Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə133/147
tarix27.12.2018
ölçüsü8,43 Mb.
#86791
1   ...   129   130   131   132   133   134   135   136   ...   147

Bibi. Abdülbâkî Nasır Dede, Tahririye, Sü-leymaniye Ktp, Nafiz Paşa Bölümü, no. 1242; ay, Tedkik u Tahkik, Süleymaniye Ktp, Nafiz Paşa Bölümü, no. 1242; Rauf Yekta, "Selim-i Sâlis Musikişinas", Yeni Mecmua, S. 16 (1917); ay, Esâtîz-i Elhân-III. Cüz, Dede Efendi, ist., 1925; Ali Rıza, Bir Zamanlar; İstanbul Belediye Konservatuvarı, Türk Musikisi Klasiklerinden Mevlevî Ayinleri, V, İst., 1935; Ergun, Antoloji, II; Sevengil, Opera; İ. H. Uzunçarşı-lı, "Osmanlılar Zamanında Saraylarda Musiki Hayatı", Belleten, S. löl (Ocak 1977); N. Özalp, Türk Musikisi Tarihi, II, Ankara, 1986;

Öztuna, BTMA, II; S. Aksüt, Türk Musikisinin 100Bestekârı, İst., 1993.

BÜLENT AKSOY

SELİM m ÇEŞMESİ

Üsküdar İlçesi'nde, Karacaahmet'te, Tıbbiye Caddesi ile Harem İskele Sokağı'nın köşesinde yer almaktadır.

Kitabesinden 1217/1802'de inşa edildiği anlaşılan çeşmenin arkasında, oldukça büyük tutulmuş dikdörtgene yakın kare planlı bir su haznesi vardır. Haznenin duvarları, horasanharcı kullanılarak, iki sıra tuğla, bir sıra taş almaşık dizisiyle örülmüş ve sade bir silmeyle bitirilmiştir. Tıbbiye Caddesi'ne bakan cephesinde, şu anda işlevi anlaşılamayan bir niş bulunmakta, bu nişin sol üst köşesinde mermer söveli küçük bir pencere yer almaktadır. Çeşme, konumundan ötürü, haznenin pahlanmış köşesine yerleştirilmiştir; haznesiyle oransızlığı dikkat çekicidir.

Som mermerden yapılmış olan çeşmenin üstünde, banisi III. Selim'in (hd 1789-1807) tuğrasının olduğu bilinmektedir; ancak çeşme onarım görmüş ve tuğra yerine yerleştirilmemiştir. Günümüzde de kullanılan çeşmenin tabanında dışarıya doğru taşan bir yalağı ve iki yanında yüksek, birer seki biçiminde dinlenme taşları bulunmaktadır. Kemerli niş içinde yer alan ayna-taşının ortasındaki bezemeli oval form, üzerindeki eğrisel motifler ve nişin iki tarafında tasarlanmış yivli pilastrlar, çeşmenin barok özelliğini yansıtmaktadır. Pilastrlar tarafından taşındığı görünümü verilen silmenin üzerinde, Seyyid İhya Efendi tarafından yazılmış kitabe panosu yer almaktadır.



Bibi. Tanışık, istanbul Çeşmeleri, II, 402; Çeçen, Üsküdar, 113-114; Konyalı, Üsküdar Tarihi, II, 105-106; A. Ödekan, "Kentiçi Çeşme Tasarımında Tipolojik Çözümleme", Semavi Eyice Armağanı, İst., 1992, s. 281-297; A. Egemen, İstanbul'un Çeşme ve Sebilleri, İst., 1993, s. 741, 743-744.

AYGÜL AĞIR



IH. Selim Çeşmesi

Enis Karakaya

SEIİM m TÜRBESİ

512

513

SELİMİYE CAMÜ

olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle, Selimiye semtinin şehir dokusu da başlangıçtan itibaren kışlaya bağımlı olarak gelişmiştir. Semt sakinlerinin büyük bir kısmını emekli ya da muazzaf askerler ve aileleri oluşturmaktadır. Kışla Caddesi ile Çeşme-i Kebir Caddesi'nin kesiştiği köşede, Selimiye Kışlası'nın kuzeyinde yer alan Selimiye Camii'nin (Sultan Selim-i Salis Camii) hünkâr mahfilinde, büyük bir kısmı Üsküdar'la ilgili olan eserlerin ve arşivin yer aldığı halk kütüphanesi vardır. Caminin muvakkithanesi de bulunmaktadır. Kışlanın kulelerinden birinin içinde ise Kırım Savaşı sırasında Selimiye Kışlası'nda hemşirelik yaptığı kabul edilen Florence Nigt-hingale(-») adına yapılmış küçük bir müze mevcuttur. Üsküdar-Kadıköy yolu üzerinde ve kışlanın hemen bitişiğinde bugün İstanbul'daki iki büyük assubay or-duevinden biri olan Selimiye Orduevi yer almaktadır. Orduevinin arkasında Selimiye Spor Kulübü'nün tesisleri ve futbol sahası ile Selimiye İlkokulu ve Selimiye Parkı vardır. Selimiye Kışlası ve Camii'nin batısından geçen ve bugünkü Harem İskelesi'ne ulaşan Harem-İskele Caddesi'nin denize kavuştuğu yerde bulunan ve Selimiye İskelesi denen eski iskele günümüze ulaşamamıştır. Selimiye'nin tarihi dokusu zengindir. Çeşmeler, kuyular, suterazileri, sarnıçlar, karakol, kütüphane, ambar gibi yapılar kış-



SELİM m TÜRBESİ

bak. LALELİ KÜLLİYESİ



SELİMİYE

İstanbul'un Anadolu yakasında Haydarpaşa Limanı ile Harem arasında, Üsküdar İlçesi'ne bağlı mahalle. Sekiz tepeden oluşan Üsküdar'ın Kadıköy tarafında kalan tepesi üzerine yayılmıştır. Bu bölge adını, aynı yerde III. Selim (hd 1789-1807) tarafından yaptırılmış olan kışladan (bak. Selimiye Kışlası) ve camiden (bak. Selimiye Camii) almıştır.

Mahalle olarak Çiçekçi, Duvardibi, Harem semtlerini de içeren Selimiye, Selimiye Kışlası'nın kuzeyinde ve kuzeydoğusunda yer alır. Bugün Selimiye Mahalle-si'ndeki yapılaşma, Üsküdar-Kadıköy yolunun deniz tarafında yoğunlaşmıştır. Ancak bu yolun kara tarafında yer alan Hayvan Hastanesi, Mezbahalar Müdürlüğü, polis karakolu, Karacaahmet Mezarlığı'mn bir bölümü ile son yıllarda İstanbul'da açılan büyük marketlerden biri olan Mega Market de Selimiye semti hudutları içindedir.

İstanbul Boğazı'nın Marmara çıkışına stratejik açıdan önemli bir noktada inşa edilen Selimiye Kışlası halen İstanbul'un en büyük kışlalarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki önemini Cumhuriyet döneminde de korumuş olan Selimiye Kışlası, bugün 1. Ordu karargâhı



Selimiye, 1930

1930 tarihli Pervititch haritasından yararlanılarak hazırlanmıştır. istanbul Ansiklopedisi

laya kısmen de olsa bağımlı olarak kurulmuşken bölgede yaşayan insanlara hizmet için yapılmış olan, Selimiye İskele Cadde-si'ndeki Defterdar Tahir Efendi Camii, Çeşmesi ve Mektebi; Tıbbiye Caddesi'nde Küçük Selimiye veya Çiçekçi Camii (bak. Selimiye Tekkesi); şimdiki haliyle kışla duvarına bitişik olan ve kitabesine göre 1840'ta Abdülmecid'in hareminden bir kadın tarafından tamir ettirilmiş olan Ali Ağa Çeşmesi mahallenin önemli tarihi eserleridir. Selimiye Mahallesi'nin en önemli caddeleri kışlanın kuzeyindeki Çeşme-i Kebir Caddesi, onu kesen Selimiye İjSkele Caddesi ve mahallenin Haydarpaşa bağlantısını sağlayan Tıbbiye Caddesi'dir. Selimiye semt pazarı çarşamba günleri Harem-İskele Caddesi üzerinde kurulmaktadır.

TÜLİN ÇORUHLU



SELİMİYE CAMÜ

Üsküdar İlçesi'nde, Selimiye'de, Selimiye Kışlası'nın yanında yer alır. III. Selim (hd 1789-1807) tarafından bir okul, bir muvak-kithane, çeşme ve sebille birlikte, kapı kitabesine göre 1219/1804-05'te yaptırılmıştır.



Hadîkatü'l-Cevâmi'de caminin yapımına 1216/1801-02'de başlandığı ve inşaatın 5 Muharrem 1220/5 Nisan 1805'te bitirildiği belirtilmektedir. Yapı biter bitmez minareleri kalın bulunmuş ve taşlarının yon-tulmasıyla bir ölçüde inceltilmiştir. 12387 1823'teki bir lodos fırtınasında minarelerden biri tamamen, diğeri de kısmen yıkıldığından her iki minare de yenilenmiştir.

Selimiye Camii, geniş bir avlunun ortasında yer almaktadır. Avlunun dört yanında birer giriş bulunmaktadır. Bunlardan biçimi ve ölçüsüyle en belirgin olan kuzey girişine, sokak kotu aşağıda kaldığı için her iki yandan birer rampa ile çıkılmaktadır. Bu giriş, cami esas girişiyle aynı aks üzerindedir. Avlunun güney tarafında ve güneydoğu köşesinde hazire bulunmaktadır.

Yapının esas girişine, kuzey tarafından on basamakla çıkılarak ulaşılmaktadır. Açıklıkları birbirine eşit olmayan beş açıklıktan meydana gelen son cemaat yerinin, girişi belirleyen orta aksında öne doğru çıkıntı yapan bir göz daha bulunmakta ve bu ek gözün kapladığı platformun üç yanı merdivenle sarılmaktadır. Öne çıkıntı yapan gözün üç yanı, sonradan demir doğramalı bir camekânla kapatılmıştır. Son cemaat yerinin ortadaki üç gözü harim bölümünün karşılığı olmakta; yanlarda kalan küçük gözler, ibadet mekânının doğu ve batı yanlarındaki galerileri karşılamaktadır. Son cemaat yeri ile bu yan galeriler arasındaki bağlantı kapılarla sağlanmaktadır. Cami esas girişinin iki yanında hari-me açılan ikişer pencere vardır. Bunların arasında küçük mihrap nişleri yer almaktadır. Konut ve hünkâr mahfili bölümlerinin örtüsü kırma çatıdır. Minarelere, son cemaat yerinin iki ucundaki küçük ön odalardan geçilerek girilmektedir.

Selimiye Camii'nin mimar veya mimarları bilinmemektedir. Yapının tamamlanması Ahmed Nureddin Efendi'nin başmi-

mar olduğu döneme rastlamaktadır. Kare planlı harim bölümü; kıble cephesinde harim bölümüne eklenmiş olan dikdörtgen biçimli mihrap nişi; harimin doğusunda ve batısında yer alan, içe kapalı, dışa açık yan galeriler; harimin kuzeyinde yer alan, içe açık bir galeri, bu galerinin kuzeyinde yer alan son cemaat yeri; tüm bu elemanların meydana getirdiği gruba kuzey cephesinde eklenen, batıda hünkâr mahfili bölümü ve bunun batı yan galerisi üzerindeki uzantısı, doğuda konut bölümü; kuzey cephesi üzerinde bulunan minareler camiyi meydana getiren ana elemanlardır. Bu elemanların tümü, tek başlarına, özerk birer kütlesel bütüne sahiptir. Başka elemanlarla birlikte, aynı kütle içinde eritilme-mişlerdir. Örneğin her birinin kendine ait, bağımsız bir örtüsü vardır. Yapının genel kompozisyonu, bu özerk birimlerin bir gruplaşmasından meydana gelmiştir. Elemanlar uyumlu bir bütünlüğü sağlayacak şekilde ölçülendirilmişlerdir. Bütün yapıyı dolanan silme takımları ve saçak silmeleri, pencere, pilastr gibi ikinci derecedeki elemanların birömekliliği ve kemer, kolon gibi strüktür elemanlarının biçimleni-şindeki tutarlılık da uyumlu bir bütünlüğe varılmasına hizmet etmektedir.

Kütle kompozisyonu, ana hatlarıyla, son cemaat yerindeki esas girişten ve mihraptan geçen aksa göre simetrik bif kompozisyondur. Bu simetri üç noktada bozulmaktadır. Bunlardan birincisi, doğu ucundaki konut bölümünün zemin katının boş oluşu; ikincisi doğudaki yan galerinin üzeri tamamen boş olduğu halde, batıdaki yan galerinin üzerine hünkâr mahfili bölümünün birinci katta yer alan hünkâr locasının uzanması; üçüncüsü de, hünkâr mahfili bölümünün güney tarafına, zemin katta bir revak eklenmiş olmasıdır.

Yapıyı meydana getiren elemanlardan harim bölümü, 14,60 m çapında tek bir büyük kubbe ile örtülen bir kare pirizmadır. Prizmanın taban boyutları 15 m, yüksekliği ise kubbe tepesinde 25,70 m'dir. Hacmin genişliği ile yüksekliği arasındaki oransal ilişki 1/1,71'dir. Yan duvarlar arasında sınırlanmış olan prizma, esas giriş aksı üzerinde, mihrap nişi ve galeri ile öne ve geriye uzamakta, böylece, plan ölçüleri bakımından yaklaşık olarak 15x20 m ölçüsünde bir dikdörtgen meydana getirmektedir. Ancak ana mekânın planının, örtülmesi ve öteki mimari özellikleri bakımından temeli "kare" olan bir plan sayılması gerekir. Kuzey tarafında zemin katta girişin doğusunda ve batısında yer alan iki seki ve birinci katta bir galeri bulunmaktadır. Kubbenin örttüğü bölümle, kubbeden çok daha alçak tonozların örttüğü bu bölüm bir revakla ayrılmaktadır. Zemin kattaki bu revak, galeriyi taşıyan iki ayakla, bu ayaklar arasındaki açıklığın üçlü bir kemer dizisiyle geçilmesinden doğan iki ince kolondan meydana gelmektedir.

Harimin güney tarafında, sahnın tam yarısı genişliğinde ve kendi iç ölçüleri oranı 1/2 olan bir mihrap nişi bulunmaktadır. Harimin galeri ile ilişkisini, kuzeydeki esas girişin iki yanında yer alan, duvar



Selimiye Camii

Sadat Hasanoğlu, 1994

içine yerleştirilmiş döner merdivenler sağlamaktadır. Mihrap nişi, galeri ve yan galeriler ya bir tek ya da her kompartıman üzerinde ayrı ayrı olmak üzere manastır tonozu veya bunun çeşitlemeleriyle kaplanmıştır. Dolayısıyla harimi örten kubbe, gerek ölçüsünün büyüklüğü, gerekse de başka ölçülerde de olsa tekrarlanmamış olmasıyla, kompozisyonun en belirleyici elemanı olarak kalmaktadır. Cami strüktürünün esasını bir kasnak ve dört pandantif aracılığıyla, dört askı kemerine oturan bir kubbe ile örtülen bir düzen meydana getirmektedir. Askı kemerleri köşelerde, beden duvarlarının kalınlaştırılarak ayaklaştı-rılmış bölümlerine oturmaktadır. Mihrap nişi de esas hacme askı kemerinin altında yer alan bir başka kemerle bağlanmaktadır. Bu kemer köşelerde pilastrlara oturmaktadır.

Galeri yapının +4,31 kotunda yer almaktadır. Güney tarafında zemin katta yer alan iki ayak ve iki kolona, kuzey tarafında da caminin beden duvarına oturan bu galeri, harimin kuzey tarafında bulunmaktadır. Buraya hünkâr mahfili ve konut bölümlerinden de ulaşılabilmektedir. Galerinin orta bölümü, yan bölümlere oranla 20 cm daha yüksektir ve bir konsolla öne, harim bölümüne doğru uzanmaktadır.

Yan galerilerin son cemaat yerine açılan kapılardan başlayarak ilk gözünde, harim

Selimiye

Camii'nin

içinden bir

görünüm.


Afife Batur

bölümüne bağlı galerinin altına açılan birer kapı daha vardır. Böylece harim bölümü girişlerinin sayısı üçe çıkmaktadır. Doğusundaki girişe, konut bölümünün birinci katının altında kalan boşluğa yerleştirilmiş merdivenlerle çıkılmaktadır. Batıda ise, hünkâr mahfili bölümünün zemin katı doludur. Buna karşılık eklenti kütlenin bu kanadının daha geniş oluşu, zemin katta (güney yönünde) yine birinci katın kendisiyle örtülü bir galeri bırakmıştır. Batı girişine, batı ve güneydeki merdivenlerle çıkıldıktan sonra, bu galeriden geçilerek ulaşılmaktadır. Girişin önündeki boşluk üç taraftan duvarla çevrili olup dördüncü taraftan da yan galeri ile kuşatıldığı için, âdeta bir ön oda niteliği kazanmıştır. Yan galeriler, kuzeyden başlayarak ilk göz sonrakilere oranla daha dar olmak üzere, altı gözden meydana gelmiştir. Galerilerin güney tarafları, harimin kıble duvarının uzantılarıyla kapatılmıştır. Bu duvar parçalarının üzerinde de birer mihrap nişi bulunmaktadır. Galerilerin dış sınırları boyunca, avlu kotunda abdest alma yerleri düzenlenmiştir. Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan hünkâr mahfili bölümünün zemin katında, yaklaşık olarak 7,50x8,50 m boyutunda bir hol ve birinci kata çıkan iki merdiven bulunmaktadır. Batıdaki girişten ulaşılan merdivenin önünde küçük bir ön oda vardır. Öteki merdiven, ortadaki ho-



SELİMİYE CAMÜ

514

515

SELİMİYE KIŞLASI

20. yy'ın başından bir kartpostalda Selimiye Kışlası.



TETTVArşivi

Askı kemeri silme takımı birbirinden farklı doğrultudaki yüzeylerin aralarındaki ilişkiyi kurma işlevine de katılmaktadır. Altıncı silme takımı, beşinciden tamamen bağımsız değildir ve askı kemeri kilit taşı üst silmesinin uzantısını oluşturmaktadır. Bu silme takımı kasnak eteğini dolanmakta ve ağırlık kulelerinin üzerine oturtulmuş kub-beciklerin etek kornişini meydana getirmektedir. Son olarak kubbe eteğindeki yedinci silme takımı gelmektedir. Bu silme takımının, kasnak pencereleri arasına yerleştirilmiş olan pilastrlarla kesiştiği noktalarda, pilastra bağlı olarak parçalanıp genişlemesi, düşeyde de bazı ışık-gölge oyunları yaratarak etkisini, göze çarpıcı niteliğini artırmaktadır.

lün doğusunda, minare girişinin karşısında yer almaktadır.

Kütlenin batı ucunda birinci kata çıkan ana merdiven, bu katta geniş bir hünkâr mahfili holüne açılmaktadır. Buradan çok küçük üç ön oda ile kuzey cephesinde ana kütleden taşan ve öne doğru uzanarak zemin kattaki serbest kolonlara oturan salona geçilmektedir. Holün doğu tarafında ise, güneyde ve kuzeyde son cemaat yerine açılan birer küçük pencereden ışığını alan, hayli karanlık başka bir oda bulunmaktadır. Zemin katta minare girişinin karşısından başlayan dar merdiven de bu odada son bulmaktadır. Hünkâr locası, 4,60x 5,40 m boyutunda, dikdörtgen biçimli bir odadır. Güney ve batı yanlan pencerelerle çevrelenmiştir. Bu pencerelerin önünde, üzerine sedir kurulduğunu belli eden sekiler bulunmaktadır. Doğu tarafı ise bir kafesle harim bölümüne bağlanmaktadır.

Giriş cephesinin doğu ucunda yer alan konut kütlesinin zemin katı, batı ucunun aksine boştur. Bu bölümde yalnızca, yine birinci kata götüren dik açılı, iki kollu bir merdiven ile bunun altında yer alan ve muhtemelen bir depo olarak kullanılan boşluk yer almaktadır. Caminin doğu yan girişine götüren merdivenler de bu bölümdedir. Bu bölümün birinci katına, bir ara sahanlıkta kıvrılarak batıya yönelen bir merdivenle.varılmaktadır. Bu merdivenin açıldığı ince uzun holün sonunda, bu bölümü harimdeki galeriye bağlayan kapı yer almaktadır. Holün kuzey tarafında ise ortadaki daha geniş olmak üzere üç oda bulunmaktadır.

Harim bölümünün yüzeylerinde beş pencere sırası yer almaktadır. Bunlardan aşağıdan başlayarak ilk üç sırada beşer pencere, dördüncü sırada üç pencere vardır. Kasnak pencerelerinin oluşturduğu beşinci sırada ise yirmi dört pencere bulunmaktadır. Yan cephelerde yan galerilere, giriş cephesinde son cemaat yerine ve kıble penceresinde de doğrudan dışarıya açılan ilk sıra pencerelerde, pencere boşluğu dikdörtgen biçimindedir. Üzerlerinde lento vardır, ikinci sıra pencereler yan galerinin üzerinde yer almaktadır. Bunların üzeri kemerle geçilmiştir. Üçüncü sıra pencereler, ek kütlenin saçak kotunun üzerin-dedirler. Bu sıra pencereleri örten kemerler, bu defa, hem içte hem dışta üzengi kesimleri profilli olarak biçimlendirilmiştir. Batı cephesinin kuzey ucunda bu sıranın iki penceresinin yerini, hünkâr locasının üzerine yerleştirilmiş olan boşaltma kemeri almaktadır. Dördüncü dizide üç pencere vardır. Bunlardan ortadaki yanlardakine oranla daha yüksektir. Son dizi kasnak çevresindedir.

Selimiye Camii'nde dekoratif yönden dikkat çeken biçimlenmelere, cephelerde yer alan silme takımları ile kolon, kapı ve kemer gibi elemanlarda rastlanılmaktadır. Harim bölümünün dış ve iç yüzeylerinde kullanılan elemanların en önemlileri, silme takımları ve pencerelerdir. Dış yüzeylerde, aşağıdan yukarıya doğru yedi sıra halinde yerleştirilmiş silme takımları bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, subasmanın bit-

Selimiye Camii'nin zemin kat planı. Selçuk Batur

tiği noktada, yapının zemin kotu hizasına yerleştirilmiş bir korniştir ve bütün yapı çevresini dolaşmaktadır. İkinci sıra yan galerilerin saçaklarında yer almaktadır. Üçüncü silme takımı, ikinci ve üçüncü sıra pencerelerin arasındadır ve aynı zamanda üçüncü sıra pencerelerin denizliğini oluşturmaktadır. Dördüncü sıra, bir cephe içinde başlayıp bitmesi, bütün yapıyı dolaşma-masıyla ilk üç sıradan ayrılmaktadır. Beşinci silme takımı cephenin belirgin elemanıdır ve askı kemerini belirlemektedir. Bu takım, hem silmelerin sayıca çokluğu, hem de yüksekliği ve cepheden taşması bakımından ötekilerden ayrılmakta ve yapının taşıyıcı sisteminin dışarıda ifade edilmesinde başvurulan en önemli öğe olmaktadır.

Allom'un çizgileriyle Selimiye Camii.

R. Walsh, Constantinople and the Scenery ofthe Seven Churches of Asia Minör, 1838

Bunlardan başka, bütün yüzeye yayılmamış oldukları halde, yine de yüzeylerin değerlendirilişine katılan, ikinci derecede önemli bazı silme grupları da vardır, iç mekânda silme takımlarının sayısı beşe düşmektedir.

Kolonlardan yalnızca açıkta olanlar mermerdir. Bu kolonların tümü, aralarında bir parapet bulunsa da bulunmasa da altında ve üstünde ince silmeler taşıyan, mermerden yapılmış, kare prizma biçiminde ayaklıklara oturmaktadır. Ayaklıkla kolon gövdesi arasında bir kolon tabanı yoktur, bu noktada metal bileziklerle yetinilmiş-tir. Kolon başlıkları iyonik kolon başlıklarından esinlenilerek biçimlendirilmiş olmakla beraber, önemli ayrımlar da göstermektedir.

Camide kullanılan kemerler ister taştan yapılmış, ister üzeri taşla kaplanmış olsun, üzengi noktalarında daima aynı "C" profil yer almakta ve kilit taşı, hem kemer yüzeyinden öne çıkarak kabarmakta, hem aşağı sarkmaktadır.



Bibi. Ayvansarayî, Hadîka, II, 189, Öz, İstanbul Camileri, II, 58; Kuban, Barok, 33; E. Di-ez-O. Aslanapa, Türk Sanatı, 191.

SELÇUK BATUR



SELİMİYE KIŞLASI

Üsküdar llçesi'nde kendi adıyla anılan semttedir.

Selimiye Kışlası'nm yapılışı ve günümüze ulaşan biçimini alışı oldukça uzun bir tarihi süreç içinde olmuştur. Dahası Selimiye'nin yapım tarihi, modern düzenli ordunun kuruluş tarihi ile iç içedir.

ilk girişimlerin III. Ahmed döneminde (1703-1730) ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'mn(->) çabalarıyla başlatıldığı, ancak Patrona Halil Ayaklanması'yla (1730) sona erdirildiği bilinmektedir. Sayısı 300'ü bulan bu ilk talimli asker, Haydarpaşa Çayırı olarak bilinen, (aslında eski Kavak Sarayı'nın bahçesi olan) günümüzde Harem ve Haydarpaşa iskelelerinin arasındaki, geriye uzanan az meyilli arazide çalışıyordu.

III. Selim döneminde (1789-1807) Ni-zam-ı Cedid askerinin oluşturulma girişimleriyle birlikte (1793) bu bölgenin kullanılması yine gündeme geldi. Nizam-ı Cedid, önce Levent Çiftliği'nde çalışmalarına başladı, burada büyük bir kışla (1795), içinde cami, çeşme, mektep vb yapılar inşa edildi; ancak sayının giderek artması üzerine yeni bir kışla yapımı gerekti. Seçilen yer, Haydarpaşa Çayırı'na bakan ve Kavak Sarayı(->) olarak anılan büyük sarayın bahçesiydi.

Selimiye Kışlası'nm yapımına 12157 1800'de başlandı. Bodrum ve zemin katları taş, üstü ahşap malzemeyle yapılan kışlanın bitim tarihi bilinmemektedir. Bu kışla, Kabakçı Mustafa Ayaklanması (1807) sırasında yeniçerilerin eline geçti. Birçok yazar ilk kışlanın bu isyan sırasında yakıldığını belirtmektedir. İ. H. Konyalı, Sek-ban-ı Cedid askerinin barındığı Selimiye Kışlası'nm Alemdar Mustafa Paşa'nın öldürülmesine yol açan yeniçeri isyanı sırasında (1812) ve kışladaki sekbanların diren-

mesi üzerine çevresiyle birlikte yakılarak tahrip edildiğini, Asım Taribi'nden naklen ve ayrıntılı olarak anlatmaktadır.

Kışlanın yeniden ve tümüyle kagir olarak yapımı 1241-1243/1825-1827'dedir. Kışlanın yapımının aslında hayli uzun sürdüğü, II. Mahmud'un (hd 1808-1839) emriyle başlatılan çalışmanın Abdülmecid döneminde (1839-1861) önemli yenilemeler ve eklerle devam ettirildiği dört kapısındaki farklı tarihli kitabelerden anlaşılmaktadır. İ. H. Konyalı'nın okuyup yayımladığı bu kitabelere göre Nizamiye kapısı üzerindeki kitabe 1266/1850; batı kapısı üzerindeki kitabe 1258/1842; güney (Marmara Denizi) kapısı üzerindeki kitabe 12437 1827; doğu kapısı üzerindeki kitabe 12587 1842 tarihlidir.

İ. H. Konyalı, ayrıca Şair İzzet'in Divan-çe 'sinden çıkardığı kaybolmuş ve II. Mah-mud tarafından yaptırılan inşaatı ve eski yapının yakılmasını betimleyen bir ikinci kitabe metni vermektedir.

BOA'da Selimiye Kışlası'nm II. Mahmud dönemindeki yeniden yapımına ilişkin belgeler vardır. II. Mahmud dönemi yapılarını inceleyen M. Şimşek, bir kısmı daha önce yayımlanmış olan bu belgeleri toplu olarak doktora tezinde yayımlamıştır. Bunlardan 1825'te dönemin hassa başmimarı Abdülhalim Efendi'nin kışla için bir onarım keşfi hazırladığı; şair İzzet Molla'ya kitabe siparişi verildiği; Şehremini M. Hayrul-lah Efendi'nin mimar ağa ve fen bilgisi olan geniş bir grupla kışlayı incelediği vb öğrenilmektedir. Yapım 2 yıl sürmüş ve "1244 senesi Recep ayının yirminci günü Sadaret Kaymakamı Hulusi Paşa beraberinde serasker paşa ve Reis Pertev Efendi ve diğer mimarlar olduğu halde kışlaya gitmiş ve Hüdaî şeyhinin duasından sonra mu-zıkalar çalarken Bina Emini Morali Osman Efendi ile iki oğluna ve şeyh efendiye kürkler ve kalfalarla memurlara münasip hilaller giydirilerek" kışlanın açılışı yapılmıştır.

Kışla, daha sonra 1842-1843 ve 1849-

1850 arasında önemli yenilenmeler geçirmiştir. II. Mahmud tarafından yaptırılan güney bölümü, diğer kanatların rökonstrük-siyonu ile tamamlanmıştır. Köşelerdeki kulelerin de Abdülmecid dönemindeki bu yenileme sırasında yaptırıldığı bilinmektedir.

Kışlanın gerek III. Selim, gerekse II. Mahmud ve Abdülmecid dönemlerindeki yapımlarının mimarı olarak Krikor Balyan adı verilmektedir. Krikor Balyan'ın bu dönemlerdeki mimari etkinliği bu savı doğrular nitelikte ve yoğunluktadır. Ancak, henüz bu bağıntıyı kanıtlayan bir belge bulunamamıştır.

Kırım Savaşı sırasında İngiliz askerlerine tahsis edilen kışla, savaşın bitiminde harap edilerek bırakıldığı için yeniden onarılmıştır. Abdülaziz (1861-1876) ve II. Abdülhamid (hd 1876-1909) dönemlerinde sürekli bakım altında tutulan ve yeni bazı ekler yapılan Selimiye Kışlası, Cumhuriyet döneminde bir süre terk edilmiş; bir ara askeri ortaokul binası olmuş ve 1963'te yapılan büyük bir onarımla, döşemeleri kısmen betonarmeye çevrilerek elden geçirilmiş ve İstanbul 1. Ordu Kumandanlığı merkez binası olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Selimiye Kışlası, yakınındaki eski Mek-teb-i Tıbbiye-i Şahane binasıyla birlikte İstanbul'un kentsel siluetinde varlığını duyuran; dahası 19. yy istanbul'unu boyutu ve mimarisiyle daha yüzyılın başında belirlemiş olan bir yapıdır. Bu nedenle yapımından itibaren Avrupalı gezginlerin İstanbul'da en çok ilgisini çeken anıtlardan biri olmuş ve çok sayıda gravürü ve resmi yapılmıştır.

Gravürlerden ilki A. I. Melling'e(->) aittir. III. Selim'in yaptırdığı kışlayı gösteren tek belge olan bu gravür, yapının Kadıköy tarafından görünüşünü resmetmektedir. Kışla, gravürde köşe kuleleri olmayan orta avlulu iki (?) katlı bir yapı olarak görünmektedir ve oldukça büyüktür. Muş-



Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   129   130   131   132   133   134   135   136   ...   147




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin