77- Hadis 12. Ýmam’ýn imaneti hakkýndadýr. Ebu Bekrini hilafeti ile iliþkisi yoktur.
78- Gadir Hum olayýnda da geçtiði gibi Peygamber (s.a.a) Allah’ýn rýzasýnýn Ebu Bekirýn hilafetinde deðil Ali (a.s)’ýn velayetinde olduðunu buyurmuþtur:
Gadir Hum gününden sakife’ye kadar yetmiþ günden fazla geçmemiþti, ama sakife ashabý çokçabuk unuttular!
79- Tarýh-i Taberi ve ondan baþkasý.
80- Bu hitabýn Beþinci kýsmýnda bu þuranýn doðru olmadýðý ve batýllýðý hakkýnda uzun bir þekilde sohbet edilecektir.
82- Bazýlarý þöyle yezmýþlerdýr: Ömer’in kapýyý yakmalarý için çok çakçýrpr toplamalarýný emrettiðini, Ev sakinlerini tehdit ettiðini ki eðer dýþarý çýkmazlarsa evi yakacaðýný söyledi. Fatýma (a.s) evin kapýsýna gelip þöyle buyurdu: “Ey Hatab’ýn oðlu bizim evimizi yakmaya mý geldin? Evet, evden dýþarý çýkýp halifeyle biyat etmezseniz yakacaðým dedi. (Akd-il Ferid cüz. 30 s. 63)
Bazýlarý Halid’in emriyle kapýnýn kýrýldýðýný, Bazýlarýda evin üstündan eve girildiðini yazmýþlardýr. Bilinen budur ki Ali (a.s) zorla Ebu Bekir’e beyat ettirmeye çalýþmalarýdýr.
- þerh-i Nehc-ul Belaga ibn-i Eb-il Hadid c. 1 s. 134.
84- Þu noktaya dikkat çekmek istýyorum ki Ali (a.s)’ýn Ebu Bekir’e delil getirmesi cidal yoluylaydý. Yani muhalif taratýn da kabulettiði müsellem olan þeyler üzerindendi ki onun mahkum olmasýna sebep olmuþtur. Yoksa þura ve icma’nýn her nekadar mümkün olmasa da, hak icma dahi olsa, Peygamber (s.a.a)’in halifesini seçmeye haklarý yoktur. Nasýl ki Peygamber (s.a.a)i Allah seçti. Beþinci bölümde bu konuya geniþ olerak yer uereceðiz.
85- Ýhticac c.1. s. 157-184.
86- haþr suresi Ayet. 6
87- yanabi-ul Meveddet s. 119 þevahid-ul Tenzil c. 1 s. 443.
91- Taberi tarihi 2.c, 402-409. s ve yakubitarihi 2.c, 150-151.s.
92- Abdul melik bin mervan zamanýnda, haccac bin Yusuf (Haccac-ý Zalim) O’nun tarafýndan Abdullah ibn-i Zübeyri yakalamak üzere mekkeye askeri çýkarma yapmýþtý. Abdullah ibni Zübeyr-i öldürdükten sonra o’nun cesedini dâr’a çekmiþti. Abdullah ibni ömer ki Hz. Ali (a.s)nin biatýndan yüz çevirmiþti, o sýralarda mekkede idi. Cankorkasuyla Haccacýn yanýna gitti ve “Sen Abdulmelik’in numayende ve temsilcisisin ve ben onunla biat etmeðe geldim. Elini ver, ta biat edeyim.” Haccac dediki: “Sen Ali (a.s) ile biat etmedin, nasýl olduda þimdi bu fikre düþtün seni kuraya getiren gerçekte bu dara asýlmýþ cesetten baþkabirþey deðildir.” Haccac o anda yazý ile meþgul olduðundan, ayaðýný uzatarak dediki “Elim yazý ile meþguldür eðer istiyorsan ayaðýmla biat et.” Abdullah ibni ömer elini Haccac’ýn ayaðýna çekerek biat ettir.
(Diðer bir rivayete göre: Haccacýn kaþýntý hastalýðý vardý ve Abdullah’a nasýl olupta bu fikre düþtüðünü sorduðunda, o “Peygamberden duydum ki, “Zamanýnýn imamýný tanýmadan ölen caliliye ölümüyle ölmüþ gibidir.” diye buyuruyordu, ben de þimdi zamanýn imamýyla biat etmeye geldim diye cevap veriyor. Haccac elleriyle kaþýnmakla meþgul olduðundan “madem öyle ellerim gördüðün gibi meþguldür. Eðer istiyorsan ayaklarýmla biat edebilirsin” demiþ ve Abdullah ibni ömer bu zilleti kabullenmiþti. Nasýl kabullenmesinki hz. Ali (a.s) ile biattan çekinmeklekalmamýþ Hz. Hüseyin (a.s) kendisine katýlmasý için uyardýðýnda da o zahitlik ve tarafsýzlýk taslamýþtý. Ýmam da O’nun sonunda düþeceði bu durumu ona haber vermiþti) (müt).
93- Aiþe’nin önce osman sonrada Hz. Ali (a.s) ile muhalefetinin nerdeni þuydu ki, o ve hafsa kendikabalarýnýn (Ebubekr ve ömer) dönemlerinde devlet hazine sinden bolkeseden faydalanýyorladý osman hilafete geldiði gibi devlet hazinesinin kapýlarýný ardýna kadar ümeyye oðullarýna açýp, Aiþe ve diðerlerine kapalý tuttu sonuçta Aiþenin þiddetli muhalefetiyle karþýlaþtý ve Aiþe halký Osman’ýn katline teþvik suretiyle kýþkýrtma faaliyetleri göstermeye baþladý.
Ama Aiþenin Hz. Ali (a.s) ile muhalefet bir kaç sebebe daðýlý idi Birincisi Hz. Ali (a.s) Babasýnýn hilafeti döneminde o’na muhalif ve rakip idi dolayýsýyla Ebubekirin þahsiyeti hakkýnda. istedikleri gibi reklam edeniyoz ve milletin gözünde küyültemiyozlardý halbuki Aiþe babasýnýn üstüne birkiþi hayol etmek bile istemiyordu.
Diðer yandan Aiþe Hz. Hafice-i Kübra’nýn Kuma’sýydý. Rasulullahýn (s.a.a) Hz. Hatice ve kýzý Fatime-i Zehra (a.s) hakkýmdaki izhar ettiði muhabbeti kadýnsý duygular gereði - sýndirmeðe ve hazmetmeye tahammülü yoktu. O, Hz. Peygamber (s.a.a) nazarýnda herkesten daha deðerli olmak istigerdu - Ancak o hazretin Hz. Haticenin (vefatýndan sonra bile) fedakarlýk ve taziletlerini zikrettiðini görüyordu buna ilaveten O’nun bir yadigarý güzini olan fatýma-i Zehra (s.a)yý da sonsuy bir muhabbet ve sevgi ile karþýlamasýný hiçbir þekilde tahammüle hazýrdeðil-i di. Diðer taraftan Hz. Fatýma Hz. Ali’nin (a.s) hanýmý idi, o hazrete karþý da kingütmekteydi.
Aiþenin o hazret ile muhalefetinin diðer bir nedenide, Osman onun fazlalýk harcamalarýný kesmiþ, kendi akrabalarýna paylamýþtý. Ancak Aiþe gelecekte - Osman’ýn ölümünden sonra gelecek þahýstan - bu zararýn yezini dolduracek ve eski durumuna gezi döndürecek birini halife olarak hayal ediyordu. Ama Hz. Ali (a.s)’ýn halife olduðunu duyduðu an, kötün ümitleri suya düþtü ve bunun Osman döneminden kendinen faati açýsýndan - daha kötü olduðunu anladý. Zira Aiþe o hazreti çakiyi tanýyordu. ve biliyordu ki candan sevdiði kendi çokuklarýna bile haketmediði halde tekkuruþ vermeðe hazýr deðildi. Nerede kaldý Aiþe ve diðerleri?! Ayný zamanda hilafeti beni haþimden alarak kendi kabilesine haskýlmak istiyordu. Bununla birlikte Aiþenin mükareze’den el çekmesi düþünülemeyzdi. Öyle ise Hz. Ali (a.s)’ýn adaletini yük olarak kabul eden ve kabule hazýr olmagan, ayaklanmayý tasarlayan bir gurup fitne ehliyle birlik olmak ve onlardan yardým talebetmek - kendi menfi hedefine ulaþmak açýsýndan - Aiþe için kaçýrýlmaz bir fýrsattý.
94- Arþenindeveye bin mesi nedeniyle bu savaþ “Cemel (deve) savaþý” ve Basrada olmasý nedeniyle de “Basra olmasý nedeniyle de “Basra harbi”diye adlandýrýlmýþtýr.