İRAN İSLAM İNKILABININ DİĞER İNKILABLARLA MUKAYESESİ
Bu tür sinsice komplolardan bir başkası da, ülke genelinde ve özellikle şehirlerde “İslam Cumhuriyeti halk için (kayda değer) hiçbir şey yapmadı. Zavallı halk tağutun zalimane rejiminden kurtulmak için nice şevk ve iştiyakla kıyam edip fedakarlıklar gösterdi, ama ondan daha kötü bir rejime düçar oldular, müstekbirler daha bir müstekbirleşti, mustazaflar da daha bir mustazaflaştı; zindanlar ülkenin gelecekteki ümidi durumunda olan gençlerle dolmuştur, ve şimdiki işkenceler de eskisinden daha kötü ve gayri insanidir; her gün İslam adı altında bir grup insanı idam ediyorlar; keşke bu cumhiriyete bir de islam adını eklemeseydiler, şimdiki, vaziyet Rıza Han ve onun oğlunun döneminden bile daha kötüdür, halk zorluklar ve gittikçe artan bir pahalılık altında ezilmektedir; yöneticiler ise mevcud rejimi komünizme doğru götürmektedirler; halkın malına el konuluyor. Artık halkın her türlü hürriyeti elinden alınmıştır” şeklindeki şayiaları yaymalarıdır. Bu ve benzeri bir çok iftira ve şayialar belli bir plan doğrultusunda etrafa yayılmaktadır. Bütün bu şayiaların arkasında bir plan ve komplonun olduğunu gösteren şey ise birkaç gün her köşe ve bucakta ve ayrı ayrı semt ve mahallelerde belli bir şayianın dillere düşmesidir, belli bir şayia taksilerde, dolmuşlarda veya birkaç kişinin bir araya geldiği toplantılarda aynı zamanda konuşuluyor ve etrafa yayılıyor. Biraz eskidi mi de hemen bir başka şayia gündeme getiriliyor.
Ne yazık ki, şeytani hilelerden habersiz olan bazı alimler de bu komploların piyonu olan birkaç kişinin kendileriyle irtibata geçmesiyle şayianın doğru olduğunu zannediyorlar. Ne ilginçtir ki, bu şayiaları duyup inananlar, dünyanın ve dünyadaki devrimlerin durumundan, devrimlerden sonra meydana gelen hadiselerden ve devrimin doğurduğu kaçınılmaz müşkülat ve zorluklardan haberdar olmayan kimselerdir. Bunlar aynı zamanda İslam’ın lehine olan gelişmelerden de haberdar değillerdir. Cehaletleri sebebiyle bu gibi şayialara inanmakta ve gafletleri yüzünden ya da maksatlı bir şekilde onlarda bu şayia çıkaranlara katılmaktadırlar.
Bu yüzden dünyanın şu andaki durumunu mütaala etmeden, İran islam inkılabı ile diğer inkılapların mukayesesini yapmadan, devrim halindeki veya devrim sonrası dönemi yaşayan ülke ve milletlerin durumlanndan haberdar olmadan. Rıza Han ve ondan da kötüsü Muhammed Rıza’nın yağmacılık tarihleri boyunca bu devlete miras olarak bıraktıkları ocakları söndüren büyük bağımlılıklardan bakanlıkların, devlet dairelerinin, ekonominin, askeriyenin, fesad merkezlerinin, alkollü içkiler satan bayilerin durumlarına, hayatın bütün alanlarında vücuda getirilen kayıtsızlık ve başıboşluğa, talim ve terbiyenin vaziyetine, liseler, üniversiteler, sinemalar ve fesat merkezlerinin durumlanna, gençler ve kadınların vaziyetine, alimlerin, dindarların, sorumluluklarının bilincinde olan özgürlükçülerin, zulme uğramış iffetli hanımların ve mescidlerin durumlarına kadar sayısız sorunları gözönünde bulundurmadan, idam veya hapse mahkum edilmiş kimselerin dosyalarını incelemeden, iş başında bulunanların çalışma bilançolarına bakmadan, büyük sermayedarlar, feodallar, stokçular ve pahalı satanların hallerini araştırmadan, adliyeler ve inkılab mahkemelerinin durumunu eski adliye va kadıların durumuyla karşılaştırmadan, İslami Şura meclisi temsilcilerinin, bu zamandaki devlet üyelerinin, valilerin ve diğer görevlilerin durumlarını geçmiştekilerin durumlarıyla mukayese etmeden, tahmil edilmiş savaş ve savaşın getirdiği şehid aileleri, milyonlarca avare ve savaş felaketzedelerinin sorunları, milyonlarca Afganlı mülteciler problemi, iktisadi ambargo ve Amerika ile iç ve dıştaki bağımlılarının sürekli komplo kurmalarına rağmen devletin yaptığı hizmetlere, Cihadı Sazendegi (Yapım ve Onarım Cihadı) teşkilatının içecek su ve sağlık ocağı gibi en ilkel ihtiyaçlardan bile mahrum olan köylere yaptığı hizmetlere dikkat edip bunları eski rejimin hakimiyet tarihi boyunca yaptığı hizmetlerle mukayese etmeden yeterli miktarda kadı ve meseleleri bilen mübelliğin olmaması, İslam düşmanları, sapık kimseler ve cahil dostların vücuda getirdikleri olumsuz halleri ve bunlar gibi onlarca diğer sorumluları göz önünde bulundurmadan her türlü olumsuz tenkitte bulunmaktan, sövüp saymaktan kaçınmanızı tavsiye ediyorum.
Yüzlerce yıl zorbaların zulmü ve halk kitlelerinin cehaletinden sonra bugün daha yeni yeni yürümeye başlayan, iç ve dış düşmanlar tarafından etrafı sarılmış olan bir çocuk mesabesinde olan şu garip İslam’ın haline acıyınız. siz tenkitçiler biraz düşünerek hareket etseniz daha iyi olmaz mı? Yıkıcılık ve bozgunculuk yerine ıslah etmeye çalışıp yardımcı olsanız; münafıklar, zalimler ve Allah’tan habersiz olan insafsız sermayeciler ve stokçuları desteklemek yerine mazlumlar, çilekeşler ve mahrumların taraftarlığını yapsanız, daha iyi olmaz mı?
Dolaylı olarak bozguncu gruplar ve müfsid teröristleri destekleyeceğinize biraz da terör edilmiş olan mazlum alimler ve İslam’a bağlı diğer hizmet ehli kimselere teveccüh ediniz! Ben hiçbir zaman, bugün büyük İslam’ın bütün boyutlarıyla bu Cumhuriyette uygulanmakta olduğunu kişilerin cehalet, düşmanlık ve irtibatsızlık yüzünden İslam kurallarına aykırı davranmadıklarını söylemedim ve söylemiyorum da. Lakin şunu demek istiyorum ki, bugün yasama, yürütme ve yargı organları yıpratıcı büyük zahmetlere katlanarak bu ülkeyi İslamileştirmeye çalışmakta, onlarca milyonluk bir halda bu çabalarında onların taraftarı ve yardımcısıdır. Eğer bu tenkitçi ve köstekleyici azgınlık da yardıma koşarsa, bu emeller daha çabuk gerçekleşir.
Eğer Allah etmesin bunlar kendilerine gelmezlerse, yine de milyonluk yığınlar uyanık, meselelerin farkında ve sahnede olduğuna göre İnsaniİslami emellerimiz Allah’ın izniyle gözalıcı bir şekilde tahakkuk edecek, sapık ve tenkitçi kimseler bu coşkun selin karşısında duramayacaklardır. Ben açık bir şekilde bu asırdaki İran milletinin milyonluk kitlelerinin, Rasulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellemin zamanındaki Hicaz milletinden ve Emirül Müminin ve Hüseyin İbni Ali’nin Allah’ın salavat ve selamı her ikisine olsunzamanındaki Kufe ve Irak milletinden daha iyi olduğunu iddia etmekteyim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem zamanındaki Hicaz’da müslümanlar bile kendisine itaat etmiyor, kimi bahanelerle cepheye gitmiyorlardı. Bundan dolayı da Allah Teala, Tevbe Sure sinin birkaç ayetinde onları azarlamış, kendilerine azap vadetmiştir. Kendisine o kadar yalan isnat ettiler ki nakledildiğine göre Hazret minbere çıkıp onlara bedduada bulundular.
Irak ve Kufe ehli de Emirü’lMüminine karşı o kadar kötü davrandılar ve itaatsizlik ettiler ki Hazretin onların elinden sızlanmaları nakil ve tarih kitaplarında oldukça meşhurdur, yine Irak ve Küfe müslümanları da seyyidüş Şühedaya Aleyhisselam yapılmaması gereken şeyi yaptılar. Şehadet olayında elleri bulunmayanlar ise ya savaş meydanından kaçtılar ya da oldukları yerde çakılıp kaldılar ki neticede tarihi o büyük cinayeti vuku buldu.
Ama bugün görüyoruz ki askeriye, inkılab muhafızları, besiç ve güvenlik kuvvetleri gibi silahlı kuvvetlerden, aşiretler, cephedeki gönüllüler ve cephe gerisindeki insanlardan müteşekkil halk güçlerine kadar bütün İran mileti büyük bir şevk ve içtenlikle ne fedakarlıklar ediyor ve ne kahramanlıklar yaratıyorlar.
Yine şehid aileleri, savaş felaketzedeleri ve onların yakınlarının bizleri ve sizleri kahramanca simalar, iştiyak dolu ve güven verici söz ve davranışlarla karşıladiklarına şahid olmaktayız. Bütün bunlar, onların Allahu Teala’ya, İslam’a ve ebedi hayata olan aşk, alaka ve imanlarından kaynaklanmaktadır. Halbuki bunlar, ne Resulu Ekrem, Sallalahu Aleyhi ve alihin huzurunda bulunmuş ve ne de masum İmam’ın salavatullahi aleyh huzurunda. Onların biricik saikleri gaybe olan iman ve inançlarıdır. Çeşitli boyutlarda muvaffakiyet ve başarının sırrı da işte buradadır. İslam böyle evlatlar yetiştirebildiği için iftihar etmelidir. Biz de böyle bir asırdı ve böyle bir milletin içerisinde yaşadığımız için kıvanç duymaktayız.
Burada çeşitli sebeplerle İslam Cumhuriyetine muhalefet eden kimselere, fırsatçı ve menfatçı münafık ve sapıkların yararlandıkları genç kız ve erkeklere tarafsızca ve özgür bir düşünceyle yargıda bulunmalarını vasiyet ediyorum, islam Cumhuriyetinin yıkılmasını isteyen kimselerin propagandalarını, mahrum kitlelere karşı nasıl davrandıklarını, hangi gruplar ve devletlerin kendilerini desteklediğini, içte hangi gruplar ve kişilerin kendilerine bağlandığını, kendilerini desteklediğini, kendileri ile taraftarları arasındaki ahlak ve davranışların ve çeşitli olaylar karşısında tavır değiştirmelerini dikkatle ve nefsani heva ve heveslere tabii olmadan incelemeye çalışınız. Daha sonra da bu İslam Cumhuriyetinde münafıklar ve sapıkların eliyle şehid edilenlerin durumlarını mütaala edip, bunlarla düşmanları arasında bir değerlendirme yapınız. Bu şehidlerin kasetlerinden bir kısmı mevcuttur. Muhaliflerinin de kasetleri muhtemelen sizin elinizde vardır.
Görün bakın bu iki taifeden hangisi mahrum ve mazlumların taraftarıdır. Kardeşler! Siz bu sayfaları benim ölümümden önce okumayacaksınız. Belki benden sonra okursunuz. O zaman da artık ben sizin aranızda değilim ki kendi menfaatim veya bir makam ve kudrete ulaşmak için siz gençlerin kalpleriyle oynamak isteyeyim. Ben sadece layık gençler olduğunuz için, gençliğinizi Allah, aziz İslam ve İslam Cumhuriyeti yolunda sarf etmeniz! istemekteyim. Çünkü her iki dünyanın saadetine ancak böylece kavuşabilirsiniz. Gafur Allah’tan sizi doğru insanlık yoluna hidayet etmesini, bizim ve sizin geçmişini, geniş rahmetiyle affetmesini dilerim. Sizler de halvetlerde, Allah’tan bunu dileyin. Çünkü O, hidayet edici ve rahmandır.
Bir vasiyet de şerefli iran milletine ve fasit ve büyük güçlere bağımlı hükümetlerin sultası altında bulunan diğer milletlere ediyorum. Aziz İran milletine tavsiye ediyorum ki, kendi büyük cihadınızla ve yiğit gençlerinizin kanlarıyla elde ettiğiniz bu nimetin, sizlerce en aziz olan şey mesabesinde kadrini biliniz ve onu korumaya çalışınız. Bu büyük ilahi nimet ve bu büyük ilahi emanet yolunda faaliyet gösteren ve bu sıratı müstakimde karşılaştığınız müşkülatan korkmayın. Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı (kendi yolunda) sabit kılar.1
İslam Cumhuriyeti devletinin önüne çıkan zorluklarda canı yürekten devletin yardımcısı olun ve onları gidermeye çalışın. Devlet ve meclisi kendinizden bilip, aziz bir dost gibi onu korumaya çalışın. Meclis, devlet ve görevlilere de tavsiye ediyorum ki bu milletin kadrini, bilip onlara özellikle de gözlerimizin nuru ve hepimizin veli nimetleri olan, katlandıkları fedakarlıklarla İslam inkılabını gerçekleştiren ve İslam Cumhuriyetinin bekası, kendilerinin hizmetlerine bağlı olan mustazaflar, mahrumlar ve mazlumlara hizmette kusur etmeyin; kendinizi halktan, halkı da kendinizden bilip kültürsüz yağmacılar ve kof kafalı zorbalar olagelen tağuti hükümetleri daima İslami bir hükümete yakışır insani davranışlarla kınayın.
Diğer müslüman milletlere de tavsiye ediyorum ki İslam Cumhuriyeti hükümetini ve İran’ın mücahid milletini örnek alınız ve başınızda bulunan zalim hükümetlere, kendi milletlerinin isteğine ki İran milletinin isteğinin aynıdır boyun eğmedikleri takdirde var gücünüzle karşı çıkarak onlara hadlerini bildirin. Çünkü müslümanların bedbahtlıklarının asıl sebebi. Doğu ve Batıya bağımlı olan kendi hükümetleridir. Önemle vurguluyorum ki, İslam ve İslam Cumhuriyeti muhaliflerinin tebliğat borazanlarına kanmayın. Çünkü bunların hepsi süper güçlerin menfaatlerini korumak için İslam’ı sahneden uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar.
Dostları ilə paylaş: |