İkinci Bölüm
Öğrencilik ve Öğretim Yılları
Öğrencilik ve Öğretim Yılları
1826-1844
J. C. Schmidt, felsefe öğrencisi, Berlin'de - Erlangen'de bir dönem - Almanya'ya Yolculuk - Königsberg ve Kulm – Yine Berlin - Öğrenimin sonu - pro facultate docendi Sınavı – Otaokulda Bir Pozisyona Adaylık - Bir Pozisyon İçin Ümitsizlerin Tükenmesi - Asla Gymnasium Öğretmeni, asla Dr. Phil - Aile Koşulları ve İlk Evlenme - Genç Hanımların Öğretmeni - Genel Bakış
Johann Caspar Schmidt, yirmi yaşında genç bir öğrenci olarak Bayreuth'dan 1826'lı yılların Michaelmas dönemi için Berlin'e geldi. Gelen bir başka öğrenci-Ludwig Feuerbach-bir kaç yıl önce babasına şöyle yazmıştı: "Muhtemelen başka hiçbir üniversite, böyle genel bir endüstriye, sadece öğrenci meselelerinden ibaret olmayıp daha yüksek amaçlara, böyle bir bilgi açlığına, bu kadar huzura ve sessizliğe sahip değil. Diğer üniversiteler, buradaki çalışma eviyle kıyaslanırsa gerçekten bira salonlarıdır."
Schmidt, 18 Ekim 1826'da felsefe fakültesine kaydoldu. Berlin'deki ilk iki yılı boyunca, ilk yıl Rosenthalerstrasse 47'de, ikinci yıl üniversiteye daha yakın olan Dorotheenstrasse 5'de kaldı.
O zamanlar buraya bilgiyi ilk kaynağından almak için geldi. Hemen hemen her alanda "çok çalışkan" ve "özenli" katılımlarına tanıklık eden sertifikalara baktığımızda her biri alanında tanınmış bir uzman olan en ünlü isimlerden oluşan bir dizi önümüzden geçer.
Böylece Schmidt, Berlin'de okuyacağı dört dönemin ilkinde burada tamamladı: Bağımsız tarihi-felsefi araştırmasıyla tanınan filozof Heinrich Ritter ile Mantık; Filozofla aynı isme sahip coğrafyacı Carl Ritter ile Genel Coğrafya; Ünlü söz bilimci ve antik dönemin araştırmacılarından Böck ile Pindar ve ölçü bilimi.
İkinci dönemi ise felsefeye adanmıştı: “Yüzyılın en büyük Alman teologu” Schleiermacher'le Etik ve her şeyden önce Hegel'le birlikte Din Felsefesi- Hegel'le birlikte, o zamanın tüm düşüncesi üzerinde muazzam ve kırılamamış, öyle ki bugün neredeyse doğru kavramlarla açıklayamadığımız, etkisi.
Sonraki kış döneminde Schmidt daha başka derslere de katıldı: Felsefe ve Psikoloji Tarihini ve Ruh'un Antropolojisini veya Felsefesini aynı hayranlıkla dinledi. Bunun yanı sıra,
yine Böckh’ün Antik Yunan ve Carl Ritter’in Coğrafya ve Antik Yunanistan ve İtalya derslerine katıldı. Ve teolojik çalışmalarını ihmal etmemek için Sağ Hegelciliğin ortodoks öğretmeni Marheineke'yi Doğmatikler ve teolojinin yeni felsefenin önemi üzerine dinledi.
Keza son, dördüncü sömestrde, teoloji öncelikli konumdaydı: Kilise tarihçisi ve Strauss'un rakibi Neander, Kilise Tarihi ve Hıristiyan Tarihini; Marheineke, İlahiyat Ansiklopedisi ve Kilise Sembolizmini öğretti.
Böylece, çalışkan öğrenci haftada 22 derse katılarak Berlin'de sadece dört dönemde daha sonraki bilgileri için sağlam bir temel atmış olmalı.
1 Eylül 1828'de Berlin'deki üniversiteden ayrıldıktan sonra, Johann Caspar Schmidt, Rheinlı annesinin doğduğu ve akrabalarının hala orada yaşadığı kasaba olan Erlangen'deki üniversiteye döndü. Ancak, 20 Ekim'de kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra, kış döneminde sadece iki ders dizisi dinledi: biri tanınmış teolog Georg Benedikt Wiener ile Corinthians'a Mektuplar, diğeri ise filozof Christian Kapp ile Mantık ve Metafizik üzerineydi.
Kış döneminin sona ermesinden sonra, eğitimine "Almanya’ya genişletilmiş bir yolculuk" ile üç buçuk yıllık bir mola verdi. Bu yolculuğun tekrarı olmadı ve muhtemelen 1829 yazı boyunca sürdü. Erlangen'de daha uzun kalmasa da 2 Kasım'a kadar hala oradaki üniversitede kayıtlıydı.
Gezisinden döndükten sonra, Schmidt 1829 sonbaharında Prusya Königsberg'e, ünlü üniversiteye gitti ve Erlangen'deki kaydı silindiğinde oraya kaydoldu. Steindamm 132'de
yaşadı. Ancak derslere girmedi ve çıkış belgesi alabilmek için başvuru yapmadı; daha doğrusu, kendi tabiriyle “ev içi koşullar” nedeniyle ailesiyle bir yıl Kulm’da kaldı. İkinci bir yılını "yine aile işleriyle" geçirdi, yine Königsberg'de, 1830 sonbaharında tesadüfen kendi isteğiyle askeri görevden çürüğe ayrılarak serbest bırakıldı.
Ne tür bir aile durumu, onu çalışmalarına ara vermek zorunda bıraktı ve Batı Prusya'da bu kadar uzun bir süre boyunca tuttu bilinmez. Bu döenmde artık maddi destek alamıyor muydu ya da daha sonra ortaya çıkan annesinin akıl hastalığının daha o zamanlar kendini göstererek onu Kulm'a mı çekmişti - hiçbir varsayım doğrulanamaz.
Her halükarda, zorunlu olarak geçirdiği boş vaktinde, Johann Caspar "hiçbir şekilde kendi felsefi ve filoloji çalışmalarını" ihmal etmedi, eğitimini kendi başına sürdürmeye çalıştı, böylece kesinlikle iyi ve hatta belki de daha iyi oldu.
Sadece 1832 yılının Ekim ayında, yirmi altı yaşında- vesilikten çıkmış olarak- akademik çalışmalarına geri döndü. Yine dört yıl boyunca uzak kaldığı Berlin'e doğru çekildi. Poststrasse 9'da bir oda tuttu ve Erlangen'de ve daha önce Berlin'de kayıt sildirmesi nedeniyle, ikinci kez kayıt yaptırdı.
Hazırladığı çalışmaların genişletilmiş planı, onun yeniden çalışmaya başlama ve eğitimini tamamlama niyetinin ne kadar ciddi olduğunu gösterdi: “Temel Sanat Dönemleri” ve “Antik Alman Mitolojisi” “Edebiyat Tarihi "nin yanı sıra" Prusya Tarihi " derslerine katılmak istedi. Ayrıca, Carl Ritter’in derslerine ve Aeschines üzerine dersler gibi kamuya açık başka derslere katılmak istedi- ancak uzun süreli bir hastalık tüm bu planlarını iptal etti. Sadece bir sonraki yaz döneminde derslere devam etti.
1833'ün o yazında, metodik eleştrinin ustası, ünlü eleştirmen ve filozof Lachmann’dan Propertius- Lachmann Propertius’a adadığı özel çalışmasıyla da bilinir- üzerine; Hegelci Michelet’ten Aristotles’in hayatı, yazıları ve felsefesi üzerine; ve tekrar birkaç yıl önce olduğu gibi Böckh’ten bu sefer Plato’nun Republic’i üzerine birkaç önemli dersi de dinlemişti - ve çalışkan bir şekilde hepsine uyum sağladı. Klasik filoloji, tabii ki, geleceğin lise öğretmeni olarak, her şeyden önce hakim olması gereken bir dersti ve böylece daha önce gösterdiği bir çok eğilimin arka plana itilmesi gerekti, şimdi her şey ciddileşiyordu.
Kışın okula hala kayıtlıydı. Aynı zamanda Trendelenburg'un Aristoteles'in kitapları de anima, Raumer’in Evrensel Tarih ve Mİvhelet‘in Aristo'nun Metafiziği üzerine derslerine katılmayı planlamıştı, ancak bu planını gerçekleştiremedi. Bunun yerine, kendi başına, yaklaşan sınav için hazırlandı. 27 Mart 1834'te üniversite kaydını sildirdi. Şimdi, Berlin Üniversitesindeki yedi dönemle tamamlaması gereken akademik üçlüyü kanıtlayabilirdi - Erlangen'deki dönem Prusya'da sayılmadı ve Königsberg'de hiçbir derse katılmamıştı. Bu sefer de "öğrenciler arasındaki yasak derneklere katılım" la suçlanmadı.
Schmidt Paskalya tatilini de geçirdikten sonra, 2 Haziran 1834 tarihinde Kraliyet Bilimsel Sınav Komisyonu’na pro facultate docendi sınavı için kaydoldu ve okul ve üniversite sertifikalarıyla birlikte Latince bir özgeçmiş sunumu yaptı. Lise üst sınıflarında; antik diller, Almanca, tarih, felsefe ve nihayet din derslerine ve ayrıca alt sınıfların "diğer dersler"ine girmek için de en az beş dersin sınavlarına başvurdu. O zaman için bile bu sıra dışı bir talepti; sadece başvuranın özgüvenini değil, aynı zamanda bilgisinin kapsamını da kanıtlıyordu.
Daha sonra, ona yazması için iki çalışma verilmişti: ilki " Thucydide VII, 78-87 'nin Latince çevirisi ile birlikte dilbilgisi ve yorumlama ile ilgili incelemesi" ve ikincisi "Okul yasaları üzerine" bir çalışmaydı. Aynı zamanda Horace Ep. I, 14, ve "Huss ve Hussçılar Üzerine" denemeye seçildi. Yazılı çalışmaları teslim süresi altı ile sekiz hafta arasındaydı.
Ancak aday son tarihi kaçırdı. Ağustos ayında "akıl hastası" annesi, aniden ve beklenmedik bir şekilde Berlin'e geldi ve onun tüm zamanını aldı. Bu nedenle dört haftalık bir uzatma süresi istemek zorunda kaldı ve buna da izin verildi.
Yılın sonuna doğru, 29 Kasım'da çalışmalarını teslim etti. Aynı zamanda kendi hastalığı da bitirmesini erteledi ve şimdi de onu çalışmaları kişisel olarak teslim etmekten alıkoydu. Bu yüzden test derslerinin ve sözlü sınavın yeni yıla kadar ertelenmesini istedi. Buna da izin verildi ve sözlü sınav bir sonraki yılın baharına kadar ertelendi.
Schmidt'in teslim ettiği makaleler geniş kapsamlıydı: Thucydides çevirisi 16 folyo sayfası içeriyordu, 23 sayfa yorum vardı, okul yasaları hakkındaki yazılar da 22 sayfa tutmuştu. Bu ikisi hakkında karar daha sonra verilecek.
Thucydides çevirisinin bizimle çok da ilgisi olmamasına rağmen, okul yasaları hakkındaki yazı dikkatimizi çekmelidir. Bu yazıyla, bizzat kendi düşünce ve görüşleri ilk kez bize ulaştı. Bunlar sahibini bize o zaman kadar olduğundan daha çok yakınlaştıran görüşlerdi.
Genç düşünür yasaların doğasıyla başlayarak şöyle der: “Tam olarak, her yasa ne keyfi ne de tesadüfidir, aksine var olduğu nesneyi temel alır ve aynı zamanda onun doğasına dayanır. İster fenomenler ister ruh dünyasında olsun var olan bütün nesneler bu ya da o karakteristik formda kendilerini sergiledikleri kadar basittirler, ve ayrıca, sadece bu nedenle, kendi içlerinde bütün, içerik bakımından zengin, kendini ayrıştırdığı farklılıklar yoluyla bölünmüş olan bir şeydir. Eğer bu farklılıklar üzerinde durulursa ve bu farklılıkların nasıl ve hangi bağlantı ve kaynaşmayla nesnenin basitliğine ait olduğu gösterilirse,
o zaman bu nesnenin bu analizleriyle içerik ve farklılık olarak oldukça zengin olan kendi birliğini nasıl kurduğu anlaşılır. Böylece nasıl analiz edilen nesne olduklarını ve sonrasında bunları analizlerinde ve kanunlarında ortaya çıkarırlar. Bunu nesneye dışarıdan hiçbir kanun koyulmadığı gerçeği izler: yerçekimi kanunu, yerçekiminin içeriğinin incelenmesiyle ortaya çıkar. ”
Buna göre okul yasaları – ve böylece asıl temaya gelir - "öğrenci" kavramının analiz edilmiş içeriğinden gelir. Bu içeriğin yorumu, test kağıdının içeriğini oluşturur. Gerçek okul yasalarının sunumuna kalkışmak onun hafif tecrübesine rağmen ona uygun olan alçakgönüllülükle çelişiyor gibi görünmektedir- makalesinin son cümlesin, paha biçilmez bir ciddiyetle vurgular.
Öğrenci kavramı, çocuğun ilk yaşından başlayarak izole edilmiş, sadece kendi başına var olan nesnel varoluşa doğru ilerleyen, çocuğun kendini çevreden ayırdığı ve oyundaki şeylerin kontrolünü ele geçirmeye çalıştığı, tamamen endüktif bir şekilde kazanılır. Şimdi bunu, en önemli dönem; benlik bilincinin oluşumu ve diğer Ben'lerden ayrılma, onlarla ilişki kurma, yani paylaşma, verme, kendi benliğini onların yardımıyla geliştirme ve onlardan bir şeyler öğrenme dönemi izler. Çocuk bir öğrenci ve öğretmen onun için bütünlüğün resmi olur. Ondan anlayış bulmak için onu anlamaya çalışır. Bu anlayış dönemi de sona erer ve yerini üniversite hayatıyla başlayan akıl yürütme dönemine bırakır. Üniversite çok da doğru olmayan bir şekilde yüksek okul anlamına gelir. “Öğretmen yerine, bilgi kendisini saf haliyle, Ben’e görevi ve alanı olan özgürlükle sunar.”
Öğretmenin, okulun ve “yasaların” görevleri, kısa cümlelerle belirtilir, fakat her zaman, nesnenin doğasından, yani, doğdukları ve aynı şekilde kuşatılmış oldukları, var oldukları öğrencilerden türetilir.
Ben’in önemi yanıp sönen kıvılcımlarla bütün kağıt boyunca titrer; bu, daha sonra dünyanın her yerini cayır cayır yanan bir alev gibi aydınlatacak düşünceyi içerir. Bu anlamda bunu, düşünürün daha sonra, o dönemde hayalini kurmadığı yapıyı inşa etmekteki ilk temel taşı olarak görebiliriz.
Hatırlayacağımız gibi, aday J. C. Schmidt sözlü sınavının ertelenmesi için başvuruda bulundu. Bu sınav 24 Nisan 1835'te bir Cuma günü nihayet gerçekleşti ve ertesi gün de devam etti.
İnceleme komisyonunda şunlar vardı: Kısa bir süre önce Berlin Üniversitesi'nde profesör olan Adolph Trendelenburg; Joachimthal'sches Gymnasium’un [Berlin] o zamanki müdürü, tanınmış filolog ve metin eleştirmeni olan August Meineke; Köllnisches Realgymnasium'da (Berlin) profesör Friedrich Strehlcke. Aynı şekilde komisyonda Köllnisches Realgymnasium'da üst sınıflarda klasik diller öğretmeni olan ünlü filolog Dr. Agathon Benary de vardı. Lange komisyona başkanlık etti.
İki sınav dersi nisan başında, daha erken başlamıştı. Schmidt, 4 Nisan'da, Joachimthal'sche Gymnasium'un birinci sınıfında ilk olarak “Huss ve Hussçılar” üzerine tarihle ilgili olanı ve muhtemelen aynı gün aynı yerde Horace ile ilgili olanı gerçekleştirdi. Üçüncüsü, sözlü sınavda rahatsız olmuş bir adam için değiştirildi, ancak 28 Nisan'da "Alman bağlaçları ve kullanımları" üzerine Köllnisches Realgymnasium'un ikinci sınıfında gerçekleşti. Söz konusu üç sınavın sonuçları da sözlü sınavla birlikte duyurulmuştur.
Adayın sözlü sınava başladığı ilk gün, onu Meineke din ve İbranice’de, Trendelenburg tarih ve coğrafyada test etti.
Özellikle ikincisinin kararı çok güzel bir işaretti. Trendelenburg, "söz konusu bireysel öznenin çok güvenli bilgisini, aynı zamanda genel ilişkilere olan açık genel bakışına" Schmidt’in tarih test dersinde (Huss ve Hussçılar üzerine) “ders vermek için iyi bir hediye” olduğunu da ekleyerek onun kuşkusuz, başarılı bir şekilde alt ve orta lise sınıflarına tarih ve coğrafya dersi verebileceği yargısına vardı. Kendisini sürekli ve istikrarlı olarak tarih araştırmalarıyla, yani kaynaklarla meşgul ederse, “tamamen yararlı bir tarih öğretmeni” olabileceğini ekledi. Tarih test dersinden şu ilginç yargıyı çıkardı: "Aday öğrencilerle tartışmaya girmedi, daha ziyade kendini form ve içerikte çok başarılı olan tutarlı bir anlatımla sınırladı… Konuşmanın akıcılığı takdire şayandı, neredeyse örtüşüyordu bu yüzden iyi hazırlanmış olduğunu gösteren düzgünlüğü neredeyse yorucuydu. ”
Meineke de adayın yetenekleri konusunda adil davrandı. İncil yazılarının genel içeriğine aşinalığını, onun için sunulun Yeni Ahit metninin (I Cor. 13) çevirmedeki becerisini ve Hıristiyan doktrinine karşı tutumunu öne sürerek- „her ne kadar ona sunulan bir ya da daha fazla makaleyi geliştirmeyi başaramasa da“, Meineke aynı zamanda kilise tarihi hakkındaki düşüncelerini de onayladı ve şu anda onun sadece Obertertia da dahil orta sınıflarda dini eğitim vermesine izin verilse de, yine de onun için „ spekülatif yeteneği gibi diğer kabiliyetler,“ ile ilgili alanlarda üst sınıflarda eğitim vermesinin daha başarılı olacağına inanıyordu. Bunun özneyle daha yakından ilgilenmesiyle mümkün olacağını düşünüyordu.
Diğer yandan, İbranicede ise inceleme yapan kişi sadece çok az bilgi vermiş ve metni okumakta zorlanmıştır.
İkinci gün, Strehlcke'nin matematik -adayın en zayıf tarafı- testiyle başladı. Burada
sadece okulda öğrendiği soluk izleri geri getirmeye çalıştı ve bu nedenle başarısız oldu.
Matematikçi Strehlcke aynı zamanda Almanca öğretmeni olduğu için, bir testteki olumsuz sonuç diğer alandaki testin de başarısını gölgede bıraktı.
Benzer şekilde, Trendelenburg'un yürüttüğü felsefe sınavından da beklenen bir dereceye elde edemedi. Okul yasaları hakkındaki makale muhtemelen onun hakkında çok etkili izlenim yaratmamıştı, çünkü onun hakkında şöyle demişti: "Yazar konsepten, en yeni felsefenin etkisinin küçümsenmeyeceği bir netice çıkarmaya çalışıyor. Kendisi, konsept genellikle bir şekilde zorlanmış türetme yoluyla tek taraflı olarak anlaşılsa bile açıkça adım adım gelişmeyle ve düşüncelerin tam olarak türetilmesiyle ilgilenmiş. Formda daha büyük bir bütünlük, burada ve orada dile getirilmelidir. Yeni diyalektik sunumlarda tutarsız olan bir model kabul edilemez. "
Ancak "konseptlerin genel ve tutarlı bir şekilde ele alınmasındaki belirgin yeteneğin" ortaya çıkarılmasına izin verilen testin kendisi, "felsefe tarihindeki pozitif bilgi hiçbir şekilde onun yeteneğine ayak uydurmuyordu" ve " matematiksel yönteme daha derin bir bakış açısı ve bununla birlikte, birkaç mantıksal ilişki hakkında açık bir bilgi eksikliği vardır" bu taraftan bakınca felsefede hazırlık eğitimini ve birinci sınıftaki Alman yazılarının yönetimin, ona teslim etmek şüpheli görünüyordu. Çünkü öğretmen öğrencilerin bilimsel bakış açısına da hakim olmalıdır.
Buna ek olarak, daha sonra düzenlenen "Almanca Bağlaçların Konsepti ve Kullanımı" başlıklı üçüncü test dersi de aynı şekilde istenilen şekilde geçmedi. “Hatta aday,” diyor Trendelenburg, “felsefi olarak konuya nüfuz etmek için çaba sarf ettiyse de, o, özneye keyfi olarak uyguladığı, önceden tasarlanmış felsefi biçimlerle, özgür ve doğal bir görüşten uzak kaldı. O öğrencilere başarılmış ve kısmen zorlanmış farklılıkları veriyor ve kavramları öğrencilerin kendilerinin doğal ve canlı bir şekilde nasıl geliştireceklerini öğretmeyi bilmiyordu. ”
“Çoğu düşüncesini belirlerkenki yapaylığı açıkça kafalarını karıştırdı.”
Her şeyden önce Trendelenburg, adayın bu eksiklikler için (felsefe tarihinde ve matematikte) yardım alması halinde, ondan iki disiplinde, felsefede ve Almancada "yararlı sonuçlar" elde edilebileceğine inanıyordu. Her şeyden önce, ona “kaynakların düşünceli bir araştırmasıyla bahsedilen boşlukları doldurması gerektiğini; böylece düşünce süreçlerinin felsefi yönün daha sağlam bir temel kazanacağını” hatırlattı.
Eğer Trendelenburg, bu isimsiz gencin “düşünce süreci” nin, belki de daha o zaman, sonunda, “kaynaklar” ın bir çalışmasının değil, aksine yaşamın kaynağından yararlanma amacı olan bir yolda olduğundan şüphelenseydi- Trendelenburg ve tüm olası ve imkansız spekülasyonların göklerinde kaybolanların asla kendileri için doğru bir şekilde resmedemediği bir bölge!
Testin son konusu eski dilleri kapsamaktaydı ve yine denetmen Meineke‘ydi. Eğer Thucydides çevirisi hakkında kabul edilebilir bir karar vermiş olsaydı -bunu açık, basit ve akıcı olarak belirledi ve titizlikle ve dilbilgisel doğrulukla, konuya hakim olmadan yaptı- Horace üzerinde test dersinden daha az memnun kaldı. Her ne kadar adaya pasaj hakkında kendi anlayışını sunmuş olsa da, hâlâ hafif didaktik beceriyi ve düşük derecedeki metodu ve öğrenciye yazarı anlatma yeteneğini ve aynı zamanda sönük ve soporifik geçen dersleri eleştirmiştir. Sözlü sınavda da, iki üst sınıfa eğitim verme niteliği kazandırabilecek dilbilgisinin kapsamı ve sağlamlığında yetersizdi, ve sadece sözlüde olduğu gibi yazılı olarak da Latince diline takdire şayan bir beceriyle hakim olduğunu itiraf etti.
Tüm bu kararlar, adaya 29 Nisan 1835’te verilen resmi kalifiye facultas docendi belgesinde bir kez daha özetlenmiştir.
Bu muhteşem bir sonuç değildi, ama yine de eğer test edilen alanların olağanüstü kapsamı ve adaydan beklenen yüksek talepler göz önünde bulundurulursa gayet tatmin
ediciydi. Her halükarda Schmidt, belirli bir amaçla kalpten öğrendiği şeyleri Examenskenntnissen'de büyük eksiklerle göstermişti; muhtemelen denetmenlerin hiçbiri sıra dışı yeteneklerinden şüphe etmemiştir. Her halükarda, sonuç, başka bir inceleme yapılmaksızın, haklı bir görevlendirme öldü.
Schmidt, okul görevine aday olarak sınavı geçtikten sonra mümkün olan en kısa sürede, pedagojik deneme yılını tamamlamak için başvuruda bulundu ve aslında Berlin'deki ünlü Royal Realschule'i seçti. Royal Realschule’nin müdürü Spilleke aynı zamanda Friedrich Wilhelm City Gymnasium ve Elisabeth Okulu’nun da müdürüydü.
Spilleke, İl Okul Personeli'nden izin almak için başvurdu. Başvuru kabul edildi ve 1835 yılı Paskalyasında Schmidt, Unterquarta'da sekiz saatlik Latince eğitimini devraldı.
Söylendiği gibi ilk deneyimini Realschule'de kazanmak genç öğretmenin kendi tercihiydi. Tamamen hümanistik eğitim aldığından, muhtemelen Real eğitimin diğer taraflarını (yani modem diller, fen ve matematik) kaynağından öğrenmek ilgisini çekmiş olmalı. Yine de her iki tarafın da tek taraflılığını tanımış ve sadece birkaç yıl sonra, kesinlikle ve açıklıkla derin ve çok önemli bir çalışmayla ortaya çıkacağı görüşüne zemin hazırlamıştı.
Deneme yılını tamamladıktan sonra, gönüllü olarak Realschule Unterquarta'da 1836 sonbaharına kadar "öznenin ve kurumun sevgisinden" aynı dersi vermeye devam etti.
Daha sonra 1 Kasım'da, bir buçuk yıl boyunca hiçbir ödeme almadan çalıştığı okuldan ayrıldı.
Sonraki kışı, 1836'dan 1837‘ye, Johann Caspar Schmidt yeni özel çalışmalar için harcadı. 4 Mart 1837'de “Brandenburg Eyaleti'nin değerli kraliyet okulu personelliğine” maaşlı bir pozisyon için başvurdu. Daha önce yapmaya cesaret edememişti, “iyi niyetli bir değerlendirme” ilan etti, çünkü görev süresinin yanı sıra, filolojik ve felsefik eğitiminideki boşlukları doldurmak için bir yılı daha titizlikle kullanmaya karar vermişti. “Bu boşlukları doldurduğuna inandığını” söyledi ve ekledi: “Koşullarım, bir mesleğe başvurmadan İbranice ve matematik için uzun bir süre ayırmama izin vermiyor” ve bu arada "mesleğine karşı olan görevi yüzünden onlara boş zaman ayırmaya kararlıydı."
Ciddi, onurlu ve egoizminden dürüstçe söz eden bu mektubu yazdıktan sonra, 16 Mart'ta şu an için bir pozisyonun ya da mesleğin mümkün olmadığına karar verdi; dahası, “ikincisinden” dolayı lise müdürlerinden yardım istemeye niyetlenmişti.
Bu girişimde bulunup bulunmadığı hala şüpheli; bunun bir kanıtı yok ve hiçbir şekilde başarıya ulaşmamıştır. Bir devlet okulunda hiçbir zaman gerçek bir pozisyona sahip olmadı ve ansiklopedilerin kesin ifadelerine karşı bir kez daha açık bir şekilde vurgulanmasına izin verdi: Schmidt asla bir lise öğretmeni olmadı. Daha sonraki yıllarda kendini böyle isimlendirmiş olsaydı, uzun süre her türlü eğitim aktivitesinden vazgeçtiğinde, Volksschule'deki öğretmenlerin aksine sadece bu atamayı gerçekleştiren genel kuralları takip ederdi.
Bu, başka bir hatayı önleme fırsatı da olabilir. Göründüğü kadar makul ve onun doktora derecesini alması kadar kolay olduğu için, Schmidt, olması gerektiğinin aksine, onu asla alma girişiminde bulunmadı. Kendisi bu hataya, ara sıra polis kayıtlarında ismine ekleyerek sebep olsa da, o asla Dr. phil değildi.
Schmidt'in umutlarının çöküşünden sonra yaşamak için ne yapacağı hemen takip eden zaman için söylenemez. Sadece, 1837 yazında Kulm'daki üvey babası Ballerstedt'in (19 Temmuz’da) yaşlılığın getirdiği güçsüzlükten 76 yaşında öldüğünü ve muhtemelen bu ölümün onu oraya sürüklediğini biliyoruz.
Bu arada, ikinci kocasının ölümünden önce bile, "idee fixe" den muzdarip olan annesi, Kulm'dan ayrıldı ve muhtemelen onun isteği olmadan ona geldi. Annesini zaten 1834 yılının Ağustos ayında Berlin'de görmüştük. 28 Ocak 1835'te Charité'ye (Berlin'deki üniversite, tıp fakültesi ve hastanesi) girene kadar Berlin'de mi kaldı yoksa bir kez daha Kulm'a geri döndü mü bilinmez. Her ne olursa olsun, o, Charité'de, 28 Temmuz 1836'ya kadar kaldı. "İyileştirilmemiş olarak nedeni belirsiz ayrılma"yla serbest bırakıldığı zaman 17 Ekim 1837'ye kadar Chausseestrasse'de (c / o Gaede ) ve sonra da Schönhauser Allee 9'da o zamanlar Frau Dr. Klinsmann'a ait olan.özel bir akıl hastanesinde kaldı .Ölümüne kadar burada yaşadı.
Kocasının 1837'deki ölümünden sonra Frau Ballerstedt onun tek varisiydi. Miras, Kulm'da 9 numaradki evi içeriyordu, ama şehir memuru Wach “aptal dul” için vasi tayin edildi.
Schmidt'in hala yaşayan tek akrabası annesiydi ve uzun bir süre önce eczacılığı bırakan ve karısıyla Kulm’da çekingen bir hayat süren üvey babasının mirası çok büyük olmadığından, annesi tamamen ona bağlıydı.
Bayreuth'daki vaftiz babası çorap işçisi olan Stricht, 1835'te öldü ve 1838'de dul eşi, Johann Caspar'ın halası da onu izledi. Böylece son yakın akrabalarını da kaybetti.
Sırada hayatına bir değişiklik getiren ve bizim ilgimizi çeken başka bir aile olayı var: ilk evliliği.
Schmidt, bir hastalıktan kurtulduktan sonra, çalışmalarını tamamlamak için 1833 Paskalyasında hevesle üniversitesindeki çalışmalarının başına geçti. Poststrasse'den Neuer Markt No: 2'ye taşındı. Orada, iki kat üstündeki ebe D. L. Burtz ile birlikte yaşadı. Aynı şekilde daha sonra bir ebe olarak eğitilen kızı (ya da kızkardeşi), Caroline Friederike Burtz’un, 26 Kasım 1815'te doğan Agnes Clara Kunigunde Burtz adında gayri meşru bir kızı vardı. O ve yeni kiracıları arasında bir sonraki yıl bir ilişki kuruldu. Bu ilişki ancak 1837’de evlilikle sonuçlanabildi.
Evlilik 12 Aralık'ta o ve onun gibi, Evanjelik [Lutheran] inancına sahip olan, yirmi iki yaşındaki gelin arasında gerçekleşti. Berlin'deki St. Marien'in vaizi başkanlık etti. Genç çift, ilk olarak Klosterstrasse 5 / 6'da bir konutta yaşadı; birkaç ay sonra, 6 Nisan 1838'de, Oranienburgerstrasse 86'da benzer bir yere taşındı.
Burada genç kadın, 29 Ağustos’ta, 22 yaşındayken 9 ay ve 3 günlük erken doğum sırasında öldü. Ona yardım edenlerinyetenekleri onu ya da çocuğunu kurtaramadı.
Çiftin sessiz, zararsız, sevecen bir evlilikleri vardı. Günlerin sakin monotonluğu içinde birbirlerini tanıdıkları gibi,aynı şekilde yaşamaya da devam ettiler ve muhtemelen evlilikleri dış dünyayla ilişkilerinde çok az etkili oldu.
Hüzünlü ölüm, bu sakin mutluluğun sessiz alevini çabucak ve beklenmedik bir şekilde körükledi; Kuşkusuz, yetersizce kendinden beslenmeye devam edecek ve zamanı geldiğinde sönecekti.
Bu kısa moladan sonra, yalnız dul eski hayatına geri döndü.
Yaşlı kadın Burtz, şimdi de bir ebe olan kızıy "Demoiselle"yle birlikte, aynı şekilde evlerini değiştirmişti. Schmidt de 5 Ekim'de Neue Friedrichstrasse 79’da onlara katıldı ve
genç dul, yeni bir evlilik onu onlardan ayırana kadar yine bekar gibi, bu kez de birkaç yıl boyunca iki kadınla birlikte yaşadı,
Schmidt uzun zamandır devlet pozisyonu almaktan vazgeçmişti. Ancak öğretmen olarak kazancına güvenmek zorunda olduğu için, bir tür özel pozisyonu kabul etmesi gerekiyordu. 1 Ekim 1839'da katıldığı Kollnischer Fischmarkt 4'te Madam Gropius'un "Genç Bayanlar için Eğitim ve Öğretim Kurumu" nda bu pozisyonu buldu. Orada beş yıl ara vermeden çalıştı.
Okul, çeşitli öğretmenlerin yardımıyla o ve kız kardeşleri tarafından yönetilen, iyi niyetli çevrelerden gelen genç kızları için kurulmuş, saygın bir özel kurumdu. Schmidt başlangıçta ilk sınıflara iki saat Almanca dersi verdi. 2 Mart 1840'ta yapılan bir sınavla, 13 öğrenciyi edebiyat tarihinde, tüm Silezya şiir okulu üzerinde test etti. "Konuşma hoş ve memnuniyet verici bir şekilde sonuçlandı." İki yıl sonra okulun başına, Mme Gropius'unn eski bir öğrencisi olan Fraulein Zepp geçti. Gropius. Schmidt görevli kadınla birlikte ikinci sınıfların dersine girdi ve ertesi yıl da 7 öğrencisi olan birinci sınıfta tarih dersi verdi.
“Çok ve uzun yazılar” verdiğini söyleyen öğrencileri ve görevli kadın tarafından sürekli kibar ve sakin doğasıyla çok sevildi ve takdir edildi.
Şaşkınlıklarına rağmen, 1 Ekim 1844'te beklenmedik bir şekilde ve aniden istifa etti, Bir daha da hiçbir zaman kamusal bir pozisyona sahip olmadı.
Bunun nedeni ve hangi koşullarda gerçekleştiği, son ve en önemli yıllarının açıklamasıyla, başka bir bölümde ele alınacaktır.
Ama önce, geriye doğru hızlı bir bakış atıp, hayatının dışsal gelişimini kapsayan yılları kendisini çok dikkat çekici bir şekilde diğerlerinden ayıran ana noktaya kadar bir kez daha gözden geçirelim.
Hemen hemen hiç kesintisiz devam eden yeniden kesin hatlarıyla kurulabilen bu öğrenme ve öğretim yılları, kuşkusuz bu yaşamın en önemli dönemlerinden biridir. Adamın bütün gelişimini kapsarlar ve onu bir kamu hayatının sınırına yönlendirirler. O hala kapıyı açmamıştı, ama eli kapı kolundaydı.
Genç adam üniversiteye bir mulus (son okul sınavını daha yeni vermiş kişi) olarak, neşeli umutlarla gittiğinde yirmi yaşındaydı; adam, gençliğinin tüm çabasının, onu yaşamını kazanabileceği bir pozisyona getiremeyeceğini fark ettiğinde otuz yaşlarındaydı.
Tepe noktasının muhtemelen Almanya'ya yolculuğu olduğu ancak tümüyle aile koşullarının baskısı altında yaşadığı huzursuz, sık sık kesintiye uğrayan bir çalışma zamanı; hastalığın hazırlanmasını engellediği zorlu bir sınav; karşılığını alamadığı zorlu bir öğretmenlik denemesi dönemi -bu on yılın içeriği.
Sonuç büyük bir cesaret kırılmasıydı. İlk denemesinin başarısızlığından sonra yeni bir pozisyon için başvurduğunu duymuyoruz. Sadece ölümün aniden bitirdiği sessiz evliliğini biliyoruz.
Özel bir kurumda yıllarca süren sakin bir eğitim dönemi vardı. Aynı zamanda bu yıllar yaşamın meyvesini olgunlaştırdı.
Büyüdüğü zeminin nasıl hazırlandığını sadece tahmin edebiliriz. Çünkü, tıpkı ilk yıllarında olduğu gibi, öğrenme ve öğretme yıllarının üzerinde de içini göstermeyen ancak hatları belli eden bir örtü yatıyor. Şimdiye kadar bu yaşamın tek bir tanığı dahi ortaya çıkmadı. Hiçbir insanla sadece gerçekler konuşulmadı. Sadece şimdi, yaklaşık olarak 1840 yılıyla birlikte onlar görünmeye başlıyorlarve onlar sessiz forma sıcaklık ve ifade veriyorlar. Hayata geliyor ve anılarıyla bizle konuşuyor.
Öğretmen Johann Caspar Schmidt'ten ayrılıyoruz.
Ancak, biz Max Stirner olarak karşımıza çıkacak olan bu adama dönmeden önce, kendimizi detaylı bir şekilde ve ilgiyle, hayatına bundan böyle uzun yıllar içinde devam edeceği bizimle konuşmasını sağlayan tanıkların da bulunduğu ve ileriki resim için doğal bir çerçeve oluşturacak çevreyle ilgilenmeliyiz.
Dostları ilə paylaş: |