3.4.2. Sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde
Kararnameleri
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu tarafından çıkarılmaktaydı. Bir
yetki yasasına gereksinim yoktu. Temel hak ve özgürlüklerin tüm alanları dâhil, olağanüstü
halin veya sıkıyönetimin gerektirdiği her konuda kanun hükmünde kararname
çıkarılabilmekteydi. Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onayına sunulmaktaydı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bunları olduğu gibi, değiştirerek kabul
edebileceği gibi, ret de edebilmekteydi. Bu kanun hükmünde kararnameler ancak olağanüstü
hal veya sıkıyönetim süresince çıkarılabilmekteydi.
Bu KHK’ler, Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi değildi. Ancak unutmamak
gerekir ki bunların Anayasa Mahkemesi denetimine tabi olmaması, anayasaya uygun
olmayacakları anlamına gelmemekteydi.
Anayasa bunlar Resmi Gazete’de yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulmasını ve Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarında ivedilikle görüşülmesini
emretmişti. Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kanun
hükmünde kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından reddedilen kanun
hükmünde kararnameler, bu kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkmaktaydı. Değiştirilerek kabul edilen kanun hükmünde kararnamelerin değiştirilmiş
hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girmekteydi
(Anayasa, m. 91).
3.5. Tüzük
Anayasanın (mülga/yürürlükten kalkmış) 115. maddesine göre “Bakanlar Kurulu,
kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı
olmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir.
Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.”
Yukarıdaki düzenlemeden anlaşıldığı gibi, tüzükler yasaların uygulanmasını göstermek
veya emrettiği işleri belirtmek üzere çıkarılmaktaydı. Tüzük çıkarılabilmesi için öncelikle bir
yasanın olması, tüzüğün bu yasaya dayanması gerekmekteydi. Diğer bir anlatımla kendisine
65
dayandırılacak bir yasa yoksa tüzük de çıkarılamamaktaydı. Dolayısıyla doğrudan anayasaya
dayanılarak bir tüzük çıkarılması söz konusu değildi.
Yukarıdaki anayasa hükmünden de anlaşıldığı gibi tüzük çıkarmak için Danıştay’ın
görüşünün alınması gerekmekteydi. Ancak Danıştay’ın görüşü bağlayıcı nitelikte değildi,
istişari nitelikteydi.
Bakanlar kurulu tarafından hazırlanan tüzükler, cumhurbaşkanı tarafından
imzalanmakta ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmekteydi. Bir tüzüğün ne zaman
yürürlüğe gireceğini kural olarak tüzük belirlemekteydi. Tüzükte böyle bir düzeleme yer
almadığı takdirde Resmi Gazete’de yayımını izleyen günden başlayarak kırk beş gün sonra
yürürlüğe girmekteydi.
Tüzüklerin kanunlara aykırılığı ileri sürüldüğünde görevli yargı mercii Danıştay’dı.
Geçmişte çok farklı konularda tüzük çıkarıldığı görülmektedir. Tapu Sicili Tüzüğü,
Türk Bayrağı Tüzüğü, Yeraltı Suları Tüzüğü gibi.
|