- «Tehdit (ikrah)» nedenine dayanan davalarla ilgili olarak:
√√ «Mahkemece dava konusu bononun davacıdan tehditle alındığı kabul edildiğinden; 6098 s. TBK.’nun 39/1. maddesindeki hak düşürücü süre gözetilerek, davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının üzerinde durulmasının gerekeceğini»[986]
√√ «Davacı tarafça davalının ticari kayıt ve belgeleri usulüne uygun tutulmadığı, bu nedenle de davalının fazla vergi ödemesinin ortaya çıktığı, davacı kendisinden alınan bonoların tehdit ve baskı ile alındığını iddia etmiş ise de, dinlenen tanık beyanlarından davacı tarafından bonoların davalıya tehdit ve baskı ile verilmediği, kaldı ki, davalının bono bedeli kadar zararının oluşmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[987]
√√ «Davacı vekili tarafından takip konusu bononun müvekkilinin kandırılarak kendisine zorla imzalatıldığı iddia edilmiş ise de, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dosyalarında da bu hususlara ilişkin delil elde edilmediği ve şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, davacının bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığına ilişkin iddiadan öte delil sunamadığı gerekçesiyle açılan davanın ve koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekeceğini»[988]
√√ «Davacının “takibe ve davaya konu senedin tehditle düzenlendiği” yolundaki iddiasını kanıtlayamadığı gibi, verilen ibranamenin bonoyu kapsamaması ve diğer davalının da hamil olması yönünden kötüniyetine ve ağır kusuruna rastlanmadığından mahkemece “davanın reddi”ne karar verilmesi gerekeceğini»[989]
√√ «Dava konusu bononun tehdit ile alındığı iddia edilerek dava açılmış ve tehdit suçuna ilişkin ceza davasının kesinleşmesinin gerekeceği, TBK’nun 74. maddesi hükmü gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceğini»[990]
√√ « ‘Tehdit ve cebir altında senedi imzaladığını’ ileri süren davacının iddiasına göre, tehdidin 10.12.2004 tarihinde yapıldığı, bononun vade tarihi olan 20.09.2005 tarihinde de devam ettiği, davacıların vade tarihinden birkaç gün sonra kısmi ödeme yaptıkları ve borcu yeniden yapılandırma yoluna gittikleri, korkunun, senedin vade tarihinden birkaç gün sonra ortadan kalktığı, davanın TBK.nun 39. md. gereğince hak düşürücü sürede açılmaması sebebiyle ‘davanın reddine’ karar verilmesi gerekeceğini»[991]
√√ «Mahkemece ‘ikrahtan bahsedebilmek için derhal vuku bulacak ağır bir tehlikeye maruz bırakılma tehdidinin varlığı gerektiği, bu iddia bakımından yapılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiği ve zorla senet imzalatıldığı iddiasının, ispatlanamadığı’ gerekçesiyle ‘davanın reddine’ karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[992]
√√ «Davacının ‘davaya konu bonoların sahte olduğuna’ dair iddiası karşısında, ‘takibe konu bonoların davacı tarafından imzalandığı, ya da zorla alındığına’ dair davacının delil sunamamış olması nedeniyle verilen ‘davanın reddine’ dair kararda isabetsizlik bulunmadığını»[993]
√√ «İkrah nedeni ile açılacak olan menfi tespit davasının ikrahın ortadan kalkmasından itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğini»[994]
√√ «Davacının 20.10.2004 tarihli ‘anlaşmadır’ başlıklı belgeyi alacaklı vekilinin tehdidi üzerine imzaladığı iddia edilmişse de bu hususun BK’nun 31. (şimdi; TBK.’nun 39.) maddesinde belirtilen bir yıllık süre içinde ileri sürülmesinin gerekeceği ve senedin boş olarak verilip, anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasında yazılı belge ile ispatlanmasının gerekeceğini»[995]
√√ «Haciz tehdidi altında düzenlenen senedin -olayda BK. mad. 31 (şimdi; TBK. mad. 39’un) koşulları gerçekleşmedikçe geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini»[996]
√√ «Ağır ve derhal gerçekleşecek ciddi bir tehlike söz konusu olmadıkça, ikrahın varlığının ileri sürülemeyeceğini»[997]
√√ «Vekaleten başkasına ait taşınmazı üçüncü bir kişiye satan, ancak aldığı satış bedelini kendisini vekil tayin edene ödemeyen vekilin, vekalet verenin şikâyeti üzerine götürüldüğü Emniyet Amirliğinde verdiği senedin tehdit (ikrah) nedeniyle iptalini, ancak tehdit edenin ‘fahiş menfaat temin etmiş olması halinde’ isteyebileceğini»[998]
√√ «İkrah (tehdit) sonucu düzenlenen senedin iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[999]
√√ «Borçlunun içinde bulunduğu müzayaka (zor) durumundan yararlanıp, ondan fahiş (çok fazla) çıkar sağlayarak imzalatılan senedin iptali gerekeceğini»[1000]
√√ «Senedin ‘tehditle’ alındığı iddiasının olumsuz tespit davasına konu edilebileceğini»[1001]
√ «Bonoya bağlı borcun ‘aranacak borç’ olduğu, bu nedenle vâdenin gelmesi ile keşidecinin temerrüde düşmeyeceğini, temerrüt faizi istenebilmesi için borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmüş olması gerektiğini»[1002]
√ «Alacaklı bankanın borçluya gönderdiği yazıda yanlışlıkla ‘borcun bulunmadığını’ bildirmesinin, banka kayıtlarına göre gerçekte borcun tamamen ödenmediğinin daha sonra anlaşılması halinde, bankayı bağlamayacağını, borçlunun sırf bu nedenle açtığı olumsuz tespit davasının reddine karar verilmesi gerekeceğini»[1003]
√ «Bonoda tahrifat (sahtekarlık) yapıldığının -bilirkişi raporu ile- anlaşılması halinde, tahrif edilmiş (değiştirilmiş) bölümün iptali gerekeceğini»[1004]
√ «Takipte istenen faiz miktarının (oranının) yerinde olup olmadığının -takip kesinleşmiş dahi olsa- olumsuz tespit davasına konu olabileceğini»[1005]
√ «Kefil, asıl borçlunun borcu kadar alacaklıya karşı sorumlu olduğundan, kira sözleşmesi uyarınca kira bedeli olarak düzenlenen bonolara kefil olan kişinin sorumluluğunun, daha sonra kira sözleşmesinin feshi halinde sona ereceğini ve fesih tarihinden sonraki dönemler için verilmiş bonoların karşılıksız kalacağını»[1006]
√ «Kefaletin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmış olmasına ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın öngörülmüş olmasına bağlı olduğunu»[1007]
- «Yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmeyen çeklerin geçersizliği» ile ilgili olarak;
√√ «Süresi içinde bankaya ibraz edilmeyen çekten dolayı keşidecinin (ve cirantaların) sorumluluğunun sona ereceğini»[1008]
√√ «Yasal ibraz süresi içinde ibraz edilmeyen çekten keşidecinin cayabileceğini ve böyle bir çeke dayanarak hâmilin takipte bulunamayacağını»[1009]
- « ‘Ahlâka, adaba aykırı bir maksatla verilmiş senetlerin iptali’» istemiyle ilgili olarak;
√√ «Başlık parası olarak verilen senedin iptaline karar verilmesi gerekeceğini”[1010]
√√ «Evli olan birisi ile bir başkasının gayrimeşru şekilde -evlilik dışı- bir araya gelmelerini sağlamak amacı ile verilen senedin -ahlâka ve adaba aykırı olması nedeniyle- iptali gerekeceğini»[1011]
√√ «Kız kardeşi ile olan evlilik dışı beraberliğine göz yumması amacı ile alacaklıya (senet lehtarına) verilen senedin iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1012]
√√ «Borçludan, kendisini evlenmeye zorlamak amacı ile alınan senetlerin iptali gerekeceğini»[1013]
√√ «Cihaz masrafı ve nikahın yapılmasına rıza göstermesi karşılığında erkek tarafından aldığı para karşılığında teminat olarak bono veren kız tarafının, nikahın yapılmasından sonra, bu bononun kendisine iade edilmeyerek bankaya tahsile verilmesi halinde, ‘karşılıksız kaldığından’ bahisle olumsuz tespit davası açabileceğini»[1014]
√√ «Bir başka kadınla zina yapan kocasını şikâyet etmemesi ve onun bu kadınla evlilik dışı beraberliğini sürdürmesine göz yumması amacı ile eşe (kadına) verilen senedin ‘ahlâk ve adaba aykırı bir amaç için verilmiş’ sayılacağını ve bu nedenle iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1015]
√√ «İhaleye fesat karıştırmak suretiyle, ihalenin belli bir kişinin üzerinde kalmasını sağlamak için verilen senetlerin ‘ahlâk ve adaba aykırılık’ nedeniyle iptali gerekeceğini»[1016]
√√ «Sözlülük ilişkisi evresinde, erkeğin sunduğu çiçek, yemek ve çay gideri karşılığı olarak ve ilişkinin bitiminden sonra düzenlettirdiği senedin, kadının istemiyle verilse bile ahlâka aykırı nitelikte bulunduğundan geçersiz olacağını»[1017]
√√ «Zina davasından feragat ve boşanma konusunda yapılan anlaşma gereğince düzenlenen bononun ‘yasa ve ahlaka aykırı bir maksat elde etmek için düzenlenmiş olduğu’ gerekçesiyle iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1018]
√√ «Kaçırılan kız ile kaçıran oğlanın evlenmelerine rıza gösterilmesi için, kız tarafına verilen bononun -evlenmeye izin verilmemesi üzerine- iptali gerekeceğini»[1019]
√√ «Haksız yahut ahlaka aykırı bir maksat için verilmiş bononun iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1020]
√√ «Evlenmek üzere eş bulmak amacıyla düzenlendiği kanıtlanan senetlerin iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1021]
Buna karşın;
√√ «Yaşlı olan davalının nikah günü, nikaha gitmesini sağlamak için verilen senedin, nikahtan sonra davacının boşanma davası açması üzerine ‘ahlâka ve adaba aykırı amaçla verildiği’ iddiası ile iptalinin istenemeyeceğini»[1022]
√√ «Kaçırılan kızın yakınlarının şikâyetten vazgeçmesini sağlamak amacı ile verilen senedin ‘ahlâka ve adaba aykırı bir amaçla’ verilmiş sayılmayacağını ve iptalinin istenemeyeceğini»[1023]
√√ «Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra boşanan eşe iki çocuğu ile yaşamını sürdürmesi için verilen senetlerin, daha sonra borçlu koca tarafından-ahlâk ve adaba aykırı olduğundan bahisle- geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini»[1024]
√√ «Evlenme sırasında yerel örf ve adet gereği erkek tarafından kız tarafına cihaz ve takı alarak altın yerine bir taşınmazın tapusunu vermeyi kabul etmesinin geçerli olacağını ve bu edimin yerine getirilmesini güvence altına almak için düzenlenen bononun da geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini»[1025]
√√ «Düğün esnasında ziynet karşılığı düzenlenip verilen senedin ‘ahlâk ve adaba aykırı’ olduğundan bahisle, iptalinin istenemeyeceğini»[1026]
√√ «Resmi nikah olmaksızın bir arada yaşayanlardan erkeğin kadına ‘evlenmeyi temin için ve resmi nikah yapıldıktan sonra geçersiz olmak üzere verdiği senedin, kadının evlenmekten vazgeçtiği kanıtlanmadıkça’ iptaline karar verilemeyeceğini»[1027]
- ‘Teminat olarak verilen senetlerin iptali’ istemiyle ilgili olarak;
√√ «Dosyaya sunulan ve imzası inkar edilmeyen davalı antetli tahsilat makbuzunda senedin teminat senedi olduğu açıkça belirtilmiş olup davacılar bu belge ile senetlerin teminat senedi olduğunu kanıtlamış olduklarından mahkemece bu yön üzerinde durulup, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceğini»[1028]
√√ «Davalı tarafın alacaklı olduğu icra dosyalarındaki borca karşılık teminat olarak verilen ancak borcun ödenmesi nedeniyle teminat fonksiyonunu yitiren çek nedeniyle açılan menfi tespit davasında, çekin teminat fonksiyonunu devam edip ettirmediği ve borcun ödenip ödenmediği hususunun incelenip sonucuna göre karar verileceğini»[1029]
√√ «Bayilik sözleşmesi gereğince verilen dava konusu teminat senedinin teminat vasfının bayilik sözleşmesi kapsamında devam edip etmediği yönünden bir inceleme yapılması gerekeceğini, intifa sözleşmesi ile bayilik sözleşmesinin farklı niteliklere sahip sözleşmeler olduğunu»[1030]
√√ «Dava konusu senedin teminat senedi olduğu anlaşıldığından davalı taraf teminat kapsamında oluşan alacağını bu senede dayanarak isteyebilir. Bu durumda mahkemece, davalının teminat senedi kapsamında alacaklı olduğu miktar tespit edilerek toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceğini»[1031]
√√ «Takibe konu bononun davacı yanca kooperatife olan borcuna karşılık teminat amacıyla verildiğinin saptandığı, davacının 1700 TL asıl alacak tutarı kadar davalıya borçlu olduğu, kalan tutar yönünden borçlu olduğu hususunun davalı tarafından kanıtlanamadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceğini»[1032]
√√ «Bonoda teminat senedi ibaresinin bulunmasının, bononun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere mahsus yol ile takibe dayanak yapılmasını engellemeyeceği, davacının gerek kendi müşterilerine kullandığı serbest meslek makbuzlarından dolayı davalıya tahakkuk edecek olan vergi borçlarının teminatı olarak senedin verildiğini, gerekse davalıya vergi borcu için elden ödeme yapıldığı iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, vergi borçlarının belge asıllarını dosyaya sunan davalı tarafından ödendiği, dava konusu senet nedeniyle davacı yanın yükümlülüğünün devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[1033]
√√ «Davanın tarafını oluşturan şirketler arasında düzenlenen 7.000 TL tutarlı çekin karşılıksız çıkması üzerine aynı tutarda davacı K.T. tarafından keşide edilen bononun teminat amacıyla davalı tarafa verildiği, bu hususun tahsilat makbuzundan da anlaşılmakta olup bonoya dayalı olarak başlatılan takip sırasında dosya borcunun davacı yanca ödendiğinin saptandığı ve böylece BK.'nun 114. maddesi uyarınca çek borcunun senetle ödendiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takibe konu çek nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceğini»[1034]
√√ «Senette yer alan ‘teminattır’ ibaresinin karalanmış olduğu, ancak TK.’nun 660. (şimdi; TTK.’nun 748.) maddesi gereğince yapılan bu değişikliğin borçlunun imzası yahut parafını taşımaması sebebiyle geçerlilik arz etmediği, ancak ‘teminattır’ biçimindeki açıklamanın, neyin teminatı olduğunu açıkça belirtmediğinden, anılan senedin teminat senedi olduğunun kabulüne yeterli olmadığı, davacının, ‘senedin taraflar arasındaki varlığı iddia edilen sözleşmeye uygun olarak doldurulmadığını yazılı delille ispatlayamadığı, ancak davalı lehdarın, senedin ticari defterlerinde yazılı alacağı karşılamak üzere düzenlendiğini beyan ettiğinden, senedin yalnızca davalının kendi ticari defterlerinde alacaklı olduğu tespit edilen miktarı karşılayacak ölçüde alacak hakkını içerdiğinin kabul edilebileceği’ gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceğini»[1035]
√√ «Davacının teminat iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, davalının kendisine yöneltilen yemin teklifine icabet ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[1036]
√√ «Dava konusu bononun teminat olarak verildiği ve davalı yanın dava konusu belgede yazılı miktarda alacaklı olduğu kanıtlanamadığından davanın kabulüne ve davalılar aleyhine %40 (şimdi; %20) kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekeceğini»[1037]
√√ «Bononun teminat amacıyla verildiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini»[1038]
√√ «Takibe konu bononun teminat amacıyla düzenlendiği ve ödendiğine dair iddianın davacı yanca kanıtlanamadığından davanın reddine karar verileceğini»[1039]
√√ «Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ‘davacının senedin teminat senedi olduğunun tespiti ve senedin iptali için dava açtığı, bir senedin teminat senedi olmasının tek başına geçersiz olmasına yol açmayacağı, teminata bağlanan şartın gerçekleşmesi halinde senedin geçerliliğinin kalkacağı, davalının taşınmazı üzerindeki ipotek çözülmediğinden senedin geçerliliğinin devam ettiği, davanın ispatlanamadığı’ gerekçesiyle ‘reddine, davaya konu senedin icra takibine konulmaması konusunda tedbir kararı verildiğinden %40 (şimdi; %20) tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine’ karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[1040]
√√ «Davacının davaya konu bonoyu davalı ile yapılan kira sözleşmesinin teminatı olarak verdiğini, kira, elektrik, su ve diğer giderleri ödediğini, bononun konusuz kaldığını iddia ederek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği davada, bononun teminat senedi olarak verildiğinin taraflar arasındaki kira sözleşmesinde belirtildiği gibi davalının da kabulünde olduğu, dosya kapsamından kira alacaklısının teminat kapsamında olmadığı anlaşıldığı, bu durumda bononun teminat fonksiyonunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceğini»[1041]
√√ « ‘Davaya konusu çekin, davacı tarafından davalı şirkete teminat amaçlı verildiği’nin sözleşme ve ek protokol kapsamında belirlendiği, hayata geçmeyen sözleşme dolayısıyla verilen teminat çekinin iadesi gerekirken,ciro edilerek piyasaya sürülmesi sebebiyle, ‘davacının çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığına’ dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı- Diğer davalının ‘teminat olduğu’na dair üzerinde ibare bulunmayan çeki teminat olarak verildiğini bilerek aldığına dair iddianın ispatlanamaması sebebiyle, ‘bu davalı yönünden davanın ve tazminat taleplerinin reddine, çeki ciro eden davalı şirketin de takip yapan sıfatı bulunmadığından kötüniyet tazminatından sorumlu olamayacağına, ciro yoluyla çeki elde eden diğer davalının da tazminat taleplerinin reddine’ karar verilmesi gerekeceğini»[1042]
√√ «Mahkemece yapılan yargılama sonunda ‘bononun teminat olarak diğer davalı lehtara verildiğini, bu durumun keşideci ile lehtar arasında ihtilafsız olduğunu, ancak hamilin kötüniyetli olduğunun, davacı keşideci tarafından kanıtlanamadığı, senet metninden anlaşılamayan def’ilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğinden davanın reddine’ karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını»[1043]
√√ «Takibe konu senetlerden 51.500,00 TL bedelli senedin ‘teminat senedi’ olduğu iddiası ispat edilmediği, davalıya bu konuda yemin de teklif edilmediği, takip sonrası davalıya kısmi ödeme yapmışsa da davacının takibe konu senetler nedeniyle davalıya ‘borçlu olduğunun kabulüne’ dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığını»[1044]
√√ «Davaya konu bononun ‘teminat’ için verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın bononun teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, ‘taraflar arasında imzalanan İş Akit sözleşmesinin 7. maddesinde belirtilen hallerin gerçekleşmesi durumunda senet bedellerinin ödenmesi gerektiği’ hüküm altına alınmış olduğundan, bu hususların araştırılmadan hüküm kurulmasının doğru olmayacağını»[1045]
√√ «Davaya konu çekin ‘teminat çeki’ olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın çekin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, temin ettiği alacağın ödenip ödenmediği hususunda olduğu, davacının davalıdan aldığı malların bedelini ödediğini ve bu iddiasının kanıtı olarak banka havale dekontları sunduğu, havale dekontlarında havalenin ne amaçla yapıldığı belirtilmedikçe, kural olarak ‘havalenin mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak yapıldığı’nın kabulü ve davalının, ‘bu ödemelerin başkaca bir alacağa yönelik olduğu’ yolunda savunması varsa ispat külfetinin bu yönden davalıya geçeceği de gözetilerek hüküm kurulması gerekeceğini»[1046]
√√ « ‘Sadece isim-soyadı ve imzalı olan bononun diğer unsurları doldurulmadan teminat olarak verildiğine’ dair iddianın, icra dosyası, bono, Cumhuriyet Savcılığı dosyaları, toplanan delillere göre davacı tarafın bononun teminat bonosu olduğunu yazılı delille ispat edemediği, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda ‘bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğu’nun anlaşılmasıyla, ‘menfi tespit davasının reddi ile şartları oluşmadığından davalı tarafın tazminat istemin reddine’ karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını»[1047]
√√ «Davacı ‘senedin teminat senedi olduğunu’ iddia etmiştir. HUMK.’ nun 290. (şimdi; HMK.’nun 201.) maddesine göre bu iddianın usulüne uygun yazılı delille kanıtlanması gerekirken, tanık beyanlarına itibar edilerek karar verilmesinde isabet görülmemişse de, davalı vekilinin dosyaya sunduğu dilekçesinde ve temyizinde ‘bir an için teminat senedi olduğunun kabulü halinde’ şeklinde beyanda bulunmuş olması karşısında, mahkemece, senedin teminat senedi olarak kabulü durumunda, teminat vasfının devam edip etmediği konusunda taraf delilleri toplanıp karar yerinde tartışılarak varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönün eksik bırakılması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağını»[1048]
√√ «Dava çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda davacı ‘dava konusu çekin teminat amacıyla verildiğini’ iddia ettiğine göre, kuralın aksi yönündeki bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekeceğini»[1049]
√√ «Davacı tarafından düzenlenen bonoda ‘malen’ kaydı bulunmakla birlikte, davacının ‘senedin dava dışı Esma’nın davalı şirketle imzaladığı sözleşme için davalı şirkete teminat senedi olarak verildiği’ iddiası, davalı tarafından da kabul edildiğinden, dava dışı Esma’nın davalı şirkete borçlu olup,olmadığının belirlenmesi için, dosya içindeki sözleşme de dikkate alınarak, dava dışı Esma’nın ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak sonuca gidilmesinin gerekeceğini»[1050]
√√ «Davalının teminat çekini ‘kendisine teslim edilmeyen demirlerin bedeli kadar’ icra takibine konu edebileceğini»[1051]
√√ «Dava konusu bonoda, davacı keşideci durumda olup, bononun lehtar A.E.’ nin temlik cirosuyla davalıya intikal ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bono metninde ya da bononun arka sahifesinde ‘teminat amacıyla devredildiğine’ ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bonolar, sebepten mücerret borç senetleri niteliğinde olduğundan ve davalı banka hamil durumunda bulunduğundan, her şeyden önce davacının teminat iddiasının HUMK’nun 290. (şimdi; HMK.’nun 201.) maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerekmektedir. Öte yandan TK.’nun 599. (şimdi; TTK.’nun 687.) maddesi uyarınca ‘hamilin senedi kötüniyetli iktisap ettiği’ kanıtlanmadıkça keşideci ile lehtar arasındaki ilişkiden kaynaklanan def’iler iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemez. Mahkemece belirlenen bu yönler gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağını»[1052]
√√ «Mahkemece yapılan yargılama sonunda ‘MK’nun 6. maddesi gereğince herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının senetlerin şirket borcundan dolayı teminat senedi olarak verildiği yolundaki iddiasını HUMK’nun 288 ve 290. (şimdi; HMK.’nun 200 ve 201.) maddeleri gereğince yazılı delille ispat etmesi gerektiği, malen kaydının davacıya mal verildiğine karine olduğu, aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı’ gerekçesiyle davanın reddine karar verilebileceğini»[1053]
√√ «Takip dayanağı olan çekte ‘teminat’ ibaresi mevcut ise de neyin teminatı olduğu açıklanmadığı için dava konusu çekin teminat çeki sayılmayacağını»[1054]
√√ «Yargıtay incelemesiyle takip ve dava konusu senedin ‘teminat senedi’ olduğunun kesinleşmesi ve icra takibinin ‘borcun ödenmesi veya davacının davalılara borçlu olmadığı’ gerekçesiyle değil de, ‘takip konusu bononun kambiyo senedi niteliği taşımaması’ (İİK. mad. 170/a) nedeniyle iptal edilmesi halinde, davacının davalı şirkete halen daha borçlu olması karşısında, davacının sunduğu delillerle oluşan bir maddi zararının tespit edilemediğinden ve son hamil davalı tarafından yapılan icra işlemleri haksız yön taşımadığından, BK. mad. 49 (şimdi; TBK. mad. 58) anlamında davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin haklı bulunmadığını»[1055]
√√ «İcra takibinde alacaklının ‘T.R. Uluslar arası Çiçekçilik Pey. Org. İnş. Tur. Gıda. San. Tic. Ltd. Şti’ olduğu, bonodaki lehdarın ise ‘TR Uluslar arası Çiçekçilik San. Tic.Ltd. Şti’ olarak yazıldığı bono arkasında herhangi bir cironun bulunmadığı, hal böyle olunca davalının (T.R. Uluslar arası Çiçekçilik Pey. Org. İnş. Tur. Gıda. San. Tic. Ltd. Şti’nin) alacaklı sıfatının bulunmadığı, ciro yolu ile senedi iktisap ettiğini savunan davalının bu savunmasını kanıtlayamadığı, kaldı ki, senet üzerinde ‘bedeli teminat’ ibaresinin bulunduğu davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçındığı, davalı yanın takip konusu bonoda alacaklı sıfatı olmadığı gibi davalının alacağını kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesinin gerekeceğini»[1056]
√√ «Davaya konu senedin teminat senedi olduğu iddia edilmişse de, senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı belge sunulmamakla birlikte davacı yanın dava dilekçesinde sair her türlü yasal kanıtlar demek suretiyle yemin deliline dayandığı gözetilerek karşı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılmasının gerekeceğini»[1057]
√√ «Bono sebepten mücerret borç senedi olması sebebiyle, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia ettiklerinden, bu iddialarını HUMK’nun 288 (şimdi; HMK.’nun 200) vd. maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlanmasının gerekeceğini»[1058]
√√ «Dava konusu senedin harici satışa konu aracın resmi satışının gerçekleşmemesi olasılığı düşünülerek, teminat amacıyla verildiği ve takip tarihinde henüz resmi satış gerçekleşmediğinden, senedin teminat fonksiyonunun devam ettiği anlaşıldığına göre, somut olayda davalının takibinde kötüniyetli olduğunun kabulünün doğru olmayacağını»[1059]
√√ «Senette sadece ‘teminattır’ ibaresinin yazılı olması, o senedin ‘teminat senedi’ sayılmasını gerektirmeyeceğini»[1060]
√√ «Çek üzerinde ‘teminat çekidir’ şeklinde bir kayıt var ise de, neyin teminatı olduğu belirli olmadığı gibi, bu husus ayrı bir belge ile de kanıtlanamamıştır. Mücerret ‘teminat’ kaydı çekin kambiyo senedi vasfına etkili değildir. Davacını, teminat iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekeceğini»[1061]
√√ «Müteahhit tarafından ileride inşa edilip tapusu verilecek daire için teminat olarak alıcıya verilen bononun, daha sonra satışı vaad edilen dairenin -veya tarafların anlaşması sonucu başka bir dairenin- tapusunun alıcıya verilmesi ile karşılıksız kalacağı ve açılan olumsuz tespit davasının kabulü gerekeceğini»[1062]
√√ «Bononun teminat olarak düzenlenebileceğini, hangi koşulun teminatı için verilmişse, o koşulun yerine getirilmesi halinde geçerli olacağını, aksi halde yani koşulun yerine getirilmemesi halinde ise, bononun karşılıksız kalacağını»[1063]
√√ «Satın alınan mal bedelinin teminatı olarak düzenlenen bononun, verilen (teslim edilen) mal miktarı kadar karşılıksız kalacağını»[1064]
√√ «Resmi evlenme sözleşmesinin yapılmasını sağlamak amacı ile teminat senedi olarak düzenlenen bononun -resmi evlenme işleminin tamamlanması nedeniyle- iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1065]
√√ «Taşınacak tevzi kömürlerinin teminatı olarak verilen bononun, kömür dağıtımının yetkili makamlarca durdurulmuş olması nedeniyle taşıma işinin aksaması halinde, takip konusu yapılamayacağını»[1066]
√√ «Teminat senedinin ancak alacaklının gerçekleşen alacağı oranında geçerli olacağını»[1067]
√√ «Kaçırılan kıza resmi nikahın yapılmasını sağlamak için güvence olarak -resmi nikah yapılınca yırtılmak üzere- düzenlenen senedin resmi nikahtan sonra takibe konulması halinde, senedin ‘karşılıksız kaldığı’ gerekçesiyle iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1068]
√√ «‘Hesaplaşma ve ibra belgesi’ gereğince boş bırakılarak -birlikte yapılan taşıma işine ilişkin uyuşmazlık çözümlendikten sonra tahsil edilmek üzere- ‘teminat’ olarak düzenlenen bononun, taşıma işine ait uyuşmazlık çözümlenmeden ve vâde tarihi atılarak takip konusu yapılamayacağını, olaya TK. 605 (şimdi; TTK. 693) hükmünün uygulanamayacağını»[1069]
√√ «Kiralananı devreden (önceki) kiracıya, devir sözleşmesi gereğince (ve mal sahibi ile yeni kira sözleşmesi yapılmasını sağlamak koşulu ile) verilen senetlerin, malik ile kira sözleşmesi yapılmasının sağlanamaması halinde geçersiz hale geleceğini»[1070]
√√ «Satılan aracın temiz kağıdının verilmesini (trafikte alıcı adına geçirilmesini) teminat altına almak için düzenlenen ve satıcı tarafından imzalanıp alıcıya verilen bononun ‘teminat bonosu’ olduğunu ve aracın temiz kağıdı verilmedikçe senedin bu niteliğini koruyacağını ve alacaklı tarafından takip konusu yapılamayacağını»[1071]
√√ «Satın alınan dairedeki noksanlıklar nedeniyle, bunların alıcı tarafından yaptırılması karşılığında teminat olarak verilen senedin, ‘alıcı tarafından yaptırılan noksanlık tutarı kadar’ geçerli olacağını, daha fazlasının iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1072]
√√ «Senedin teminat olarak verildiğinin kanıtlanması ve ayni borç için üçüncü bir kişi tarafından senet verilmiş olması halinde ‘teminat olarak verilen senetten dolayı borçlunun borçlu olmadığına’ karar verilmesi gerekeceğini»[1073]
√√ «İpoteğin kurulmasına neden olan borcun kısmen ödenmiş olması halinde ‘ödenen borç miktarınca teminat ipoteğinin iptaline’ karar verilmesi gerekeceğini»[1074]
√√ «Teslim edilen inşaatta noksanlıklar bulunsa dahi, arsa sahibinin vekilinin inşaatı teslim almış olması halinde, müteahhit tarafından arsa sahibine verilen teminat bonosunun iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1075]
√√ «Dava konusu teminat senedinin ilişkin olduğu taahhüt işinin tamamlandığının kanıtlanması halinde, senedin karşılıksız kaldığına hüküm verilmesi gerekeceğini, senedin tek başına bir borç ilişkisinin kanıtı sayılamayacağını»[1076]
√√ «Davacı tarafından, davalıya verilen çekin garantisi olarak düzenlenen bononun, teminat amacı sona erdiği oranda iptaline karar verilmesi gerekeceğini»[1077]
Dostları ilə paylaş: |