İklimlendirme, Havalandırma ve Soğutma Terminolojisi açık kompresör, open compressor



Yüklə 164,89 Kb.
səhifə2/4
tarix27.01.2018
ölçüsü164,89 Kb.
#40915
1   2   3   4

emme basıncı, suction pressure: soğutma tesislerinde evaporatörden çıkan soğutkanın kompresör emme vanasına girdiği sırada sahip olduğu basınç

emme basıncı regülatör vanası, suction pressure regulating valve (C.P.R.) (holdback valve): emme basıncının belirli bir değerden aşağı düşmesini önleyen basınç regülatörü

emme sıcaklığı, suction temperature: kompresöre yada yoğuşturma birimine dönen soğutkanın sıcaklığı. Emme hattı sıcaklığı.

emme tarafı, suction side: bir kompresörün alçak basınca yada evaporatör çıkışına bağlı olan tarafı

emme vanası, suction valve: soğutma kompresörlerinde evaporatörden gelen soğutkanın kompresöre emildiği valf.kompresör emme vanası.

enerji belgesi, energy certificate: binalarda etkin enerji kullanımını sağlamak üzere, belirlenen sınırlar içerisinde enerji tüketen binalara verilen belge

enerji verim oranı(EER), energy efficiency ratio (EER): soğutma kapasitesinin(W) güç girdisine ( W) boyutsal oranı; herhangi bir değerleme koşulları dizisinde toplam soğutma kapasitesinin “watt başına watt “olarak etkin güç girdisine oranı

enerjinin korunumu yasası, conservation of energy law: enerjinin bir sistem sınırları içerisinde yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceğini sadece diğer enerji türlerine dönüştürülebileceğini ifade eden enerjinin korunumu yasası;

entegre kısmi yük değeri (IPLV), integrated part load value (IPLV): kısmi yükteki EER,COP yada kW/ton’a dayandırılan, ekipmanın değişik kapsitelerdeki ağırlıklı çalışması temelinde, iklimlendirme ve ısı pompasının kısmi yükteki verimi

ergime gizli ısısı, latent heat of melting: bir katı maddenin birim ağırlığının belirli bir basınçta sıvı hale geçmesi için gerekli ısı miktarı

ergime noktası, melting point: bir katı maddenin belirli bir basınçta sıvı hale geçtiği sıcaklık derecesi; ergime noktası

eşdeğer çap, diameter equivalent: eşdeğer çap; dikdörtgen kesitli bir hava kanalının düşey kesiti ile aynı düşey kesite sahip olan dairesel kanalın çapı

etilen glikol, ethylene glycol: berrak, renksiz bir sıvı olup, hvac&r sistemlerinde ikincil soğutkan olarak kullanıldığında suyun donma sıcaklığını düşürür.

etkin sıcaklık farkı, effective temperature difference: soğutma yükü hesaplarında soğutulan mahalle dış sıcaklık arasındaki farka, radyasyonla ısı kazancını dahil etmek üzere yapılan eklemeyi de içeren sıcaklık farkı

evaporatif denge, evaporative equilibrium: yaş termometre haznesine sarılan ıslak bezin sabit bir sıcaklığa ve kararlı hale ulaştığı durum; evaporatif denge.

Evaporatif kondenser, evaporative condenser: açık sprey yada sıçratma biçiminde suyun buharlaşarak soğuttuğu kondenser; açık sprey yada sıçratma biçiminde suyun buharlaşarak soğuttuğu kondenser.

Evaporatif nemlendirici, evaporative humidifier: akış halindeki havaya su püskürterekyapılan nemlendirme.

Evaporatif soğutucu, evaporative cooler: suyun ve havanın birlikte kullanıldığı soğutucu

evaporatör[buharlaştırıcı], evaporator: bir soğutma sisteminde, içerisindeki soğutkanın temas ettiği yüzeylerden ısı çekerek buharlaştığı soğutma devresi elemanı;

Fahrenheit derecesi, degree Fahrenheit: suyun donma noktasını 32, kaynama noktasını 212 olarak varsayıp aradaki uzaklığı 180 eşit parçaya bölerek elde edilen sıcaklık derecesi; Fahrenheit sıcaklık derecesi.

fan eğrisi, fan curve: bir fanın basınç hacim ilişkilerini ve çoğu zaman fana gerekli gücü gösteren diyagram.

fan gücü, fan power: fan miline giren güç yada, fan miline giren güç ile güç aktarım elemanına bağlanabilecek güç kayıplarının toplamı; fanın ve tahrik zincirinde yer alan herhangi elemanın tahriki için gerekli güç.

fan hız basıncı, fan velocity pressure: akış halindeki havanın birim hacmi başına kinetik enerji; fanın çıkışındaki hıza uyan hız basıncı.

fan hızı, fan speed: rotorun dönüş hızı. Eğer fan birden fazla rotora sahipse, fan hızları her rotorun dönme hızlarıdır; rotorun dönme hızı; eğer fan birden fazla rotora sahipse fan hızları her bir rotorun dönel hızlarıdır.

fan motor gücü, fan motor power: fanın ve fanın elemanı olarak tahrik zincirinde yer alan elemanların tahriki için fan’a verilmesi gereken güç.

fan toplam basıncı, fan total pressure: fan çıkışındaki toplam basınç ile fan girişindeki toplam basınç arasındaki farkı; fan çıkışındaki toplam basınç ile fan girişindeki toplam basınç arasındaki aritmetiksel fark

filtre etme, filtration: içerisinde adsorbe veya absorbe edici tanecikli maddeler içeren ve toz parçalarının soğutulması temelinde çalışan filtreler

filtre kapasitesi, filter capacity: bir filtrenin belirli bir büyüklükteki parçacıkları tutabilme yeteneği

filtre sınıfı, filter class: filtrelerin belirli büyüklükteki parçaları tutabilme yeteneğine göre yapılan sınıflandırma

filtre temizleme, filter cleaning: filtre temizliği; tozla doymuş durumdaki filtrelerin yeniden kullanıma sokulmak üzere temizlenmesi

fiting, fitting: boru tesisatında boru elemanlarının birbirine bağlanması ve bir yörüngede götürülebilmesi için kullanılan yardımcı devre elemanları; fiting'ler

flanş, flange (noun): boruları,genellikle civatalarla birbirine bağlamakta kullanılan disk biçimindeki kenarlık. Flanş;

fotovoltaik, photovoltaic: güneşten gelen enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren güneş hücreleri veya fotovoltaik diziler.

Genişleme vanası, expansion valve: soğutma devrelerinde soğutkanın kondenserden evaporatöre aktarılmasında kullanılan ölçümleme valfi.

Genişleme vanası kızgınlık değişimi, expansion valve superheat change: ekspansiyon valflerde süperhit değişimi, yay baskısını değiştirerek değiştirilen süperhit değeri.

Genleşme katsayısı, expansion coefficient: genleşme katsayısı; maddenin birim sıcaklık artışı karşında boyutlarında ortaya çıkan birim genleşme

genleşme tankı, expansion tank: açık sistemlerde suyun sıcaklık değişmeleriyle ortaya çıkan genleşme ve çekilmeleri almak için tesisatın en sına konulan ve kapalı sistemlerde bir gaz yastık içeren tank;

giriş hızı, inlet speed/velocity: giriş hızı; havanın bir mahalle üflendiği menfez yada difüzörden giriş hızı

giriş kuru termometre sıcaklığı, entering dry bulb temperature (EDB): hava hazırlama birimine giren havanın kuru termometre sıcaklığı

giriş yaş termometre sıcaklığı, entering wet bulb temperature (EWB): bir psikrometrenin yaş termometre bölümünün serpantine girişte ölçtüğü hava sıcaklığı; yaş termometre sıcaklığı;

gizli ısı, latent heat: nem eklenmesi yada çıkartılması yoluyla nemlilik oranının değişmesiyle birlikte antlapideki değişiklik.

gizli soğutma kapasitesi, latent cooling capacity: Btu/h (W) olarak ifade edilen, belirli çalışma koşulları altında ekipmanın içerisinden geçen havadan çıkartabileceği gizli ısı miktarı;

hacimsel akış, flow volumetric: hacimsel akış miktarı; birim zamanda belirli b ir kesitten geçen akışkanın hacmi

hacimsel akış miktarı, volumetric flow rate: hacimsel akış miktarı; hacimsel debi.

hacimsel debi, volume flow rate: hacimsel akış miktarı; birim zamanda birim kesitten geçen hacim

hacimsel verim, volumetric efficiency: bir kompresörde,silindir duvarlarının ısınması, soğutma biçimi, bulunulan iklim ve sıkıştırma oranı gibi nedenlerle kompresörün hesaplanandan daha az soğutkan buhar süpürmesine ilişkin verim;

hal değişimi, change of state (COS): hal değişimi; bir termodinamik işlemde katı,sıvı,gaz hallerinden birindeki iş maddesinin diğerine

hasta bina sendromu, sick building syndrome (SBS): içerisindeki hava kalitesinin, insanların çoğunluğu tarafından kabul edilemez nitelikte bulunduğu bina; baş ağrısı,mide bulantısı,ateş gibi belirtilerle ortaya çıkan hasta bina sendromu

hava akışı, airflow: genellikle kanallar gibi sınırlayıcı elemanlar arasındaki hava hareketi stratified airflow bir kanal yada boşlukta (plenum) akan havanın farklı sıcaklık yada hızdaki katmanları

hava ayarlama damperi, air regulating damper: hava ayarlama damperi; değişik zonlaragiden hava miktarının ayarlanmasında kullanılan damper

hava besleme, air supply: taze hava, sirkülasyon havası yada transfer havasının herhangi bileşimi biçiminde mekanik yada doğal havalandırma yoluyla bir mahalle verilen hava

hava değişimi, air change(s): bir mahaldeki iç havanın (koşullandırılmış) dış havayla vantilasyon yada infiltrasyon yoluyla değiştirilme miktarının ölçüsü; genellikle m3/h olarak verilen hava debisinin mahal hacmine bölünmesiyle elde edilir;

hava değişimi katsayısı, air change coefficient: bir mahaldeki hava değişimini ifade eden sabit sayı

hava difüzörü, air diffuser: genellikle havalandırılan mahallin tavanına yerleştirilen, dairesel, kare ve dikdörtgen biçiminde, havaya yön veren kanatlara sahip, primer ve sekonder havanın karışması için özel şekillendirilmiş hava dağıtıcısı.

hava soğutmalı kondenser, air cooled condenser: fanlarla ısı transfer yüzeyleri üzerinden havayı geçirerek, ısıyı havaya atarken soğutkanda duyulur ve gizli ısı değişimi yaratan(yoğuşma) kondenser türü; hava soğutmalı kondenser (150)

hava temizleme, air cleaning: havadan çeşitli kirletici ve/veya gazları alma biçimindeki iç hava kalitesi kontrol stratejisi. En yaygın yöntemler parçacıkların filtreden geçirilmesi, elektrostatik toplama ve gaz soğurma işlemleridir.

hava üfleyici, air blower: yüksek miktarda havayı basma işlevindeki santrifüj fan

hava-hava ısı değiştirici, air to air heat exchanger: binadan egzost edilen hava ile binaya giren besleme havası arasında ısı transferi gerçekleştirme.

Havalandırma, ventilation: her hangi bir mahalle doğal yada mekanik yollarla havanın verilmesi yada alınması; bu hava koşullandırılmış olabilir yada olmayabilir

havalandırma havası, air ventilation: (1) iç mahaldeki kirlilikleri seyreltmek üzere mahalle verilen hava;(2) besleme havasının işlemleme aracından geçirilen taze hava kısmı

havalandırma kanalı, ventilating duct: havalandırma kanalı; havalandırma tesisatında besleme ve/veya toplama kanalları

HEPA filtresi, filter HEPA: havalandırmada havanın içerisindeki parçacıkları tutmakta kullanılan filtreler. high efficiency particles air için kullanılan kısaltma.

Hermetik, hermetic (adj): kapalı; sızdırmaz; hava sızdırmaz

hermetik kompresör, hermetic compressor: kompresörün, içteki parçalara yerinde ulaşma olanağı bulunmayacak biçimde kaynaklı yada lehimli, gaz sızdırmaz bir gövde içerisinde toplandığı kompresör.

Hertz, Hertz: frekans birimi.ac devrelerinde akımın saniyedeki yön değiştirme miktarı; saniyede elektrik enerjisinin çevrim sayısı yada dalga sayısı; frekans Türkiye’de 50 hz,usa da 60 hz.

hidrolik çap, diameter hydraulic: dairesel olmayan iletim elemanlarında(kanallar) kesit alanının dört katının ıslak çevreye oranı; dairesel iletkenlerde(borular) düşey kesit alanının ıslak çevreye oranı;

hidrolik verim hydraulic efficiency hidrolik verim; bir sıvı kütlesini belirli bir yüksekliğe basmak için gerekli gücün pompaya verilen güce oranı

hidrostatik basınç, hydrostatic pressure: suyun durgun haldeki basıncı; durgun bir su kütlesinin tabanına etkiye basınç

higrometre, hygrometer: bağıl nemi ve özelliklede atmosferdeki bağıl nemi ölçme aracı.

HVAC kanalı, duct HVAC: konutsal, ticari, kurumsal ve endüstriyel ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinde havayı taşımakta kullanılan kanallar

ısı akış miktarı, heat flow rate: birim zamanda geçen ısı miktarı

ısı akışı, heat flow: yüksek sıcaklık ortamından alçak sıcaklık ortamına ısı geçişi

ısı atımı, heat rejection: ısı atımı; soğutma devrelerinde evaporatörün çektiği ve dışarıdan verilen(kompresör) enerji toplamının kondenserde ortama (hava veya su) atılması

ısı değiştirici, heat exchanger: fiziksel olarak ayrılmış iki akışkan arasında ısı transferinde kullanılan araç.

ısı geri kazanım bölümü(bir AHU’nun), heat recovery section (of an AHU): bir hava hazırlama biriminde ısı geri kazanım bölümü

ısı geri kazanımı, heat recovery: isı geri kazanımı. bir ısı makinesinde ısının atılmayarak bir başka yerde yararlanılabilir kısmının yeniden işlem görmesi.

ısı geri kazanımlı vantilatör(HRV), heat recovery ventilator (HRV): ısı geri kazanımlı vantilatör; içerdiği iki ayrı bölümün birisinden çekilen iç mahal havasının, diğerinden mahalle verilmek üzere alınan taze havanın ön ısıtılmasında kullanıldığı lokal havalandırma aracı

ısı iletimi, heat transmission: genelde kondüksiyon, konveksiyon ve radyasyonun birleşiminden oluşan ısı geçişi

ısı kaybı, heat loss: (infiltrasyon) kapı ve pencere açıklık ve aralıkları ile bina gövdesindeki gözenekli yapılardan, pencere ve kapıların açılması sırasında giren dış havanın ısıtılması içingerekli enerji miktarı.

ısı kaybı hesabı, heat loss calculation: ısı kaybı hesabı; bir mahal veya binada ortaya çıkan ısı kaybının hesapanarak yükün belirlenmesi süreci

ısı kayıp katsayısı, heat loss coefficient: bir ısıl depolama aracından ortalama ortam sıcaklığı ile ortalama çevre sıcaklığı ( eğer depolama aracı gömme ise toprak sıcaklığı) arasındaki sıcaklık farkı başına kaybolan ısı miktarı.

ısı kayıp miktarı, heat loss rate: bir ısıl depolama aracından, birim zamanda, ortalama ortam sıcaklığı ile ortalama çevre sıcaklığı (eğer depolama aracı gömme ise toprak sıcaklığı) arasındaki sıcaklık farkı başına kaybolan.

ısı kazancı, heat gain: ısı kazancı;kapalı bir mahal yada sistem tarafından emilen ısı miktarı. güneş ısı kazancı (güneş etkisi; hem pencereler hem de yapısal elemanlar arasından binaya akan güneş enerjisi.

ısı köprüsü(ısı kanalı), heat bridge (heat channel; heat leak): binalardaki ısıl yalıtımda bina elemanları nedeniyle yalıtımda ortaya

ısı pompası, heat pump: kondenser ve evaporatörün her iki yönde ısı transferini gerçeklemek üzere değiştirilebildiği ısıtma/soğutma sağlayan termodinamik sistem.

ısı taşınım, heat convection: ısıl konveksiyon; taşınımla ısı iletimi;özellikle sıvı ve gaz moleküllerinin hareketi ile gerçekleşen ısı

ısı tekeri, heat Wheel: ısı tekeri;egzoz havası ile taze hava girişi arasında ısı transferi sağlayan bir tür ısı geri kazanım eşanjörü

ısı transfer yüzeyi, heat transfer surface: ısıtıcı ortamın en düşük ısı transferi katsayısına sahip tarafında kullanılan kanatlar,diskler yada diğer olanakların eklenmesiyle artırılan ısı transferi yüzeyi;

ısı transferi katsayısı, coefficient of heat transfer: bir malzemenin birim yüzeyinden 1 saatte, 1°C lik sıcaklık farkında geçen ısı miktarını ifade eden değer. isıl iletim katsayısı. isıl direncin tersi.(1/r=u)

ısıl çift, thermocouple: bağlantı noktasında bir EMF (electromotive force) üretme yeteneği olan, metal olma zorunluluğu bulunmayan, iki farklı malzeme kablosunun bağlantısı.

ısıl direnç, thermal resistance (R-value): kararlı koşullar altında,belirli iki malzeme yada yapının yüzeyinden birim alan içerisinden birim ısı miktarını indükleyen ortalama sıcaklık farkı.

ısıl denge, thermal balance (thermal equilibrium): ısıl denge;bir sisteme giren enerjinin,sistemde depolanan ve sistemden çıkanenerjiye eşitliği ; bir ısı pompası kapasitesinin binanın ısıl gereksinimi ile örtüştüğü dış mahal sıcaklığı.

ısıl iletim, conduction of heat: iki maddesel ortam arasında, kinetik enerjinin, madde moleküllerinin geniş hareketleri ile değil küçük (salınım) hareketleri ile iletildiği ısı transferi işlemi, kondüksiyon.

ısıl iletkenlik, heat conductivity (thermal conductivity): ısıl iletkenlik;L kalınlığında va Aalanındaki bir malzemeden T sıcaklık farkı için t zamanda geçen Q ısısı olarak tanımlanabilir.

ısıl kapasite, heat capacity: belirli bir kütledeki maddenin sıcaklığını 1°F artırmak için gerekli ısı miktarı.

ısıl yalıtım malzemesi, heat insulating material: ısı geçişini azaltan, ısı geçişine karşı direnç katsayısı yüksek, cam yünü, cam pamuğu vb gibi malzemeler; yalıtım malzemeleri

ısıl yük, thermal load: bir ısıtma sisteminin karşılaması gereken yük; ısıl yük

ıslak buhar, wet steam: yaş buhar; doyma sıcaklığında içerisinde az miktarda sıvı parçacıkları içeren buhar

ıslak buharın kuruluk oranı, dryness fraction of wet steam: buhar su karışımındaki buhar yüzdesi

iç hava, air indoor: iç mahal havası; insanların bulunduğu yada proseslerin gerçekleştirildiği diğer mahallerle çevrilmiş mahallerden egzost edilen hava

iç hava kalitesi, IAQ (see indoor air quality): bir bina içerisinde gaz bileşimleri, nemlilik, sıcaklık ve kirlilikler yönünden solunabilir havanın (iklim) nitelikleri. ‘indoor air quality’ için kullanılan kısaltma; iç hava kalitesi.

iki kademeli kompresör, two stage compressor: iki kademeli kompresör;iki silindir içeren alçak basınç(geniş) silindiri ve yüksek basınç silindiri; yüksek basınç ve daha fazla hava almak üzere endüstriyel ve ticari uygulamalarda kullanılır.

iki kademeli termostat, two stage thermostat: genellikle iki ısıtma ve iki soğutma kademesi içeren oda termostatı.

ikiz kompresör, twin compressor: ikiz kompresör; soğutma devrelerinde aynı dış gövde altında aynı veya farklı kapasitelerde iki kompresör;

iklimlendirme, air conditioning: iklimlendirme; ısı, nem, toz ve hava hareketlerinin kontrol edilerek bir mahalde gereken hava koşullarının sağlanması ile ilgili bilim dalı

izoterm, isotherm: aynı sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğri

Joule, Joule: 1 Newton’luk bir kuvvetin etkidiği cismi 1 m’lik bir uzaklığa taşıyarak yaptığı iş 1 Btu=1,055 Joule

Joule- Thompson etkisi, Joule-Thomson effect: bir gaz serbest genişlemeye bırakıldığında,eğer dışarı bir iş vermiyor ve üzerinde bir iş ve ısı transferi de gerçeklkeştirilmiyorsa bu gazın sıcaklığı ya artar yada düşer;biçiminde ifade edilen etki.

kabul edilebilir iç hava kalitesi, acceptable indoor air quality (IAQ): içerisinde zararlı derişimlerde bilinen kirleticilerin bulunmadığı ve kendisine maruz insanların önemli birçoğunluğunun (% 80 ve üstü) memnuniyetsizlik ifade etmediği hava

kalibrasyon, calibration: mevcut bir ölçekteki hatanın belirlenmesi yada düzeltilmesi yada bir büyüklükle ilgili ölçmelerin bir diğeri cinsinden değerlendirilmesi

kalibre etmek, calibrate: kalibresini bulmak, ayar etmek, derecelendirmek, ayarlamak.

Kalori, calorie: birim kütlede ve maksimum yoğunluğunda bulunan suyun sıcaklığında 1°C lik artış oluşturmak için gereken ısı miktarı.

kanal eşdeğer çapı, equivalent diameter of a duct: bir kanalın alanı ile aynı alana sahip olan dairenin çapı

kanal gürültüsü, breakout noise, duct noise: kanallarda genellikle havanın hareketinden kaynaklanan titresişimlerin yarattığı gürültü; kanal gürültüsü kanallardaki akıştan kaynaklanan gürültü

kanal kesiti, duct section: bir kanal uzunluğu içerisinde birbirine bağlanan bağımsız kanal parçaları; kanal bölümü

kanat [serpantin], fin (noun): boruya yada diğer yüzeylere ısı transfer alanını artırmak için eklenmiş bulunan ince, metal kanatlar.

kanat verimi, fin efficiency: bir kanat uzunluğundan transfer edilen ısının, bu kanatın tüm uzunluğu boyunca sıcaklığın temel sıcaklığa eşit olması halinde transfer edilecek ısı miktarına oranı

kanatlı boru, finned tube: kanatlı boru; üzerinde değişik türde(spiral,paralel) kanatlar bulunan boru

kapalı çevrim, closed cycle: sulu ısıtma sistemi yada soğutma devrelerinde olduğu gibi akışkanın yeni ekleme olmaksızın sistemde sürekli sirkülasyon halinde kullanıldığı sistemler.

Kapasite, capacity: (1) bir makine, aparat,cihaz yada sistemin kendisi için tasarlanıp üretildiği maksimum yük (2) belirli bir sitemde depolanabilen maksimum miktardaki malzeme yada enerjinin ölçüsü.

kararlı hal, steady state: kararlı hal;bir sistemin dinamik denge durumu;

karbon filtresi, carbon filter: özellikle evsel amaçlarla ve karbonun adsorbsiyon yetenkelerinden yararlanarak içme suyundaki koku ve istenmeyen tatların alınmasında kullanılan filtre

kar-çözme sistemi, defrosting system: bir soğutma sisteminin serpantinlerinden donmanın (buz) alınması için tasarlanan ekipman ve kontroller;

kar-çözmek, defrost (verb): kar ve buz çözmek; evaporatörlerde kar eritmek

karışım havası, mixed air: taze hava ile sirkülasyon havasının karışımı olan hava

karışım oranı, mixing (humidity) ratio: belirli bir nemli hava örneğinde, örneğin içerdiği su buharı kütlesi mw’nin ,kuru hava kütlesi ma’ya oranı.

karışım vanası, mixing valve: karışım vanası;güvenli bir su sıcaklığı elde etmek için güneş enerjili ısıtma sistemlerinde kolektörden gelen suyla soğuk suyu karıştırmakta kullanılan vana

Karno çevrimi, carnot cycle: iki izotermal ve iki adyabatik durum değiştirmeden oluşan ideal tersinir termodinamik çevrim. bu çevrim, teorik temelde ısı enerjisinin mekanik enerjiye dönüştürülebilecek maksimum miktarını verir.

karşı basınç, back pressure: (1) tüketiciye ait olan bir su tesisatında servis bağlantısındaki basıncın üzerindeki basınç artışı; ;karşı basınç (2) soğutma sistemlerinde emme hattı basıncı veya evaporatör basıncı; karşı basınç.

Karter, crankcase: krank milini ve yağlama yağını içeren motor bölümü; karter

Kaskat, cascade: içerisinde bir kademenin çıktı ürünlerinin diğer kademeye girdi oluşturduğukademe serileri

kaskat soğutma sistemi, cascade refrigerating system: iki ayrı soğutkanı ve iki ayrı soğutma devresini içeren, devrelerden birinin(YB) evaporatörünün diğerindeki(AB) kondenseri soğuttuğu kademeli soğutma sistemi

kaynama noktası, boiling point: belirli bir basınçta bir sıvının gaz fazına geçtiği sıcaklık derecesi

kelebek vana, butterfly valve: içerisindeki düzenleme elamanı, ekseni çevresinde dönebilen bir dairesel yada eliptik bir disk olan vana

Kelvin derecesi, degree Kelvin: mutlak sıfır noktasından itibaren sayılan ve derece olarak Celcius'a eşit olan sıcaklık derecesi; 1K=1 C; buna göre suyun donma derecesi 273 K ve kaynama noktası 373 K'dir.

Kelvin sıcaklığı, Kelvin temperature (K): kelvin sıcaklık derecesi.mutlak sıcaklık derecesi. K=t(°C)+273,15

kılcal boru, capillary tube: içinde kullanıldığı soğutma sisteminde kondenser ile evaporatör arasında hem soğutkanın ölçümlenmesi hem de genleşme süreçlerini (process) aynı andagerçekleştiren küçük çaplı boru

kılcal etki, capillary action: kılcallık etkisi adı verilen moleküler kuvvetle suyun çok ince kanallarda yükselme olgusu.

kısmi basınç, partial pressure: kısmi basınç; bir kaptaki gaz karışımında gazlardan her birinin bu kabı tek başına kaplaması halindeki basıncı

Yüklə 164,89 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin