135
koruma (TMK, m. 340) yetkisi vermektedir. Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle
yükümlüdür (TMK, m. 339/2).
Mutlak bir hak olması dolayısıyla velayet hakkını ihlal eden herkese karşı ileri
sürülebilir. Bununla birlikte kimi özel durumların ortaya çıkması halinde velayet hakkı ana
ve/veya babadan alınabilir. Ana ve babanın tecrübesizliği, başka bir yerde bulunması veya
benzeri nedenlerden biriyle velayet görevlerini yerine getirememeleri veya çocuğa yeterli ilgiyi
göstermemeleri veya ona karşı yükümlülüklerini ağır şekilde savsaklamaları bu hallere örnek
olarak gösterilebilir.
-Vesayet Hakkı
Ergin olmamış çocuklarla ergin olmasına karşın, yasanın gösterdiği özel durumlarda
kısıtlanmış kişiler ve korunmaya gereksinimi olan kişiler de vesayet altına alınır. Vasi, vesayet
makamı olan sulh hukuk mahkemesi tarafından atanır (TMK, m. 413).
Sulh hukuk mahkemesi
vesayet makamı, asliye hukuk mahkemesi ise denetim makamadır (TMK, m. 397/2). Vasi,
vesayet altındaki küçük veya kısıtlı üzerindeki hakkını, mahkemenin denetimi altında kullanır
ve bu hak mutlak aile hakları arasında yer alır. Vasi, vesayet altındaki kişiyi temsil etme ve
onun malvarlığını yönetme görevlerini üstlenmiştir (TMK, m. 448). Vasi şu üç işlemi yapamaz
(TMK, m. 449): vasi, vesayet altındaki kişi adına kefil olamaz, vakıf kuramaz, önemli
bağışlamalar yapamaz.
Velayet ve Vesayet Arasındaki Farklar
-Velayet, hısımlıktan doğan bir yetkidir. Kural olarak ana ve baba tarafından kullanılır.
Vesayet ise bir mahkeme kararından doğmaktadır.
-Kural olarak velayete küçükler tabidir. İstisnai olarak kısıtlılar da velayete tabi olabilir.
Vesayet ise kural olarak kısıtlılar için söz konusudur ancak istisnai olarak küçükler de vesayete
tabi olabilmektedirler.
-Velinin velayet altındakiler üzerindeki yetki ve görevleri geniş bir kapsama sahipken,
vasinin vesayet altındaki kişi üzerindeki yetki ve görevleri sınırlıdır.
-Küçüğün malları üzerindeki görev ve yetkileri bakımından veli, mahkemenin denetimi
altında değilken, vasi, vesayet makamının denetimi altındadır. Bir başka ifadeyle vasi, vesayet
altındaki kişinin malları için defter tutar ve sulh mahkemesine hesap verir. Bir başka fark da
velinin hizmetleri için ücret isteyememesine karşılık vasinin ücret isteme hakkına sahip
olmasıdır.
-Veli, temsil yetkisi çerçevesinde yaptığı hiçbir işlem için mahkemeden izin almaz.
Vasi, kimi hukuksal işlemleri yaparken sulh hukuk mahkemesinden izin almak zorundadır. Bazı
durumlardaysa hem
sulh hukuk, hem de asliye hukuk mahkemesinden izin almak zorundadır.
-Velayet yasadan doğduğundan velinin azli ve istifası söz konusu olamaz. Vesayet,
mahkeme kararıyla doğduğu için vasi istifa edebilir ve görevden alınabilir.
136
Ev Başkanlığı
Türk Medeni Kanununa göre, kan veya sıhri (evlilik yoluyla oluşan akrabalık) hısım
olarak veya hizmetçi, çırak ve işçide olduğu gibi bir sözleşmeye dayanarak birlikte yaşayanların
hepsi üzerinde ev başkanına bir yetki tanımış olan ev başkanlığı hakkı, mutlak aile hakları
içinde yer alır. Bu hak, ev başkanına aynı zamanda başkanlığı altındaki küçük, akıl hastası veya
akıl zayıflığı olanlar hakkında gereken önlemleri özellikle zarar verici olaylara engel olma
yükümlülüğü getirmektedir. Aksi takdirde bu kişilerin üçüncü kişilere verdikleri zararlardan,
engellenemeyeceğini ispat
etmedikçe, bizzat kendisi sorumlu olur (TMK, m. 367, 369).
Bu Haklar, Hak Sahibinin Kendi Kişiliği Üzerindeki Haklar Ve Başka Kişiler
Üzerindeki Haklar Olarak İkiye Ayrılır
Hak Sahibinin Kendi Kişiliği Üzerindeki Hakları
İnsanın kendi maddi ve manevi varlığı üzerindeki haklarına kişilik hakkı denir
(Akıntürk 2015: 35). Kişilik hakları anayasayla güvence altına alınmış mutlak haklardır.
Kişinin vücut bütünlüğü, şeref ve haysiyeti gibi haklar bunlara örnektir. Bu haklar dışarıdan
gelecek saldırılara karşı korunduğu gibi bizzat kişinin kendi davranışlarına karşı da
korunmuştur. İnsan kişilik hakkından kısmen de olsa vazgeçemez, kimse özgürlüğünü
devredemez. Örneğin kişinin kendisini köle yapma hakkı yoktur.
Başka Kişiler Üzerindeki Mutlak Haklar
Kişilerin benzerleri üzerinde kimi mutlak haklara sahip olması kölelik döneminden
kalma alışkanlıklarının sonucudur. Kölelik dönemlerinde köle mal olarak kabul ediliyor, ona
sahip olan kişi köle üzerinde mutlak hakka sahip sayılıyordu. Kişilerin başkaları üzerinde
mutlak haklara sahip olması günümüzde çok istisnai durumlarda söz konusudur. Çünkü
günümüzdeki anlayışa göre insan hakkın konusu değil sahibidir. Bununla birlikte hukuk düzeni
kimi nedenlerden dolayı korunma ihtiyacı olan kimseler üzerinde başkalarına birtakım mutlak
haklar tanımaktadır. Örnek olarak ana babanın reşit olmayan çocukları üzerindeki velayet hakkı
ve vasinin vesayetten doğan hakları gösterilebilir (Can/Güner 2009: 154; Akıntürk 2015: 35-
36).
Dostları ilə paylaş: