İklim değişikliği, yıllar itibariyle gözlemlenen verilere dayanarak



Yüklə 445 b.
tarix12.01.2019
ölçüsü445 b.
#95796


İklim değişikliği, yıllar itibariyle gözlemlenen verilere dayanarak, atmosferin bileşiminin ve doğal iklimin, insan faaliyetleri neticesinde doğrudan ya da dolaylı olarak bozulmasıyla ortaya çıkmaktadır.

  • İklim değişikliği, yıllar itibariyle gözlemlenen verilere dayanarak, atmosferin bileşiminin ve doğal iklimin, insan faaliyetleri neticesinde doğrudan ya da dolaylı olarak bozulmasıyla ortaya çıkmaktadır.


Sera gazları dünyanın yavaş yavaş daha sıcak hale gelmesine neden olmaktadır.

  • Sera gazları dünyanın yavaş yavaş daha sıcak hale gelmesine neden olmaktadır.

  • Sera gazları atmosferde çok az miktarda ve atmosferin üst seviyelerinde bulunmaktadır.

  • Güneş ışınları uzaya geri salınmadan bu gazlar tarafından emilmektedir.

  • Bu da küresel ısınma olarak adlandırılan, dünyanın doğal olmayan biçimde ısınmasıdır.

  • Sera gazlarının atmosferde artışının birçok nedeni olsa da başlıca neden fosil yakıtların kullanımının artmasıdır.











Sanayileşme küresel ısınmanın temel sebebi olarak görülmektedir. .

  • Sanayileşme küresel ısınmanın temel sebebi olarak görülmektedir. .

  • Karbondioksit ve metan gibi gazların aşırı bikimesinde insan etkisi en önemli unsur olarak görülmektedir.

  • Bu sebeple insanın etkisini, sanayileşmeden daha önce düşünmek gerekmektedir.



  • Dünya üzerinde enerjiye olan ihtiyaç gelecek 25 yılda daha fazla olacaktır.

  • Bu ihtiyacın da temel olarak fosil yakıtlarla giderilmesi beklenmektedir.



  • 20. yüzyıldan bu yana ortalama küresel sıcaklıklar 0.5-0.8 º C arasında artmıştır.

  • 21. yüzyılın sonunda ise 1.4 - 5.8 º C artış göstermesi beklenmektedir.



  • Kutupların erimesi, hava ve okyanus suyu sıcaklıklarının artması, deniz seviyelerindeki yükselme, okyanus pH’ının ve oksijen seviyesinin düşmesi, çevresel değişime bağlı ekonomik gerileme, evsizlik,hava kirliliği, seller, kuraklık ve hastalıklar



Kentsel alanlar, iklim değişikliğinin etkilerine daha açıktır.

  • Kentsel alanlar, iklim değişikliğinin etkilerine daha açıktır.

  • Kentlerin altyapı, insan yaşamları, insan sağlığı,yoksulluk, çevresel kalite ve zenginlik açısından yaşayacağı kayıplar sebebiyle daha güvensiz yerler olabilecektir.

  • Güney Asya’nın kalabalık kentleri bu etkileri en yoğun yaşayacak yerdir. Avrupa kentleri de risk altındadır.



Güney Avrupa ve Akdeniz Havzası, yüksek sıcaklık artışları ve kuraklık riski sebebiyle hassas bölgeler arasındadır.

  • Güney Avrupa ve Akdeniz Havzası, yüksek sıcaklık artışları ve kuraklık riski sebebiyle hassas bölgeler arasındadır.

  • Benzer şekilde delta bölgeleri de deniz seviyesindeki artışlar nedeniyle risk altındadır.

  • AB, tarım, turizm, balıkçılık ve ormancılık sektörlerinin iklim değişikliğinden etkileneceğini tahminlemektedir.



İklim değişikliğinin sosyal etkileri yaş, sosyoekonomik sınıf, fırsatlar ve cinsiyete göre değişmektedir.

  • İklim değişikliğinin sosyal etkileri yaş, sosyoekonomik sınıf, fırsatlar ve cinsiyete göre değişmektedir.

  • En yoksul ülkeler ve toplumlar, coğrafi konumları, düşük gelir ve kurumsal kapasiteleri, tarıma dayalı ekonomiye sahip olmaları sebebiyle en çok etkilenecek gruptadır.

  • İklim değişikliğinin, Afrika’da tarım alanları üzerindeki etkisiyle büyük ekonomik kayıplar yaşanmıştır. Bu da açlık ve yoksulluğa neden olmuştur.





İklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri son yıllarda iyice artmıştır.

  • İklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri son yıllarda iyice artmıştır.

  • Mikroplar ve salgın hastalıkların dağılımı iklimdeki değişimlerden etkilenmektedir.

  • Kanser, kalp ve solunum hastalıkları, alerjik hastalıklar, gıda ve su kaynaklı hastalıklar, hava kirliliğiyle ilgili hastalıklar, cilt hastalıkları, sıtma, kızıl, ishal ve akıl sağlığıyla ilgili bazı hastalıklar iklim değişikliğiyle ilgilidir.

  • İklim değişikliği su kıtlığı ve hijyen sorunlarına yol açabilir.

  • Çocuklar, hamileler ve yaşlılar en çok etkilenecek gruptur.



İklim değişikliğinin ekonomik etkileri de vardır.

  • İklim değişikliğinin ekonomik etkileri de vardır.

  • Sera gazı emisyonlarını azaltma çabaları maliyet artışlarına neden olmaktadır.

  • Without financial input now the cost arising in the future will be greater and sustainable development goals will not be reached.

  • Gelirlerle artış olmadan mevcut maliyet artışlarıyla sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin tutması güçtür.

  • Gelecekteki iklim değişimleri uzun dönemli ekonomik planları ve turizm gibi cazibe temelli sektörleri etkileyecektir.



Rüzgar ve güneş

  • Rüzgar ve güneş

  • Biyokütle, hidrojen, ikinci nesil biyoyakıt, jeotermal, geri dönüşümden enerji üretme alternatif enerji arayışları arasındadır.

  • Kömür gibi ucuz ve kirleten enerji kaynaklarının kullanımının devletler tarafından kısıtlanması ve alternatif enerji üretiminin teşvik edilmesi istenmektedir.

  • Ulaşımda temiz formlar.

  • Küresel toplumun farkındalığının artması ve eğitime verilen önem belirleyici olacaktır.





70’li yıllarda kloroflorokarbok ve diğer ozonu incelten maddeler tespit edilmiştir.

  • 70’li yıllarda kloroflorokarbok ve diğer ozonu incelten maddeler tespit edilmiştir.

  • 80’li yıllarda insanın sera etkisi üzerindeki etkisi bilimsel olarak ispatlanmıştır.

  • Bu yıllarda ozonun incelmesi ve iklim değişikliği konusunda duyarlılık artmıştır.

  • 1987 yılında Montreal Protokolü ozonu incelten maddelerin kullanımını azaltmayı amaçlamaktadır.



1988’de tüm dünyadan bilim adamlarının katılımıyla IPCC kurulmuştur.

  • 1988’de tüm dünyadan bilim adamlarının katılımıyla IPCC kurulmuştur.

  • IPCC’nin temel amacı insanın sera gazı üzerindeki etkisini araştırmak ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için bilimsel veri temin etmektir.



Uluslar arası toplumun gündemine 1992 Rio Zirvesi’nde gelmiştir.

  • Uluslar arası toplumun gündemine 1992 Rio Zirvesi’nde gelmiştir.

  • Sera gazları tanımlanmamıştır.

  • Sorumlulukları belirleme amacıyla iki ek liste bulunmaktadır.



Australia, Austria, Belarus, Belgium, Bulgaria, Canada, Croatia, the Czech Republic, Denmark, the European Economic Community, Estonia, Finland, France, Germany, Greece, Hungary, Iceland, Ireland, Italy, Japan, Latvia, Liechtenstein, Lithuania, Luxembourg, Monaco, Netherlands, New Zealand, Norway, Poland, Portugal, Romania, Russian Federation, Slovakia, Slovenia, Spain, Sweden, Switzerland, Turkey, Ukraine, the United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland and the United States of America.

  • Australia, Austria, Belarus, Belgium, Bulgaria, Canada, Croatia, the Czech Republic, Denmark, the European Economic Community, Estonia, Finland, France, Germany, Greece, Hungary, Iceland, Ireland, Italy, Japan, Latvia, Liechtenstein, Lithuania, Luxembourg, Monaco, Netherlands, New Zealand, Norway, Poland, Portugal, Romania, Russian Federation, Slovakia, Slovenia, Spain, Sweden, Switzerland, Turkey, Ukraine, the United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland and the United States of America.



EK I’de yer alan ülkeler, ulusal politikalarını adapte ederek ve iklim değişikliğini azaltma konusunda söz vermektedir. Bu doğrultuda sera gazı emisyonlarını kısıtlama ve sera gazı yutak alanlarını korumak ve geliştirme görevleri bulunmaktadır.

  • EK I’de yer alan ülkeler, ulusal politikalarını adapte ederek ve iklim değişikliğini azaltma konusunda söz vermektedir. Bu doğrultuda sera gazı emisyonlarını kısıtlama ve sera gazı yutak alanlarını korumak ve geliştirme görevleri bulunmaktadır.

  • EK I ülkeleri 2000 yılına kadar, sera gazı emisyonlarını 1990 seviyesine indirecektir.



The member Parties of Annex II, Australia, Austria, Belgium, Canada, Denmark, European Economic Community, Finland, France, Germany, Greece, Iceland, Ireland, Italy, Japan, Luxembourg, Netherlands, New Zealand, Norway, Portugal, Spain, Sweden, Switzerland, the United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland and the United States of America, were assigned the same responsibilities as those in Annex I.

  • The member Parties of Annex II, Australia, Austria, Belgium, Canada, Denmark, European Economic Community, Finland, France, Germany, Greece, Iceland, Ireland, Italy, Japan, Luxembourg, Netherlands, New Zealand, Norway, Portugal, Spain, Sweden, Switzerland, the United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland and the United States of America, were assigned the same responsibilities as those in Annex I.



EK II ülkeleri gelişmiş ülke olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda gelişmekte olan ülkelşerin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için yeni ve ek mali kaynak temin edeceklerdir.

  • EK II ülkeleri gelişmiş ülke olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda gelişmekte olan ülkelşerin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için yeni ve ek mali kaynak temin edeceklerdir.

  • EK II’deki gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyacı olan mali yardımlar, teknoloji transferi gibi yardımları yapacaklardır.

  • EK II’deki gelişmiş ülkeler, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine daha açık olan gelişmekte olan ülkelerin bu olumsuz şartlara uyumunu sağlamak için gerekli olan maliyetleri karşılayacaklardır.



BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, beklenen hedeflere ulaşamamıştır. Çünkü Sözleşme bağlayıcı değildir ve 2000 yılı için sayısal hedefler öngörülmemiştir.

  • BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, beklenen hedeflere ulaşamamıştır. Çünkü Sözleşme bağlayıcı değildir ve 2000 yılı için sayısal hedefler öngörülmemiştir.

  • BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi sonrası 1997 yılında Kyoto Protokolü imzaya açılmıştır.



BMİDÇS VE TÜRKİYE

  • Türkiye 1992 yılında imzaya açılan BMİDÇS’nin orijinal metninde hem Ek-1 (tarihsel sorumluk), hem de Ek-2 (maddi sorumluluk) listesinde yer almıştır.

  • Türkiye1995 yılında gerçekleştirilen COP 1’den 2000 yılında gerçekleştirilen COP 6’ya kadar geçen sürede OECD üyesi olmakla birlikte gelişmiş değil, gelişmekte olan bir ülke olması nedeniyle BMİDÇS’nin Ek’lerinden çıkmak için girişimlerde bulunmuş ancak bunu başaramamıştır.

  • 2000 yılında tutum değişikliği yapılarak Ek II’den çıkmamız ve Ek I’de özel statüyle yer almamıza ilişkin 2 DSİ Genel Müdürlüğü, Etüd ve Plan Dairesi Başkanlığı, İklim Değişikliği Birimi önerimiz sunulmuştur.

  • 29 Ekim-6 Kasım 2001 tarihlerinde Fas’ın Marakeş kentinde yapılan 7. Taraflar Konferansı’nda (COP 7) Türkiye’nin Ek II’den çıkarak özel koşulları tanınmış Ek I ülkesi olarak BMİDÇS’ye taraf olma isteği kabul edilmiştir. 24 Mayıs 2004 tarihinde de Türkiye resmen sözleşmeye katılan 189. taraf olmuştur.



Protokolün EK A listesinde sera gazları listelenmiştir.

  • Protokolün EK A listesinde sera gazları listelenmiştir.

  • carbon dioxide (CO2), methane (CH4), nitrous oxide (N2O), per fluorocarbons (PFCs), hydro fluorocarbons (HFCs), sulphur hexafluoride (SF6).



Devletler iki genel sınıfa ayrılmıştır: gelişmiş ülkeler, bu ülkeler Ek 1 ülkeleri olarak anılacaktır; ve gelişmekte olan ülkeler, Ek 1'de yer almayan ülkeler olarak anılacaklardır.

  • Devletler iki genel sınıfa ayrılmıştır: gelişmiş ülkeler, bu ülkeler Ek 1 ülkeleri olarak anılacaktır; ve gelişmekte olan ülkeler, Ek 1'de yer almayan ülkeler olarak anılacaklardır.

  • Ek 1 ülkeleri sera gazı salınımlarını azaltmayı kabul etmişlerdir.

  • Ek2 ise Ek 1'in alt kümesidir. Ek 2 ülkeler Ek 1'de yer almayan (gelişmekte olan) ülkelerin masraflarını ödemekle yükümlüdürler.

  • Ek 2'de yer almayan Ek 1 ülkeleri 1992'de geçiş ülkesi olarak tanımlanan ülkelerdir.

  • Ek 1'de yer almayan ülkelerin ise sera gazı sorumlulukları yoktur ve her yıl sera gazı envanteri raporu vermelidirler



EK B, bazı ülkelerin 1990 yılına göre emisyon azaltım oranlarını göstermektedir.

  • EK B, bazı ülkelerin 1990 yılına göre emisyon azaltım oranlarını göstermektedir.

  • EK I üyesi ülkeler: Australia 108, Austria 92, Belgium 92, Bulgaria 92, Canada 94, Croatia 95, Czech Republic 92, Denmark 92, Estonia 92, the European Community 92, Finland 92, France 92, Germany 92, Greece 92, Hungary 94, Iceland 110, Ireland 92, Italy 92, Japan 94, Latvia 92, Liechtenstein 92, Lithuania 92, Luxembourg 92, Monaco 92, Netherlands 92, New Zealand 100, Norway 101, Poland 94, Portugal 92, Romania 92, Russian Federation 100, Slovakia 92, Slovenia 92, Spain 92, Sweden 92, Switzerland 92, Ukraine 100, the United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland 92, the United States of America 93.



Protokole göre, EK I ülkeleri tek başına ya da ortaklaşa bir şekilde EK A listesindeki (carbon dioxide (CO2), methane (CH4), nitrous oxide (N2O), per fluorocarbons (PFCs), hydro fluorocarbons (HFCs), sulphur hexafluoride (SF6)) sera gazlarının belirlenen miktarları aşmamasına çalışacaklardır.

  • Protokole göre, EK I ülkeleri tek başına ya da ortaklaşa bir şekilde EK A listesindeki (carbon dioxide (CO2), methane (CH4), nitrous oxide (N2O), per fluorocarbons (PFCs), hydro fluorocarbons (HFCs), sulphur hexafluoride (SF6)) sera gazlarının belirlenen miktarları aşmamasına çalışacaklardır.

  • 2008-2012 arasında tüm emisyonlar, 1990 seviyesinin en az %5 altına çekilecektir.



EK I’e dahil edilmeyen gelişmekte olan ülkeler, emisyonlarını azaltma konusunda herhangi bir sorumluluğa tabi değildir. Ancak her yıl sera gazı envanteri vermek zorundadırlar.

  • EK I’e dahil edilmeyen gelişmekte olan ülkeler, emisyonlarını azaltma konusunda herhangi bir sorumluluğa tabi değildir. Ancak her yıl sera gazı envanteri vermek zorundadırlar.

  • Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmada temel sorumluluk EK I ülkelerine verilmiştir.



Kyoto Protokolü, 1997 yılında imzalanmasına karşın 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Çünkü 1990 yılı verilerine göre toplam karbondioksit emisyonlarının en az %55’ini oluşturan ülkelerin sözleşmeye taraf olması gerekmektedir.

  • Kyoto Protokolü, 1997 yılında imzalanmasına karşın 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Çünkü 1990 yılı verilerine göre toplam karbondioksit emisyonlarının en az %55’ini oluşturan ülkelerin sözleşmeye taraf olması gerekmektedir.

  • Bu şart, Rusya’nın Kyoto’ya taraf olmasıyla sağlanmıştır.



COP 18’de Rusya, Japonya, Yeni Zelanda ve Kanada 2020 yılına kadar uzatılan Kyoto Protokolü’nden çekilmiştir. Böylelikle Protokolde, AB ve Avustralya gibi ülkelerle birlikte küresel sera gazı emisyonunun %15’ini üreten ülkeler kalmıştır.

  • COP 18’de Rusya, Japonya, Yeni Zelanda ve Kanada 2020 yılına kadar uzatılan Kyoto Protokolü’nden çekilmiştir. Böylelikle Protokolde, AB ve Avustralya gibi ülkelerle birlikte küresel sera gazı emisyonunun %15’ini üreten ülkeler kalmıştır.

  • AB iklim değişikliği müzakerelerinde lider aktör olmayı hedeflemektedir.

  • AB, 2020 yılında sera gazı emisyonlarını %20, 2030’da %30, 2050 yılında %80 azaltmayı hedeflemektedir.



Kyoto sonrası iklim değişikliği konusu ülkeler tarafından COP adı verilen zirvelerde değerlendirilmiştir.

  • Kyoto sonrası iklim değişikliği konusu ülkeler tarafından COP adı verilen zirvelerde değerlendirilmiştir.

  • Katar’ın Doha kentindeki COP 18’de Kyoto Protokolü’nün süresi 2020 yılına kadar uzatılmıştır.

  • Böylelikle Kyoto halen iklim değişikliğinde yegane bağlayıcı metindir.

  • COP 18 aynı zamanda zengin ve yoksul tüm ülkeler için zorunlu olan ve Kyoto’nun yerini alacak yeni iklim değişikliği sözleşmesinin 2015’te kabul edilmesini önermiştir.

  • COP 18 zengin ülkeleri 2020 yılına kadar her yıl en az 10 milyar dolar kaynak tahsis etme noktasında cesaretlendirmektedir.







The President of what could be the first country in the world lost to climate change has urged Australia to prepare for a mass wave of climate refugees seeking a new place to live.

  • The President of what could be the first country in the world lost to climate change has urged Australia to prepare for a mass wave of climate refugees seeking a new place to live.

  • The Maldivian President, Mohamed Nasheed, said his government was considering Australia as a possible new home if the tiny archipelago disappears beneath rising seas.

  • ''It is increasingly becoming difficult to sustain the islands, in the natural manner that these islands have been,'' he told the Herald in an interview in Male, the Maldives capital.

  • Read more: http://www.smh.com.au/environment/climate-change/climate-change-castaways-consider-move-to-australia-20120106-1pobf.html#ixzz2zd1CEdII



ABD Başkanı Barack Obama, yeni enerji santrallerinde karbon emisyonlarını kısıtlayan kanunu onaylamıştır.

  • ABD Başkanı Barack Obama, yeni enerji santrallerinde karbon emisyonlarını kısıtlayan kanunu onaylamıştır.

  • Federal düzeydeki ilk iklim değişikliği hamlesidir.

  • Benzin-dizel vs enerji santrallerinde üst limit 1,000lb (450kg) , termik santrallerde de 1,100lb olmuştur.

  • Eskiden ortalama bir termik santral saatte 1,800lb of karbondioksit üretmekteydi.



Bahsedilen santraller ABD’nin sera gazı emisyonlarının üçte birini oluşturmaktadır.

  • Bahsedilen santraller ABD’nin sera gazı emisyonlarının üçte birini oluşturmaktadır.

  • Bu standartları karşılamak için pahalı olan yeni teknolojilerin kullanılması gerekmektedir.



30 Kasım-11 Aralık 2015 arasında Paris’te toplanan COP 21/ CMP 11 zirvesinde toplanmıştır.

  • 30 Kasım-11 Aralık 2015 arasında Paris’te toplanan COP 21/ CMP 11 zirvesinde toplanmıştır.

  • Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere mali yardım-teknoloji transferi yapmasına dayanan sisteme devam edilecektir.

  • 21.yüzyılın ortalarına kadar kalkınma hakkı çerçevesinde gelişmekte olan ülkelerin kirleterek kalkınmasına izin verilecektir.

  • Bu tarihten sonra yeni teknolojilerle hızlı bir şekilde sera gazı emisyonlarının azaltılmasına çalışılacaktır.



Paris Sözleşmesi

  • (a) Küresel ortalama sıcaklıktaki artışı endüstri öncesi düzeylerin 2 C üstünün çok aşağısında tutarak ve sıcaklık artışını endüstri öncesi düzeylerin 1,5 C üstüyle sınırlamak yönünde çaba göstererek bunların iklim değişikliği risk ve etkilerini önemli ölçüde sınırlayacağını kabul etmek,

  • (b) İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum kabiliyetini arttırmak, iklim direncini ve sera gazı düşük emisyonlu büyümeyi gıda üretimini tehdit etmeyecek şekilde güçlendirmek,

  • (c) Düşük emisyonlu ve iklim yönünden dirençli büyümeyle uyumlu finansman akışını sağlamak.



Paris Sözleşmesi

  • Madde 2 hükmünce ifade edilen uzun vadeli sıcaklık hedefine ulaşabilmek için Taraflar sera gazı emisyonları küresel zirve değerlerine en kısa sürede ulaşmayı amaçlarken zirve değerlere ulaşılmasının gelişmekte olan ülke Taraflar yönünden daha geç gerçekleşeceğini dikkate alarak bunun ardından eldeki en iyi bilimsel veriler ışığında ve bu yüzyılın ikinci yarısında sera gazlarının kaynaklar temelinde insan kaynaklı emisyonları ile yutaklar temelinde uzaklaştırmaları arasında dengeyi adalet temelinde ve sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması çabaları bağlamında hızla azaltım çalışmalarına başlamayı amaçlar.



Ortak ama farklılaştırılmış sorumluluklar temeline dayanmaktadır.

  • Ortak ama farklılaştırılmış sorumluluklar temeline dayanmaktadır.

  • Temel olarak ormanlar gibi yutak alanlarının korunması ve geliştirilmesi temeline dayanmaktadır.



Yeni Enerji Trendleri

  • Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yıllık olarak hazırlanan “Yenilenebilir Enerji Yatırımlarında Küresel Trendler 2016” raporuna göre 2015 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar 266 milyar dolar tutarındadır.

  • Yine 2015 yılında kömür ve petrolden enerji üretmek üzere yapılan yatırımlar 130 milyar dolar civarındadır.

  • Buna göre, 2015 yılı için dünyada yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlar fosil yakıtlarla enerji üretmeyi amaçlayan yatırımların iki katından daha fazladır.

  • Bu durum, enerji üretiminde yapısal bir değişime işaret etmektedir.



Yeni Enerji Trendleri

  • Dünyada yenilenebilir enerjiye yapılan bu yatırımlar neticesinde 2015 yılında 134 gigawattlık yeni enerji üretimi sağlanmıştır.

  • Bu yeni enerji üretiminde güneş ve rüzgâr enerjilerine olan yatırımlar başı çekmektedir.



Yeni Enerji Trendleri

  • 2015 yılında gelişmekte olan ve yeni gelişen ekonomilerde yenilenebilir enerjiye yapılan 156 milyar dolarlık yatırımın tarihte ilk kez gelişmiş ülkelerde yapılan yenilenebilir enerji yatırımlarını (130 milyar dolar) geçmesidir.

  • Nihayetinde 2015 yılında yenilenebilir enerjinin dünya enerji üretimindeki payı %10.3 olmuştur.

  • Bu yatırımlar sayesinde 1.5 gigaton karbondioksit salınımının engellenmesi anlamına gelmektedir.



Yeni Enerji Trendleri

  • 2015 yılında Çin’de 102.9 milyar dolarlık yenilenebilir enerji yatırımı yapılırken bu oran ABD’de 44.1 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir.

  • ABD’deki 44.1 milyar dolarlık yatırım rüzgar ve güneş ağırlıklıdır.

  • ABD yıllar itibariyle yenilenebilir enerjiye en çok yatırım yapan ülke değildir.

  • Çin’in ise bu hızlı yükselişinin sebebi rüzgâr ve güneş enerjisi konusundaki istekliliğidir.



Yeni Enerji Trendleri

  • 2015 yılında Avrupa Birliği 48.8 milyar dolarlık yatırımla son 9 yılın en düşük yenilenebilir enerji yatırımını gerçekleştirmiştir.

  • Avrupa Birliği açısından da rüzgâr ve güneş enerjisine yapılan yatırımlar ağırlıktadır.

  • Buna sebep olarak devlet desteğindeki azalmalar ve yasal düzenleme beklentisi gösterilebilecektir.



Yeni Enerji Trendleri

  • Türkiye, rüzgâr enerjisinde 941 milyon dolarlık yatırım yapmıştır. Bu 2014 yılına göre bir azalmayı ifade etmektedir.

  • Ancak Türkiye 2015 yılında 170 megawattlık önemli bir jeotermal enerji yatırımını gerçekleştirmiştir.

  • Bu veriler, Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji yatırımlarının ABD, Çin ve Avrupa Birliği’ndeki yatırımlara oranla hem maddi ve hem de üretim kapasitesi anlamında nispeten küçük ölçekli kaldığını göstermektedir.



Yeni Enerji Trendleri

  • 2004-2015 yılları arasına bakıldığında yenilenebilir enerji yatırımları artış göstermektedir.

  • Örneğin 2004-2015 arasında yenilenebilir enerji yatırımlarını Çin %38, ABD’de %21 ve Avrupa Birliği’nde %6 arttırmıştır.

  • Dünya bazında ise yenilebilir enerji yatırımları aynı dönemde %18 artmıştır.



Yeni Enerji Trendleri

  • En fazla sera gazı emisyonu üreticisi olan ABD ve Çin’in dünya ortalamasının üzerinde bir artış göstermeleri yenilenebilir enerji konusundaki istekliklerini göstermektedir.

  • Türkiye ise son yıllarda bir yenilenebilir enerji yatırımlarında bir artışı yaşamaktadır.

  • Gelecek stratejilerindeki hedeflerde de bu artışın devam edeceğinin görülmesi son derece olumludur.



Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin