İÇİndekiler sunuş 4 II. TÜRKİYE’de enerji sektöRÜ 5



Yüklə 387,96 Kb.
səhifə1/8
tarix14.02.2018
ölçüsü387,96 Kb.
#42722
  1   2   3   4   5   6   7   8


ENERJİ KARMAŞASI

VE

HALKIN ÇIKARLARI
ŞUBAT 2000

Hazırlayanlar:

KİGEM, TMMOB,Tes-İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası,

T.Maden-İş Sendikası, Enerji-Yapı Yol Sen




İÇİNDEKİLER

SUNUŞ 4

II. TÜRKİYE’DE ENERJİ SEKTÖRÜ 5

1. Türkiye’nin enerji kaynakları 5



1.1. Petrol 5

Petrol; gaz , sıvı ve katı halde bulunan hidrokarbonlara verilen genel addır. Sıvı hidrokarbonlara ham petrol, gaz halindekilere doğal gaz, katı olanlara ise bileşimlerine göre asfalt-parafin veya bitüm adı verilmektedir. 5

1.1.1. Türkiye’de durum 6

1995 yılı itibariyle Türkiye’de yerli ve yabancı şirketler tarafından üretilen toplam ham petrol üretimi 3.5 milyon ton olup, bunun yaklaşık % 76’sı (2.6 milyon tonu) ulusal şirket olan Türkiye Petrolleri AŞ (TPAO) tarafından gerçekleştirilmiştir. Buna karşılık ham petrol tüketimi ise, 26.96 yaklaşık 27 milyon tondur. Yerli üretimin tüketimi karşılama oranı % 13’tür. Diğer bir anlatımla ülkemizin tükettiği petrolün % 87’si ithal edilmektedir. 6

1.1.2. Petrol ürünleri üretimi ve pazarlama 7



Türkiye’de 1996 itibariyle toplam enerji tüketiminin % 45.9’unu petrol ürünleri oluşturmaktadır (LPG, solventler, nafta, jet yakıtı gibi). 1996 yılı petrol tüketimi 18 milyon ton olup, toplam tüketimin yaklaşık 12.5 milyon tonluk kısmı jet A-1, süper benzin, benzin, gaz ve motorinden oluşan beyaz ürünleri, 5.5 milyon tonluk kısmı ise kalorifer yakıtı, fuel-oil’den oluşan siyah ürünleri içermektedir. 7

1.2.Doğalgaz 7

1.3. Kömür 11

1.1.Hidrolik enerji 13

1.2.Jeotermal enerji 13

1.3.Güneş enerjisi 13

1.4.Rüzgar enerjisi 14

1.5.Diğer yenilenebilir enerji kaynakları 15



III.ÜLKEMİZDE ELEKTRİK ENERJİSİ GÖSTERGELERİ 15

1. Kurulu güç, üretim ve tüketim 15

2. Elektrik enerjisinin kwh başına maliyeti 17

3. Ülkemizde enerji krizi yoktur. Enerjide yönetim krizi ve çok başlılık vardır! 17

4. Kısa dönem talep tahmini: 2000 – 2004 yılları 18

5. Orta dönem ihtiyaç planlaması 2005 – 2014 yılları 18

6. Uzun dönemde ihtiyaç planlaması 2015 – 2030 yılları 19

7.Kısa, orta ve uzun dönem elektrik ihtiyacının karşılanması 19



IV. ÜLKEMİZDE ELEKTRİK ENERJİSİNİN DURUMU VE NÜKLEER SANTRALLER 20

V. TÜRKİYE’DE ENERJİ SEKTÖRÜNDE HUKUKİ DÜZENLEMELER 26

1. Özelleştirme 26

1.1. Özelleştirmenin hukuki yapısı 26

1.2. Özelleştirmede hukuki aykırılıklar 28

1.2.1. Anayasa değişikliğinden önce 3096 sayılı Yasaya dayanılarak yapılan işlemler yönünden anayasaya aykırılıklar 28

1.2.3. Kamu yararı 29

1.2.4. Yetki yönünden 30

1.3. Enerjide özelleştirmenin çalışanlara etkileri 31

1.3.1.Genel olarak istihdama etkisi 31

1.3.3. 1475 sayılı Yasa hükümleri içeriğinde çalışan işçiler 31

1.3.4. 657 sayılı Yasa hükümleri ve sözleşmeli statüsünde çalışanlar 32

1.3.5. Sendikalaşmaya etkisi 32

2. Anayasa değişiklikleri ve uluslararası tahkim 33

2.1. Uluslararası tahkimin olası sonuçları 34

2.1. Uluslararası tahkimin geriye doğru uygulanması hukuki skandaldır 34

VI. PLANLAMA, KALKINMA PLANLARI VE ENERJİ SEKTÖRÜ İLİŞKİSİ 35

VII. ENERJİ SEKTÖRÜ VE DIŞA BAĞIMLILIK 36

VIII. ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI 38

1. Özelleştirme gerekçeleri enerji sektörü için geçerli değildir 38

2. Enerjide Özelleştirme Sektördeki Sorunları Daha da Ağırlaştıracaktır 41

2.1. Özelleştirme plansızlığı derinleştiriyor 41

2.2. Özelleştirme sektörü tümüyle ticarileştiriyor 41

2.3. Özelleştirme dışa bağımlılığı artırıyor 42

3. Enerjide özelleştirme yöntem ve politikası 44

3.1.1. Özelleştirilmesi planlanan dağıtım şebekeleri , teklif veren ve kazanan şirketler 46

3.2. Yap-işlet-devret yöntemi 48

3.3. Özelleştirmede otoprodüktör uygulaması 51

4. Enerji sektöründeki özelleştirmelerde medya da yer aldı 51

SONUÇLAR 52

ORTAK BİLDİRİ 53




ENERJİ KARMAŞASI

VE

HALKIN ÇIKARLARI

SUNUŞ

Türkiye çağdaş dünyayla başabaş yarışmak istiyorsa, enerji davasını başarmak zorundadır.

Ama, son yıllarda önerilen, yönlendirilen ve gidilen yoldan değil, verimlilik, güvenirlik ve süreklilik ilkelerine akıllıca uyarak.

Kişilerin ve hele yabancıların çıkarlarını değil, kendi halkının gereksinimlerini, haklarını ve ülkenin geleceğini düşünüp gözeterek.

Enerjinin planlamaya dayalı ekonomik ve sosyal kalkınmayı desteklemeye yetecek biçimde sağlanması, enerji elde etmeye yönelik süreçlerde etkinliğin korunması ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerin en aza indirilmesi her ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen göstergelerdir.

Ne var ki, enerji kesimindeki öncelik ve gereksinimler her ülkeye göre farklı olsa da, bu konuda ulusal gündemlerin, hesapların ve yönelişlerin artık gitgide daha çok uluslararası alana egemen olan politikaları saptayanlarca belirlendiği dikkati çekmektedir. Türkiye’de de, 1980 sonrasının neo-liberal politikaları ekonomik alanda ağır bastıkça, enerji alanında da bunlara paralel tutumlar öne çıkmış, kamu hizmeti ve kamu çıkarı yerine ticarileşme, kamu varlığını satma ve başka devletlerin bölge oyunlarına alet olma gibi sağlıksız sonuçlar görülmeye başlanmıştır.

Oysa, uluslararası alana egemen olan politikaları belirleyen büyük devletler ve onların sermaye çevreleri ile gelişmelerinin olgunlaşma aşamasına henüz geçememiş olan hemen bütün alanlarda doyum noktasına ulaşan gelişmiş ekonomilerden farklı olarak, gelişmekte olan ekonomilerde altyapı ve özellikle enerji alanları bakımından önemli yatırımlara gereksinimi vardır. Bu ülkelerin içinde bulundukları ağır ekonomik ve mali koşullar, onları çoğu zaman güçlü merkezlerdeki büyük sermaye çevrelerinin politikalarına boyun eğmek zorunda bırakılmaktadır. Türkiye’de şimdi yürütülen enerji politikaları ve alanda beliren nükleer enerji çılgınlığı da, ülkenin kendi gereksinimlerinden doğan bir durum olmayıp güçlü Batı sermayesinden gelen dayatmaların bir sonucudur. Bu ülkedeki elektrik enerji üretim kaynaklarından henüz sadece yüzde 30’unun kullanıldığı, Devlet Planlama Teşkilatı’nın hesaplarına göre 2007 yılına kadar ciddi bir elektrik enerjisi sıkıntısı beklenmediği, dünya ölçülerinin çok üzerinde olan kayıp ve kaçakları önleyerek önemli tasarruflar sağlamanın mümkün olduğu bilindiği halde, nükleer enerji lobilerinin karar makamlarını bu pahalı ve tehlikeli alana itiyor olması böyle bir dayatmanın en açık örneğidir.

Enerji alanındaki özelleştirmeler de, dış etkilerin baskısıyla bir ülkedeki üretim, iletim ve dağıtım mekanizmalarının nasıl darmadağın edilip içinden çıkılmaz kargaşalara sürüklenebildiğini gösteren örneklerle doludur.

Bütün bunları rakamlarla, çizelgelerle ortaya koymak, petrol, doğalgaz, kömür, hidrolik, jeotermal, güneş ve rüzgar enerjisi alanlarındaki durumları özetleyerek eksikleri, yanlışları ve aldatışları sergilemek, usulsüz özelleştirme uygulamalarından uluslararası tahkim baskılarıyla yapılmış sistem değişikliğine kadar bütün hukuk cinayetlerini büyülteç altına almak, gidilen plansız, tutarsız, başıboş ve pahalı yolculuğun ülkeyi nereye götürmekte olduğunu toplumun çeşitli çevrelerine duyurmak, işçisinden mühendisine, teknisyeninden büro memuruna kadar enerji kesimindeki bütün çalışanlar için kaçınılmaz bir ulusal ve sınıfsal görev olmuştur artık.

Yanlışa, karmaşaya, haksızlığa, hukuksuzluğa, talana karşı mücadele edecek olanların dikkatine sunulan bu kitapçık, aynı zamanda böyle bir ödev duygusuyla da hazırlanmıştır.




Yüklə 387,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin