İÇİndekiler öNSÖz piri Aşk İçin Söylenen Bir Kaside 4



Yüklə 1,17 Mb.
səhifə20/40
tarix21.08.2018
ölçüsü1,17 Mb.
#74085
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   40

PİRİ AŞK’IN ŞÎİRLERÎ



Piri Aşk aynı zamanda bir şair idi ve bir çok güzel şiirler yazmıştır. Son zamanlarda İmam’ın eserlerini yayınlayan yetkili müessese Pir-i Aşk’ın tüm şiirlerini bir araya topladı ve “Divan-ı İmam Humeyni” adıyla yeniden basımını gerçekleştirdi. Bu şiirlerin hepsi İmam’ın vefatından sonra yayınlanmıştır. Zira Pir-i Aşk kendi özel hayatının söz konusu edilmesini hiç sevmezdi. Bu yüzden vefat edince bu şiirleri bir sır olarak saklayanlar çeşitli gazete ve dergilerde bu şiirleri yayınlayarak imamın aynı zamanda usta bir şair olduğunu da ispat ettiler, İmam’ın bu irfani şiirlerini sahih bir şekilde anlamak için önce irfani ıstılahlara dikkatle teveccüh edilmesi gerektiğini hatırlatmayı da gerekli görüyoruz.



İMAM’IN (RA) ŞİİRLERİNDE KULLANILMIŞ OLAN İRFANİ ISTILAHLARIN ANLAMLARI



Derviş: Sadece Zikirle meşgul olan kimse

Ma’bed: Sadece ibadet edilen yer

Medrese: ilahi aşktan yoksun sadece ilim öğrenilen yer.

Puthane: Sevgilinin bulunduğu yer.

Aşıklar: İlahi aşkla tutuşanlar

Mestler: İlahi aşktan ötürü kendinden geçenler

Ben: Vahdet noktası

Ba’de: İlahi nusret ve aşk

Aşk: Aşkı İlahi

Seccade: İlahi aşktan yoksun ibadet göstergesi

Hırka: Riya ve gösteriş sembolü

Zahid: Sadece zikir ve ibadetle meşgul münzevi

Sufi: Sadece ibadetle meşgul olan kimse

Karabet: Rindler mahfili

Kadeh: İçinde gaybi nurların müşahede edildiği şey

Rind: Batını zahirinden daha temiz kimse

Sarhoş: İlahi aşkla kendinden geçen kimse

Meyhane: İlahi nusret ve aşkın içildiği yer

Mey: İlahi nusret ve aşk

Harabati: İlahi marifetlere ulaşmış kimse

Put: Maşuk, sevgili

Zülüf: Yakınlık ve menzilet ifadesi

Sevgili: Allah

Dost: Allah

Dostlar: Meslektaşlar

Ene’l Hak: Vahdet-i vücut felsefesi

UYKULU KALB


Senin gözün nerede

Alemin nurlu güneşi nerede?

Sevgilinin yüzünün yadı nerede,

Uykulu kalb nerede?

Bu toprak bedenle

Melekuti olamazsın

Toprak dost nerede;

Rabbu’l Erbab nerede?


SEFER


Benlikten sefer

Etmek gerek

Bu melun devden

Sarf’ı nazar etmek gerek

Eğer mahbubun yüzünü

Görmek istiyorsan

Yabancı menzilden

Sefer etmek gerekir.




İDDİACI


Sofulardan bir sefa

Asla görmedim

Ben” taifesinden

Bir vefa asla

Görmedim

Ene’l Hakk sırrını

İfşa eden iddiacılardan

Bencillikten başka

Asla görmedim

MARİFET YOLU


Marifetullah yolunu

Kateden kimse

Her zerrede

Allah’ı arar

Kendi benliğini

Unutmayan

Şirkten vahdet

Kokusunu koklar.




PUT


Benlik, gözüyle

O’nun cemalini göremezsin

Senlik kulağıyla

Onun nağmesini kimse duymadı

Bu “Ben” ve “sen”

Körlük ve sağırlık sebebidir

Bu putu kır ki

Dost sana tecelli etsin



HAKKIN CİLVESİ


Musa olmadan

Ne zaman kelim olacaksın

Tur’unda ne zaman

İkamet edeceksin

Hakk’ın cilvesi seni

Senden kurtarmadıkça

Ezel yariyle

Ne zaman dost olacaksın?




GÜNEŞ


Hicabı kaldır

Ta ki cemalim göresin

Misalsız zatının

Doğuşunu göresin

Ey baykuş

Kendi kafesinden dışarı çık

Ta ki Celal güneşinin cilvesini göresin

İRFAN LAFI

İrfan lafım edersin

Papağanlar gibi

Karınca gibi

Sülayman’ın tahtından

Dem vurursun

Ferhad’ı görmeden

Şirin kesilirsin

Yasir olmadan

Süleyman’dan bahsedersin



HAKKIN SENASI


Cihanın tüm zerresi

Hakk’ı sena ederler

Tesbih edenler

O’nu görmeyi arzularlar

Biz kör kalpliler Onları sessiz sanırız

Oysa fasih bir dille

O’nun yolunu kat ederler.



ONA DOĞRU


Vücudun zerreleri

O’nun yüzüne aşıktır

Kendi fıtratlarıyla

O’nu sena ederler

İster istemez

Tüm kalpler

Nereye bakarlarsa

O’na doğru bakarlar..



MESTLER HALVETİ


Derviş halkasında bir sefa görmedim.

Mabette ondan bir nida duymadım.

Medresede Dost’tan bir kitap okumadım.

Minarede Dost’tan bir seda işitmedim.

Onca kitap içinde bir tek hicap yırtamadık.

Sahifeler dersinde bir yere varamadık.

Puthanede bir ömrü heba ile geçirdik.

Meslektaşlar içinde ne bir hasta var ne de bir ilaç

Aşıklar arasına katılayım belki bulurum

Sevgilim gül bahçesinde bir nesim veya bir iz.

Bu “biz” ve “ben” hepsi birer köstektir.

Mestler halvetinde ne “biz” var ne de benlik...

AŞIĞIN MESTLİĞİ

Yüzüne aşık olmayan gönül, gönül değil

Benine divane olmayan akıllı değil

Gönül vermiş aşığın mertliği senin madendendir

Bu mestliğimden başka ömrümün bir hasılı yok

Senin yüzünün aşkı beni bu çöllere attı

Elden ne gelir ki bu çölün sahili yok.

Eğer gerçekten aşık isen kendinden vazgeç

Ki, onunla aranda senden başka engel yok

Aşk yolcusu isen eğer, hırka ve seccadeyi at.

Ki bu menzilden seni, aşktan başka götürecek yok

Eğer bu gönül ehli isen sufi ve zahidi bırak

Ki bu taifeden başkasının bu mahfilde hasılı yok.

Elimden tut ve beni bu riya hırkasından kurtar

Ki bu hırkada cahilden başkasının yeri yok

İlim ve irfanın harabatta işi yok,

Ki aşıklar menzilinde batıla yol yok.


Yüklə 1,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin