19. yüzyılda Avrupa’da meydana gelen demografik (nüfus ve sosyal yapı alanındaki) değişiklikler;
Nüfus artış oranları artmıştır.
Göç hareketleri hızlanmıştır.
Şehirleşme hız kazanmıştır.
Yeni sanayi merkezleri doğmuştur.
İşçi sınıfı ortaya çıkmıştır.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Nüfus Artış Hızı
Avrupa nüfusu 1740’tan itibaren yeniden artmaya başladı ve nüfus artışı yirminci yüzyılda da devam etti. 19. yüzyılda Avrupa nüfusu yüzyıldan daha kısa bir sürede ikiye katlandı.
19. yüzyılın son çeyreğinde Avrupa’da nüfus artışını sınırlayıcı bir faktör tarımsal kaynakların yetersizliğiydi.
19. yüzyılda ekim alanlarının genişlemesi ve tarımsal verimin yükselmesi yiyecek kaynaklarını zenginleştirerek nüfus artışının önündeki engelleri kaldırdı.
Rusya % 2 ile Avrupa ülkeleri içinde en yüksek nüfus artış oranına sahip ülke idi.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Göç Hareketleri ve Şehirleşme
Ucuz ulaşım göç hareketlerini hızlandırmıştır.
19. yüzyıldaki en önemli gelişme göç hareketlerinin bir sonucu olarak şehir nüfusunun büyümesiydi. Şehirleşme sanayileşmeyle birlikte hız kazanmıştır. Sanayileşmenin arkasında kömür enerjisi yer almaktadır.
19. yüzyılda kömürün kazandığı önem çoğu yeni büyük sanayi merkezlerinin kömür yataklarının yakınlarında kurulmasına neden olmuştur. Bu da şehirleşmenin önündeki engeli ortadan kaldırmıştır. Hatırlatmak gerekir ki tarihsel olarak şehirlerin büyümesinin ana engeli ulaşım ve iletişimdeki güçlüklerdi. Bu durum temel ihtiyaçların karşılanmasında güçlüğe neden olmaktaydı.
Bu gelişmeler sonucunda kömür yataklarının yakınlarında yeni sanayi merkezleri doğmuştur.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Sosyal Yapı
19. yüzyılda köylüler sınıf olarak en kalabalık gruptu. Tarımdan Sanayiye kayış ve şehirlerin gelişmesi yeni sosyal sınıfların doğmasına neden olmuştur. Sanayinin yayılması işçi sınıfının sayısının artmasına sağlamıştır.
Sanayileşme okuryazarlığın ve eğitimin yaygınlaşmasını da sağlamıştır. Sanayileşme düzeyi ile okuryazarlık arasında önemli paralellik bulunmaktadır.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Taşıma ve Haberleşme Alanındaki Değişiklikler;
Buharlı lokomotifler yaygınlaştı.
Maliyetler düştü.
Tarım ticarileşti.
Sermaye tasarrufu sağlandı.
Dünya ekonomik açıdan bütünleşti.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Buharlı Lokomotiflerin Gelişmesi
Buharlı lokomotif 19. yüzyılda sanayileşmenin en önemli aracıydı. (Tarihsel olarak demiryollarından önce sanayileşmenin ana engeli taşıma maliyetlerinin yüksekliği idi).
Demiryolu inşası hem hafif mallar ve insanların hem de kömür, buğday ve demir cevheri gibi hacimli cisimlerin ucuz ve hızlı olarak kara üzerinden taşınmasını mümkün hale getirdi.
Demiryollarının gelişmesi tarımın ticarileşmesinde önemli bir rol oynadı. Çünkü uzak köyler bile demiryolu sayesinde şehir pazarlarına kolaylıkla mallarını taşıyabiliyordu.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Sermaye Tasarrufu
Buharlı gemiler, lokomotiflerden daha önce gelişmekle birlikte yüzyılın sonuna kadar sınai ve ticari genişlemede sınırlı bir rol oynadı. 1850’lere doğru buharlı gemiler, insan ve posta taşıma aracı olarak yelkenli gemilerin yerini aldı.
Taşıma alanında yaşanan bu gelişmeler sermaye tasarrufu sağlamıştır.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Dünyanın Ekonomik Açıdan Bütünleşmesi;
Haberleşme alanında ise 1832’de telgrafın icadı Amerika ile Avrupa’nın büyük şehirlerini birbirine bağladı.
1876’da patenti alınan telefon, haberleşmede önemli bir adım oldu. Bu değişmelerin etkisiyle dünya ekonomik açıdan bütünleşmiş oldu. Londra ve Şikago’da alınan kararlar dünyanın her tarafında etkili olmaya başladı.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Tarımsal Gelişme ve Organizasyon;
Yiyecek üretiminde artış yaşandı.
Tarımın etkisiyle reel ücretler düşük düzey-de kaldı.
Tarımsal işletmeler bütünleştirildi.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Yiyecek Üretimindeki Artış ve Reel Ücretler;
Avrupa 1870’lere kadar kendi kendine yeten bir üretime sahipti. Yeni ürünler, kimyevi gübreler, ileri tarım metotları, tohum geliştirme ve hayvan besiciliği çalışmaları ile etkin rotasyon sistemleri, Batı Avrupa’da yiyecek üretiminin artmasını sağladı.
İki yeni ürün tarımdaki üretim artışında önemli bir rol oynamıştır. Patates ürünün kalorisini 4 katına çıkarırken, şeker kamışı şeker ihtiyacının dışında hayvanlar için bir besi yemi olmuştur.
Doğu Avrupa’da yiyecek üretimi artarken dönüm ve kişi başına üretim, yani tarımsal verimlilik Batı Avrupa standartlarına göre düşük kalmıştır.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Reel Ücretlerde Yaşanan Düşüş;
Ucuz ve kalorisi yüksek bir ürün olarak patatesin üretiminin yaygınlaşması, şehirlerdeki sanayi işçilerinin reel ücretlerinin düşük tutulmasını sağlamıştır.
Patates aynı zamanda sanayileşmeye de en fazla yararı sağlamıştır.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Tarımsal İşletmelerin Bütünleştirilmesi;
Bilimsel tarım sonucunda işletmeler bütünleştirilmiş ve bu durum sonucunda iki farklı tarımsal organizasyon ortaya çıkmıştır.
İngiltere ve Kuzeydoğu Almanya’da büyük çiftlikler hakim olurken, Avrupa’nın diğer kısımlarında küçük üreticilik yaygınlığını korumaktaydı.
19. yüzyılda tarımsal gelişmelerde en ileri ülkeler Hollanda, İngiltere, Danimarka ve Belçika gibi ülkelerdir.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Sınai Teknolojik ve Organizasyon;
İnsanlar, icat etmenin metodunu keşfetti.
Bilimsel ilerlemede süreklilik yaşandı, teknoloji gelişti.
Yenilikler daha çok sanatkar, esnaf ve müteşebbislerce sağlandı.
Enerji üretimi sağlandı.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Sanayi İnkılâbı ile birlikte insanlar, icat etmenin metodunu keşfetmiştir. 18. yüzyılda sınai yenilikler, fen bilimleri çok az yakınlığı olan sanatkâr, esnaf ve müteşebbislerce gerçekleştirilmiştir.
19. yüzyılda bilimsel ilerleme teknolojik ilerlemenin ön şartı haline geldi. Sınai teknoloji alanında Sanayi İnkılâbı’ndan sonraki gelişmeler arasında en önemli unsur sürekli teknolojik gelişmenin yaşanmasıdır.
Bilim adamları, mühendisler ve müteşebbisler arasında sıkı bir ilişki doğdu. 19. yüzyılın sonunda sınai teşebbüsler artık özel araştırma elemanları bulunuyordu. Elektrik ve kimya sanayileri bu gelişmelere öncü oldu.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
19. yüzyılda sanayide teknolojik gelişmelerin en önemli alanlarından birisi enerji üretimiydi. Teknolojik gelişmeler sonucunda buharlı motorların gücü ve etkinliği sürekli arttı.
Sanayi alanında diğer bir gelişme elektrik enerjisiyle ilgiliydi. 1873’te hidrolik tribünün dinamoya bağlanması yoluyla elektrik üretilmesi enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesini sağlamıştır. Buhar tribünlerinin icadı, elektrik üretimini su kaynaklarına bağımlı olmaktan kurtardı ve enerji dengesini yeniden kömür ve buhara kaydırdı.
19. yüzyılda ticari kullanıma yönelik pek çok yeni maddenin üretimine başlandı. Sentetik boyalar, organik kimya sanayinin başlangıcını oluşturdu. Kimya sanayi tarımı etkiledi. Toprağın bilimsel olarak incelenmesi daha gelişmiş tekniklerine ve suni gübrelerin doğuşuna yol açtı.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Kimya, metalürji sanayinde de büyük rol oynadı. Metalürji alanındaki ana değişme çeliğin ucuzlaması ve kullanımının yaygınlaşmasıydı. Çelik kısa sürede pek çok kullanım alanında demir ve ağacın yerini aldı.
Makinede yapılan üretim malların fiyatlarını düşürdüğü ve günlük tüketime elverişli malların sayısı oldukça çoğaldı. İnsanların hayat standardı yükseldi. Enerjiyle çalışan makinelerin yaygınlaşmasıyla fabrikalar sınai organizasyonların hakim şekli haline geldi.
Sınai organizasyonla ilgili diğer bir önemli gelişme sınırsız sorumlu anonim ortaklıkların ve kişisel firmaların yerini sınırlı sorumluluğa dayalı şirketlerin olmasıydı. Yapılan düzenlemelerle şirketlere hukuki bir şahsiyet kazandırıldı ve yatırımcıların sınırlı sorumluluğu esası getirildi. Bu ise sanayi sermaye akışını kolaylaştırdı. Bu arada şirketlerin büyüklükleri arttı, dikey birleşmeler oluştu ve karteller meydana geldi.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Uluslararası Ticaret ve Dünya Ekonomisinin Genişlemesi
Uzak mesafeli ticarette artış oldu.
Ülkelerarası fiyat dalgalanmaları paralellik kazandı.
1873-1980 arasında ekonomik bunalım yaşandı.
Almanya başta olmak üzere ülkeler korumacı dış ticarete yöneldiler.
İngiltere öncülüğünde sermaye ihracı yaygınlaşmıştır.
Zamanla sermaye ihracı siyasi bir aygıta dönüşmüştür.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Uzak mesafeli ticaretin önemi 19. yüzyılda hızla ve büyük ölçüde arttı. En hızlı büyüme 1840’ların başları ile 1873 arasında meydana geldi.
20. yüzyılın başlarında artık bir dünya ekonomisinden söz etmek mümkündü. 19. yüzyılın başında uluslararası ticaretin serbestçe cereyan etmesini engelleyen biri tabi diğeri suni iki engel bulunuyordu.
Tabii engel taşıma maliyetlerinin yüksek olmasıydı. Bu engel demiryolları ve deniz taşımacılığıyla ortadan kaldırıldı.
Suni engel ise ithalat yasaklarıydı. Bunlarda zamanla ortadan kaldırıldı.
Uluslararası ekonominin bütünleşmesinin diğer bir sonucu ülkelerarası fiyat dalgalanmalarının paralellik kazanmasıydı. Sanayileşme ve uluslararası ticaretin genişlemesi fiyat hareketlerini talep dalgalanmaları ile yakından alakalı hale getirdi.
Devri hareketler iktisadi faaliyetlerin hacminin birbirini takip eden yükselmeler ve alçalmalar şeklindeki dönemsel dalgalanmalar halinde değişmesine verilen addır.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
19. yüzyılın başlarında fiyatlar, savaş döneminin problemleri nedeniyle doruk noktasına ulaşmış, daha sonra ekonomik etkinliğin artışı nedeniyle fiyatlar düşmüştür. 1850’lerde özellikle California ve Viyana ve New York borsalarında mali bir panik baş göstermiş ve kriz çıkmıştır.
1873-1890 arasında yaşanan ekonomik bunalım dönemi Büyük Bunalımdan önceki en önemli bunalımdır.
Devri hareketlerin alçalma döneminde, faaliyet hacminin düştüğü, toplam talebin tam istihdam seviyesinin altında kaldığı döneme depresyon adı verilir.
Sanayiciler bunalımı uluslararası rekabete bağladılar ve korumacılığa dönüş için ısrarlı talepte bulunmaya başladılar. 19. yüzyılda korumacı dış ticaret politikasını ilk kez 1879’da Almanya uygulamıştır. 1873’ten sonraki 20 yıl içinde uluslararası ticaretin büyüme hızı biraz yavaşlamıştır.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
19. yüzyılda malların serbest dolaşımı yanında insan ve sermayenin uluslararası dolaşımı da büyük bir artış gösterdi. Sermaye ihracı da uluslararası ekonomik büyümeyi güçlendirir.
1914’te dünyanın en fazla dış yatırıma sahip ülkesi İngiltere idi. Bu yatırımların yapıldığı kıtalar itibariyle dağılımında Avrupa ilk sırayı alıyordu. Bu sermaye ihracının bir bölümü madencilik ve plantasyon gibi bir teşebbüsün finansmanı için yapılıyordu. Bir bölümü ise hükümetlere veriliyordu. Bu durum sermaye ihracını, siyasi kontrol aracına çevirmiştir.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
Devlet ve Ekonomik Hayat
Devletin ekonomiye karışmaması benimsenmekteydi.
Ekonomi üzerindeki tüm sınırlandırılmalar kaldırılmalıydı.
Ekonomide liberalizm (laissez faire) düşüncesi hakimdi.
Liberalizmin vatanı İngiltere idi.
Devletçi gelenek ise daha çok Almanya’da yaygındı.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
1776’da Adam Smith ferdi ekonomik bağımsızlık düşüncesini savunduğu Milletlerin Zenginliği adlı kitabı yayımlamıştı. Adam Smith, kişisel teşebbüse konan sınırlamaların kaldırılması halinde ekonomide rekabetin artacağını da bunun da milletleri zenginleştireceğini savunuyordu.
Ekonomide liberalizm serbest ticaret yanında ekonomide devletin rolünün azaltılmasını da öngörüyordu. Devlet yalnızca toplumu şiddet ve istilaya karşı korumalı, adalet hizmetlerini yerine getirmeli ve kişilerin ilgi göstermeyeceği bazı kamu işlerini yürütmeliydi.
Laissez Faire olarak adlandırılan bu ekonomik felsefeye göre tüm kişiler, özellikle de müteşebbisler ceza yasaları dışında herhangi bir resmi sınıflamayla karşılaşmaksızın menfaatleri peşinde serbestçe koşabilmeliydi.
EKONOMİK DEĞİŞMELER
İngiltere genellikle laissez-faire’nin vatanı olarak bilinir. İngiltere’de en geçerli ekonomik fikirler, kişisel menfaatlerin uzun dönemde toplumun bir bütün olarak iyiliği sağlamaya yeterli olacağı inancını doğurmuştu.
İngiliz hükümeti, başlangıçta ekonomik ilişkilere mümkün olduğu kadar az müdahale etmeye çalıştı. Ancak zamanla işverenlerin gücünü sınırlayıcı tedbirler aldı. İngiliz hükümeti gümrük tarifeleri ve devlet işletmeciliği konusunda liberal bir politika izledi. Bunun en belirgin sonucu 1846’da Hububat Yasaları’nı kaldırmasıydı.
Kıta Avrupa’sındaki devletçi geleneğin en çarpıcı örneğini Almanya temsil ediyordu. Askeri düşünceler Alman hükümetin yöneticilerinin temel hareket noktalarından biriydi. Alman demiryollarının önemli bir bölümü devlet mülkiyetindeydi ve resmi olarak işletiliyordu. Bu durum hükümetin elinde ekonomiyi etkilemek için önemli bir araç oldu.
SANAYİLEŞMENİN YAYILMASI
Ülkelerin Performansları
İngiltere
Birleşik Amerika (ABD)
Almanya
Rusya
Japonya
İngiltere
İngiltere
İlk sanayi devleti olan İngiltere 1815’te toplam dünya üretiminin dörtte birini gerçekleştiriyordu. 1870’lerde hala uluslararası ticaretin ve dünya üretiminin üçte biri İngiltere’nin elindeydi.
İngiliz refahının temelleri olan dokuma, kömür, demir ve makine imalatı sanayileri 19.yüzyılda durumlarını korudu. İngiltere sınai üstünlüğünün doruk noktasına 1850-1870 arasında ulaştı.
İngiltere sınai zaferini sınırlı bir kaynak donatımıyla başarmıştı. Ancak 1870’lerden itibaren İngiltere’nin ekonomik büyümesi nispi olarak gerilemişti. Bu nispi düşüsün gerisindeki etken müteşebbis başarısızlığıdır.
İngiliz sınai gelişme hızının yavaşladığı ve teşebbüs yetersizliği kısmen İngiliz eğitim sisteminin geriliğiyle ilgilidir. Bütün bunlara rağmen 1850 ile 1914 arasında İngilizlerin kişi başına reel gelirleri 2.5 katına çıkmıştır. 1914’te ortalama gelir düzeyinde bir İngiliz, Avrupa’nın en yüksek hayat standardına sahiptir.
SANAYİLEŞMENİN YAYILMASI
Birleşik Amerika (ABD)
19. yüzyıldaki en çarpıcı ekonomik büyüme örneği Birleşik Amerika idi. Amerika’nın nüfusu büyümüştü. Nüfus büyümesinin en önemli nedenleri oldukça yüksek hızlı doğal nüfus artışı yanında Avrupa’dan yapılan kitlesel göçlerdi. Ülkede toprağa ve diğer kaynaklara göre emeğin nispi kıtlığı, yüksek ücretlere ve dolayısıyla Avrupa’dan daha yüksek bir hayat standardına yol açtı.
Hızlı teknolojik gelişme ve artan bölgesel ihtisaslaşma, Birleşik Amerika’nın ekonomik büyüme oranı itibariyle de Avrupa’yı geride bırakmasına yol açtı. Emeğin kıtlığı ve yüksek maliyeti, işgücünden tasarruf sağlayıcı yeni tekniklerin sanayide olduğu kadar tarımda da benimsenmesini kolaylaştırdı. Demiryolu çağı Birleşik Amerika’da İngiltere ile hemen hemen aynı tarihlerde başladı. 1860’lardan sonra demiryollarının yarattığı talep, demiri katma değer itibariyle en büyük Amerikan sanayi haline getirdi.
Sanayinin gösterdiği hızlı gelişmeye rağmen 19. yüzyılda Birleşik Amerika bir tarım ülkesi olma özelliği sürdürdü. Şehirli nüfus oranı kırsal nüfus oranını bölgelerde cereyan etmesiydi. Kırsal sanayinin çöküşü ancak elektrik kullanımının yaygınlaşmasından sonra oldu. 1890’larda Birleşik Amerika dünyanın en güçlü sanayi ülkesiydi.
SANAYİLEŞMENİN YAYILMASI
Almanya
Almanya 19. yüzyılın ilk yarısında politika olarak bölünmüş, geri ve yoksul bir tarım ülkesiydi. 19. yy Alman ekonomik tarihi kabaca üç döneme ayrılabilir. İlki, yüzyılın başından 1833’te Zollverein’in teşekkülüne kadar süren dönemdi.
Zollverein, kelime olarak Gümrük Birliği anlamına gelmektedir.
Bu dönemde İngiltere, Fransa ve Belçika’da olan ekonomik değişmelerin farkına varıldı ve modern sınai düzene geçişin fikri ve hukuki şartları oluşturuldu. 1870’lere kadar süren ikinci dönemde bilinçli bir taklit ve ödünç alma politikası ile sanayi, taşımacılık ve maliye alanında modern bir yapının maddi temelleri atıldı. Son dönemde ise Almanya kıta Avrupa’sının sınai liderliğine yükseldi.
SANAYİLEŞMENİN YAYILMASI
Almanya’nın ekonomik gelişmesi açısından önemli bir döküm noktası Zollverein’in kurulmasıydı. Bu sayede ülke içinde tüm iç gümrük engelleri kaldırılmış, bir Alman ortak pazarı yaratılmış ve dışa karşı ortak bir gümrük tarifesi uygulanmaya başlanmıştı.
Birleşik bir Alman ekonomisini mümkün kılan Zollverein idi. Fakat onu fiilen gerçekleştiren demiryollarıydı. Alman sanayinin en dinamik sektörleri sanayi için yatırım ve ara malları üreten sektörlerdi. Alman sanayinin özelliklerine baktığımızda;
Yatırım ve ara mallarına ağırlık veriliyordu.
İşletmeler büyüktü.
Bankacılık sistemi ile işletmeler arasında sıkı bir ilişki vardı.
Üretimde karteller hakimdi
Karteller fiyatların tespiti, üretimin sınırlandırılması, pazarların paylaşılması gibi tekelci uygulamaların gerçekleştirilebilmesi için bağımsız firmalar arasında yapılmış anlaşmalardı. I. Dünya Savaşı arifesinde Birleşmiş Alman İmparatorluğu, Avrupa’nın en güçlü sanayi ülkesiydi.
SANAYİLEŞMENİN YAYILMASI
Rusya
20. yüzyılın başında kişi başına üretim çok gerideydi. Rusya hala bir tarım ülkesiydi. En dinamik sektörü pamuklu dokumaydı. İşgücünün üçte ikisi tarımla uğraşıyor ve milli gelirinin yarısından fazlası tarımdan elde ediliyordu. 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren özellikle de 1830’lardan sonra sanayileşme çok daha belirgin bir nitelik kazandı.
Kırım Savaşı Rus sanayi ve tarımının geriliğini ortaya koydu ve başta 1861’de serfliğin kaldırılması olmak üzere pek çok reformun başlatıcısı oldu.
1890’larda sınai üretimde bir artış yaşandı. Bu büyük sınai patlamanın temelinde, demiryolu inşası programları ve bundan kaynaklanan madencilik ve metalürji sanayilerindeki genişleme yatıyordu.
Demiryolu devlet kontrolü altında bulunmaktaydı.
SANAYİLEŞMENİN YAYILMASI
Japonya
Japonya’yı sanayileşme tecrübesi açısından ilginç kılan özelliği, tamamıyla Batı geleneği dışında olduğu halde sanayileşmeyi başaran tek ülke olmasıydı.
1853 ve 1854’te Birleşik Amerika’nın askeri tehdidiyle Japonya, Batı ülkeleriyle diplomatik ve ticari ilişki kurmak zorunda kaldı. Modern Japonya, 1912’ye kadar hüküm süren bu imparatorun yönetimi döneminde doğdu. Bu dönem Meiji Dönemi olarak adlandırılır.
Yeni hükümet yabancıları kovmak yerine onlarla dikkatli ve seviyeli işbirliği başlattı. Eski feodal sistem tasfiye edilirken yerine Fransız modeline uygun merkezi bürokratik bir yönetim, Prusya tipi bir ordu ve İngiliz örneğine uygun bir deniz filosu kuruldu.