SES TİYATROSU
Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi'nde(-») Halep Pasajı'nın(-0 arkasında, tarih içinde sırayla Pera Sirki, Varyete Tiyatrosu, Fransız Tiyatrosu, Darülbedayi Operet ve Komedi Sahnesi, Ses Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu, Ses Sineması, Ses 1885 adlarını alan tiyatro salonu.
1885'te açılan Halep Pasajı'nın hemen arkasındaki boşluğa yapı ustası Roman tarafından ahşap bir bina yapılır. Çarşının içinden geçilerek girilen bu yapı, bir dönem sirk olarak kullanılır. 1899'da binada tiyatro ve opera oynatabilmek amacıyla değişiklikler yapılır. Tavan yükseltilip pencereler açılır. Ancak içeri sinmiş olan ahır kokusu giderilemediği gibi, ışık durumu da yeterli değildir. Yine de zaman zaman burada oyunlar oynanır. Ama binanın adı bu dönemde tiyatro olarak değil Pera Sirki (Cirque de Pera) olarak anılıyordu.
Salonun adı Türk sineması tarihinde sık sık geçer. Nurullah Tilgen, Sigmund Wein-berg'in Sponeck Birahanesi'nde yaptığı ilk sinema gösterisinden (1896) l yıl sonra, bu mekânda film gösterildiğini söyler. Pera Sirki'nde, 1901'de "dev sinematograf" denilen bir düzenle film gösterileri yapılır.
1904'te bir yangın sonucu bina hasar görünce, işletmecisi İspanyol Luis Roca Ra-mirez, tiyatroya yeni bir biçim vermek ister. Mimar Çampanaki, bugünkü tiyatro binasının ilk biçimim yapar. 17 localı, 500 kişi alabilen bir yapıdır bu. Sirk binası tiyatroya çevrilmesine karşın, tiyatro topluluklarının ayaklarının buraya alışması kolay olmaz. Ramirez daha çok sirk ve varyete gösterileriyle koltukları doldurur. 1906'da yapının işletmesini devralan J. Quilichini, önce adını değiştirip "Varyete Tiyatrosu" yapar. 4 Ekim 1906'da düzenlediği ilk gösteri de, mekânın adına uygun bir varyete seansıdır. Aralık 1906'da mevsimin ilk tiyatro topluluğu gelir. Fransa'dan "Gardet-Santin" topluluğu Monte Cristo, Kamelya-lı Kadın gibi klasikleri oynar. Ama yolunda gitmeyen bir şeyler olmalı ki, topluluk 10 gün sonra Tepebaşı'ndaki Anfi Tiyat-rosu'na geçer.
1907 yılı yaz aylarındaki gazete ilanlarından salonun işletmesinin, Tepebaşı ve Taksim'deki tiyatro binalarıyla gazinoların büyük bölümünün müsteciri olan Lehman ve Ortakları'na geçtiğini öğreniyoruz. The Royal View Sineması, aynı yıl temmuz başında Varyete Tiyatrosu'nu kiralar.
Salonun sinema tarihine baktığımızda ise, 11 Mart-9 Mayıs 1908 arasında ise, yine Royal View gösterilerinin, bu kez dönemin ünlü dans ve müzik hocası Joseph Psalti yönetimindeki senfonik orkestra eşliğinde sunulduğu görülür. Cumhuriyet'in ilanına kadar geçen 15 yıllık süre içinde, Varyete Tiyatrosu esas olarak bir turne mekânı olarak kullanılır. Fransız ve Yunan başta olmak üzere yabancı topluluklar, Beyoğlu seyircilerinin karşısına burada çıkarlar. Yazları salonun sinema olarak kullanılması uygulamasına devam edilir. Aynı dönem içinde, Osmanlı toplulukları da özellikle ramazan aylarında temsiller verirler. Bunlar arasında gözümüze ilk çarpanlar Kel Hasan Efendi Topluluğu, Benliyan
Ses
Tiyatrosu'nun
yerleşim
düzenim
gösteren 1914
yılma ait bir
planı.
Gökhan Akçura koleksiyonu
Topluluğu, Mınakyan'ın Yeni Tiyatro'su, Eliza Binemeciyan Kumpanyası ve Ertuğ-rul Muhsin'in Edebi Tiyatro Heyeti'dir. Muhsin Ertuğrul Cumhuriyet'in kuruluşunun hemen ardından Othello'yu sahneler. Bu oyun Türk kadınlarının İstanbul'da ilk kez açıkça sahneye çıkmaları açısından da önem taşır. Oyunda Neyyire Neyir ve Be-dia Muvahhit kadın rollerini üstlenmişlerdir.
Cumhuriyet'in ilk döneminde Varyete Tiyatrosu'nun çalışma biçimi değişmez. Ama adı değiştirilerek Fransız Tiyatrosu olmuştur. Ramazanlarda yoğunlaşan yerli topluluk temsilleri dışında sahneyi esas olarak dışarıdan gelen topluluklar kullanır. Tiyatronun emprezaryosu Lehman'ın ortaklarından Hugo Arditi'dir. Yurtdışından gelen topluluklar arasında ise, özellikle 1930'da Charles Boyer'in rejisörlüğünü üstlendiği Marie Bell Kumpanyası büyük ilgi toplar. 1933'te ise Zozo Dalmas'm primadonna olarak görev aldığı Yunan Operet Topluluğu benzeri bir ilginin odağı olur.
Aynı tarihlerde Şehir Tiyatroları, bir süreden beri sahnelediği operetlerin büyük ilgi görmesi üzerine, kendine bir operet sahnesi aramaya başlar. Sonunda Beyoğ-lu'ndaki Fransız Tiyatrosu'nun kiralanmasına karar verilir. Ekim 1934'te salonda Operet Kısmı gösterilere başlar. İlk oyun olarak Ekrem Reşit Rey'in yazıp Cemal Reşit Rey'in müziklerini yaptığı "Deli Dolu" seçilir. Şehir Tiyatrosu, adı artık ilanlarda "Eski Fransız Tiyatrosu" olarak geçen operet kısmında uzun bir süre operet ve komedilerini sahneler. Sahne, komedilerin de oynanışıyla birlikte "Operet ve Komedi Sahnesi" olarak anılmaya başlar. 1936'da kısa bir dönem için ayrılışını saymazsak, Şehir Tiyatrosu, 1942'ye kadar bu salonda 9 operet ve 30 kadar komedi eserini sahneler.
Şehir Tiyatrosu'nun Fransız Tiyatrosu'n-da oynadığı bu dönemde, aynı sahnede
1940'larda Ses Tiyatrosu'nun içinden bir
görünüm.
Gökhan Akçura koleksiyonu
yer alan başka etkinlikler de görebiliyoruz. Örneğin 1935-1936 sezonunda, Süreyya Opereti'nin dağılmasıyla kurulan Halk Opereti, sahneyi Şehir Tiyatrosu ile paylaşır. 1936 yazında ise sahne başka bir gösteri sanatına ev sahipliği yapar. Güney Amerika'dan Türkiye'ye dönen illüzyonist Zati Sungur, ilk gösterileri bu salonda yapar. Sungur, daha sonraki yıllarda da bu salonda gösteriler verecektir. Yine bu dönem içinde, tiyatroda daha sonraki dönemlerde de sık sık karşımıza çıkacak olan "jübile" geleneğinin başladığı görülür. 1937' de önce Naşit Özcan'ın(->), ardından Sadi Fikret Karagözoğlu'nun(->), 194l'de de emektar ortaoyunu sanatçısı Asım Ba-ba'mn jübilesi yapılır.
194l'de Tepebaşı'nda yine Arditi tarafından yönetilen Asri Sineması'nı(-*) Necip Erses kiralar ve adını Ses Sineması olarak değiştirir. Eylül 1942'de ise, Arditi, Fransız Tiyatrosu'nun icarını Sami Kâzım Ko-ray'a devreder. Şehir Tiyatrosu, binanın yeni sahibi ile anlaşamaz. Bir takas yapılır. Şehir Tiyatrosu Komedi Bölümü (artık operetlerden vazgeçilmiştir), Tepebaşı'ndaki Ses Sinernası'nm yerine geçer. Böylece adı da, Halep Pasajı'ndaki tiyatroya taşınır. Artık tiyatronun yeni adı Ses Sinema ve Tiyatrosu'dur. Binanın işletmecisi, burayı bir sezon sinema olarak kullanır. 1943'te ise sahnede yeni bir topluluk, Ses Opereti(->) vardır. Salon yaz aylarında sinema olarak kullanılır.
Salonun serüveni, 19ö2'de Dormen Ti-yatrosu'nun(->) buraya geçişiyle birlikte değişir. Haldun Dormen'in anılarında anlattığına göre, tiyatro binası o dönem inanılmayacak kadar kötü durumdadır. Fareler ayaklar arasında cirit atmaktadır. Pirelerden oyun izlemeye olanak yoktur. Alt katta localar yıktırılıp iç fuaye de salona eklendiğinden akustik yok olmuştur. Süslü tavan ve altın yaldız olması gereken kabartmalar, çirkin bir pembe badana ile örtülmüştür. Koltukların durumu bir felakettir. Onarımdan sonra yeniden açılan salonda Dormen Tiyatrosu'nun yanısıra başka topluluklar da salonun boş zamanlarını paylaşırlar. Bunlar arasında 1962-1968 arasında aynı tiyatroda çalışan Kent Oyuncuları başta gelir. Dostlar Tiyatrosu(->) ile Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu(->) da daha kısa dönemlerle konuk olmuşlardır.
Dormen Tiyatrosu'nun 1972'de kapa-nışıyla birlikte salon, artık kapısı Beyoğ-lu'nun bir yan sokağına açılan Ses Sinema-
sı olarak çalışmaya başlar. Sinema, 1970'li yılların sonuna doğru piyasayı saran seks filmleri furyasına katılır ve unutulmaya yüz tutmuş bir bina olarak ömrünü sürdürür. Salonun yeniden tiyatroya dönüştürülmesi ise 1989'da Ferhan Şensoy'un kira-lamasıyla gündeme gelir. Şensoy, aslına uygun bir restorasyonla salona eski güzelliğini kazandırır. Tiyatroya yine Halep Pasajı'ndan girilebilmesi için, çarşıdan iki dükkân kiralanarak buradaki eski kapı yeniden açılır. Yıkılma noktasına gelmiş olan çatı bütünüyle yeniden yapılır, tüm koltuklar ve localar kadifeyle kaplanır. Salon "Ses Tiyatrosu 1885-Ortaoyuncular" adıyla 24 Kasım 1989'da yeniden açılır. O günden bu yana salon Ferhan Şensoy'un topluluğu Ortaoyuncular tarafından kullanılmaktadır.
Bibi. G. Akçura, Beyoğlu'ndan BirKesit-Ses
1885-1991, İst., 1991; M. And, "Türkiye'de Sinema Arkeolojisi", Milliyet Sanat Dergisi, (15 Mart 1972); S. N. Duhani, Eski İnsanlar Eski Evler, İst., 1984; G. Akçura, "Emprezaryo Arditi Efendi", İstanbul, S. 3 (Ekim 1992), s. 72-74; V. R. Zobu, O Günden Bu Güne, ist., 1977; G. Scognamillo, Türkiye Sinema Tarihi, I, ist., 1987; H. Dormen, Sürç-ü Lisan Ettikse, İst., 1978.
GÖKHAN AKÇURA
Dostları ilə paylaş: |