I raporu hazirlayanlar


ÜST DÜZEY YUVARLAK MASA TOPLANTISI



Yüklə 376,42 Kb.
səhifə4/17
tarix18.05.2018
ölçüsü376,42 Kb.
#50681
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17

4. ÜST DÜZEY YUVARLAK MASA TOPLANTISI


4 Mart 2013 Pazartesi günü öğleden sonra oturumunda, üye ülke heyetleri, BM yetkilileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla 56. Oturumun ana temalarına ilişkin üst düzey yuvarlak masa görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar, kadına ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması ana teması üzerine kendi ülke deneyimlerini paylaşmışlardır.

Yuvarlak Masa Toplantısı sırasında ülkemiz adına söz alan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Sayın Aşkın ASAN, yaptığı konuşmada söz konusu Toplantı vasıtasıyla kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çok farklı deneyimlerin paylaşılacağını, böylece konu hakkında yeni çözüm önerileri ve farklı perspektifler geliştirilebileceğine dikkat çekmiştir. Türkiye’de, kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının geçmişinin 1980’li yıllara dayandığını vurgulayan Sayın Asan, özellikle son 10 yıllık dönemde bu çalışmaların daha da hız kazanarak kurumsallaşmış olduğunu ve ilgili tüm kurumlar arasında işbirliklerinin arttırıldığını vurgulamıştır.

Sayın Asan, ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadeleye zemin oluşturacak gerekli yasal düzenlemelerin yapıldığını, tüm mevzuatın kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten ve kadına yönelik şiddete sıfır tolerans tanıyan bir yapıya kavuşturulduğunu ifade ederek, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ni parlamentosunda ilk onaylayan ülkenin Türkiye olmasından büyük mutluluk ve onur duymakta olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Sözleşme’de yer alan tedbirlere uygun şekilde hazırlanarak yürürlüğe giren “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”dan bahseden Sayın Asan yasal alandaki altyapının daha da güçlendiğini vurgulamıştır.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede kurumsal kapasitenin arttırılması konusunda ülkemizde çalışmaların hızla devam ettiğini vurgulayan Sayın Asan, konuya ilişkin bilinç ve duyarlığın artırılması, toplumsal farkındalık sağlanması konusunda da çalışmaların gerçekleştirildiğini ifade etmiştir.

Sayın Asan, Kadının Statüsü Komisyonu 57. Oturumunun kadına yönelik şiddetle mücadelenin önleme, cezalandırma, politika üretme gibi farklı boyutlarına yönelik yeni çözümler ve öneriler geliştirilmesine ve konu hakkında uluslararası işbirliği ve dayanışmanın artmasına katkı sağlamasına ilişkin temennilerini belirterek konuşmasını sonlandırmıştır.

(Konuşma Metni için bkz. Ek 1)

5. GENEL GÖRÜŞME


Genel görüşmeler kapsamında, üye ülkeler, bölgesel gruplar, daimi gözlemciler, BM kuruluşları ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri söz almışlar ve 57. Kadının Statüsü Komisyonu’nun öncelikli konusu olan “kadına ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması” konusunda görüşlerini, deneyimlerini, geleceğe ilişkin temennilerini paylaşmışlardır. Bu görüşmeler sırasında, 05 Mart 2013 tarihinde Türkiye adına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma ŞAHİN tarafından bir konuşma gerçekleştirmiştir.

Sayın Bakan gerçekleştirdiği konuşmada, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesini çekincesiz onaylayan ilk devlet olan Türkiye’nin, kadına yönelik şiddetle mücadeleye özel önem verdiğini, konunun en önemli gündem maddelerinden birisi olduğunu, kadına yönelik şiddetle mücadeleye zemin oluşturacak gerekli yasal düzenlemelerin yapıldığını ve tüm mevzuatın kadın erkek eşitliği ilkesini gözeten bir yapıya kavuşturulduğunu vurgulamıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin iç hukuka yansıtılması amacıyla, Sözleşme tedbirlerine uygun şekilde “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair

Kanun”un hazırlanarak yürürlüğe konduğu dile getirilmiş ve Kanun hakkında bilgi verilmiştir. Bu kapsamda konuşmada ayrıca teknik yöntemlerle takip uygulamalarından, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinden ve Kadın Konukevi sayısındaki artıştan da bahsedilmiştir.

Sayın Bakan konuşmasında şiddete maruz kalan kadınlara hizmet sunan kamu kurum/kuruluşlarında çalışan personele yönelik eğitim çalışmalarından bahsetmiştir.

Konuşmada kadınların ekonomik hayata katılımını artırmak amacıyla; kreş desteği, doğum, süt ve ebeveyn izinleri ile esnek çalışma modellerinin yeniden düzenlenmesi yönünde çalışmalara başlandığı vurgulanmış ve kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında gerçekleştirilen projelere kısaca değinilmiştir.

Yine İstanbul Sözleşmesi’nde yer verildiği üzere konuya ilişkin veri ve istatistik toplamanın öneminde hareketle kadına yönelik şiddet konusunda araştırma ve veri tabanı oluşturma projelerine başlandığı ifade edilmiştir.

Son olarak da Binyıl Kalkınma Hedefleri kapsamında Türkiiye’de önemli çalışmaların hayata geçirildiği vurgulanmış ve 2015 yılı sonrası için yeni hedeflerin belirlenmesinin yararlı olacağı belirtilmiştir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma ŞAHİN’in Genel Görüşme Konuşma Metni EK-2’te yer almaktadır.


6. PANELLER

6.1. Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddetin Önlenmesi


Panel, Komisyon Başkan Yardımcısı Ms. Ana Marie Hernando’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilmiştir. Panelde, Mısır Ulusal Kadın Konseyi Başkanı Mervat EL-TALLAWY, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Pınar İLKKARACAN, Estonya Sosyal İşler Bakanlığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimi Başkanı Liina KANTER, Birleşik Krallık Kadına yönelik şiddet temelli faaliyet gösteren “Imkaan” kuruluşu yöneticisi Marai LARASİ ve Dünya Sağlık Örgütünden Cinsel Sağlık, Toplumsal Cinsiyet, Üreme Hakları ve Adolesan Takım Sorumlusu Claudia Garcia MORENO ESTEVA panelist olarak yer almışlardır.

Panelde, Arap Baharının gerçekleşmesinde önemli bir güç olan kadınların söz konusu gelişmelerden kendi toplumsal statüleri ve insan haklarının gelişmesi açısından olumlu yararlandığını söylemenin zor olduğu; mevcut durumda özellikle bölgede yükselen aşırı dinci hareketler nedeniyle kadınların yeni şiddet ve baskı biçimleri ile karşı karşıya olduğu vurgulanmıştır. Mısır örneğine bakıldığında yeniden yapılanma sürecinde yönetsel mekanizmalarda kadınlara yer verilmediği ve daha da kötüsü dini grupların “kadının özgürlüğünün kısıtlanması, erken evlilik, boşanma yasası gibi” çeştili söylemleri ile kadına yönelik şiddetin meşrulaştırıldığı ifade edilmiştir.

Mısır’da uygulanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planından bahsedilmiş olup, söz konusu planda 3 temel hedefin yer aldığı; bunların yasal mevzuatın güçlendirilmesi, mağdurların ve ailelerin korunması ve güçlendirilmesi ve de eğtim ve bilinç arttırma yöntemi ile şiddetin her türünün önlenmesi olduğu belirtilmiştir. Mısır’da kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin yeni bir yasa hazırlandığı ve söz konusu yasanın tüm şiddet türlerini kapsadığı, önemli cezalar öngördüğü ve de yürürlüğe girdiği zaman şiddetle mücadele de tüm yasaların etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayacağı vurgulanmıştır.

Panelde, başta kadın hareketinin olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların yıllardır süren önemli çabalarına karşın kadına yönelik şiddetin en önemli insan hakkı ihallerinden biri olarak tüm dünyada varlığını sürdürdüğü ifade edilmiştir. Kadına yönelik şiddetin tarihsel, ataerkil güç mekanizmalarını ortaya koymadan, sorgulamadan önlenemeyeceği ifade edilerek, kadınların cinsel ve üreme haklarının ihlalinin en önemli şiddet türlerinden biri olduğu vurgulanmıştır. Dünyanın farklı bölgelerinde insan ticareti, erken ve zorla evlendirme, kadın sünneti, namus cinayetleri, zorla hamile bırakmak gibi çeşitli türlerde gerçekleştiği vurgulanan kadının cinsel ve üreme sağlığının ihlalinin görünülürlüğünün son derece düşük olduğu belirtilmiştir.

Kadınların cinsel ve üreme haklarının korunmasına ilişkin uluslararası belgelerde çeşitli tedbilerlerin yer aldığı ancak özellikle son dönemde dünyanın çeşitli bölgelerinde tanınan bu haklara ilişkin karşıt görüşlerin ortaya çıktığı dile getirilmiştir. Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nda önemli gelişmeler kaydedildiği ifade edilmiş olup; ancak halen 4 temel ilerlemenin gerçekleşmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Söz konusu ilerlemeler şu şekildedir; kadınların ve kız çocuklarının cinsel ve üreme sağlığı haklarının tanınması, korunması ve güçlendirilmesi; söz konusu hakların ihlalinin yasalarla engellenmesi ve ihlal edenlerin cezalandırılması; kız çocuklarına ve gençlere yönelik detaylı cinsellik eğitimi verilmesi ve de kadınların cinsel ve üreme sağlığı servislerine erişimin sağlanması.

Panelde üzerinde durulan diğer bir husus ise kadına yönelik şiddetle mücadele de Estonya örneğinin değerlendirilmesidir. Cinsiyet temelli şiddetin bazı nedenlerden kaynaklandığı; bu nedenler arasında toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin toplumda gerektiği kadar anlaşılamamış olması, şiddeti destekleyen veya karşı çıkmayan anlayışın varlığı, kadının ekonomik bağımsızlığına karşı çıkan anlayışın varlığı, şiddet-mağdur-faillere ilişkin bazı kalıp-yargıların varlığını sürdürmesi ve de şiddet mağdurlarına sunulan hizmetlerin yetersiz kalması hususlarının yer aldığı ifade edilmiştir.

Estonya örneğine bakıldığında sorun alanlarına ilişkin çalışmaların devam ettiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması bakımında önemli gelişmeler yaşandığı, toplumda farkındalık arttırma çalışmalarının devam ettiği, mağdurlara sunulan hizmet kapasitesinin arttırıldığı, cinsiyet eşitsizliğini ve ayrımcılığı önleyecek yasal ve politik reformlar ile birlikte yasal mevzuatın güçlendiği ve de hükümetin kadına yönelik şiddetle mücadele de önemli rol ve sorumluluklar üstlenerek bu alanda etkin çalışmaya başladığı ifade edilmiştir.

Panelde üzerinde durulan diğer bir husus ise kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin uzun vadeli stratejilerdir. Bu kapsamda; “kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin Küresel bir Eylem Planı” ve “Önlemeye ilişkin Küresel Savunuculuk Planı”nın, post-2015 kalkınma programını da destekleyecek şekilde 2015 yılında uygulama konulması gerektiği ifade edilmiştir.

Son olarak, kadına yönelik şiddet kapsamında veri kapasitesinin son yıllarda önemli ölçüde geliştiği ve artık ülke düzeyinde de nedenler, sonuçlar hakkında önemli bilgi birikimi sağlandığı belirtilmiştir. Şiddetin bireysel, toplumsal ve sosyal çeşitli nedenleri olduğunu; şiddeti ortadan kaldırmak için kadınların güçlendirilmesi, olumsuz cinsiyet rollerinin ortadan kaldırılması ve ülkesel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliği yasa ve politikalarının uygulamaya konulmasının gerektiği olduğu ifade edilmiştir.


Yüklə 376,42 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin