A- İİK. mad. 45 hakkında kanunun öngördüğü ayrık (istisnai) durumlar:[28]
a) Rehnin alacağı karşılayamamasına ilişkin ayrık durum: Rehin paraya çevrildikten sonra, alacağın tamamı karşılanmamış ise, alacaklı kalan alacağı için borçlunun sıfatına göre diğer takip yollarından birini seçebilir (mad. 45/I).[29]
b) Kambiyo senetlerine ilişkin ayrık durum: İİK. mad. 45/II ve 167/I gereğince, alacağı poliçe, çek ya da bonoya (emre yazılı senede) bağlanmış olan alacaklı, bu alacak rehinle güvence altına alınmış olsa bile, kambiyo senetlerine özgü takip yoluna (İİK. mad. 167 vd.) başvurabilir.[30]
Yüksek mahkeme[31] bir olayda «alacağı için ‘rehin’ dışında borçlusundan ‘kambiyo senedi’ almış olan alacaklının -rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmadan- elindeki kambiyo senedine dayanarak ‘genel haciz yoluyla da’ takip yapabileceğini» -oy çokluğuyla- kabul etmiştir...
c) İpotekle güvence altına alınmış faiz (MK. 875) ve senelik taksit alacaklarına (MK. 933) ilişkin ayrık durum: İİK. mad. 45/II gereğince, ipotekle güvence altına alınmış faiz ve senelik taksit alacaklarında, alacaklının seçimine ve borçlunun sıfatına göre, «rehnin paraya çevrilmesi» ya da «haciz» yahut «iflâs» yollarına başvurulabilir.[32]
Bu hüküm, «senelik taksit» ya da «faiz» gibi küçük alacaklar yüzünden taşınmazın satışının önlenmesi amacı ile kabul edilmiştir.[33]
Bu hükmün uygulanabilmesi şu koşulların gerçekleşmesine bağlıdır.[34]
aa- Alacağın ipotekle güvence altına alınmış olması: Buradaki «ipotek» sözcüğü, İİK. mad. 23’deki geniş anlamı ile değil, yalnızca «ipotek» ve «ipotekli borç senedi» olarak anlaşılmalıdır. Çünkü, «irad senedi»nde ve «taşınmaz yükümlülüğünde» (mükellefiyetinde) borçlu sadece, taşınmaz ile sorumlu olduğundan, âdi takip yoluna gidilemez.
Bundan başka, «taşınmaz malikinin borçtan kişisel olarak sorumlu bulunmadığı» diğer durumlarda da -MK. mad. 888- borçlu hakkında âdi takip yoluna başvurmak imkânı yoktur. Maddenin açık hükmüne göre, «taşınır rehni» ile güvence altına alınmış faiz ve senelik taksit alacaklarının mutlaka «rehnin paraya çevrilmesi yolu» ile takip edilmesi gerekir.[35]
bb- Takip edilen alacağın faiz ve senelik taksit alacağı olması:
aaa- Faiz: MK. mad. 875 gereğince, taşınmaz rehni, geçmiş günler faizlerini, taşınmazın satılmasının istendiği zaman vâdeleri gelmiş üç senelik faizleri de güvence altına alır. Bu hükmün dışında kalan faiz alacakları esasen, rehinle güvence altına alınmamış olduklarından, bunlar hakkında sadece âdi takip yoluna başvurulabilir.
bbb- Senelik taksit: Kanunda bir sınır öngörülmediğinden, miktarı ne olursa olsun, her türlü senelik taksit alacağından dolayı âdi takip yoluna gidilebilir.
d) Kiralayanın hapis hakkıyla güvence altına alınmış kira alacağında, kiralayan, hapis hakkına konu olan eşyanın defterinin tutulmasını istemeden (İİK. mad. 270) âdi takip yoluna başvurabilir.
e) Takip sırasında, rehin hakkının itiraza uğraması: Borçlu ödeme emrinin tebliği üzerine, rehin hakkına itiraz edip, alacağa itiraz etmediği takdirde, alacaklı, takibini haciz yoluna çevirmek suretiyle, borçlunun mallarına haciz koydurabilir (İİK. mad. 147/II).
f) Geçici rehin açığı belgesine dayanarak, haciz yoluna başvurma: Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip devam ederken, icra memurunun, satıştan önce rehin edilen şeye takdir ettiği kıymete göre, rehnin alacağı karşılamayacağının anlaşılması halinde, alacaklı «geçici rehin açığı belgesi»ne dayanarak, borçlusunun diğer mallarının haczini ayni dosyadan isteyebileceği gibi, İİK. mad. 100’deki ilkeler çerçevesinde, diğer alacaklıların koydurduğu hacizlere de katılabilir (İİK. mad. 150/f).
g) Gemi alacaklıları, alacaklarını ipotekle teminat altına aldırmışlarsa -TTK. mad. 1378 uyarınca- borçlu hakkında iflas yoluyla talip yapabilirler.
h) Konut finansmanından kaynaklanan rehinli alacaklar için -İİK.’nun 45. maddesine 5582 sayılı kanun ile eklenen 2. fıkra uyarınca- alacaklı borçlular hakkında “rehnin paraya çevrilmesi” yoluyla veya “haciz” yoluyla takip yapabilir. Borçlu, iflasa tabi şahıslardan olsa bile borçlu hakkında “iflas” yoluyla takip yapılamaz.
Bu durumda alacaklı başlangıçta “haciz” yoluyla veya “ipoteğin paraya çevrilmesi” yoluyla takiplerden birini seçebilir. Bu yollardan birini seçen alacaklı seçtiği takip yolunun sonuçlanmasını beklemeden diğer takip yoluna başvuramaz. Alacaklı, önce ipoteğin paraya çevrilmesi yolunu seçmişse geçici rehin açığı belgesi almadan haciz yoluyla takibe başlayamaz. Alacaklı, önce “haciz” yoluyla takibe başlamışsa, takip sonucu aciz vesikası almadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçemez.[36]
B- İİK. mad. 45 hakkında doktrinin kabul ettiği ayrık durumlar.[37]
a) Rehin yabancı bir memlekette bulunuyorsa ve o memleket hukuk düzeninde bizim İİK. mad. 45’e benzer bir hüküm yoksa, alacaklı yine âdi takip yoluna başvurabilir. Çünkü, yukarıda belirtildiği gibi, 45. madde hükmü, maddi hukuktandır ve devletler hususi hukuku kuralları gereğince, «mallar üzerindeki haklara, bu malların bulunduğu yerdeki yasalar uygulanır. »[38]
b) Alacaklının rehin hakkından vazgeçmesi: Alacaklı, rehin hakkından açıkça vazgeçmek suretiyle, borçlusu hakkında âdi takip yoluna başvurabilir. Çünkü, «önce rehne başvurma zorunluğu» rehnin varlığı halinde yasadan doğan bir hükümdür. Rehin düştüğü takdirde, alacaklının âdi takip yoluna başvurabileceği kabul edilmelidir. Bir haktan vazgeçmek daima mümkün olduğundan, alacaklının bu tek taraflı iradesi ile rehin hakkını düşürtebilmesi kabul edilebilir bir görüş sayılmalıdır.[39]
Rehinli alacaklı, borçlunun malvarlığına hemen başvurmak amacı ile rehinden feragat edebilir.[40]
Rehin hakkından vazgeçme, en geç takip talebinde ve açıkça yapılmalıdır. Bu takdirde, vazgeçme hakkında, borçluya ödeme emrinde bilgi vermek gerekecektir.[41] [42] Yani, rehinden vazgeçildiği, en geç ödeme emri ile borçluya bildirilecektir.[43] Ödeme emrinin tebliğinden sonra yapılan «rehin hakkından vazgeçildiğine» ilişkin bildirim, takip hukuku yönünden sonuç doğurmayacaktır.[44]
Şu hususu da belirtelim ki, rehin hakkından vazgeçme «açıkça» olmadıkça hüküm ifade etmeyeceğinden, alacaklının, «rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip» yerine «haciz yolu ile takibe» geçmesi, onun rehin hakkından vazgeçtiğini ortaya koymaz.
c) Alacaklıya «âdi takip yolu» ile «rehnin paraya çevrilmesi yolu» arasında seçim hakkı verilmesi: Alacaklı ile borçlu, rehnin kurulması sırasında anlaşmak suretiyle alacaklının önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna gitmeden, haciz ya da iflâs yoluna başvurabileceğini kararlaştırabilirler.[45] Ancak, bazı hukukçular, bu görüşe tam olarak katılmayıp, «İİK. mad. 45 hükmünün, borçlunun diğer alacaklıların haklarını korumak amacı ile kabul edilmiş olduğunu» belirterek, rehnin borçluya ait olmayıp, üçüncü bir kişiye ait olması halinde bu anlaşmayı geçerli saymaktadırlar.[46] Kanımızca da, bu görüş daha doğrudur.
Yargıtay, önceki kararlarında,[47] birinci görüşü benimsemişken, daha sonra bu görüşünden dönerek, «emredici nitelikte gördüğü 45. madde hükmüne aykırı sözleşme yapılamayacağını» belirtmiştir.[48]
d) Alacaklının rehne ikinci derecede başvuracağının kararlaştırılması: Bu tür anlaşmalar, özellikle rehnin üçüncü bir kişi tarafından verilmiş olduğu durumlarda yapılır. Böylece, rehin maliki üçüncü kişi, bir âdi kefil durumunda kalır. Alacaklı, ancak borçlunun malvarlığından alacağını alamadığı takdirde üçüncü kişi tarafından verilmiş olan rehne başvurabilir.[49][50]
V- Taraflar, alacaklının rehinli «cebri icra yolu ile» değil de, «özel olarak serbestçe» satabileceğini önceden sözleşme yaparak kararlaştırabilirler mi? İsviçre doktrininde, tasnif rehni bakımından,[51]bu sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmiş, buna karşın taşınmaz rehni bakımından[52] görüş birliğine varılamamıştır...
Hukukumuz bakımından, bu tür anlaşmaların, taşınmaz rehninde de bütün ilgililerin (rehinli alacaklılar ve borçlu) katılması koşulu ile geçerli olacağı kabul edilmelidir.[53] Ayrıca belirtelim ki, hukukumuzda, bazı özel yasalarla, -örneğin; 3202 s. T.C. Ziraat Bankası K. mad. 40-43, 45; 4947 s. T. Emlak Kredi Bankası K. mad. 15-25; 4604 s. T. Zirai Donatım Kurumu K. mad. 11, 14, 16; 6219 s. T. Vakıflar Bankası K. mad. 11; 7470 s. T.C. Turizm Bankası K. mad. 17; 2284 s. Halk Bankası ve Halk Sandıkları K. ek mad. 3- bazı bankaların ‘aldıkları rehinleri doğrudan doğruya kendilerinin paraya çevirebileceği’ daha önce kabul edilmiş[54] ve bu uygulama uzun süre devam etmişken, bugün bu yasa hükümleri -107, 109, 233 s. Kanun Hükmündeki Kararnamelerle- yürürlükten kaldırılarak, bu uygulamaya son verilmiştir.[55]
VI- Buraya kadar açıklanan İİK. mad. 45’den sadece «asıl borçlular» -ipoteğin varlığı halinde- yararlanır. Borçlunun «zincirleme (müteselsil) kefili» hakkında, alacaklı, rehne (ipoteğe) rağmen, haciz yolu ile takip yapabilir. Başka bir deyişle, İİK. mad. 45’den -ipoteğin bulunduğu durumlarda- «zincirleme kefilin» yararlanmaya hakkı yoktur.[56] Ancak bunun için TBK.’nun 586/I. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi yani borçlunun “ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması” veya “açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması” gerekir.
Ayrıca belirtelim ki; İİK. mad. 45’deki «genel haciz yolu ile takip yasağı», kefillerinin kendi kefaletleri nedeniyle ipotek vermeleri halinde uygulanır. Eğer kefiller ipoteği, kredi borcunun teminatı olarak vermişlerse, MK. 487 uyarınca kefiller hakkında genel haciz yoluyla takip yapılabilir.[57]
Ancak, alacak taşınır rehni ile teminat altına alınmışsa, İİK.’nun 45/I hükmü müteselsil kefiller hakkında da uygulanır. TBK.’nun 586/II’deki durumlar dışında, rehin paraya çevrilmeden müteselsil kefiller hakkında takip yapılamaz…
VII- Alacağını rehinle güvence altına almış olan alacaklı, önce «rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip» yapmadan İİK. mad. 45/II uyarınca elinde bulunan, aynı borca ilişkin kambiyo senetlerine dayanarak «kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip» yapabilirse de, acaba, bu iki yola birlikte başvurabilir mi? Yani, ayni alacağı için, hem «rehnin paraya çevrilmesi yolu» ve hem de «kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu» ile takip yapabilir mi?
Yüksek mahkeme; «rehinle temin edilmiş bir alacak için ‘tahsilde (infazda) tekerrüre meydan vermemek kaydıyla’ dahi olsa borçlu hakkında ne genel[58] ve ne de kambiyo senetlerine mahsus[59] haciz yoluyla takip yapılamayacağını» ancak «takip konusu alacağın rehin tutarı ile karşılanmayacağının belirgin olması halinde, alacağın rehinle karşılanmayan kısmı için alacaklının asıl borçlu ve kefilleri hakkında ‘genel haciz’ veya ‘kambiyo senetlerine mahsus haciz’ yoluyla takip yapılabileceğini»[60] belirtmiştir. Yüksek mahkemenin bu son içtihadının yerindeliği (isabeti) İİK. mad. 150f/II hükmü karşısında tartışılabilir. Çünkü; mad. 150f/II’ye göre «alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre, rehinli malın alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa» (İİK. mad. 150f/I), kendisine «muvakkat rehin açığı belgesi» verilen alacaklı, aldığı «muvakkat rehin alacağı belgesine dayanarak borçlunun diğer mallarının haczini isteyebilir» doktrinde[61] «rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı kuvvetle tahmin edilse bile, alacağın rehinle karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için genel haciz veya iflâs yolu ile takip yapılamayacağı» yani bu durumda da İİK. md. 45’de öngörülen«haciz veya iflâs yoluyla takip yapma yasağı»nın devam ettiği açıkça ifade edilmiştir...
Bu nedenle yüksek mahkemenin bahsi geçen içtihatlarında öngörülen çözüm şekli, İİK. mad. 150f/II hükmünü dolanmak değil açıkça bu hükmü aykırılık teşkil etmektedir. Olsa olsa bu durumda rehinli alacaklı mahkemeden «alacağının rehinle karşılanamayacağı tahmin edilen bölümü için ihtiyati haciz kararı verilmesini isteyebilir.[62]
Ayrıca, yüksek mahkemenin yeni tarihli içtihatlarında benimsediği görüş uyarınca «takip konusu alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının belirgin olması halinde» alacaklı -«asıl borçlu» ile «kefiller» hakkında- «genel haciz» veya «kambiyo senetlerine mahsus haciz» yoluna başvurabileceğine göre, «takip konusu alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının belirgin olması» ne demektir? Rehinli alacaklı, yaptığı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip sırasında, rehinle mala kıymet takdir ettirdikten sonra, takdir edilen bu kıymete göre, rehinle malın alacağını karşılamayacağını anladıktan sonra mı borçlu hakkında genel haciz/kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçebilecektir? Yoksa yaptığı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sırasında, rehinli mala kıymet takdir ettirmeden de -hatta; «rehnin paraya çevrilmesi» yoluyla takip yaparken, aynı gün- borçlusu hakkında -«rehinli mal, benim rehinli alacağımı karşılamıyor» düşüncesiyle- genel haciz/kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte bulunabilecek midir? Bildiğimiz kadarıyla uygulamada özellikle Bankalar ikinci yolu izleyerek, borçluları hakkında -tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla-62a hem «rehnin paraya çevrilmesi» ve hem de «genel haciz/kambiyo senetlerine mahsus haciz» yolu ile ayni gün takip yapmaktadırlar...
Biz, bütün bu nedenlerle, yüksek mahkemenin önceki tarihli[63] «...Henüz rehnin paraya çevrilmesi suretiyle takip yapılmadan, alacaklı bankanın ekspertiz raporuna dayalı olarak rehnin değerinin alacağı karşılamayacağından bahisle, kredi mukavelesine dayalı olarak genel haciz yoluyla takip yapamayacağı...»nı belirten içtihadının daha isabetli, İİK. mad. 150f hükmüne daha uygun olduğunu belirtmek isteriz...
Bu konu ile ilgili olarak şu hususu da belirtelim ki; üst sınır ipoteğinde (=max- imal ipotekte= teminat (limit) ipoteğinde) ipotekli alacaklı, hiç kuşkusuz ipotek limiti dışında kalan alacak kesimi için genel haciz veya iflâs yoluyla takip yapabilir. Çünkü bu alacak kesimi, ipotekle temin edilmiş durumda değildir.[64]
VIII- Buraya kadar niteliği ve içeriği açıklanan İİK. mad. 45 hükmü, alacaklının genel hükümlere göre borçlu hakkında dava açmasını engellemez.[65] Çünkü bu hüküm sadece icra/iflas takipleri içindir. Ancak, alacaklı açtığı dava sonucunda aldığı ilama dayanarak, sadece «rehnin paraya çevrilmesi yolu ile» takip yapabilir. İİK. 32 vd. göre ilamlı takip yaparak borçlunun mallarını haciz ettiremez veya borçlunun doğrudan iflâsını isteyemez.[66]
IX- 5581 sayılı Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında(ki) Kanunun’un 1. maddesi ile -yukarıda açıklanan- İİK. mad. 45’de düzenlenmiş olan «rehinle temin edilmiş bir alacağın öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip edilebileceği» kuralına bir istisna getirilerek; «2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar» ile «Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde» “rehnin paraya çevrilmesi” veya “haciz” yoluyla takip yapılabilmesi imkanı getirilmiştir.
X- Yüksek mahkeme, yukarıda sunulan içtihatları dışında, ayrıca İİK. mad. 45 hükmünün uygulanması ile ilgili olarak;
-“Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itiraza yönelik uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden ipatek tesis edilmiş ve taşınmazın kıymet takdir tutanağına göre ipotek değeri, alacağı karşılayabilir miktarda olduğundan, rehin ile temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceğinden, ilamsız icra takibin iptaline karar verilmesi gerekeceğini”66a
-“Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceğini (İİK. mad. 45), ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklının kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebileceğini, İİK’nun 45. maddesine göre, alacak ipotek ile teminat altına alınmış ise, alacaklının öncelikle ipoteğe müracaat etmesi, buradan alacağını tahsil edemez veya ipoteğin teminat altına aldığı miktarı aşan bir kısım olursa, bu miktar için ilamsız icra takibi yapması gerekeceğini, davalı takip borçlusu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmasının, davalı kefil hakkında ‘tahsilde tekerrüre meydan vermemek koşulu ile’ haciz yolu ile takip yapılmasına engel teşkil etmeyeceğini”66b
-“İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip neticesinde 67.064,89 TL üstünden rehin açığı belgesi verildiğine göre ipoteğin paraya çevrilmesinden sonra alacaklı bankanın bu miktar kadar bakiye alacağı olduğunun kabulü gerekeceğini”[67]
-“Alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile haciz yolu ile takip yapılmasında usulsüzlük bulunmadığını”[68]
-“Takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinin bir kısmında her ne kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak üçüncü kişi (borca mahsuben kısmi ödeme yapan) …'ın ismi de yer almakta ise de, alacaklı tarafından anılan bu kefil yönünden icra takibi başlatılmadığı görülmediğinden limit ipoteği niteliğinde olan söz konusu taşınmazların satışından elde edilecek tutarın yasal kesintiler sonrasında alacaklıya ödenmesi gerekeceğinden icra müdürlüğünce anılan üçüncü kişi tarafından yapılan ödemenin ipotekli taşınmazların satış bedelinden düşülmesi yönünde re'sen karar alınmasının isabetsiz olduğunu”[69]
-“Muhatapla birlikte oturduğu saptanmadan muhatabın babasına 16.madde gereğince tebligat yapılamayacağını”[70]
-“Rehinli aracın marka-modeli, borç miktarı, işleyen ve işleyecek faiz miktarı nazara alındığında, takip konusu alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağı belirgin olduğu gibi, takip de tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla yapılmasında usulsüzlük bulunmadığını”[71]
-“Kredi sözleşmesine dayanılarak genel haciz yoluyla müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan müşteki borçlular hakkında takip yapılmasına engel bir hal bulunmadığını”[72]
-“Alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklının öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğu, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmadan ilamlı veya ilamsız icra takibi ve borçlu iflasa tabi kimselerden ise iflas yolu ile takip yapamayacağı sadece rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonunda, alacaklı alacağın karşılanmayan kısmı için ilamlı veya ilamsız takip yapabileceğini”[73]
-“Alacağın rehin tutarı ile karşılanabilir bir miktar bulunduğu gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceğini”[74]
-“İİK.nun 45.maddesi gereği, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğini; ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebileceğini”[75]
-“İİK. nun 45.maddesi genel haciz yolu ile yapılacak takibin iptali sonucunu doğurup, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibin aynı maddeye dayalı olarak iptaline karar verilemeyeceğini”[76]
-“Rehin ile teminat altına alınmış borçlarından dolayı, tarım kredi kooperatifi borç senetlerine dayanılarak, borçlular hakkında öncelikle ‘ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile’ takip yapılmadan, ‘ilamların icrası yolu ile’ takip yapılamayacağını”[77]
-“İİK’nun 45. maddesinin ‘borçlu’lar için getirilmiş bir hüküm olduğunu, BK’nun 487. (şimdi; TBK.’nun 586.) maddesi gereğince ‘müteselsil kefil’ler hakkında uygulanmayacağından, alacaklının her iki takibe aynı zamanda geçmesinde hukuki isabetsizlik bulunmadığını”[78]
-“Alacağı bir kambiyo senedine bağlı olan alacaklının, alacak rehin ile temin edilmiş olsa bile borçlu hakkında ‘haciz yolu’ ile veya borçlusu iflasa tabi şahıslardan ise ‘iflas yolu’ ile takip yapabileceğini”[79]
-“Tüketici kredilerinde; alacağın ipotek ile teminat altına alınması halinde, alacaklının, aynı borcun kefillerinden ancak ipotek miktarını aşan kısmı isteyebileceğini”[80]
-“Alacaklının önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması yasal zorunluluk olduğundan, mükerrerlik iddiasının ancak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dışındaki diğer takipler yönünden ileri sürülebileceğini”[81]
-“İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olup; ipotek aktinin niteliği gözönüne alındığında limitin aşıldığı yönündeki şikayetlerin süreye tabi olmadığını; ancak, şikayetçiye ihtarname tebliğ edilmediği için ilamlı takip yapılamayacağı biçimindeki şikayetin, takibin şekline yönelik olup icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede yapılmasının gerekeceğini”[82]
-“Mahkemece getirtilen ipotek akit tablolarında taşınmazlara ipotek konulmuşsa da, anılan taşınmazlar için alacaklı lehine bir ipotek bulunmadığı gibi takip tarihinden önce alacaklının ... Tapu Müdürlüğü'ne hitaben yazılan yazıda 17 ve 20 no'lu bağımsız bölümler için ipoteklerin fek edildiğinin yazıldığı görüldüğünden mahkemece, anılan taşınmazların takyidatlı tapu kayıtlarının celbedilerek ipoteklerin fek edilip edilmediği yönünden araştırma yapılarak sonucuna göre bir inceleme yapılması gerekeceğini”[83]
-“İpotek, vadeli tesis edildiğine göre vade gelmeden takibe girişilmesinin akde aykırılık olacağını”[84]
-“Kullandırılan nakdi krediler nedeniyle bankanın yapacağı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takipte banka çek garanti bedellerinin de depo edilmesini isteyebileceğini; böylece taşınır satışı ile rehin ortadan kalkacağından, limit dahilindeki artan bedel davacı bankanın hesabına depo edilebileceğini”[85]
-“Şikayet davasında; İcra ve İflas Kanunu 45. maddede yer alan Rehin ve İpotekle Temin Edilmiş Alacaklar hükmünün asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmayacağını, Borçlar Kanunu uyarınca kefil, borçlu ile beraber müteselsilin kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile kefil olmuşsa alacaklının, asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel, kefil aleyhine takibat icra edebileceği, takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre şikayetçiler hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmasında yasaya aykırılığın olmadığını”[86]
-“Takip konusu alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının belirgin olması halinde, tüm alacak için ‘tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile’ haciz yolu ile takip yapılabileceğini”[87]
-“‘İİK’nun 45. maddesine aykırı davranıldığı’ iddiasının ‘şikayet’ niteliğinde olup, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, süreye tabi olmadığını”[88]
belirtmiştir..
[1] UYAR, T. Rehinli Alacaklının “Rehnin Paraya Çevrilmesi” Yoluyla Takip Yapma Zorunluğu (İİK. mad. 45) (Balıkesir Bar. D. 1984, S:18, s:16-20)
[2] DEYNEKLİ, A. İcra ve İflas Hukukunda İpoteğin Paraya Çevrilmesi, 2013, s:61-86 – YÜCEL, M. T. Banka Alacaklarının İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takibi, 2010, s:101-149
[3] Bknz: 12. HD. 14.3.1995 T. 3022/3487; 24.10.1989 T. 3567/12757 vb.
[4] Bknz: 19.HD. 31.5.2001 T. 688/4205; 12.HD. 28.3.1988 T. 4275/3714; 23.2.1987 T. 5957/2451; 3.11.1985 T. 3291/9171
[5] GUİSAN, F. Alacağın Rehinle Temin Edilmiş Olmasının Takip Tarzına Tesirleri (Terc. GÜRDOĞAN, B.) (Batıder, 1964, C: II, S: 3, 47) – POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukuku Esasları, s: 550 – GÜRDOĞAN B. Rehnin Paraya Çevrilmesi, s: 10 – GÜRDOĞAN, B. İpoteğin Paraya Çevrilmesi Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar, s: 4
[6] GUİSAN, F. a.g.m. s: 455 vd.
[7] KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, C: 3, s: 2391 – KURU, B. El Kitabı, 2. Baskı, s:985 vd. – DEYNEKLİ, A. age. s:67
[8] ERMAN, E. S. Poliçe, Bono ve Çekler Hakkında Hususi Takip Usulleri (Ad. D. 1967/6, s: 389)
[9] POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 552, Ödeme Emrine İtirazın Mahiyeti (İHFM. 1948/1-2, s: 288 – GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin) 15; a.g.e. (ipotek), s: 4 vd. – ÜSTÜNDAĞ, S. İcra Hukukunun Esasları, s: 310 – CANSEL, E. Menkul Rehni, s: 22 – ANSAY, S. Ş. Hukuk, İcra ve İflâs Usulleri, s: 14, dipn. 34 – AKAR, K. İcra ve İflâs Usulleri, C: 1, s: 97 –BELGESAY, M. R. İcra ve İflâs Kanunu Şerhi, s: 364 – BERKİN, N. Tatbikatçılara İcra Hukuku Rehberi, s: 375 – ERYILMAZ, A. A. Öncelikle Rehnin Paraya Çevrilmesi Emredici midir? (İİK. 45/I.c.1) (İBD. 1984/10-11-12, s: 654 vd.) – MUSTAFAOĞLU, H. İcra-İflas Kanunu Madde 45’in Kapsamı ve Uygulama Alanı (Legal Huk. D. Ağustos/2003, s: 1929.)
[10] GÜRDOĞAN, B. a.g.m. (Rehin), s: 15; İcra ve İflâs Kanununun 45. Maddesi ile İlgili Bir Yargıtay Kararı Üzerine (ABD. 1967/1, s: 12) – POSTACIOĞLU, İ. a.g.m. s: 288
[11] Bknz: 11. HD. 1.12.1987 T. 4208/6980; 18.3.1982 T. 619/1108 (Aynı görüşte; İsv. Fed. Mah. 4.9.1958 T. ve İİD. 28.12.1959 T. 8831/7939; 14.3.1957 T. 1707/1930
[12] Bknz: 12.HD. 17.10.2011 T. 20304/7434; 27.10.2009 T. 11706/20653; 27.11.2012 T. 14314/35198; 02.03.2010 T. 22695/4661; 30.1.2004 T. 24329/2038 ; 21.6.1990 T. 1311/7868; 6.4.1987 T. 8755/4846; 2.4.1987 T. 16184/4721; 2.3.1987 T. 7311/2878; 16.11.1981 T. 7268/8370; 29.6.1981 T. 4593/6495; 14.10.1966 T. 9801/9844
[13] Bknz: KURU, B. a.g.e. s: 2392
[14] Bknz: İİD. 28.12.1959 T. 8831/7930; 14.3.1957 T. 1707/1930
[15] Bknz: Yuk. dipn.12
[16] POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 149; 553 – GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin), s: 22; a.g.e. (İpotek), s: 9
[17] KURU, B. İcra Hukuku (1965), s: 394
[18] ANSAY, S. Ş. Hukuk, İcra ve İflâs Usulleri, s: 14 – BERKİN, N. İcra Hukuku Rehberi, s: 374 – ARAR, K. İcra ve İflâs Usulleri, C: 1, s: 97 – AZMİ, S./İZZET, N. İcra ve İflâs Kanunu Esasları ve Şerhi, s: 88
[19] JDT. 1932 II 101 – JdT. 1943 II 114 (Naklen; POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 149, dipn. 4 – POSTACIOĞLU, İ.Ödeme Emrine İtirazın Mahiyeti (İHFM. 1948/1-2, s: 288 vd.) Naklen; GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin), s: 21; a.g.e. (ipotek), s: 8
[20] Bknz: 12.HD. 30.1.2004 T. 24329/2038; 8.6.2001 T. 9216/10254; 15.11.1989 T. 5108/13963; 12.HD. 26.3.2002 T. 5233/6166; 22.4.1994 T. 4201/5208; 2.10.1987 T. 13259/9650
[21] Aynı görüşte; ÜSTÜNDAĞ, S. a.g.e. s: 309
[22] Karş: POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 553 (Sayın hocamız, borçlunun “itiraz” yoluna başvurması gerektiği görüşündedir.)
[23] Bknz: 12.HD. 28.2.2002 T. 2614/41111; 18.12.2000 T. 19268/20066; 1.11.2000 T. 14762/16362
[24] Bknz: 12.HD. 15.6.2001 T. 9711/10752; 25.2.2002 T. 2120/3100
[25] GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin), s: 10 – GÜRDOĞAN, B. agm. (ABD. 1967/1, s: 12)
[26] Bknz: 12. HD. 02.03.2010 T. 22695/4661
[27] Karş: BUDAK, A. C. İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip, 2008, s:25
[28] Ayrıntılı bilgi için bknz: DEYNEKLİ, A. age., s:68 vd.
[29] Bknz: 19.HD. 31.5.2001 T. 688/4205; 12.HD. 28.3.1988 T. 4275/3714; 23.2.1987 T. 5957/245
[30] Bknz: 12.HD. 26.11.1999 T. 13887/15089; 17.5.1990 T. 13230/5840; 24.1.1985 T. 556/547
[31] Bknz: 12.HD. 15.10.1998 T. 10036/10873
[32] Bknz: 12.HD. 13.9.1984 T. 6413/8941; HGK. 2.12.1972 T. 261/1978
[33] Bknz: Yuk. İİK. mad. 45 ile ilgili Adalet Komisyonu Raporu Gerekçesi
[34] GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin) s: 13 vd; a.g.e. (İpotek), s: 4 vd.
[35] ARAR, K. a.g.e. s: 98 – MUSTAFAOĞLU, H. a.g.m. s: 1924 – KURU, B. a.g.e. s: 2389
[36] BUDAK, A. C. age. s:36 – DEYNEKLİ, A. age. s:74
[37] BERKİN, N. a.g.e. s: 150 vd. – ÜSTÜNDAĞ, S. a.g.e. s: 389 vd. – GÜRDOĞAN, B. a.g.e. s: 11 vd. – GÜRDOĞAN, B. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu ile Takip (İİK. Değişiklik Tasarısı Hakkında Seminer, s: 32 vd.) – BELGESAY, M.R. İcra ve İflâs Kanunu Şerhi, s: 178 vd. – AZMİ, S./ İZZET, N. a.g.e. s: 87 – POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 550 vd. –KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, s:986 vd.
[38] GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin) s: 23; a.g.e. (İpotek), s: 10
[39] POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 551 – GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin), s: 504
[40] MARTİN, A. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip (İHF. 1956, C: XXII, S: 1-4, s: 329) (Çev: BERKİN, N.)
[41] ÜSTÜNDAĞ, İ. a.g.e. s: 309
[42] Karş: KURU, B. a.g.e. s: 2390 (Bu görüşe göre, takip alacaklısı, takip talebinden sonraki aşamada de, icra mahkemesince «takibin iptaline» karar verilinceye kadar, rehin hakkından feragat edebilir...)
[43] Bknz: Fed. Mah. K. 13.4.1957 T. (JdT. 1957, II, 75) – 4.2.1933 T. (JdT. 1933, II, 89) (Naklen; POSTACOĞLU, İ. a.g.e. 551, dipn. 3a)
[44] Bknz: Fed. Mah. 25.5.1961 (ABD. 1967/2, s: 1037 vd.)
[45] POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 552 – GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (İpotek), s: 8
[46] KURU, B. İcra Hukuku, s: 395, dipn. 12
[47] Bknz: İİD. 28.12.1959 T. 8831/7939; 14.3.1957 T. 1707/1930
[48] Bknz: 12.HD. 21.6.1990 T. 1311/7868; 6.4.1987 T. 8755/4846; 2.4.1987 T. 16184/4721
[49] GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (Rehin), s: 21; a.g.e. (İpotek), s: 8
[50] Bknz: Fed. Mah. K. 4.9.1958 T.
[51] POSTACIOĞLU, İ. a.g.e. s: 557 – GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (İpotek), s: 7 – ÜSTÜNDAĞ, S. a.g.e. s: 312
[52] UYAR, T. Rehnin Paraya Çevrilmesi, 2. Bası, s: 366
[53] GÜRDOĞAN, B. a.g.e. (İpotek), s: 7 – Bu konuda ayrıca bknz: POSTACIOĞLU, İ. İpotek Alacaklısına İpotekli Gayrimenkulü Kendi Eliyle Rızai Olarak Paraya Çevrilmesi Yetkisinin Verilmesi Problemi (Prof. Dr. Halûk Tandoğan’ın Hatırasına Armağan, 1990, s: 538 vd.)
[54] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. İcra Hukukunda Rehnin Paraya Çevrilmesi, 1., Bası, s: 278 vd.
[55] Bknz: 12.HD. 28.6.1989 T. 551/9850; 14.10.1988 T. 13523/11478; 2.5.1988 T. 8544/5855
[56] Bknz: 12.HD. 13.10.2009 T. 10122/18918; 21.10.2003 T. 16821/20553; 12.6.2003 T. 11007/14056; 18.12.2000 T. 19303/20135 vb.
[57] Bknz: 19. HD. 6.3.2013 T. 600/4222; 12.HD. 28.12.1999 T. 16718/17583
[58] Bknz: 12.HD. 7.4.2003 T. 5022/7492
[59] Bknz: 12.HD. 10.10.1983 T. 5678/7295
[60] Bknz: 12.HD. 31.3.2003 T. 5291/6795; 19.2.2003 T. 25690/2360; 11.4.2002 T. 6089/7637; 11.6.2002 T. 10789/12227 vb.
[61] KURU, B. a.g.e. s: 2393 vd.- KURU, B. El Kitabı, s:987 - ÜSTÜNDAĞ, S. a.g.e. s: 309
[62] KURU, B. a.g.e. s: 2393, dipn. 42; 2501 – ÜSTÜNDAĞ, S. a.g.e. s: 408 – UYAR, T. İcra Hukukunda Haciz, s: 27 – POSTACIOĞLU, İ. a.g.e s: 712 –BERKİN, N. İflas Hukuku Rehberi, s: 142
62a Bknz: 19. HD. 6.3.2013 T. 600/4222
[63] Bknz: 12.HD. 28.3.1988 T. 4275/3714
[64] Bknz: 12.HD. 15.2.2000 T. 458/2349
[65] Bknz: 12. HD. 05.12.2006 T. 20260/23072; 11. HD. 22.06.2008 T. 7114/8291; 13.HD. 18.1.1988 T. 5926/91
[66] KURU, B. a.g.e. s: 2394
66a Bknz: 12. HD. 26.04.2013 T. 5052/15984
66b Bknz: 19. HD. 06.03.2013 T. 600/4222
[67] Bknz: 12. HD. 06.11.2012 T. 13857/31838
[68] Bknz: 12. HD. 15.11.2012 T. 22952/33258
[69] Bknz: 12. HD. 04.05.2012 T. 28108/15100
[70] Bknz: 12. HD. 12.10.2012 T. 17294/29211
[71] Bknz: 12. HD. 21.04.2011 T. 26253/7098
[72] Bknz: 12. HD. 05.05.2011 T. 27682/8437
[73] Bknz: 12. HD. 17.10.2011 T. 20304/19643
[74] Bknz: 12. HD. 25.04.2011 T. 27019/7434
[75] Bknz: 12. HD. 10.10.2011 T. 2646/18252
[76] Bknz: 12. HD. 20.12.2011 T. 12498/29925
[77] Bknz: 12. HD. 22.10.2009 T. 11418/19984
[78] Bknz: 12. HD. 13.10.2009 T. 10122/18918
[79] Bknz: 12. HD. 21.04.2009 T. 638/8577
[80] Bknz: 12. HD. 10.02.2009 T. 10315/1412
[81] Bknz: 12. HD. 25.06.2012 T. 4619/22137
[82] Bknz: 12. HD. 02.07.2012 T. 10118/23215
[83] Bknz: 12. HD. 10.04.2012 T. 27199/11647
[84] Bknz: 12. HD. 27.04.2012 T. 30268/14207
[85] Bknz: 12. HD. 09.04.2012 T. 26908/11538
[86] Bknz: 12. HD. 13.03.2012 T. 21335/7987
[87] Bknz: 12. HD. 23.09.2008 T. 13177/16256; 05.11.2009 T. 12631/21700; 19.11.2009 T. 14166/23090; 19.11.2009 T. 14616/23133
[88] Bknz: 12. HD. 27.10.2009 T. 11706/20653
Dostları ilə paylaş: |