İ Ç İ n d e k I l e r


Kıymetli gönül dostlarım !



Yüklə 2,77 Mb.
səhifə21/36
tarix30.07.2018
ölçüsü2,77 Mb.
#64353
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   36

Kıymetli gönül dostlarım !


Başlarken bölümünde değindiğimiz gibi Hazretimiz Necdet Ardıç Uş-şâki Efendimizin bir halvet yaşantısını anlatan oluşumları “Halvet’ten Notlar” olarak buraya aldık.


H A L V E T’ T E N N O T L A R


Bir müddettir halvet’e girmeyi düşünüyordum gerekli mânevi izni gönlümden aldıktan sonra 22.06.1985 Cumartesi gecesinden başla-mak üzere 30.06.1985 Pazar’a kadar olan süreyi bu işe tahsis ettim ve sene tatili süresini ona göre ayarladım.


O gün gelmeden kendimi bu duruma alıştırmak için hazırlan­maya başladım.
Murakâbe”

Bir ses ALLAH, “her şey necdetle konuşur artık dedi,” diyor.

İnsân ve cinlerin yapıları, yüz hatları ayrı hemen farkediliyor.
Gavsül A’zama niyaz ediyorum daha belirgin.

Hiçlikte bir hâl, bir ses “kim o,” diye soruyor;

başka bir ses, “Necdet” diye cevap veriyor.

* * * * *


22/06/985 cumartesi gecesi;

Ayhan ile birlikte hücreye girdik gece ikiye kadar sohbet ettik sonra yattık sabah sekizde Ayhan gitti artık yanlızdım ve bu süreyi en iyi şe-kilde değerlendirmem gereki­yordu.


23/06/985 Pazar - birinci gün;

Hafifçe titriyorum biraz üşüme geliyor ve tefekküre baş­lıyorum.

Bu arada 

küllü şey’in hâlikün illâ vechehü” âyetini düşünüyorum;

şey’iyyet ve ef’âl âlemi” uzun uzun düşündürüyor.
Ayrıca;





küllü men aleyha fanin



ve yebka vechü rabbike zul­ celâli vel ikrami” âyetini düşünüyorum;

men iyyet ve esmâ âlemi” uzun uzun düşündürüyor.


Âyeti Keriymenin biri, ef’âl âleminin kalkışı

diğeri esmâ âleminin ...


Murakâbe”

Kırk yedinci hücre, kırkların yedinci hücresi,” deniyor.


24/06/985 Pazartesi - ikinci gün;

Bant dinliyorum, bir yerinde,



Hz. Peygamberin varlığı, ALLAH zâtından meydana geldi.

Âdemin varlığı, Rububiyet zâtından meydana geldi.
İnsân-ı Kâmil” Shf 136 da,

“Ahadiyet bahsi hakkındaki incelikler,”

İnsân-ı Kâmil” Shf 136 da,


“Yukarıda anlatılanları dikkate alarak şimdi sen kendinde anla-tılan tecelliden bir şey görürsen onu ALLAH’ından Rabbından bil, ona bağla; yaratılmış şekline olduğunu iddia etme.”

Yukarıda geçen Rab hakkında anlayış hatası olmalı.




Yukarıdaki mevzuları düşünüyorum yavaş yavaş ateş basmaya başlıyor; bu arada diyorum, ki


ne kadar aşikarım,”  ne dedim “aşikar mıyım?” “Hayır.”

ne kadar gizliyim,”  ne dedim “gizli miyim?” “Hayır.”


Hem gizliyim hem aşikar.”

O kadar şiddetli gizli o kadar şiddetli aşikar.”


Murakâbe”

ALLAH’ın zâtının zuhuru yanınızda, maddesi maddenize, varlığı varlı-ğınıza uygun en iyi şekilde ondan yararlanmaya bakın.

Hz. Peygambere yöneliş, “Oğlum ortaya koyduğum şeyleri iyi anlamaya çalış ve amel et, en iyi şekilde yararlan.”

* * * * *

Bir çok gayb erenlerinin rûhani mevcudiyetleri meclis hâlinde Efen-dimizin rûhaniyeti dahil. Yerimden kalkıp buyur etmek istiyorum, “ora-sı senin yerin bizim için mahal söz konusu değil.”




* * * * *

ALLAH’ın varlığında tekliğinde Rasûlüllaha yönelmek mümkün ­mü?

ALLAH’ı ve kendini tanıma yolunda Rasûlüllaha yönelmemek müm-kün ­mü?

* * * * *

Rasûlüllahın ümmetinin



bedeni maddesi, Melikiyyetin zâtından;

Rûhu mânâsı, Rububiyetin zâtından;

gerçek varlığı ve sıfatları, vahi­diyetin zâtından;

Zâtı ise, ALLAH’ın zâtından meydana getirilmiştir, dolayısıyle her mertebeye şamildir ve câmidir.

* * * * *


Gönül diyor ki, vaktinin azlığından bir hafta, kırk güne bedel ol-malı; ona göre çalış ve bastır; Rasûlüllah’a niyazda bulun cemâlini açık göstersin.

* * * * *


Piran hazaratlarına niyazda bulunuyorum, hepsi için ayrı ayrı on’ar bin tesbih çekip ayrı ayrı hepsine yönelerek yardım taleb ediyorum.

* * * * *



Tefekkür ve düşünceler.

Sırf Rahmân tecellisinde azap olmaz. Çünkü orası tam ve kâmil rahmettir.


İnsân-ı Kâmil” Shf 143 da;

Allah’ın ilk rahmeti odur, ki onunla bütün âlemi rahmet te-cellisiyle onları kendi özünden yarattı.”


İnsân-ı Kâmil” Shf 144 de;

Âlemin parçalarından her birinde her ferdinde kemâl zuhuru gösterdi.



Hiç bir zamanda sayılı parçalara bürünmedi, kendi özünde zâtı nasıl iktiza ediyorsa öyle “tek”tir, bütün zuhur yerlerinde “bir”dir.

Rahmeti, âlemi kendi özünden yaratmış olmasıdır.”
İnsân-ı Kâmil” Shf 146 de;

Varlıkların her birinde ALLAH’ın Zâtı vardır. Çünkü onlar varlıklarını ALLAH’ın zâtından almaktadırlar, mevcudun özü, aynen kendisidir.”

ALLAH’ın “Rahmân” ismi ile istilâsı, kudret, ilim ve ihata ile varlıklarını sarmasıdır.”

Bu durumda Rahmân’ın tecellisinin azabı nasıl ve nerede ola­bilir, çünkü tam ve kâmil rahmettir.


İnsân-ı Kâmil” Shf 148 de;

Rahmân” ismi yönünden gelen rahmet, “azab” ile karışık-tır,” cümlesi, yukarıda anlatılanlara ters düşmektedir, ancak bu anlayış çevirenin düşüncesi olabilir.

Bizce Rahmân tecellisinden sonra meydana gelen ve zahire dönük, kısmen Rububiyet tecellisi istilasıyle gelen rahmet, ancak azab ile karı-şık olabilir, sırf Rahmân tecellisinde azab söz konusu olamaz, der, özür dileriz.
İnsân-ı Kâmil” Shf 132 de;

Vâhidiyet nimet içinde kendisi olur, nikmette onun aynı olur.”


İnsân-ı Kâmil” Shf 132 de;

Rahmân, İlâhi ve yüce olan isimlere tahsis edilen bir merte-beye isimdir.”

Sayfayı oku incele Rahmân sadece yüce isimlerimi mi, yoksa diğer-lerini de kapsamına alıyor mu?
İnsân-ı Kâmil” Shf 160 da;

Tecelli’i VAHİD’i iyi okuyup anlamağa çalış.”





Yüklə 2,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin