12.2.Milletlerarası Özel Hukuk (Devletler Özel Hukuku) Milletlerarası özel hukukunun varlığı, milli hukuk sistemlerinin birbirinden farklı
olmasına dayanmaktadır. Çünkü her ülkedeki mahkemeler ve hukuk uygulayıcıları, belirli kimi
durumlarda, başka bir ülkede geçerli olan hukuk kurallarını dikkate alarak, o kuralları
uygulamak zorunda kalabilmektedirler. Günümüz dünyasında hiçbir devlet, egemenliğini öne
sürerek, kendini, diğer devletlerden tümüyle soyutlayamaz. Örneğin bir devlet, kendi ülkesi
dışında, o yerde geçerli hukuk kurallarına uyularak kurulmuş bir evlilikten doğmuş çocuğu,
evlenmenin şekli kuralları kendi hukukundan farklı diye evlilik dışı bir çocuk kabul ederse, bu
adil bir çözüm olmaz.
Milletlerarası özel hukukun temel işlevi, yabancılık ögesi taşıyan hukuk ilişkilerinden
doğan sorunların, hangi devletin hukuku uygulanarak çözüleceğinin belirlenmesidir. Hukuk
ilişkisindeki yabancılık ögesi farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin farklı uyruklarda
bulunan iki kişinin birbiriyle evlenmesinde, yabancılık ögesi, kişilerin uyrukluklarından
doğmaktadır. İki Tük vatandaşının Azerbaycan’da iken Türkiye’deki bir malın satımı için
sözleşme yapmalarındaysa yabancılık ögesi, sözleşmeye taraf olanların birbirinden farklı
uyruklukta olmalarından değil, sözleşmenin konusu olan malın, sözleşmenin yapıldığı ülkeden
başka bir ülkede bulunmasından kaynaklanmaktadır. Milletlerarası özel hukukun amacı,
yabancılık ögesi taşıyan sorunun kendisini çözüme kavuşturmak değil, sorun yaratan
uyuşmazlığın hangi devletin hukuku uygulanarak çözüleceğini tespit etmektir. Bu tespit işlemi,
çeşitli evrelerden geçilerek ve belirli yöntemler uygulanarak yapılır (Aybay vd. 2016: 158-159).
Milletlerarası özel hukukun dört alt dalı bulunmaktadır. Bunlar, vatandaşlık hukuku,
yabancılar hukuku, kanunlar ihtilafı, milletlerarası özel hukuku (Gözler 2106: 88-89).