İÇİndekiler idari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Hitaplı Yazılar


Sayı : B.09.1.TKG.061.647-03-01-06-910/ / /2007



Yüklə 1,66 Mb.
səhifə8/21
tarix07.04.2018
ölçüsü1,66 Mb.
#47482
növüYazı
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   21

Sayı : B.09.1.TKG.061.647-03-01-06-910/ / /2007

Konu : Zonguldak 1. Grup Kadastro İşleri İhalesi



KADASTRO DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

İlgi : a) 02/04/2007 tarihli ve 3339 sayılı yazıları,

b) 28/09/2006 tarihli ve 4834 sayılı yazımız,

c) 08/02/2007 tarihli ve 515 sayılı yazımız,

d) 19/02/2007 tarihli ve 1477 sayılı Makam Oluru,

e) 19/03/2007 tarihli ve 2706 sayılı Makam Oluru.

İlgi (a) yazı ve eklerinde, Zonguldak İli 1. Grup Sayısal Kadastral Harita Yapım İşi’nin sözleşmesinin fesih olurunu alacak ve tasfiyeyi yapacak görevli ve yetkili İdaremiz birimi konusunda ihtilâf olduğu belirtilerek Müşavirliğimiz görüşü sorulmakla keyfiyet incelenmiştir.

Söz konusu ihale ile ilgili olarak Müşavirliğimizce verilen ilgi (b) ve (c) sayılı görüşlerimizde, sözleşmenin 21/12/2006 tarihinde (4735 sayılı Kanun’un 22. maddesinin birinci fıkrası gereğince) feshedilmiş sayıldığı belirtilmiş olup, bu konuda bir ihtilâfın bulunmadığı anlaşılmaktadır.

3045 sayılı Kanun’un 11. maddesinde Kadastro Dairesi Başkanlığı’nın görevleri sayılmış olup, 11. maddenin (a) fıkrasında, “Taşınmaz malların kadastrosunu ve tapulamasını yapmak ve modern tapu sicillerini düzenlemek, bu amaçla kalkınma planları ve yıllık programlara uygun olarak iş planlamasını yapmak, kadastro çalışmalarını yönlendirmek ve yönetmek, her türlü istatistiki bilgileri toplamak ve değerlendirmek” ve (f) fıkrasında ise, “Genel Müdürlükçe verilecek benzeri görevleri yapmak” anılan Başkanlığın görevleri olarak belirtilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 39. maddesinin son fıkrasında ise, “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, bağlı olduğu Bakanlığın onayını almak kaydı ile, kadastronun fenni işlerinin bir kısmını veya tamamını gerçek veya tüzelkişilere ihale yolu ile yaptırabilir. Bu ihalelerde gelecek yıllara sari taahhütlerde bulunabilir.” hükmü yer almaktadır.

İlgi (d) sayılı Makam Oluru ile kurulan komisyon görüşü üzerine herhangi bir işlemin yapılmadığı ve ilgi (e) sayılı Makam Oluru’nun alındığı ve bu Olur’da, “fesih ve tasfiye ile ilgili işlemlerin Kadastro Dairesi Başkanlığı’nca yürütüleceği” belirtilmiştir.

T.C

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği

Taşınmaz malların kadastrosunu yapmak yukarıda belirtildiği üzere Kadastro Dairesi Başkanlığı’nın aslî görevidir. Hizmetin (kadastronun) özel kişiler aracılığıyla görülmesi, kimi üstün yetkiler çerçevesinde idarenin gözetim ve denetimi altında gerçekleştirilebilir.

İlgi (e) sayılı Makam Oluru ve yukarıda açıklanan hususlar neticesinde fesih olurunun Kadastro Dairesi Başkanlığı tarafından yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Bilgilerini rica ederim.



Ali Ramazan ACAR

I. Hukuk Müşaviri

PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞI

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1.TKG.061-647-03-01-07-203/ …/…/2007

Konu :


PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi: 14/02/2007 tarihli ve 4975 sayılı yazınız.
I. Hakkında hukuki görüş sorulan mesele:
İlgi yazınız eki dosyada mevcut olan belgelerden, Simav Kadastro Müdürlüğü kadastro teknisyeni Mehmet Akkoyun’un mahkeme kararıyla eşinden boşanmış olduğu ve müşterek çocuklarının velayetinin eski eşine verildiği, boşanma kararının kesinleşmesi üzerine adı geçene verilen aile yardımı ödeneğinin kesildiği ve eşine verilen sağlık karnesinin iptal edildiği, ancak çocuklar için aile yardımı ödenmeye devam edilerek sağlık karnelerinin annenin herhangi bir sosyal güvencesi olmaması nedeniyle iptal edilmediği, yapılan bu uygulamalar hakkında tereddüt hasıl olduğu anlaşılmaktadır.
II. 26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı Genelge hükümlerine göre yapılan inceleme ve neticesi:
Başkanlığınızın konuya ilişkin görüşünün bildirilmediği gözlenmiştir.


  1. Konuyla ilgili kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ve yargı kararları.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun “Aile yardımı ödeneği:” başlıklı 202. maddesi “ Evli bulunan Devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verilir.

(Değişik: 27/6/1989 - KHK - 375/10 md.) Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için 1500, çocuklarından herbiri için de 250 gösterge rakamının (72 nci ay dahil olmak üzere 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için bir kat artırımlı) aylık katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktar üzerinden ödenir. Ancak ikiden fazla çocuk için aile yardımı ödeneği verilmez. Eşlerden birine iş akdi veya toplu sözleşme gereği çocukları için yapılan aile yardımı ödeneği daha düşük ise, yalnız aradaki fark ödenir. (Ek: 9/4/1990 - KHK - 418/7 md.; iptal: Ana. Mah'nin 5/2/1992 tarih ve E. 1990/22, K. 1992/6 sayılı Kararı ile, Yeniden düzenleme:18/5/1994 - KHK - 527/9 md.) Bu fıkrada yer alan gösterge rakamlarını 3 katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.(1)(2)
Dul memurların çocukları için yukarıki fıkralar hükmü uygulanır.
Boşanma veya ayrılık vukuunda mahkeme bu yardımın hangi tarafa ve ne oranda verileceğini de kararında belirtir.
Devlet memurunun, geçimini sağladığı üvey çocukları için de bu ödenek verilir.”

hükmünü,
657 Sayılı Kanunun “Aile yardımı ödeneğinin ödeme usulü:” başlıklı 203. maddesi;


Aile yardımı ödeneği Devlet memurlarına her ay aylıklariyle birlikte ödenir.
Karı ve kocanın her ikisi de memur iseler bu ödenek yalnız kocaya verilir.

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Aile yardımı ödenekleri hiç bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir ve borç için haczedilemez.”

hükmünü,
Aynı Kanunun “Aile yardımı ödeneğine hak kazanma:” başlıklı 204. maddesi,


“Memur, eş için ödenen aile yardımı ödeneğine evlendiği; çocuk için ödenen yardıma da çocuğunun doğduğu tarihi takip eden ay başından itibaren hak kazanır.”
hükmünü amirdir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 205. maddesi;
Memur, eş için ödenen aile yardımı ödeneği hakkını eşinden boşanma veya eşinin ölümü, çocuk için ödenen yardım ödeneği hakkını da çocuğun ölümü veya 206 ncı maddedeki hallerin vukuunu takip eden ay başından itibaren kaybeder,
hükmü ile aile yardımı ödeneği hakkını kaybetmeyi düzenlemiş, 206. maddesiyle de çocuklara aile yardımı ödenmeyecek halleri düzenlemiştir. 206. madde hükmüne göre;



1.Evlenen çocuklar,
2. (Değişik: 21/4/2005-5335/28 md.) 25 yaşını dolduran çocuklar (25 yaşını bitirdiği halde evlenmemiş kız çocukları ile çalışamayacak derecede malûllükleri resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilenler için süresiz olarak ödeneğin verilmesine devam olunur
3. Kendileri hesabına ticaret yapan veya gerçek veya tüzel kişiler yanında her ne şekilde olursa olsun menfeat karşılığı çalışan çocuklar (Öğrenim yapmakta iken tatil devresinde çalışanlar hariç),
4. Burs alan veya Devletçe okutulan çocuklar,
çocuklar için yapılan aile yardımından yararlanamazlar.

Tedavi yardımına ilişkin olan 657 sayılı Kanunun 209.maddesinin birinci fıkrası da ;



Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana baba ve ikiden fazla dahi olsa aile yardımı ödeneğine müstehak çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmî veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ayakta veya yatarak tedavileri kurumlarınca sağlanır. Ancak, tedavi ve yol masraflarının ödenebilmesi için, tedaviye tabip raporu ile lüzum gösterilmesi şarttır.

Hükmündedir.


Türk Medeni Kanununun 350. maddesi, “Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın yükümlülükleri “ başlıklı olup;
Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder.

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır.
Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.
hükmünü içermektedir.
Maliye Bakanlığınca yayımlanan 88 Seri No.lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği aile yardımı ödeneğinin “Eşlerden biri memur, diğeri çalışmıyor ve çocuğun velayeti mahkeme kararı ile çalışmayan eşe verilmiş ise, aile yardımı ödeneği çalışan eşe verileceğini “ belirtmiştir.
IV-Değerlendirme: Dosyada mevcut olan Simav Kadastro Müdürlüğünün 22/01/2007 tarihli ve 103 sayılı yazısından ve Gediz Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 27/01/2004 gün ve E.2003/881, K.2004/32 sayılı kararından Mehmet Akkoyun’un eşi Selma Akkoyun’dan boşanmasına karar verildiği, müşterek çocuklar Merve, Hasene ve Samiye’nin velayetinin anneye verildiği, kararda eş ve çocuklar için nafakaya hükmedilmiş olduğu ancak aile yardımı ödeneği konusunda bir hükme yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Velayet’in tanımı Medeni Kanun’da ifade edilmemiştir. Kabul edildiğine göre velayet, ana babanın, gerek ergin olmayan gerekse bazı durumlarda ergin olan çocukların kişilikleri ve mal varlıkları konusunda sahip olduğu hak ve yükümlülüklerin tümüdür. Tanımdan da anlaşılabileceği gibi velayet ana babaya haklar yanında bir takım ödevler de yükler.
Ana ve baba çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülüklerinin devam ettiği, çocuklar için hangi hallerde aile yardımı ödeneceğinin ve hangi hallerde de kesileceğinin belirlenmiş olduğu görülmektedir.
Hakkında görüş istenen olayda eş için ödenen aile yardımı kesilmiştir. Çünkü eşler boşanmışlardır. Çocuklar için ödenen aile yardımı ödeneği ise 657 sayılı Kanunun 206. maddesinde aile yardımı ödeneğinin kesileceği haller gerçekleşmemiş olduğundan ödenmeye devam edilecektir. Ayrıca 88 Seri No.lu Devlet memurları Kanunu Genel tebliğinde de açıkça ifade edildiği üzere boşanmadan sonra çalışmayan eş çocukların velayetini almış olup çocuklar için aile yardımı ödenmesine devam olunacaktır.

Çocuklar için tedavi yardımı konusuna gelince; Devlet Memurları Kanununun 209. maddesi hükmünde açıkça yer aldığı üzere tedavi yardımı alabilmek için aile yardımına müstehak olmak gerekmektedir. Çocuklar için İdaremiz memuru olan babaya aile yardımı yapılması hukuka uygun olduğu için çocuklara tedavi yardımı yapılması da hukuka uygundur.


V-Sonuç ve görüş özeti:

Sonuç olarak eş için yapılan aile yardımı ödeneğinin kesilmesi, çocuklar için yapılan aile yardımı ödeneğinin ödenmesine devam edilmesi, aile yardımı ödenmesine müstehak olan çocukların tedavi yardımının da sağlanması ve bu kapsamda sağlık karnelerinin iptal edilmemiş olmasının hukuka ve usule uygun olduğu görüşüyle bilgilerini rica ederim.



Ali Ramazan ACAR

I.Hukuk Müşaviri

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1TKG061-647-03-01-07-309/ / /2007

Konu : …………………………….



PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

İlgi : 22/03/2007 tarihli ve 11847 sayılı yazınız.


İlgi yazınızda, hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılan ……………

……………… ile ilgili olarak, Konya 3.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08/11/2004 tarihli ve E.2004/203-243 sayılı karar üzerine ne gibi bir işlem yapılacağı konusunda Müşavirliğimizin görüşünün bildirilmesi istenmektedir.


İlgi yazıda, kesinleşip kesinleşmediği hakkında bilgi verilmeyen söz konusu Mahkeme kararı incelendiğinde de görüleceği üzere, kararda adı geçen hakkında “ilaçların sanığa ait olduğuna dair delil bulunmadığından” ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca takipsizlik kararı verildiği belirtilerek, sadece mülga Türk Ceza Kanunun 36. ve mülga Ceza Muhakemeleri Kanununun 392/1.maddeleri uyarınca yasak haplara ve bu hapların taşınmasında ve muhafazasında kullanılan eldiven ve naylon parçalarının müsaderesine karar verilmiştir.
Bu durumda, ilgi yazı ekinde gönderilen belgelere göre, adı geçen hakkında kesinleşmiş herhangi bir mahkûmiyet kararı söz konusu olmadığından,657 sayılı Yasa’nın 48.maddesine göre bir değerlendirme yapmaya da gerek bulunmamaktadır.
Bilgilerini rica ederim.

Ali Ramazan ACAR

I. Hukuk Müşaviri


T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1TKG061-647-03-01-07-404/ / /2007

Konu : ……………….




PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

İlgi : a)05/04/2007 tarihli ve 13940 sayılı yazımız.

b)26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı Genelge
Bilindiği üzere, ilgi (b) Genelge hükümleri uyarınca Hukuk Müşavirliğinden görüş istenilen konularda, hukuki açıdan tereddüde düşülen veya anlaşılamayan hususun ne olduğunun açıkça ve ayrıntılı olarak belirtilmesi, konuya ilişkin Başkanlık görüşünün bildirilmesi ve gerekli bilgi ve belgelerin talebe eklenmesi gerekmektedir.
Yine aynı Genelge ile yukarıda belirtilen hususlar yerine getirilmeksizin ve Başkanlıkların kendi görev konuları dahilinde bulunan konular hakkında her hangi bir inceleme veya araştırma yapılmaksızın, yalnızca ilgili belgeler gönderilerek, “ne yönde işlem yapılacağı” şeklinde görüş istenilmesi uygun görülmemektedir.
Bu nedenlerle, Başkanlığınızın ilgi (a) yazısında bahsi geçen konuda Müşavirliğimizce görüş verilebilmesi, konunun ilgi (b) Genelge hükümlerine uygun olarak Müşavirliğimize intikal ettirilmesi halinde mümkün olacaktır.
Bilgilerini ve benzer durumlarda ilgi (b) Genelge hükümleri uyarınca işlem tesis edilmesini rica ederim.


Ali Ramazan ACAR

I. Hukuk Müşaviri

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği
Sayı : B.09.1.TKG.061-647-03-01-07-406/ / /2007

Konu : İntibak


PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞINA
İlgi: 09/04/2007 tarihli ve 14376 sayılı yazınız,

I.Hakkında hukuki görüş sorulan mesele: İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden; Silopi Vatan İlköğretim Okulu Hizmetlisi olarak görev yapmakta iken, …… Tapu Sicil Müdürlüğüne ataması yapılan ………………, Milli Eğitim Teşkilatına 1993 yılında sınav sonucu ortaokul mezunu olarak atandığı, ancak mezun olduğu Şırnak Lisesinden almış olduğu diplomasını Silopi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne verip intibakının yapılmasını talep ettiğinde, işe girdiği tarihte Lise mezunu olduğu halde Ortaokul mezunu olduğunu beyan ettiğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-d maddesi uyarınca disiplin yönünden 1/30 oranında aylıktan kesme ile idari yönden müktesebine uygun memuriyete giriş derece ve kademesi verilmemesi gerektiği yönünde tecziye edildiği, bu nedenle 27/06/2004 tarihinden beri 10. derecenin 2. kademesi üzerinden maaş aldığı ve bu güne kadar terfi edemediği, ancak 04/07/2006 tarihli ve 26218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 22/06/2006 tarihli ve 5525 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun ile Devlet Personel Başkanlığınca yayımlanan 2006/1 sayılı Genelgeye göre disiplin cezaları affedildiğinden, kendisine idari ve disiplin yönünden verilen cezaların af kapsamında değerlendirilerek intibakının yapılmasını talep ettiği belirtilerek, adı geçenin intibakının yeni tahsil durumu olan Lise mezuniyetine göre yapılıp yapılmayacağı hususunda Müşavirliğimiz görüşlerinin istenildiği anlaşılmakla, takdir 3045 sayılı Yasa’nın 20/b maddesine göre Başkanlığınıza ait olmak üzere gerekli inceleme yapılmıştır.
II. 26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı genelgeye göre yapılan inceleme ve neticesi: 26/12/2005 tarihli ve 2005/1614 sayılı genelgemiz hükümlerine göre hukuki açıdan tereddüde düşülen veya anlaşılamayan hususun ne olduğu belirtilmiş olmakla birlikte konuya ilişkin Başkanlık görüşünün bildirilmediği gözlenmiştir.

III. Konuyla ilgili anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer mevzuat hükümleri ile yargı kararları: Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasında, sınıfların öğrenim durumlarına göre giriş ve yükselebilecek derece ve kademeleri gösterilmiş olup, Ortaokulu bitirenler 14 derecenin 2. kademesinden, Liseyi bitirenler 13. derecenin 3. kademesinden memuriyete girmektedirler. 36. maddenin (A) fıkrasının 1 ila 12. bentlerinde ise, memuriyete giriş derece ve kademelerine yapılacak ilavelere yani intibaka ilişkin düzenlemelerine yer verilmiştir.

12 nolu bendin (d) alt bendinde ise, “Memuriyette iken veya memuriyetten ayrılarak (87 nci maddeye tabi kurumlarda çalışanlar dahil) üst öğrenimi bitirenler, aynı üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren emsallerinin ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst öğrenimin giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başarılı hizmet sürelerinin tamamı her yıl bir



kademe, her üç yıl bir derece hesabıyla ilave edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeye yükseltilirler.”düzenlemesi bulunmaktadır. Bu alt bentte, memuriyette iken ya da memuriyetten ayrılarak üst öğrenimi bitirenlerin intibakının ne şekilde yapılacağı açıklanmıştır.

T.C.

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği


Yüklə 1,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin