Hukukun temel kavramlari


 Borç İlişkisinin Kaynakları



Yüklə 1,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə260/324
tarix31.12.2021
ölçüsü1,73 Mb.
#112305
1   ...   256   257   258   259   260   261   262   263   ...   324
huktemkavau211

11.2.1. Borç İlişkisinin Kaynakları 
11.2.1.1. Hukuksal İşlemlerden Doğan Borç İlişkileri (Akıntürk 2013: 56-58, 
62-64): 
Hukuksal  işlem,  borç  ilişkisinin  en  önemli  ve  yaygın  nedenidir.  Hukuksal  işlem,  bir 
kimsenin  hukuksal  bir  sonuç  elde  etmek  amacıyla  irade  açıklamasıdır.  Bir  erkeğin  evlilik 
dışında  doğan  bir  çocuğun  babası  olduğunu  kabul  etmesi  üzerine  yasanın  aradığı  usulde 
iradesini açıklaması, bir hukuksal işlemdir. Yine vasiyetname düzenlemek, vakıf kurmak tek 
yanlı hukuksal işleme örnek olarak gösterilebilir.  
Hukuksal  işlemlerin  uygulamada  daha  sık  rastlanan  türü,  sözleşmelerdir.  Sözleşme 
yalnızca medeni  hukuk  alanında değil tüm hukuk dallarında da  geçerlidir ve önemli  bir  yer 
tutmaktadır  (Aybay  vd.  2016:  181).  Sözleşme,  iki  tarafın  karşılıklı  ve  birbirine  uygun  irade 
açıklamaları  sonucunda  oluşan  iki  taraflı  bir  hukuksal  işlemdir.  Örneğin  iki  kişinin  bir 
otomobilin belli bir bedel karşılığında mülkiyetini devretmek amacıyla iradelerini açıklamaları 
durumunda bir satım sözleşmesi ortaya çıkar. Sözleşmeler, borç yüklenen tarafın sayısına göre 
tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler ve iki tarafa borç yükleyen biçiminde ikiye ayrılır. Tek 
tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan yalnızca birisi borç altına girmekte, diğer tarafsa 
borç  yüklenmemekte  yalnızca  bir  alacak  hakkına  sahip  olmaktadır.  Bu  sözleşme  türüne 
bağışlama  sözleşmeleri  örnek  olarak  verilebilir.  İki  tarafa  borç  yükleyen  sözleşmelerdeyse 
sözleşmenin her iki tarafı da borç altına girmektedir. Somut hayatta görülen sözleşmelerin ezici 
çoğunluğu,  iki  tarafa  borç  yükleyen  sözleşmelerdir.  Satış,  trampa,  kira,  eser,  hizmet,  vedia 
(emanet), havale sözleşmelerinin tümü iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. 
Türk  Borçlar  Kanunu  çerçevesinde  hazırlanan  sözleşmelere  borç  sözleşmeleri  denir 
(Aybay vd. 2016: 181). 
Bir  sözleşmenin  ortaya  çıkabilmesi  için  iki  unsurun  bulunması  gerekir.  İlki,  fiil 
ehliyetine sahip en az iki kişi bulunmalıdır. İkincisi, bu kişiler iradelerini karşılıklı olarak beyan 
etmeli ve bu iradeler birbirine uygun olmalıdır. İrade açıklamışı, bir kişinin belli bir hususta 
sahip olduğu iradeyi dış dünyaya yansıtmasıdır (Aybay vd. 2016: 179).  
Türk  Borçlar  Kanunun  ifadesiyle  sözleşme,  “İki  tarafın  karşılıklı  ve  birbirine  uygun 
olarak iradelerini açıklamaları suretiyle tamam” olur (TBK, m. 1). Bu irade beyanlarının zaman 
açısından önce açıklanana icap, sonra açıklanana kabul denir. 
İcap  (öneri),  bir  sözleşme  yapmak  isteyen  kişinin  başka  birisine  bu  amaçla  yapmış 
olduğu öneriyi, daveti ifade eder. Diğer bir anlatımla icap, sözleşme yapmak amacıyla girişimde 
bulunmak demektir.  Önerinin  hukuksal  bir sonuç doğurabilmesi için kimi unsurları içermesi 
gerekir.  Bu anlamda  icap,  sözleşmenin  tüm esaslı unsurlarını içerecek  biçimde  tam ve kesin 
olmalıdır.  Yine  icap  ciddi  olmalı,  icapta  bulunan  kendi  irade  beyanıyla  bağlanma  iradesini 


278 
 
ortaya koymalıdır. İcap, karşı tarafa yöneltilmiş olmalıdır. Fiyat gösterilerek bir malın teşhir 
edilmesi hukuken icap/öneridir. Fiyat kataloğu göndermek icap değildir. 
Kabul,  önerenin/icapta  bulunanın  belli  bir  hukuksal  sonuç  doğurmak  üzere  yaptığı 
teklife,  verilen  olumlu  cevaptır.  Diğer  bir  anlatımla,  önerenin  yaptığı  öneriye  karşı  tarafın 
verdiği olumlu cevaptır. Kabul de, öneri gibi, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gereken bir 
irade açıklamasıdır. Kabul, açık olabileceği gibi örtük/zımni de olabilir. Açık kabul, kabulü dile 
getiren sözcüklerle olabileceği kabul anlamına gelen hareketlerle de olabilir. 
Türk  Borçlar  Kanununu,  sözleşme  yapma  konusunda  kişilere  geniş  bir  serbestlik 
tanımıştır. Bu, Türk Borçlar Kanununda yer alan düzenlemelerin büyük oranda yorumlayıcı ve 
yedek hüküm niteliğinde olmasının bir sonucudur. Diğer bir anlatımla Türk Borçlar Kanununda 
az  sayıda  emredici  düzenleme  bulunduğundan  sözleşme  yapma  serbestisinin  sınırları 
genişlemektedir. Bu söylenenlere karşın Türk Borçlar Kanunu, sözleşme yapma serbestisine 
kimi  sınırlamalar  getirmiştir.  Bu  sınırlamaların  bazısı  sözleşmenin  konusuna,  bazısı 
sözleşmenin şekline ilişkindir. 

Yüklə 1,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   256   257   258   259   260   261   262   263   ...   324




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin