ALLAH’IN YERYÜZÜNÜ ASLA HÜCCETSİZ[1] BIRAKMAYACAĞINA DÂİR RİVAYELER
1- Hz. Emirülmüminin aleyhisselam’ın Kumeyl bin Ziyad-ı Nehaî-ye buyurduğu meşhur hadis bunlardan biridir. Kumeyl der ki: Emirülmüminin aleyhisselam benim elimden tutarak bir kabristana götürdü. Sonra derin bir nefes çekerek şöyle buyurdu: “...evet, yeryüzü Allah’ın delilleri ile kıyam eden bir hüccetten yoksun olmaz. O hüccet ya zahir ve malumdur ya da gizli ve meçhûldür. Bu Allah’ın delil ve beyyineleri batıl olmaması için zorunludur.”
Hz. Emirülmüminin “zahir ve malum” sözü ile onun şahıs ve yer olarak malum olduğunu bildirmekte, “gizli ve meçhul” sözü ile de kendisinin gizli, yerinin de meçhul olduğunu bildirmektedir. Yine de en iyisini Allah bilir.
2- …Ebu İshak-ı Sabîî’den: Emirülmüminin aleyhisselam’ın güvenilir ashabından bazılarının şöyle dediklerini duydum: Emirülmüminin aleyhisselam Küfe şehrinde okuduğu uzun bir hutbenin bir bölümünde şöyle buyurdu: Allah’ım! Senin yeryüzünde hüccetlerin olmalıdır. Sırayla gelen bu hüccetler senin halkını senin dinine hidayet ederler ve senin ilmini onlara öğretirler ve tüm bunlar senin evliyalarına uyanlar tefrikaya düşmesinler diyedir. Bu hüccetler, ya zahirdirler ve onlara itaat etmezler. Veya gizlidirler ve ortaya çıkmazlar. Eğer batıl hükümetin zamanında halktan saklanır ve gizlenirlerse de onların ilmi halktan gizli kalmaz, onların öğrettikleri adap, müminlerin kalbinde sabittir. Ve onlar bu adabla amel ederler. Bunlar yalancıların korktuğu ve müsriflerin çekindiği şeyle dost olurlar. Vallahi bu ilim öyle bir meyvedir ki sizlere bedava verilmiştir.[2] Eğer onu dinleyenler, akıllarıyla sözlerini dinleselerdi onu tanırlar, ona iman eder, ona uyarlar ve onun yolundan giderler böylece felaha ulaşırlardı. Sonra buyuruyor ki: Kimdir bunları böyle işiten? İşte bu yüzden ilimler hep gizli kalır. Çünkü bu ilmi taşıyan ve onu tıpkı ehlinden duyduğu gibi başkalarına iletenler bulunmazlar.
Sonra bu hutbenin devamında şöyle buyurdu:
Allahım, doğrusu ben çok iyi biliyorum ki ilmin tümü yokolmaz ve kökleri kesilmez. Sen yeryüzünün halkını hüccetsiz bırakmazsın. Bu hüccet; ya zahirdir ve ona itaat olunur, ya da gizli ve saklıdır; ona itaat olunmaz. Böylece senin hüccetin batıl olmaz evliyaların ise hidayet olduktan sonra dalalete düşmezler...”
Aynı hutbeyi özet olarak şeyhimiz Kuleyni (r.a) de Usülü Kafi’de nakletmiştir.
3- İshak bin Ammar der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Doğrusu yeryüzü bir alimsiz (veya imamsız) kalmaz. Böylece eğer müminler (dine) birşey eklerlerse onu reddeder, birşeyleri azaltırlarsa onları tamamlar.”
4- Abdullah bin Süleyman-ı Amiri der ki: İmam Ebu Abdullah aleyhisselam şöyle buyurdu: “Yeryüzünde Allahın her zaman bir hücceti vardır. Helali ve haramı tanıtır, halkı Allah yolunda davet eder.”
5- Hüseyn bin Ebu’l Âlâ der ki: İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam’a şöyle arzettim: Yeryüzü hiç imamsız kalır mı? Buyurdu ki: Hayır.
6- Ebu Basir, İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam’dan nakleder ki şöyle buyurdu: “Allah yeryüzünü alimsiz bırakmaz. Eğer böyle olmasaydı, hakk batıldan ayrılmaz ve tanınmazdı.”
7- Ebu Hamza-i Somali der ki: İmam Muhammed Bakır aleyhisselam şöyle buyurdu: “Allah’a andolsun ki Allah, Adem aleyhisselam’ın vefatından bu yana yeryüzünü Allah’a hidayet eden bir imamsız bırakmamıştır. Ve yeryüzü Allahın hücceti olan imamsız kalmayacaktır.”
8- Ebu Hamza der ki: İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam’a şöyle arzettim: Yeryüzü imamsız olabilir mi? Buyurdu ki: “Eğer yeryüzü imamsız olsa parçalanıp yokolurdu.”
9- Muhammed bin Fazl der ki: İmam Rıza aleyhisselam’a: Yeryüzü imamsız olabilir mi? diye arzedince şöyle buyurdu: İmam Ebu Abdullah aleyhisselam’dan bize rivayet ulaşmıştır ki eğer yeryüzü imamsız olursa, ehlinin üstüne çöker. Sonra şöyle buyurdu: Yeryüzü imamsız kalmaz, eğer kalsa parçalanıp yok olur.”
10- Ebu Herase der ki: İmam Muhammed Bakır - aleyhisselam - şöyle buyurdu: “Eğer imam yeryüzünden bir saat çekilse, yeryüzü halkı boğar ve tıpkı deniz gibi dalgalanır.”
11- Veşşâ der ki: İmam Rıza aleyhisselam’a şöyle sordum: Yeryüzü imamsız kalırmı? Şöyle buyurdu: Hayır! Dedim ki: Bize rivayet ulaştı ki eğer imamsız kalırsa Allah azze ve celle yeri insanların üstüne çökertir? Sonra şöyle buyurdu: İmamsız kalmaz, aksi halde çöker.
[1]- Hüccet; yeryüzünde halkı hidayet için Allah tarafından tayin olunan peygamber, vasi ya da imamlara denir. (Ç.)
[2]- Yani Hz. Ali aleyhisselam buyuuyor ki: Ben ilimi size veriyor ve öğretiyorum; Karşılğında sizden hiçbir şey istemiyorum. (Ç.)
9. BÖLÜM
EĞER YERYÜZÜNDE İKİ KİŞİ KALSA, BİRİSİNİN MUTLAKA İMAM OLDUĞUNA DAİR RİVAYETLER
1- Ebu Ümare Hamza bin Tayyar der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Eğer yeryüzünde sadece iki kişi kalsa, o ikisinden biri mutlaka hüccet olur.”
2- Ebu Ümare Hamza bin Tayyar der ki: İmam Ebu Abdullah aleyhisselam şöyle buyurdu: “Eğer yeryüzünde iki kişi kalsa o ikisinden biri mutlaka diğerine hüccettir.”
3- Kerram der ki: İmam Ebu Abdullah şöyle buyurdu: “Eğer halk iki kişi olsa, birisi mutlaka imam’dır. Ve buyurdu ki: “En son ölecek olan, imamdır. Bu da en son kalacak insan Allah azze ve celle’ye: Beni hüccetsiz bıraktın, dememesi içindir.”
4- Hamza bin Tayyar der ki: İmam Ebu Abdullah aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: Eğer yeryüzünde sadece iki kişi kalsa birisi hüccettir veya ikincisi hüccettir. (Burada tereddüt eden İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam değil de rivayet nakleden şahıstır.)
5- Yunus bin Sadık der ki: İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Eğer yeryüzünde iki kişiden başkası olmazsa, onlardan birisi mutlaka imamdır.”
10. BÖLÜM
ONİKİNCİ İMAMIMIZ, BEKLENEN İMAM HZ. MEHDİ ALEYHİSSELAM’IN GAYBETİ HAKKINDAKİ RİVAYETLER VE BU KONUDA MEVLAMIZ
Dostları ilə paylaş: |