Akademik Bilişim 2007
Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya 31 Ocak-2 Şubat 2007, ? - ?
İLETİŞİMDEN BİLİŞİME:
İNTERNET KÜLTÜRÜNDEN KESİTLER
İsmail Hakkı NAKİLCİOĞLU
Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi, Afyon MYO, Radyo-TV Yayımcılığı Programı 03200, AFYONKARAHİSAR
inakilci@aku.edu.tr - inakilci@yahoo.com
ÖZET
Bilişim ve iletişim alanındaki araçların ve teknoloji ürünlerinin birlikte kullanılıyor olması, kişilerin ve toplumların yaşayış biçimlerine değişik bir boyut kazandırmakta ve insanoğluna farklı seçenekler sunmaktadır.
Bu çalışmada internetin sunduğu zengin olanaklardan ve insanlığın yaşam biçimini düzenlemede etkin olan örnek Web sitelerinden kısaca söz edilmekte, değişik yönleriyle internet kültüründen bazı kesitler sunulmaktadır.
İnternetin olumlu ve olumsuz yönlerinin tartışıldığı bildiride, insan-teknoloji ilişkisi irdelenerek, üzerinde durulacak asıl konunun, kimin kime egemen olacağını, neyin neye yön vereceğini stratejik olarak iyi saptamak olduğu vurgulanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İnternet, İletişim, Bilişim, Toplum, Kültür
FROM COMMUNICATIONS TO INFORMATICS:
THE SECTIONS FROM INTERNET CULTURE
ABSTRACT
Using the tools in communications and informatics sectors and technological products together brings in different dimenisons to the life styles of individuals and societies and offers different alternatives to humankind.
This work handles the issues of many opportunities that internet provides and the active role of sample Web sites in regulating the humankind’s life styles. Moreover it presents some sections of internet culture with its various points.
This article which argues the advantages and disadvantages of internet usage emphasizes the strategic ascertainment to understand if technology will conduct humankind or vice versa by expilicating relationship between them.
Keywords: Internet, Communications, Informatics, Society, Culture.
1. GİRİŞ
Çağımızın en hızlı büyüyen ve yaygınlaşan medyası internet, hem bilişim hem de iletişim alanındaki etkileriyle insanlık tarihi açısından yeni bir dönüm noktasını ve dönüşüm potansiyelini simgelemektedir.
İnternet bir dönüm noktasıdır, çünkü insanlık tarihinin bugüne kadarki bilgi ve kültür birikiminin çok daha fazlası şu son otuz yılda üretilmiştir. İnternet bir dönüşüm potansiye-lidir, çünkü bireyleri, kurumları, kısaca insan yaşamını ve uygarlık kalıplarını değiştirmek-te, dönüştürmektedir.
Bilişim ve iletişim alanındaki araçların ve teknoloji ürünlerinin birlikte kullanılıyor olması, kişilerin ve toplumların yaşayış biçimlerine değişik bir boyut kazandırmakta ve insanoğluna farklı seçenekler sunmaktadır.
2. İLETİŞİMDEN BİLİŞİME İNTERNET OLANAKLARI
İnternet dünyasında kişiler her türden bilgiye en geniş çerçevede erişebilmekte, bu bilgileri kullanıp paylaşabilmekte, ayrıca yazılı ve görsel ortamda kendilerini özgürce ifade etme olanağına kavuşmaktadırlar.
Bu yepyeni ve bambaşka iletişim biçimi, bu sanal iletişim atmosferi, aynı zamanda insanlar arasında yoğun bir etkileşimi de birlikte getirmektedir.
Akademik Bilişim’in ana konu başlıklarından bazıları, geçmişten bugüne hangi farklı konuları tartışmaya başladığımızın ilginç bir göstergesi sayılabilir. Başlıklara bir göz atalım:
Açık Kaynak Kod Yazılım Sistemleri, B2B Uygulamaları ve Çözümleri, Bilişimde Sertifi-kasyon, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Çoklu Or-tam ve Uygulamaları, E-Devlet Uygulamaları, Eğitim Portalı ve Uygulamaları, Elektronik Kütüphaneler, Elektronik Ticaret ve Uygula-maları, Grid ve Kümeleme Teknolojileri, İstenmeyen Trafik ve P2P, İşaret İşleme, Kriptoloji, Mobil Uygulamalar, Otomatik Tanıma ve Veri Toplama Sistemleri (OT/VT), Sayısal İmza Uygulamaları, Spam ve Virüs-lerle Mücadele, Tarımsal Bilişim, Tıbbi Bili-şim, Uzaktan ve İnternet Destekli Eğitim, Ya-pay Zekâ, Yüksek Başarımlı Hesaplama… [1]
Ayrıca internetin sağladığı olanaklar hem hızlıdır hem de dolgun içeriğe sahiptir. İnternet artık yalnızca Web sayfalarının çabuk açılması anlamına gelmemekte, eğitimden sağlığa birçok alanda hizmet veren bu yeni medya türü, zengin televizyon içeriğinden ucuz telefon görüşmesine değin birçok konuda başrolü üstlenmektedir. [2]
3. YAŞAMIN İÇİNDEKİ İNTERNET
3.1. İnternetsiz yaşam olabilir mi?
Tüm dünyada internet günlük yaşama o denli girmiştir ki artık insanlar internetsiz bir yaşamı düşünmek bile istemez hale gelmişlerdir. Amerika’da yapılan bir araştırmaya katılan kişiler, iki haftalık deney süresince internet kullanmamayı kabul etmişler, ancak bunların yarısı, internetsiz hayata daha fazla dayanamayacağını belirtip pes etmiştir.
kullanıcıların internete bağlılığını ve duygularını ölçmek için Yahoo!/OMD işbirliğiyle bir araştırma yapılmış, sonuçta internetin, insanların günlük yaşamının doğal ve bütünleyici bir parçası haline geldiği görülmüştür.
Araştırmaya katılan gönüllülerden çoğu, internetin yokluğu durumunda, günlük çalışmalarını ve planlarını yerine getirememiş ya da arkadaşları ve dostları ile haberleşememiştir.
14 günden fazla süren çalışmada katılımcılara bir tek “cankurtaran simidi” şeklinde online işlem yapma izni verilmiş, katılımcılar 35 kadar “can simidi” işlem gerçekleştirmiş-lerdir. Araştırma sonrası gözlemlere göre, e-postaları kontrol etmek, ilk ya da ikinci öncelikli etkinlik olmuştur. [3]
3.2. Yaşamı değiştiren internet siteleri
İnternetin yaygın bir iletişim ortamı olarak kullanılmaya başlamasının üzerinden 15 yıl geçmiştir. İngiliz Observer gazetesi de bu süre içinde “dünyayı değiştiren” 15 internet sitesini belirlemiştir. [4] Bu siteleri e-Ticaret, Portallar, Yayıncılık Ve Çokluortam başlıkları altında örnekleyelim:
3.2.1 e-Ticaret siteleri
3.2.1.1. Alışveriş, açık artırma - eBAY:
1995'te Pierre Omidyar tarafından Amerika'da kurulmuş olan eBay’in 168 milyon kullanıcısı vardır. Açık artırma ve alışveriş hizmetleri verilen sitede canlı hayvan, silah, havai fişek dışında, kullanılmış iç çamaşırından taşınmaz mallara dek pek çok ürüne ulaşılabildiği gibi, ünlü markaların kullanılmamış ürünleri de sitede bulunabilmektedir.
3.2.1.2. Sanal kitapçı - Amazon:
Dünyanın en büyük kitap, CD ve DVD sanal mağazası olan Amazon, Jeff Bezos öncülüğünde 1994'te Amerika'da kurulmuştur. Serüvenine Seattle'da küçük bir ofiste başlayan sitenin bugün 250 ülkede yaklaşık 35 milyon müşterisi vardır ve yıllık geliri 8 milyar dolardır. Time dergisi Bezos'u 1999'da yılın adamı seçmiştir.
3.2.1.3. Uçak-dolmuş - Easyjet:
Geçen yıl 30 milyon yolcuyu taşıyan Easyjet 1995'te İngiltere'de Stelios Haji-Ioannou tarafından kurulmuştur. Stelios nakliye devi babasından 30 milyon sterlin borç alarak ikinci el uçakları kiralayıp 29 sterline İskoçya'ya seferler düzenlemeye başlamıştır. Easyjet, İngiltere'nin en ucuz ve internet üzerinden ilk rezervasyon yapan hava şirketi olarak tarihe geçmiştir.
3.2.2. Portallar
3.2.2.1. Tek arama motoru - Google:
Arama motoru Google her gün bir milyar arama isteğine yanıt vermektedir. Larry Page ve Sergey Brin tarafından 1998'de Amerika'da kurulan site tarihin en hızlı büyüyen şirketi olup elektronik posta adresi Gmail'den, sanal harita Google Earth'e kadar şirketin yaptığı her iş dünya çapında ilgi görmüştür. Başlan-gıçta kimsenin destek vermediği projenin fikir babaları, bugün 100 milyar dolarlık bir şirke-tin patronu konumundadır.
3.2.2.2 E-postadan portala - Yahoo:
1994'te Jerry Yang ve David Filo tarafından hobi amacıyla kurulmuş olup şu an günde 3,4 milyar hit ile internetin en çok tıklanan sitelerinden birisidir. Google'ın arama motoru olarak belirgin üstünlüğü sonucu şirket zamanla elektronik posta üzerine yoğunlaşmış olsa da mesaj, alışveriş, oyun gibi pek çok alanda hizmet vermektedir.
3.2.3. Yayıncılık
3.2.3.1. Onlıne ansiklopedi - Wikipedia:
Jimmy Wales'in kurduğu, online ansiklopedi hizmeti veren Wikipedia sitesi herkese açıktır ve sürekli güncellenmektedir. Her gün 900 binden fazla kişinin ziyaret ettiği sitede, en iyi camın nasıl yapılacağından uzay araştırmala-rında bebek bezi kullanımına kadar aranan her konu hakkında bilgi bulunabilmektedir.
3.2.3.2. Kişisel yayıncılık - Blogger:
1999'da Amerika'da kurulan ve bugün ortalama 18,5 milyon özel ziyaretçisi olan Blogger, insanlara internette günlük (blog) alanı açmakta ve kişisel yayıncılık olanağı sunmaktadır. Kurucusu Ewan Williams'ın önce tereddütleri vardır, çünkü eğlenceli olmasına karşın, sitenin maddi bir getirisi olmayacağını düşünmektedir. Fakat bugün pek çok kişi deneyimlerini paylaşmak ve kendilerini anlatmak için Blogger'ı kullanmaktadır. Şu an sitede milyonlarca blog vardır ve her dakika siteye yenileri eklenmektedir.
3.2.3.3. Teknoloji habercisi - Slashdot:
1997'de Amerika'da kurulan ve teknolojiyle ilgili en son haberleri veren Slashdot aynı zamanda bir forum sitesidir. Kurucusu Rob Malda, Time dergisi tarafından dünyanın en büyük 100 yenilikçisinden biri seçilmiştir. Malda şu anda 5,5 milyon kullanıcısı bulunan siteyi 1999'da Andover adlı şirkete 5 milyon dolara satmıştır. Şimdiki karısı Kathleen'e 2002'de site üzerinden evlenme teklif etmiş ve onunla evlenmiştir.
3.2.3.4. Web gazetesi - Salon:
San Francisco Examiner gazetesi 1994'te iki haftalığına kapatılınca gazeteciler HTML öğrenip yeni teknolojiyle bir gazete çıkarma kararı vermişlerdir. David Talbot gazetedeki sanat yönetmenliği görevinden ayrılıp 1995'te Salon'u kurmuştur. Site zaman zaman yaptığı haberler yüzünden büyük tepki çekmiş, çalışanlar ölümle tehdit edilmiş, ama internetin ilk sanal gazetelerinden biri olmayı başarmıştır.
3.2.3.5. Küçük ilanlar sitesi - Craigslist:
Basit ama hizmet ağı oldukça geniş bir seri ilanlar sitesi olan Craigslist 1995'te Ameri-ka'da Craig Newmark tarafından kurulmuştur. Amerika'nın kent yaşamını yansıtan site yalnızca ev kiralamak, araba satmak için değil, geceyi geçirmek için arkadaş bulmakta bile kullanılmaktadır. Bugün milyonlarca ziyaretçisine ücretsiz hizmet veren site kullanıcılarına çok az sansür uygulamaktadır. Birçok kişinin, ilanlarını gazete yerine Craigslist'e vermesinin, diğer gazetelerin gelirlerinde azalmaya yol açtığını ileri sürenler de yok değildir.
3.2.3.6. Son dakika haberleri - Drudgereport:
Matt Drudge'ın 1994'te Amerika'da kurduğu bu haber sitesi son 12 ayda yaklaşık 3,5 milyar kez tıklanmıştır. Pek çok kişinin son dakika haberlerine ulaşmak için tercih ettiği site 1998'de Monica Lewinsky skandalını duyuran ilk haber kuruluşu olmuştur.
3.2.3.7. Eski dostlara ulaşma-Friendsreunited:
Steve ve Julie Pankhurst'ün 1999'da İngiltere'de kurduğu bu okul sitesinin bugün 15 milyon üyesi vardır. Julie Pankhurst okuldan ayrıldıktan sonra arkadaşlarının neler yaptığını ve nerede olduklarını merak ettiğinden bilgisayar programcısı olan eşiyle birlikte eski arkadaşlarına ulaşmak için bu siteyi kurmuştur. Friendsreunited 2001'de bir radyo programında günün sitesi seçilince, üye sayısı birden bire 3 binden 19 bine çıkmıştır.
3.2.3.8. Toplumsal iletişim - Myspace:
İnternette sosyal iletişim hizmetleri veren site 2003'te Amerika'da Tom Anderson ve Chris DeWolfe tarafından kurulmuş olup bugün 100 milyon üyesi vardır. İngiltere'de BBC'den bile daha fazla tıklanmaktadır ve dünyanın en çok ziyaret edilen dördüncü sitesi seçilmiştir.
Müzik yükleme ve dinleme olanağı da iki milyondan fazla insanı buraya çekmektedir. Günümüzün popüler isimleri Lily Allen ve Arctic Monkeys, ünlerini biraz da burada yayılan fısıltılara borçludur.
3.2.4. Çokluortam
3.2.4.1. Müzik paylaşımı - Napster:
Shawn Fanning'in üniversite öğrencisiyken müzik dosyalarını arkadaşlarıyla paylaşmak için kurduğu Napster, bir müzik paylaşım sitesi olup 500 bin abonesi vardır. 1999 yılında kurulduğunda yasal bir site değildir. 2000'de popüler olan Napster'ın geçmiş dönemlerdeki milyonlarca dolar telif hakkını ödemek zorunda kalmadan önce 70 milyon kullanıcısı vardır.
3.2.4.2. Video paylaşımı - Youtube:
Chad Hurley, Steve Chen, San Mateo ve Jawed Karim'in 2005 yılında Amerika'da kurduğu bir video görüntüsü paylaşım sitesidir. Chad Hurley ve Sten Chen'in ev partisinde çektikleri komik videoları paylaşmak için oluşturdukları kolay yol, YouTube'un ortaya çıkmasını sağlamıştır. Google tarafından yaklaşık 1,5 milyar dolar ödenerek satın alınan ve dünyanın en popüler sitelerinden biri olan YouTube'da her gün 100 milyondan fazla görüntü izlenmektedir.
3.3. Yaşamdaki internetten kesitler
İnternetin günlük yaşamımızı nasıl ve hangi düzeyde etkileyip değiştirdiğini göstermesi bakımından aşağıda sunulan farklı sahneler-den değişik kesitlere kısaca göz atmakta yarar vardır.
3.3.1. İnternet enflasyon sepetinde
Yeni enflasyon (TÜFE) sepetine giren maddeler içinde, PVC pencere, LPG araba tüpü, kombi, kontakt lens, kek, ketçap, cips, özel lise ücreti ve çocuk kitaplarının yanı sıra DVD player, cep telefonu, sim kartı, internet ücreti gibi kalemler de yer almaktadır. Normal benzin, mikser, fritöz, video kamera, tek karyola gibi ürünler ise sepetten çıkarılan maddeler arasındadır. [5]
3.3.1. İletişim ve yayıncılık alanında internet
Günümüzde internet, geleneksel medyanın işlevinin büyük bölümünü yürütmeye başla-mıştır. Diğer yandan, internetin salt bir medya işlevi üstlendiğini söylemek yanlış olacaktır. İnternet medyayı kapsayan, bu anlamda sana-yi toplumunun bildik kitlesel medyasını (mass media) aşan yeni bir iletişim biçimi haline gelmiştir. [6]
3.3.1.1. Haber savaşı
Bunun somut bir örneği, Türkiye-AB görüş-melerinin kamuoyuna aktarılması sırasında ortaya çıkmıştır. 17 Aralık 2004 tarihinde AB zirvesini internetten takip edenlerin sayısı 400 bin dolayında iken Türkiye'nin AB yolcu-luğunun başladığı 3 Ekim 2005 günü, internet haberciliğinde de tarihi bir dönemeç olmuş, yazılı ve görsel medyanın Lüksemburg'daki “haber savaşı”nda bu tarihte Milliyet İnternet Servisi 14 ayrı manşet ve 116 görüşme habe-riyle 1 milyon 400 bin ziyaretçiye ulaşmıştır.
Webtrends ölçümleme sonuçlarına göre, Milliyet internet sitesine 3 Ekim'de, 1 milyon 069 bin 294 ziyaret olmuş. sayfa görüntülemesi 8 milyonu aşarken sadece AB haberlerinin okunma sayısı 1 milyon 400 bine ulaşmış ve zaman zaman sunucular kilitlenmiştir. [7]
3.3.1.2. Yeni iletişim kanalı:
Cep telefonu + internet
İnternet bağlantılı cep telefonu kullanımı günümüzde en yaygın iletişim ve yayıncılık yöntemlerinden birisi haline gelmeye başlamıştır. Saddam’ın idam görüntülerinden televizyonlardaki video-gag programlarına dek hemen her alanda geleneksel medya bu yöntemden geniş biçimde yararlanır duruma gelmiştir.
3.3.1.3. İnternetten film indirme
İnternette müzik parçaları satışının lideri Apple ve kültürel ürün pazarının önderi sayılan, internetin DVD satış rekortmeni Amazon siteleri, parayla film indirme hizmeti sunma kararı almışlardır. Wall Street gazetesinin internet sitesindeki habere göre, Amazon ve Apple bu hizmeti ayrı ayrı sitelerde verecektir.
İnternette çok sayıda site, ücret karşılığı mü-zik indirme olanağı sunmakta, film indirme işlemleri ise genellikle yasal olmayan yollar-dan yapılmaktadır. İnternette paralı film indir-me olanağı, şimdilik birkaç site tarafından sağlanmaktadır. Gözlemciler, bu hizmetin yaygınlaşmasının sinema endüstrisinde uzun dönemde devrime yol açacağına dikkat çekmektedir. [8]
4. İNTERNET KÜLTÜRÜ
Kısaca bir ulusun, bir halk ya da topluluğun yaşam tarzı olarak kabul edilen kültür, insan toplumuna özgü bilgi, inanç ve davranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesnelerden oluşur. Kültür, toplumsal yaşamın dil, düşünce, gelenek, işaret sistemleri, kurumlar, yasalar, aletler, teknikler, sanat yapıtları gibi her türlü maddi ve manevi ürününü kapsamına alır.
Antropolojinin kurucularından Edward Bur-nett Taylor’a göre “kültür, bilgilerden, inançlardan, sanattan, ahlaktan ve insanın toplumda yaşayan bir varlık olması nedeniyle edindiği bütün öbür yetenekler ve alışkanlıklardan oluşan karmaşık bir bütündür.” [9]
Mehmet Kaplan’a göre, “Bir toplumda, doğa-nın dışında, insan elinden ve dilinden çıkma her şey kültür kavramı içerisine girer.” [10]
Benzer bir yorumlar getiren Kongar’a göre de kültür, en kısa tanımıyla, insanın doğaya eklediği tüm maddi ve manevi varlıkların toplamıdır.
Kültürün maddi ve manevi ürünleri olan teknolojik gelişmeler ve ideolojik değişmeler, insanın hem doğayı daha iyi denetlemesine hem de kendi cinsi ile daha düzenli ve uyumlu ilişki kurmasına yardımcı olmuştur. [11]
Ancak dijital çağda elektronik kültürün insan-çevre ilişkisine ne ölçüde ya da hangi yönde yardımcı olduğuna ilişkin itirazlar da yok değildir. Örneğin Kongar, “Yazılı kültürün efendisi, elektronik kültürün kölesiyiz” diye formüle ettiği görüşlerinde bu tabloya şöyle dikkat çekmektedir:
“Sanayi toplumundan “haber ve bilgi” toplu-muna geçerken, dönüşüm sürecinin insanı köleleştirdiğine mi, yoksa özgürleştirdiğine mi dikkat etmek zorundayız?” [12]
4.1. Küreselleşme-internet-kültür ilişkisi
Elektronik kültürün önemli dayanaklarından biri olan küreselleşme konusunda da haklı kaygılar vardır. Küreselleşmenin getirdiği yeni kültür anlayışının hangi özellikler taşıdı-ğına bir göz atalım.
Gene Kongar’ın sistematiğine göre küreselleş-menin iki kaynağı vardır. Kaynaklarından birisi teknolojiktir. Aslında bu teknoloji devrimi de iki ayrı devrimdir ama ikisi birlikte oluşmaktadır: Birisi iletişim teknolojisi devrimi, yani telefon denilen nesnedir, öbürü de bilişim teknolojisi devrimi, yani bilgisayar-dır. Bu iki nesne, birlikte inanılmaz bir teknoloji devrimi doğurmuşlardır.
Küreselleşmenin ikinci kaynağı ise siyasal bir olaydır: Soğuk Savaş’ın bitmesi ve Sovyetler Birliği'nin çökmesi.
Ayrıca küreselleşme biri siyasal, biri ekono-mik, biri de kültürel olarak üç boyutu olan bir kavramdır.
Kürselleşme'nin siyasal ayağı, Amerika Birleşik Devletleri’nin siyasal egemenliği, ya da dünya üzerindeki siyasal jandarmalığı anlamına gelmektedir.
Küreselleşmenin ekonomik ayağı, uluslararası sermayenin egemenliğine işaret etmektedir.
Küreselleşmenin kültürel ayağı ise birbirinden farklı, hatta biri ötekine zıt, iki ayrı sonuca işaret etmektedir.
Birinci sonuç, “mikromilliyetçilik” biçiminde ortaya çıkmıştır. Son örneğini, Yugoslavya olayında gördüğümüz, “mikromilliyetçilik” akımları, ulusal devleti aşan ve onu daha küçük parçalar halinde algılayan bir yapıya sahiptir.
Küreselleşmenin kültürel ayağının ikinci so-nucu, özellikle tüketici davranışını etkileye-rek, dünya çapında kültürel birörnekliğin önünü açmış olmasıdır.
Küreselleşme, bir süreç, bir olgudur. İyiliği, ya da kötülüğü belki tartışılabilir ama kaçınıl-mazlığı ortadadır. Bu çerçevede, bütün dünya-yı etkileyen bu oluşumun, sonuçlarını iyi kestirmek ve ona göre davranmak, çağdaşlığın ve güncelliğin bir gerekliliği olarak ortaya çıkmaktadır. [13]
4.1.1. Küresel köy kuşkusu
Bu arada küreselleşmenin tüm dünyayı sarıp yutacak bir sanal canavar haline dönüşeceği yolundaki savlar da fazla gerçekçi bulunma-maktadır.
MediaCat Forum 2004'ün konuşmacısı olarak Türkiye'ye gelen WPP Yönetim Kurulu Üyesi ve New York Times Magazine'in “internet çağının en güçlü kadını” olarak nitelendirdiği Esther Dyson internetin farklı kültürler arasında bağ kurması ile ilgili inanışı reddederek, “İnternet global bir köy yaratmayacak maalesef” demektedir. [14]
4.2. Gençlerin internete bakışı
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de özellikle genç kesim internet kullanımı ile ilgili sorunlar yaşamaktadır. Türkiye’de internet kullanımını yaygınlaştır-mayı görev edinen İnternet Kurulu, bu sorunları belirlemek ve gerekli düzenlemeleri uygulamak amacıyla 2002 yılında bir çalıştay (workshop) düzenlemiştir.
İnternetin gençler üzerinde olumsuz etkilerine karşı alınabilecek önlemler konusunda Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, SHÇEK Genel Müdürlüğü, Servis Sağlayıcı şirket temsilcileri ve üniversitelerin yer aldığı bir grupla çalışmalar yürütülmüştür. [15]
Bu noktadan yola çıkarak, 10.7.2002 tarihinde hedef grubun internete yaklaşımını, kullanır-ken karşılaştıkları sorunları ve bu sorunların çözümüne ilişkin önerilerini saptamak ama-cıyla ODTÜ Sosyoloji Bölümü koordinatörlü-ğünde düzenlenen çalıştayda hedef kitle olarak, internet kullanımının etkilerine daha açık olduğu varsayılan 15-18 yaş arası ergen grubu seçilmiştir.
Hedef grupla yapılan görüşmede oluşan genel kanı, internet yoluyla yayılan olumsuz-lukların yeni gelişmekte olan her sektörde olabileceği yönündedir. [16]
Gençlerin interneti tanımadan yetişmesi, tüm dünyada yaygınlaşan bu kültürü edinebilme-lerinin önündeki en büyük engeli oluşturmak-tadır.
Gençler internette geçirdikleri zamanın büyük bir bölümünü oyun oynayarak ve chat yaparak kullandıklarını belirtmişlerdir.
4.2.1. Chat tartışması
Kişilerin chat sırasında farklı kimliklere bürünmeleri ve kendilerini oldukları gibi göstermemeleri nedeniyle, gençler farklı kültürdeki insanlarla iletişim kurabilme olanağını olumlu bulmalarına karşın, bu güvensizlik ortamını daha çok olumsuz olarak nitelendirmektedirler.
4.2.2. Asosyal etki
İnternet hızlı bir iletişim kaynağı olmakla birlikte, bu kaynağın gelişme çağındaki ço-cuklar için doğru kullanılmaması, sosyal iliş-kilerin zayıflamasına ve çocukların hare-ketsizliğe yönelmelerine yol açabilmektedir.
4.2.3. İnternet dili, chat Türkçesi
Günümüzde kültür hamurunu yoğuran en güçlü makine niteliğindeki internetin, en önemli kültür kalıbı olan dil üzerindeki etkileri de sıkça tartışılan konuların başında gelmektedir.
Fazla derine inmeden bakıldığında konunun başlıca iki yönü bulunduğu göze çarpmak-tadır: Biçim ve içerik.
Biçim yönüne değinecek olursak:
29 harften oluşan Türkçe’nin geleneksel alfabe yapısı, internetin bilinçsiz kullanımı yüzünden değişime uğramakta, harf tablomuza yeni karakterler (harfler değil!) eklenmektedir. Çoğunluğunu noktalama işaretlerinin oluşturduğu ve web dilinde “emoticon” ya da “smiley” olarak bilinen bu karakterler o denli artmıştır ki bunlar için özel bir sözlük bile hazırlanmıştır. [17]
Chat yazışmalarında farklı duygu ve düşünce-leri dile getirirken bile uzun anlatımlar yerine :-) ve :-( türündeki bu simgelerin yeğlenmekte oluşu hem dilin biçimsel (formel) yapısını bozmakta hem de Türkçemizin giderek sığlaşmasına ve genç beyinlerdeki sözcük birikiminin hızla azalmasına yol açmaktadır. Dahası, yaygın kullanılan bilgisayar yazılım-larının yeni sürümlerinde bile eğer iki nokta ile ayraç yan yana gelmişse :) kelime işlem yazılımı bunu kendiliğinden biçimine çe-virmektedir ki bu da söz konusu simgelerin bir bakıma elaltından desteklenmesi anlamını taşımaktadır.
Gelelim olayın içerik yönüne:
Genellikle okunduğu gibi yazılan ve yazıldığı gibi okunan bir dil olması nedeniyle “internet dili” olarak kullanılmaya aday başlıca anlatım öğesi olan güzel Türkçemiz ne yazık ki anlamsız kısaltmalar ve yanlış kullanımlar nedeniyle sürekli kan kaybetmektedir.
Yerden ve zamandan tasarruf sağladığı düşüncesiyle, gerek e-posta gerekse cep telefonu iletilerinde sıkça başvurulan “kuşa çevrilmiş” sözcükler Türk diline büyük darbe vurmaktadır. Genç beyinlerde iyice yer etmeye başlayan bu kısaltmaların, üniversite öğrencilerince hazırlanan ödev, tez, rapor, sınav kağıdı gibi akademik ve bilimsel metinlerde bile sıkça yer almaya başladığını görmek, gelecekle ilgili kaygıları fazlasıyla artırmaktadır.
“Merhaba” yerine “mrb”, “iyiyim” yerine “iim” demenin yanında, noktalama işaretlerini hiç kullanmamak, büyük-küçük harf ayırımını umursamamak, “de-da, ki” gibi ek ve bağlaç-ların doğru kullanım biçimini öğrenme gerek-sinimi bile duymamak, yani tarihsel mirasımız olan yazınsal kültür belgelerinin özünü oluş-turan tüm yazım kurallarını hiçe saymak… biçiminde sıralayabileceğimiz örnekler, yozlaşmanın hangi boyutlara ulaştığını göster-meye herhalde yeterlidir.
4.3. Medya interneti nasıl tanıtmalı?
Ancak bu noktada bütün suçu genç kuşağın üstüne yıkmak gibi bir kolaycılığa kaçılma-malıdır. Yukarıda sözü edilen çalıştay sırasında öğrencilerin üzerinde durduğu temel sorun, medyada interneti tanıtmaktan çok, yalnızca zararları üzerinde yazılıp çizilerek internetin “öcü” gibi gösterilmesidir.
4.4. İnternet bağımlılığı
İnternet kullanımının bağımlılık yapması konusunda gençlerin bir bölümü internet kafelerin rolü üzerinde dururken, diğer bir bölümü bu anlayışa karşı çıkarak bağımlılığın kişiyle ve kişilikle ilgili olduğunu, internet kafelere olumsuz bir anlam yüklenmemesi gerektiğini savunmuşlardır. [18]
4.4.2. Yaşanan sorunlar
Özetle, ergenler interneti derslerine yardımcı olmaya ve entellektüel birikimlerini artırmaya yönelik kullanmak isteseler de bu tür kaynak-lara nereden ulaşacaklarını bilemedikleri için daha çok oyun ve chat amaçlı kullanıma yönlenmektedirler. Buna ek olarak, yabancı dildeki içeriğin daha çok merak uyandırarak “sakıncalı içeriğe” ulaşmayı kolaylaştırdığı anlaşılmaktadır.
Bu noktada, okullardan ve servis sağlayıcı-lardan, eğitim amaçlı, Türkçe içerikli çalışma-lar beklenmektedir (yararlı siteler ve bunları bulabilecekleri başvuru adresleri).
4.4.4. Okul dışı gençler
Yalnız öğrenim görmekte olan gençler değil, okul dışı gençler de internetten en çok etkilenen grupların başında gelmektedir. 2002 Türkiye Bilişim Şurası Raporu’nda 15-25 yaş grubu içinde eğitim görmeyen ergenlerin büyük bölümünün ekonomik durumlarının kötü olduğu ve ellerine geçen parayı internet kafelerde ya da kahvehanelerde harcadıkları belirtilmiştir. Eğitime devam eden çocukların, aldıkları eğitimle ve yaşadıkları çevrenin görece iyi olmasıyla interneti sağlıklı kullan-maya yönlendirilmeleri daha kolay olacaktır. Ne var ki, eğitime devam etmeyen gençlerin bilinçlendirilmeleri çok zor görünmektedir.
4.4.5. İnternet, eğlence ve zaman öldürme aracı mı?
2002 Türkiye Bilişim Şurası Raporu’nda 7-15 yaş grubundaki gençlerin yüzde 90’ının inter-neti eğlence ve yararlı olmayan siteleri gezme için kullandığı, bilgisayar başında zamanlarını gereksizce harcadıkları belirtilmektedir. Önlem alınmadığı takdirde on-line oyun kültürü ile iç içe yaşamayı başlıca gelenek haline getirecek olan bu gençlerin kesinlikle “doğru internet kullanımı” bilincine kavuşturulması gerektiği vurgulanmaktadır.
4.4.7. Çözüm önerileri
Elde edilen bulgulara dayanarak üretilen başlıca çözüm önerileri şöyle sıralanmaktadır:
1. İnternet kullanıma ilişkin yalnız ergenlerin değil, ailelerin ve tüm toplumun bilinçlendiril-mesi.
2. Toplumun bilinçlendirilmesi için çeşitli iletişim araçlarında (medyada) halkı bilgilen-direcek fakat kaygılara yol açmayacak nitelikte yayınlar hazırlanması.
3. Okullara bilgisayar ve internet kültürünü geliştirecek dersler konulması.
4. İlgili kesimlerin ve servis sağlayıcılarının Türkçe içerikli başvuru hizmeti sunacak ve eğitim konusunda yardımcı olacak siteler hazırlamaları.
5. “Sakıncalı” olarak nitelendirilen sitelerin denetlenmesi, ayrıca bu siteleri hazırlayan-ların da eğitilip yönlendirilmesi.
6. Sosyo - ekonomik düzeyi düşük yörelerde okuyan öğrenciler için devlet eliyle okullara bilgisayar laboratuvarları kurulması ve internet bağlantısının sağlanması.
Bu tür çözüm önerileri daha büyük çapta çalışmalarla daha kapsamlı hazırlandığı ve uygulandığı takdirde, internet kullanımı elbette daha yaygın ve daha sağlıklı bir yapıya kavuşacaktır.
Kültür, toplumsal bir olgu olup internetin kendi kültürünü insanlık yararına oluşturabi-mesi, toplumun geniş katılımıyla sağlanabilir. Yalnızca uygun önlemler ve politikalarla internet sağlıklı bir biçimde yaygınlaşabilir ve yaygınlaşmalıdır.
5. GELECEĞE BAKIŞ VE SONUÇ
5.1. Yakın gelecek
Buraya kadarki toplumsal ve kişisel gözlem, saptama ve değerlendirmelerden sonra, yakın geleceğe baktığımızda bizi nasıl bir dünyanın daha doğrusu internet dünyasının beklediğine kısa birkaç örnekle değinip konuyu noktalayalım.
Ulusal ve uluslararası medyada yer alan görüş ve yorumlara göre, teknoloji uzmanları, internetin 2020’de tüm dünyayı saran bir ağa dönüşeceğini, ancak bununla birlikte tekno-teröristlerin başgöstereceğini, sanal dünya bağımlılarının hızla artacağını ve insanlara daha az kişisel özgür yaşam alanı kalacağını düşünmektedir.
Bu alanda yapılan bir araştırmaya göre, uzmanların yüzde 58’i, 2020’ye kadar “refuznik” adını verdikleri, teknoloji karşıtı grupların ortaya çıkacağı ve interneti sabote edecek terör eylemlerine girişecekleri görüşü-nü paylaşmaktadır.
Ayrıca teknoloji uzmanlarının yüzde 52’si, bilgi dolaşımının kent-devletler ya da değişik çıkar topluluklarının yararına ulusal sınırlarda buharlaşacağı, renksiz, kültürsüz ve “dümdüz” bir dünyada yaşayacaklarına inanırken, yüzde 56’sı sanal gerçekliğin üretime katkıda bulunacağını, ancak sanal dünyadan kopamamak gibi yeni bağımlılık biçimlerinin ortaya çıkacağını düşünmektedir.
İnternetin 2020 projeksiyonuna göre, teknoloji uzmanlarının yüzde 57’si İngilizce’nin inter-netin egemen dili olacağına inanmazken, yüzde 42’si bunun tersi görüş belirtmiştir.
Önemli sayıda uzman ise insan denetiminin ortadan kalkacağı ve neredeyse kurgu-bilim filmlerindeki robotlar dünyası gibi, tümüyle otomatize sektörler oluşacağı düşüncesine katılmadığını açıklamıştır. [19]
5.2. Kültür öncülerinin sorumluluğu
İnternet durağan, değişmez bir ortam olmadığı için ve kimyasal bir maddeyi analiz eder gibi laboratuvara koyup belirli bir süre bekleterek sonucu görebilme şansına sahip olmadığımız için bu karmaşık kültür öğesi konusunda net ve yüzde yüz tutarlı değerlendirmeler ortaya konamamaktadır. Yani internet tsunamisine tutulanlar, neyin içinde sürüklendiklerini ve bu yolculuğu nasıl, nereye kadar sürdüreceklerini kavrayabilecek konumda değillerdir. O yüzden yalnızca sıradan kişinin değil, günümüzde aydınların ve kültür yorumcularının bile kafaları karışıktır.
Ancak genel bir yaklaşım olarak Kongar’ın bundan yaklaşık on yıl kadar önce Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki açılış dersinde ifade ettiği şu saptamalar pek çok sorunun çözümüne ışık tutabilir niteliktedir:
“Bilim insanının kültürel sorumluluğu, genel olarak, insanın öteki insanlarla ve doğa ile olan çelişkilerini azaltmaktır.
Bu çabaları sırasında ona yolunu gösterecek olan ışık, bilimin karşı konulmaz aydınlığıdır. Bilim, bize doğal ve toplumsal çevremizin işleyiş kurallarını öğretir.
Bilim insanı önce bu kuralları öğrenmek, son-ra da o yasaları, insanlığın yararına kullanmak zorundadır.
Sonuç olarak, ‘toplumun korunma refleksle-rini barışçılıkla; teknolojik gelişmeleri çevrecilikle; günlük yaşamın ve insanlığın evrensel çirkinliklerini sanat ve edebiyat ile dengelemeye çalışmak’ bilim insanının kültürel sorumluluğudur diyebiliriz.” [20]
5.3. Sonsöz
İster beğenilsin, ister eleştirilsin; ister genç-lerin ruhunu tutsak alan bir sanal canavar, ister bilimin ve uygarlığın gelişebileceği en demokratik ve özgür bir ortam kabul edilsin; internet, çağımızın bir gerçeğidir; kimimizin kucağında bulduğu bir bebek, kimimizin ise kucağına doğduğu bir anadır.
İnternet, iletişimden bilişime, yaşamımızın her anını ve alanını derinden etkileyen, var olan kültür biçimlerini kökünden sarsan ve bambaşka, yepyeni, alışılmadık yeni kültür kalıplarıyla bizi yönlendirmeye çalışan bir olgudur.
Burada önemli olan, kimin kime egemen olacağını, neyin neye yön vereceğini stratejik olarak iyi saptamaktır. Yani bu son teknoloji ve uygarlık ürünü bizi mi yönetecek, yoksa onu üreten beyin olarak biz mi onu yönetip kendimizi, çevremizi ve doğayı en iyi biçimde değerlendireceğiz? Torunlarımızdan ödünç aldığımız bu dünyayı bizden sonraki kuşaklara daha güzel ve daha yaşanabilir halde teslim edebilmek için internetten nasıl yararlanacağız? Üzerinde kafa yoracağımız ve yanıt bulmaya çalışacağımız sorular bunlar olsa gerektir.
KAYNAKLAR
“2020’de İnternet Dünyayı Saracak”, CNN Türk, http://www.ajansbir.com/?Loc=Nor &BaslikID=52 (Erişim: 27.09.2006).
Çelik, P., “İnternet Markaları Geleceğin Liderleri”, http://www.milliyet.com/2005 /02/02/isyasami/ais.html (Erişim: 28.10.2006).
Greenspan, R., “Kullanıcılar İnternetten Vazgeçemiyor”, http://turk.internet.com/ haber/yazigoster.php3?yaziid=10958 (Erişim: 24.09.2004).
“Hayatımızı Değiştiren İnternet Siteleri”, http://www.milliyet.com/2006/08/20/pazar /paz01.html (Erişim: 28.10.2006).
“Herkes için İnternet”, http://www.radikal. com.tr/haber.php?haberno=201736 (Erişim: 16.10.2006).
http://ab2007.dpu.edu.tr/index-8.html, (Erişim: 03.01.2007).
http://kurul.ubak.gov.tr/m01.php (Erişim: 28.10.2006).
http://www.anadilim.org/Makale-K%C3% BClt%C3%BCr-Nedir-18 (Erişim: 09.10.2006).
http://www.smileyworld.com/ (Erişim: 22.12.2006).
“İnternet Enflasyon Sepetine Giriyor” http://www.milliyet.com/2004/12/17/eko nomi/eko01.html (Erişim: 28.10.2006).
İnternet Kurulu ‘Gençlerin İnternet Kullanımı’ Çalıştay Raporu 10 Haziran 2002”, http://www2.internethaftasi.org.tr/ calistay/calistay.doc (Erişim: 30.09.2006).
“İnternetten Film İndirme Hizmeti”, http://www. ajansbir.com/?Loc=Nor& BaslikID=52 (Erişim: 07.09.2006).
Kongar, E., “Kültür ve Bilim İnsanının Sorumluluğu”, http://www.kongar.org/ makaleler/mak_kulb.php (30.09.1996).
Kongar, E., “Küreselleşme, Mikro Milliyetçilik, Çok Kültürlülük, Anayasal Vatandaşlık”, http://www.kongar.org/ makaleler/mak_kum.php (Erişim: 02.01.2007).
Kongar, E., “Yazılı Kültürün Efendisi, Elektronik Kültürün Kölesiyiz”, http:// www.kongar.org/aydinlanma/1996/aydin001.php (Erişim: 02.01.2007).
Kongar, E., http://www.kongar.org/makaleler/ mak_kulb.php (Erişim: 20.12.2006).
Sazak, D., “İnternet ile Yarışmak”, http://www.milliyet.com/2005/10/11/ombudsman/aokur.html (Erişim: 28.10.2006).
Dostları ilə paylaş: |