Hukuk Müşavirliği


İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA



Yüklə 351,32 Kb.
səhifə4/4
tarix14.01.2018
ölçüsü351,32 Kb.
#37670
növüYazı
1   2   3   4

İNSAN KAYNAKLARI DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

İlgi: 04/08/2011 tarihli ve 20323 sayılı yazınız.


I- GÖRÜŞ SORULAN KONU: İlgi yazınız ekinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğünün yazısı ve eki M.T. vekili Av. A.A. 14/07/2011 tarihli dilekçesi gönderilerek, dilekçeyle idaremizden istenen hususlara dair bilgi ve belgelerin verilip verilemeyeceği hususunda Müşavirliğimizin görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.
II-GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: İlgi yazıda, görüş konusu edilen konuyla ilgili olarak Müdürlük ve Başkanlık görüşünün belirtilmediği görülmektedir.

III-KONUYLA İLGİLİ ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI :

Bilindiği üzere 1136 sayılı Avukatlık Kanununun Avukatlığın Amacı başlıklı 2. Maddesinde; (Değişik 1. fıkra: 4667 - 2.5.2001 / m.2) Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.

Avukat bu amaçla hukukî bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.

(Değişik 3. fıkra: 4667 - 2.5.2001 / m.2) Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekâletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir.” Hükmü yer almaktadır.

4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 1. Maddesinde Kanunun amacı belirtilmekte ve açıklığın ilke olarak benimsendiği, gizliliğin ise istisna kabul edildiği demokratik yönetimlerin birçoğunda düzenlenen bilgi edinme hakkının, ne şekilde, hangi şartlar ve sınırlamalar altında, ne gibi usuller izlenerek kullanılacağının belirlenmesi Kanunun amacını oluşturmaktadır.

Kanunun 2. Maddesinde ise Kanunun kapsamı belirlenmekte ve Bilgi edinme hakkının bir gereği olarak, bu Kanun ve diğer kanunlardaki sınırlamalar saklı kalmak üzere hiçbir kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun faaliyetlerinin kapsam dışı kalmaması amaçlanmıştır.

Kanunun 4.maddesinde, herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; yabancı gerçek ve tüzel kişilerin bilgi edinme hakkından yararlanmalarına ilişkin şartlara yer verilmiştir.

Kanunun 5. Maddesinde kurum ve kuruluşların sadece bu Kanunda yer alan istisnalar ile diğer kanunlara göre açıklanması yasak olanlar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmalarının sağlanması değil, aynı zamanda bilgi edinme hakkının en verimli şekilde kullanılabilmesi için her türlü tedbiri almalarının sağlanması öngörülmektedir.

Kanunun 7. Maddesinde; Maddede, istenecek bilgi veya belgenin niteliği belirtilerek, hangi şartlarda başvurana olumsuz cevap verilebileceği ve istenen bilgi veya belgenin başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunması hâlinde yapılması gerekenler açıklanmıştır.

Bilgi edinme başvurularının, ancak başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olması gerektiği şüphesizdir. Yine de başvuru sahipleri tarafından bu kuralın aksine bir başvuru yapılmışsa ve istenen bilgi veya belge başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, maddenin üçüncü fıkrasıyla başvurulan kurum ve kuruluşa, başvuru dilekçesini istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşa gönderme ve, durumu ilgiliye yazılı olarak bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Amaçlanan, bilgi edinme başvurusunu etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmaktır..

Yasanın dördüncü bölümünde yer alan ve 16 dan 28. Maddeye kadar teselsül eden maddelerinde Bilgi Edinme Hakkının sınırları düzenlenmiştir. Yasanın 19. maddesinde; “kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince yürütülen idarî soruşturmalar ile ilgili bilgi veya belgelerin hangi durumlarda bu Kanun kapsamı dışında olduğu” belirtilmiştir.21. maddesinde ise “kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileriyle aile hayatına, şeref ve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutulduğu ifade edilerek,  kişilerin özel hayatlarının gizliliği korunmak istenmiş, ancak kamu yararının gerektirdiği hâllerde, kişisel bilgi veya belgelerin açıklanabileceği, fakat bunun için ilgili kişiye en az yedi gün önceden haber verilmesi ve yazılı rızasının alınması gerektiği” belirtilmiştir..

IV-DEĞERLENDİRME: Anılan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, Kurum ve kuruluşların, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlü olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

. Ancak, İdaremizden istenilen ve dilekçede maddeler halinde belirtilen hususlar incelendiğinde bunların Avukat A.A. müvekkili M.T. ilgilendiren hususlar olmadığı bir kısmının Bilgi Edinme Yasanının kapsamı dışında tutulan ve yasanın 21. Maddesinde düzenlenen Özel Hayatın Gizliliğine dair bilgi ve belgeler olduğu, bir kısmının ise yine Bilgi Edinme Yasanının kapsamı dışında tutulan ve yasanın 25. Maddesinde düzenlenen Kurum İçi Düzenlemeler kapsamında olduğu müşahede edilmiştir..



SONUÇ : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, Av. A.A. tarafından İdaremizden istenilen bilgi ve belgeler Bilgi Edinme Yasasının 21. Ve 25. Maddelerinde düzenlenen kapsam dışı belgeler niteliğinde olup talebin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı mütalaa edilmiştir.
Bilgilerini rica ederim.
Ali Ramazan ACAR

Birinci Hukuk Müşaviri












STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Sayı : B.09.1.TKG.061-045-02-11-705/ …/2011

Konu : Yolluk ödemeleri


STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

İlgi: 13/09/2011 tarihli ve 2001 sayılı yazınız.


I- GÖRÜŞ SORULAN KONU: İlgi kayıtlı yazıda; 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince faaliyetleri sona ermiş bulunan İlçe Kadastro Müdürlüklerindeki personelin İl Kadastro Müdürlüklerine atandığı, ancak bu atamaların, atamaya tabi tutulan personelin eski görev yerlerinde geçici süreyle görevlendirilmesi üzerine fiilen gerçekleşmediği belirtilerek, bu durumdaki personele ikametgâhlarında bir değişiklik olmamasına rağmen sürekli görev yolluğu talep etmeleri halinde nasıl bir yol izlenebileceği hususunda Müşavirliğimizden görüş istenilmektedir..

II-GÖRÜŞ İSTEYEN BİRİMİN İNCELEMESİ VE NETİCESİ: İlgi yazıda yer alan konuyla ilgili olarak Başkanlık; ikametgâhlarında herhangi bir değişiklik olmayan memur ve hizmetliler ile bunların bakmakla yükümlü bulunduğu aile fertlerine sürekli görev yolluğunun ödenmeyeceği yönünde görüş belirtmektedir.

III-KONUYLA İLGİLİ ANAYASA, KANUN, TÜZÜK, YÖNETMELİK VE DİĞER MEVZUAT HÜKÜMLERİ İLE YARGI KARARLARI:

Bilindiği üzere, 6245 sayılı Harcırah Kanununun “harcırah verilecek kimseler” başlıklı 4. maddesinde; “Bu Kanunda belirtilen hallerde:



1. Bu Kanun kapsamına giren kurumlarda çalışan memur ve hizmetliler ile aile fertlerine ve aynı kurumlarda fahri olarak çalışanlara;

2. Memur veya hizmetli olmamakla beraber kurumlarca geçici bir vazife ile görevlendirilenlere;

3. Kadrosuzluk dolayısıyla açıkta kalan memurlara ve bunların aile fertlerine;.

4. Hizmetlilerden cezaen olmamak üzere vazifelerine son verilenlere ve bunların aile fertlerine;

5. Memur veya hizmetlinin vefatında aile fertlerine, çocuklara refakat ettirilecek memur ve hizmetlilere;…harcırah verilir.” hükmünü amirdir.

Aynı Kanunun 10.maddesinde ise,”(*) Madde 10 un (1) numaralı bendinde yer alan "yeniden veya" ibaresi, 12.8.2003 tarih ve 25197 sayılı R.G.'de yayımlanan, 31.7.2003 tarih ve 4969 sayılı Kanunun 1. maddesinin (a) bendi hükmü gereğince, 22.7.2003 tarihinden geçerli olmak üzere madde metninden çıkarılmıştır._____ Yurt içinde veya yurt dışında görev yapmakta iken yurt içinde veya yurt dışındaki sürekli bir göreve naklen atanan ya da yabancı ülkelerdeki memuriyet merkezi değiştirilen memur ve hizmetlilere yeni görev yerlerine kadar” yol masrafı, yevmiye, aile masrafı ve yer değiştirme masrafı verileceği hüküm altına alınmıştır..

Yukarıda yer alan mevzuata göre; yurt içinde sürekli bir göreve naklen atanacakların yeni görev yerlerine kadar kendileri ile bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerine ilişkin olarak yapacakları masrafların Kurumları tarafından karşılanması iktiza etmektedir.

Nitekim; Danıştay 2. Dairesinin 23/05/2005 tarihli ve E.2004/7942, K.2005/4297 sayılı karar içeriğine bakıldığında, yolluk, geçici ve sürekli görevlendirmelerde görevliler tarafından yapılan masrafın karşılığı olarak değerlendirilmekte, yolluk ödemesinin kamu hizmetinin gerektirdiği durumlarda bu hizmet için görevlendirilen kişilerin katlanacakları giderleri karşılamak üzere yapılan parasal nitelikli bir idari işlem olduğu şeklinde tanımlanmaktadır.

Öte yandan; Aynı kanunun “harcırahın tediyesi ve mahsubu” hususunun düzenlendiği 59. Maddesinde, (Değişik birinci fıkra: 16/6/1983 - 2851/8 md.) Harcırah, memur ve hizmetlinin gidişinde ve ailenin nakli sırasında peşin olarak verilir. Harcırahın tam miktarının önceden tayin ve tespitinin mümkün olmadığı hallerde yetecek miktarda para avans olarak verilir. Harcırahını kati olarak veya avans suretiyle alanlardan zati sebepler yüzünden daimi veya muvakkat vazife mahallerine 15 gün içinde hareket etmeyenler (...) aldıkları parayı derhal iade etmeye mecbur oldukları, aile için harcırah itasında ilgililerin verecekleri beyan kağıtlarının esas tutulacağı, bu beyan kağıdında harcırahın tahakkuk ettirilebilmesi için lüzumlu malümatın gösterileceği, daimi memuriyetle bir yere gönderilenler gidecekleri mahalle varış tarihinden ve muvakkat vazife ile gönderilenler de memuriyetleri mahalline dönüş tarihlerinden itibaren bir ay zarfında harcırah beyannamelerini, evrakı müspiteleri ile birlikte dairesi amirine tevdi edecekleri, Memurun kendisinden evvel veya sonra hareket eden ailesi için avans para verildiği takdirde bu bir aylık müddet, ailenin evvel gitmesi halinde memur veya hizmetlinin yeni vazifesi mahalline varış tarihinden ve sonra gitmesi halinde de bunların memur veya hizmetli nezdine muvasalatları tarihinden itibaren hesap olunacağı, Evrakı müspite tedariki mümkün olmıyan hallerde bu imkansızlığın sebepleri ile vakı masrafın hesabı alakadar tarafından mensup olduğu daire amirine yazılı olarak bildirileceği, İmkansızlık sebepleri dairesince varit ve muhik görüldüğü ve masrafın hesabında bir fazlalık bulunmadığı neticesine varıldığı takdirde avansın bu hesaba göre mahsup olunacağı, alındıkları tarihten itibaren tahakkuk ettirilecek faizleri de dahil olmak üzere birinci fıkra gereğince derhal iade edilmiyen paralarla harcırahlarını avans olarak alıp da bu zimmetlerinin mahsubu için muktazi evrakı üçüncü fıkrada yazılı müddetler zarfında teslim etmiyenlerin bu borçlarının bu evrakı verdikleri zaman harcırah istihkakları ayrıca tahakkuk ettirilip ödenmek üzere aylık, ücret veya kabili haciz sair istihkaklarının yarısı bu borçları tamamen kapanıncaya kadar ve hüküm alınmaya hacet kalmaksızın resen istirdat olunmak suretiyle tahsil edileceği, Harcırah ödemesi ve avansların mahsubu işlemlerinde aksi ispatlanıncaya kadar Memurun beyanına itibar edilmesi gerektiği, düzenlenmiştir.

Yine aynı Kanun içeriğindeki 60. maddesinde ise, gerçeğe aykırı beyanname vermek suretiyle kamu zararı oluşmasına neden olan memurlar hakkında uygulanacak işlemlere müteallik düzenlemeler yer almaktadır. “Hilafı hakikat beyanname verenler” başlığı altında Kanunun 60. Maddesi; Bu kanuna göre tahakkuk edecek, istihkakın miktarını artıracak şekilde-maddi hatalar hariç-hilafı hakikat beyanname verenler hakkında, mensup oldukları kurumların inzibat, memurin, müdürler komisyonları gibi salahiyetli heyet ve makamlarının kararı ile işlenen suçun mahiyet ve şümulüne göre rütbe veya sınıf tenzili veya ihraç cezalarından her hangi biri tatbik olunur ve bu gibilerin bu suretle aldıkları fazla harcırah, Devlet özel idare ve belediyelerce Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanununa göre ve bu kanuna tabi diğer kurumlarca da umumi hükümlere tevfikan tahsil olunur. Suçlu hakkında idarece ittihaz olunan inzibati kararlar cezai takibata mani olmayıp bu gibiler hakkında ayrıca hukuku amme davası ikame ve kanuni takibat icra olunur. Denilmektedir..



IV-DEĞERLENDİRME: Yukarıda zikredilen kanun maddelerinden anlaşılacağı üzere Yasa koyucu; yurt içinde veya yurt dışında sürekli bir göreve atanacak memurun yeni görev yerine kadar olan masraflarının (bakmakla yükümlü olduğu kişiler dahil) memurun beyanı doğrultusunda karşılanması yükümlülüğünü İdarelere yüklemiş bulunmakla birlikte aynı zamanda İdarelere, memurun yolluk bildiriminde belirteceği bilgilerin doğruluğunu araştırmak, gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında hem ödenen yolluğun geri alınması, hem de disiplin işlemi uygulaması gibi yetkiler de verilmiştir.

Tanınan bu yekiler çerçevesinde, İkametgâh ilmühaberi, kira sözleşmesi, çocuklarına ait okul nakil belgesi, Taşıma, su, elektrik faturası v.b. belgelerin ödemeyi yapacak olan Harcama Yetkilisi tarafından gerek ödeme aşamasında, gerekse ödemeden sonra her zaman istenmesi mümkün bulunmaktadır.



V-SONUÇ : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince Kadastro Müdürlükleri bağlamında ortaya çıkan yeni yapılanma sonucunda İl Müdürlüklerine atanmakla birlikte eski görev yerlerinde geçici süreyle görevlendirilen ve bu görevlendirme nedeniyle ikametgâhlarında bir değişiklik husule gelmeyen, ancak sürekli görev yolluğu talebinde bulunan personelden ikametgâh değişikliğini tevsik edici nitelikte belge istenmesi, beyanlarının doğruluğunu gösterir belgeleri ibraz edenlere ödemenin yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir..

Bilgilerini rica ederim.




Gönül AKDOĞAN

Birinci Hukuk Müşaviri V.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

Sayı : B.09.1TKG061-641-02-11-609/ / /2011

Konu : AİHM başvurusu hk.


DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINA

(Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Genel Müdür Yardımcılığına)

İlgi: 12/07/2011 tarihli ve 9604595 sayılı yazınız.


İlgide kayıtlı yazınız ile, Şefkat Rahibeleri Hayır Kurumu tarafından Devletimiz aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AHİM) yapılan başvuru ile, merkezi Paris’te bulunan ve İstanbul’da yetimhane işleten Hayır Kurumu Beşiktaş İlçesi, Bebek Mahallesi, Yoğurtçu Zülfi Sok. 147 ada, 6 ve 10 nolu parsellerde bulunan taşınmazların tahliye edildiğini 4771 ve 4928 sayılı Kanunların yürürlüğe girmesinden sonra yapılan tescil taleplerinin ise reddedildiğini iddia ettiği ve 1 nolu Ek Protokolün 1. maddesinin ve AİHS’nin 9. ve 14 maddelerinin ihlal edildiğinin ileri sürüldüğü belirtilmiştir.
Hükümet görüşümüzde her ne kadar başvuranın taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı bulunmadığı belirtilmiş olsa dahi, tahliye edilinceye kadar taşınmazı fiilen kullandığı, göz önüne alındığında bir ihlal kararı çıkması olasılığının tamamen göz ardı ve bu durumda Medeni Kanunumuz dahil olmak üzere vakıflar ve yabancı merkezli vakıfların taşınmaz edinilmesine ilişkin hukukumuzda değişiklik yapılması zorunluluğunu beraberinde getirebileceği düşünülmektedir. Adalet Bakanlığınca da belirtildiği üzere başvurunun dostane çözümle sonuçlandırılması seçeneğinin de değerlendirilmesinde yarar görüldüğü, bu çerçevede 10 parsel numaralı taşınmaz mülkiyetinin başvurana verilmesi ya da taşınmazın değeri tespit edilerek bu meblağın dostane çözüm teklifi olarak sunulması seçeneklerinin birinin denenebileceği belirtilerek dostane çözüm seçeneği hakkındaki görüşlerimiz sorulmakta olup görüşlerimiz aşağıda belirtilmiştir:.
1-Şefkat Rahibeleri Hayır Kurumu tarafından Devletimiz aleyhine açılan davanın sonuçları sadece o davayı etkiler. Davanın aleyhe sonuçlanmasının Medeni Kanunumuz dahil olmak üzere vakıflar ve yabancı merkezli vakıfların taşınmaz edinilmesine ilişkin hukukumuzda değişiklik yapılması zorunluluğunu doğurmayacağı düşünülmektedir. Zaten bu tür davalarda dostane çözüm olarak gayrimenkullerin gerçek değerini ödediğimizde (aslında dostane çözümde küçük bir miktar ödenmelidir), belirtilen mevzuatta değişiklik yapmak zorunda kalmasak da aynı zarar oluşacaktır.

2-Dostane çözümde tarafların anlaşması ile Devletin küçük bir miktar ödeyerek kurtulması söz konusu olması gerekirken, 10 parsel numaralı taşınmaz mülkiyetinin başvurana verilmesi ya da taşınmazın değeri tespit edilerek bu meblağın dostane çözüm teklifi olarak sunulması hususu dostane çözüm anlayışına uygun düşmemektedir. Dostane çözümde bir tarafta gayrimenkulün tam değerini ödemeden kurtulacak olan devlet, diğer tarafta ise yargılama sonucunda davayı kaybetme şansı olan, fakat bu riski almak istemeyen başvuran vardır. Dostane çözüm de her iki taraf uygun küçük bir tazminat miktarında anlaşarak risk almamaktadır. Bu nedenle, 10 parsel numaralı taşınmaz mülkiyetinin başvurana verilmesi ya da taşınmazın değeri tespit edilerek bu meblağın dostane çözüm teklifi olarak sunulması durumunun Devletimizin zararına olduğu açıktır.

3- Mahkemenin nihai kararını beklemek olağan, dostane çözüm olağanüstü yoldur. Devletimiz aleyhine binlerce başvurudan bir veya belki birkaç davada dostane çözüm yoluna gidilmelidir. Dostane çözüm yoluna gidilecek davalar yaşam ihlali olan, devletin kesin kusurunun bulunduğu birkaç dava ile sınırlı olmalıdır(Bu şartları taşıyan davalar var ise). Mülkiyeti ihlal kararı verilmesinin ise hiçbir ülkeyi zor durumda, utanç içinde bırakmayacağı düşünülmektedir. Dostane çözüm ile sözleşmeci ülkeler açısından kendi aleyhlerine çıkacak ihlal ve tazminat içerikli mahkumiyetin engellendiği iddia edilecek olunsa bile, Genel Müdürlüğümüzden görüş sorulan işbu başvuru için, tazminat tam miktarı ile zaten ödenecek, dostane çözüm ile de Devletimiz ihlali baştan kabul edecektir. İhlal istatistiklerinden, dostane çözüm yolu ile kaçınmak mümkün değildir, şöyle ki; bir ülkenin ihlal istatistikleri tutulurken dostane çözüm istatistikleri de tutulmaktadır ve akıllara, demek ki bu ülkenin bu davada ki ihlali o kadar büyük ki baştan ihlali kabul ediyor, düşüncesi getirilmektedir. Bundan dolayı, mülkiyetle ilgili bu tür davalarda mahkemenin nihai kararı beklenmeli ve bu karar da temyiz edilmelidir.

4-Ayrıca Hükümet görüşümüzde başvuranın taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı bulunmadığı belirtildiğinden, bu konu Avrupa insan hakları mahkemesinde en iyi şekilde savunulmalıdır. Bu konuda Dışişleri Bakanlığında adli davalar konusunda uzman tecrübeli Hazine avukatlarının da avukat kadrosunda istihdamının, ayrıca en az 10 yıl fiili kürsü tecrübesi (taşrada kürsüde görev yapmış) bulunan hakimlerin bu tür davalarda görevlendirilmesinin ve bunların Avrupa mevzuatını çevirebilecek Dışişleri mensupları ile birlikte görev yapmasının ülkemizin menfaatine olacağı düşünülmektedir.

5-İç hukuk yolunda başvuranın davayı hangi mevzuata göre kaybettiği irdelenerek Avrupa müfredatında medeni kanunun ve yargılama sisteminin benzerlik gösterdiği (örnek olarak İsviçre hukukunda da) aynı düzenlemelerin olduğu savunmalarımızda belirtilmelidir.

6-İç hukuk yollarının tüketilip tüketilmediği tam olarak irdelenmelidir. Mesela onlarca yıl önceki, bazen cumhuriyetin ilk yıllarına hatta cumhuriyet öncesi mülkiyet hakkı iddiaları ile ülkemiz aleyhine davalar açıldığı görülmektedir. Ülkemizdeki hakim sayısı, bir hakime düşen dosya sayısının çokluğu, Avrupa ülkeleri ile karşılaştırılarak ve şu an ülkemizdeki derdest milyonlarca dosya sayıları ile yargılama giderlerinin Avrupa ülkelerine göre düşüklüğü örneklerle açıklanarak, ülkemizin, insanların mahkemelerde en kolay hakkını arayan ülkelerden biri olduğu vurgulanmalı ve ülkemiz için özellikle dava açma zamanaşımının (Kanunlarımızın Avrupa’dan iktibas edilmesi nedeni ile örtüşmelerde belirtilerek) mazur görülmesine imkan bulunmadığı belirtilmelidir.

7-Ülkemizdeki asgari ücret, kişi başı düşen gelir, ortalama m2 mülkiyet değeri vs. , bu hususlardaki Avrupa ortalaması ile karşılaştırmalı cetveller düzenlenmeli ve bu cetvel her yıl güncellenmeli ve çıkan değerler göre Avrupa ülkelerinin aynı konulardaki ödediği tazminat miktarının çok çok altında ülkemizin (örnek olarak ¼ ünü) tazminat ödemesi için çalışmalar yapılmalıdır. Aksi durumun başvuranın sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vereceği net bir şekilde ortaya konulmalıdır.


8 -Taşınmazla ilgili davalarda iç hukuk sisteminde mahkemelerce taşınmazın değeri

tespit edilmeli, en az üç bilirkişinin değer tespiti yapılması talep edilmeli, Hazine avukatı tarafından değer tespitine o, civardaki gayrimenkullerin metrekare satış değeri taşınmazın kayıtlı olduğu tapu müdürlüğünden talep edilerek ve tespit edilecek diğer nedenlerle muhakkak itiraz edilmelidir. Uygulamada, üç bilirkişinin çok yüksek fiyat tespit edebildiği ve buna haklı sebepler var olduğu halde itiraz edilmeyerek, farklı bilirkişilerce tespit yapılması istenmeyerek vb. Hazine zararına sebep olunduğu durumlarla karşılaşılmaktadır.

9- Şu da bir gerçektir ki, dostane çözüm yolu, ne kadar haklı olsak da davanın lehimize sonuçlanmasını, ülkemizin ihlal ve tazminat ödememe yolunu tamamen yok etmektedir. Ayrıca sözleşmeci bir ülke, ne kadar çok dostane çözüm yoluna başvurursa bu haksız başvuru sahiplerine o kadar çok cesaret verecektir.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle dostane çözüm yolunun ülkemiz menfaatlerinin ve Hazinenin zararına olduğu kanaatine varılmakla, dostane çözüm yoluna gidilmeyerek, mahkemenin nihayi kararının beklenmesi gerekmektedir.

Bilgilerine arz ederim.



Ali Ramazan ACAR

Genel Müdür a.

Birinci Hukuk Müşaviri

KAVRAM DİZİNİ

-A-

Amme………………………………………………………………….…………………..35,

Arazi……………………………………………………………………………………..6,28

Atama…..…………………………………………………………………….22,25,28,32,34

Avans………………………………………………………………………………………35
Avukat…………………. .…………………………………………………9,10,13,55,58,59

Ayni Haklar………………………………………………………………………….50,51,52

-B-

Banka………………… ………………………………………………9,10,12,21,42,50,58

Beyanlar Hanesi………………………………….…………………………….5,7,9,16,17

Borçlar Kanunu………………………………..……………………………………….9,11

-C-

Cezai …..……………………………………………………………………………….35,38

-D-

Devir …..………………………………………………….………………………11,13,43

Devlet Memurları…………………………………………………………………..26

-E-
-F-
Faiz…………………………………………………………………….…………………..35
-G-


-H-

Harita……………………..………………………………………20,21,22,38,39,40,43,51

Hazine……………………...............................................................................5,17,18,55,56
-İ-

İdari Yargılama Usulü Kanunu…………………………………………………………30

İcrai ………………………………….………………………………………………15,100

İktisadi……….. ……………………………………..……………………..…….............13

İmza………………………………………………………………….……….…10,13,43,50

İpotek………………………………………………………………………9,10,11,12,50,52

İptal Davası……………………………………………..………………………………..32

İştirak……………………………………………………………………….…….…8,42,51

-K-

Kadastral Harita…………………………………………………………………..135,175

Kadastro Kanunu………………………………………………………………..16,17,18

Kadastro Müdürlüğü…………………..…………………………..5,6,16,17,21,30,32,38

Kamu Kurum Ve Kuruluşları…………….……………………………26,38,39,40,51,58

Kat Mülkiyeti……………………………………………………………………………..6

Kira…… ……………………………………………….…………………………….25,35
-L-


Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri Ve Büroları…………………………20,21,22

Lisans Belgesi……………………………………………………………...…….21,22,23

-M-
Malik .………………………………………………………………………………6,16,17,51

Malik………………………………….…………………………………………….6,16,17,51

Mülkiyet Hakkı………………………………….……………………………………..52,54,55

-O-

Ortaklık ……………………………………………………………………………….……22

-Ö-
-P-
Parsel……………………………………………………....5,6,7,9,17,38,39,40,50,51,52,54

Protokol……. ..…………………………………………...……………………………….54


-R-

-S-

Sorumluluk………………………………………………………………11,20,27,39,43,44

-Ş-
-T-
Tapu Müdürlüğü …………………….……………………………………………….47,48

Tazminat Davası………………………………………………….………………………31

Tebligat …………………………………………….…………………………………..2,21

Teminat………………………………………………………………………….….11,21,52

Türk Medeni Kanunu………………………………………………………………..11,12,13
-U-

-Ü-
-V-
Vakıflar………………………………………………………………………………22,54,58

Vekâletname…………………………………………………………………….………….58
-Y-
Yolluk……………………………………………………………………..……………….34,35
-Z-

Zabıt Kaydı …………………………………………………………………………….38,39


Yüklə 351,32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin