İk-dr-2002-0002 İnsani kalkinma poliTİkalari ve tüRKİye üzerine bir deneme hazirlayan: Mİne yilmazer danişman: prof. Dr. HaliL ÇİVİ aydin 2002


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: GELİŞMİŞLİK DÜZEYİNİN FARKLI ÖLÇÜMLERİ VE YAŞAMIN YETKİNLİĞİ ENDEKSİ



Yüklə 3,49 Mb.
səhifə42/65
tarix12.01.2019
ölçüsü3,49 Mb.
#94877
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   65

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: GELİŞMİŞLİK DÜZEYİNİN FARKLI ÖLÇÜMLERİ VE YAŞAMIN YETKİNLİĞİ ENDEKSİ


Bu bölümde, ülkelerin kalkınma düzeylerinin somutlaştırılması için kullanılan farklı ölçümler değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu ölçümler arasında yaygın olarak kabul gören HDI’nin hesaplanma yöntemi detaylı bir şekilde açıklanacaktır. Son olarak, yeni bir endeks oluşumu, diğer bir deyişle Yaşamın Yetkinliği Endeksi (YYE) ile ilgili bilgiler verilecektir. YYE, Türkiye için ve uluslararası boyutta olmak üzere iki ayrı şekilde değerlendirilecektir.

1. İnsani Kalkınma Düzeyinin Ölçümünde Farklı Yaklaşımlar


Ekonomi literatüründe ülkelerin kalkınma performansları arasındaki farklılığı somutlaştırmak için çeşitli ölçümler yapılmaya çalışılmıştır. 1970’li yıllardan itibaren bu ölçümlerde sosyo-ekonomik göstergeler kullanılmaya başlanmıştır. Bu alanda en son girişim UNDP’nin HDI ölçümüdür. Bu bölümde gelişmişlik düzeyinin ölçülmesi için ortaya atılan farklı yaklaşımlar özetlenmeye çalışılmıştır.

1.1. Sosyo-Ekonomik Kalkınma Ölçümü


Birleşmiş Milletler Sosyal Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü (United Nations Research Institute on Social Development (UNRISD) tarafından 1970 yılında yapılan bir çalışma, ilk karma göstergeler grubu ile yapılan analizlerin başlıcalarından biridir. Ortaya çıkan sonuç, bir bileşik Sosyal Kalkınma Endeksidir. Gerçekte 73 gösterge ile çalışılmıştır. Bununla birlikte, yalnızca 16 gösterge (9 sosyal ve 7 ekonomik gösterge) seçilmiştir. Bu göstergeler şunlardır:

1. Doğumda yaşam beklentisi

2. 20,000 ve üzerindeki yerleşim yerlerindeki nüfusun yüzdesi


  1. Kişi başına günlük hayvansal protein tüketimi

  2. Birincil ve ikincil okullaşma oranı

  3. Mesleki okullaşma oranı

  4. Yerleşim yerlerinde ortalama oda başına düşen insan sayısı

  5. Her 1,000 kişide gazete tüketimi

  6. Elektrik, su, gaz vb den ekonomik olarak yararlanabilen nüfusun yüzdesi

  7. Her erkek tarım işçisine düşen tarımsal üretim

  8. Tarım sektöründe çalışan yetişkin erkek işçi yüzdesi

  9. Kişi başına kw saat olarak elektrik tüketimi

  10. Kişi başına kg olarak çelik tüketimi

  11. Kişi başına kg olarak kömür ve eşdeğerlerine dayalı enerji tüketimi

  12. GSYİH’nın sanayileşmeden yoksunluk yüzdesi

  13. 1960 yılında kişi başına dış ticaret

  14. Ücretlilerin ekonomik olarak aktif nüfusun toplamına oranı (Todaro, 1997: 62).

Kalkınma endeksinin kişi başına düşen GSYİH ve benzer göstergelerden çok, sosyal ve ekonomik göstergelerle korelasyonunun olduğu bulunmuştur. Kalkınma endeksi ile yapılan bazı ülke sıralamaları kişi başına düşen GSYİH sıralamasından farklı çıkmıştır. Aynı zamanda, kalkınma endeksinin GSYİH ile korelasyonu gelişmekte olan ülkelere oranla gelişmiş ülkelerde daha yüksektir (Todaro, 1997: 63).

1.2. Sosyal, Politik ve Ekonomik Kalkınma Ölçümü


Irma Adelman ve Cynthia Morris tarafından yapılan bir başka çalışma ile kalkınma ölçümü sosyal, ekonomik ve politik faktörler arasındaki karşılıklı etkileşime bakılarak yapılmıştır. 74 gelişmekte olan ülke, 40 değişken kullanılarak sıralandırılmıştır. Araştırmacılar, belirlenen anahtar değişkenler ile ekonomik kalkınma arasında güçlü korelasyonlar bulmuşlardır (Todaro, 1997: 63). Adelman ve Morris, ekonomik, sosyal ve politik değişkenleri kullanarak geniş bir sırlama ile bağlantı kurup, bunları istatistiksel bir yöntemle açıklama konusunda öncü olmuşlardır. Bu analizde kullanılan göstergeler şunlardır:

Çizelge 48. Adelman ve Morris’in Ekonomik, Sosyal ve Politik Göstergeleri



Ekonomik göstergeler

Kişi başına GSMH,

Kişi başına GSMH’daki büyüme oranı,

Doğal kaynakların zenginliği,

Brüt yatırım oranı,

Sanayiin modernizasyon düzeyi,

Tarımsal organizasyonun özelliği,

Tarımda modern teknoloji kullanım düzeyi,

Dış ticaretin yapısı,

Vergi sisteminin verimlilik düzeyi.

Fiziksel sabit sermayenin yeterlik düzeyi,

Finansal kurumların etkinlik düzeyi.



Sosyokültürel Göstergeler

Geleneksel tarım sektörünün büyüklüğü,

İkilemin büyüklüğü,

Kentleşmenin büyüklüğü,

Yerli orta sınıfın önemi,

Sosyal mobilitenin büyüklüğü,

Okuryazarlığın boyutları,

Haberleşme ağının büyüklüğü,

Kültürel ve etnik homojenlik derecesi,

Sosyal gerginlik derecesi,

Kaba doğurganlık oranı,

Modernizasyon derecesi,





Baskın din türü,

Sosyo ekonomik kalkınma düzeyi.



Politik Göstergeler

Ulusal entegrasyon derecesi ve ulusal birlik duygusu,

Ulusal gücün merkezileşmesi derecesi,

Politik katılımcılığın genişliği,

Politik engel ve baskılara karşı özgürlük derecesi,

Politik partilerin rekabet derecesi,

Baskın politik parti sisteminin esası,

İşgücü hareketliliğinin etkinliği,

Geleneksel sınıfın politik gücü,

Dinsel organizasyonların politik ve sosyal etkisi,

İdari yetkinlik derecesi,

Ekonomik kalkınma için liderlik taahhüdünün büyüklüğü,

Hükümetin doğrudan ekonomik aktivitelerinin büyüklüğü,

Sömürge yaşamının uzunluğu,

Sömürge yaşamının türü,

Demokratik kurumların genişliği,

Politik istikrarın uzunluğu


Kaynaklar: Rostow, W.Walt, 1990, “Theorists of Economic Growth form David Hume to the Present”, Oxford University Press, New York, Oxford, s. 368; Todaro, Michael P., 1997, “Economic Development”, 6. Baskı, Longman London and New York, s.64.

1.3. Yaşamın Fiziksel Niteliği Endeksi


Bir diğer ölçüm, Morris D. Morris’in Yaşamın Fiziksel Niteliği Endeksi (Phycical Quality of Life Index-PQLI) ölçümüdür. Burada basit bir bileşik endeks hesaplanmış ve üç gösterge kullanılmıştır: bir yaşında yaşam beklentisi, bebek ölümleri ve okuryazarlık. Her gösterge için 1’den 100’e kadar en iyi ve en kötü performanslar değerlendirilmiştir.

Morris, bu üç göstergeden hiçbirinin kalkınmanın özel bir yönü ile ilgilenmediğini savunmaktadır. Ayrıca, Morris’e göre, göstergelerin her üçü de kültürler arasında farklılık göstermemektedir. Genel olarak dünyanın her yerinde insanlar yeni doğan çocukların ölmesini istemezler. İnsanlar kısa yaşama oranla uzun yaşamı tercih ederler. Ancak, okuryazarlığın evrenselliği konusunda bazı toplumlar önyargılıdır. Tarih boyunca okuma yazma yeteneğine ayrıcalıklı gruplar sahip olmuştur (Morris, 1979: 30-31).

Çalışmada kişi başına düşük GSYİH’ya sahip ülkeler düşük PQLI değerine, yüksek GSYİH’ya sahip ülkeler ise yüksek PQLI değerine ulaşmıştır. Buna rağmen, kişi başına düşen GSYİH ve PQLI arasındaki korelasyon önemli ölçüde yakın değildir. Çünkü, kişi başına gelir düzeyi yüksek olan ülkelerden bazılarının PQLI değeri oldukça düşüktür. Benzer şekilde, kişi başına gelir düzeyi çok düşük olan ülkelerden bazılarının PQLI değeri orta ve yüksek gelirli ülkelerden daha fazladır.

Morris’in çalışması kişi başına geliri düşük olan ülkelerin PQLI düzeylerinin de düşük olacağı önyargısından önemli ölçüde sapmalar göstermektedir. Kişi başına gelir düzeyi 700$’ın altındaki ülkelerin bir kısmı yüksek ve orta düzey PQLI’e erişmiştir. Örneğin, Küba, Kore, Şili, Sri Lanka ve Hong Kong gibi ülkelerin kişi başına geliri 700$’ın altındadır, ancak, 1980’li yıllarda PQLI’de başarılı olmuşlardır (Morris, 1979: 64). Ortalama kişi başına gelir düzeyi arttığı zaman, bu süreçte gelir dağlımı daha az adil hale gelse bile, mutlak gelirlerin nüfusa oranında büyük artışlar ortaya çıkabilir. Buna karşılık, daha düşük gelir düzeylerinde besin tüketimi artışı, bebek ölümleri ve yaşam beklentisi üzerine elverişli etkiler yaratabilir (Morris, 1979: 66). Sonuç olarak, bir ülkenin ortalama gelir düzeyi artsa bile, aynı ülkede fiziksel yaşam kalitesi yönünden herhangi bir ilerleme ortaya çıkmayabilir. Ancak, ortalama gelirin düşük olduğu durumlarda besin tüketiminin artması, okuryazarlık oranının yükselmesi gibi etkenler yaşam beklentisinin ve yaşam kalitesinin iyileşmesi sonucunu yaratabilmektedir.

1980’li yıllardaki kişi başına gelir ve PQLI değerlerine bakıldığında, kişi başına GSMH’da çok büyük artışlar olmadan da yaşam kalitesinin iyileştirildiği, GSMH’daki artışın daha iyi bir yaşam kalitesi garantisini vermediği görülmektedir (Todaro, 1997: 63). Bunun yanında, sosyal yatırımların bir miktar genişlemesi, gelirdeki artışın devamını gerektirmektedir. Ortalama kişi başına gelirde devam eden büyüme, bebek ölümlerini azaltan ya da okuryazarlığı veya yaşam beklentisini artıran bağımsız politikaları yaratmaktadır (Morris, 1979: 66).


Yüklə 3,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   65




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin