I. GİRİŞ 2 II. Genç İsyani: Karşı – Devrimci “İrticai” Ayaklanma 3



Yüklə 363,91 Kb.
səhifə12/14
tarix02.11.2017
ölçüsü363,91 Kb.
#26658
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

MEMURLARIN ÖZLÜK HAKLARI


1925 senesinde en çok düzenleme, askeri personelin özlük haklarında yapılmıştır. Emeklilik sürelerinde seferberlikte harcanan zamanın belirlenmesi, seferberliğe katılan askeri personelin terfileri, seferberliğe katılanların yevmiyeleri, tayinler ve ödül/ceza özlük haklarındaki düzenleme başlıklarıdır.

551 sayılı yasa ile Balkan, Birinci Dünya ve İstiklal Savaşı’na katılarak malul olan 14 bin 768 askerin terfihi (8 Şubat), 695 sayılı yasa ile seferberliğe katılan askerlerin seferberlik sürelerinin emeklilik sürelerine eklenmesine (21 Aralık) karar verilmiştir.

Ayrıca, askeri personelin maaşlarının düşüklüğü nedeniyle zam gereksinimi ele alınmıştır. 587 sayılı yasa ile kara, hava, deniz ve jandarma memur ve diğer personelin maaşına zam yapılmakta (24 Mart), ardından 648 sayılı yasa ile kıdemli ve kıdemsiz subayların maaşlarına yapılacak artış belirlenmektedir (22 Nisan).

  1. MEMUR KOOPERATİFİ


(Bu başlık kalkabilir)

1925 senesinde, hem mülki amirlerin hem de memurların en büyük sorunu geçim sıkıntısıdır. Mülki amirlerin ve memurların maaşlarının az olması, mesleğin cazipliğini yitirmesine neden olmaktadır. Mesleğe girişlerin en az olduğu yerler Ankara ve doğu ve güneydoğu bölgeleridir.

Ankara’da her geçen gün artan hayat pahalılığı nedeniyle memurların maaşları ile geçinmelerini imkansız kılmaktadır. Bu doğrultuda, 19 Mart’ta kabul edilen 586 sayılı Kanun ile Memur Kooperatifi kurularak, ev ve yemek gereksinimlerinin karşılanabilmesi sağlanacaktır (ZC C.16 İ.82).

  1. SONUÇ YERİNE: Mesai Kanunu Layihası


“Ben aynı zamanda amelenin ve kapitalistlerin dostuyum.

Birini sağ koluma, diğerini sol koluma bağlamışım gidiyorum”21

4 Kasım’da başlayan İş Kanunu taslağı görüşmeleri, ideolojik tartışmaların yoğunlaştığı bir platforma dönüşmüştür. Tartışmaların temelinde, toplumsal yapı, sınıf ilişkileri ve devletin rolü vardır. Bu nedenle, Kanun ile gelen düzenlemeler ve tartışmalar, 1925 yılında toplumsal hayat ile hükümetin sınıfsal karakteri hakkında bilgi vermesi açısından sonuç yerine aktarılmıştır.

Uzun süredir Meclis’de olan Kanun Taslağının, görüşmeler sonucunda Sıhhiye Encümeni’ne gönderilmesi kabul edilmiştir (ZC C.19 İ.3). İş Kanunu taslağı, Fransız Kanunları dikkate alınarak hazırlanmıştır (ZC C.19 İ.3 s.35). Resmi ve özel kuruluşlar arasında bir ayrım yapılmaz, düzenlemeler ikisi için de geçerlidir (md.1).

Kanun taslağının zamanlamasına ilişkin açıklama, Kanun Gerekçesi’nde belirtilmektedir, bu zamana kadar “[m]emleketimizde sanayin mahdutiyeti ve amelenin büyücek kitleler halinde bulunmaması hasebiyle” bu sorun ile meşgul olunmamıştır (ZC C.19 İ.3’ün sonuna ekli).

Sanayileşme politikasının şekillendiği söz konusu yıllarda çalışma hayatı hakkında bilgi edinilmesi gereklidir. Bu amaçla, Kanun ile çalışma hayatı hakkında bilgi toplamak üzere, işyeri sayısı ile işçi sayısının ve sektörlere göre dağılımına dair bilgilerin toplanmasını sağlayacak merkezi bir sistemin kuruluşu da düzenlenmektedir. İlgili, 5. maddeye göre, “iş yerleri beyanname hazırlayarak Belediye’ye gönderir, Belediyeler de Ticaret Vekâletine gönder[ir]”.

Bir taraftan da sanayileşme ile sınıf çatışması eş anlamlıdır. Toplumun sınıfsal yapısı ve sınıflar çatışması veri olarak alınmaktadır (Ticaret Encümeni mazbatası, ZC C.19 İ.3’ün sonuna ekli):

“Maafih, sây ve sermayenin tezat ve tesadimi [şiddetli çarpışma] gayri kabili inkar olan cemiyeti hazırada, mesainin himayesi, sermayenin vücut, faaliyet ve inkışafına sekte iras etmeyecek bir tarzda olmalıdır. Aksi takdirde, gerek millî sermayenin, gerekse muavenetine ihtiyacımız derkâr olan ecnebi sermayenin ürkmesi ve binnetice memleketimizde faaliyeti iktisadiyenin gevşemesi ihtimali vardır”

Sınıf çatışmalarının ortasında devlet, sermayeyi ürkütmeden emeği üretimde tutarak iş hayatını, çalışma ilişkilerini düzenlemelidir. Kanun gerekçesinde, bu ilişki şöyle tanımlanmaktadır (Genel Gerekçe, s. 1):

“İstihsal [üretim] kuvvetlerimizden azami istifadeyi temin ederek iktisadi inkişafımızı tesri etmek [hızlandırmak] mecburiyetinde bulunduğumuz şu sırada erbabı sâyın kudreti istihsaliyesini [üretim gücünü] tezyit [artırma] ve ıslah ve istikbalini temin etmekle beraber erbabı teşebbüsün de emniyet ve itimadını celp edecek surette müstekar esasat üzerine sây [çalışma] mesailini halletmek pek mühim bir mesele halini almıştır.”

Sermaye sınıfı, özel sektör öncülüğünde sanayileşme ile kurulacak iktisadi bağımsızlığın temel aktörü olarak korunmalıdır. Buna dair düzenlemeler, devlet tekeli ve işletmeciliği başlığı altında ele alınmıştır.

İşçi sınıfı ise savaştan henüz çıkmış sermaye ve teknolojik donanımı yetersiz Türkiye’de üretimde artışını sağlayacak en güçlü üretim faktörü olarak önemini korumaktadır. Öncelikle, emek verimliliğinin artırılması için tedbirler konuşulmaktadır: sağlığının korunması ve çalışma hayatının düzenlenmesi (Mustafa Rahmi Bey (İzmir), ZC C.19 İ.3 s.38-9):

“Eğer biz amelemizi iyi besler ve onun hıfzısıhha kavaidi dairesinde hayatı mesaisini tanzim edersek; bu amele şimdi 10-12 saatte gördüğü işi sekiz saatte yapar ve daha gittikçe sıhhati ve kuvvei istihsadiyesi artar ve tabiî bundan sermayedar da memlekette istifade eder”

Emek arzının artması için kadınların iş hayatına girişleri de teşvik edilmektedir. Lohusalık ve gebelik gibi dönemlere dair düzenleme ve kolaylıklar getirilir, gece mesaisine kalmalarının önce yasaklanması tartışılır yalnız ameleye ihtiyaç olduğu göz önüne alınarak bu düzenleme kaldırılır (ZC C.19 İ.3 s.54). İşyerine de bu süreçte görev ve sorumluluk da verilmektedir. İşyerleri, işçilerin üretimde bulundukları üretim birimi olmanın yanında, eğitim ve kültürel gelişim merkezi haline getirilmektedir. 49. Maddeye göre “Elliden fazla işçinin olduğu işyerlerinde cami, mektep yaptırılması ve muallim bulundurulması ve genç işçilerin gece derslerine katılması öngörül[mektedir].”

Çalışma hayatında yapılan düzenlemeler arasında şunlar da vardır: 12 yaş altında işçilerin çalışamayacakları işler belirlenir, gece mesaisine sınır konulur, 9 saat çalışma sınırı getirilir, fazla mesai ile ilgili düzenleme yapılır, 60 saat üzeri çalışma yasaklanır.

Genel olarak ise, devletin görece özerk karakteri ön plana çıkarılmaktadır (Yusuf Akçuraoğlu (İstanbul), ZC C.19 İ.3 s.55):

“…Heyeti âliyeniz, Cumhuriyet Hükümeti, yalnız bir sınıfın menafini gözetecek değildir. Bilhassa sıhhati umumiyeyi ve devletin menafi umumiyesini de gözetecektir.”


  1. Yüklə 363,91 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin