İbrahim rağbet 4036531124 Danışman Yrd. Doç. Dr. Ali Korkmaz



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə3/27
tarix30.07.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#63178
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27










GİRİŞ

Halkla ilişkiler kuruşla bireyler arasında güvenilir bir ortam olmasını sağlamaktadır. Basın başlayan bu süreç tüm iletişim alanlarına yayılarak devam etmektedir. Günümüzde artık büyük şirketler halkla ilişkiler departmanı veya basın ile ilişkiler bölümlerini bünyelerinde barındırmaya başlamışlardır. Bunu sebebi de imajını daha da yükseltmek, itibarını korumak ya da kazanmak gibi amaçlarla halkla ilişkiler mesleğinden yararlanmaktadırlar. Halkla ilişkiler uzmanları da bu girişimleri yapmak için öncelikle medyaya başvurmaktadır. Çünkü yazılı, görsel ve işitsel medya ile kuruluşun bütün hedef gruplarına daha kolay ve daha az maliyetle ulaşma imakını vardır. Bu yüzden halkla ilişkiler uzmanları medyada çalışan görevlilerle ilişkileri sıcak tutmak mecburiyetindedir. Basına karşı sürekli bir hoşgörü içerisinde olması kuruluş çıkarları açısından oldukça önemlidir. Bunu başarması için gazetecilerin kuruluş için istedikleri materyalleri hızlıca gazetecilere ulaştırmak ya da basın için Türkiye’de henüz tam olarak aktif bir şekilde oluşturulmayan web sitesi oluşturularak yapılmalıdır. Bunun haricinde basını bilgilendirmek için çeşitli bilgilendirici malzemeler hazırlanmalıdır. Bu hazırlanacak malzemeler çok dikkatli bir şekilde hazırlanmalıdır ki aksi takdirde iyi hazırlanmamış bir çalışma basın içerisinde kendisine yer bulamayacaktır.

Halkla ilişkiler ve medya arasında ilişkiler oldukça tuhaf bir şekilde ilerlemektedir. İki sektöründe birbirleriyle dayanışma içerisinde yaşadıkları zamanlarda olur aynı zamanda birbirlerini eleştirdikleri, zıt kutuplara düştükleri zamanlarda. Ancak bir halkla ilişkiler uzmanı medya ile zıt düştükleri zaman hiçbir şekilde gazetecilere ve medyaya küsmemelidir. Bu durumu Metin Kazancı şöyle dile getirmiştir: “ Basına küsen bir halkla ilişkiler uzmanı, aynı zamanda kendi mesleğine de küsmüş demektir.” Şeklinde ifade ederek medyanın bir halkla ilişkiler uzmanı için ne denli önemli olduğunu açık bir şekilde belirtmiştir.

BİRİNCİ BÖLÜM

HALKLA İLİŞKİLER KAVRAMI, TARİHÇESİ VE MEDYA İLE İŞİLŞKİSİ

1.1. Halkla İlişkiler Kavramı ve Tanımı


20. Yüzyıl başlarında önem kazanmaya başlayan halkla ilişkiler kavramı ile ilgili olarak birçok tanımlar yapılmıştır. Toplumda yönetenler ile yönetilenlerin olmasıyla birlikte halkla ilişkiler uygulamalarına rastladığı bilinmektedir. Bu anlamda halkla ilişkiler çalışmalarını çok daha öncelere götürmek mümkündür. Halkla ilişkiler kavramı bu tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişimler ve diğer alanlarla olan ilişkisi ve bu alanlarda uygulanabilir olmasından dolayı tek bir tanım üzerinde uzlaşma sağlanamamaktadır (Kazancı, 1982: s.36)

Sosyal bilimlerle uğraşan kişilerin karşılaştıkları temel zorlukların başında, soyut olanlarla uğraşmaları ve daha önemlisi, uğraş konularının insan olmasından dolayı, homojen yaklaşımların geliştirilmemesi gelir. Özellikle yönetim ve halkla ilişkiler gibi alanların uzun yıllar boyunca sanat mı, bilim mi oldukları tartışılmıştır. Halkla ilişkilerin, sanat boyutunun bilim boyutundan daha ağır bastığı belli çerçevelerce kabul edilmektedir. Aslında beşeri ilişkilere dayalı alan tüm bilimsel araştırmalara benzer tartışmalara şahit olmak mümkündür.

Halkla ilişkilerin bilimsel yanı, bir bilimin konusunu oluşturması ve öğretebilmesi oluştururken, öğrenilen bilgilerin gerçek hayata aktarılması sırasında, uygulayıcıların kişilik özellikleri işin içine karışmakta, aynı eğitimi almasına karşın bir halkla ilişkilerci, diğerlerinden daha başarılı olabilmektedir. Bu da halkla ilişkilerin sanat yanını oluşturmaktadır (Budak ve Budak, 2000: s.5)

Halkla ilişkiler, pek çok akademik disiplini kapsar. Halkla ilişkilerin rolü kendi ilgili öğelerini tahlil etmek, eleştirel bir gözle incelemek ve bunları tutarlı bir şekilde profesyonel uygulamalara dönüştürmektedir. Halkla ilişkiler, akademik çalışmalarda zaten mevcut olan öğeleri harekete geçirmeye ve bunları uzmanların kullanımına uygun metodolojiler haline getirmeye ihtiyaç duyar (Karadeniz, 2010:s.2).

Halkla ilişkilerin en önemli amacı, kurumun genel stratejisi ve politikaları içinde kalarak, örgütün ekonomik ve sosyal çıkarlarını en üstü düzeye çıkartmak için, hedef kitlenin örgüt hakkındaki duygu ve düşüncelerini etkilemek ve güvenilen, prestij sahibi bir kuruluş olması için çaba sarf etmektedir. Tartışmasız olan bir şey varsa, o da bu çalışmaların doğru bilgiye ve dürüstlüğe dayanan bir biçimde yapılacak olmasıdır. Amaç, hedef kitlenin de tepkilerini dikkate olarak örgütün çalışma ve politikalarını toplum yararına paralel hale getirmek karşılıklı anlayış ortamı hazırlamaktır (Onal, 2000: s.8)

Halkla ilişkiler disiplinler arası bir faaliyettir iyi bir halkla ilişkiler uzmanı tüm bilim alanları hakkında fikir sahibi olmalıdır. Belki de bu nedenden dolayı halkla ilişkiler uzmanlarının, değişik alanlardan çıkmaları söz konusu olmaktadır (Budak ve Budak, 2000: s.5)

Bilim ve teknolojinin akıl almaz yükselişine paralel olarak; toplum kültürünün, yaşam tarzının değişmesi, insanoğlunun ihtiyaçlarının çelişmesi ve bununla ilişkili olarak üretim tarzının şekillenmesi ile ortaya çıkan hâkim ekonomik düzen birçok kavram ve anlayışı da beraber getirmiştir. Bu değişimin etkisinde kalan toplumsal yaşamda halkla ilişkiler kavramından artık sıkça duyulan kullanılan kavramlardan biri olmuştur.

Günümüzün ekonomik düzeninde, komu veya özel sektör olarak faaliyet gösteren ve örgüt olarak nitelendirdiğimiz tüm işletme/kurumlar ayakta kalabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek için mal veya hizmet üretmek, ürettikleri bu mal veya hizmeti satmak zorundadırlar. Bir başka ifade ile işletmeler, tüketicilerin ihtiyaçlarına yönelik üretim yapmak, üretilen mal veya hizmete ihtiyaç duyan ancak çeşitli seçeneklere sahip tüketicileri de ikna etmek durumundadırlar (Kalyon, 2007: s.3). Bu durumdan dolayı şirketler halkla ilişkiler departmanına ihtiyaç duymuşlarıdır ve hızlı bir biçimde yaygınlaşmasına günümüz en hızlı gelişen bilim dalı olmasına sebep olmuştur.



Halkla ilişkilerin kesin bir tanımını yapmak güçtür. Sosyal Bilimler alanına giren böyle bir konunun kesin olarak sınıflandırılması olanağı bulunmadığı için, tabi atiyle verilen tanımlar değişik olacaktır. Amerika Halkla İlişkiler Birliğinden (Public Relations Society of America) bir uzman halkla ilişkilerin iki yüz kadar değişik tanımını saptamıştır (Tortop, 1973: s.5) Bu tanımlardan bazıları:

  • Halkla ilişkiler derneklerine göre halkla ilişkiler “kuruluş yöneticilerinin programlarını uygulayabilmek, hem kuruluşa hem de halkla hizmet verebilmek noktasında çeşitli eğilimler, istekleri yorumlamak ve oluşabilecek sorunları tahmin etmeye yönelik sosyal bilim ve sanattır” (Aktaran, Yavuz, 2008: s.1)

  • M. Croizier’e göre halkla ilişkiler; “ Dış alemin sempati ve iyi niyeti sağlamak amacı ile yönetici ve müteşebbislerin başvurdukları usullerin tümüdür.” (Aktaran, Abadan, 1973: s.5)

  • İngiltere Halkla İlişkiler Enstütüsü halkla ilişkileri, “ Bir kuruluş ile onun hedef kitlesi arasında iyi niyet ve karşılıklı anlayışa dayalı ilişkiler sürdürmeye yönelik daha önceden planlanmış çabaların tümüdür.” (Aktaran, Yavuz, 2008: s.1)

  • Uluslar arası Halkla İlişkiler Birliği, (IPRA- İnternational Public Relations Association) “ Halkla ilişkiler bir işletmenin ya da özel veya kamusal bir kuruluşun bağlantı kurduğu veya kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim görevidir.” (Aktaran, Onal, 2000: s.16)

  • F. Jefkins’e göre halkla ilişkiler; “ Halkla ilişkiler, örgütle hedef kitle arasında iyi niyet ve ortak bir ortam yaratmak ve geliştirmek için gösterilen planlı ve örgütlü bir çalışmadır.”(Aktaran, Onal, 2000: s.16)

  • Prof. Dr. Güngör Onal’a göre; “özel veya kamusal kurum ve kuruluşların veya kamuoyu önüne çıkmış bireylerin, ilişkide olduğu veya olabileceği çevrelerin sevgi, anlayış, güven ve desteğini elde etmek ve bunu sürdürmek için sürekli olarak yerine getirilmesi gereken bir yönetim işlevidir.” (Onal, 2000: s.16)

  • Webster sözlüğünde halkla ilişkiler; “ kamu ile bir kurum, firma ya da kişi arasında iyi niyeti ve karşılıklı anlaşmayı geliştiren bilim ve sanattır.” (Antaran, Hekimgil, 1968: s.16)

  • Betül Mardin’e göre halkla ilişkiler; “Doğru bilgi veren ve ikna etme yönteminin planlı olarak uygulamaya geçilmesidir.”

  • Filiz Balta Peltekoğlu’na göre halkla ilişkiler; “Hedeflerini gerçekleştirmede yardımcı olan, önem sırası bazen tüketici bazen dağıtıcı bazen de çalışanlar gibi örgütün yapısına göre değişiklik gösteren, hedef kitlelerle gerçekleştirilen stratejik bir yönetim biçimidir.”

  • Cutlip Center’a göre halkla ilişkiler; “Kurumun başarı veya başarısızlığının bağlı olduğu, hedef kitleleri arasında karşılıklı yarar ilişkisi kuran ve devam ettiren bir yönetim fonksiyonudur.

  • Halkla İlişkiler, bir işletme ile hedef kitle arasındaki karşılıklı iletişimi, anlayışı oluşturmaya ve sürdürmeye yardımcı olan ayrıcalıklı bir yönetim fonksiyonudur. (Aktaran, M. Akdağ)

  • Aleaddin Asna’ya göre; “Halkla ilişkiler, özel ya da tüzel kişilerin belirlenmiş kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek onları olumlu inanç ve eylemlere yönelten, tepkileri değerlendirerek tutumuna yön veren, böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır.”

Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin