İÇİndekiler ithaf önsöz anne ve babanin görevlerİ 5



Yüklə 0,96 Mb.
səhifə48/49
tarix29.07.2018
ölçüsü0,96 Mb.
#62254
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   49

bedensel olmayan cezalar


Çoğu anne ve babaların çocuklarının eğitimi için bedensel olmayan cezalar uygulamaktadırlar. Mesela çocuğu karanlık bir odaya, bodruma, ambar veya evin sandığına ve hatta tuvalete kapatırlar. Bazen de küfreder, sert çıkışır ve kızarlar. Elbette bunlara benzer vahşice cezaların zararının bedensel cezalardan daha az olmadığında tereddüt etmemek gerek.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur: "Çoğu sözler hamleden daha serttir."[340]

Hatta bu türden cezaların daha zararlı olduğu da söylenebilir. Bu şekildeki cezalar çocuğun şahsiyetini sarsıp korku ve ıstıraba sebep olmaktadır. Bir yere kapatılan çocuğun, korkması sonucu sinirlerinin zayıflaması, ıstırap ve heyecana kapılması ve ömür boyu onun etkilerinden kurtulamaması çokça rastlanılan şeylerdir. Bazen korkudan kalp krizi geçirdiği de olmuştur. Bunun için anne ve babaların gerçekten bu cezalandırmalardan uzak durmaları gerekir. Küfür etmek ve kötü sözler söylemek haram olduğu gibi çocuğa kötü şeyler öğretir ve onu da bu kötü şeyleri yapmaya alıştırır.

Ama bazı bedensel olmayan cezaların bu zararları yoktur. Çocuktan küsmek, onu gezi ve dinlenmeden mahrum etmek, misafirliğe ve yolculuğa götürmemek, bir öğün ye-mek veya meyveden mahrum etmek, harçlığını vermemek veya azaltmak, oyuna bırakmamak, ödev veya bazı ev işlerini yaptırmak ve buna benzer onlarca kolay ve tehlikesiz cezalar. Çoğu anne ve babalar çocuklarını cezalandırmak için bunlardan istifade ederler. Bu cezalar okullarda da az-çok yaygındır, akıllıca ve doğru bir şekilde istifade edilirse çocukların eğitim ve terbiyesinde faydalı olmasıyla birlikte pek fazla zararı da yoktur.

Cezanın eksikliği şudur: Genellikle çocuğun içten ve hakikaten ıslahına faydalı değildir; onda ıslaha karşı bir istek uyandırmaz. Cezadan korktuğu için görünüşte kötü iş yapmaktan kaçınması mümkündür. Ama kusuru kökten ıslah etmez, aksine, kusuru olduğu gibi içinde kalır ve başka bir yerde ortaya çıkıverir. Hatta ceza korkusundan karşısındakini kandırmaya, yalan söylemeye ve gösterişe başvurabilir. Ama her durumda bu cezalar yaygın olarak yapılmaktadır ve bir çaresi de yoktur. Bunlardan daha iyi istifade edilmesi için bazı noktaları hatırlatmakta yarar var:

1- Ceza ölçülü ve hesaplı olmalıdır. Gerektiğinden dışarı çıkılmamalı ve işlenen hatadan da ağır olmamalıdır. Çünkü eğer çocuk cezayı kendisine karşı açılan bir savaş olarak kabul ederse karşılık vermesi, savunmaya kalkışması, tuğyan edip baş kaldırması mümkündür.

2- Cezanın öyle bir şekilde olması gerekir ki çocuk anne ve babasını düşman bilmemeli ve muhabbetsizliğe uğradığını sanmamalıdır.

3- Çocuğu yapamadığı bir iş için azarlamayın ve cezalandırmayın. Çünkü onun bir kusuru yoktur. Bu durumda cezalandırılırsa ruhunda kötü etkiler bırakır.

4- Cezaların iyi sonuç vermesi için ara-sıra ve istisnai durumlarda yapılması gerekir. Çünkü eğer normal ve devamlı olursa çocuk yavaş yavaş cezaya alışır ve artık hiçbir etkisi olmaz.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Kınama ve azarlamada aşırı gitmek inada neden olur."[341]

5- Çocuk, niçin cezalandırıldığını anlaması ve başka yerlerde ondan öğüt alması için belli şeyler hususunda uyarılır, genel şeyler için değil. Çocuğu genel disiplinsizliği için değil de belli başlı bir işi için cezalandırın.

6- Suçun türüne uygun bir ceza seçmeye çalışın. Örneğin, eğer matematik ödevini yapmamışsa matematik kitabını baştan sona yazdırmak yerine ona çözmesi için problem verin.

Eğer elbise ve çantasını dağıtmışsa misafirliğe bırakmamak yerine elbise ve çantasını yerine bırakmaya zorlayın. Eğer yemek hazırlamada size yardım etmemişse oyun ve istirahattan mahrum etmek yerine yemek yemekten mahrum edin. Eğer misafirlikte disiplinsizlik ve yaramazlık yapmışsa harçlığını azaltmak yerine misafirliğe bırakmayın. Eğer harçlığını boş yere harcamışsa misafirliğe bırakmamak yerine harçlık vermeyin. Eğer kalem ve silgisini dikkatsizliği yüzünden kaybetmişse, kalem ve silgisinin parasını harçlığından azaltın.

7- Cezadan sonra çocuğun kabahatini unutun, onun hakkında konuşmayın, görmezlikten gelin ve işi takip etmeyin.

Adamın birisi şöyle diyor: Çocuğum hakkında İmam Musa b. Cafer'e (a.s) yakındım. Bunun üzerine İmam (a.s), "Onu dövme, ondan küs, ama küsmeyi fazla uzatma" buyurdu.[342]

8- Eğer çocuğunu azarlamak istiyorsan onu başka çocuklarla karşılaştırma ve başkasını onun başına kakma. Çünkü bu yöntem çocuğu eğitme yerine onda kıskançlık duygusunu doğurur.

... Hatıralarında şöyle yazıyor: Çocukluk dönemimde babam beni çok azarlar ve tembih ederdi. Akrabalar ve yaşıtlarım içerisinde utandırıyor, onların yanında bana kızıyor ve azarlıyordu. Devamlı başkalarının işlerini başıma kakıyor ve beni küçümsüyordu. Babam beni küçümsediği kadar ben de inat ediyordum. Ders okumaya isteğim yoktu. Kendimi kabiliyetsiz bir çocuk sayıyordum. İş ve dersten soğumuştum. Her işten kaçıyordum. Babamın sürekli azarlamaları benim şahsiyetimi kırmıştı. Şimdi sönük, içine kapalı, işlerden kaçan, kinci ve kötümser bir kimseyim.

... Mektubunun bir bölümünde şöyle yazıyor: Çok yaramaz küçük bir kız kardeşim vardı. En küçük şey için küsüyordu. Yemeği beğenmiyor, hemen küsüyordu. Evdekiler onun nazıyla oynuyor ve yemek yemesi için yalvarıyorlardı. Evde yemezse okula gönderiyor ve bin bir çeşit yalvarışla yediriyorlardı. Ama annem buna karşıydı. O diyordu ki: Bu çocuğu kötü alışkanlığından kurtarabilmek için cezalandırmam gerekir. Bir gün istediğini yaptı. Kız kardeşim küstü ve kahvaltı yapmadan okula gitti. Annem, hiç kimsenin ona yemek götürmeye hakkı yok. Bırakın aç kalsın ve aç kalmanın tadını görsün, dedi. Hiç kimse ona yemek götürmedi. Öğleleyin eve döndü. Yemek yemesi için yalvarmamızı bekliyordu. Kimsenin ısrar etmediği gibi annem yemekleri onun elinin yetişmeyeceği yerlere bırakmıştı.

Her ne kadar sağı-solu gezdiyse bir şey bulamadı. Açlık baskı yapmıştı. Bahçede tavuk ve horuz beslediğimiz küçük bir kümes vardı. Pencereden baktığımda kız kardeşimin yavaşça kümese girerek tavuklara döktüğümüz ekmek parçalarını yediğini gördüm.

O günden sonra kız kardeşimin küstüğünü görmedim. Bu tembihle annem, kız kardeşimin bu kötü alışkanlığını ıslah etmeyi başardı.



Yüklə 0,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin