gasP ve hırsızlık
Çocuğun, diğerlerinin malına el uzattığı, yiyeceklerini, meyve ve oyuncaklarını zorla aldığı veya gizlice çaldığı, anne ve babanın cebinden gizlice para aldığı, annesinin gizlettiği yiyecekleri aldığı, dükkan ve pazarlardan gizlice birşeyler kaçırdığı, kardeşinin ve sınıf arkadaşının defter, kalem, silgi vb. eşyalarını gizlice götürdüğü çok görülür.
Çocukluk döneminde az-çok çoğu çocuklarda böyle şeyler görülür. Çocukluk dönemlerinde böyle şeylere rastlanmayan çok nadir kimseler bulunur.
Bazı anne ve babalar böyle şeyleri görünce çok rahatsız olurlar ve çocuklarının karanlık geleceğinden üzüntü duyarlar. Çocuklarının gelecekte bir gasıp veya hırsız olacaklarından korkarlar. Bu yüzden kendilerini kaybeder, ağlayıp sızlarlar.
Her şeyden önce bu anne ve babalara, fazla üzülmemelerini, korkmamalarını hatırlatayım. Çünkü, böyle küçük gasp ve hırsızlıklar, çocuklarınızın, gelecekte kötü insan olacaklarını göstermez. Çünkü çocuk, henüz malikiyet meselesini tamamen anlayacak, kendi malikiyetiyle diğerlerinin malikiyeti arasına fark koyacak seviyeye ulaşmamıştır. Çocuğun duyguları aklının kat kat üstündedir. Bir şey gözüne ilginç görününce hemen tahrik olur. İşin sonunu düşünmeden hemen onu ele geçirmeye yeltenir. Çocuk, zati olarak kötü değildir ve küçük hatalar onun zatından kaynaklanmamaktadır; bilakis, bunlar sonradan onda meydana gelen şeylerdir. Büyüyünce böyle şeyleri terkeder. Bir çok takvalı, emin ve dürüst insanlar vardır ki küçükken bu küçük hataları işlemişlerdir. Elbette çocuklarda böyle hataları görünce bir tepki göstermeyin ve tamamen ilgisiz davranın demek istemiyorum. Aksine, bu küçük hataları görür görmez çocuğu terbiye ve ıslah edilmez sanmayın, telaşa kapılmayın, sabır ve tahammülle onları tedavi etmeye çalışın demek istiyorum.
Özellikle iki üç yaşındaki çocuk kendi malıyla diğerlerinin malı arasında fark gözetmez. Mülkiyetin sınırlarını iyi tanımaz. Eli yetiştiği her şeye sahip olmak ister. Hoşuna giden her şeyi almak ister. Bu aşamada kınama, kızma ve cezalandırma dahi faydasızdır. Bu aşamada anne ve babanın yapabileceği en güzel şey bilfiil onu engellemeye çalışmalarıdır. Birinden zorla bir şey almak istediğinde engel olmalıdırlar. Eğer alırsa elinden almalı, sahibine geri vermelidirler. Arzuladığı şeyleri elinin ulaşabileceği yere koymamalıdırlar. Küçük yaştaki çocuklar için bir anahtar veya kilit her türlü öğüt, nasihat ve uyarıdan daha etkilidir.
Genelde çocuklar iyiyle kötüyü birbirinden ayırtede-cek, sınır ve malikiyet meselesini iyice kavrayacak yaşa gelince diğerlerinin malına el uzatmazlar. Ama bazı çocuklar bu yaşlarda dahi ara-sıra bu gibi kötü işleri yaparlar. Elbette anne ve baba bu durumda sessiz ve ilgisiz kalamazlar. Baba ve anneler çocuklarının hırsızlıklarını görüp susmaları ve buna engel olmaya çalışmamaları, "Henüz çocuktur bilmiyor, aklı yetmiyor, büyüyünce terkeder" gibi bahaneler getirmeleri doğru değildir. Elbette, büyüyünce artık hırsızlık yapmama ihtimali var; ama çocuğun böyle küçük hırsızlıklarla zamanla hırsızlık yapmayı alışkanlık haline getirip hırsız yetişmesi de büyük ihtimaldir. Ayrıca, çocuğun başkasının malını alması ve hiç kimsenin buna ses çıkarmaması zaten doğru olmayan bir şeydir. Daha kötüsü, anne ve babanın, çocuklarını böyle şeylerden alıkoymamakla kalmayıp onu daha da savunmaya kalkışmalarıdır. Birisi, çocuğunuz hırsızlık yaptı diye onlara şikayette bulunursa, niye çocuğumuza böyle bir iftirada bulunuyorsun diye bağırıp çağırmaya başlarlar.
Bu gibi cahil anne ve babalar, bizzat kendi hareketleriyle çocuklarını hırsızlık ve diğerlerinin mallarını sahiplenmeye teşvik ederler. Bizzat kendi davranışlarıyla onlara hırsızlık yapmayı, inkar etmeyi ve kendini temize çıkarmak için bağırıp çağırmayı öğretirler.
Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarının kötü işerine karşı laubali ve ilgisiz kalmamalıdırlar; aksine o çirkin işin içlerinde kök salmaması ve bir alışkanlık haline gelmemesi için onları engellemeye çalışmalıdırlar. Eğer alışkanlık haline gelirse terketmeleri çok zor olur.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "İşlerin en zoru alışkanlığı terketmektir."[239]
Anne ve babalar, bu çirkin işin gerçekleşmemesi için her şeyden önce çocuğun hırsızlık yapmasına sebep olacak etkenleri yok emelidirler.
Çocuğun bir kalem, silgi veya deftere ihtiyacı olduğunda anne ve babası bu ihtiyacını gidermeseler, o da çocuk sınıf arkadaşlarının eşyasına veya anne ve babasının cebine el uzatabilir. Oynamak için bir topa ihtiyacı olursa anne ve babası ona top almazlarsa, diğer çocukların topunu zorla ellerinden almaya veya mahallenin bakkalından gizlice bir top çalmaya kalkışabilir. Anne ve baba mümkün olduğu kadar çocuğun gerçek ihtiyaçlarını karşılamalıdırlar. Eğer mümkün olmazsa onunla anlaşarak bir çözüm yolu göstermelidirler. Örneğin: "Boya kalemi alacak paramız yok, falan dükkandan borç alabilirsin, sonra öderiz veya bugün arkadaşından ödünç alıver; sonra sana alırız" diyebilirler.
Sıkı sınırlandırmalar çocuğu hırsızlığa sevkeden etkenlerden biri olabilir. Şiddetli baskı ve kontroller çocuğu hırsızlığa itebilir ve onda hırsızlık fikirleri doğurabilir. Anne, yiyecekleri dolaba koyarak kapısını kilitleyip kilidi de gizli bir yere sakladığında çocuk kilidi her ne şekilde olursa olsun bulmaya çalışır ve fırsat bulunca da dolabı açıp yiyeceklerden almayı düşünür. Özellikle kendileri yiyip çocuğa vermediklerinde böyle olur. Anne ve baba paralarını yedi kapı arkasında gizlediklerinde çocuk tahrik olarak onu bulmak için daha çok çaba harcayabilir. En iyisi anne ve babalar, çocuklarıyla içli dışlı olmalı ve onlarla anlaşmalıdırlar. Onlara hayatın bir hesap-kitap üzere olduğunu, yeme ve içmenin de bir zamanı olduğunu, paranın, ihtiyaçların giderilmesi için belli bir hesap ve kitaba göre kullanılması gerektiğini anlatmalıdırlar.
Çocuklara, öldürme ve hırsızlık yollarını öğreten film-leri yasaklayın ve bu tür hikayeleri içeren kitapları okumalarına izin vermeyin.
Hırsızlık yapıp yakalanan ve mahkemede, biz bu taktiği sinema veya televizyondan öğrenerek yaptık diyen suçlu çocuklar çoktur.
Her şeyden önemlisi anne ve baba ve diğer aile bireyleri aile ortamını emanet ve dürüstlük ortamına getirmelidir. Kişinin malikiyetine saygı göstermeli ve onun şahsi eşyalarına dokunmamalıdırlar. Anne, babanın cebinden izinsiz para almamalı ve ondan habersiz boş harcamalarda bulunmamalı. Baba da anneden izinsiz onun dolap ve çantasını karıştırmamalı ve şahsi eşyalarını kullanmamalıdır. Anne ve baba çocuklarının da malikiyetine saygı göstermeli, onlardan izinsiz çantalarını karıştırmamalı ve oyuncaklarını başkasına vermemelidirler.
Bazı küçük el uzatmalar karşısında hemen çocuğun haysiyetini kırmamalı, ona hakaret etmemelidirler. "Ulan hırsız! Ulan hain! Sonunda hırsız olacaksın sen, yerin zindandır senin" gibi hitaplarla hakaret etmeyin. Böyle sözlerle hırsızlığın önü alınamaz, çocuk doğru yola sevk-edilemez. Bu durumda, daha çok yüzsüzleşir. Tahkir ve hakaret edilme sonucu inatlaşıp hırsızlığa devam edebilir. Sıkı cezalandırmalar ve dayakla da genelde hırsızlığın önü alınamaz. Dayak yiyen ve acı çeken bir çocuk kin besler. Kısa bir müddet dayak yemek korkusundan hırsızlığı terkedebilir. Ama ileride intikam almak gayesiyle veya ukdelerini çözmek için daha büyük hırsızlıklar yapmaya kalkışabilir.
Anne ve babanın seçebileceği en güzel yöntem, yumuşak bir dille hırsızlığın çirkin bir iş olduğunu, malikiyetin ne demek olduğunu çocuğa anlatmalarıdır. "Aldığın falan şey senin değil, onu hemen sahibine geri ver. Biri sana ait olan bir şeyi senden izinsiz alırsa rahatsız olmaz mısın? Diğerleri de senin gibidir. Birileri onlara ait olan eşyaları alsa rahatsız olurlar", demeli ve her ne şekilde olursa olsun getirdiği şeyi sahibine geri çevirmeye sevketmelidirler. Onu kendileri de alarak sahibine verebilirler. Sonra, bir daha böyle bir şey yapmaması için onu uyarmalıdırlar. Eğer çaldığı şeyi kullanmışsa karşılığında para veya aynı şeyi alıp çocuğa vererek sahibine geri verdirmelidirler. Sonra bu parayı, çocuğun günlük veya haftalık harçlığından kesebilirler. Veya ceza olarak o para karşılığında onun için bir iş belirtip ücretini alarak çaldığı şeyi telafi etmek için kullanabilirler.
Bu yol da fayda vermezse tehdit ederek ve hatta çok zaruri durumlarda döverek hırsızlıklarının önü alınmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |