13.1.4. Bireysel Başvuru
2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle Anayasa’nın 148. maddesine eklenen 3 ve
4. fıkralarla Türk hukukuna Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu girmiştir. Anayasanın
adı geçen maddesine göre:
324
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği
iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan yasa
yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvuruda, yasa yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
Bireysel Başvurunun Koşulları
-Bireysel başvuruda bulunacak kişinin, anayasada güvenceye alınmış olan hak ve
özgürlüklerden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından güvenceye alınmış bir temel hak
ve özgürlüğü ihlal edilmiş olmalıdır. Dolayısıyla herhangi bir temel hak ve özgürlük için değil
yalnızca anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvenceye alınan bir temel hak ve
özgürlük için bireysel başvuru yapılabilir.
-Söz konusu ihlalin, herhangi bir kişi tarafından değil kamu gücü/devlet tarafından
yapılmış olması gerekir.
-Bireysel başvuru yalnızca hak ihlaline yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem veya ihmal
nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan zarar görenlerce yapılabilir (AYMKYUHK, m.
46/1).
-Bireysel başvuru tüzel kişiler tarafından yapılamaz. Özel hukuk tüzel kişileri ise
yalnızca tüzel kişiliğe ilişkin haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek bireysel başvuruda
bulunabilirler (AYMKYUHK, m. 46/2).
-Yabancılar münhasıran Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili bireysel başvuruda
bulunamazlar (AYMKYUHK, m. 46/3). Örneğin seçme seçilme haklarının ihlal edildiği
iddiasıyla bireysel başvuru yapamazlar.
-Bireysel başvuru yapılabilmesi için hak ihlaline yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem
veya ihmal için yasada yer verilen idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmesi
gerekir (AYMKYUHK, m. 45/2). Bunun anlamı, bireysel başvuruda bulunacak kişinin, bireysel
başvurudan önce, hakkını diğer yargı organları önünde aramış olması gerekir. Diğer bir
anlatımla adli veya idari yargıda dava açmış olması, bu davayı ilk derece mahkemesi önünde
kaybettikten sonra, ilk derece mahkemesinin kararına karşı olağan yasa yollarını (itiraz veya
temyiz) da tüketmiş olması gerekir. Dolayısıyla örneğin idarenin bir eylem ve işlemiyle anayasa
tarafından güvenceye alınan bir temel hak ve özgürlüğü ihlal edilen kişi, öncelikle bu işleme
karşı idari yargıda dava açmalı, davası idare mahkemesi tarafından reddedildikten sonra karara
karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurmalıdır. Danıştay, ilk derece mahkemesinin kararını
onarsa, artık söz konusu kişi Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilir (Gözler 2010:
430-431).
Yasada yer verilen idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmesi kuralı,
mutlak ve otomatik bir biçimde uygulanan bir kural değildir. Kimi durumlarda iç hukuk
yollarının tüketilmesi kuralı aranmamaktadır. Şunlardan birinin bulunması durumunda
325
belirtilen başvuru yolları tüketilmeden doğrudan bireysel başvuru yoluna başvurulabilir (Eren
2016: 829):
-İdari ve yargısal başvuru yollarının bulunmaması.
-Başvuru yollarının ulaşılabilir olmaması.
-Başvuru hakkında yerleşik içtihat bulunması.
-Yargılamanın makul sürede sonuçlanmamış olması.
-Aynı ve benzer olaylarda idarenin olumsuz bir uygulamanın oluşmuş olması.
-Kamu görevlilerince başvuru yollarının kullanılmasının engellenmesi.
-Ağır ve telafisi olanaksız bir zararın ortaya çıkma olasılığı.
-Yasama işlemleriyle düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru
yapılamaz. Örneğin bir yasanın, cumhurbaşkanlığı kararnamesinin, yönetmeliğin iptali için
bireysel başvuru yoluna gidilemez (AYMKYUHK, m. 45/3).
-Anayasa Mahkemesi kararlarına ve anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı
işlemlere karşı bireysel başvuru yapılamaz. Örneğin Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun
hâkimlerin tayin ve terfilerine ilişkin kararlarına karşı bireysel başvuru yapılamaz
(AYMKYUHK, m. 45/3).
-Bireysel başvuru, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse
ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmalıdır. Haklı bir mazereti nedeniyle
süresi içinde başvuramayanlar, mazeretlerinin ortadan kalktığı tarihten itibaren on beş gün
içinde ve mazeretlerini belgeleyen kanıtlarla birlikte başvurabilirler (AYMKYUHK, m. 47/5-
6).
-Bireysel başvurularda ilgili mevzuatta belirlenen miktarda haç alınır (AYMKYUHK,
m. 47/2).
-Kabul edilebilir bulunmayan başvurular hakkında, kabul edilemezlik kararı verilir. Bu
kararlar kesindir ve ilgililere tebliğ edilir (AYMKYUHK, m. 48/4).
-Bireysel başvuru incelemesi, kural olarak, dosya üzerinden yapılır. Bununla birlikte
gerekli görüldüğü takdirde duruşma yapılabilir (AYMKYUHK, m. 49/4).
-Bireysel başvurunun incelenmesi sonunda hak ihlalinin bulunup bulunmadığına karar
verilir. İhlal kararı verildiğinde, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir. İdari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez (AYMKYUHK, m.
50/1).
326
-Anayasa Mahkemesinin tespit ettiği ihlal, bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
dosya ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuksal yarar bulunmayan
durumlarda başvurucu lehine tazminata karar verilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla görevli mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında tespit edip açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak
yönde ve mümkünse dosya üzerinden karar verir (AYMKYUHK, m. 50/2).
Dostları ilə paylaş: |