İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede



Yüklə 3,16 Mb.
səhifə33/44
tarix01.08.2018
ölçüsü3,16 Mb.
#65835
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   44

\



% * jî kt '* ".


h _ - ' *

görüşmeye devam ettiğini, bu tarihten sonra ise Veli KÜÇÜK'ün, oğluna ihtiyaç duyduğu an yanma çağırdığını ve şoförlüğünü yaptırdığını, halen de oğlu Emin Caner YIGİT'in hem Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü, hem de şoförlüğünü yaptığını, şoförlük karşılığında kimden ne kadar maaş aldığım bilmediğini, aralarında güven ilişkisi olduğunu beyan etmesine karşılık,

Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yapmadığını ve bu hususta REİS (Kod) Sedat PEKER adamlarından maaş almadığını beyan etmiş ise de; gerçekte şüphelinin uzun zamandan beri Veli KÜÇÜK'ün yanında olduğu ve kendi adına kayıtlı telefonları Veli KÜÇÜK'ün kullandığı, halen REİS (Kod) Sedat PEKER adamlarıyla alakalı işleri takip ettiği, birçok kişini kendisini "arayıp bizimkiler beraat etmiş Aynen öyle çok şükür gözümüz aydın" şeklinde görüşmelerden Boğaç Kaan MURATHAN adına düzenlenmiş pasaportu evinde bulundurması, beraat eden bu şahsm davasmı takip etmesi, yine bu şahısların talimatlarıyla Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı dönemde örgütten maaşını alması hususları da açıkça irtibatının bulunduğu, bu şüphelinin REİS (Kod) Sedat PEKER ve adamlarıyla şüpheli Veli KÜÇÜK'ün arasındaki irtibatları sağladığının da açıkça ortaya koymuştur.

Şüpheli Emin Caner YİĞIT'in; şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı halde inkar etmesi, Veli KÜÇÜK'ün örgütsel irtibatlarının sekreteryalığmı yapması, halen de Veli KÜÇÜK'ün danışmanlığını yaptığı şirkette çalışmış olması ve ruhsatsız silah ve mermi ile glock marka tabancaya ait boş şarjörü evinde bulundurması, bayrak üzerinde silah olan resmin üzerinde: "ÖLÜM ALLAHIN EMRİ BİZ EMİR KULUYUZ TİT" yazısının bulunduğu, yine bir çok resimde bayrak üzerine dizilmiş silahlar ve mermilerin olduğu resimlerin bu şüpheli de çıkması, aynca telefon görüşmelirinde kendi yaptığı işle alakalı olmayan ve ekonomik durumuna uymayan işlerin takibini yapıp bazı şahıslarla konuşmalarında şifreli konuşmalar yapıp talimat vermesi, hususları göz önüne alındığında,

Şüpheli Emin Caner YİĞİT'in ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu şüpheli Veli KÜÇÜK'ün emrinde görev yapıp, ceza evinde olan REİS (Kod) Sedat PEKER grubuyla Veli KÜÇÜK arasında irtibatları sağladığı anlaşıldığından eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

34-ŞÜPHELİ ÜMİT OĞUZTAN



a)-Emniyet ifadesinde özetle;

1956 yılında İstanbul da doğduğunu, çok küçük yaşta anne ve babasının ölmesi sebebiyle öz halaları tarafından yetiştirdiğildi, bu nedenle ortaokulu yarıda bırakarak Ses ve Hayat dergilerde muhabir olarak çalışmaya başladığını, 3 yıl sonra Çetin EMEÇ' in talebi ile Hafta sonu dergisinde çalışmaya başladığını, 6 yıl sonra da Günaydın gazetesinin sahibi Haldun SIMAVI'nin talebi ile gece muhabiri olarak çalışmaya başladığını, hemde fotoğraf sanatçısı Gültekin ÇİZGEN ile çalıştığını, 2 yıl sonra işlerinin yoğunluğu nedeniyle Günaydın gazetesinden ayrıldığını, 1980 yılında Sivas ve Çanakkale de askerliğini yaptığını, askerden sonra istanbul' da Vizyon Yayın Evi isimli şirketi kurduğunu, 3-3,5 yıl bu şirketi çalıştırdıktan sonra Günaydın ve Tan gazetelerinde genel yayın yönetmenliği yaptığını, bir yıl çalıştıktan sonra bu işinden ayrılıp kitap ve roman yazmaya başladığını, 3 belgesel romanının yayınlandığını, yaklaşık 6-7yıl bu şekilde çalıştığını,

1997-1998 yıllarında Turgut BÜYÜKDAG'm finansörlüğünde STRATEJİ isimli haftalık siyasi aktüel bir derginin yayın yönetmenliğini y^pİTglhJf^&^ay çalıştığını, daha

// -4; ^



sonraki süreçde üç yıl işsiz kaldığını, budönem içersinde çeşitli gazete ve televizyonlarda özel haberler, belgeseller ve hikâyeler yaptığını,

1999-2000 li yıllarda, eski gazeteci arkadaşı Muharrem DEMİR ile birlikte NEFES isimli siyasi, akütel bir dergi çıkarmaya başladıklarını, bu derginin ikinci sayısında derginin yayınevinin kapısına bomba konulduğu için üçüncü sayısını dağıtım şirketinin dağıtmadığını, bu nedenle kapatmak zorunda kaldıklarını, 2001 yılında Muharrem DEMİR ile eski fırları restore edip dürüm tırları haline getirip kiraladıklarını, 2,5 yıl bu işi yaptıklarını,

2003-2004 yıllarından 2007 yılına kadar basın yayın kuruluşlarına parçabaşı haberler yaptığını, 2007 yılında ŞİŞLİ GAZETESİ' nde 8 ay yayın yönetmenliği yaptığını, son olarak istanbul Chanele geçtiğini, buradanda iş ortamından memnun olmadığı için ayrıldığnını, 1990 yıllarında yayınlanan üç kitabının mahkeme kararıyla imha edildiğini, bu üç davadan müstehcen neşriyat suçu nedeniyle ağır para cezası aldığını, parayı ailesinin yatırmasından sonra aranmasının ortadan kalktığını, 1972 ve 1989 yıllarında iki evlilik yaptığını, birer yıl evli kaldıktan ayrıldığını,

0533 272 72 96 - O 533 271 72 96 numaralı telefonların kendi adına kayıtlı olup, yaklaşık 5 yıldır kullandığını, O 536 646 33 34 numaralı açık hat tabir edilen telefonunu da yaklaşık olarak 4 yıldır kullandığını, herhangi bir gelirinin olmadığnıı, birikimleri ile geçimini sürdürdüğünü, herhangi bir menkul ya da gayri menkulünün olmadığını,

Veli KÜÇUK'ü hiç tanımadığını, ancak kendisini basından tanıdığını, herhangi bir ilişkisinin olmadığını,

Güler KOMURCU'yü basın sektöründe çalışması sebebiyle ismen tanıdığını, tanışıklığının olmadığını, ilişkisinin de olmadığını,

Ali YASAK'ı yahtığı bir haber nedeniyle gıyabında tanıdığnı, bir ilişkisinin olmadığını,

Kemal KERÇSIZ'i gazeteci arkadaşı Yüksel MUTLU vesilesi ile iki yıl önce karşılaştığını, herhangi bir diyoloğunun olmadığını, Yüksel'in röportajı sırasında yanında bulunduğunu,

Kendisine sorulan diğer şahısları tanımadığını,

ERGENEKON veya LOBİ adı ile bilinen illegal örgütlenme hakkında tüm bildiklerini anlatması istendiğinde, Ergenekon ismini, Erol MÜTERCİMLER' in yapmış olduğu araştırmalar neticesinde yayınladığı kitabında, söyleşilerinde, televizyon ve gazetelerde 1997 yıllarında dile getirmesi ile duyduğunu, o tarihe kadar ERGENEKON ve LOBİ gibi oluşumlardan haberinin olmadığını, aynı dönemde SUSURLUK kazası olarak bilinen olay meydana geldiği için, bütün gazeteciler gibi bu konu ile ilgili haberler yaptığını, o dönemde yayın yönetmeni olduğu NEFES DERGİSİ'nde konu ile ilgili haberler yayınladıklarını,

Geçmişinizde ERGENEKON örgütünün varlığı hakkında bir takım çalışmalar yapıp TBMM araştırma komisyonuna sunduğu tespit edilen;

*Ülkemizde böyle bir örgütün varolduğunu düşünmesine neden olan olayların neler olduğu, ERGENEKON isimli bir örgütünün varlığından somut olarak ne zaman ve ne kimler sayesinde emin oldunu, TBMM komisyonuna sunduğu örgüt ile ilgili bu bilgileri ne şekilde ve kimlerden temin ettiği ve ERGENEKON yapılanması hakkında bu güne kadar eline hiç belge geçip geçmediği, geçti is^«&HS«^ne şekilde temin ettiği sorulduğunda; Bir gazeteci olarak NATO ya bağlı/Jifkelerd&jS£^YO yapılanmasının

Z



2.


deşifre olmasını Avrupa basınından takip ettiklerini, meydana gelen bu kaza Türkiye'de de böyle bir yapılanma olabileceği izlenimi uyandırdığı için kendisinin o dönem TBMM de kurulan Araştırma Komisyonuna bir rapor sunduğunu,

Erol MÜTERCİMLER in konu ile ilgili beyanlarını ve yayınlarını kaynak alarak hazırladığı raporda Türkiye deki GLADYO benzeri yapılanmanın ERGENEKON adı altında olabileceğini düşündüğünü, ERGENEKON ismini Erol MÜTERCİMLER in kitaplarından ve söylemlerinden tespit ettiğini, Erol MÜTERCİMLER' in eserlerinde kaynak olarak emekli bir generalin adını verdiğini, kaynağa göre ERGENEKON' un ordu içerisinde, silahlı kuvvetler içerisinde GİZLİ BİR GRUP, GİZLİ BİR CUNTA OLDUĞUNU iddia ettiğini, daha sonraki yıllarda öğrendiği kadarıyla söz konusu cunta grubunun kurucusunun Necabettin ERGENEKON isimli bir subay olduğunu öğrendiğini, bu bilgileri derleyerek SUSURLUK komisyonuna gönderdiğini, susurluk kazası öncesinde sıkça yaşanan faili meçhul cinayetlerin böyle bir oluşum tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine işaret ettiğini, konunun üzerine gidilmesi gerektiğini belirttiğini,

O dönem Erol MÜTERCİMLER, Can DÜNDAR, kendi kitaplarından ve diğer basın yayın organları aracılığı ile ERGENEKON'un telaffuz edilmeye başlanıldıktan kısa bir süre sonra hiç ismi geçmeyen JITEM isimli bir oluşumun tüm medyada kamuoyuna sunulmaya başlandığını, Nefes Dergisinde de bu konuya değindiğini, derginin bu yayınından sonra, dergi binasının kapısında bir ses bombası patladığını, dağıtıcı fırmanında hiçbir gerekçe göstermeden dergiyi dağıtamayacağını söylediğini, JITEM ismi ortaya atıldıktan sonra kamuoyunda ve araştırma komisyonunda ERGENEKON'un unutulduğunu, aynı dönemlerde Cem ERSEVER'in öldürüldüğünü, bu şekilde gündemin dağıldığını, olayların sorumlusu olarak JITEM gösterilmeye başlandığını, JİTEM kavramının ERGENEKON'un unutturlması için o dönemde sıkça dile getirildiğini, her olayda sorumlu olarak gösterilmeye çalışıldığını düşündüğünü, komisyona sunduğu raporda ERGENEKON ismini kullandığını, bu örgütün varlığına ilişkin Erol MÜTERCİMLER' in bilgi ve yayınları dışında herhangi bir kaynağı olmadığını, 2001 yılına kadar da böyle bir örgütün varlığına dair eline bir belge geçmediğini, ERGENEKON örgütü ile ilgili herhangi bir isim duymadığını, örgütün gerçekleştirdiği somut bir eylem ispat edemediğini, şu anda da edemeyeceğini,

Susurluk Komisyonu ve aynı dönemde kurulan Uğur MUMCU komisyonuna sunduğu raporlardan sonra mesleki kariyerinde dikkat çekici bir duraklama ve düşüş başladığını, şöyle ki o döneme kadar yayınladığı tüm kitaplar, bütün basın yayın organlarında manşet olurken, kitapları her yayın evinde basılırken bu olaylardan sonra kitapları yayınlanmamaya, dergilerinin dağıtılmamaya başladığını, işsizlik nedeniyle yayın evi kurmak zorunda kaldığını, aynı konu ile ilgili olarak haber yapan gazetecilerinde akıbetinin kendisiyle aynı olduğunu, o dönemde ciddi mevkilerde bulunan Türkiye de ki Gladyo-Derin Devlet-Faili Meçhul Cinayetler konusuna değinen meslektaşlarının çoğunun işsiz olduklarını, Türkiye de ki basın yayın organlarının çoğunun ERGENEKON ve diğer gizli devlet veya resmi birimlerin etkisi altında kaldığını herkesin görebileceğini,

Uğur MUMCU suikasti ve susurluk kazası ile ERGENEKON örgütü arasında ne tür bir bağlantı olduğu, bu sonuca nasıl ulaştığının açıklaması istendiğinde; NATO ülkelerindeki Gladyo yapılanmasının deşifresinden sonra ülkedeki meydana gelen faili meçhul cinayetleri incelediğinde oluş biçimi açısından ERGENEKON tarzı bir örgütün eylemi olabileceğini değerlendirdiğini, ancak yaptığı çalışmalara rağmen buna dair somut bir kanıt bulamadığını, zaten bu dönemden sonra basın sektöründe iş bulmakta bile güçlük çekmeye başladığını,

Tuncay GUNEY'i tanıyıp tanımadığı, tanıyojs^e ne ^S^şndan beri tanıdığı, aralarındaki ilişkin detaylarını açıklaması istendiğmde; Tuncefy fiUNEY'i 1998-1999



yıllarında Strateji dergisini yayınladığı sırada tanıdığını, o dönem derginin muhabir aradığını, Akşam Gazetesinde çalışan Alev ÇUKURKAVAKLI arkadaşının Tuncay GÜNEY' in muhabir olduğunu ve boşta olduğunu söyleyerek kendisi hakkında olumlu referans verdiğini, bunun üzerine Tuncay ile yaptığı görüşme sonrasında işe aldığını, dergi siyasi ve aktüel bir dergi olduğu için Tunay 'in görevi gereği siyasi ve aktüel haberler getirdiğini, bir muhabire göre iyi haberler getirdiğini, Tuncay da dikkatini çeken şeyin tüm kamuoyu tarafından bilinen ve sıkça adından bahsedilen Veli KÜÇÜK ile çok rahat iletişim kurması olduğunu, istediği zaman Veli KÜÇÜK' ü arayıp sohbet ettiğini, soru sorabildiğim, Veli KÜÇÜK dışında herhangi bir resmi şahısla sohbetini veya ilişkisini görmediğini, Tuncay' in o dönem getirdiği haberlerin herkesin elde edemeyeceği, önemli ve haber değeri olan bilgiler olduğunu, kendisine bu bilgilerin kaynağını sorduğunda, çoğunlukla Veli KÜÇÜK' ü haber kaynağı olarak gösterdiğini, o dönem de Veli KÜÇÜK'ün popüler bir isim olduğunu, Tuncay la sık sık görüştüğü için birçok gazeteci gibi kendisinde tanışmak istediğini, tanıştırması için Tuncay' a iki kez ricada bulunduğunu, fakat olumlu bir dönüş olmayınca şahsın tanışmak istemediğini düşündüğünü, bir daha teklif de etmediğini, bu nedenle Veli KÜÇÜK ile tanışmadığını,

Ancak Tuncay' in bazı gazetecileri Veli KÜÇÜK ile tanıştırdığını bildiğini, hatta o dönem gazetecilerin Veli KÜÇÜK' e ulaşmak için Tuncay GÜNEY' i aracı yapmaya çalıştıklarını, bildiği kadarıyla Nokta Dergisinin Genel yayın yönetmeni olan Ayşe ON AL 'in Tuncay aracılığı ile Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Veli KÜÇÜK' ü tanıyan tüm gazetecilerin Tuncay vesilesi ile tanıştığını düşündüğünü, Tuncay GÜNEY ile dergi kapanana kadar yani 8 ay kadar birlikte çalıştıklarını, maddi nedenlerden dolayı dergi kapanınca Tuncay ile yollarının ayrıldığını, o dönem kendisinin bir süre işsiz kaldığını, daha sonra nerelerde çalıştığını bilmediğini,

2001 yılına kadar Tuncay GÜNEY ile hal hatır dışında görüşmediklerini, 2001 yılında Tuncay GUNEY'in Beyoğlu 'nda 3 katlı bir bina aldığını, burayı haber ajansı olarak kullanacağını söylediğini, bu binanın bir katını düşük bir kiraya kendisine verebileceğini söylediğini, kendisinin de binanın bir katını ofis olarak kiraladığını, yaklaşık 3 ay kadar bu binada çalıştıktan sonra Tuncay 'in sahte plaka ile araç satmak suçundan Polis tarafından yakalandığını, kendisi ile aynı binada çalışıyor olması nedeniyle durumunu merak ettiği için bir gün sonra gözaltında bulunduğu Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne gittiğini, ancak buraya geldiğinde görevli memurların kendisini de gözaltına aldıklarını, öğrendiği kadarıyla Tuncay 'in sahte plaka tanzim ettiğini, bir otoyu satmaya çalışırken kendisini de polis olarak tanıttığından yakalandığını, ifadesi sırasında oto karşısında aldığı paranın 500 milyonunu kendisine verdiğini söylediğinden gözaltına alındığını,

G


Sf

vi:.*\y
özaltında iken Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildiklerini, Tuncay' in neden bu tür bir iddiada bulunduğunu bilmediğini, yakalandığım sırada isnat edilen suçu öğrendiğinde suçlamayı kabul etmediğini, Tuncay ile yüzleştirildiğini, Tuncay' a tekrar sorulduğunda 500 milyonu kendisine verdiğini iddia ettiğini, Tuncay' a neden böyle bir şey yaptığını sorduğunda, herhangi bir cevap vermediğini, Mahkemeye sevk edildiklerinde Tuncay samimi ikrarda bulunarak kendisinin alakası olmadığını söylediğinde serbest kaldığını, Tuncay'a neden bu tür iddialarda bulunduğunu sorduğunda ağlayarak ""bana çok baskı yapıldı, böyle ifade vermek zorunda kaldım" dediğini, o sırada cezaevine teslim edileceği için konuşma fırsatı bulamadığını, gözaltında kaldığı sırada İSTİHBARATÇILARIN Tuncay' in konu ile ilgili ifadesini aldıklarını görevli polisler konuşurken duyduğunu, polisin daha sonra ifade aldığını, Tuncay'ın bu konudan tutuklandığını, olaydan sonra Tuncay ile ne yüz yüze ne de telefsmlasjğprüşmediğini, Amerika da olduğunu duyduğunu, ancak tam emin olmadığını, ^^


Tuncay GÜNEY ile tanışma tarihinden ERGENEKON yapılanması ile ilgili olarak TBMM komisyonuna sunduğu çalışmalardan sonra olduğu, Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK'e yakınlığı ve Veli KÜÇÜK admm ERGENEKON oluşumu ile birlikte anıldığı düşünüldüğünde tanışmalarının ve birlikte çalışmalarının tesadüf olamayacağı değerlendirildiği, bu nedenle Tuncay GÜNEY ile tanışmaları ve birlikte çalışmaya başlamaları kimlerin vesile olduğu sorulduğunda; şu an düşünüp geriye baktığında Tuncay ile tanışmalarının bir tesadüf olmadığına inandığını, Tuncay GÜNEY' in bir dönem rahatsız ettiği ve varlıklarını deşifre etmeye çalıştığı ERGENEKON isimli illegal yapılanmanın bir üyesi olduğunu düşündüğünü, bu yapılanmanın Tuncay'ı bilerek kendisiyle tanıştırdığını, birlikte çalıştırdığını düşündüğünü, ilerleyen zamanda gözaltına alınmasına neden olan olayın da önceden tasarlandığını düşündüğünü, mesleki kariyerine bakıldığı zaman ne kendisinin ne de herhangi bir gazetecinin böyle bir hata ve risk almayacağını düşündüğünü, Tuncay ile tanıştıran Alev'in bu örgütle bir ilgisinin olduğunu sanmadığını, Tuncay'ın Alev ÇUKURKAVAKLI ile bir dönem çalıştığı için Alev ile tanıştığını, bu şahsı kullanarak kendisiyle tanıştırıldığını düşündüğünü,

Bu güne kadar ERGENEKON örgütü adına Veli KÜÇÜK yada başka şahısların talimatı ile haber yapıp yapmadığı, makale yada kitap yazıp yazmadığı, bunun için kimlerden, ne şekilde talimat aldığı sorulduğunda; kesinlikle bu güne kadar hiç kimsenin talimatı ile yazı yazmadığını, haber yapmadığını, haber yaparken muhabirlerin hazırladığı tüm haberleri inceleyerek yayınlandığını, maksatlı bir haber yayınladığını düşünmediğini,

Tuncay GÜNEY yakalandığı sırada evinde yapılan aramada çıkan LOBİ isimli belgelerin Bilecik'te yapılan LOBİ, ERGENEKON plan ve projeleri olduğunu, bu belgelerin ERGENEKON örgütünün yeniden yapılanmasının bir tasarımı olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in "yeniden yapılanma" adlı bir teorisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün onu genişleterek tasarı haline getirdiğini, bu kapsamda LOBİ çalışmalarını, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK, Adnan AKFIRAT ve kendisinin katıldığı bir ekibin yaptığını, son şeklini ise Veli KÜÇÜK'ün verdiğini belirtmiştir.

Doğu PERİNÇEK'i tanıyıp tanımadığı, bu şahsın yeniden yapılanma teorisi hakkında tüm bildiklerini, Adnan AKFIRAT'ı tanıyıp tanımadığı, Doğu PERİNÇEK ve Adnan AKFIRAT ile aralarında ne tür bir ilişki bulunduğu, bu şahıslarla birlikte yapılan tüp çalışmaları açıklaması ve iddia edilen konu hakkında ifadesini vermesi istendiğinde; Doğu PERİNÇEK'i mesleği gereği tanıdığını, ancak şahısla bir diyalogu, sohbeti ve herhangi bir ilişkisinin olmadığını, kendisinin bir paneline gittiğini hatırladığını, ama hiçbir ortak çalışmalarının olmadığını,

Adnan AKFIRAT'ın gazeteci olduğunu, basın toplantılarında karşılaştıklarını, ancak hiçbir diyalogu ve ilişkisinin olmadığını,

Doğu PERİNÇEK' in de böyle illegal bir şey yaptığını sanmadığını, kendisinin iyi bir hukukçu olduğunu, mesleki kariyeri bu şekilde riske atacağını sanmadığını,

iddiayı kabul etmediğini, hiç kimsenin talimatı ile herhangi bir çalışma plan proje yapmadığını,

ERGENEKON örgütünün gerçekleştirdiğini düşündüğü eylemler



sorulduğunda; bu şekilde bir tahminde bulunmasının şu an doğru olmadığını, çünkü emin
olduğu herhangi bir olayın olmadığını, .-s**»*030»**^

TUNCAY GÜNEY'in 2001 yılında alman ifadesinde; Mehmet Ali BİRAND'm Susurlukla ilgili haber yapması üzerine, Veli KÜÇÜK'ün bu şahsa haber göndererek, kendileri ve Mehmet EYMÜR le ilgili haberleri kesmesini istediğini, bunun içinde Ümit OĞUZTAN'dan aldıkları Ömer KARACAN'm travestilerle çekilmiş fotoğraflarını kullandıklarını, Mehmet Ali BİRAND'm Ömer'in babasıyla çekilmiş fotoğraflarının olduğunu ifade etmiştir. Bunun üzerinde; Ömer KARACAN'ı tanıyıp tanımadığı, Veli KÜÇÜK ya da başka bir şahsa Ömer KARACAN'm uygunsuz fotoğraflarını verip vermediği, bu fotoğrafları ne şekilde temin etti ve kimlere, ne amaçla verdiği sorulduğunda; Ömer KARACAN'ı tanımadığını, Milliyet Gazetesinin varislerinden biri olduğunu bildiğini, şahsın travestlilerle çekilmiş fotoğrafları şahsın yanında çalışan hizmetçisi tarafından ele geçirilmiş ve bir şekilde o dönem çalıştığı Nefes Dergisinin sahibine ulaştırıldığını, haber değeri olduğunu düşündüğü için bu fotoğrafları dergide yayınlayarak bir sayıda haber yaptığını,



Fotoğrafları kullanarak kimseye şantaj yapıldığını bilmediğini, böyle bir olay duymadığını, böyle bir şeye de ihtimal de verilemeyeceğini, çünkü o dönem Tuncay GÜNEY'in kendilerini tanımadığını, fotoğrafları da görme şansı olamayacağını,

Tuncay GÜNEY'in alınan ifadesinin devamında, Cumhurbaşkanları ve adaylarıyla ilgili yapılan çalışmalar konusunda, Ümit OGUZTAN'ın katkılarıyla bir çalışma yapıldığını ifade etmiştir. Veli KÜÇÜK ve ERGENEKON oluşumu için cumhurbaşkanlığı adayları hakkında herhangi bir çalışma yapıp yapmadığı, bunu ne amaçla yaptığı sorulduğunda; mesleki kariyeri boyunca hiçbir Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yada sonrası kendisinin böyle bir çalışması olmadığını, ayrıca hiçbir şahıs yada gurubun talimatı ile herhangi bir çalışma yapmadığını,



ifadesinin başında ERGENEKON konusuna değindikten sonra mesleki kariyerinin hızlı bir düşüş başladığını belirttiğini, Tuncay' in iddialarına bakıldığında neden mesleki kariyerinde düştüğünü ve kendisi gibi haber yapan diğer meslektaşlarının da neler yaşamış olabileceğini tahmin edilebileceğini, gazeteci meslektaşlarına çalışmaları nedeni ile zaman zaman uygulanan andıçlamalar buradaki iddialar göz önüne alındığında sistemin nasıl işlediğinin anlaşılabildiğini, kendisine göre söylenen ve isnat edilen asılsız suçlamalar ERGENEKON örgütün yıpratma politikalarından açık örneğini teşkil ettiğini,

Ümit OĞUZTAN' m 2001 yılında alman ifadesinde, "Tuncay GÜNEY'in iş adamları ile Kuzey Irak'a giderek Barzani ve Talabani ile görüşmeler yapacağını, kendisinde iş adamları ile birlikte Kuzey Irak'a gideceğini söylediğini, 15 gün sonra şahsın geri geldiğinde kendisine Veli KÜÇÜK'ün görüşmelerde bazı yardımları olduğunu söylediğini" belirttiğinin tespit edildiği, Veli KÜÇÜK'ün Kuzey Irakta bulunan yönetimlerle, Talabani ve Barzani ile ne tür ilişkileri olduğu ve konu ile ilgili bildiklerini detayları ile anlatması istendiğinde; o tarihte vermiş olduğum ifadelerde de belirttiği gibi söylediği şeyler Tuncay' in kendisine aktardığı şeyler olduğunu, Tuncay'ın akşam gazetesinde çalıştığı dönemde görev gereği Kuzey Irak' a gidip geldiğini anlattığını, sohbetlerinden birinde böyle bir konuya değindiğini, ancak Veli KÜÇÜK' ün Kuzey Irak daki bağlantıları hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Tuncay' in anlattığı bu konu, yani kuzey Irak ta bazı görüşmeler yapması için Veli KÜÇÜK ten yardım aldığı konusu doğru olabileceğini, Tuncay ile giden diğer gazetecilerde aynı doğrultuda şeyleri anlattıklarını,

Kuvayı Milliye Derneği ile bir ilişkisinin olup olmadığı, Derneğin kurucusu ve yöneticilerinden kimleri tanıdığı, bu derneğin faaliyetlerinin neler olduğu sorulduğunda; Kuvvayi Milliye Derneği hakkında basından dju^d^m^dışında herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu dernekle herhangi bir ilişldsipm^olmâll^mş, derneğin yemin törenleri ile ilgili olarak gündemde olduğu dönemde İstanbul chjmgljelşvHztyonun da bir iki

ıw7o m&r

haber yaptığını, bu haberlerde de derneğin yemin törenini eleştirdiğini, bu noktada dernekle hiçbir ortak yönünün olamayacağını, hatta kendisini sevmediklerini bile söyleyebileceğini,

Şişli ilçesi Meşrutiyet Mahallesi Akkirman 3.çıkmazı köşe apartmanı No: 1/4 sayılı ikamette yapılan aramada;

(650) adet müstehcen içerikli diapozitif film negatifi,

(26) adet bilgisayar disketi,

(6) adet cd,

(84) adet ses kaseti,

(25) adet video kaseti,

(1) hp marka cnu5310y7qseri nolu diz üstü bilgisayar bulunarak el konulduğu, söz konsu müstehcen görüntülerin kime ait olduğu, mesleğiyle ilgili bu tür görüntüleri kullanıldığı bir çalışmasının olup olmadığı ve ele geçirilen bilgisayar, disket, cd, ses ve video kasetlerinde ne tür kayıtlar bulunduğu sorulduğunda; Söz konusu (650) adet görüntülerin kime ait olduğunu bilmediğini, televizyonda çalıştığı dönemde porno CD baskınları ile ilgili yapılan haberler sırasında muhabirlerin görevlilerinin bilgisi dahilinde aldığı doküman niyeti ile kullanılan şeyler olduğunu, konu ile ilgili haber yapılacağı zaman bu negatiflere ihtiyaç duyulduğunu, mozaiklenip kullanıldığını, televizyonda çalıştığı dönemden kaldığını,



26 adet disketlerin içeriğinde ne olduğunu hatırlamadığını, tahminine göre boş olduklarını zannettiğini,

6 adet CD içerisinde ise yapmış olduğu roman ve kitap çalışmaları ile ilgili metinlerin kaydedildiği CD ler olabileceğini,

84 adet ses kasetinde ise yapılan röportajların kaydedildiği kasetler olduğunu, konu ile ilgili yazı çıktıktan sonra şahsın "ben böyle bir şey söylemedim " diyebildiğini, bu nedenle yaptığı röportajların kayıtlarını sakladığını,

25 adet video kasetlerin ise müzik küpleri ve belgeseller olduğunu hatırladığını, katıldığı televizyon programlarının kayıtlı olduğu kasetlerde olabileceğini,

Yapılan aramalar sonucunda ele geçirilen toplam 8 sayfadan oluşan belge


incelendiğinde; Dursun ÇINAR kod adı: ÇARLİ, Ramazan AKDOĞAN kod adı:
HANİFİ, Ali TAŞKIN, Mehmet YAŞAR kod adı: MUSTAFA, Adülhakim ETE,
Muzaffer TAHTA kod adı: FIRAT, Yusuf YILMAZ kod adı: POLİSTE Yakup YİĞİT
İstanbul da İbrahim Hoca - PKK da Heybet, Tacim DAŞ, Cihangir SANAL kod
adı:HIDIR, Hikmet KARA, Kasım ÖZDEMİR kod adı: FEYZİ, Cengiz POLAT kod
adı: MEVLÜT, Vecdi ELİTAŞ kod adı : CİMŞİT, Bekir ÇAYPINAR kod adı :HAYRİ,
Vakkas ÇAYPINAR kod adı :MEHMET EMİN, Fevzi AÇIKGÖZ kod adı :HALİL,
Bayram KOÇ, Mehmet DAĞADEVİREN, Mazlum DENİZ, Mehmet GÜLERYÜZ kod
adı:HOCA, Toros, Halit AKYÜZ isimlerinin yazlı olduğu, bu şahıslar hakkında detaylı
bilgilerin verildiği, adı geçen bu şahısların örgütlere sızarak ajanlık yaptığı, kaç yılında
ajanlığa başladıkları ve nerelere gittikleri vs. belirtildiği görülmüştür. Yukarıda isimleri
yazık şahısların kim oldukları, bu şahısların neden bir kod adı olduğu, bu bilgilere nasıl
ulaştığı, bu şahısların isimlerinin kayıtlarının tutulmasının sebebinin ne olduğu, bu
bilgiler kimin talimatıyla ne amaçla ve hangi kaynaktan temin^edüdiği ve bu bilgileri
neden muhafaza ettiği sorulduğunda; J^T « ^>\




1098

&2*


sorulan belgenin STRATEJİ isimli dergide çalıştığı dönemden kalan bir belge olduğunu, belgede isimleri geçen isimlerin muhtemelen o dönem yapmış olduğu bir çalışma nedeni ile almış olduğu notlar olduğunu, ancak şu an bu isimlerinin hiç birini hatırlayamadığını, aradan yaklaşık 10 yıl gibi bir zaman geçtiğini, evde çok fazla doküman olduğu için dikkatini çekmediğini, normalde atılması gereken gereksiz bir belge olduğunu,

Ele geçen belgeler içerisinde; Abdullah ÇATLI, Behçet CANTÜRK ve Ahmet Cem ERSEVER isimli şahısların isimlerinin bir şemaya bağlı olarak bulunduğu belgelerin bulunduğu, bu belgenin ne amaçla ve kimin talimatı ile tanzim edildiğini sorulduğunda; dergi zamanından kalan bir belge olduğunu, muhtemelen muhabirlerin mahkemelerden yada belirli kaynaklardan temin edip yayınlanması için getirdiği şeyler olduğunu, Behçet CANTÜRK ile ilgili olarak şemayı "Elçiye Zeval Olmaz " kitabında yayınladığını bildiğini, diğer şahıslarda dergilerin bir sayısında yayınladığını hatırladığını, bunların gizli belgeler olmadığını, herhangi bir şahıs tarafından istenen belgeler olmadığını, her adliye muhabirinin talep etmesi durumunda ilgili mahkemeden alabileceği belgeler olduğunu,

Ele geçirilen dokümanlardan bir kısmında; Tolga Şakir ATİK, Ömer Lütfü TOPAL, Sedat DEMİR, Nurullah Tevfik AĞANSOY, Medet SERHAT, Adnan YILDIRIM, Hacı KARAY, Savaş BULDAN, Yusuf EKİNCİ, Behçet CANTÜRK, Lazem (lazim) ESMAEİLİ, Asker (asko) SİMİTKO, Neval BOZ, Mustafa DENİZ, Hüseyin DUMAN, Ahmet Cem ERSEVER (AHMET AYDIN KOD), Ali YASAK (drej Ali), Ayvaz GÖKDEMİR, Alaattin ÇAKICI, Haluk KIRCI, Abdurrahman BUĞDAY, Mehmet AĞAR, Sedat Edip BUCAK, Abdullah ÇATLI, nm ayrıntılı bir biçimde bilgisi ve hangi suçları işledikleri ayrıntılı bir biçimde yazılmış bulunan belgeler ile ilgili, isimleri yazılı şahısların kimler olduğu, bu şahıslara ait bilgilerin tutulmasının sebebinin ne olduğu, bu bilgileri kimin talimatıyla, ne amaçla ve hangi kaynaktan temin ettiği, ve bu bilgileri neden muhafaza ettiği sorulduğunda; dergi zamanında yaptığı bir haberle ilgili olarak elde ettiği bilgiler olduğunu, bilgilerin bütün gazetelerde yayınlandığını, temin edilmesi için özel bir çaba sarf edilmediğini, Çalıştığı dergide de yayınlandığı için evinde bulunmuş olması gayet normal olduğunu,

Çok gizli ibaresi bulunan giriş 16 sayfadan oluşan ve içeriğinde susurluk davasının anlatıldığı, kaza sonrasında olay yerinde bulunanların, davada adı geçenlerin birbirleriyle olan ilişkileri, davanın değerlendirilmesinin yapıldığı belgeler ile ilgili, bu belgenin düzenlenme amacının ne olduğu, belgediki bu bilgilerin kimin talimatı ile ne amaçla ve hangi kaynaktan yararlanarak düzünlendiği veya temin edildiği sorulduğunda; böyle bir belgenin varlığından haberinin olduğunu, susurluk olayı ile ilgili olarak dergide yayınlayacağı haberlerle ilgili olarak muhabirler tarafından temin edilen bilgiler olduğunu, bu belgenin çok gizli ibaresinin resmi olduğunu düşünmediğini, çok gizli ibaresi grafik olarak konulmuş olduğunu,



Bu belgeleri kesinlikle tarafından tanzim edilmiş belgeler olmadığını, dergi döneminden kalan muhabirler tarafından derlenen dokümanlar olduğunu,

Sol üst köşesinde yeniden dergisi yazılı olan ve başlığında "ERGENEKON" diye bir örgüt başlığıyla başlayan, toplam 4 sayfadan oluşan ve sayfaların arkasında konuyla alakalı olmayan çeşitli gazete haberlerinin bulunduğu belgeler ile ilgili,

ERGENEKON ile ilgili bu belgelerin kendisinde bulunmasının sebebi ve bu belgeleri kimin talimatı ile ne amaçla ve hangi kaynaktan yararlanarak düzenlendiği ya da temin edildiği sorulduğunda; yeniden dergisi isimli bir ytgunm^fotokopisi olduğunu, ERGENEKON ile ilgili bir haber olması nedeni ile dikkatim çek^ği^in alıp sakladığını,

a

kendisinin tanzim ettiği bir belge olmadığını, piyasada bulunan bir dergi olduğunu, gazete haberlerinin ne olduğunu bilmediğini,

b)Savcılık ifadesinde;

Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm 26.01.2008 tarihli savcılık ifadesinde özetle;

Tuncay GÜNEY'i 1998-1999 yıllarında çıkan dergiden dolayı tanıdığını, istediği zaman Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü bildiğini, dergi kapanınca ayrıldıklarını, Tuncay GÜNEY ile tanışmasından önce Susurluk olayı ile ilgili olarak Sususluk Olayını Araştırma Komisyonuna ifade verdiğini, bu ifadesinde Ergenekon yapılanmasından bahsettiğini ve komisyona söz konusu yapılanmanın Türkiye'de faili meçhul cinayetler işlediği kanaatinde olduğu yönünde ayrıntılı bir rapor sunduğunu, bu raporu daha sonra Nefes isimli dergide de yayınladığını, raporun dergide yayınlanmasından 1-2 gün sonra derginin önünde ses bombası patladığını, kendisinin bir daha bu konu ile ilgilenmediğini, dağıtım şirketinin derginin bir sonraki sayısını dağlamayacağını söylediğini, dergiyi kapatmak zorunda kaldıklarını,

Kendisinin Ergenekon Yapılanmasını fark ettikten sonra Tuncay GUNEY'in elinde LOBİ belgesini gördüğünü, belgenin kendisinin susurluk komisyonuna verdiği raporla ilgili olduğunu anladığını, bir suretini aldığını, bundan bir hafta sonra Tuncay GUNEY'in dolandırıcılık suçundan tutuklandığını, adını verdiği için kendisinin de aynı dosyada yargılandığını, Tuncay GUNEY'in Kanada' da olduğu için ifadesi alınamadığını, bu nedenle davanın bitir elemediğini, kendisinden Özel Kuvvetler Komutanlığı antetli belge çıkmadığını, ERGENEKON yapılanması içinde yer almadığını beyan etmiştir.

Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm 06.02.2008 tarihli C.savcılığı ek ifadesinde özetle;

Daha önce önce gözaltına alındığı, 4 günlük gözetim süresi sonunda ifadesine müteakiben serbest bırakıldı, ancak gözaltına alınması ile alakalı olarak alman mahkeme kararma istinaden ikametinde yapılan aramalarda bulunarak el konulan bilgisayar, cd ve disket incelemesinde ERGENEKON yapılanmasının hiyerarşik yapısında mevcut Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL gibi şahıslardan elde edilen aşağıda ayrıntıları belirtilen bir çok örgütsel hiyerarşi içindeki yazışmalara ilişkin belgenin disketlerinde word olarak yazılmış halinin bulunduğu, belgelirinin yazılma tarihlerinin bilgisayarda kayıt tarihleri ile yakınlık arzettiği dosyadaki inceleme tutanaklarından anlaşıldığı, bu belgelerin;

"disket -11" olarak adlandırılan dosya içeriğinde "NBC silahlan üretim analiz" başlıklı yazının, 22 ve 23. sayfalarında, "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan ERGENEKON un dikkatlerine sunulan bu analiz ve öneri çalışmasının amacı, kimyasal ve biyolojik silah üretimine yönelmenin kaçınılmaz gerekliliğine olan inaneımızdır" şeklinde yazıldığı, kimyasal ve biyolojik silah üretmenin Türkiye açısından gerekliliğinin vurgulandığı, raporun ERGENEKON örgütüne sunulmak üzere hazırlandığı anlaşıldığı,

Raporu strateji grubunun hazırladığı, kendisininde daha önceki ifadesinde strateji gurubunda çalıştığını beyan ettiği, belirtilen raporu kendisinin hazırlayıp hazırlamadığı, hazırlamadı ise kimlerle hazırladığı, raporun hazırlanmasındaki amacın ne olduğu, raporun ERGENEKON örgütünden kimlere sunulduğu,

"disket -13" olarak adlandırılan dosya içeriğinde "TV analiz raporu , "USIAD Ulusal iş adanılan derneği" ibareli belgelerin özellikler kısmına bakıldığında, yazan olarak kendisinin isminin geçtiği,

"disket -14" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "2 sayfadan oluşan fareler ve insanlar, 3 sayfadan oluşan gelecekler hepimizi yok edecekler" ibareli belgeler den oluşan yazılar,

"disket -16" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "3 sayfadan oluşan ajan sanatçılar, 21 sayfadan oluşan armegeddon, 76 sayfadan oluşan masonik bilderberg çetesi" ibareli belgeler den oluşan yazılar,

"disket -19" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "5 sayfadan oluşan güvenlik, 3 sayfadan oluşan güvenlik şirketi" ibareli dokümanlardan oluşan yazı,

"disket -20" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "kurt hareketinin tasfiyesi" ibareli


129 sayfadan oluşan yazı, ve örgütsel içerikli diğer dokümanlar ile

"disket -26" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "biyografi" ibareli 66 ayrı belgede, Semdin SAKIK, Lütfullah KAYALAR, Mehmet EYMÜR, Mehmet KENGERLİ, Necbettin ERBAKAN, Nesim MALKİ, Seda SAYAN, Sedat PEKER, Sedat Edip BUCAK, Süleyman DEMİREL, Seren SERENGİL gibi şahıslara ait özgeçmiş bilgileri ve şahıslann yaşadığı olaylarla ilgili bilgilerin olduğu sorulduğunda;



Ergenekon örgütü ile bir alakasının olmadığını, evinde yapılan aramada çıkan disketlerdeki fabrikatör, NBC (Nüklüer Biolojik Kimyasal Silahların üretim analizi), bu silahların üretimine gelir elde etmeye yönelik yazı ve Prf. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI suikasti başlıklı yazıları kendisinin yazmadığını, bilgisayarından ve disketlerden çıkmasının mümkün olmadığını,

Kendisinin araştırmacı gezeteci yazar olduğu, aramada evinden disketlerdeki çıkan belgeleri daha önce hiç görmediğini, bu belgeleri VELİ KÜÇÜK' den çıkan belgelerle benzer olup olmadığını bilemediğini, daha önce TUNCAY GÜNEY ile birilkte haklarında dava açıldığını, o dava ile alakalı yapılan aramalar sırasında kendisinden de TUNCAY GÜNEY' den de bazı belgeler alındığını, evindeki bu disketleri muhtemelen TUNCAY GÜNEY' in disketleri olabileceğini, çünkü TUNCAY GÜNEY' in bilgisayarında da benzer belgeler çıktığını,

TUNCAY GÜNEY ile aynı ofisi kullanmadan ötürü bir ilişkisi olduğunu, ancak bu ilişkiden ötürü hakkında da TUNCAY GÜNEY ile birlikte dolandırıcılık suçundan dava açıldığını, bu davada sanık olarak dolandırılcılıktan yargılandığını,

3 klasör halinde olan TUNCAY GÜNEY, ÜMİT BAĞBEK ve ÜMİT OĞUZTAN' m yargılandıklan dosya içerisinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.03.2003 tarihinde şüpheliden yapılan aramalar sonucu ele geçirilen ve daha sonra avukatının talebi üzerine mahkemece şüpheliye iadesine karar verilen belgelerle alakalı 04.07.2003 tarihli tutanakta belirtilen ve kendisine teslim edilen 44 adet bilgisayar disketi, muhtelif bilgisayar ve ses kasetleri, TBMM Susurluk Komisyonu Raporu içerikli siyah renkli klasör, Ergenekon içerikli san renkli klasör, bir adet suikastler içerikli sarı renkli klasör, bir adet araştırma içerikli san renkli klasör, bir adet TCK istihbarat birimleri içerikli san renkli klasör TBMM Susurluk Komisyonu Raporu içerikli siyah renkli klasör, Doküman içerikli san renkli klasör, Ergenekon içerikli san renkli klasör, Bir adet suikastler içerikli san renkli klasör, Bir adet Araştırma içerikli san renkli klasör, Bir adet TCK İstihh^af^rAîinleri içerikli san renkli klasör, ve Strateji isimli 3 adet ansiklopedinin kedisine t^|Örri\edildiği görüldüğü

sorulduğunda; tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu, belirtilen klasörlerin kendisinin medyadan kesip oluşturduğu haber klasörleri olduğunu, halen evinde olduğunu,

Klasörlerin kendi araştırmaları olduğunu, gazetelerden kestiği haberler olduğunu, bu konularda yazılarda yazdığını,

Kendisine gösterilen istihbarat, fabrikatör, gazetenin yapılanması, ulusal medya, NBC silahlar başlıklı rapor yazılarını yazacak kadar kültürlü biri olmadığını, TUNCAY GÜNEY' in bu konudaki anlatımlarını kabul etmediğini, VELİ KÜÇÜK namına bu belgeleri kendi bilgisayarında yazmadığını,

Örgütsel içerikli dokümanlardaki belgeler ile daha önce kendisine mahkemede teslim edilen klasörlerdeki içeriklerin örtüştüğü hususu sorulduğunda; bilgisayarında bu yazılar çıkmış olsa da TUNCAY GUNEY'in de yazmış olabileceğini, ofisindeki yüzlerce klasördeki bilgileri TUNCAY GÜNEY' de kullandığını, kendisindeki dokümanlardan faydalanıp yazmış olabileceğini, ancak kendisinin yazmadığını,



TUNCAY GÜNEY ile kendisi hakkında açılan dolandırıcılık davası devam ettiğini, TUNCAY GUNEY'in yurt dışında olduğundan dolayı bitmediğini,

VELİ KÜÇÜK ile hiç tanışmadığını, daha önce de hiç görüşmediğini,

Belgeleri kabul etmediğini, Ergenekon yapılanmasının içinde de bulunmadığını,

Önceki ifadesinde de bahsettiği gibi VELİ KÜÇÜK kendisi aleyhinde olan bir şahıs olduğunu, ama TUNCAY GÜNEY kendisinin patronu olan TURGUT BÜYÜKDAĞ ' ı VELİ KÜÇÜK ile görüştürdüğünü, ancak kendisini görüştürmediğini,

Mahkemeden kendisinin bu disketlerin kendisine verilmiş ise de kendisinin hiç açıp bakmadığını,

Dosyada mevcut bilişim suçları şube müdürlüğünün inceleme tutanaklarının okunduğu, raporda bütün disketlerinin bir çoğunun 28.07.2003 tarihinde disketlerde oynama, kopyalama ve silmelerine maruz kaldığının teknik olarak görüldüğü, dosyaların yazılım tarihlerinin ve kayıt tarihlerinin 1999-2000-2001 yılları olmasına rağmen şüpheliye mahkemece teslim edildiğinden itibaren dosyalara giriş ve yeni oluşturmalar ile bazı silmelerin yapıldığı, access tabirinin ingilizce de dosya oluşturma createt' in de yeniden yapma manalarına geldiği, savunmasında beyan ettiği aksine dosyaların kendisine teslim edildiği tarihten itibaren hepsinde oynama ve bazılarında da silinme yapıldığına ilişkin belge ve raporlar okunup sorulduğunda; kesinlikle bu disketlerle oynamadığını, içini açıp bakmadığını,

1 Nisan 2001 tarihli 16/715 sayılı Yeni Aydınlık Gazetesinin 5. sayfasında yayınlanan "WASHİNGTONG POST İŞARET VERİYOR, İSTANBUL ORGANİZE SUÇLAR MÜDÜRLÜĞÜ UYGULUYOR" başlıklı yazı içeriğinde ADİL SERDAR SAÇAN' m Süper Nato ile ve Fethullahçılar üe sıkı bağlantıda olduğu, ERGENEKON yapılanması ile alakalı olarak ordu aleyhine beyanlarda bulunmaya zorladığı şeklinde ayrıntılı 2-3 sayfalık yazısı sorulduğunda; O dönem kendisini hiç kimsenin ordu aleyhine ifade vermeye zorlamadığını, hiç bir şekilde bu konu ile alakalı işkence görmediğini, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhinde bulunması için hiç bir teklif yapılmadığını, bu haberin o tarihlerde gözaltına alınıp serbest bırakılmasından sonra TUNCAY GÜNEY' in tutuklu olduğu dönemde çıkmış bir yazı olduğunu, içeriğini gerçeğe uymadığını,

Yukarıda disketlere bakmadığını söylemiş ise de d@kaxxŞgnra ifade sırasında hatırladığına göre, Marko Paşa isimli gazetede bu disketl^n*incefa1piİ£ş,i için çalışanlara

1102

'-/M^t


verdiğini, onların oynama yapmış olabileceğini, bunları boş disket diye verdiğini beyan etmiştir.

c)Aramalarda elde edilen deliller;



Şişli ilçesi Meşrutiyet Mah. Akkirman 3.Çıkmazı Köşe Apartmanı No:l sayılı ikametinde;

(650) adet müstehcen içerikli diapozitif film negatifi,

(26) adet Bilgisayar disketi,

(6) adet CD,

(6) adet Teyp Kaseti,


                  1. adet Video Kaseti,

                  1. adet (2) adet Rox, (1) adet Panasonic, (1) Toshiba marka VHS Video Kaseti,

(7) adet (6)' sı Maxvell marka, (1) adet Betacom SP Büyük Video Kaseti,
(1) adet Sony Marka M729V Seri Nolu ses kayıt cihazı,

(78) adet Ses Kaseti,

(1) HP Marka CNU5310Y7QSeri Nolu diz üstü Bilgisayar,


                  1. adet Kuvayi Milliye dergisi (Eylül-Ekim 2000 Tarihli)

                  1. yapay çiçekler ve Kontrgerilla...- Çetin ALT AN 18.06.2000 tarihli doküman,

(4) sayfa Yeniden Dergisi "Ergenekon diye bir örgüt" ibareli doküman,

Samsung marka 357999/00/457913/4 İMEİ numaralı cep telefonu ve bu telefona takılı vaziyette 0401270547013 seri nolu Sim Kart,

Samsung marka SGHE600 model 351982/00/9792222/1 imei NOLU Cep Telefonu ve bu telefona takılı vaziyette 9911291052307 seri nolu Türkcell Sim Kart,

(8) sayfa Dursun ÇINAR yazısı ile başlayan Halit AKYÜZ ile biten

doküman,

(51) sayfa Abdullah ÇATLI sırasıyla başlayan 34. sayfa numarasında biten doküman bulunarak el konulmuştur.



Yüklə 3,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin