Eskiden (HUMK. yürürlükte iken), tartışmalı olan şu husus da artık yeni HMK. ile çözüme kavuşturulmuştur: Eğer, takip için birden fazla (genel ve özel) yetkili icra dairesi varsa, borçlu itirazında bunların hepsini birden mi bildirmeli, yoksa seçim hakkını kullanarak, sadece bunlardan birisini mi “yetkili icra dairesi” olarak bildirmelidir? Örneğin; takip konusu bonoda “İstanbul ve İzmir” İcra Dairelerinin yetkili olacağı belirtilmesine rağmen, ikametgâhı (yerleşim yeri) İzmit’te olan borçlu hakkında Ankara’da icra takibi yapılmışsa, borçlu yetki itirazında, “yetkili icra dairesinin Ankara o l m a d ı ğ ı n ı” belirtirken, “yetkili icra dairesinin İstanbul, İzmir ve İzmit o l d u ğ u n u” mu belirtecektir yoksa bunlardan birini seçip (tercih edip) sadece onun adını örneğin; “yetkili icra dairesinin İstanbul olduğunu” mu belirtecektir? Doktrinde'deki, maddelerdeki “yetkili mahkeme” sözcüğüne dayanılarak, yetki itirazında bulunan tarafın, birden fazla mahkeme (ve icra dairesini) bildiremeyeceği, bunlardan birisini seçmek zorunda olduğu, böyle yapmaması halinde, yetki itirazının hükümsüz olacağı” belirtilmesine rağmen[56] Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları birbiri ile çelişkiliydi.[57] [58] Yeni HMK. mad. 19/2’de “.... Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” denilmiş olduğundan, artık; yetki itirazında bulunan borçlu, yetkili mahkemelerden (icra dairelerinden) birini seçmek zorundadır.
12. Hukuk Dairesi -HUMK döneminde- “yetki itirazında bulunan borçlunun -yetkili olmaları koşuluyla- ‘birden fazla icra dairesinin yetkili olduğunu’ bildirebileceğini” belirtmişti.[59]
İcra takibinde birden fazla borçlu bulunuyorsa, her birinin ayrı ayrı “yetki itirazı”nda bulunması gerekir.[60]
VI– Yetki itirazının sonuçları : “Süresi -7 gün- içinde”, “icra dairesine” yapılan “yetki itirazı” ile icra takibi durur.
“Yetki itirazı”nın bu sonucu doğurabilmesi için; a) “İtiraz süresi içinde” ve b) “İcra dairesine” yapılmış olması gerekir.[61] Bu nedenle, itiraz süresi geçtikten sonra -icra dairesine- yapılan veya itiraz süresi içinde icra mahkemesine yapılan itiraz[62] geçerli olmaz yani icra takibini durdurmaz.
“Yetki itirazı” ‘senet metninden anlaşılan’ itiraz sebeplerinden olmadığından[63] borçlusu süresi içinde borca veya imzaya itiraz etmesi nedeniyle alacaklının icra mahkemesine başvurup “itirazın kaldırılması”nı istemiş olması halinde, borçlu icra mahkemesindeki duruşmada “yetki itirazı”nda bulunamaz.[64]
Borçlu süresi içinde icra dairesine yetki itirazında bulunmamış (veya süresinden sonra yetki itirazında bulunduğu için bu itiraz geçersiz sayılmış) fakat borca veya imzaya itiraz etmiş olduğu için takip durmuş, alacaklı da mahkemeye başvurarak “itirazın iptali”ni (İİK. mad. 67) istemişse, bu davada borçlu mahkemenin yetkisine itiraz edebilir mi? Konudoktrinde[65] tartışmalı olduğu gibi, yüksek mahkemenin içtihatları da yakın zamana kadar birbiri ile çelişkili iken,[66] yüksek mahkeme sonraki içtihatlarında “itirazın iptali davasının icra takibinin uzantısı olduğunu, iki dosyanın bir birlik oluşturduğunu, davalının (borçlunun) icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olması halinde, bu ‘hadise’nin çözümlenmeden davaya devam edilemeyeceğini, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemenin öncelikle -icra mahkemesinin yerine geçerek- icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi ve borçlunun bu itirazını yerinde bulması halinde, işin esasına girmeden ‘icra dairesinin yetkisiz olduğuna’ aksi halde ise işin esasına girip, toplanacak delillerle oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekeceğini” belirtmeye başlamıştır.[67]
VII- Yetki itirazının incelenmesi: Alacaklı, borçlunun icra dairesine, süresi içinde yaptığı “yetki itirazı”nı ya kabul eder (yani itirazı haklı bulur) ya da kabul etmez:
a) Alacaklı, borçlunun “yetki itirazı”nı kabul ederse, ‘takip dosyasının borçlunun yetki itirazında bildirdiği icra dairesine gönderilmesini’ ister.[68]
Bu durumda, takip dosyası kendisine gelen icra dairesi, borçluya yeni bir ödeme emri gönderir.[69] Ancak, bu yeni ödeme emrinde ‘alacaklı’ değişikliği yapılarak, borçluya başka (yeni) bir alacaklı adına ödeme emri gönderilemez.[70] Borçlu bu ödeme emrine karşı sadece “borca” ve “imzaya” itiraz edebilir, “yetki itirazı”nda bulunamaz...
b) Alacaklı, borçlunun yetki itirazını kabul etmezse; bu itirazın ortadan kaldırılmasını sağlaması gerekir. Bunun için alacaklının şu yolu izlemesi gerekir:
aa) Borçlu icra dairesine itiraz ederken sadece “yetki itirazı”nda bulunmuşsa, alacaklı mahkemeye başvurup “itirazın iptali davası” açamaz. Bu durumda, icra mahkemesine başvurup “itirazın kaldırılması” isteminde (İİK. mad. 68) bulunmak zorundadır (İİK. mad. 50/II).[71]
bb) Eğer borçlu icra dairesinde, haklarında yapılan icra takibine hem esas yönden (yani “borca” veya “imzaya”) itiraz etmiş ve hem de y e t k i itirazında bulunmuşsa, alacaklı dilerse icra mahkemesine başvurarak “itirazın kaldırılması”nı dilerse mahkemeye başvurarak “itirazın iptali”ni ister.[72] [73]
Böyle bir durumda, mahkemenin, borçlunun icra dairesine yaptığı “yetki itirazı”nı inceleyip incelemeyeceği doktrinde tartışma konusu olmuştur. Bir görüşe göre[74] itirazın iptali davasına bakan mahkeme yalnız kendi yetkisini inceleyebilir, borçlunun icra dairesine yaptığı yetki itirazını inceleyemez. Eğer “itirazın iptali davası” icra takibinin yapıldığı yerde açılmış ve davalı (borçlu) burasının yetkisiz olduğu kanısında ise, bu hususu “ilk itiraz” (HMK. mad. 19, 116/1-a) olarak esasa cevap süresi içinde ileri sürmelidir. Bunun üzerine, mahkeme bu itirazı inceler ya “yetki itirazının reddine” karar verir. Bu durumda, mahkemenin aynı zamanda “icra dairesine yapılan itirazın da reddine” karar vermesine gerek yoktur (çünkü mahkemenin buna yetkisi yoktur). Böylece icra dairesindeki “yetki itirazı” da kendiliğinden reddedilmiş olur. Ya da mahkeme, yetki itirazını yerinde bulur ve “yetkisizlik kararı” vermekle yetinir (HMK. mad. 20), yoksa “icra dairesinin de yetkisiz olduğu” gerekçesiyle, “itirazın iptali davasının reddine” karar veremez, böyle bir karar usul ekonomisine aykırı düşer. Eğer “itirazın iptali davası” icra takibinin yapıldığı yerden başka bir yerde açılmışsa, davalının (borçlunun) ‘ilk itiraz’ olarak mahkemenin yetkisizliğini ileri sürmesi halinde, mahkeme az önce belirtilen şekilde ya “yetki itirazının reddine” veya “yetkisizlik” kararı vermekle yetinir, ayrıca, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazını inceleyemez...
Diğer bir görüşe göre[75] itirazın iptali davası sadece ve sadece icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemede açılabileceğinden, itirazın iptali davasını görecek mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı da incelemesi gerekir. Çünkü, bu incelemenin sonucuna göre, kendisinin de yetkili olup olmadığı anlaşılabilecektir.
Doktrindeki bu görüş ayrılığı uygulamayı da etkilemiş ve Yargıtay’ ın ayrı Daireleri farklı kararlar vermişlerdir. Fakat, yüksek mahkemenin (11 ve 15. Hukuk Dairesinin)özellikle yeni tarihli kararlarında[76] ikinci görüşe katıldığını ve “icra dairesinde yapılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçlunun hem yetki ve hem de esas yönden itirazda bulunup, takibi durdurmasından sonra, alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasında, mahkemenin önce icra dairesine davalı - borçlunun yaptığı ‘yetki itirazı’nı incelemesi ve bu itirazı yerinde bulmaması halinde ‘esasa yönelik itiraz’ı incelemesi gerekeceğini” belirttiğini görüyoruz. Buna karşın, 13. Hukuk Dairesi[77] birinci görüş doğrultusunda karar vermiştir.
Nihayet sonraki kararlarında yüksek mahkeme[78] (Hukuk Genel Kurulu. 11, 15. ve 19. Hukuk Daireleri) ikinci görüş doğrultusunda içtihatta bulunmuştur…
cc) Borçlu sadece “yetki itirazı”nda bulunduğu için veya hem “esas” yönden (yani; “borca” veya “imzaya”) hem de “yetki” yönünden itiraz ettiği için alacaklı icra mahkemesine başvurup “itirazın kaldırılması” isteminde bulunmuşsa[79]
aaa- İcra mahkemesi “yetki itirazı”nı haklı (yerinde) bulursa, “itirazın kaldırılması isteminin reddine (yetki itirazının kabulüne), ödeme emrinin iptaline ve takip dosyasının talep halinde yetkili…icra dairesine gönderilmesine” ş e k- l i n d e karar vermelidir.[80] [81] [82] Bunun yerine; “yetki yönünden takibin iptaline” şeklinde karar vermemelidir.[83]
Bu durumda, alacaklının, bu kararın kesinleşmesinden itibaren[84] iki hafta içinde, yetkisiz icra dairesine başvurarak, takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini istemesi gerekir (HMK. mad. 20/1, İİK. mad. 50/I).[85]
Yüksek mahkeme,
“İcra mahkemesince borçlunun yetki itirazı kabul edilerek ‘dosyanın yetkili … İcra Müdürlüğüne gönderilmesine’ karar verilmiş olması halinde, bu karar borçlu lehine ve talebine uygun olarak verilmiş olduğundan, alacaklının, yasa yollarına başvurmadan, mahkeme kararının kabul ederek, karar gereği ‘icra dosyasının yetkili olduğu belirtilen icra müdürlüğüne gönderilmesini’ -icra mahkemesinin kararının kesinleşmesini beklemeden- talep edebileceğini”[86] belirtmiştir.
Alacaklı bu süre içinde, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini istemezse, “takip yapılmamış”(açılmamış) sayılır[87] ve alacaklı yeniden harç ödeyerek takip yapmak zorunda kalır.[88]
Ayrıca belirtelim ki, yüksek mahkeme son kararlarında[89] “HUMK. mad. 193/III’deki on günlük (şimdi; HMK. 20/1'deki iki haftalık) sürenin, icra mahkemesinin yetkisizlik kararı hakkında Yargıtayca verilen ‘onama kararı’nın taraflara tebliğinden itibaren ‘karar düzeltme’ süresinin geçmesinden itibaren (eğer; bu karara karşı ‘karar düzeltme’ yoluna gidilmişse, ‘karar düzeltme isteminin reddine’ ilişkin kararın ilgililere tebliğinden itibaren) işlemeye başlayacağını” belirtmeye başlamıştır…
bbb- İcra mahkemesi, “yetki itirazı” nı haklı bulmazsa;
aaaa) Borçlu sadece “yetki itirazı”nda bulunmuşsa, icra mahkemesinin “yetki itirazının kaldırılmasına ” karar vermesi gerekir. Bu durumda takip kesinleşir, alacaklı haciz isteyebilir.
Alacaklının talebini kabul ederek “yetki itirazının kaldırılmasına” karar veren icra mahkemesi aynı kararda ayrıca alacaklı lehine % 20 tazminata hükmedemez.[90]
bbbb) Borçlu hem “yetki” hem de esas (“borç” veya “imza”) yönden itirazda bulunmuşsa, icra mahkemesinin önce “yetki itirazı”nı incelemesi ve bu itirazı haksız bulması halinde, borçlunun esasa -“borca” veya “imzaya”- ilişkin itirazının yerinde olup olmadığını incelemesi gerekir.
İcra mahkemesi, önce “yetki itirazı”nı incelemeden, “esasa ait itirazları” inceleyemez.[91]
VIII- İcra mahkemesinin yetkisizliğe yani “yetki itirazının kabulüne” ilişkin kararları temyiz olunabilir (İİK. mad. 363/2). Buna karşın, “yetki itirazının reddine” (yani; “icra dairesinin yetkili olduğuna”) ilişkin kararları temyiz edilebilir mi? Yüksek mahkeme bu tür kararların da temyiz edilebileceğini -yani; bu kararların da İİK. mad. 363/2. hükmünün kapsamına girdiğini- oyçokluğu ile kabul etmektedir.[92] Doktrinde ise, bu tür kararların “temyiz edilemeyeceği”ni çünkü “bunların İİK. mad. 363’de öngörülmediğini” ileri sürenler[93] bulunduğu gibi, bu tür kararların da “temyiz edilebileceği”ni çünkü “bu kararların da İİK. mad. 363/3 anlamında bir itirazın reddi kararı” olduğunu belirtenler[94] de vardır.
IX- Yüksek mahkeme –yukarıda belirtilenler dışında- yetkili icra dairesi ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar hakkında;
-“Yetki itirazının takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17 kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğini, takibe konu sözleşmenin taraflarının kamu tüzel kişiliği bulunan üniversite ile tacir sıfatın haiz şirket olduğu anlaşıldığından, -aksi kararlaştırılmış olmadığından- sadece yetki sözleşmesinde belirlenen yerde takip yapılabileceğini”96a
-“İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatmak isteyen alacaklının taşınmazın bulunduğu yer icra dairesinde takip açabileceği gibi, İİK. mad. 50’nin göndermesi ile HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri çerçevesinde yetkili olan yerde de takip başlatabileceğini”96b
-“Cari hesap alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu yetki itirazı ile birlikte borç miktarına kısmen itiraz etmiş olup alacaklı ile aarsındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiş olduğundan, olaya uygulanması gereken BK’nun 73/1 (TBK’nun 89/1) maddesine göre alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatılmasında hukuka aykırılık bulunmadığını”96c
-“Birden fazla borçlu varsa bunlardan birinin ikametgahında takip başlatılabileceğini (HMK. mad. 7) ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacağını, ancak bu hükmün borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için geçerli olduğunu; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte (yetki itirazında bulunan) borçlulara ödeme emri tebliğ edildikten bir gün sonra, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçlusuna ödeme emri tebliğ edilmiş ve bu borçlu yönünden takip henüz kesinleşmediğinden, icra dairelerinin yetkisi de kesinleşmemiş olacağını, itiraz eden borçluların adresleri, çekin keşide yeri ile muhatap bankanın bulunduğu yer dikkate alındığında, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceğini”96d
-“İcra dairesinin yetkisi konusunda HUMK (şimdi; HMK.) hükümlerinin kıyasen uygulanacağını (İİK. mad. 50), 1086 s. HUMK’nun 12. maddesine 6100 s. HMK’da yer verilmemiş ise de, ihtiyati haciz kararının alındığı ve takibin başlatıldığı tarihte HUMK. mad. 12 yürürlükte olduğundan, anılan madde uyarınca ihtiyati haciz kararından sonra ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yerde icra takibi başlatılabileceği ve dava açılabileceğini”96e
-“Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17. maddesi, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılan takip ve davalarda uygulanacağını”[95]
-“HMK.nun 448.maddesi gereğince, bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla, derhal uygulanacağı dikkate alınarak takip tarihi itibariyle HMK.nun 17. maddesi yürürlükte olmadığından, HUMK.nun 22. maddesi muvacehesinde yetki itirazının değerlendirilmesi gerekeceğini”[96]
-“Takip dayanağı çekin keşide yerinin Antalya, muhatap banka şubesinin bulunduğu yerin yine Antalya olduğuna ve borçlunun adresinin de Antalya olduğu dikkate alındığında Hatay İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu”[97]
-“HUMK. nun 108. maddesine göre ihtiyati tedbirin infazına ilişkin itirazları inceleme yetkisi kararı veren mahkemeye ait olup; ihtiyati tedbir kararının icra müdürünce uygulanmış olmasının bu durumu etkilemeyeceğini; zira icra müdürünün anılan konuda ihtiyati tedbir infaz memurluğu görevini yaptığını”[98]
-“Borçlu vekilince, itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında muaccel bir borcun bulunmadığı diğer bir ifade ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edildiğine göre, BK.nun 73. (şimdi; TBK’nun 89) maddesinin olaya uygulanması gerekeceğinden, alacaklının kendi ikametgahının bulunduğu icra dairesinde takip başlatabileceğini”[99]
-“Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde ve yargılama sırasında sunduğu cevap dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borcun ödendiğini iddia ettiğine, diğer bir ifade ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edildiğine göre, BK.nun 73. (şimdi; 89) maddesinin uygulanması gerekeceğinden alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapabileceğini; dolayasıyla, alacaklı şirketin yerleşim yeri olan Antalya İcra Müdürlüğünde takibe başlamasında yasaya uymayan bir yön olmadığını”[100]
-“Borçlu birden fazla yetkili icra dairesi bildirdiğinden yetki itirazının yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan HMK nun 19/2. maddesi uyarınca geçerli bir itirazdan söz edilemeyeceğini”[101]
-“6100 sayılı HMK. nun yürürlüğe girmesinden önce yapılan takiplerde ve açılan davalarda aynı Kanunun 17. maddesinin uygulama yeri bulunmadığını”[102]
-“HUMK.nun 193. (şimdi HMK’nun 20.) maddesi re'sen nazara alınarak, 10 (şimdi; iki haftalık) günlük yasal süresi içerisinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edilmediğinden takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceğini”[103]
-“Borcun genel kredi sözleşmesinden doğduğu, genel kredi sözleşmesinin 48. maddesinde yetkiye ilişkin hüküm bulunduğunu, yapılan yetki sözleşmesinin o tarihte yürürlükte olan HUMK'nun 22. maddesindeki koşulları taşıdığından HUMK'nun 22. maddesi gereğince alacaklının, yetki sözleşmesi ile belirlenen icra dairesinde icra takibi başlatmasında yasaya aykırılık bulunmadığını”[104]
-“Her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağı, bu nedenle 6100 sayılı HMK. nun yürürlüğe girmesinden önce açılan takip ve davalarda aynı Kanunun 17. maddesinin uygulama yeri bulunmadığı”[105]
-“Tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabileceğini, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağını”[106]
-“İtiraz eden borçlunun adresinin Muş olup, takip konusu çekinde keşide yeri ve muhatap bankanın da aynı yer olduğu anlaşıldığından bu durumda yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceğini”[107]
-“10 (şimdi iki haftalık) günlük yasal süre içerisinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edilmediğinden takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceğini”[108]
-“Yetki itirazında bulunmayan takip borçlusu … Ltd. Şti.'nin Kadıköy ilçesindeki adresine ödeme emri gönderildiğinden mahkemece, bu sebeple ve İİK'nun 261. maddesi gereğince ihtiyati haczin yapıldığı yer mahkemelerinin de yetkili olduğunu”[109]
-“Kendilerine ödeme emri tebliğ edilen borçluların ikametgahları Bakırköy olmadığı gibi, diğer takip borçlusuna da henüz ödeme emri tebliğ edilmemiş olduğundan olayda takip arkadaşlığı nedeniyle Bakırköy İcra Daireleri'nin yetkili olduğundan söz edilemeyeceğini”[110]
-“Dairemizin değişen ve yeniden oluşan içtihatlarında, icra mahkemesince, karar tarihinde mevcut olan bir maddi olgunun dikkate alınarak icra dairesinin yetkisini belirlemede ihtiyati haciz kararının nazara alınmaması gerektiği sonucuna varıldığı, somut olayda her ne kadar alacaklı tarafından icra takibine Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ihtiyati haciz kararına dayanılarak başlanılmış ise de, icra mahkemesinin verdiği karar tarihinden önce Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğine ve bu karar dosya içinde mevcut olduğuna göre, artık anılan ihtiyati haciz kararının icra dairesinin yetkisini belirlemede dikkate alınamayacağını, o halde mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ihtiyati haciz kararından bahisle yetki itirazının reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğunu”[111]
-“Şikayet tarihinde Çubuk İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetki itirazına ilişkin kararının henüz kesinleşmediğini, alacaklının talebi ile icra dosyasının Ankara Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderildiği anlaşıldığından icra müdürlüğünce yapılması gereken iş, yetki itirazı kesinleştiğinde işlem yapılmasına karar verilerek icra dosyasının bekletilmesinden ibaret olduğunu”[112]
-“Akdin icra edileceği yerin neresi olduğu taraflar arsında yapılan sözleşmeden saptanmalı sözleşmede bu hususta bir açıklama bulunmaz ise tarafların beyanları ve bu husustaki belgeler sorulup incelendikten sonra faturadaki malların Ankara'da mı yoksa Ataköy'de mi teslim edildiği açıklığa kavuşturulduktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceğini”[113]
-“Alacaklı tarafından HUMK.nun 193. (yeni HMK.’nun 20.) maddesinde öngörülen l0 (şimdi iki hafta) günlük yasal süre içerisinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edilmediğinden, kamu düzenine ilişkin olan bu hususun mahkemece re'sen nazara alınarak takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceğini”
-“Alacaklının, takip talebinde dayanmadığı sözleşme içinde yer alan yetki sözleşmesine dayalı olarak itirazın kaldırılması isteminde bulunması mümkün olmadığı gibi, borçlunun sözleşmeyi kabul etmesi de söz konusu olmayıp; ispat yükü alacaklıda olup, yetki itirazını İİK'nun 68. maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamaması nedeniyle, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi gerekeceğini”[114]
-“Davanın, ödenmeyen kira parası nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, sözleşme ile başka bir yer mahkemesi yetkili kılınmış olsa dahi, icra takibinin ve davanın sözleşmenin ifa yeri (kiralananın bulunduğu yer) olan İcra Daireleri ve mahkemelerinde açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı gibi, kira borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olması nedeniyle alacaklının ikametgah mahkemesinin ve icra dairelerinin de yetkili olacağı, bu hususun gözetilmesinin gerektiğini”[115]
-“HMK’nun 20. maddesinde öngörülen 2 haftalık süreden sonra alacaklının dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini istemiş olması halinde, mahkemece ‘takibin açılmamış sayılmasına’ karar verilmesi gerekeceğini”[116]
-“Borçlunun itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmış olduğundan; böylece takip dayanağı ihtiyati haciz kararı kaldırıldığından buna ilişkin yetki kuralına dayanılma olanağının kalmadığını”[117]
-“Talimat icra dairesi, esas icra dairesinin talimatı doğrultusunda işlem yapmak zorunda olduğundan elindeki takip dosyasını kendiliğinden ele alarak işlemden kaldırma yönünde karar tesis edemeyeceğini”[118]
-“Takip dayanağı belge çek olduğundan borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yer İİK.nun 50. maddesi göndermesi ile HUMK.nun 9. (HMK.’nun 9.) maddesi gereğince genel yetkili yer olmakla bu yer icra dairesinde veya muhatap bankanın bulunduğu yerde, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde takip yapılmasının mümkün olduğunu”[119]
-“İcra takibinde birden fazla borçlu bulunması halinde, bunlardan birinin ikametgahında takip açılabileceğini, bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacaklarını”[120]
-“HUMK.nun 193. (HMK.’nun 20.) maddesi gereğince yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün (şimdi; iki hafta) içerisinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi istenip istenilmediği resen araştırılmadan, ikinci kez borçluya çıkartılan tebligat parçası gerekirse PTT sisteminden sorgulanıp incelenmeden, eksik inceleme ile karar verilemeyeceğini”[121]
-“Para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesinin, İİK’nun 50. maddesinin göndermesi ile HMK’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanması suretiyle belirleneceğini”[122]
-“Genel yetkili yerde takip hakkı olan alacaklının, tercih hakkını kullanarak özel yetkili yerde de takipte bulunması mümkün olup; ancak, alacaklı İstanbul İcra Dairesi yerine yetkisiz Bakırköy İcra Dairesinde takibi başlattığından, HUMK.nun 23.(HMK.’nun 20.) maddesi uyarınca yetkili icra dairesini tercih hakkının borçluya geçtiğini; borçlu ise özel yetkili yer olarak kararlaştırılan İstanbul İcra Dairesini tercih etmiş olduğundan mahkemece İstanbul İcra Dairlerinin yetkili olduğuna karar verilmesi gerekeceğini”[123]
-“Yetki itirazında bulunan borçlunun itirazı sırasında ‘birden fazla yetkili’ icra dairesini (mahkemeyi) gösterebileceğini”[124]
-“İİK.’nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince çözümleneceğini; bu hususun kamu düzenine ilişkin ‘kesin yetki’ niteliğinde olduğu ve icra mahkemesince “doğrudan doğruya” gözetileceğini”[125]
-“Borçlu şirket hakkında çeke dayalı olarak başlattığı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının kabulüne karar vermiş; ancak mahkemelerin yetkisizliğine ilişkin karar verilmediği için HMK. 20’nin somut olayda uygulama yeri olmadığını”[126]
-“Alacaklı takibe ihtiyati haciz kararı ile başlamadığından, sonradan verilen ihtiyati haciz kararının, takip tarihi itibari ile yetkisiz olan icra dairesini yetkili hale getirmeyeceğini”[127]
-“İhtiyati haciz kararının itiraz üzerine kaldırıldığına dair herhangi bir mahkeme kararı ibraz edilmediği gibi bu yönden borçlunun iddiası bulunmadığına göre mahkemece yetki itirazının reddine karar verilip işin esasına girilerek diğer itiraz nedenleri incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceğini”[128]
-“Mahkemenin (veya icra dairesinin) yetkili olmadığını ileri süren tarafın, yetkili mahkemeyi (icra dairesini) de bildirmek zorunda olduğunu”[129]
-“Muteriz borçluya ödeme emrinin Antalya'da tebliğ edilmiş olması, dava dilekçesindeki adresinin de Antalya olması, bunun aksinin iddia edilmemesine göre Antalya'da takip yapılmasının, HUMK. 9/2’ye (HMK. 7’ye) uygun olduğunu”[130]
-“Her ne kadar alacaklı tarafından icra takibine .. Ticaret Mahkemesince 15.01.2010 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanılarak başlanılmış ise de icra mahkemesinin karar tarihi olan 04.03.2010 tarihinden önce 11.02.2010 tarihinde aynı mahkemece ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğine ve bu karar dosya içinde mevcut olduğuna göre, artık anılan ihitiyati haciz kararının icra dairesinin yetkisini belirlemede dikkate alınamayacağını”[131]
-“Kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde, İİK’nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK.’nun 22. maddesi uyarınca tarafların yetkili icra dairesini sözleşme ile belirleyebileceklerini” (Not: HMK 17 uyarınca yapılacak yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için ‘tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılmış olması’ gerekeceğini)[132]
-“İcra dairesince İİK. 79 uyarınca gönderilen haciz talimatında ‘borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar’ ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikte olmayıp da, belli bir malın veya hakkın haczinin istenmiş olması halinde yani haczin ‘nokta haczi’ biçiminde yapılmasının istenmiş olması halinde, bu hacizle ilgili şikayetlerin, talimatı yazan (asıl icra) dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceğini”[133]
-“İİK. 50 ve HUMK. 12 uyarınca; ihtiyati haciz kararının verildiği yerde de icra takibi yapılabileceğini- (Not: HUMK. 12 yeni HMK'ya alınmamış olmasına rağmen, bugün İİK. 261/I, c: 1 gereğince de, ihtiyati haciz kararları bu kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesi tarafından yerine getirilir.)”[134]
-“Her ne kadar ilahenin feshi istemine ilişkin itiraz hakkında icra mahkemesince verilen yetkisizlik kararı İİK'nun 134/3. maddesi uyarınca kesin ise de, kararın şikayetçinin yokluğunda verilmesi halinde HUMK'nun 193. (HMK.’nun 20.) maddesinde öngörülen 10 günlük (şimdi, iki haftalık) süre yetkisizlik kararının şikayetçiye tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacağını”
-“Çeke dayalı takiplerin, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca akdin yapıldığı yer olması nedeniyle çekin keşide edildiği yer icra dairesinde başlatılmasının mümkün olduğunu”[135]
-“Borçlulardan … Şti.nin adresi (ikametgahı) Adana olarak gösterilmişse de, adı geçen bu borçlu adına ödeme emri çıkartılıp çıkartılmadığı belli olmadığından onun yönünden Adana İcra Dairesi'nin yetkisinin kesinleşmemiş olduğunu”[136]
-“Konusu malvarlığı olan Borçlar Hukuku’na ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetkinin, HUMK.’nun 10. (şimdi; HMK.’nun 10.) maddesinde belirtilen kurallara göre çözümleneceğini”[137]
-“Borçlu vekilince, takibe itiraz dilekçesinde ‘yetki itirazı’ yanında ayrıca ‘muaccel bir borcun bulunmadığı ve cari hesap alacağının da olmadığı’ belirtilerek, borca da itiraz edilmiş olması halinde (yani akdi ilişkinin borçlu tarafından kabul edilmemiş olması halinde) BK.’nun 89/I maddesinin (şimdi; TBK. mad. 105) olaya uygulanamayacağını”[138]
-“Takip hukukunda yetkiyi belirleyen kuralların İİK’nun 34., 50. ve 360. maddelerinde düzenlenmiş olduğunu; İİK’nun 360. maddesindeki yetki kuralının kamu düzeni düşüncesiyle sevk edilmiş ‘kesin yetki kuralı’ olduğunu”[139]
-“Takip konusu borcun birden fazla borçlusu bulunması halinde, alacaklının bunlardan birisinin ikametgâhının bulunduğu yerde -tüm borçlular hakkında- icra takibi yapabileceğini, ancak bu hükmün (kuralın), yalnız ‘borçlulardan birinin ikametgâhındaki (onun için genel yetkili olan) icra dairesinde takip yapılması halinde’ geçerli olacağını”[140]
-“Sözleşme ile yetkili icra dairesinin belirlenmiş olmasının (özel yetki) borçlunun ikametgâhında (genel yetki) takip yapılmasını önlemeyeceğini (Not: Yeni HMK.’nun 17. maddesinde ise ‘taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır’ denilmiştir)”[141]
-« ‘Yetki itirazı’nda bulunan borçlunun ‘yetkili olmaları koşuluyla’ birden fazla icra dairesinin yetkili olduğunu bildirebileceğini; bu durumda, alacaklı tarafa tercih hakkını neresi için kullandığı sorularak, ‘yetkili icra dairesi’nin belirleneceğini”[142] (Not: Yeni HMK. 19 gereğince yetki itirazında bulunan tarafın, birden fazla yetkili mahkeme varsa, seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerekecektir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacaktır...)
-“Kamu düzeni ile ilgili olmayan hususlarda tarafların -dava ve icra takipleri için HUMK. 22. (şimdi; HMK. 17.) maddesi çerçevesinde özel yetki yeri belirleyebilecekleri (yetki sözleşmesi yapabileceklerini)”[143]
-“Konusu mal varlığı olan Borçlar Hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetkinin, HUMK. 10 (şimdi; HMK.’nun 10.) maddesinde belirtilen kurallara göre çözümleneceğini, bu durumda sözleşmeden doğan davaların ‘sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi’nde de açılabileceğini (Yeni HMK.’nun 10. maddesi ile daha önce HUMK.’da bulunan ‘davalı veya vekilinin dava tarihinde orada bulunması koşuluyla sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de davaya bakılabileceği’ne dair hükmün yeni kanunda kaldırılmış olduğunu)”[144]
-“Borçlunun borç ilişkisini kabul etmiş olması halinde, alacağın BK.’nunun 73/I (şimdi; TBK.’nun 89/1.) maddesi kapsamına girmiş olacağı ve bu durumda alacaklının kendi ikametgahının bulunduğu yerde takipte bulunabileceğini”[145]
-“ ‘Yabancılık unsuru’ bulunan olaylara -örneğin taraflardan biri veya her ikisinin yabancı olması, sözleşmenin kurulduğu veya ifa edileceği yerin yabancı ülkede olması gibi- ilişkin ‘yetki sözleşmeleri’ hakkında, MÖHUK’un 31. maddesinin uygulama alanı bulacağını; iki Türk şirketinin Türkiye’de yaptığı ve aktin ifa yerinin de Türkiye’de bulunduğu bir sözleşmeye dayalı olarak doğan borç ilişkisinde ‘anlaşmazlık halinde İngiliz Kanunlarının uygulanacağı’ biçimindeki anlaşmanın geçerli olmayacağını”[146]
-“Yetki itirazının geçerli olabilmesi için, yetki itirazında ‘yetkili icra dairesi’nin neresi olduğunun da belirtilmesinin zorunlu olduğunu”[147]
-“ ‘Faturalardaki malların teslim edilmediği’ konusunda borçlunun bir itirazı bulunmadığı sürece, alacaklı tarafından, BK.’nun 73/I. (şimdi; TBK.’nun 89/1.) maddesi uyarınca kendi ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde takipte bulunabileceğini”[148]
-“HUMK’nun 17.(şimdi; HMK.’nun 14.) maddesinin, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takiplerde uygulanamayacağını”[149]
-“İcra mahkemesince ‘icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine’ dair verdiği kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklının on günlük (şimdi;iki haftalık) hak düşürücü süre geçtikten sonra ‘icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini’ istemiş olması halinde, ‘önceki (yetkisiz icra dairesindeki takibin) açılmamış sayılacağını’”[150]
-“ ‘İİK.nun 135. maddesi gereğince tahliye emrinin iptaline’ yönelik şikayet, İİK’nun 360. maddesi kapsamında olmadığından, bu şikayetin asıl icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceğini”[151]
-“İcra mahkemesi tarafından, yetki itirazının yerinde (haklı) bulunması halinde, ‘yetki itirazının kabulüne ve talep halinde takip dosyasının yetkili ... icra dairesine gönderilmesine’ şeklinde karar verilmesi gerekeceğini, (‘takibin iptaline’ şeklinde karar verilemeyeceğini)”[152]
-“İcra müdürlüğünün, ilamsız takibe süresinde yapılan itiraz üzerine ‘takibi durdurma’ yetkisi varsa da, ayrıca ‘yetki itirazının kabulü’ yönünde bir karar verme yetkisi bulunmadığını”[153]
-“HUMK.’nun 193. (şimdi; HMK.’nun 20.) maddesinde ‘on günlük’ (şimdi; ‘iki haftalık’) sürenin, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren başlayacağını”[154]
-“HUMK.’nun 193. (şimdi; HMK.’nun 20.) maddesinde öngörülen on günlük (şimdi; iki haftalık) sürenin azami süreyi göstermekte olduğu, yetkisizlik karar kesinleşmeden önce de dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinin talep edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığını”[155]
-“Talimat icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin görevinin, talimat icra dairesinin işlemlerinin kanun ve hadiseye uygun olup olmadığını denetlemekten ibaret olduğu, asıl takip yeri icra mahkemesinin görevine giren konularda karar veremeyeceğini”[156]
-“İİK.’nun 50/I maddesine göre ‘para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde’ yetkili icra dairesinin (HUMK.’nun (şimdi HMK.’nun) yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağını”[157]
-“İcra dairesinin yetkisine yönelik itirazın icra mahkemesince kabul edilmesi ve alacaklının bu kararı benimseyip, takip dosyasının, kararda yetkili olduğu belirtilen icra müdürlüğüne gönderilmesini sağlamasından ve borçluya bu icra dairesince yeniden ödeme emri tebliğ edilmesinden sonra, borçlunun bu ödeme emrini gönderen icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine başvurarak “yetkisizlik kararının kesinleşmediğinden bahisle gönderilen ödeme emrinin iptalini” isteyemeyeceğini”[158]
-“ ‘Sözleşmenin yerine getirileceği yer’in; tarafların açık veya örtülü isteği ile belirleneceğini”[159]
-“HUMK.’nun 193. (şimdi; HMK.’nun 20.) maddesinde öngörülen ‘mahkeme’ ibaresinin ‘icra mahkemesi’ni de kapsadığını”[160]
-“Genel haciz yolu ile takiplerde, ‘yetki itirazı’nın diğer itiraz sebepleri ile birlikte, icra dairesine yapılması gerektiğini”[161]
-“Açılmış olan ‘itirazın iptali davası’nda; hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, mahkemece öncelikle ‘icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz’ın incelenip karara bağlanması gerekeceğini”[162]
-“Yetkisizlik kararının kesinleşmesi halinde, yetkisiz icra dairesinin yaptığı işlemlerinde geçersiz olacağını”[163]
-“634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 33/I maddesindeki yetkinin, kamu düzenine ilişkin olduğu ve icra takiplerini de kapsadığını”[164]
-“Takibe dayanak senette ‘ihtilaf vukuunda T.C. İST. Mahkemelerinin yetkili olduğunun’ kabul edilmiş olması halinde, burada kısaltılmış olarak yazılan ‘İST.’ ibaresinin ‘İstanbul’ olarak algılanması gerekeceğini”[165]
-“Alacaklının icra takibini sözleşilen yerde veya borçlunun ikametgahının bulunduğu genel yetkili icra dairesinde başlatmamış olması halinde, yetkili icra dairesinin belirleme hakkının borçluya geçeceğini”[166]
-“Sözleşmeden doğan davaların ‘sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde’ de görülebileceğini; bu kuralın, icra takiplerinde, yetkili icra dairesinin belirlenmesinde de uygulanacağını”[167]
-“Para alacağının ödetilmesi isteğine ilişkin dava ve takiplerin, BK.’nun 89 (şimdi; TBK. mad. 105) ve HUMK.’nun 10. (şimdi; HMK.’nun 10.) maddesi uyarınca ‘alacaklının ikametgahının bulunduğu yerde’ talep edilebileceğini”[168]
-“ ‘Nokta haczi’ niteliğini taşımayan, haciz talimatı üzerine uygulanan haciz işlemine yönelik şikayetlerin, İİK.’nun 79/II maddesi uyarınca ‘talimat yazılan icra dairesinin bağlı olduğu’ icra mahkemesince çözümleneceğini”[169]
-“İcra mahkemesince ‘….icra dairesinin yetkisizliğine’ karar verilmesi halinde, bu kararın kesinleşmesine gerek kalmadan, yetkisiz olduğu belirtilen icra dairesince verilmiş olan haciz kararının da şikayet üzerine icra mahkemesince iptaline karar verilmesi gerekeceğini”[170]
belirtmiştir…
[1] UYAR, T. Genel Haciz Yolu İle İlamsız Takiplerde Yetkili İcra Dairesi (TBB. Der. 2005/56, Ocak-Şubat/2004, s:328-340)
[2] Bknz: 12. HD. 26.05.2009 T. 3438/11073; 22.11.2007 T. 4622/10454; HGK. 19-63/61; 14.04.2011 T. 25603/6550; 22.11.2011 T. 7022/23634
[3] Ayrıntılı bilgi için bknz: İMRE, Z. İkametgah Kavramı ve Buna İlişkin Meseleler (İst. Ü. H. F. 50. Yıl Armağanı, 1973, s:209 vd.)
[4] Bknz: 12. HD. 1.11.1983 T. 6768/8226
[5] Bknz: 12. HD. 02.112011 T. 5929/22776; 29.09.2011 T. 1887/17024; 12.07.2011 T. 33094/15448; 28.06.2011 T. 32254/13430
[6] Bknz: 12. HD. 06.03.2012 T. 21634/6462; 21.12.2011 T. 13056/29893; 07.07.2011 T. 33471/14694; 27.11.2012 T. 18035/34935; 27.12.2012 T. 22193/40465; 2.11.2011 T. 5929/22776; 29.9.2011 T. 1883/16985; 10.5.2011 T. 28457/8997; 5.7.2004 T. 13727/17742; 4.6.2004 T. 9834/14254; 26.4.2004 T. 5958/10298; 8.3.2004 T. 208/5300; 5.3.2004 T. 27821/5085; 27.11.12004 T. 24549/1461 vb.
8a KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, s:179 – KURU, B. / ARSLAN, R. / YILMAZ, E. İcra ve İflâs Hukuku “Ders Kitabı”, 27. Baskı, s:117 – PEKCANITEZ, H. / ATALAY, O. / ÖZKAN, M. S. / ÖZEKES, M. İcra ve İflâs Hukuku, 11. Bası, s:175
[7] Bknz: 12. HD. 18.04.2012 T. 28948/13080; 28.03.2006 T. 1035/1817; 24.10.2011 T. 3885/20861; 24.2.2011 T. 21385/1854; 17.11.2011 T. 11481/22596; 15. HD. 1.10.2004 T. 15829/20785; 7.7.2004 T. 6454/3791; 12. HD. 26.4.2004 T. 12745/16714 29.3.2004 T. 281/5432; 1.12.2003 T. 20312/23302; 24.10.2003 T. 16485/20797 vb.
[8] Bknz: 19. HD. 31.5.2010 T. 4130/6665; 13. HD. 13.5.2010 T. 14556/6747; HGK. 30.3.2005 T. 19-189/205; 12. HD. 27.5.2004 T. 9132/13393; 19.6.1995 T. 8938/9079; 23.9.1994 T. 10279/11042; 19.4.1994 T. 5087/4946
[9] Bknz: 12. HD. 30.10.1990 T. 3265/10669; 29.6.1989 T. 1186/10015 vb.
[10] Bknz: 12. HD. 23.12.1985 T. 5981/11398; 24.11.1986 T. 2596/12775
[11] Bknz: 12. HD. 17.3.1977 T. 2721/2450
[12] Bu konuda ayrıca bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. İcra Hukukunda Kambiyo Senetleri, 4. Baskı, s:538 vd. – UYAR, T. İcra Hukukunda Kambiyo Senetleri, 2001, 3. Baskı, C:1, s:893 vd.
[13] Bknz: 12. HD. 6.12.1984 T. 9371/12682
[14] Bknz: 12. HD. 24.01.2012 T. 14944/1526; 21.06.2010 T. 2148/16036
[15] Bknz: 12. HD. 15.02.2007 T. 24399/2378
[16] Bknz: 12. HD. 28.1.2003 T. 28645/1333; 11.11.2002 T. 21722/23054; 6.7.2000 T. 9930/11426
[17] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. İcra Hukukunda Yetki – Görev ve Yargılama Usulü “Tetkik Mercii”, s:115 vd.
[18] Bknz: 12. HD. 14.02.2011 T. 31876/443; 30.06.2011 T. 32400/13743; 30.06.2011 T. 32404/13777
[19] Bknz: 12. HD. 30.05.2011 T. 29729/11099; 18.04.2011 T. 1148/6832; 28.03.2011 T. 24132/4984
[20] Bknz: 12. HD. 30.5.2011 T. 29729/11099; 18.4.2011 T. 1148/6832; 28.3.2011 T. 24132/4684; 22.11.2011 T. 7022/23634; 20.12.2002 T. 25893/27065; 5.11.1999 T. 12237/13905; 10.12.1992 T. 13568/1126
[21] Ayrıntılı bilgi için bknz: ÜSTÜNDAĞ, S. Medeni Usul Hukukunda Selahiyet Anlaşmaları (İHFM. 1961/1-4, s:310 vd.) – KURU, B. Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Bası, C:1, s:555 vd. – POSTACIOĞLU, İ. Medeni Usul Hukuku, s.160 vd. – BİLGE, N. / ÖNEN, E. Medeni Yargılama Hukuku, s:200 vd. – ÜSTÜNDAĞ, S. Medeni Yargılama Hukuku, 7. Bası, s:210 vd. – PEKCANITEZ, H. / ATALAY, O. / ÖZEKES, M. Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, s:178 vd.
[22] Bknz: 12. HD. 27.06.2012 T. 4583/22638
[23] Bknz: 12. HD. 30.10.2012 T. 13487/30448
[24] BERKİN, N. İcra Hukuku Rehberi, s:173 – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, C:1, s:179 (Yüksek mahkeme de bu görüşteydi.) Bknz: 13. HD. 20.10.1981 T. 6029/6608 (YKD. 1982/1, s:80) – 15. HD. 5.4.1984 T. 719/1191 (YKD. 1985/6, s:864) – 13. HD. 5.12.1986 T. 5540/6071 (YKD. 1988/9, s:1254) – 6. HD. 9.3.1987 T. 846/2644 (YKD. 1987/10, s:1489)
[25] Aksi görüş: ÜSTÜNDAĞ, S. Medeni Yargılama Hukuku, age. s:217, dipn. 121
[26] Bknz: 12. HD. 9.6.2003 T. 10362/13460; 9.6.2001 T. 14186/12982; 7.6.2001 T. 9102/10136
[27] KURU, B./ARSLAN, R./YILMAZ, E. İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 27. Baskı, s:117 vd.
[28] Bknz: 12. HD. 27.06.2012 T. 4583/22658
[29] Bknz: İİD. 18.10.1968 T. 8943/9393
[30] Bknz: 12. HD. 27.5.2003 T. 9473/12176; 26.9.1991 T. 2009/9644
[31] KURU, B. Usul, C:1, s:563
[32] Bknz: 11. HD. 4.4.1974 T. 1307/1158; 3.12.1973 T. 4677/4822
[33] Bknz: TD. 12.11.1959 T. 2336/439 (BATIDER, 1961, C:1, S:2, s:279)
[34] Bknz: 12. HD. 15.5.1984 T. 3401/6099; 2.12.1982 T. 8027/9002; 18.9.1979 T. 6183/6925
[35] Bknz: 12. HD. 11.7.2011 T. 514/15161; 12.5.2011 T. 28500/9364; 27.5.2002 T. 1008/11095
[36] KURU, B. Usul, C:1, s:565 – ERİŞ, G. Kıymetli Evrak ve Taşıma, s:618
[37] Bknz: 12. HD. 12.01.2010 T. 18788/195; 06.03.2008 T. 7744/2079; 13.12.2007 T. 20853/23540; 20.11.2003 T. 20276/23037; 10.11.1993 T. 13294/17550
[38] KURU, B. Usul, C:1, s:574 – ANSAY, S. Ş. Hukuk, İcra ve İflas Usulleri, s:100 – ÜSTÜNDAĞ, S. agm. s:337
[39] Bknz: 11. HD. 2.2.1978 T. 321/290
[40] Bknz: 3. HD. 20.5.1958 T. 3705/3092; 17.9.1963 T. 7249/6538
[41] Bknz: İİD. 20.12.1954 T. 5697/5813
[42] Bknz: TD. 24.3.1971 T. 611/2346
[43] Bknz. TD. 9.5.1958 T. E: 2724
[44] KURU, B./ARSLAN, R./YILMAZ, E. age., s:117 vd.
[45] Bknz: 12. HD. 27.06.2012 T. 4583/22638
[46] Bknz: 12. HD. 11.02.2008 T. 23668/1918; 24.4.2001 T. 6149/6919; 20.4.1999 T. 4724/5047; 6.3.1989 T. 2346/3056
[47] Bknz: 12. HD. 13.3.1987 T. 7575/3513; 3.3.1988 T. 4689/2415 vb.
[48] Bknz: 12. HD. 24.4.2001 T. 6149/6919; 20.4.1999 T. 4724/5047; 6.3.1989 T. 2346/3056 vb.
[49] Bknz: 12. HD. 20.5.1999 T. 6158/6624; 27.5.1997 T. 5878/6238
[50] KURU, B. İlamsız İcrada İcra Dairesinin Yetkisine İtiraz (İBD. 1986/7-8-9, s:425, dipn. 4) – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, C:1, s:180, dipn. 17a
[51] Bknz: 12. HD. 6.4.1988 T. 6655/4341
[52] Bknz: 12. HD. 17.3.1987 T. 2814/3686
[53] Bknz: 12. HD. 10.10.2003 T. 15209/19773; 7.10.1988 T. 13538/11014
[54] KURU, B. agm. s:425 – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, C:1, s:180 – KURU, B. Usul, C:1, s:591 – KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, 2013, 2. Baskı, s:181 –POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukuku Esasları, s:110
[55] Bknz: 12. HD. 30.03.2010 T. 26012/7546; 20.10.2009 T. 11694/19641; 12.05.2011 T. 28500/9364; 11.07.2011 T. 514/15161; 10.3.1998 T. 2387/2847; 9.12.1996 T. 15033/15412; 7.10.1996 T. 9168/11809 vb.
[56] KURU, B. Usul, C:1, s:593 – YAVUZ, N. Bir Usul Meselesi, Yetki İtirazlarında Birden Fazla Yetkili Mahkeme Gösterilebilir mi? (ABD. 1974/6, s:1120 vd.)
[57] Doktrindeki bu görüş doğrultusundaki kararlar için bknz: 2. HD. 8.4.1985 T. 3008/3314 (İKİD. 1986/305, s:4144 vd.); 13. HD. 9.3.1987 T. 1071/1352 (YKD. 1988/2, s:219); 11. HD. 28.6.1973 T. 3079/3034 (İBD. 1975/11-12, s:1045)
[58] Aksi görüşü benimseyen kararlar için bknz: HGK. 25. 12. 1987 T. 2-506/1103 (Yasa D. 1988/4, s:535); 4. HD. 31.3.1986 T. 1836/2870 (Yasa D. 1986/7, s:1002); 10. HD. 17.9.1973 T. 142/151 (İBD. 1973/9-10, s:1089)
[59] Bknz: 12. HD. 26.10.2011 T. 5302/20409; 19.9.2011 T. 593/16001; 28.3.2011 T. 24218/4834; 7.6.2004 T. 9898/14506; 30.1.2004 T. 27598/1927; 13.3.2003 T. 2596/5145; 24.4.2002 T. 7188/8482 vb.
[60] Bknz: İİD. 19.9.1964 T. 9557/9672
[61] Bknz: 12.HD. 13.4.2010 T. 27449/8882; 11.2.2010 T. 20858/2840; 24.4.2001 T. 6149/6919; 20.4.1999 T. 4724/5047
[62] Bknz: 12. HD. 6.12.2011 T. 9241/26756; 20.9.2011 T. 847/16088; 8.10.2011 T. 3443/19264; 13.3.1987 T. 7575/3513; 3.3.1988 T. 4689/2415
[63] Bknz: 12. HD. 19.6.1979 T. 5483/5620; 18.10.1976 T. 8448/10198; 2.5.1978 T. 4019/ 3956
[64] Bknz: 12. HD. 3.2.1976 T. 10247/971
[65] “Borçlunun, mahkemenin yetkisine itiraz edebileceği” görüşü için bknz: KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, s:287, aksi görüş için bknz: ÜSTÜNDAĞ, S. İlamsız İcrada İcra Dairesinin Yetkisine İtiraz (İBD. 1986/10-11-12, s:615 vd.)
[66] Birinci görüş doğrultusundaki kararlar için bknz: 11. HD. 24.11.1987 T. 4238/6509; 15. HD. 23.10.1986 T. 4485/3475; 11. HD. 6.11.1985 T. 5986/5871; 13. HD. 2.12.1975 T. 2435/7861; İkinci görüş doğrultusundaki kararlar için bknz: 15. HD. 24.4.1989 T. 963/2055; 28.11.1985 T. 4185/3970
[67] Bknz: HGK. 23.12.2009 T. 13-483/591; 19. HD. 8.6.2006 T. 1006/6191; 15. HD. 7.7.2004 T. 6454/3791; 19. HD. 7.7.2003 T. 3531/7467; 8.4.2003 T. 10493/9760; HGK. 20.11.2002 T. 19-900/994; 11. HD. 31.10.2002 T. 5122/9810
[68] KURU, B. El Kitabı, 2. Baskı, s:182, – KURU, B. agm. s:5, dipn. 8
[69] Bknz 12. HD. 23.10.1997 T. 11003/11438; 21.3.1983 T. 955/2076; 23.10.1979 T. 7497/8162
[70] Bknz: 12. HD. 28.1.2003 T. 28222/1362
[71] UYAR, T. İcra Hukukunda İtiraz, 2. Bası, s:180 – DÜZGÜN, N. İlamsız İcrada Yetki İtirazı ve Bunun Giderilmesi (ABD. 1997/4, s:51)
[72] KURU, B. age. s:183-282 – POSTACIOĞLU, İ. age. s:112 – ÜSTÜNDAĞ, S. age. s:81 – UYAR, T. İtiraz, s:180
[73] Bknz: 12. HD. 4.4.2000 T. 4491/5146
[74] KURU, B. age. s:183-186 vd. – KURU, B. İlamsız İcrada İcra Dairesinin Yetkisine İtiraz (İBD. 1986/8-9, s:427) – POSTACIOĞLU, İ. age. s:112
[75] ÜSTÜNDAĞ, S. age. s:81 vd. – ÜSTÜNDAĞ, S. İlamsız İcrada İcra Dairesinin Yetkisine İtiraz (İBD. 1986/10-11-12, s:618 vd.)
[76] Bknz: 11. HD. 22.12.1987 T. 6823/7519 – 15. HD. 1.12.1987 T. 932/4200 – 11. HD. 5.5.1987 T. 765/2692; 5.5.1987 T. 1804/2720
[77] Bknz: 13. HD. 24.10.1989 T. 3332/6088
[78] Bknz: Yuk. dipn. 68, 69
[79] KURU, B. El Kitabı, s:182 – KURU, B. agm. s:7 vd.
[80] KURU, B. El Kitabı, s:185 – KURU, B. agm. s:7
[81] Bknz: 12. HD. 24.1.2012 T. 18903/1603; 14.12.2009 T. 16689/24958; 10.11.2009 T. 13814/22064; 29.11.2007 T. 19667/22384; 10.11.2009 T. 13814/22064
[82] Diğer görüşe göre ise, bu durumda “ödeme emrinin iptaline” karar vermeden, sadece “alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddi”ne karar verilmelidir. Çünkü, HUMK. mad. 193, icra hukukunda uygulanmaz (ÜSTÜNDAĞ, S. agm. s:624 vd.)
[83] Bknz: 12. HD. 14.12.2009 T. 16689/24958; 10.11.2009 T. 13814/22064; 11.11.1999 T. 13135/13975; 25.11.1988 T. 12763/13438; 6.2.1995 T. 1428/1416
[84] Bknz: 12. HD. 19.04.2011 T. 26438/6886; 28.10.2009 T. 12376/20783
[85] Bknz: 12. HD. 02.11.2011 T. 6130/21311
[86] Bknz: 12. HD. 18.06.2009 T. 5119/13324; 23.11.2007 T. 19183/21868
[87] Bknz: 12. HD. 14.06.2012 T. 4102/20498; 31.05.2012 T. 4196/18606; 16.04.2012 T. 28692/12563; 07.06.2012 T. 1574/19653; 27.12.2011 T. 12770/30836; 26.12.2011 T. 28811/30561; 18.10.2011 T. 23423/19131; 4.4.2011 T. 25070/5339; 26.12.2011 T. 28811/30561; 26.12.2011 T. 28811/30561; 18.6.2004 T. 12218/16194; 26.12.2003 T. 22270/26506; 29.5.2003 T. 9384/12395; 21.5.2003 T. 8746/11560 vb.
[88] Bknz: 12. HD. 14.5.1998 T. 4464/5468; 21.10.1994 T. 11930/12694; 7.12.1993 T. 14191/19137
[89] Bknz: 12. HD. 13.6.2013 T. 13224/22327; 4.3.2004 T. 27868/4918; 2.10.2003 T. 19812/19028; 19.10.2000 T. 14678/15369
[90] Bknz: 12. HD. 26.2.2008 T. 567/3473; 28.3.2000 T. 3872/4666
[91] Bknz: 12. HD. 22.11.2012 T. 16546/34320; 14.10.2010 T. 22966/23296; 11.2.2008 T. 24128/1939; 25.4.2008 T. 5615/8751; 10.5.1991 T. 13237/5926; 7.12.1990 T. 4337/12760; 8.6.1989 T. 13736/8552
[92] Bknz: 12. HD. 27.6.2012 T. 4587/22638; 30.4.1991 T. 11786/5325
[93] POSTACIOĞLU, İ. age. s:111 – ÜSTÜNDAĞ, S. agm. s:620, dipn. 2
[94] KURU, B. agm. s:430, dipn. 20 – age. s:46; 188, dipn. 25
96a Bknz: 12. HD. 11.03.2013 T. 34076/8590
96b Bknz: 8. HD. 25.02.2013 T. 14020/2244
96c Bknz: 12. HD. 02.04.2013 T. 2890/12610
96d Bknz: 12. HD. 01.04.2013 T. 3693/12273
96e Bknz: 19. HD. 05.03.2013 T. 1143/4133
[95] Bknz: 6. HD. 10.03.2013 T. 11796/4399
[96] Bknz: 12. HD. 12.02.2013 T. 27860/3789
[97] Bknz: 12. HD. 14.01.2013 T. 24557/61
[98] Bknz: 12. HD. 29.11.2012 T. 18071/35490; 29.11.2012 T. 18072/35491
[99] Bknz: 12. HD. 27.12.2012 T. 22193/40465
[100] Bknz: 12. HD. 27.11.2012 T. 18035/34935
[101] Bknz: 12. HD. 15.11.2012 T. 15243/33431
[102] Bknz: 12. HD. 01.11.2012 T. 13786/31302
[103] Bknz: 12. HD. 14.06.2012 T. 4102/20498; 31.05.2012 T. 4196/18606; 21.06.2012 T. 4247/21792; 12.04.2012 T. 4337/12021; 05.07.2012 T. 6674/23712; 30.05.2012 T. 10844/18492; 22.11.2012 T. 16743/34500; 25.09.2012 T. 17784/25887; 25.09.2012 T. 17785/25886; 20.09.2012 T. 17786/27134
[104] Bknz: 12. HD. 10.09.2012 T. 8154/25736
[105] Bknz: 12. HD. 27.06.2012 T. 3143/22704
[106] Bknz: 12. HD. 27.06.2012 T. 4583/22638
[107] Bknz: 12. HD. 20.06.2012 T. 3595/21470
[108] Bknz: 12. HD. 07.06.2012 T. 1574/19653
[109] Bknz: 12. HD. 06.06.2012 T. 3807/19552
[110] Bknz: 12. HD. 06.06.2012 T. 2053/19506
[111] Bknz: 12. HD. 06.06.2012 T. 12903/19344
[112] Bknz: 12. HD. 17.05.2012 T. 31683/17520
[113] Bknz: 12. HD. 18.04.2012 T. 28948/13080
[114] Bknz: 12. HD. 03.04.2012 T. 26263/10941
[115] Bknz: HGK. 09.02.2012 T. 13121/1692
[116] Bknz: 12. HD. 27.12.2011 T. 12770/30836; 26.12.2011 T. 28811/30561; 26.12.2011 T. 12911/30390; 01.12.2011 T. 8843/25576; 21.11.2011 T. 7071/22990; 03.11.2011 T. 22603/31434; 24.10.2011 T. 4060/20052; 18.10.2011 T. 23423/19131; 22.09.2011 T. 1072/17149; 12.07.2011 T. 17361/15535; 11.07.2011 T. 16172/14980; 28.06.2011 T. 32368/13536; 26.05.2011 T. 11681/10576; 12.05.2011 T. 27952/9442; 05.05.2011 T. 9836/8409; 05.05.2011 T. 27294/8403; 04.04.2011 T. 25070/5339; 29.03.2011 T. 24014/5089; 29.03.2011 T. 5058/4885; 10.03.2011 T. 1354/3143; 10.03.2011 T. 1403/3142; 08.03.2011 T. 1306/2922
[117] Bknz: 12. HD. 20.12.2011 T. 11361/29664
[118] Bknz: 12. HD. 20.12.2011 T. 11463/29595
[119] Bknz: 12. HD. 12.12.2011 T. 10434/31365
[120] Bknz: 12. HD. 02.11.2011 T. 5929/22776; 29.09.2011 T. 1887/17024; 29.09.2011 T. 1883/16985; 12.07.2011 T. 33094/15448; 28.06.2011 T. 32547/13561; 28.06.2011 T. 32254/13430; 10.05.2011 T. 28457/8997; 25.04.2011 T. 25931/7485; 15.03.2011 T. 23344/3434; 03.03.2011 T. 21739/2569; 17.02.2011 T. 20320/1045; 17.02.2011 T. 20329/1055
[121] Bknz: 12. HD. 02.11.2011 T. 6130/21311
[122] Bknz: 12. HD. 14.04.2011 T. 25603/6550; 22.11.2011 T. 7022/23634
[123] Bknz: 12. HD. 01.11.2011 T. 5065/20900
[124] Bknz: 12. HD. 26.10.2011 T. 5302/20409; 19.09.2011 T. 593/16001; 28.03.2011 T. 24218/4834
[125] Bknz: 12. HD. 13.10.2011 T. 3033/18833; 07.06.2011 T. 31088/11974; 06.06.2011 T. 13148/11635; 17. HD. 18.03.2011 T. 2443/2431; 12. HD. 03.03.2011 T. 33396/2452;19.10.2010 T. 11147/23837; 06.07.2010 T. 16527/17852; 27.04.2010 T. 28507/10337; 23.03.2010 T. 24424/6793; 03.11.2009 T. 12579/21295; 28.05.2009 T. 3074/11365; 23.12.2008 T. 20439/22892; 14.10.2008 T. 18684/17369; 10.07.2008 T. 11807/14778; 03.06.2008 T. 9007/11332; 12.05.2008 T. 7540/10093; 09.05.2008 T. 6844/9924; 12.09.2007 T. 13186/15833; 10.04.2007 T. 4490/6945; 10.04.2007 T. 4502/6952; 12.10.2006 T. 15885/19108; 18.09.2006 T. 13385/16464; 04.07.2006 T. 11879/14657; 24.05.2005 T. 8374/11148; 21.03.2005 T. 3010/5864; 07.12.2004 T. 20675/25257; 16.03.2004 T. 967/6155
[126] Bknz: 12. HD. 31.10.2012 T. 13649/30899
[127] Bknz: 12. HD. 03.10.2011 T. 1313/18141
[128] Bknz: 12. HD. 22.09.2011 T. 969/16373
[129] Bknz: 12. HD. 11.07.2011 T. 514/15161; 12.05.2011 T. 28500/9364
[130] Bknz: 12. HD. 07.07.2011 T. 33471/14694
[131] Bknz: 12. HD. 20.06.2011 T. 5163/14532
[132] Bknz: 12. HD. 30.05.2011 T. 29729/11099; 18.04.2011 T. 1148/6832; 28.03.2011 T. 24132/4984
[133] Bknz: 12. HD. 25.05.2011 T. 28637/10535; 03.06.2010 T. 1752/13847; 01.06.2010 T. 1157/13420; 27.05.2010 T. 987/13039; 27.05.2010 T. 594/12919; 27.04.2010 T. 28629/10380; 20.04.2010 T. 27895/9835; 11.03.2010 T. 23622/5599; 26.01.2010 T. 20541/1821; 21.01.2010 T. 19505/1366; 14.05.2009 T. 2777/10555; 14.04.2009 T. 27800/8043; 16.12.2008 T. 18545/22126; 14.02.2008 T. 24172/2401; 22.01.2008 T. 22704/923; 03.10.2006 T. 15265/18138; 02.10.2006 T. 14631/17881; 18.09.2006 T. 13457/16507; 03.03.2006 T. 979/4153
[134] Bknz: 12. HD. 17.01.2003 T. 27182/288 ;10.02.2004 T. 24747/2233; 05.03.2004 T. 28074/5169; 11.03.2003 T. 1566/4871; 16.04.2004 T. 4655/9428; 27.05.2004 T. 9118/13413; 22.10.2002 T. 19810/21476; 14.11.2002 T. 21416/23447; 25.11.2002 T. 23260/24935; 26.05.2011 T. 29500/10555; 23.09.2010 T. 7958/20979; 15.06.2010 T. 3270/15356; 12.05.2010 T. 30386/12062; 20.04.2010 T. 28485/9625; 19.04.2010 T. 28398/9526; 11.03.2010 T. 23050/5761; 09.03.2010 T. 3648/5401; 17.12.2009 T. 16514/25416; 19.11.2009 T. 14504/23058; 27.10.2009 T. 11737/20687; 26.10.2009 T. 11024/20414; 06.10.2009 T. 9411/18155; 15.07.2009 T. 8140/16014; 18.06.2009 T. 5199/13453; 15.06.2009 T. 5142/12896; 04.06.2009 T. 4034/12008; 13.04.2009 T. 27919/7896
[135] Bknz: 12. HD. 07.04.2011 T. 25185/5937
[136] Bknz: 12. HD. 15.03.2011 T. 23631/3512
[137] Bknz: 12. HD. 24.02.2011 T. 21385/1854
[138] Bknz: 12. HD. 24.02.2011 T. 21385/1854
[139] Bknz: 12. HD. 14.02.2011 T. 31876/443; 30.06.2011 T. 32400/13743; 30.06.2011 T. 32404/13777
[140] Bknz: 12. HD. 04.02.2003 T. 28911/2138; 27.01.2004 T. 24549/1461; 05.03.2004 T. 27821/5085; 26.01.2004 T. 24103/1382; 19.03.2001 T. 3666/4599; 08.03.2004 T. 208/5300; 02.04.2004 T. 3066/8094; 17.06.1999 T. 7443/8320; 17.04.2003 T. 5829/8595; 26.04.2004 T. 5958/10298; 23.05.2003 T. 9468/11820; 04.06.2002 T. 11036/11895; 07.06.2002 T. 10811/12216; 04.06.2004 T. 9834/14254; 07.03.2003 T. 13208/15852; 05.07.2004 T. 13727/17742; 05.12.2000 T. 18438/19131; 06.10.2003 T. 15549/19225; 13.11.2003 T. 19463/22471; 01.12.2003 T. 19956/23287; 28.06.2011 T. 32547/13561; 28.06.2011 T. 32254/13430; 03.03.2011 T. 21739/2569; 19.10.2010 T. 11243/23952; 14.10.2010 T. 9998/23545; 21.09.2010 T. 7845/20366, 20.07.2010 T. 4912/19780
[141] Bknz: 12. HD. 15.02.1993 T. 13405/2712; 07.06.2001 T. 9102/10136; 03.10.1995 T. 12347/12666; 06.09.2001 T. 14186/12982; 09.06.2003 T. 10362/13460; 21.10.2010 T. 10748/24489; 19.10.2009 T. 11005/19612; 27.09.2007 T. 13383/17197; 10.05.2007 T. 6780/9498; 23.03.2007 T. 2900/5520; 23.03.2007 T. 2785/5613; 23.06.2005 T. 9701/13665; 28.04.2005 T. 5383/8232
[142] Bknz: 12. HD. 30.01.2004 T. 27598/1927; 13.03.2003 T. 2596/5145; 12.04.2001 T. 5318/6290; 19. HD. 27.11.2000 T. 5291/8085; 12. HD. 24.04.2002 T. 7188/8482; 30.10.1997 T. 11282/11857; 07.06.2004 T. 9898/14506; 14.12.2000 T. 19063/19864; 06.05.2010 T. 30475/11466; 11. HD. 18.01.2010 T. 9164/413; 12. HD. 05.10.2009 T. 10911/18044; 29.06.2009 T. 6049/14548; 30.04.2009 T. 1341/9483; 05.03.2009 T. 23651/4549; 16.12.2008 T. 18543/22128; 06.10.2008 T. 13303/16582; 30.11.2007 T. 19578/22567; 17.07.2007 T. 12257/14913; 29.05.2007 T. 8831/11153
[143] Bknz: 12. HD. 10.02.1992 T. 13568/1126; 05.11.1999 T. 12237/13905; 20.12.2002 T. 25893/27065; 05.10.2010 T. 9417/22270; 29.06.2010 T. 5037/17098; 29.06.2010 T. 4547/16992; 22.06.2009 T. 5702/13558; 10.06.2010 T. 2480/14557; 06.07.2009 T. 6759/14722; 12.03.2009 T. 24313/5163; 10.03.2009 T. 3918/4892; 31.10.2008 T. 15207/18873; 28.01.2008 T. 23397/1309; 22.01.2008 T. 22556/846; 21.09.2002 T. 14438/16793; 16.03.2006 T. 1884/5474; 06.05.2005 T. 6747/9984; 05.05.2005 T. 5575/9816; 27.01.2005 T. 23245/1118; 21.12.2004 T. 21562/26380; 20.09.2007 T. 13145/16662
[144] Bknz: 12. HD. 06.07.2010 T. 5669/18160; 26.01.2010 T. 20491/1733; 10.12.2009 T. 16336/24654; 02.07.2009 T. 6485/14599; 10.03.2009 T. 24910/5323; 16.12.2008 T. 19192/22284; 07.10.2008 T. 13384/16603; 12.06.2008 T. 9320/12241; 13.07.2007 T. 12168/14575
[145] Bknz: 12. HD. 21.06.2010 T. 2148/16036
[146] Bknz: 12. HD. 04.03.2010 T. 22608/5354
[147] Bknz: 12. HD. 10.03.1998 T. 2387/2847; 02.10.1996 T. 10472/11544; 07.10.1996 T. 9168/11809; 09.12.1996 T. 15033/15412; 30.03.2010 T. 26012/7546; 20.10.2009 T. 11694/19641
[148] Bknz: 12. HD. 08.04.2010 T. 26805/8442
[149] Bknz: 12. HD. 12.01.2010 T. 18788/195
[150] Bknz: 12. HD. 13.03.2001 T. 3335/4176; 24.04.2000 T. 6054/7109; 17.04.2003 T. 7307/8619; 18.06.2001 T. 9455/10837; 21.05.2003 T. 8746/11560; 29.05.2003 T. 9384/12395; 01.07.2002 T. 15263/14159; 18.06.2004 T. 12218/16194; 16.09.2002 T. 16039/16901; 10.11.2000 T. 15940/17061; 24.09.2002 T. 17276/18189; 25.11.2002 T. 23687/25018, 26.12.2003 T. 22270/26506; 28.06.2011 T. 32368/13536; 26.05.2011 T. 11681/10576; 08.03.2011 T. 1306/2922; 26.10.2010 T. 23027/24744; 19.10.2010 T. 10823/24001; 23.03.2010 T. 25178/6739; 16.03.2010 T. 23821/5987; 26.01.2010 T. 20005/1645; 25.01.2010 T. 382/1577; 19.01.2010 T. 30273/1030; 20.11.2009 T. 25402/23202; 03.11.2009 T. 13724/21435, 22.10.2009 T. 20570/20026, 15.10.2009 T. 10542/19303
[151] Bknz: 17. HD. 25.12.2009 T. 8664/8934
[152] Bknz: 12. HD. 06.02.1995 T. 1428/1416; 22.03.1994 T. 3569/3684; 25.11.1998 T. 12763/13438; 11.11.1999 T. 13135/13975; 14.12.2009 T. 16689/24958; 10.11.2009 T. 13814/22064; 29.11.2007 T. 19667/22384; 18.06.2007 T. 9965/12427
[153] Bknz: 12. HD. 28.10.2009 T. 12194/20968
[154] Bknz: 12. HD. 28.10.2009 T. 12376/20783
[155] Bknz: 12. HD. 18.06.2009 T. 5119/13324
[156] Bknz: 12. HD. 12.01.2009 T. 19681/124
[157] Bknz: 12. HD. 26.05.2009 T. 3438/11073; 19. HD. 22.11.2007 T. 4622/10454; HGK. 16.02.2005 T. 19-63/61
[158] Bknz: 12. HD. 13.10.2008 T. 20763/17157
[159] Bknz: 12. HD. 22.09.2008 T. 12870/15928; 20.09.2007 T. 13138/16641; 05.12.2006 T. 21845/23064; 13.10.2006 T. 18730/19184; 12.04.2004 T. 4822/8922
[160] Bknz: 19. HD. 06.03.2008 T. 7744/2079; 12. HD. 13.12.2007 T. 20853/23540
[161] Bknz: 12. HD. 27.04.1987 T. 9380/5755; 06.03.1989 T. 2346/3056; 20.04.1999 T. 4724/5047; 24.04.2001 T. 6149/6919; 11.02.2008 T. 23668/1918
[162] Bknz: HGK. 23.05.2007 T. 19-265/285
[163] Bknz: 12. HD. 27.04.2000 T. 5762/6811; 22.05.2007 T. 8734/10510
[164] Bknz: 12. HD. 15.02.2007 T. 24399/2378
[165] Bknz: 12. HD. 05.12.2006 T. 19846/22999
[166] Bknz: 12. HD. 03.11.2006 T. 16959/20328
[167] Bknz: 15. HD. 28.03.2006 T. 1035/1817
[168] Bknz: 13. HD. 07.03.2006 T. 17424/3171
[169] Bknz: 12. HD. 30.12.2005 T. 22889/26581
[170] Bknz: 12. HD. 28.04.2005 T. 5024/9146
Dostları ilə paylaş: |