Hüseyin hiLMİ IŞIK


AİLENİN ÇÖKTÜĞÜ TOPLUMLAR DA ÇÖKTÜ



Yüklə 1,83 Mb.
səhifə9/68
tarix07.04.2018
ölçüsü1,83 Mb.
#47038
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   68

AİLENİN ÇÖKTÜĞÜ TOPLUMLAR DA ÇÖKTÜ


Türkiye’de Batı kadar olmasa da ailede hızlı bir çöküş yaşanıyor. “Önce ahlâk ve maneviyat” diyen görüşün gittikçe dışlandığı ve hatta suçlandığı Türkiye’de “toplumun temeli olan” aile büyük bir sarsıntı geçiriyor. Batı’nın teknolojisini alma yerine yaşam tarzı benimsendiği için Türkiye’de, kendi öz değerlerinden uzaklaşma başladı. Batı insanı gibi sorumsuz yaşama tercih edildi. İşte bunun sonucu: Boşanma dâvâları, her yıl katlanarak artıyor!

Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) hazırladığı rapora göre 1999’da boşanma davalarında yüzde 6 artış olurken 2003 yılında bu rakam yüzde 21 çıktı. En çok boşanma olayı İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde görülürken boşanmaların yüzde 45’i evliliğin ilk 5 yılında gerçekleşiyor.



İntiharlar yüzde altmış arttı

Olumsuz ekonomik ve sosyal şartların ve buna çare olabilecek “manevî değerler”in olmaması ailede intiharları da artırdı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her 40 saniyede bir kişi intihar ederek ölüyor. Her 3 saniyede bir kişi de intihara teşebbüs ediyor. Son 45 yılda tüm dünyada intihar olayları yüzde 60 artmış durumda. Avrupa ülkelerinde en çok intihar görülme sıklığı yüzbinde 25 ile İskandinav ülkelerinde, en az ise yüzbinde 10 ile İspanya’da görülüyor. 2000 yılı verilerine göre Türkiye’de bu oran henüz kadınlarda yüzbinde 3.4, erkeklerde ise 2.4. Türkiye Avrupa ülkelerine kıyasla intihar vakalarında hâlâ en az durumda. Ancak Türkiye’de intihar olayları Avrupa ülkelerine göre daha hızlı artıyor.

Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu uzmanlarınca hazırlanan bir rapora göre, intiharların en önemli nedeni yüzde 36’lık bir oranla hastalık olarak gösteriliyor. Aile geçimsizliği ve geçim zorluğu ise ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. Rapora göre, son 30 yılda 40 bin kişinin intihar ettiği Türkiye’de sadece 2003 yılında 8 bin 432 intihar girişimi, bin 661 intihar olmak üzere toplam 10 bini aşkın intihar olayı yaşandı.

En çok ‘’intihara teşebbüs edilen iller’’ sıralamasında 850 kişiyle Ankara birinci, 585 kişiyle Bursa ikinci, 448 kişiyle Konya üçüncü, 430 kişiyle İstanbul dördüncü, 294 kişiyle İçel beşinci, 286 kişiyle İzmir altıncı sırada yer aldı.

Türkiye’de ve dünyadaki bütün bu olumsuzlukların sebebi aileye önem verilememesidir. Ailenin çöküşünün altında da maneviyata önem verilmemesi ve kadının istismarı vardır. Kadının yaratılış gayesinin dışında istihdamı vardır. Yerli yabancı birçok aydın artık bu gerçeği görmektedir. Nitekim, İngiltere’nin önde gelen bayan doktorlarından Prof.Carol Black, kadın doktorların sayısının artmasının bu mesleğin etkinliğini yitirmesine neden olduğunu söyledi.



Başarısızlığın sebebi

Royal College of Physicians (Kraliyet Doktorlar Koleji) başkanı Black, "Bir meslekte erkek egemenliği bittiğinde o meslek gücünü kaybediyor" dedi. Black, tepki alan açıklamalarını, kadınların vakitlerinin çoğunu aileleriyle geçirme isteğine ve özel yaşamlarını iş yaşamlarının üzerinde tutmalarına bağladı. "Kadınlar, gecelerini toplantılarda geçirmek istemez" diyen Black, kadınların Rusya'da tıpta, İngiltere'de de öğretmenlikte egemen olduğunu belirterek, bu ülkelerde bu iki mesleğin etkisini kaybettiğini savundu. İngiltere'de yeni mezun olan doktorların yüzde 60'ından fazlasını kadınların oluşturduğunu söyleyen Black, kadın tıp öğrencilerinin artışı sürerse 8 yıl içinde ülkedeki kadın doktorların sayısının erkek doktorlardan fazla olacağından İngiltere’de de tıbbın etkinliğinin azalacağı endişesini belirtti. (Milliyet, 4.8.2004)

Böyle bir açıklamayı ülkemizdeki bir profesör yapsaydı başına gelmedik kalmazdı. Hele bir de namazında abdestinde Müslüman bir profesör yapsaydı, ne gericiliği ne de çağdışılığı kalırdı. İşte ülkemizdeki aydınlarla Batı’daki aydınlar arasındaki tipik fark. Düşündüklerini rahat ifade edebilme farkı. Bu önemli fark kalkmadıkça ülkemizde gerçek manada demokrasiden, insan haklarından, din ve vicdan hürriyetinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.




KADININ CİNSEL YÖNDEN İSTİSMARI


İnsanlık tarihi boyunca en çok istismar edilen nedir? diye sorsanız bana, hemen “kadın” diye cevap veririm. İslamiyet ve ondan önceki hak dinler hariç her devirde kadın, devamlı sömürü vasıtası olmuş. İnsan yerine bile konulmamış. Herhangi bir ev eşyasından farkı olmamış kadının.

Mesela, Roma kanunlarında köle olarak kabul edilirdi. Vatandaşlık hakkından mahrumdu, ona, herhangi bir ev eşyası gibi bakılırdı. Ev eşyası gibi alınıp satılırdı kadın. Budizm inancında kocası ölen kadının yaşama hakkı yoktu. Son zamanlara kadar ölen kocası ile beraber cayır cayır yakılırdı.

Şimdi gelelim günümüze... Çoklarının zannettiği gibi kadın bugün de kölelikten kurtulamamıştır. Hatta, eski devirlerden daha çok istismar edilmektedir; daha çok köleleştirilmiştir. Görünüşte kendilerine eşya oldukları söylenmese de, eşya kadar bile önem verilmemektedir. Bunları yapanlar da daha çok kadın hakları savunucuları. Kadın hakları, kadına özgürlük gibi sloganlarla kadınlar aldatılmakta, daha çok sömürülmektedir. Bu sömürme çok iyi kamufle edildiği için kadınlar farkında değil.

Kadın vitrin malzemesi

Yıllardır kadın, “kadına özgürlük” adı altında sanayide, ticarette, reklamda, siyasette vitrin malzemesi olarak kullanılmakta, sözde kadın hakları savunucularının, feministlerin sesi çıkmamakta. İşlerini güçlerini bırakmışlar, evinde çoluk çocuğu ile huzur içinde oturan kadınları nasıl sokağa dökeriz, nasıl kendimize benzetiriz bunun hesabını yapmaktalar, bunun mücadelesini vermekteler. Tabii, bunu yaparken de birilerinin kendilerini kullandığından, siyasi, ticari faaliyetlerine alet ettiğinden haberleri yok. Veyahut da bilerek bu oyunda yer almaktadırlar.

Televizyonlardaki reklamlara bakın, reklamı yapılan mal ikinci planda, kadın hep ön planda. Reklamda mal değil kadının orası burası gösteriliyor. Kadın unsuru olmayan reklam nerdeyse yok gibi.

Hiçbir kadın hakkı savunucusu çıkıp bunu kınamıyor, protesto etmiyor. Aksine bu tür istismarlara karşı çıkanları kınıyor, bunları çağ dışılık ile suçluyorlar. Demek ki kadının çağdaş olabilmesi için, sömürülmesi, istismar edilmesi onun bunun elinde oyuncak ve sermaye olması gerekiyor.

Çok şükür bu kepazeliklere bir tepki gösteren çıktı. Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, söz konusu istismarı RTÜK’e şikayet etti. “Bir ürünün tanıtımından ziyade kadın bedeninin ön planda tutulduğu ve kadının cinsel kimliğinin bir araç olarak sergilendiği” gerekçesiyle.



Kadın cinsel obje

Bir devlet kurumunun kadına sahip çıkması güzel bir şey. Gönül isterdi ki, önce kadın hakları savunucuları sahip çıkıp, tepki göstersin. Şikayet gerekçesi şöyle devam ediyordu: ``Kadınların cinsel obje olarak medyada yer alması, toplumda var olan ayrımcı eğilimleri pekiştirmekte ve kadının birey olarak kimliğini tahrip etmektedir. Bu duruma en son örnek ise bir cep telefonu reklamında yaşanmaktadır. Söz konusu reklamda, bir ürünün tanıtımından ziyade kadın bedeni ön planda tutulmakta ve kadının cinsel kimliği bir araç olarak sergilenmektedir. Kadınlara yalnızca bedenleri aracılığıyla kimlik kazandırılması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için yoğun bir biçimde sürdürülen kurumsal, gönüllü ve bireysel çalışmalara sekte vurmaktadır.``

Böylece kadının “cinsel kimliğinin araç olarak” kullanıldığı, Devletin resmi kuruluşunca da açıkça ifade edilmektedir.

Sözde kadın hakları savunucuları, bu tepkiye de karşı çıktı. Bunu kadın haklarına aykırı buldu. İnsan merak ediyor bunlar kadın hakları denilince ne anlıyorlar? Her türlü ahlaksızlığı, kadının bedenini ortaya koyarak para kazanmasını (daha doğrusu kazandırmasını), kadınların özgürlüğü olarak mı algılıyorlar? Yoksa "Vücutlarımız bize aittir, onu dilediğimiz şekilde kullanırız" şeklinde mi anlıyorlar?

Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nü bu faydalı tepkisi için tebrik ediyorum. RTÜK, inşaallah bunu ciddiye alır da bu ve benzeri reklamlarla kadınların istismarına engel olur. Bunun, “ Kadın Hakları” savunucularına örnek olmasını diliyorum. Tabii ki davalarında samimi iseler!..




Yüklə 1,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin