İÇİndekiler idari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Hitaplı Yazılar



Yüklə 1,66 Mb.
səhifə13/21
tarix07.04.2018
ölçüsü1,66 Mb.
#47482
növüYazı
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   21

V- Sonuç ve Görüş Özeti: Yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere, TARBİS projesinde yüklenici firma sözleşme ve ihale dokümanı belgelerde açıkça belirtildiğinden

yapılacak işi hacim ve kapsamını bilerek kabul etmiştir. Bu nedenle yüklenici firmanın bilişim teknolojileri alanında kurulmuş bir şirket olduğu da göz önüne alındığında en az 362 TB’lık disk alanı ihtiyacını öngöremediği iddia edilemez. Zaten ihale dokümanlarında en az 10 TB

denildiğinden, projenin ihale dokümanında belirtilen kapsamı da göz önüne alındığında en az 362 TB’ı yüklenici firmanın karşılaması gerektiği düşünülmektedir.
İhale dokümanlarında belirtilen “en az 10 TB” deyimi, 10 TB’ ın altında kalan örneğin 5 TB’lık bir veri büyüklüğü ile çalışmaların tamamlanması halinde dahi AHVDS’nin en az 10 TB olacağını belirtmektedir. Eğer proje kapsamındaki veri büyüklüğü 10 TB’ın üzerinde ise (olayda olduğu gibi) yüklenici firmanın bu veri büyüklüğünün tamamını

karşılayacak büyüklükte AHVDS sağlamak yükümlülüğünde olduğu açıktır. Zira ihale dokümanında “en az” ibaresinin kullanılmış olması ve yüklenici firmanın ihale dokümanında yer alan projeye giren belgelerin sayısallaştırma işleminin kapsamını bilerek ihale konusu işin yapımını üstlendiği de açıktır. İhale konusu işin kapsamının İdaremiz tarafından anlaşmadan sonra artırılması, değiştirilmesi de sözkonusu değildir.

Zaten sözleşme ile yüklenici firmanın 10 TB’a kadar AHVDS sağlaması istenseydi; “en az” ibaresi kullanılmayıp, “yüklenici firma tarafından 10 TB’a kadar AHVDS sağlanır” şeklinde bir düzenleme yapılırdı.

Sonuç olarak, başkaca bir engel yoksa, ihtiyaç duyulan (yüklenici firmanın yaptığı hesaplara göre) en az 362 TB’lik AHVDS gerekli genişleme modülleri ile birlikte yüklenici firma tarafından karşılanmalıdır. Eğer ileri aşamada gerçek ihtiyacın bu miktarın da üzerinde olduğu anlaşılırsa yüklenici firmanın bu miktarı da karşılamakla yükümlü olduğu düşünülmektedir.


T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Görüşe konu olayla ilgili, yukarıda açıklanan hususlar da göz önüne alınarak, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, TARBİS İhale Dokümanları (Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname, Sözleşme Tasarısı, v.s. ) ile ilgili mevzuata uygun olarak karar vermek üzere takdir uygulayıcı makam olan Başkanlığınıza ait bulunmakta olup, bilgilerini rica ederim.

Ali Ramazan ACAR

I. Hukuk Müşaviri

TAPU DAİRESİ BAŞKANLIĞI

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1.TKG.061-647-03-01-07-308/ / /2007

Konu : …………………



TAPU DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

İlgi: 20/03/2007 tarihli ve 874 sayılı yazınız.


I- Hakkında hukuki görüş sorulan mesele:
……………. Tapu Sicil Müdür Yardımcısı ………………………..kendi talebi doğrultusunda 14/03/2006 tarihli Makam Oluru ile Ödemiş Tapu Sicil Müdürlüğünde harcırahsız olarak geçici görevlendirildiği, ancak adı geçenin 19/02/2007 tarihli dilekçesi ile, geçici görevlendirildiği sürelere ilişkin olarak harcırah talebinde bulunduğu, ilgi yazı ve eki belgelerden anlaşılmaktadır.
II- Görüş isteyen birimin 26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı Genelge hükümlerine göre yaptığı inceleme ve neticesi:
Adı geçenin harcırah talebi yerinde görülmemekle birlikte, gerekçe belirtilmemiştir.
III-Konuyla ilgili Anayasa, Kanun, Tüzük, Yönetmelik ve diğer mevzuat hükümleri ile yargı kararları:
Bilindiği üzere, 6245 sayılı Harcırah Kanununun 3. maddesinde, “Harcırah” kavram olarak tanımlanırken, ne tür ödemelerin bu kapsama gireceği de ayrıca belirtilmiştir. aynı şekilde 1. madde de Kanunun kapsamına giren Kamu Kurum ve Kuruluşları sayılmıştır.
Harcırah, buna hak kazananların bir yere sürekli veya geçici bir görevle gönderilmeleri halinde yolculuk dolayısıyla harcanmak üzere verilen parayı ifade etmektedir. Harcırah deyimi yasanın ifade ettiği anlamda bu yasaya göre ödenmesi gereken yol masrafı, gündelik, aile masrafı ve yer değiştirme masrafından birini, bir kaçını veya tamamını içermektedir. Harcırahın unsurları da diyebileceğimiz bu elemanların tamamı birlikte harcırahı ifa ettiği gibi, her biri de yalnızca harcırahı ifade etmektedir.

Yukarıda tanımlanan harcırah kavramı kapsamında, yol masrafı ve yevmiyeyi kapsayan geçici görev harcırahına ilişkin olarak, 6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun 14. maddesinde, ”Aşağıda gösterilen memur ve hizmetlilere muvakkat vazife harcırahı olarak yol masrafı ile yevmiye verilir ve hamal (Cins ve adedi beyannamede gösterilmek suretiyle) bagaj ve ikametgâh veya vazife mahalli ile istasyon, iskele veya durak arasındaki nakil vasıtası masrafları da ayrıca tediye olunur:” denilmektedir.


Aynı maddenin (1.) bendinde ise, “ Birinci maddede yazılı kurumlara ait bir vazifenin ifası maksadıyla muvakkaten yurt içinde veya dışında başka bir yere gönderilenlere;” ifadesine yer verilmiştir.

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği

Ancak, yurt içinde geçici görevlendirmeler nedeniyle harcırah olarak yol masrafı ve yevmiye ödenmesi anılan Yasa hükmüyle öngörülmüş ise de, geçici görev gündeliğinin verilebileceği azami sürelerde Kanunun 42. maddesinde, “ Geçici bir görev ile başka bir yere gönderilenlere, görev mahalline varış tarihinden itibaren bu Kanuna göre verilen gündelikler:

a. Yurtiçinde bir yıllık dönem zarfında aynı yerde, aynı iş için ve aynı şahsa 180 günden fazla verilemez. İlk 90 gün için tam, takibeden 90 gün için 2/3 oranında ödenir.

b. Yurtdışında ilk 180 gün tam ve müteakip günler için 2/3 oranında ödenir.

Geçici görevlendirmelerde meydana gelecek ara vermeler bu müddetleri veya gündelik miktarını artırmaya neden olamaz…” şeklinde sınırlamaya tabi tutulmuştur.

Ayrıca, Danıştay’ın benzer konuya ilişkin olarak verdiği kararlarda; kişinin kendi talebi doğrultusunda harcırahsız olarak naklen yapılan atamalarda, “harcırahsız” ibaresinin yeraldığı atama onayının kişiye tebliğinden itibaren 2577 sayılı Yasada öngörülen sürelerde dava açmaması ve aynı Yasada öngörülen sürede idareye başvurulmamış olması nedenleriyle, dava süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.


IV-Değerlendirme ve Sonuç:

Anılan yasal gerekçeler doğrultusunda, yurt içinde geçici görevlendirmeler nedeniyle harcırah olarak yol masrafı ve yevmiye ödenmesi, ilk 90 gün için tam, takibeden 90 gün için ise 2/3 oranında öngörülmüş ise de; ………………………………. kendi talebi doğrultusunda 14/03/2006 tarihli Makam Oluru ile Ödemiş Tapu Sicil Müdürlüğünde harcırahsız olarak geçici görevlendirildiği göz önünde bulundurulduğunda harcırah talebinin yerinde olmadığı, bu nedenle Başkanlığınızın ilgi yazıdaki görüşü doğrultusunda işlem yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.


Bilgilerini rica ederim.

Ali Ramazan ACAR

I. Hukuk Müşaviri


T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1TKG061-647-03-01-07-801/ / /2007

Konu : Aday Memurun İşlem Yapma Yetkisi




TAPU DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi: : 21/08/2007 tarihli ve B.09.1.TKG0120002-900.99/2903 sayılı yazınız.
I.Hakkında hukuki görüş sorulan mesele: Başkanlığınızdan alınan ilgi yazıda; Aday memurun aday olarak atandığı kurumun hizmeti ile ilgili konularda yetişmesi, başarısının ölçülmesi, hakkında müdürlük görüşünün oluşabilmesi için zaman zaman işlem havale edilmesi ve akitli-akitsiz işlem hazırlamasının; bu aday memur tarafından hazırlanan işlem evrakının tüm imza aşaması tamamlanmadan önce yetkili bir personel tarafından kontrol edilip, imzalandıktan sonra işlemin tekemmül ettirilmesinin faydalı olacağı görüşü belirtilerek bu şartlarla aday memurların akitli-akitsiz işlem hazırlayıp hazırlayamayacakları hakkında Müşavirliğimiz görüşü talep edilmiştir.

II.26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı genelge ve İmza Yetkileri Yönergesine göre yapılan inceleme ve neticesi: : Hukuki açıdan tereddüde düşülen veya anlaşılamayan hususun ne olduğunun belirtilmiş olduğu ve konuya ilişkin Başkanlık görüşünün bildirildiği gözlenmiştir.

III.Konuyla ilgili kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer mevzuat hükümleri ile yargı kararları:

2644 sayılı Kanunun 26/1. maddesi “…resmi senetler tapu sicil muhafızları veya memurları tarafından tanzim edilir.”, 26/3.maddesi “…resmi senedi, taraflar ile hazırlayan memur ve tapu sicil muhafızı imzalar…” hükmünü, Tapu Sicil Tüzüğünün 16/2. maddesi ise “Tarafların imzası alındıktan sonra resmi senedi, müdür ve düzenleyen memur da imza ederler…” hükmünü içermektedir .

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706. maddesi “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.” kuralını koymuştur.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 54. maddesi “Sınavlarda başarılı olanlardan Devlet memurluğuna girmek isteyenler başarı listesindeki sıraya ve 47. maddeye göre ilan edilen kadro sayısı kadar, kurumlarınca memur adayı olarak atanırlar.

Aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az, iki yıldan çok olamaz ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz.”

“Adayların yetiştirilmesi” başlığını taşıyan 55. madde “Aday olarak atanan memurların önce bütün memurların ortak vasıfları ile ilgili temel eğitime, bilahara sınıfları ile ilgili hazırlayıcı eğitime ve staja tabi tutulmaları ve Devlet memuru olarak atanabilmeleri için başarılı olmaları şarttır.

Temel eğitim ile hazırlayıcı eğitim aynı kurumda yapılır.

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği

Eğitim süreleri, programları, değerlendirme esasları ve hangi kurumların sorumluluğunda yapılacağı ve diğer hususlar Başbakanlıkça hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir”.

“Adaylık devresi içinde göreve son verme” başlığını taşıyan 56. madde “Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin sicil amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişikleri kesilir.

İlişikleri kesilenler ilgili kurumlarca derhal Devlet Personel Başkanlığına bildirilir”.

“Adaylık süresi sonunda başarısızlık” başlığını taşıyan 57. madde “Adaylardan en geç iki yıl içinde Devlet memuru olabilmeleri için olumlu sicil alamayanların sicil amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir. İlişikleri kesilenler ilgili kurumlarca derhal Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Adaylık devresi içinde veya sonunda, 56’ncı ve bu madde hükümlerine göre ilişikleri kesilenler (sağlık nedenleri hariç) 3 yıl süre ile Devlet memurluğuna alınmazlar. “

“Asli memurluğa atanma” başlıklı 58. madde “Adaylık devresi içinde eğitimde başarılı olan ve olumlu sicil alan adaylar sicil amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile onay tarihinden geçerli olmak üzere asli memurluğa atanırlar.

Asli memurluğa geçme tarihi adaylık süresinin sonunu geçemez.”

Hükümlerini içermektedir.

Aday Memurların Yetiştirilmelerine Dair Genel Yönetmeliğin 3/a maddesinde aday memur, ilk defa Devlet memurluğuna atanacaklar için uygulanacak merkezi sınavı kazanarak temel, hazırlayıcı eğitim ve staja tabi tutulmak üzere herhangi bir kurum ve kuruluşa atananları, 3/b maddesinde ise asli memur: adaylık süresi içinde temel, hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarılı olan ve bu süre içinde olumlu sicil alarak adaylığı kaldırılan kişileri; şeklinde tanımlamıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde de “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.” hükmü yer almıştır.

IV. Değerlendirme

Yukarıdaki hukuk kurallarının birlikte değerlendirilmesinden görüleceği üzere Devlet memurluğunun aday ve asil olmak üzere iki aşamaya ayrılması gerektiği ve adaylık döneminin de bir kamu görevlisinin iş yapma kabiliyetine sahip olup olmadığının, hal ve hareketlerinin memuriyetle bağdaşıp bağdaşmadığının tespit edileceği bir dönem olduğu açıktır.

Aday memurun hizmetle ilgili konularda yetişmesi, kendini geliştirmesi ve bu aşamaları gerçekleştirirken de başarısının ölçülebilmesi için her türlü işlemin hazırlanmasında deneyim kazandırılması, gerçekleştirdiği bütün işlere katılmasının sağlanması ve bu suretle adaylık süresi sonunda hakkında Müdürlük görüşünün oluşması esastır.

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği

V.Sonuç

Açıklanan nedenlerle; Medeni Kanunun 706, 1007, Tapu Kanununun 26, Tapu Sicil Tüzüğünün 16, 657 sayılı Yasanın 54-58 ve Aday Memurların Yetiştirilmelerine Dair Genel Yönetmelik hükümleri uyarınca henüz asli memurluğa ataması yapılmayan aday memurların her türlü işlemin hazırlanmasında yetiştirilmek amacıyla görev alması, işlemi hazırladıktan sonra (hazırlayan sıfatıyla) imzalaması ve tapu sicil müdürü tarafından da imzalanmak suretiyle işlemin tekemmül ettirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Bilgilerini rica ederim.

Ali Ramazan ACAR

I.Hukuk Müşaviri

TASARRUF İŞLEMLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1TKG061-647-03-01-07-101/ / /2007

Konu :
TASARRUF İŞLEMLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA


İlgi: 05/01/2007 tarihli ve 1248-20 sayılı yazınız,

İlgi yazınız ve eklerinin incelenmesi neticesinde, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesinin kesinleşmiş 07/02/2006 tarihli ve E.2006/30, K.2006/23 sayılı kararının uygulanması ile ilgili olarak ilgi yazınızda belirtilen görüşlere Müşavirliğimizce ilave edilecek başka bir hususun bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bildiğiniz üzere, Hukuk Müşavirliğimizin görevleri,3045 sayılı Kanunun “Danışma ve Denetim Birimleri” başlıklı üçüncü bölümünde yer alan 17.maddesi ve 14/12/2005 tarihli Makam Olur’u ile yürürlüğe giren Yönergenin 55,56 ve 57. maddeleri ile belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Hukuk Müşavirliği birimi öncelikle doğrudan Genel Müdürlük Makamına bağlı bir “danışma” birimidir.

3045 sayılı Kanunun Başkanlığınızın görevlerini düzenleyen 8.maddesinin (a) fıkrasında “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, merkez ve taşra birimlerinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarından, özel ve tüzelkişilerden gelen tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili her türlü hukuki konuları incelemek ve sonucunu ilgililere bildirmek”, (b) fıkrasında da “Tapu ve kadastro bölge ve tapu sicil müdürlüklerince akit ve tescil işlemlerinin reddine dair verilen kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve görüşünü Genel Müdürlüğe sunmak.” görevleri Başkanlığınıza ait görevler arasında sayılmıştır.

Diğer yandan, Hukuk Müşavirliğimizden görüş istenilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen 26/12/2005 tarihli ve 2005/20 (1614) sayılı Genelge’de görüş taleplerine ilişkin yazılarda “yapılacak uygulamaya esas olacak emirlerinizin/talimatlarınızın bildirilmesi” v.s şeklinde beyanlarda bulunulmaması gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Bu itibarla ilgi yazıda her ne kadar “mahalline verilecek talimata esas olmak üzere” konuya ilişkin görüşümüz istenmekte ise de, bu ifadenin anılan genelgeye aykırı olduğu, kaldı ki, Mahalline verilecek talimatla ilgili takdirin, kararın ve sorumluluğun yukarıdaki mevzuat uyarınca Başkanlığınıza ait olduğu hususlarının bilinmesi ve benzer durumlarda buna göre hareket edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.


Bilgilerini rica ederim.

Ali Ramazan ACAR

I. Hukuk Müşaviri

Ek:Dosya
T.C.



BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1.TKG.061-647-03-01-07-107/ …/01/2007

Konu :
TASARRUF İŞLEMLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA


İlgi: a)07/02/2006 tarihli ve 200-486 sayılı yazınız,

b)18/12/2006 tarihli Genel Müdürlük Oluru.

.

I.Hakkında hukuki görüş sorulan mesele:
İlgi yazınız ve dosyadaki belgelerin incelenmesinden; dilekçi ESTİ Eğitim Sağlık Turizm İnşaat Ticaret Ltd. Şirketinin Yenimahalle 2.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü yetki alanındaki Alacaatlı Köyü 43663 ada 3 no.lu parsel maliklerden İdris Kılıçarslan ve Erdal Kılıçarslan ile Ankara 13.Noterliğince düzenlenmiş 22/11/2000 tarihli ve 74212 sayılı Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yaptıkları ve bu sözleşmeyi 22/01/2001 tarih ve 298 yevmiye ile tapu siciline şerh ettirdikleri,
Tarafların Ankara 25. Noterliğince düzenlenmiş 12/10/2006 tarih ve 37731 sayılı fesihname ile yukarıda bahsedilen sözleşmeyi karşılıklı olarak feshettikleri ve taraflardan ESTİ Eğitim Sağlık Turizm İnşaat Ticaret Ltd. Şirketinin ilgili tapu sicil müdürlüğüne müracaatla yukarıda bahsi geçen sözleşmeye ait şerhin tapudan terkinini talep ettiği; ilgili tapu sicil müdürlüğünün konuyu Tapu ve Kadastro I.Bölge Müdürlüğüne aksettirerek ESTİ Eğitim Sağlık Ticaret İnşaat Ltd. Şti. hissesi üzerinde 13 adet haciz bulunduğundan bahisle fesihnameye dayalı olarak bahsi geçen şerhin kaldırılıp kaldırılamayacağını soru konusu ettiği, Bölge Müdürlüğünce 05/12/2006 tarih ve B.09.1.TKG1010001-106.01.04/2193 sayılı yazıyla, üzerinde haciz bulunması nedeni ile şerhin bu haliyle terkin edilemeyeceğinin Yenimahalle 2.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğüne iletildiği,

Bu kere ESTİ Şirketinin Genel Müdürlüğümüze müracaatla söz konusu şerhin terkini için mahalline talimat verilmesini talep ettiği,


Başkanlığınızın anılan satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi şerhi hak sahibinin talebi halinde haciz lehtarlarının muvafakatlarının alınması suretiyle terkin edilebileceğinin düşünüldüğü,
dosyasından anlaşılmaktadır.
II. 26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı Genelge hükümlerine göre yapılan inceleme ve neticesi: Hukuki açıdan tereddüde düşülen veya anlaşılamayan hususun ne olduğunun belirtilmiş olduğu ve konuya ilişkin Başkanlık görüşünün bildirildiği gözlenmiştir.


  1. Konuyla ilgili kanun ve tüzük hükümleri

Borçlar Kanununun 22. maddesi “Akit yapmak vadi” başlıklı olup; “Bir akdin ileride inşa edilmesine dair yapılan mukavele muteberdir.


Kanun iki tarafın menfaatleri için bu akdin sıhhatini bir nevi şekle riayet etmeğe tabi kıldığı takdirde, bu şekil o akdin yapılması taahhüdüne de tatbik olunur.” hükmündedir.

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Noterlik Kanununun 60.maddesinin 3 no.lu bendi hükmüne göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmak görevi noterlere aittir.
Tapu Kanununun 26. maddesinin 5.fıkrası :Noterlik Kanununun 44 üncü maddesinin (B) bendi mucibince noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri de taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir.
Medeni Kanunun 1009. maddesi : Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir.
Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir
Medeni Kanunun 1014. maddesi : “Bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesi, ancak bu kaydın kendilerine hak sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabilir”.
Hükmündedir.
Tapu Sicil Tüzüğünün 78. maddesi; “Terkin İstemi” başlıklıdır.
         Madde 78 – Tapu sicilinde terkin, hak sahibinin veya yetkili makamın istemine ya da mahkeme kararına dayalı olarak yapılır.
          İpotekli borç senedi ve irat senetlerinin terkininde bu senetlerin müdürlüğe ibrazı veya mahkemece hükümsüzlüğüne karar verilmiş olması zorunludur.
          Kayıtların terkininde tescil istemleriyle ilgili hükümler aynen uygulanır.
          Kanunda açıkça gösterilen haller ile şerhedilmiş şahsi haklarda ve tescil edilmiş arzi ve şahsi irtifak haklarında belli bir süre söz konusu ise, bu sürenin dolması halinde taşınmaz mal malikinin istemi üzerine de terkin işlemi yapılabilir.
İcra ve İflas Kanunu Madde 91 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/50 md.)
(Değişik: 9/11/1988 - 3494/10 md.) Taşınmazın haczi ile tasarruf hakkı Medeni Kanunun 920 nci maddesi anlamında tahdide uğrar. Sicile kaydedilmek üzere haciz keyfiyeti, ne miktar meblağ için yapıldığı ve alacaklının adı ile tebliğe yarar adresi icra dairesi tarafından tapuya ve mahcuz gemi ise kayıtlı bulunduğu daireye bildirilir. Adresi değişen alacaklı masrafını vermek sureti ile yeni adresinin tapuya bildirilmesini icra dairesinden istemeye mecburdur.
IV-Değerlendirme:
Anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde öncelikle satış vaadinin tanımı ve hükümlerine bakmamız gerekir. Satış vaadi, ileride yapılacak satış akdinin taahhüdü niteliğinde olan bir “önakittir”. Satış vaadinin şerhi ile mülkiyet geçmez, yalnızca mülkiyetin geçirilmesini isteme hakkı doğar.
Taşınmaz Satış Vaadinin Hükümleri;

  1. Taraflar arasında

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği

Taşınmaz satış vaadi, nasıl kararlaştırılmışsa ona göre, yalnız bir tarafa veya her iki tarafa asıl satış akdinin yapılmasını isteme hakkını verir. Başka bir deyimle, satış vaadinin ifası asıl akdin yapılması için gerekli irade beyanında bulunmak suretiyle olur; yoksa yeniden tapu memurunca kesin satışa dair senet düzenlenmeksizin, satış vaadine dayanılarak tescil talebinde bulunulamaz.

Asıl satış akdinin yapılmasını istemeğe hakkı olan taraf, bu isteğini karşı tarafa beyan edince, karşı taraf için asıl akdi yapma borcu doğar; böylece bu beyan, yenilik doğurucu bir hakkın kullanılması niteliğini taşır. Bu beyan üzerine , taraflar asıl satım akdini yapmadıkça aralarında satım ilişkisi doğmaz. Satış vaadi bu bakımdan alım (iştira) sözleşmesinden ayrılır.

Satış vaadinin yerine getirilmesi vaad edenin kusuruyla imkansız hale gelirse, kendisine vaadde bulunulan ondan tazminat isteyebilir.

b) Üçüncü kişilere karşı

Tapu Kanununun 26. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca “…noterler tarafından tanzim olunan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri… taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir”. Bu hükme göre gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde şerh anlaşmasının yapılmış olması gerekli değildir. Ayrıca lehine vaad yapılana tasarruf yetkisi bulunmadığı halde, şerh talebinde bulunmak hakkı tanınmıştır.

Kanunda satış vaadi sözleşmelerinin şerhinden bahsolunmakta ise de, şerh verilecek olan bu sözleşmelerle tanınan satın alma hakkıdır. Bu satın alma hakkının şerhi, onun taşınmaz üzerinde sonradan mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak iktisap edenlere ve sonradan şerh verilmiş şahsi hakların sahiplerine karşı ileri sürülmesini mümkün kılar.

Satın alma hakkının şerh verilmesi, şerhten sonra taşınmazda alıcının hakkıyla bağdaşamayacak haklar kazanmış olanların bu haklarının ortadan kaldırılmasını sağlar.

Satış vaadi sözleşmesinin şerh verilmesinden itibaren beş yıl içinde esas satış akdi yapılmazsa, bu şerh tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından resen terkin olunur. (Tapu K. Md. 26 f.6). Bu beş yıllık süre sözleşmenin şerh verdirilmesine değil, yapılmış şerhin etkisini sürdürebilmesine ilişkindir.

Diğer bir konu da haciz lehtarlarının muvafakatlarının aranıp aranmayacağı hususudur.

Olayımızda taraflar Borçlar Kanunu 22 ve Noterlik Kanunu 60. maddenin 3. bendi hükümlerine göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmışlar ve bu sözleşme (ESTİ firmasının satın alma hakkı) Tapu Kanununun 26. maddesinin beşinci fıkrasıyla Medeni Kanunun 1009. maddesi hükmüne uygun olarak tapu siciline şerh edilmiştir. Bilahare muhtelif icra müdürlüklerince değişik tarihlerde, Ankara 13. Noterliğinden düzenlenmiş 21/11/2000 tarihli ve 74212 sayılı satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden, ESTİ Eğitim Sağlık Turizm İnşaat Ticaret Ltd. Şti.ne satılması vaad edilen hisse üzerine toplam 13 adet haciz şerhi işletilmiştir. Ancak taşınmazda ESTİ şirketinin bir hissesi yoktur, yalnızca satış vaadi sözleşmesinde ESTİ şirketine isabet eden kısım için haciz konulmuştur. Taraflar aralarında yaptıkları bir anlaşma ile satış vaadi sözleşmesini feshetmişler ve ESTİ firması tapu sicil müdürlüğüne başvurarak şerhin terkinini talep etmiştir.

Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde lehine satış vaadinde bulunulanın durumu sonraki şerhlerle ağırlaştırılamaz. ESTİ şirketi, Medeni Kanunun 1014 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 78. maddesi hükmüne uygun olarak terkin talebinde bulunmuştur. Bu terkin talebi Tapu Sicili Tüzüğünün 78. maddesinin ilk fıkrasındaki “tapu sicilinde terkin, hak sahibinin veya yetkili makamın istemine ya da mahkeme kararına dayalı olarak yapılır” hükmüne uygun olarak yapılmıştır. Tapu Sicili Tüzüğünün 78. maddesinin son fıkrası hükmü farklı bir duruma, belli bir süre öngörülmesi haline ilişkindir. “Kanunda açıkça gösterilen haller ile şerhedilmiş şahsi haklarda ve tescil edilmiş arzi ve şahsi irtifak haklarında belli bir süre söz konusu ise, bu sürenin



Yüklə 1,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin