I. GİRİŞ 2 II. Genç İsyani: Karşı – Devrimci “İrticai” Ayaklanma 3


ADLİ VE İDARİ TEDBİRLER: Temel Teşkilat Reformları



Yüklə 363,91 Kb.
səhifə6/14
tarix02.11.2017
ölçüsü363,91 Kb.
#26658
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14

ADLİ VE İDARİ TEDBİRLER: Temel Teşkilat Reformları


Başbakan İsmet İnönü, 7 Nisan 1925’de Şeyh Sait isyanı ile ilgili yaptığı konuşmada, öncelikle “harekâtı askeriye”nin bitirileceğini, ardından da adli ve idari önlemlerin alınacağını bildirir: “böyle irticai dine mütevellit tescilâtı siyasiye yapmak hususunda müstait olan havali de bu imkânı serdedecek tedabir alacağız. İdarî, adlî tedabir alacağız (ZC C.17 İ.96 s.150-151).

İsyan sonrasında reforma gerçekten idari ve adli alanlarda başlanmıştır. İdari alanda, mülki teşkilatın yeniden yapılandırılması gündeme gelmiştir, ancak taksimatı mülkiye sınırlı kalmıştır; adli alanda ise reformlar bir yıl sonrasına kalacaktır.


  1. Taksimatı Mülkiye: Mülki Sınırlar Yeniden Belirleniyor


Genç isyan, askeri ve siyasi tedbirlerin yanında, yönetsel sorunların bulunduğuna dair bir takım görüşleri beslemiştir. Bu doğrultuda öncelikle, 20 Nisan’da alınan 134 sayılı Karar ile “Meclisi Âlinin tatili mesaisi devrinde isyan sahası teşkilâtı mülkiyesinde tadilât icra ve tatbiki için hükümete yetki” verilmiştir (Karar no: 134) (ZC C.18 İ.107). İçişleri Bakanlığı doğu illerinde hükümetin nüfuzunu esaslı bir şekilde kurabilmek için hazırladığı reform projesini Nisan ayında Bakanlar Kurulu'na sunmak üzeredir. Projeye göre, bazı iller lağv olunacak, diğer iller de "vasi" illere bağlanacaktır (HM, 13 Nisan 1925). Ne var ki, bu projenin genişletildiği anlaşılmaktadır.

3 Mayıs’da “İdari teşkilatın reorganizasyonu için seyyar tetkik heyetleri ve bunların raporlarına göre inceleme yapacak bir Merkez Komisyonu'nun kurulması ile bütün bu görevlilere verilecek yevmiye ve yollukların tesbiti”ne ilişkin Bakanlar Kurulu kararı alınmıştır (BCA: 30.10.0.0/13.27.2/73-68). Buna göre, idari reform çalışmaları genel olacak ve tetkik ve tahkik komisyonları ile yapılacaktır (HM, 13 Nisan 1925). Reorganizasyon için yerinde incelemelerde bulunmak üzere seyyar Taksimatı Mülkiye Tetkik Heyetleri ve tetkik heyetinin raporlarını değerlendirmek üzere Tetkikatı Mülkiye Merkez Komisyonu kurulacaktır (BCA: 30.10.0.0/13.27.2/73-68).

Mülki taksimat için incelemelerde bulunmak üzere Türkiye, 15 bölgeye bölünmüş ve her biri bu bölgelerde incelemelerde bulunacak 15 taksimatı mülkiye tetkik heyeti oluşturulmuştur. 4 Mayıs’da Heyetlerin biri İçişleri, biri Milli Savunma ve biri de Ticaret Bakanlığından olmak üzere 3’er kişiden oluşacağı belirtilmiş olsa da (HM, 4 Mayıs 1925), 28 Mayıs’da yola çıkan heyetler 3 değil; biri mülkiye biri askeriyeden olmak üzere iki kişiden oluşturulmuştur (HM, 29 Mayıs 1925).

Heyet ilk toplantısını 21 Mayıs'da yapmıştır. Toplantıda, tetkik heyetlerinin görevleri ve işleyişi karara bağlanmıştır. Türkiye'nin idari teşkilatı ve mülki taksimatını yerinde inceleyecek heyetler, nahiye, ilçe ve ilin iktisadi ve coğrafi durumlarına göre varolan mülki taksimatın devam etmesi ya da değiştirilmesi üzerine rapor hazırlayacaktır (HM, 21 Mayıs 1925). Tetkik heyetleri özellikle şu konularda incelemelerde bulunacaktır: belediye ve yerel yönetim kanunları ve memur kanunu, nüfus projesi, muhacirlerin iskanı, vb. (HM, 28 Mayıs 1925).

Tetkik heyetleri kendi mıntıkalarına gitmek üzere 28 Mayıs’da Ankara'dan trenle hareket etmişlerdir. İnceleme 3 ay sürecektir. Tetkik Heyetleri kendi bölgeleri ile ilgili raporları hazırlayarak Merkez Heyet'e göndereceklerdir (HM, 21 Mayıs 1925). Merkez Heyet, Sağlık, Milli Savunma, Maliye, Erkanı Harbiye Riyaseti, İmar ve Adalet Bakanlığı temsilcilerinden oluşmaktadır. Tetkik heyetlerinin raporlarını inceleyecek Merkez Heyet, Meclis açılana kadar kanun tasarısı hazırlayacaktır (HM, 21 Mayıs 1925).

Meclis açılıncaya kadar tetkik heyetlerinin raporları İçişleri Bakanlığı’na iletilmiştir. Raporlar doğrultusunda Merkez Komisyon’un raporu hazırlanmaya devam etmektedir.

5 Kasım'da genel müdürlerle toplanan Tetkikatı Mülkiye Merkez Heyeti "Teşkilatı idare nasıl olmalıdır"ı tartışmıştır. İçişleri Bakanı Cemil Bey, "Teşkilatı Esasiye Kanununda nahiye, kaza ve vilayetler" şeklinde derecelendirme yapıldığını, taksimatı mülkiyenin buna göre olması gerektiğini belirtmektedir. Heyet tartışmasında çok esaslı fikirler ortaya çıkmasına rağmen, “idare mesleğinde uzman olanların fikirlerini almak üzere” bir toplantı daha yapılmasına karar verilmiştir (Ali Cenani Bey’in beyanatı HM, 6 Kasım 1925).

Daha sonraki toplantı sonrasında Dahiliye Vekili Cemil Bey, devlet teşkilatının halka yakınlaştırılması ve halkın uzak il ve ilçe merkezilerine gitmeleri zorunluluğunu ortadan kaldırmak üzere mevcut altıyüz nahiyenin bine yükseltilmesi ve nahiyelerde nüfus, tapu ve vergi memurları ile hakim bulundurulmasına karar verildiğini beyan etmiştir. Ayrıca, kazaların kurulmasının vakit alacağı belli olduğundan mahalli idarelerin gelişmesini temin için il idarelerinin elli ile altmış arasında olması ve illerin değişikliğinden doğacak genel işleri birleştirmek üzere beş yahud altı Müfettişi Umumiyenin kurulacağını, projenin bu esaslar üzerinde yükseldiğini belirtmiştir (HM, 1 Aralık 1925).

1925 yılında çalışmanın önemli bir bölümü tamamlanmıştır. Ne var ki, yasal değişikliğin yapılması 1926 yılına kalacaktır. 1926 yılında 877 sayılı “Teşkilatı Mülkiye Kanunu” ile il sayısı azaltılacak, yönetsel bağlılıkları değiştirilecektir. Ayrıca, Genel Müfettişlik’lerin kurulması için hazırlıklar yapılacaktır.

  1. Islahat-ı Adliye: Yeni Çerçeve Kanun Hazırlıkları ve Teşkilat


“Adli ıslahat” programı ise Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmaktadır (HM 7 Şubat 1925). Adli reform için Adalet Bakanlığı’nda bir “Adliye Mütehassıslar Heyeti” kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu Encümen, programı ve bütçesini görüştükten sonra raporunu Meclis’e gönderecektir (HM, 12 Şubat 1925).

Heyet, 20 Şubat’taki toplantısı sonrasında temyiz mahkemelerinin kurulmasındansa temyiz dairelerinin iyileştirilmesini uygun bulduğunu belirtmiştir. Kaldırılan istinaf mahkemelerinin yeniden kurulmasını gerekli görmüş, fakat hakim sayısının azlığından dolayı bunun maddeten mümkün olmadığı anlaşıldığından ertelenmiştir (HM, 20 Şubat 1925).

Adli teşkilattaki reformların, isyanlar sonrasında kurulan özel mahkemelerin, Divan-ı Harb-i Örfi ve İstiklal Mahkemeleri, gölgesinde kaldığı tahmin edilmektedir. Adli teşkilatta toplu bir yeniden yapılanma olmamakla birlikte, 22 Nisan 1925’de adli teşkilatta, iki yeni ve önemli Encümen kurulmuştur (Adliye intihap encümenlerile encümeni adliyenin sureti teşekkülü hakkındaki talimatnamenin kabülüne dair kararname (BK Karar No: 1865, Düstur III. Tertip C.6).

Adliye İntihap Encümeni Adalet Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında Teftiş Heyeti Başkanı ile Personel, Ceza ve Hukuk İşleri Müdürlerinden oluşmaktadır.

Hakimlerin seçilmesi, terfisi ve tahvilleri ile ihtiyaç halinde işten el çektirilmeleri ve “haklarında takdir veya inzibat muameleleri tatbiki” ile görevlidir. Encümen’in idarenin yetkisinin dışına çıkarılması ve hakimlerin yine hakimler tarafından seçilmesine yönelik olarak Encümen başkanlığına Mahkeme-i Temyiz (Yargıtay) Başkanı’nın getirilmesi gerektiği düşünülmüşse de Yargıtay’ın Eskişehir’de bulunmasından dolayı bu gerçekleştirilememiş ve Müsteşar Encümen başkanlığına getirilmiştir (11.12.1930, ZC C.23 İ.4 12.nci içtimanın sonuna ekli Adliye Encümeni Mazbatası). Temyiz Mahkemesi’nin Eskişehir’den taşınması ise 1935 yılını bulacaktır.

Yargıtay, İstanbul'un işgali sonrasında, 7 Haziran 1920'de 14 Nolu Kanun ile Sivas'ta "Muvakkat Temyiz Heyeti" olarak kurulmuş, İstiklal Savaşı sonrasında ise 14 Kasım 1923 tarihli 371 sayılı Kanun ile Eskişehir'e taşınmıştır. Yargıtay'ın merkezin baskısı altına girmemesi ve ulaşım kolaylığı gibi nedenlerle Eskişehir'e taşınması savunulmuştur. 1925 yılında tartışma devam etmektedir. Adalet Bakanı Mahmud Esad (Bozkurt) Yargıtay'ın Ankara'ya taşınmasına taraftar olduğunu belirtmekteyken; Baro İstanbul'a taşınmasında ısrar etmektedir. Bakanlık ile Baro arasında müzakere devam etmektedir. Yargıtay, 10 Haziran 1935 tarih ve 2769 sayılı Kanun ile Ankara'ya taşınacaktır.

1865 sayılı Kararname ile kurulan ikinci encümen, Encümeni Adliye’dir. Adalet Bakanının uygun gördüğü Yargıtay üyelerinden bir kişinin başkanlığı altında iki Yargıtay üyesi ve Yargıtay’ın bulunduğu yer (Eskişehir) cinayet mahkemesi ve asliye ve hukuk dairesi başkanlarından oluşmaktadır. Görevleri neler?

Taşra teşkilatında dikkat çekici bir yeniden yapılanmaya gidilmemiştir, ancak taşrada personel azlığı ve teşkilatın yetersizliği gibi sorunlar gündeme oturmaktadır. 8 Ocak’da bir soru üzerine Adalet Bakanı Mahmut Esad’ın Meclis’de verdiği beyana göre, maaşların azlığı, çevreden yetişmiş hakimlerin olmaması nedeniyle bugünkü Ağrı, Iğdır ve Tuzluca'yı kapsayan Bayazıt ilinde hakimlerin görev yapmamaktadır. Bu nedenle, münhal (bağlı) kazaların (ilçe) adli işleri en yakın kazalara bağlanmaktadır. Fakat, kazalara gidebilmek için halk 10-12 saatlik yolu gitmek zorunda kalmaktadır.” (ZC C.12 İ. 34).

Adli reformun asıl olarak yeni çerçeve kanunlarda yoğunlaşmış olduğu söylenebilir. Medeni Kanun, Ceza Kanunu ve Ticaret Kanunu hazırlıkları tüm yıl boyunca devam etmiştir. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal 1 Kasım’da Meclis açış konuşmasında adli alandaki reform gereksiniminin altını çizer ve eski kanunların yerine “Ceza Kanunu, Medeni Kanun ve Ticaret Kanunu”nun bir an evvel çıkarılması gerektiğini belirtir (ZC C.19 İ.1).

Söz konusu Kanunların yeniden hazırlanması değil, Avrupa’da halihazırda kullanılmakta olan Kanun’ların tercümesinin yapılması yöntemi benimsenmiştir. Medeni Kanunu hazırlamakla görevlendirilen Medeni Kanun Komisyonu’nun İstanbul’da kurulduğuna dair Komisyon Başkanı Şükrü Kaya tarafından yapılan beyanatta bu yönteme değinilmektedir (HM, 1 Ekim 1925):

"Cumhuriyet Hükümeti, medeni ve çağdaş düzenlemelere girişmiştir ve uygulamaya başlamıştır. İyileştirilmeye en çok gereksinim duyulan kanunumuz Medeni Kanunun evlilik ve aile hukukunu düzenleyen kısmıdır. Bugüne kadar bir araya dahi getirilmemiştir. İşi yarım bırakmak istemeyen Adalet Bakanı Mahmud Esad Avrupa'da kullanılmakta olan bir kanunu uygulamanın en doğru yol olduğuna inanmıştır. Komisyondaki arkadaşları da inanmıştır. Komisyon en iyi hukukçu ve üniversite hocalarından oluşmaktadır. Kanun Türkçeye çevrilecektir."

Diğer çerçeve kanunların hazırlıkları da özel komisyonlar eli ile yapılmıştır. Kanun’ların kabul edilmesi 1926 yılına kalmıştır.


  1. Yüklə 363,91 Kb.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin