2. İZLENEN YÖNTEM VE ÇALIŞMA PROGRAMI
Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı başkanlığında, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü yönetici ve çalışanları ile STK temsilcisi ve akademisyenlerden oluşan konu uzmanlarının da yer aldığı Türk Heyeti, 57’nci Oturum süresince, genel tartışmalar, üst düzey yuvarlak masa toplantıları, paneller ve gayrı resmi paralel toplantılara katılım sağlamıştır. Bunu yanı sıra, Sayın Bakan ve Sayın Bakan Yardımcısı çeşitli ülkelerin temsilcileriyle ile ikili görüşmelerde bulunmuştur.
3. AÇILIŞ
BM Kadının Statüsü Komisyonunun 57. Dönem toplantısı,4 Mart 2013 tarihinde yapılan açılış oturumu ile başlamıştır. Açılış oturumunda, Kadının Statüsü Komisyonu Başkanı Marjon V. KAMARA, Ekonomik ve Sosyal Konsey Başkanı Ferit HOXHA, Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Jan ELIASSON, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Yönetici Direktörü ve Genel Sekreter Yardımcısı Michelle BACHELET, Kadına Yönelik Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi Başkanı Nicole AMELINE, BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Sayın Rashida MANJOO ana konuşmacılar olarak yer almışlardır.
Kadının Statüsü Komisyonu Başkanı Marjon V. KAMARA, 57. Oturumun, konusunun kadına yönelik şiddetin önlenmesi olması nedeniyle, tüm dünya tarafından yakından takip edildiğini ve bu oturumdan beklentinin yüksek olduğunu belirterek sözlerine başlamıştır. Kadına yönelik şiddetin farklı görünümlerle tüm dünyada yaygın şekilde devam ettiğini vurgulayan KAMARA, bu alanda ciddi ve net ve bölgesel-ülkesel özellikler özelinde yeni ve farklı politikalar oluşturulması gerektiğinin altını çizmiştir. Oturumda dünyanın her yerinden bakanlar, uzmanlar, akademisyenler ve sivil toplum örgütlerinin bir araya geldiği ifade ederek, kadına yönelik şiddetle mücadele önemli adımlar atılacağına olan inancını dile getirmiştir.
Oturumda, kadına yönelik şiddet dışında 2015 sonrası kalkınma programına yansıtılmak üzere diğer toplumsal cinsiyet eşitliği konularının da ele alınacağını ifade eden KAMARA, 2015 sonrası sürece bakarken Binyıl Kalkınma Hedeflerinin gerçekleştirilmesi yönünde de çabaya ihtiyaç olduğunun altını çizmiştir.
Komisyon tarafından önceki yıllarda kabul edilen uzlaşma metinlerinin ne derecede uygulamaya yansıtıldığının değerlendirilmesinin ülkelerin, alınan kararlar bağlamında hesap verebilirliğinin belirlenmesinde önemli olduğunu vurgulamış, 57. Oturumda kadın erkek arası, çocuk bakımı dahil, eşit işbölümü konusunda kaydedilen ilerlemelerin inceleneceğini belirtmiştir.
KAMARA, tüm devletlerin toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadına karşı şiddet ve ayrımcılığın geçmişe ait bir sorun olması gerektiğine inanarak Oturumda bulunduklarını belirtmiş, politik kararlılık ve inançla ve küresel düzeyde kabul edilen çözüm önerilerinin ulusal düzeyde uygulamaya yansıtılmasıyla, bu alanda önemli adımlar atılabileceğini ifade ederek sözlerini tamamlamıştır.
Ekonomik ve Sosyal Konsey Başkanı Ferit HOXHA, Ekonomik ve Sosyal Konseyin BM bünyesinde önemli kararların verilmesindeki rolüne dikkat çekerek Kadının Statüsü Komisyonunun gündemdeki rolünden bahsetmiştir. Oturumun konusu olan kadına yönelik şiddetin sürdürülebilir kalkınmayı olumsuz yönde etkilediğini belirten HOXHA, Oturumun sonunda kabul edilecek uzlaşma metninin ve diğer çıktıların EKOSOK tarafından yakından takip edileceğini ifade etmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Jan ELIASSON konuşmasında kadına yönelik şiddetin tüm dünyada farklı şekillerde yaşanabildiğine vurgu yaparak ciddi bir insan hakkı ihlali ve sürdürülebilir kalkınma ve küresel barış önünde engel olduğunu belirtmiş, BM’nin kadın konusunda çalışan birimlerinin çalışmalarına, Oturum teması üzerinden değinmiştir. BM Kadın, CEDAW Komisyonu çalışmalarının önem ve gücüne değinmiş, Kadına Karşı Şiddete Karşı Birleşin BM Kampanyası ve Bir Milyon Kadın Dans Ediyor gibi küresel kampanyalara dikkat çekmiştir. ELIASSON ayrıca, mücadeleye erkek katılımının öneminin altını çizmiştir.
Kadına Yönelik Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi Başkanı Nicole AMELINE, CEDAW’ın varlık nedenlerinden birinin kadına yönelik şiddetle mücadele olduğunu ifade ederek İhtiyari Protokol ve kadına yönelik şiddet özelindeki 19 No’lu Tavsiye Kararına değinmiştir. Komiteye gelen bireysel başvuruların bazılarının kadına yönelik şiddet konusunda olduğunu ifade eden AMELINE, başvuru incelemesi sonucunda Komite tarafından hazırlanan görüşün uluslararası kadının insan hakları içtihatı oluşmasına katkı sağladığı ve bölgesel insan hakları mahkemelerince kullanıldığı belirtmiştir.
CEDAW’ın tek amacının kadının şiddet ve ayrımcılıktan korunması değil, bunun altında yatan temel nedenlerle mücadele edilmesi olduğunu ifade etmiş, Sözleşme’nin kadının insan hakları, kalkınması ve güçlendirilmesi için bir araç olduğunu vurgulayarak kadın erkek arasında eşitliği sağlamayı amaçladığının altını çizmiştir. Bu noktada, Komite’nin çalışmalarından ve çalışma usullerinden bahseden AMELINE, Komite’nin şimdiye dek 400 rapor incelediğini ve 29 genel tavsiye kararı çıkardığını ifade etmiştir.
2012 yılının CEDAW’ın 30 uncu yıl dönümü olduğu ifade eden AMELINE, bu kapsamda çok sayıda etkinlik düzenlendiğini belirterek, Türk Hükümetine de teşekkürlerini sunmuş, CEDAW’ın kadının insan haklarının korunmasındaki rolüne tekrar vurgu yaparak sözlerini tamamlamıştır.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Yönetici Direktörü ve Genel Sekreter Yardımcısı Michelle BACHELET, 57. Oturum konusu olan kadına yönelik şiddetin tam da zamanında ele alınmakta olduğunu belirterek, tüm dünyada bu konuda farkındalığın daha da arttığını, şiddet vakalarına yönelik tepkilerin ivme kazanarak sürdüğünü dünyadan örneklerle belirtmiştir.
Tüm insanların şiddet ve ayrımcılığın olmadığı bir dünyada yaşama hakkı olduğunu ifade eden BACHELET, dünyadan kadınların şiddet deneyimleri ve şiddet konusundaki düşüncelerinden örnekler vermiştir.
Kadının Statüsü Komisyonu’nun küresel kadın politikalarının şekillendirilmesindeki rolüne vurgu yapmış, 60 yılı aşkın süre boyunca kadının insan haklarının korunmasına, geliştirilmesine ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yaptığı katkının altını çizerek, CEDAW’ın hazırlanmasındaki önemine işaret etmiştir. BACHELET ayrıca, kurulduğu günden beri Komisyonun dünyanın her köşesinden kadın örgütlerini de ağırladığını söylemiş, 57. Oturumun 6000 kadın örgütü temsilcisini ağırladığını belirterek, bu alanda rekor kırıldığını ifade etmiştir.
Farklı ülkelerden fiziksel şiddet, cinsel şiddet, namus cinayetleri, erkek evlilikler gibi konularda istatistiki veriler vermiş, tüm gelişmelere rağmen şiddetin yaygın şekilde deva ettiğini vurgulayarak, artık politika ve yasaların uygulamaya yansıtılması, devletlerin bu konuda sorumluluk almasının zamanının geldiğinin altını çizmiştir.
BM Kadının temel çalışma alanlarından birinin kadına yönelik şiddetle mücadele olduğunu belirten BACHELET, BM birimlerinde bu alanda yürütülen kampanyalar konusunda bilgi vermiştir.
Bin Yıl Kalkınma Hedeflerinde kadına yönelik şiddetin sonlandırılması hedefinin eksik olduğunu belirtmiş, 2015 sonrası kalkınma programında konunun ele alınması gerektiğini vurgulamıştır.
BACHELET, kadına yönelik şiddetle mücadelede; politika ve yasaların uygulamaya yansıtılması, devletlerin şiddeti önlemedeki sorumluluğu, önleme ayağına ağırlık verilmesi, multi-disipliner bir bakış açısı ve hizmet sunumu geliştirilmesi, konu hakkında güncel ve güvenilir veri elde edilmesinin önemine vurgu yaparak sözlerini tamamlamıştır.
BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Sayın Rashida MANJOO konuşmasına Viyana İnsan Hakları Konferansında kabul edilen Viyana Deklarasyonu ve Eylem Planı’nın 20. Yıldönümünü vurgu yaparak başlamış, söz konusu Konferansın BM Genel Kurulunca Kadına Yönelik Şiddetin Sonlandırılması Bildirgesinin yayımlanmasına önayak olduğunu ifade ederek, bu tür uluslararası gelişmelerin, kadının insan haklarının geliştirilmesinde önemli kilometre taşları olduğunun altını çizmiştir. MANJOO konuşmasında kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü olarak 2011 ve 2012’da BM Genel Kuruluna sunduğu raporlar ile İnsan Hakları Komisyonuna sunduğu namus cinayetleri içerikli tematik rapor konusunda bilgi vermiştir. 2013 Tematik Raporunun ise şiddeti önlemede devlet sorumluluğu konusunda olacağını ifade etmiştir.
Sözlerine, kadınların ve kadın örgütlerinin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki kritik önemine değinerek sonlandıran MANJOO, şiddetin önlenmesinin asıl olarak devletlerin sorumluluğunda olduğunun; ancak devletin bu mücadelede diğer kurum ve örgütlerle işbirliği içinde çalışması gerektiğinin altını çizmiş, şiddetin önlenmesinde ve şiddete karşı gerekli koruma sağlanmasında devletin özen gösterme yükümlülüğüne özellikle vurgu yapmıştır.
Dostları ilə paylaş: |