'ye kadar sahil boyunca Rum, Ermeni, Yahudi zenginlerin, arkalarında yamaçlara doğru büyük bahçeleri uzanan yalıları tasvir edilir.
Sarıyer yerleşmesinin vadi boyunca uzanan bölümünün, sonuncusu 1950'de olmak üzere tarihte birkaç kez sel felaketi atlattığı, hattâ eski Sarıyer Deresi boyundaki mahallelerin birkaç kez tepelerden gelen sel sularına kapılıp yıkıldığı, can ve mal kaybı olduğu hatırlanmaktadır.
1960'lara kadar böreği (ünlü Sarıyer Börekçisi), muhallebicileri, dondurması, özellikle Yenimahalle yönüne doğru küçük mendireKçevresindekibalıkçı kahve ve meyhaneleriyle ünlü olan Sarıyer, bu tarihlerden sonra yerleşme yapısını büyük ölçüde değiştiren bir yapılaşmaya uğradı; çok hızlı nüfus kazandı. Eski mütevazı dükkânların, meyhane ve kahvelerin yerini turistik, lüks, pahalı işletmeler almaya başladı. Halen mendireğin çevresinde Camiarkası olarak da bilinen kıyıdaki Balıkçılar Çarşısı, buradaki balık restoranları, çarşıdaki börek ve poğaçacılar, muhallebici ve dondurmacılar semtin renkli, canlı, turistik yerleridir.
Sarıyer'e ulaşan kıyı yolu, 1958'de yapılan Boğaziçi sahil yolunun uzantısıdır. 1980'lerde, Büyükdere-Sarıyer arasındaki trafik düğümünü çözmek amacıyla yapılan "kazıklı yol" Sarıyer'e ulaşımı kolaylaştırmıştır. Sarıyer'den Uskumru Köyü'ne, Ze-keriyaköy'e, Karadeniz kıyısındaki Kil-yos'a, Rumelikavağı ve Rumelifeneri'ne karayolu bağlantısı vardır.
Sarıyer İskelesi Boğaziçi'nin Rumeli yakasının halen kullanımda olan tek tuk iskelelerinden biridir. Sarıyer-Rumelikavağı-Anadolukavağı arasında aralıklı olarak ring seferleri yapılmaktadır.
Sarıyer Merkez Mahallesi, aynı zamanda ilçe merkezi olması, topografyasının
uygunluğu, sularının ve diğer özelliklerinin mesire yeri olarak çekiciliği, Kilyos'a ve iç kısımlardaki yeni yerleşmelere ve köylere kolay ulaşılması gibi nedenlerle çok çeşitli şehirsel işlevleri barındırır. Tapu ve kadastro gibi resmi daireler, ilk, orta, lise eğitim kurumlan, PTT, dernekler, halk eğitim merkezi, devlet hastanesi, Boğaz Komutanlığı Deniz Subay Gazinosu, Sarıyer Kültür Merkezi, Sarıyer Spor Kulübü ve Yusuf Ziya Öniş Stadyumu, kaymakamlık, çok sayıda et ve balık lokantası, tatlıcı ve köfteciler, büfeler, fırın ve pastaneler, balıkçılar ve balıkhane, marketler, manavlar, birçok perakende satış yapan giyim eşyası mağazaları, bankalar vb ticari birimler Merkez Mahallesi'nde yer alır. Artan ulaşım araçlarından Taksim-Sa-rıyer, Eminönü-Sarıyer hattı otobüs ve minibüslerinin son durağı da Sarıyer Sular Caddesi'ndedir.
Sarıyer Merkez Mahallesi'nin nüfusu 1955'te 5.200 iken, 1965'te 6.363'e, 1975'te 10.154'e, 1985'te 12.635'e, yükselmiş, 1990' da ise 11.824 düşmüştür. Muhtarlıktan alınan bilgiye göre 1994'te seçmen sayısı yaklaşık olarak 8.500'dür. Aradan geçen dört yıldaki artışlar da dikkate alınırsa bugünkü nüfusun 20.000'den daha fazla olduğu tahmin edilebilir.
Kuzeybatıdaki Maden mevkii eskiden Sarıyer'in yoksul bir gecekondu bölgesi iken, bağımsız bir mahalle olmuştur. 1980 sonrası Boğaz arazi yağmasından ve buralarda yapılan lüks inşaatlardan en fazla nasibini alan yerlerden biri de Sarıyer çevresidir.
Bibi. Kömürciyan, istanbul Tarihi, 281; Evliya, Seyahatname, I; "Boğaziçi", İSTA, V, 2859; İnciciyan, İstanbul, 120; P. A. Dethier, Boğaziçi ve İstanbul, İst., 1993, s. 85; Ç. Aysu, "Boğaziçi'nde Mekânsal Değişim" (İstanbul Üniversitesi yayımlanmamış doktora tezi), 1984; Ş. Rado, Bostancıbaşı Defteri, 1802, s. 17; // Yıllığı, İst., 1973, s. 17; "İstanbul", Yurt Ansiklopedisi, VI, İst., 1982-1983, s. 3781-1782; S. Ay-verdi, Boğaziçi'nde Tarih, İst., 1976, s. 277-278; Y. Yazıcı, Sarıyer, İst., 1993.
ÇİĞDEM AYSU
Dostları ilə paylaş: |