I d I n I a V a V x h o n I n < I j V a h I x V l a I o I l n V v h fi X l Q



Yüklə 7,77 Mb.
səhifə129/139
tarix27.12.2018
ölçüsü7,77 Mb.
#87837
1   ...   125   126   127   128   129   130   131   132   ...   139

Bibi. Ibnülemin Mahmud Kemal (İnal), "Me-şâhir-i Meçhule", TTEM, XVIII, 96 (l Haziran 1928), s. 37-51; M. N. Ozon, Türkçede Roman Hakkında Bir Deneme, ist., 1936; F. R. Güloğul, Halk Kitaplarına Dair, ist., 1937; S. E. Siyavuşgil, Karagöz, ist., 1941; O. Spies, Türk HalkKitaplan, ist., 1941; P. N. Boratav, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, Ankara 1946, s. 214-227; M. Aksel, Anadolu Halk Resimleri, İst., 1960; ay, "Taş Baskı Kitaplarında Resim", /. Uluslararası Türk Folklor Semineri Bildirileri 8-14Ekim 1973, Ankara, 1974, s. 246-251; O. Acıpayamlı "Türkiye Folklorunda Hikâye ve Masallar Bibliyografyası", Antropoloji, I, S. l (1964), s. 122-140; Ş. Elçin, "Halk Romanları ile ilgili Bir Tamim ve iki Mektup", TFA, X, S. 210 (Ocak 1967), s. 4298-4301; ay, "Kitabî, Mensur, Realist istanbul Halk Hikâyeleri", Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, I, S. l (Mart 1969), s. 74-106; ay, Halk Edebiyatı Araştırmaları, II, Ankara 1988; E. Sav, Halk Hikâyeleri, Ankara, 1974; F. Türkmen, Aşık Garip Hikâyesi, Ankara, 1974, s. XV; B. Necatigil, "Halk Hikâyelerimizin ve Halk Kitaplarımızın Yapılan, incelenmesi, Çağdaş Edebiyata Etkileri", Milliyet Sanat Dergisi, VIII, S. 176 (19 Mart 1976), s. 4-7; C. Süreya, "islâm Yayılmasının Efsanelerini Anlatan Cenk Kitapları, Hep Hazreti Ali Çevresinde Döner", ae, VIII, S. 176 (Mart 1976), s. 8-11; A. Uçman, "Halk Kitapları", TDEA, IV (1980-1981), s. 62-63; N. Sakaoğlu, "Halkın Okuduğu Cenk Kitaplan-Aşk Masalları", TT, III, S. 18 (Haziran 1985), s. 37-39; G. Derman, Resimli Taş Baskısı Halk Hikâyeleri, Ankara, 1989; Mehmed Tevfik, istanbul'da Bir Sene, ist., 1991, s. 64-65; Nutku, Meddahlık. SAİM SAKAOĞLU

HALK TAKVİMİ

Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi istanbul'da da halkın mevsimlere ve doğa o-laylarına göre oluşturulmuş bir takvimi vardı.

Eski müneccimler, takvim hazırlayıcılar bir yılı on iki ay dışında "yaz" ve "kış" olarak ikiye bölerlerdi. Bu, genel olarak iki mevsimin varlığını kabul etmeye dayanan eski bir takvim anlayışından kaynaklanmaktaydı. Başta istanbul olmak üzere her yerde yaygınlaşan bu anlayışta "yaz" için "eyyâm-ı rûz-ı kasım" ya da kısaca "hı-zır", "kış" içinse "eyyâm-ı rûz-ı hızır" ya da kısaca "kasım" denilirdi.

Yaz aylarının başlangıcı sayılan hızırm ilk günü günümüzde olduğu gibi hıdrel-lez(->) diye anılır ve 6 Mayıs'a rastlayan bugün bir bahar bayramı olarak kabul e-dilirdi. 186 gün süren hızır 7 Kasım'da sona ererdi. 8 Kasım kışın başlangıcı sayılan ve 179 ya da 180 gün süren kasımın ilk günüydü.

istanbul ve çevresinde mevsimler, aylar ve çoğu denizle ilgili olmak üzere birtakım doğa olayları üzerinde uzun yıllar süren gözlemler ve deneyimler sonucu ortaya çıkan, eski müneccimler ve takvim hazırlayanlarca yazılı hale getirilmiş belirli takvim günleri vardır:

Ocak: Zemheri fırtınası (9 Ocak), haçın suya atılması (19 Ocak), kışın en şiddetli zamanı (26 Ocak), Ayandon fırtınası (29 Ocak), erbainin sonu (30 Ocak), hamsinin başlangıcı (31 Ocak).

Şubat: Ağaç dikme zamanı (7 Şubat), kuşların çiftleşme zamanı (19 Şubat), birinci cemre (havaya-20 Şubat), leylekle-

HALKALI

524

525


HALKALI SULARI

Atışalam'ndaki Beylik Suyolu'na ait

kubbeler (solda) ve Ali Paşa Kemeri'ne ait bir ayrıntı.

Fotoğraflar Kâzım Çeçen, 1986 (üst)

rin gelmeye başlaması (26 Şubat), ikinci cemre (suya-27 Şubat).



Mart: Soğukların kırılması (2-3 Mart), üçüncü cemre (toprağa-5/6 Mart), ağaçlara su yürümesi, bağ budama ve kalem a-şısı zamanı (7-9 Mart), kocakarı fırtınası (berdelacuz-10-18 Mart), kırlangıçların gelmeye başlaması (19 Mart), nevruz (20-21 Mart), hamsinin sonu (21/22 Mart), koz-kavuran fırtınası (23/24 Mart), çaylak fırtınası (27-29 Mart).

Nisan-. Çiçeklerin açılmaya başlaması (2-3 Nisan), bülbül ötmesi (feryâd-ı ande-lib-4 Nisan), kırlangıç fırtınası (6/7 Nisan), lale mevsimi (13 Nisan), kuğu fırtınası (15 Nisan), sitte-i sevir fırtınası (19-24 Nisan), ipekböceğinin çıkması (25 Nisan).

Mayıs: Çiçek fırtınası (4 Mayıs), hıdrellez (6 Mayıs), doğu rüzgârlarının esmesi (9 Mayıs), yağmurların kesilmesi (12 Mayıs), filizkıran fırtınası (16 Mayıs), gül mevsiminin başlaması (17 Mayıs), kokolya fırtınası (20 Mayıs), Ülker fırtınası (23/24 Mayıs), kabak meltemi (30 Mayıs).

Haziran: Kuzey rüzgârlarının esmesi (3-4 Haziran), ekin biçme zamanının başlaması (7/8 Haziran), Ülker doğuşu fırtınası (10/11 Haziran), güney rüzgârlarının esmesi (16 Haziran), uzun günlerin (rûz-ı yeldâ) başlaması (20 Haziran), gündönü-mü fırtınası (21 Haziran), uzun günlerin sonu (25 Haziran), kızılerik fırtınası (26 Haziran), yaprak aşısı zamanı (30 Haziran).

Temmuz: Sam rüzgârlarının esmesi (4 Temmuz), çark dönümü fırtınası (8-10 Temmuz), sıcakların artması (16-18 Temmuz), karaerik fırtınası (27 Temmuz), sıcak günlerin (eyyâm-ı bâhur) başlaması (31 Temmuz).

Ağustos: Sıcak günlerin sonu (7 Ağustos), sam rüzgârlarının sonu (22 Ağustos), leyleklerin gitmeye başlaması (26/27 Ağustos), mihrican fırtınası (28 Ağustos).

Eylül: Bıldırcın geçimi fırtınası (6 Eylül), çaylak fırtınası (13 Eylül), sıcakların azalması (16/17 Eylül), kestane karası fırtınası (27/28 Eylül), turna geçimi fırtınası (30 Eylül).

Ekim: Koç katımı fırtınası (3 Ekim), yaprakların dökülmeye başlaması (8 Ekim), Meryemana fırtınası (10/11 Ekim), yağmurların başlaması (15 Ekim), bağbozumu fırtınası (19 Ekim), suların soğuması (20/ 21 Ekim), balık fırtınası (26 Ekim), ağaçların budanmaya başlanması (31 Ekim).

Kasım: Lodos rüzgârlarının başlaması (3 Kasım), kuş geçimi fırtınası (5 Kasım), kasım başı (8 Kasım), pastırma yazı (9-10 Kasım), böceklerin kışlığa çekilmesi (18 Kasım), güney rüzgârlarının esmesi (22 Kasım), ağaçlardan suların çekilmesi (28 Kasım), Ülker dönümü fırtınası (29/30 Kasım).

Aralık: Kuzey rüzgârlarının esmesi, soğukların başlaması (1-2 Aralık), yaprak dökümü sonu, karakış fırtınası (9-10 Aralık), uzun gecelerin (şeb-i yeldâ) başlaması (19/20 Aralık), erbain başlangıcı (21 Aralık), uzun gecelerin sonu (26 Aralık), gündönümü fırtınası (28-30 Aralık).

Bibi. Halil Hilmi, Takvîm-iAsr, ist., 1302; S. M. Alus, "Eski Kışlarda Sitte-i Sevir, Berdelacuz,

Hamsin, Erbain", Yeni Türk, S. 120-121 (12-13) (Arahk-Ocak 1943), s. 18-20; R. Topkan, Geçmiş ve Geçecek Bütün Yıllar için Sürekli Takvim, isi., 1946; B. Burçak, Takvim ve Takvim-cüik, ist., 1959; M. K. Özergin, "Halk Takviminde Aylar", TFA, XII, S. 238 (Mayıs 1969), s. 5275-5277; F. R. Unat, Hicrî Tarihleri Milâdî Tarihe Çevirme Kılavuzu, Ankara, 1974; G. Erginer, Uşak Halk Takvimi, Halk Meteorolojisi, Ankara, 1984.

M. SABRİ KOZ

HALKALI

Küçükçekmece Gölü'nün kuzeydoğusunda, güneyde Kanarya, doğuda Yenibosna, Bağcılar llçesi'ne bağlı Güneşli, Kirazlı ve Mahmutbey köyleri, kuzeyde ikitelli, Ya-rımburgaz ve batıda Küçükçekmece Gölü ile çevrili yerleşim bölgesi. Küçükçekmece ilçesi sınırları içinde kalan Halkalı, Merkez, Altınşehir, Kayabaşı, istasyon ve Samlar mahallelerini içerir. Eskiden Bakırköy'ün köylerinden olan Halkalı 1976'da Bakırköy llçesi'ne bağlı bağımsız belediye olmuş; 1981 düzenlemesiyle istanbul Belediyesi'ne bağlanan Küçükçekmece Şube Müdürlüğü içine alınmış; Küçükçek-mece'nin 1992'de Bakırköy'den ayrılarak ilçe olmasından sonra da bu ilçeye bağlı bir belediye şubesi olmuştur.

Osmanlı döneminden önce, bu yöredeki diğer köy yerleşmeleri gibi bir Rum köyü olan "Halka" Köyü ve çevresinde hakkında fazla bilgi olmamakla birlikte, gölün kuzeydoğu kıyısında kalan ve son yıllarda gelişen Altınşehir bölgesinde bir Bizans sarnıcı, birkaç Bizans sütun başlığı bulunmuştur.

Roma döneminde Bizantion'u Avrupa' ya bağlayan en önemli yollardan biri olan Via Egnatia üzerinde kurulu Region'a (bugünkü Küçükçekmece) yakınlığı, Halkalı yöresinin eski çağlardan beri meskûn olabileceğini düşündürür. Öte yandan, Halka-lı'nın kuzeyindeki Yarımburgaz'da 1963' te ilk kez sistematik olarak gerçekleştirilen kazılarda Yarımburgaz Mağarası(->) ortaya çıkarılmış ve kazıda bulunan eserler, pale-olitik döneme tarihlenen bir yerleşmenin varlığım kanıtlamıştır. Mağaralarda Bizans dönemine ait çanak çömlek ve aletler de bulunmuştur. Yarımburgaz Mağaraları'n-dan çıkan ve Osmanlı döneminde Tuna Suyu adı verilen kaynağın da, tarihin eski çağlarından beri bilindiği anlaşılmaktadır.

Yörenin kaynak suları Bizans döneminde de şehre su sağlamakta önemli ve belki de birinci kaynak durumundaydı. Halkalı Suları'nın(-») istanbul'un en eski su tesisleri olduğu, ancak Bizans'ın son dönemlerinde şehre su getiren tesislerin tahrip edildiği ve daha çok şehir içindeki büyük sarnıçlardan yararlanıldığı sanılmaktadır, istanbul'un Türkler tarafından fethinden sonra, Inciciyan'a göre, Halkalı sularının varlığı ve önemini I. Süleyman (Kanuni) (hd 1520-1566) keşfetmiş ve 1563'te bu kaynaklardan kente su getirecek hazne ve sukemerlerini yaptırmıştır. Kaynakların korunmasıyla çevredeki köylerin Rum ahalisi görevlendirilmiş ve bu yükümlülük yüzünden yöre halkı vergilerden muaf tutulmuştur.

16. yy'ın son çeyreğine gelindiğinde, Halka veya daha sonraki adıyla Halkalı Köyü ile çevresinde, özellikle sularıyla ünlü bir hasbahçenin adı belgelerde yer almaktadır. 1574 tarihli bir belgeden, Safevî hükümdarı Şah Tahmasb'ın elçisi Tokmak Han'ın burada kaldığı ve avlandığı anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi, Halkalı Bahçesi'n-de Kanuni döneminde Mimar Sinan yapıları bulunduğunu yazmakla birlikte, başka kaynaklarda bu konuda bilgi yoktur.

O zamanlar koruluk, kırlık, çok geniş bir arazi olan Halkalı Bahçesi'ne padişahların asıl avlanmak için rağbet ettikleri anlaşılmaktadır. Ava meraklı olduğu bilinen III. Murad'ın (hd 1574-1595), Halkalı Bah-çesi'ndeki köşkünde sık sık kaldığı, 1579' da bölgede halkın avlanmasını yasakladığı Tarih-i Selânikî'de nakledilir. Daha sonraki yüzyıllarda Halkalı Bahçesi gerilemiş, geniş topraklan bağışlanmış ve satılmış olmalıdır. 19. yy'ın sonlarına doğru yöredeki toprakların bir bölümünün Mısırlı Hurşid Paşa'nın eşi Prenses Ruki-ye'ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Hurşid Paşa Çiftliği Halkalı Ziraat Mektebi'ni(->), kunnak üzere satın alınmıştır. 1890'lardan sonra Halkalı Köyü artık Ziraat Mektebi ile tanınan, çevresinde askeri bölgelerin bulunduğu bir köy yerleşmesidir. 1888'de açılan Sirkeci-Halkalı banliyö hattı, okulun ve köyün şehir merkeziyle bağlantısını kolaylaştırmış ve daha sonraki gelişmeyi de hızlandırmıştır.

istanbul'un yakın çevresindeki benzer yöreler gibi Halkalı da uzun süreler sakin küçük tarımsal yerleşme durumunu korumuştur. 1935'te köyün nüfusu 425,1940'ta sadece 382'dir. 1950'lerden itibaren dönem dönem yapılan çeşidi planlarla sanayi böl-•gelerinin genişletilmesi sırasında, sanayi giderek Bakırköy'ün kuzeyine ve Küçük-çekmece'ye doğru kayarken, özellikle 1970'lerden sonra, Halkalı yöresi de şehirsel gelişmeden payını almış, önce İstasyon ve Merkez mahallelerinde, daha sonra semtin kuzey bölgeleri ve göl kıyılarında hızlı bir yapılaşma başlamıştır. 1980'de 17.652 olan Halkalı nüfusu, 1985' te 28.000 civarına, 1990'da ise 52.307'ye ulaşmıştır.

Günümüzde Halkalı, Tarım Meslek Lisesi ve bu okulun 5 bin dekar üzerine yayılan alanı dışında tarımsal yapısını kaybetmiş, bir yandan sanayi, bir yandan buna bağlı yapılaşmayla gelişmiştir. Halka-lı'nın en yeni semtlerinden Altınşehir başta olmak üzere, özellikle göle yakın kesimlerinde ikinci konutlar ve siteler oluşmuş; büyük toplu konut projelerinden biri olan Halkalı Konutları projesi bu bölgede uygulanmış ve artık Halkalı uzak bir köy olmaktan bütünüyle çıkarak çevresindeki ikitelli, Habibler vb yerleşmelerin gelişmesini de etkileyen bir şehirsel yerleşme niteliği kazanmıştır.

İSTANBUL


HALKALI SULARI

Halkalı Köyü ile kuzeybatısındaki Cebe-ciköy arasındaki sulak araziden gelen sulara verilen ad. Halkalı sularının hepsi memba sularıdır ve 17 bağımsız isale hattı ile

gelerek surlardan içeri girer. Sonradan Mahmud Paşa isale hattı ile Laleli (veya III. Mustafa) isale hattı birleştirildiği için isale hattı sayısı 16 olmuştur. Halkalı suyu olarak şehir surlarından içeri girmeyen birkaç isale hattı daha vardır. Roma döneminde de bu bölgeden gelen isale hatlarının olduğu anlaşılmaktadır. Mazul Kemer ile Karakemer ve Turunçluk Kemeri Roma döneminden kalmıştır.

İstanbul'a su getiren ilk isale hattının Roma imparatoru Hadrinus döneminde (117-138) şehrin batısından geldiği bilinmekle beraber yeri hakkında bilgi yoktur. Istranca Dağları'ndan gelen isale hattının şehre giriş yerini araştırırken, Mihrimah Camii'nin 200 m kadar güneyinde tespit edilen 60 cm enindeki galerinin Hadrianus Suyolu'na ait olması düşünülebilir. Geç Roma devrinde yapılan diğer bir isale hattının ise Vize, Saray, Aydınlar, Gümüşpı-nar, Kalfaköy, Tayakadın, Arnavutköy ve Cebeciköy üzerinden Edirnekapı'nın 200 m kadar güney veya kuzeyinden şehre girdiği anlaşılmaktadır. Bu suyolunun ana galerisinin uzunluğu 242 km' dir ve bütün dünyada Romalıların yapmış olduğu en uzun isale hattının iki katından fazladır. Bu tesisin I. Constantinus zamanında (324-337) yapıldığı veya onun döneminde başlanarak oğlu Constantius (337-361) veya Valens, I. Theodosius, Arkadios ve II. Te-odosios tarafından ikmal edildiği kabul edilebilir.

Geç Roma devrinde diğer bir suyolu Valens (hd 364-378) tarafından yaptırılmıştır. Şehzadebaşı'nda kendi adıyla anılan kemer Hadrianus ve Constantinus'un kemerinin yerindedir; onlarınkinin genişletilmiş şekli olması muhtemeldir. Mazul Kemer ve Karakemer'in üst seviyeleri ile Valens Kemeri'nin (Bozdoğan Kemeri) seviyesi arasındaki eğimin 1/1.000 civarında olması dolayısıyla, Valens Suyolu'nun Süleyma-niye isale hattına benzer olması mümkündür (bak. Bozdoğan Kemeri).

Bizans'ın ilk devirlerinde şehir içerisinde birçok sarnıç yapılarak suların bol olduğu mevsimlerde depolama yapılmış ve yağmur sularından da faydalanılmıştır. 7. yy'dan itibaren şehri kuşatanlar isale hatlarını tamamen tahrip ederek şehri teslime zorladıklarından sarnıç yapımına hız veril-

miş, çok sayıda açık veya kapalı sarnıç inşa edilmiştir.

1204'teki Latin istilasında şehrin dışındaki tesislerle birlikte şehir su şebekesi de tamamıyla tahrip edildiğinden, önemsiz bazı isalelerin haricinde, şehrin suyu yalnız sarnıçlara kalmıştır. 1453'ten sonra II. Mehmed (Fatih) eski suyollarının tamir ve tevsiini emretmiş ve tesislerin tamirine hemen başlanmış, yeni sular bulunarak isale hattına katılmıştır. Fatih tarafından tamir ve tevsi edilen Halkalı sularının Mazul Kemer üzerinden geçen ve sonradan Beylik Suyu adını alan suyolu ile, Turunçluk, Fatih ve Şadırvan suları olduğu anlaşılmaktadır. Halkalı suları isale hatları şunlardır.



1. Mazul Kemer Üzerinden Fatih 'in Sa
rayına Giden Suyolu:
Bu suyolu I. Mah
mud döneminde (1730-1754) tamir ve tev
si edilerek Beylik Suyolu adını almıştır. Bir
Roma kemeri olan Mazul Kemer, Aüşalanı,
Taşlılarla, Edirnekapı, Bozdoğan Kemeri
üzerinden geçerek saraya giden bu suyo
lunun Fatih tarafından tamir ve tevsi edil
diği Millet Kütüphanesi'nde bulunan 1584
tarihli haritadan kesin olarak anlaşılmak
tadır. I. Mahmud tarafından tamir ve tev
si edilmesine rağmen adının Beylik Su
yu kalması da bu hususu doğrular.

2. Turunçluk veya Turunçlu Suyolu:
Bu suyolunun Fatih tarafından tamir ve
tevsi edildiği kesindir. Membaı Ayvalıde-
re civarında Ali Paşa Kemeri diye bilinen
kemerin yakınındadır. Mevlevihane Kapı-
sı'ndan şehre girer, Haseki civarındaki te
raziden çeşitli yerlere dağılır. 29 yere su
verir.

3- Fatih Suyolu ve Şadırvan Suyolu: Fatih Suyolu diye anılan ve fetihten hemen sonra yaptırılan bu suyolunun menbaı Taşlılarla yakınında Demirkapı civarından çıkar. Topçular, Çayırağzı, Edirnekapı, Atikali, Nişancı, Hafızpaşa yoluyla bir kolu Yavuzselim'e, bir kolu Fatih Camii' ne ve oradan Bozdoğan Kemeri üzerinden Beyazıt Meydam'ndaki maslağa gelir ve çeşitli yerlere dağılır.

Fatih tarafından yaptırılan bir diğer Halkalı suyu da Şadırvan Suyolu'dur. Membaı Küçükköy'ün kuzeyindedir. Küçük-köy, Kartaltepe'yi takiben Rami, Topçular ve Edirnekapı civarında Fatih Suyo-

lu'na birleşir. Eskiden Fatih Camii şadırvanına kadar ayrı bir isale hattının bulunup bulunmadığı hakkındaki bilgilerimiz eksiktir. Fatih Suyu'ndan 62 yere su verilir.

4. Bayezid Suyolu: Halkalı suyollarının
büyüklerindendir. II. Bayezid tarafından
(hd 1481-1512) yaptırılmış olan bu suyo
lu Cebeciköy'ün güneyinde Kireçhane De
resi, Valide Deresi ve Koyun Dere kena
rındaki membalardan üç ayrı kol halinde
çıkarak sonra birleşir. Çok sayıda katma
ları da aldıktan sonra Küçükköy'ün hemen
batısından geçerek Taşlılarla civarında bü
kül daha alarak Edirnekapı yanından şeh
re girer. Karagümrük, Fatih Camii yolu ile
Bozdoğan Kemeri üzerinden geçerek Ba
yezid Camii karşısında istanbul Üniver-
silesi'nin merkez binasının bahçe duvarı
üzerinde bulunan kubbeye ulaşır. Oradan
Bayezid Camii, Kapalıçarşı ve daha birçok
yere su dağılır. Beyazıl'a gelmeden önce
de çeşidi yerlere su verir. Vakıf defterinden
toplam 63 yere su dağıttığı anlaşılmakladır.

5. Mahmud Paşa ve Laleli Suyolları:
Mahmud Paşa Suyolu sonradan Laleli Su
yolu ile birleştirilmiştir. Fatih'in sadrazamı
olan Mahmud Paşa bu suyolunu Nuruos-
rnaniye civarındaki külliyesine su akıtmak
için yaplırmışlır. Sonradan Laleli Suyu ile
birleştirildiğinden ilk yapıldığı zamanki
membaının nerede olduğu bilinmemekle
dir. Ayrıca Fatih Suyu gibi Mahmud Paşa
Suyolu'nun da önceleri Bozdoğan Keme
ri üzerinden geçtiği tahmin edilir. Laleli ve
ya III. Mustafa Suyolu ile birleştirildikten
sonraki durumda bu suyolunun membaı
Bayrampaşa'da Maltepe Haslanesi dolay
larındadır. Hisarallı, Sarmaşık, Safalıbos-
lan, Kabakulak, Eski Ali Paşa, Emir Buha
rı, Hoca Evliya Mahallesi, Kanlıbostan, Ka-
ralaş, iskender Paşa Camii, Deveham, Sa-
raçhanebaşı, Amcazade Hüseyin Paşa Med
resesi, ibrahim Paşa Hamamı, Şehzade-
başı Karakolu, Çukurçeşme Meydanı ve
nihayel Laleli Camii imareti ve hayralına
su verir. Çukurçeşme Meydam'ndaki te
raziden bir kol Acemoğlu Hamamı, Vezne
ciler, Sabuncu Han, Beyazıl Meydanı, Kürk
çüler Kapısı, Çarşıkapı, Kalpakçılarbaşı,
Nuruosmaniye yoluyla Mahmud Paşa Kül-
liyesi'ne ulaşır. 29 yere su dağılır.

6. Koca Mustafa Paşa Suyolu: II. Baye
zid ve I. Selim'in (Yavuz) vezirazamı Ko-

4. L

52 7 HALKALI ZİRAAT MEKTEBİ

da uygulama kapsamında olduğu kurum, bir süre sonra kapandı.

Tarım eğitimi ve öğretimi ikinci kez, Cevdet Paşa'nın ticaret ve ziraat nazırlığında (1878-1879) ele alındı. Bu işle görevlendirilen Agop Amasyan Efendi'nin çalışmaları 1890'a değin sürdü. Bu arada 1884'te açılacak Ziraat Mektebi için bir nizamname çıkarıldı. Halkalı'da da 5.984 dönümlük Hurşid Paşa Çiftliği kamulaştınldı. Okul binasının yapımı için bir komisyon görevlendirildi, inşaat 1889'a değin sürdü. 1891' de Mülkiye Baytar Idadisi'ni bitiren 19 öğrenci yatılı olarak buraya nakledildi ve okula Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi dendi. Okulun resmen açılışı 13 Ekim 1892' de yapıldı. Bu törende, baytar şubesinin başarılı öğrencisi Mehmed Akif (Ersoy) ödüllendirildi. 1894'te ilk mezunlarını burada veren baytar şubesi, 1895'te Kadırga' ya taşınınca okulun adı Halkalı Ziraat Mektebi oldu. Rüştiye ve idadi mezunlarının alındığı okul, 4 yıllık ve o döneme göre yüksek düzeyde bir meslek kurumuydu. İlk mezunlarını 1896'da verdi. O yıl, daha önce kapatılmış bulunan Orman ve Maadin Mektebi de buraya taşındı.

Okul, her yıl 25-30 arasında mezun veriyor ve buradan çıkanlar mühendis unvanıyla daha çok ormancılık alanında görev alıyorlardı. 1909'da Orman ve Maadin Mektebi buradan taşındı. Okulun öğretim kadrosu da Avrupa'dan ihtisas eğitiminden dönen ve Ziraat Mektebi çıkışlı olan elemanlarla takviye edildi. Mevcut uygulama çiftliğinden daha iyi yararlanmak için uygulamalı eğitime ağırlık verildi. Tarım teknolojisi alanında eleman yetiştirmek amacıyla çiftlik makinisti şubesi açıldı.

I. Dünya Savaşı çıkınca diğer birçok o-kul gibi Ziraat Mektebi de 1915'te kapatıldı. Öğretmenleri ve yetişkin öğrencileri askere alındı. Ancak ülkenin tarım teknolojisine, üretim kontrolüne ve tohum dağıtımına olan gereksinimi dikkate alınarak 19l6'da yeniden açıldı. Mütareke döne-

526

«••V


%:^'^g^^^*&ncjK*^t;~£^.F

£sUJ,wt«X«i«vJ I^IolLLam^^^n^Jj^m^M^jL^Jr^



oooga n g b o a a g n a g n a dağı a a ti oı.a.g a a o p n c nü

Beylik Suyolu haritasından (75x1.098 cm) bir ayrıntı. Valens tarafından yaptırılıp bugün

çizimi.

Topkapı Sarayı, III. Ahmed Kütüphanesi, H. 1815



Çeçen, Halkah

Halkalı Ziraat Mektebi eğitim binasının onarım projesi. Afife Batur arşivi



HALKALI SULARI

ca Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. İsale hattı çok kısa olan bu suyolunun membaı Bayrampaşa'da Yahudi mezarlığı dolaylarındadır. Mevlevihane Kapısı, Takyeci Mahallesi, Nişastacılar, Uzun Yusuf Mahallesi yoluyla Akarca'ya ulaşır, Koca Mustafa Paşa Camii'nde sona erer. 6 yere su verir.



7. Süleymaniye Suyolları: I. Süleyman
(Kanuni) tarafından yaptırılan bu suyolu
nun esas amacı Süleymaniye Külliyesi'ne
su temin etmektir. Ayrıca Şehzade Camii
ve çeşitli yerlere de su verilmiştir. Halka
lı sularının gerek isale hattının uzunluğu
gerekse debisi bakımından en büyüğü
dür, isale hattı iki anakoldan oluşur. Bun
lardan Aypah kolu Mahmutbey'in güneyin
de Papazköy'de 100 m korundaki mem
badan çıkarak Mazul Kemer, Atışalanı'n-
daki Mimar Sinan yapısı Avasköy Kemeri
veya Tekkemer, Ali Paşa Kenıeri'nden ge
çerek Taşlıtarla'daki kubbeye ulaşır. Çı
nar kolu ise Habibler'deki membalardan
çıkarak Kahveci Baba Kemeri, Karakemer,
Kumrulukemer'den geçerek Küçükköy
yakınından Taşlıtarla'daki kubbede diğer
kol ile birleşir. Oradan Edimekapı civarın
dan şehre girerek Karagümrük, Fatih Ca
mii, Bozdoğan Kemeri'nin sonundan 90°
dönerek Esnaf Hastanesi duvarı üzerinden
Süleymaniye Külliyesi'ne su dağıtmak ü-
zere bugünkü Çocuk Kütüphanesi duvarı
üzerindeki makseme ulaşır ve oradan Sü
leymaniye Külliyesi içerisinde tevzi olu
nur, isale hattı 50 km' den uzundur. Yüz
lerce katması vardır. 80 yere su verilir.

8. Mibrimab Suyolu: Zincirli Suyolu
da denir. I. Süleyman'ın (Kanuni) kızı o-
lan Mihrimah Sultan'm Edirnekapı'da yap
tırdığı camiye su temin etmek amacıyla
yaptırılmıştır. Topçular'da Uçarkatma'dan
çıkar. Edirnekapı'dan şehre girer. Mihri-

mah Sultan Camii ile Atik Ali Paşa ve Nişancı Mehmed camilerine su verilir.



9. Ebussuud Suyolu: Şeyhülislam Ebus-
suud Efendi'nin(->) yaptırdığı suyoludur.
Demirkapı'daki 70 m kolundaki mem
badan çıkar. Topkapı ile Mevlevihane Ka
pısı arasından şehre girer. Taşmektep, Şeh
remini, Macuncu civarında Çiftemaslaklar
terazisine çıkarak Ebussuud hayratına su
dağıtır. 10 yere su verilir.

10. Köprülü Suyolu: Sadrazam Köprü
lü Mehmed Paşa'nın Çemberlitaş'taki hay
ratına su temin etmek için yapılmıştır. Hal
kalı suyollarının gerek isale ve gerekse
debi bakımından büyüklerindendir. Şehir
dışındaki isale hattı 21 km'dir. Membaı Bü-
yükderbent civarında Karaahmetli Çiftliği
Merası'ndadır. Uzuncaova Deresi boyun
ca güneye doğru gelen isale hattı, Mazul
Kemer'in sol sahilinden geçerek, Beylik
ve Süleymaniye yollarına paralel olarak
şehre girer. Bu suyolu kemerlerden geç
mez. Edirnekapı civarında şehre girerek,
Karagümrük, Bozdoğan Kemeri, Beyazıt,
Divanyolu güzergâhı ile Köprülü hayratı
na, Vezir Hanı'na ve civardaki iki çeşmeye
su verir.

11. Cerrah Mehmed Paşa Suyolu: III.
Mehmed dönemi (1595-1603) vezirazam-
larından Cerrah Mehmed Paşa tarafından
kendi adıyla anılan külliyeye su temin et
mek için yaptırılmıştır. Taşlıtarla'dan çıkan
membadan itibaren Gümüşsüyü, Takyeci
ve llyaszade mahalleleri, Topkapı, Hisaral-
tı, Çubizade, Karanfillibostan, Saraymeyda-
nı'na, buradan bir kol Baruthane Yokuşu
başındaki maslağa ve diğer kol Çiftemas-
lak, Macuncu, Kalender maslaklarından
Molla Fenari Maslağı'na ve oradan Cerrah
Paşa Külliyesi'ne ulaşır. 10 yere su dağı
tılır.

12. Sultan Ahmed Suyolu: Sultan Ah-

as..


med Külliyesi'nin inşası sırasında I. Ah- . med (hd 1603-1617) tarafından yaptırılmıştır. Membaı Topçular'dadır. Edirnekapı, Sarmaşık, Karagümrük, Fatih Karakolu arkasındaki kütüphane, Bozdoğan Kemeri, Beyazıt Meydanı, Irgatpazarı, Çinilitaş, Fazlıpaşa yönünde Sultan Ahmed Camii' ne ulaşır. 20 yere su dağıtılır.

13. Saray Çeşmeleri: Bu su IV. Mu-
rad, I. Mahmud ve Fatma Sultan hayrat ve
çeşmelerine akar. Membaı Maltepe Has
tanesi civarında, Taşlılarla Merası'ndadır.
Gümüşsüyü, Takyeci Mahallesi, Topkapı
ile Mevlevihane Kapısı arasından şehre
girer. Çivicizade Mahallesi yönünde Ka
ranfillibostan içerisinden teraziye çıkarak
buradan çeşmelere dağılır.

14. Beylik Suyolu: Bu suyolu Fatih ta
rafından yaptırılan suyolunun yeniden in
şa edilmiş ve genişletilmişidir. I. Mahmud
(hd 1730-1754) tarafından birçok bölümü
yeni baştan yaptırılmış, yeni sular ilave e-
dilmiş ve ayrıca oldukça iyi bir haritası da
yaptırılmıştır. Ayasofya imareti ve Topkapı
Sarayı'nda son bulur. Membaı Mahmudi
ye Kalfaköy civarındadır. Aypah Deresi,
Mazul Kemer'den sonra Atışalam'ndaki
kubbeye gelir. Oradan Avasköy Kemeri ve
Ali Paşa Kemeri üzerinden geçtikten son
ra, Taşlılarla kubbesine, Topçular, Edirne
kapı, Karagümrük, Fatih Camii, Bozdoğan
Kemeri, Beyazıt, Irgatpazarı, Atik Ali Paşa
Camii, Sultan Mahmud Türbesi yönüyle
Bâb-ı Hümayun bitişiğindeki teraziye,
oradan Ayasofya Camii, imareti ve sebi
line su verdikten sonra Topkapı Sarayı'na
girer. Ayrıca 37 yere su dağıtılır.

15. Hekimoğlu Ali Paşa Suyolu: He-
kimoğlu Ali Paşa Külliyesi'ne(->)su vermek
için yaptırılmıştır. Bağcılar'da Kaşıkçı Çift-
liği'nden çıktıktan sonra, Güngören, Ser-
had Paşa Çiftliği, Ayvalıdere, Demirka-

in Kemeri adıyla anılan kemerin 1748 tarihli bir

.İÜ

Süleymaniye suyollarından Mimar Sinan yapısı Avasköy Kemeri'nin genel bir görünümü. Kâzım Çeçen, 1986



isale olarak iç çapı 22 cm olan künkler kullanılmıştır.


Yüklə 7,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   125   126   127   128   129   130   131   132   ...   139




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin