D. ENFLASYON ve PARA-KUR POLİTİKASI 1. Enflasyon
2008 yılı sonunda Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) yıllık artış oranları sırasıyla yüzde 10,06 ve yüzde 8,11 olarak gerçekleşmiştir. Tüketici fiyatları yıllık enflasyonu bir önceki yıla kıyasla 1,7 puan yükselmiş ve son beş yılın en yüksek düzeyine çıkarak, enflasyon hedefinin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, yılın büyük bir kısmında arz yönlü şoklara bağlı olarak gıda ve enerji kalemlerinde gözlenen yüksek oranlı artışlar belirleyici olmuştur. Emtia fiyatlarında gözlenen yükselişler 2008 yılında bütün dünyada enflasyon oranlarının hızla yükselmesine yol açmış, bu dönemde ülkemizde de benzer bir eğilim görülmüştür.
GRAFİK: - Fiyat Gelişmeleri
TÜFE ve Özel Kapsamlı TÜFE Göstergesi I
(Yıllık Yüzde Değişim)
|
ÜFE ve İmalat Sanayi Fiyatları
(Yıllık Yüzde Değişim)
|
|
|
Küresel krizin derinleşmesi ve dünya ekonomisinde yaşanan belirgin yavaşlamanın etkisiyle 2008 yılının son çeyreğinde enflasyonda gözlenmeye başlanan düşüş eğilimi, 2009 yılında iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleşmesi ve maliyet bazlı etkilerin olumlu seyriyle birlikte güçlenerek sürmüştür. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,89’a gerileyen yıllık tüketici enflasyonu, ikinci çeyrek sonunda yüzde 5,73 olmuştur. Yılın üçüncü çeyreğinde kamu mali dengesini sağlamaya yönelik olarak alınan tedbirlerin (akaryakıt ve tütün ürünleri üzerindeki maktu vergi tutarındaki artışlar) etkisiyle düşüş hızı yavaşlasa da Eylül ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 5,27’ye gerilemiştir.
GRAFİK: - Mal ve Hizmet Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim)
2009 yılının ilk dokuz ayında TÜFE’de gözlenen düşüşün alt kalemlerin geneline yayıldığı gözlenmektedir. Özellikle, gıda ve enerji fiyatlarının enflasyona yaptığı katkı 2008 yılına kıyasla belirgin bir gerileme kaydederek, Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 2,2 puana kadar inmiştir. Bu gelişmede, uluslararası emtia fiyatlarındaki düşüşün enerji ve işlenmiş gıda fiyatları üzerindeki yansımaları etkili olmuştur. Benzer şekilde, hizmet fiyatları artış hızında da alt grupların geneline yayılan istikrarlı bir yavaşlama dikkat çekmektedir. Bu grupta, iktisadi faaliyetteki keskin yavaşlama ve arz yönlü şokların etkisinin olumluya dönmesiyle birlikte yıllık enflasyon oranı Eylül ayında yüzde 5,26 ile tarihi en düşük seviyesine inmiştir.
Toplam talepteki daralmanın beklenenden daha keskin olması ve iç talebi canlandırıcı mali tedbirler çerçevesinde yapılan geçici vergi indirimleri, temel mal ve hizmet gruplarında enflasyonun öngörülenden hızlı düşmesine neden olmuştur. Bu gelişmeler sonucunda, Eylül ayı itibarıyla TÜFE artış hızı, yıl sonu hedefi ile uyumlu patikanın etrafında oluşturulan belirsizlik aralığının alt sınırının altında gerçekleşmiştir.
Enerji, işlenmemiş gıda, alkollü içecekler ve tütün ile altın hariç TÜFE göstergesi olan ÖKTG-H’nin yıllık artış oranı yüzde 2,44’e, bu endeksten işlenmiş gıda çıkarılarak elde edilen ÖKTG-I endeksi yüzde 3,37’ye gerilemiştir. Bu düşük seviyelerde ÖTV ve KDV oranlarındaki geçici değişimin etkisi olsa da, temel göstergeler bu etkilerden arındırıldığında da yavaşlayarak, enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün vergi indirimlerinden bağımsız olarak da korunduğuna işaret etmiştir.
Üretici fiyatlarına bakıldığında, 2009 yılı Eylül ayı itibarıyla ÜFE yıllık değişim oranı yüzde 0,47 olmuştur. Tarım ürünleri ile sanayi ürünleri yıllık enflasyonu ise sırasıyla yüzde 4,08 ve yüzde –0,32 olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılına kıyasla Türk Lirasının değer kaybetmesine rağmen, emtia fiyatlarındaki belirgin düşüş tüketici fiyatları üzerinde maliyet yönlü önemli bir baskı oluşmasını engellemiştir.
2. Para ve Kur Politikası
a) Mevcut Durum
2009 yılı para politikası, 2006 yılı başından itibaren olduğu gibi, enflasyon hedeflemesi stratejisi çerçevesinde yürütülmüştür. Buna göre, 2009 yılı sonu tüketici fiyatları için enflasyon hedefi, Hükümet ve Merkez Bankası tarafından 3 Haziran 2008 tarihinde yüzde 7,5 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, yıl sonu enflasyon hedefiyle tutarlı üçer aylık enflasyon patikası ve bu patika etrafında ±2 puan genişliğinde belirsizlik aralığı da ilan edilmiştir. 2009 yılının ilk üç çeyreğindeki enflasyon gelişmelerine bakıldığında, özellikle küresel krizin toplam talepte yarattığı keskin yavaşlamanın etkisiyle enflasyonda belirgin bir düşüş yaşandığı ve enflasyonun yılın ikinci çeyreğinden itibaren ilan edilen belirsizlik aralığının alt sınırının altında gerçekleştiği gözlenmiştir.
TABLO: II. - 2009 Yılında Hedefle Uyumlu Enflasyon Patikası ve Belirsizlik Aralığı
|
Mart
|
Haziran
|
Eylül
|
Aralık
|
Belirsizlik aralığı üst sınırı
|
11,7
|
|
10,8
|
10,5
|
9,5
|
Hedefle uyumlu patika
|
9,7
|
|
8,8
|
8,5
|
7,5
|
Belirsizlik aralığı alt sınırı
|
7,7
|
|
6,8
|
6,5
|
5,5
|
Gerçekleşen enflasyon
|
7,89
|
|
5,73
|
5,27
|
-
|
Kaynak: TCMB, TÜİK
2009 yılında enflasyon ve para politikası üzerinde temel olarak küresel ekonomideki gelişmeler belirleyici olmuştur. Talep ve maliyet yönlü baskıların zayıflamasıyla yurt içi enflasyon oranları da 2008 yılının son dönemlerinde düşüş eğilimine girmiş, bu eğilim 2009 yılının ilk dokuz aylık döneminde de devam etmiştir. Bu çerçevede, Merkez Bankası, 2008 yılı Kasım ayında başladığı politika faiz oranlarındaki indirim sürecine 2009 yılı boyunca devam etmiştir.
TABLO: II. - 2008 Eylül-2009 Ekim Dönemi Para Politikası Kararları
PPK Toplantı Tarihleri
|
Faiz Kararı
|
Faiz Oranı*
|
18 Eylül 2008
|
Değişiklik yapılmadı
|
16,75
|
22 Ekim 2008
|
Değişiklik yapılmadı
|
16,75
|
19 Kasım 2008
|
-0,50
|
16,25
|
18 Aralık 2008
|
-1,25
|
15,00
|
15 Ocak 2009
|
-2,00
|
13,00
|
19 Şubat 2009
|
-1,50
|
11,50
|
19 Mart 2009
|
-1,00
|
10,50
|
16 Nisan 2009
|
-0,75
|
9,75
|
14 Mayıs 2009
|
-0,50
|
9,25
|
16 Haziran 2009
|
-0,50
|
8,75
|
16 Temmuz 2009
|
-0,50
|
8,25
|
18 Ağustos 2009
|
-0,50
|
7,75
|
17 Eylül 2009
|
-0,50
|
7,25
|
15 Ekim 2009
|
-0,50
|
6,75
|
Kaynak: TCMB
(*) Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo- Ters Repo Pazarında uygulanmakta olan gecelik borçlanma faiz oranı
2009 yılının ilk aylarında açıklanan veriler, küresel krizin iktisadi faaliyet üzerindeki etkilerinin derinleştiğine işaret etmiştir. Bu bağlamda, faiz indirimlerinin önemli bir kısmı erkene alınarak faiz oranlarındaki indirim süreci hızlandırılmıştır. Bu çerçevede, 2009 yılının ilk dört ayında politika faiz oranları toplam 525 baz puan düşürülmüştür.
2009 yılı Mayıs ayından itibaren iktisadi faaliyete dair kısmi toparlanma işaretleri alınmasına rağmen, yurt içi talepteki canlanmanın gücüne ve kalıcılığına ilişkin belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle politika faiz indirimlerine Ekim ayına kadar devam edilmiştir. Böylece, 2009 yılının ilk on aylık döneminde politika faiz oranlarında toplam 825 baz puan indirim gerçekleştirilmiştir. Buna rağmen talep koşullarındaki hızlı daralma, emtia fiyatlarında gözlenen gerilemeler ve mali tedbirler kapsamında yapılan vergi indirimleri sonucunda enflasyonda sert bir düşüş gerçekleşmiş, Haziran ve Eylül aylarında enflasyon oranları belirlenen hedef patikasının altında kalmıştır.
Enflasyon ve iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin politika faizlerindeki hızlı indirim sürecinin gerekliliğini teyit etmesi, faiz kararlarının piyasa faizleri üzerindeki belirleyiciliğini artırmış, politika faizlerine paralel olarak piyasa faizlerinde de belirgin bir düşüş olmuştur. Bunun yanında, enflasyon oranlarındaki düşüşün de etkisiyle orta vadeli enflasyon beklentileri, 2009 yılının ilk çeyreğinde belirgin bir düşüş sergilemiş, yılın geri kalanında ise yatay bir seyir izlemiştir.
GRAFİK: - Para Politikası Kararları ve Piyasa Faiz Oranı
|
Kaynak: TCMB, İMKB
Merkez Bankası, temel amacı fiyat istikrarını sağlamak olmakla birlikte, küresel finans krizinin Türkiye ekonomisi ve finansal istikrar üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek amacıyla, 2008 yılı ortalarından itibaren Türk Lirası ve döviz likidite sıkışıklığını giderecek, bu piyasaların sağlıklı işlemesini sağlayacak ve iktisadi faaliyetteki daralmayı sınırlayacak önlemleri de almıştır. Bu bağlamda; 29 Ocak 2009 tarihinde bankalara Likidite Desteği Kredisi kullandırılması koşulları yeniden gözden geçirilmiş ve kullandırılabilecek kredilere ilişkin usul ve esasların belirlendiği yönetmelik Merkez Bankasının internet sitesinde yayımlanmıştır. Buna göre bankaların, olağanüstü durumlarda, avans şeklinde birer aylık vadelerde en fazla bir yıl süreyle, Merkez Bankasının Bankalararası Para Piyasasında geçerli borç verme faiz oranından kredi kullanabilmelerine imkan tanınmıştır. 19 Haziran 2009 tarihinden itibaren bankaların likidite yönetimlerini ve aktarım mekanizmasının sağlıklı çalışmasını desteklemek amacıyla gerektikçe üç aya kadar vadeli repo işlemlerinin de kullanılmasına başlanmıştır.
Kasım 2008 ve Şubat 2009 içinde yapılan düzenlemelerle, bankaların kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde, Merkez Bankasından ABD doları ve euro cinsinden alabilecekleri döviz depolarının vadesi kademeli olarak bir haftadan üç aya uzatılmış, ayrıca Merkez Bankası taraflı işlemlerde önceden yüzde 10 olarak belirlenmiş olan borç verme faiz oranı, kademeli olarak ABD doları için yüzde 5,5’e, euro için de yüzde 6,5’e düşürülmüştür.
Döviz likiditesini destekleyerek döviz piyasasının sağlıklı çalışmasını sağlamak amacıyla 10 Mart 2009 tarihinden itibaren günlük 50 milyon ABD doları tutarlı olmak üzere döviz satım ihalelerine başlanmıştır. Küresel piyasalardaki olumlu gelişmelerin döviz piyasasındaki derinliğe ilişkin kaygıları azaltmasıyla, 3 Nisan 2009 tarihinde döviz satım ihalelerine son verilmiş, bu süre zarfında gerçekleştirilen 18 ihalede toplam 900 milyon ABD doları satılmıştır.
Küresel krizin reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla ihracat reeskont kredisi uygulamasına yönelik 2008 yılında yapılan düzenlemelerin devamı olarak, ihracat reeskont kredi kullanımının yaygınlaştırılması hedeflenmiştir. Bu çerçevede, 20 Mart 2009 tarihinde sevk öncesi ihracat reeskont kredisinden ihracatçı, imalatçı-ihracatçı firmaların yanı sıra ihracatçı sıfatına haiz olmamakla birlikte ihraç kaydıyla nihai mal üretimi yapan ve ihracatçı aracılığı ile bu malını ihraç eden imalatçı firmalar da yararlandırılmaya başlanmıştır.
Küresel finans krizi koşullarında bankaların döviz likidite durumlarını güçlendirmek amacıyla alınan önlemler çerçevesinde, 16 Ekim 2008 tarihinde ara verilen döviz alım ihalelerine, küresel ekonomiye ilişkin olumlu beklentilere bağlı olarak likidite ve risk iştahının tekrar güçlenmesi ve döviz piyasasının göreli bir istikrara kavuşmasıyla 4 Ağustos 2009 tarihinden itibaren tekrar başlanmıştır. İhalelerde alımı yapılacak tutar günlük 30 milyon ABD doları ihale ve 30 milyon ABD doları opsiyon hakkı olmak üzere en fazla 60 milyon ABD doları olarak belirlenmiştir. 2009 yılında ihaleler yoluyla alımı yapılan toplam döviz miktarı 15 Ekim 2009 tarihi itibarıyla 2,29 milyar ABD dolarıdır. Merkez Bankası brüt döviz rezervleri ise 2 Ekim 2009 itibarıyla 70,1 milyar ABD doları düzeyindedir.
TABLO: II. - Merkez Bankası Döviz Müdahale ve İhaleleri
(Milyon ABD Doları)
Yıl
|
Döviz Alım İhaleleri
|
Döviz Satım İhaleleri
|
Döviz Alım Müdahaleleri
|
Döviz Satım Müdahaleleri
|
Toplam Net Döviz Alımları
|
2002
|
795
|
-
|
16
|
12
|
799
|
2003
|
5 652
|
-
|
4 229
|
-
|
9 881
|
2004
|
4 104
|
-
|
1 283
|
9
|
5 378
|
2005
|
7 442
|
-
|
14 565
|
-
|
22 007
|
2006
|
4 296
|
1 000
|
5 441
|
2 105
|
6 632
|
2007
|
9 906
|
-
|
-
|
-
|
9 906
|
2008
|
7 584
|
100
|
-
|
-
|
7 484
|
2009*
|
2 290
|
900
|
-
|
-
|
1 390
|
Kaynak: TCMB
*15 Ekim 2009 itibarıyla
Küresel piyasalarda yaşanan krizin etkisiyle bankacılık sektörünün yurt dışından fonlama imkanlarının daralması ve artan ihtiyatlılık nedenleriyle kredi arzı azalmış, belirsizliklere ve yavaşlayan iktisadi faaliyete bağlı olarak kredi talebi gerilemiş, sonuç olarak kredi piyasası küçülmüştür. 2008 yılı Kasım ayından beri devam eden faiz indirimleri son dönemde piyasa faizlerine daha fazla yansımaya başlamış, Türk Lirası ve döviz likiditesine ilişkin alınan önlemler ile piyasalarda risk algılamasındaki olumlu gelişmelerin desteğiyle, kredilerde sınırlı da olsa bir toparlanma gözlenmeye başlanmıştır. Bu dönemde aracılık maliyetlerini azaltmak ve piyasaya kalıcı likidite sağlamak yoluyla Türk parası kredilerde kaydedilen artış eğilimini desteklemek amacıyla, yüzde 6 olan Türk parası zorunlu karşılık oranı 2009 yılı Ekim ayında 1 puan azaltılarak yüzde 5 düzeyine indirilmiştir. Türk parası zorunlu karşılık oranında yapılan bu indirimle bankacılık sistemine yaklaşık 3,3 milyar TL kalıcı likidite sağlanmış bulunmaktadır.
2009 yılı Ocak-Eylül döneminde, Merkez Bankası net dış varlıklarının ABD doları ve TL değeri ile net iç varlıklar kalemi azalmıştır. Söz konusu dönemde, Merkez Bankasının temel yükümlülük kalemlerinden olan emisyon hacmi, yüzde 16 oranında artarak 38 milyar TL’ye yükselmiştir. Bankalar serbest mevduatı 16,2 milyar TL ile 24,3 milyar TL arasında dalgalanma göstermiştir. 2009 yılının ilk dokuz ayında kamu mevduatı 1 milyar TL ile 12,8 milyar TL ve Merkez Bankası tarafından piyasadan çekilen günlük likidite hacmini gösteren Açık Piyasa İşlemlerinden (APİ) Borçlar Hesabı ise -17,7 milyar TL ile 5,7 milyar TL arasında dalgalanmıştır. Bankanın TL yükümlülüklerinin toplamı olan Merkez Bankası Parası, yukarıda bahsi geçen kalemlerin hareketlerinin sonucu olarak aynı dönemde 49,1 milyar TL ile 58,7 milyar TL arasında dalgalanmış ve 2009 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla 49,1 milyar TL seviyesinde gerçekleşmiştir.
TABLO: II. - Parasal Büyüklükler ve Merkez Bankası Bilançosu Seçilmiş Kalemleri (1)
|
2007
|
2008
|
2009
|
|
Aralık
|
Aralık
|
Mart
|
Haziran
|
Eylül
|
|
(Milyon TL)
|
Para Arzları (2)
|
|
M2
|
345 028
|
434 205
|
446 073
|
452 895
|
467 959
|
M3
|
370 078
|
458 384
|
473 495
|
480 465
|
494 704
|
|
(Milyon TL)
|
Net Dış Varlıklar
|
68 611
|
91 212
|
95 940
|
87 006
|
88 139
|
Net İç Varlıklar
|
16 166
|
-718
|
-4 352
|
-3 094
|
-2 942
|
DİBS Portföyü
|
16 789
|
13 763
|
13 507
|
10 665
|
8 941
|
Değerleme Hesabı
|
5 070
|
-6 204
|
-9 881
|
-5 851
|
-3 753
|
Merkez Bankası Parası
|
54 691
|
54 001
|
58 692
|
51 562
|
49 142
|
Emisyon
|
27 944
|
32 725
|
34 936
|
35 094
|
37 968
|
Bankalar Serbest Mevduatı
|
16 748
|
22 934
|
16 316
|
23 583
|
16 155
|
APİ’den Borçlar
|
4 369
|
-2 836
|
5 666
|
-12 716
|
-8 671
|
Kamu Mevduatı
|
5 472
|
54 001
|
58 692
|
51 562
|
49 142
|
|
(Milyon ABD Doları)
|
Net Döviz Pozisyonu
|
32 905
|
36 301
|
38 241
|
35 314
|
35 336
|
Net Dış Varlıklar
|
58 602
|
60 509
|
58 195
|
56 216
|
59 796
|
Net Rezervler
|
70 527
|
69 542
|
66 108
|
64 444
|
69 941
|
KMDTH ve SDMH (-)
|
15 814
|
13 583
|
12 963
|
13 081
|
13 440
|
İç Döviz Yükümlülükleri
|
25 697
|
24 209
|
19 954
|
20 902
|
24 460
|
Döviz Olarak Takip Edilen
Kamu Mevduatı
|
10 430
|
10 406
|
7 059
|
8 367
|
11 387
|
Bankaların Döviz Mevduatı
|
15 267
|
13 803
|
12 894
|
12 535
|
13 073
|
Kaynak: TCMB
(1) Veriler ayın son cuma günü itibarıyladır.
(2) M2 ve M3 para arzlarında yeni tanımlar kullanılmıştır.
2009 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla, yeni tanımın kullanıldığı M1, M2 ve M3 para arzları bir önceki yıl sonuna göre sırasıyla yüzde 17,1, yüzde 7,8 ve yüzde 7,9 oranında artmıştır. M1 para arzındaki artışta, dolaşımdaki paranın, vadeli ve vadesiz TL mevduatın artan bir seyir izlemesi etkili olmuştur. M2 para arzında kaydedilen artışta vadeli TL ve YP mevduatların artışı belirleyici olmuştur. Repo seviyesinin ve para piyasası fonları kaleminin etkilerinin az olması nedeniyle, M3 para arzındaki artış M2 para arzındaki artışa yakın olarak gerçekleşmiştir.
b) 2010 Yılı Hedefleri
Para politikası, 2010 yılında da enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde sürdürülecektir. Bu çerçevede, 2010 yıl sonu hedefi yüzde 6,5 olarak belirlenmiştir. 2010 yılında para politikasının operasyonel çerçevesi, 2009 yılı sonunda yayımlanacak olan “2010 Yılında Para ve Kur Politikası” başlıklı politika metni ile kamuoyuna açıklanacaktır. Söz konusu metinde, aynı zamanda, 2010 yıl sonu hedefi ile tutarlı üç aylık enflasyon patikası ve Hükümet ile ortak oluşturulacak olan 2012 yıl sonu enflasyon hedefi de ilan edilecektir.
Dostları ilə paylaş: |