Kuruluşlar web’i sadece reklam ve pazarlama faaliyetleri için değil, aynı zamanda halkla ilişkilerini geliştirmek ve hedef gruplarından kuruluş, marka veya ürün hakkında geri bildirim elde etmek amacıyla da kullanılmaktadır. Web sitelerinin başlıca kullanım yerleri olarak şunları söylemek mümkündür (Okay ve Okay, 2011: s.555)
-
Medya kuruluşlarına bilgi sağlamak
-
Tüm hedef grupları ile günü gününe iletişim kurmak
-
Farklı hedef gruplar hakkında bilgi toplamak
-
Kurum imajını geliştirmek
-
Kurum kimliğini güçlendirmek
-
Çalışanlarla iletişimi sağlamak
-
Bir kuruluş için statü sembolü oluşturmak
-
Online satış yapmak
-
Uluslar arası pazarlara ulaşmak
-
İnternette gezen bir kişiye ulaşmak
-
Diğer halkla ilişkiler fonksiyonlarını yerine getirmek
Bu amaçların kuruluştan kuruluşa farklılık göstereceği doğaldır. The World Wide Web çeşitli kuruluşlar ve işletmeler için önemli bir iletişim aracı haline gelmiştir.
Web sitesi oluşturmada da siteyi kuracak olanların temel olarak bazı soruları sormaları gerekmektedir. Bunlar:
-
Sitenin amacı nedir?
-
Kimlere ulaşmak istemektedir?
-
Sitenin nasıl yapılması gerekmektedir?
Bu sorular site kurulmadan önce cevaplanması gereken önemli sorulardır. Çünkü yapılacak olan her halkla ilişkiler faaliyeti bu sorular doğrultusunda ilerleyecektir (Okay ve Okay, 2011: s.556)
Eskiden bir ürün veya kuruluş hakkında olumlu veya olumsuz görüşler taşıyan kişilerin etrafındaki kişilere bu görüşleri iletirken, günümüzde artık internet aracılığıyla ve web ile milyonlarca kişiye görüşlerini iletme imkanı ortaya çıkmıştır. Binlerce online forum yerleri, chat odaları, tartışma grupları her gün, günün 24 saatinde sanal ortamda bir araya toplanmakta kişiler, kuruluşlar, ürünler, şirketler vb konularda olumlu veya olumsuz, doğru veya yanlış bilgileri birbirine göndermektedir. Bu durum kişi veya kuruluşlar için hem avantaj, hem de bir dezavantaj sağlayabilir. Eğer kuruluş, web’de yer alan bilgi söylenti trafiğini kontrol edemezse, kötü niyetli kişilerin ortaya atabilecekleri iddiaların büyük gruplar arasında yayılmasını engelleyemeyecektir. Örneğin İntel Pentium işletmecileriyle ilgili olarak ortaya çıkan kriz ilk olarak internette yer alan forumlarda duyurulmaya başlanmıştır. Buradan da yazılı ve görsel basına yayılmıştır. Bu nedenler kuruluşlar kendileri ile ilgili yazılı ve görüntülü basında yer alan haberleri izlemek için nasıl kaynak arıyorlarsa, sanal ortamda da kendileri ile ilgili olarak yer alan bilgileri izleyecek bir mekanizma ve kaynak oluşturmalıdırlar (Okay ve Okay, 2011: s.559-560)
2.12. Radyo ve Televizyonun Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kullanılması
Radyo halkla ilişkiler uygulamalarında çok sık kullanılan etkili bir araçtır. 20. yüzyılın ilk on yılında radyonun bulunmasıyla, basında olduğu gibi, matbaa ve dağıtım şartlarına bağlı bulunmayan, okuma yazma bilmeyen bir izleyici grubuna bile ulaşabilen bir iletişim aracı ortaya çıktı. Ulusal önderler, özellikle bunalım dönemlerinde, halkla dolaysız bir biçimde seslenmenin, söylevlerinin yazılı basın tarafından yansıtılmasını beklemekten daha iyi olduğunu kısa zamanda anladılar. Başlangıçta radyo özellikle bir eğlence aracı idi. Ancak 1930’lardan itibaren radyo ile yayınlanan haberler önem kazandı ve böylece gazeteciliğin yeni bir dalı oldu (Bıyık, 2007: s.18-19)
Halkla ilişkiler uzmanı radyoyu kullanırken “ölü gün” olayından yararlanabilir. Ölü günlerde haberlerin azlığı nedeniyle halkla ilişkileri yapılacak kuruluşa ilişkin haberlerin ilk sırada yer alması sağlanabilir. Dolu günlerde yayınlanması mümkün olmayan bir mesajın, radyolarda ölü günlerde yayınlanma olanağı bulunmaktadır. Kamuya gönderilecek mesajların zamana karşı yarışı yok ise, bu ölü günleri beklemekte yarar vardır. Hafta sonlarında doluluk yalnızca spor olayları içindir. Daha doğrusu cumartesi ve Pazar günlerinde haberler içinde yer alabilmek çok daha kolaydır (Kazancı, 1996: s.296)
Radyo gücünü sesten aldığı için, kullanılan sunucuların sesleri, iletilmek istenen olayların sesleri ve kullanılan müzik burada etkili olmaktadır. Genellikle yayın yapan radyoların sayısı televizyonlara oranla çok daha fazla olduğu ve çok sayıda program aynı anda dinleyiciler tarafından alınabildiği için, radyo yayını yapan bu istasyonlar belli hedef gruplarına, bunların yaş, sosyal statüleri veya boş zaman ilgilerine göre uzmanlaşmak durumunda kalmaktadırlar. Bu durum ise halkla ilişkiler uzmanı açısından büyük bir avantaj haline gelmektedir. Çünkü bu şekilde seslenmek istediği hedef grubuna uygun mecranın seçimini daha rahatlıkla gerçekleştirebilmektedir (Okay ve Okay, 2009: s.154)
Televizyonun söyleneni görüntü ile güçlendirmesi, görüntüyü ön plana getirip belirli düşünce ve görüşü oluşturmaya yardımcı olması kuşkusuz onun daha etkin bir duruma getirmektedir. Sesin gücüne görüntünün gücüde eklenmektedir (Kazancı, 1996: s.298). Yaşamımızda televizyonun etkilerini, öteki iletişim araçlarından daha büyük ölçüde duyarız. ABD’de 1400’den çok televizyon istasyonu bulunmaktadır. Yapılan kestirimlere göre, 88 milyondan daha çok ailenin televizyonu vardır. Ortalama bir Amerikan ailesi günde yedi saatten fazla süreyle televizyon izlemektedir (Karalar, 1998: s.248).
Halkla ilişkiler için önemli bir araç olan televizyonda, kuruluşa ilişkin olumlu iletilerin yayınlanması temel amaç olmakta ve halkla ilişkiler faaliyetleri ana haber bültenlerinden magazinlere kadar, birbirinden çok farklı birçok programda kuruluş için yer bulmaya çalışmaktadır. Akılda kalıcılığı sağlayan görsel bir araç olan televizyon dikkatleri uzun süre üzerinde tutması, toplumda güvenilir bulunması gibi sebeplerle en etkili kitle iletişim aracı konumundadır ve halkla ilişkiler aracı olarak bilgi verme, eğitme, dünyayı tanıtma gibi amaçlarla çok sık kullanılmaktadır (Bulut, 2008: s.23).
Televizyonun halkla ilişkiler alanında kullanılması için yayın zamanı, süresi, hedef kitle, sunuş ve programla ilgili özelliklerin göz önünde bulundurulması gerekir. Halkla ilişkiler uzmanı TV zamanında kullanımında ve bu iletişim aracının kapsadığı alanın radyodan daha sınırlı olduğunda kuşkusuz ki bilgi sahibidir. Ancak televizyondaki bir programın yaratacağı büyük etkinin de bilincindedir. Çünkü televizyon karşılıklı konuşmaya, içtenliğe ve soysan etkileşime ağırlık veren etkileme gücü çok yüksek bir kitle iletişim aracıdır (Ertekin, 1983: s.88)
Özel radyo ve televizyonların ortaya çıkmasıyla beraber halkla ilişkiler uygulamalarında önemli değişiklikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Çünkü devlet radyo ve televizyonunun çok ciddi ve sıkı biçimde riayet ettiği hukuki düzenlemeler ve etik kurallarını, özel televizyonlar pek dinler gözükmemektedir (Kazancı, 1996: s.298-299)
Halkla ilişkiler görevlilerinin, halkla ilişkiler çalışmalarında radyo ve televizyonlardan yararlanırken, doğal olarak uymaları gereken bazı kurallar vardır. Bu kuralları şöyle sıralayabiliriz (Özüpek, 1996: s.44-45):
-
Hedef /alıcılar ulaştırılacak iletilere ilişkin tüm bilgi ve belgeler, radyo – televizyon haberci ve programcılarına ulaştırmalıdır.
-
Radyo-televizyon yayıncılarına ulaştırılacak bilginin, doğru ve kolay anlaşılır biçimde düzenlenmiş olmasına özen gösterilmelidir. Yayıncıların, kurum reklamı ya da propagandası için kullanılmaları gibi girişimden kesinlikle kaçınılmalıdır.
-
Radyo-televizyon habercileri ve programcılarının, kuruluşun en üst düzey yöneticileriyle kolayca ilişki kurabilmeleri sağlanmalıdır.
-
Yoğun halkla ilişkiler programlarının uyguladığı kampanya dönemlerinde, radyo-televizyon yayıncılarının bilgiye hızlı ulaşabilmeleri, ellerinde malzemeleri antene kolayca aktarabilmeleri için gerekli önlemler alınmalıdır. Yayıncıya kolaylık sağlamak halkla ilişkiler uzmanının temel görevidir.
-
Radyo-televizyon yayınlarında yer alacak kişilerin konularına egemen olmaları, giyim ve görünümleriyle temsil ettikleri kuruluşun konumuna uygun bir imaj oluşturmaları sağlanmalıdır.
-
Radyo ve televizyon yayıncıları, yoğun halkla ilişkiler çalışmaları dışında da, değişik zamanlarda meydana gelen gelişmelerden bilgili kılmanın yolları aranmalıdır. Özel temaslar, özel dosyalar, fotokopiler, özel yemek ve söyleyişiler, bu amaçla yapılacak çalışmalardır(Gürgen, 1994: s.75).
-
Radyo-televizyon yayıncılarıyla ilişki, yalnız kendi uğraşlarıyla ilgili bilgi almak için değil, onlardan bilgi almak içinde geçerlidir. Sürekli gelişmelerin içinde olan ve izini süren radyo-televizyon yayıncıları aynı zamanda halkla ilişkiler sorumluluklarının en iyi özel kaynağı durumunda olabilirler.
-
Radyo-televizyon haber bültenleri ve programları özenle izlenmelidir. Halkla ilişkiler görevlisinin kendi kurumunu ya da alanını ilgilendirecek çeşitli bilgiler bu yayınlarda aktarmaktadır geri beslemenin bir yolu da, halkın dilinden ve gözünden yayın yaptıüı varsayılan radyo ve televizyonda söylenenlerden yararlanmaktır.
Eğer hakla ilişkiler temsilcileri bu unsurları olduğu gibi eksiksiz bir şekilde yerine getirdikleri takdirde günümüzün en etkili kitle iletişim aracı olan radyo ve televizyondan en iti şekilde yararlanıp kurum veya ürün imajını en güzel şekilde yücelteceklerdir.
Ancak halkla ilişkiler uzmanları yazılı basında olduğu gibi görsel basında da bir takım bültenler vb. basını bilgilendirici malzemeler halkla ilişkileri uygulayabilmek için yollamaları gerekmektedir.
Dostları ilə paylaş: |