İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede



Yüklə 3,16 Mb.
səhifə40/44
tarix01.08.2018
ölçüsü3,16 Mb.
#65835
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44

;


Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; yurtdışında Mafya, PKK ve DHKP/C örgütlerinin denetimi dışında uyuşturucu işinin dönmesi olanaksızdır" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in örgütün üst düzey sorumlarından Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ ile yakinen görüştükleri, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ'm Beykoz'daki yalısına dahi gelip örgütsel içerikli toplantılar yaptıkları, şüpheli Veli KÜÇÜK'le küçük yaşlardan beri tanıştığını, askerliği konusunda Veli KÜÇÜK'ün kendisine yardımcı olduğu, şüpheli tarafından ERGENEKON adında bir şirket kurulduğu, Tuncay GÜNEY beyanlarında REİS (Kod) Sedat PEKER'in tamamen Veli KÜÇÜK tarafından eğitilip yönlendirildiğini, şüphelilerin tüm suç örgütü liderleriyle irtibatlarının bulunduğu, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile görüşürken çok saygılı davrandığı Veli KÜÇÜK'le görüşürken sürekli "abi" diye hitap ettiği, normalde herkesin Veli KÜÇÜK'e "paşam" diye hitap ederken çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin kendisine "abi" diye hitap ettikleri.

Şüphelinin genç yaşta suç örgütü lideri olması ve genç yaşma rağmen üst düzey askeri görevlerde bulunan şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ'la doğrudan irtibatları, ceza evlerine düşen şahısların maddi olarak finanse edilmesini sağlamaları, Necip HABLEMİTOĞLU cinayetini işlediğini iddia eden başka suçtan tutuklu Durmuş ANUÇİN'in beyanında kendisine REİS (Kod) Sedat PEKER tarafından para gönderilmesi hususları ve ERGENEKON yapılanmasının illegal kişilere ihtiyaç duyup mafya dokümanında belirtildiği gibi mafyanın çökertilmesi yerine MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)'nm karara bağlanması, hususları göz önüne alındığında, mafya dokümanında mafyanın uluslararası kullanılıp, hem istihbarat elde etme hem de örgüte gelir elde etme amaçlarına uygun olarak MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) hususlarına uygun yapılanmada şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in Ergenekon terör örgütüne bağlı olarak ve örgütün talimatlarıyla hareket edip gerektiğinde tetikçi temin etmek, ya da ceza evlerine düşmüş insanlara ceza evinde yardım edip daha sonra bu kişileri örgüte kazandırıp çeşitli suçlan işletmek için örgütün bünyesinde barındırdıkları,

Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile hiçbir hukuki ve siyasi birliktelikleri olmamasına rağmen bir araya gelip örgütsel içerikli toplantılar düzenlemeleri, kendileri şerefli bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde önemli vazifeler yapmış olmalarına rağmen, hem görevde oldukları hem de emekli oldukları dönemde suç örgütü lideri olarak bilinen REİS (Kod) Sedat PEKER'le irtibatları hayatın olağan akışına uygun düşmemekte olup, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bir albayın REİS (Kod) Sedat PEKER birçok defa ceza evine girip yagılanan kişilerle olan ilişkilerinin tamamen ERGENEKON terör örgütü bünyesinde örgütçe alman kararların uygulanmasına yönelik kararlardan kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Şüpheli REİS(kod) Sedat PEKER'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN dokümanlarında bulunan MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) belgesine göre mafyanın yok edilmesi yerine yeniden yapılandırılmasının benimsendiği ve bu çerçevede irtibat kurulan ve yönlendirilen kişiler arasında bulunduğu,

Bu sebeble şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in, ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu ve örgütün illegal kişiler bölümünde tarif edilen MAFİA Yapılanması içerisinde bulunduğu, bu görev gereği kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünü _de-yöne,ttiği, dosyada mevcut telefon görüşmelerinde örgütün tabanındaki kişilere eylerp^y^pılraaş^ karşılığında (Orhan PAMUK'un öldürülmesi vs.) Sedat PEKER'in adamı olacağı çe.za -Q\mde onun


1157




koğuşuna alınacağı lanse edilmek suretiyle de şüphelinin yeraltı dünyasındaki isminin örgütçe bu şekilde kullanılmak suretiyle de suç işlettirilecek kişilere bu şekilde güvence verildiği,

Şüphelinin çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten ceza aldığı ve bu kararın Yargıtayca onandığı, yaptığı eylemleri çıkar amaçlı suç örgütü adı altında aslında ERGENEKON terör örgütünün çıkarları doğrultusunda yaptığı, her ne kadar 4 yıldır tutuklu olduğunu beyan etmişse de hem telefon görüşmeleri hem de halen bazı örgüt üyelerine para göndermeye devam etmesi ve ceza evlerine düşen örgüt üyelerine yardımda bulunması hususlarından da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ile irtibatlarını devam ettirdiği bu haliyle Ergenekon terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından;



Şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemine uyan, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

37- ŞÜPHELİ SEMİH TUFAN GÜLALTAY

a)-Savcılık ifadesinde;

1989 yılında ruhsatsız silah yüzünden 2-3 ay cezaevinde kaldığını, daha sonra 1998 yılında AKIN BİRDAL olayı olarak bilinen olaydan ötürü tutuklandığını, 4,5 yıl ceza yattığını,tahliye olduktan sonra bir dönem Ulusal Birlik Partisi'nin genel başkanlığını yaptığını, ancak daha sonra sabıkası nedeni ile bu partiden ayrılarak Ulusal Birlik Platformu adı altındaki platformu kurduğunu, Bu platformun dernekler kanununa göre oluşturulduğunu, 50'ye yakın dernek tarafından platformun oluşturulduğunu, bu derneklerin başkanlarının almış olduğu karar ile platform olarak birlikte hareket ettiklerini,

Ulusalcı olarak bilinen Kuvva-i Milliye dernekleri türünden derneklerin kendilerine müracaat etttiklerini ancak bunlan üyeliğini kabul etmediğini. KEMAL KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Birliği Derneği adına müracaat ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini, bir çok konuda yazılmış toplam 11 adet kitabı olduğunu,

YEŞİL kod MAHMUT YILDIRIM ile daha önce bir iki kez görüşmüştüğünü, görüştüğü dönemde YEŞİL'in aranan biri olmadığını, şahsı istihbaratçı olaraktanıdığını, Ergenekon soruşturmasında ismi geçen şüphelilerden;

METE YALAZANGİL' i 1984 yılında Tekel' de güreş takımında olduğu dönemden tanıdığını, zaman zaman görüştüklerini, kendisinin tutuklu olduğu dönemde Yozgat ve Kastamonu Cezaevine ziyaretine geldiğini,

MUZAFFER TEKİN'i AKIN BİRDAL olayından dolayı tutuklanan emekli Binbaşı NAMIK OZANSOY isimli arkadaşını cezaevinde ziyarete geldiğinde tanıdığını, NAMIK OZANSOY'un Muzaffer ile devre arkadaşı olduklarını öğrendiğini, MUZAFFER TEKİN ile daha sonra kendisinin cezaevinden çıkmasından sonra geçmiş olsun ziyaretine geldiği zaman görüştüğünü, arada sırada Küçükyalı' daki bürosuna çay içmeye geldiğini,

FİKRİ KARADAĞ' ı da MUZAFFER TEKİN vasıtası ile tanıdığını, MUZAFFER TEKİN ile iş yerine geldiklerini, FİKRİ KARADAĞ' ile sohbetlerinde görünüşte olduğu gibi Türklük anlayışına sahip bir kişi olmadığını, aksine konuşmalarında marksist bir hava olduğu kanaatini edindiğini,

2004 senesinde Ulusal Birlik Partisinin kongresinde genel başkan olduğunu, ancak



















1158

A






siyasi partinin kendisinin başkanlıktan ayrılınca yönetim tarafından fesedildiğini, Bu siyasi partiye genel başkan olduğu zaman MUZAFFER TEKİN ' in de kendisini partiye üye olmak için çağırmamı beklediğini hissettiğini, ancak kendisinin susurluk olayında ismi geçen İBRAHİM ŞAHİN ile yakın arkadaşlığı olduğunu bildiğinden dolayı davet etmediğini, MUZAFFER TEKİN' in UBP (Ulusal Birlik Platformu) ile bir alakası olmadığını, UBP' nin resmi web sitesi ubhareketi.com olduğunu, kendisinin bu platformun kurulmasına önayak olduğunu, Bu platformun aynı isim ile siyasi harekete dönüştürme amacını güttüğünü, Bu konuda platform üyesi dernek başkan ve üyeleri ile fikir bazında tartışmaları olduğunu, Herkes aynı görüşte olmadığını, örneğin platformun Ankara başkanı, aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Dernkeleri Genel Başkanı olan ŞENER ERUYGUR platformun sivil toplum hareketi olarak tasvip edilmeyen hükümet politikalarına karşı sivil muhalefet yapılmasından yana olduğunu, siyasi partiye dönüşmenin uygun olmayacağını düşündüğünü,

MUZAFFER TEKİN' in daha sonra Danıştay saldırısı olayında isminin geçtiğini, Bu davada ifade veren kişilerden MUSA ÇAKMAK'm yukarıda verdiği ifadeye benzer şekilde MUZAFFER TEKİN' in parti üyeliğine davet etmediği için aramızın açık olduğu şekilde ifade verdiğini,

SEVGİ ERENEROL' u MUZAFFER TEKİN'in telefon açarak milliyetçi vatansever bir kuruluşun bir gecesi var, senin de FETHULLAH GÜLEN ile ilgili kitabını okumuşlar, seni de o geceye davet ediyorlar dediğini, MUZAFFER ile birlikte Taksim' de Türk Solu' nun binasına gittiklerini, SEVGİ hanımın da orada konuşmacı olduğunu, kendisi ile orada tanıştığını, sevgi 'nin daha sonra Paskalya Yemeğine kendisini davet ettiğini, Türk Solu dergisinin kendisine ait "Fethullah Gülen müslüman mı" isimli kitabını basmak istediklerini duyduğunu, ücreti mukabilinde bastıklarını, hatta korsan baskısını da yaptıklarını öğrendiğini, daha sonra da görüşmeyi kestiğini, o olaydan 5-6 ay kadar sonra da SEVGİ ERENEROL' u UBP ( Ulusal Birlik Partisinin) İstanbul il binasının açılışına davet ettiğini,

GÜLER KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında yazı yazdığını ve bunu kendisi aleyhine olması sebebi ile kendisini dava ettiğini, dosyada GÜLER KÖMÜRCÜ' ye ait resimlerin gösterildiğini, bu resimlerdeki gamalı haçın ne ifade ettiğini bilmediğini, ancak Almanya ile irtibatlı bir konu olabileceğini,

VELİ KÜÇÜK' ü basından tanıdığını, kendisi ile ne yüzyüze ne de telefonla görüşmüşlüğünün olmadığını, ancak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı' nm bir toplantısında karşılaştığını, ancak kendisi ile konuşmadığını, kardeşi olan EMRE GÜLAYTAY' m kendisi ile bir tanışıklığı olduğunu bilmediğini, hatta böyle bir şey olduğunu bilseydi kendisine uzak durmasını telkin edeceğini, nedeninin ise VELİ KÜÇÜK' ün Kocaelinde Alay Komutanlığı yaptığı dönemde bir kısım kişiler ile ilişkilerde bulunduğunu, bu nedenle kendi dönem arkadaşları içerisinde dahi kabul görmediğini, kendisinin dönem arkadaşı olan bir askerden duyduğunu, VELİ KÜÇÜK'ün ajandasında isminin geçtiğini bilmediğini,

TUNCAY GÜNEY' in Yozgat Cezaevinde iken kendisini ziyarete geldiğini, kendisini binbaşı olarak tanıttığını, Özel Harp Dairesinde görev yaptığını söylediğini, hatta kendisinin VELİ KÜÇÜK' ün emrinde çalışan istihbarat görevlisi olduğunu söylediğini,

TUNCAY GÜNEY'in kendisinde bazı işler yaptırabilecek türde insanlar aradığı şeklinde izlenim bıraktığını,

MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ü 2007 yılı Şubat ayı sonlarında başkanı olduğu Ulusal Birlik Platformunun ofisine tanışmak için geldiği zaman tanıdığını, kendisinin araştırmacı yazar olduğundan, ordu emeklisi olduğundan bahsettijpaî^-,^

ERKUT ERSOY'u kendisinin yağma suçu ile ithprr 8dip şü^Jtaklu bulunduğu




isimli internet sitesinin sahibi olarak avukatlarının kendisine anlattığını, ayrıca bu kişinin MEHMET FİKRİ KARADAĞ ile irtibatlı olduğunu anlattıklarını, şahsen ERKUT ERSOY' u tanımadığını, ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in onun yanında hangi pozisyonda çalıştığını da bilmediğini,

FUAT TURGUT hakkımda şikayetçi olan ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in avukatıdır, aynı zamanda yargılandığım dosyanın şikayetçilerinden biri olduğu, kendisinin Küçükyalı semtinde sahibi olduğu plazasının olduğunu ve bu plazamn diğer katlarını KEMAL BUBLİŞ isimli kişiye kiraya verdiğini, KEMAL BUBLİŞ'e açıktan para verdiğinden dolayı da alacağının olduğunu, ESRA FERİDE GÖKÇİMEN ' de FUAT TURGUT' un kardeşi SUAT TURGUT, KEMAL BUBLİŞ' e ortak olduklarını, ortaklıklarının resmi olduğunu, kendisine olan kira borçlarını ve KEMAL' den olan şahsi alacağını ödemediklerinden dolayı haklarında icra takibatı başlattığını, bu dönemlerde ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in kendisini Kuvva-i Milliye Derneğinin Çamlıca' daki bir toplantısına davet ettiğini ancak katılmadığını.

KEMAL KERİNÇSİZ ile şahsen tanışmadığını, ancak geçmişte başkanı olduğu Ulusal Birlik Platformunun üye derneklerinden olan Bakırköy Çevre Derneği başkanı ÜLKER DURUKAN'a KEMAL KERİNÇSİZ'in; Ulusal Birlik Platformuna katılma isteklerinin kendisinin engellemesi nedeni ile gerçekleşmediğini söylediğini, kendisinin KEMAL KERİNÇSİZ ve başkanı olduğu Büyük Hukukçular Birliği ile MEHMET FİKRİ KARADAĞ ile irtibatlı olduğu, Kuvva-i Milliye Dernekleri hakkında, kendisinin Türklük görüşüne paralel bir çizgide olmadıkları kanaatine vardığını, ÜLKER DURUKAN'mn da kendisinin bu yaklaşımımdan gücenerek başkanı olduğu derneği platformdan çektiğini bundan dolayı Büyük Hukukçular Birliği, Kuvva-i Milliye Dernekleri ve ilgili olan kişilerin kendisine husumet beslediklerini düşündüğünü, çünkü kurmuş olduğum platform kısa zamanda Taksim' de binlerce kişinin katılımı ile miting yapacak düzeye ulaştığını, Tüm Türkiye' de yaygın ilgi gören Cumhuriyet mitingleri için gerekli sinerjiyi oluşturduğunu. ESRA FERİDE GÖKÇİMEN hem bu hem de aleyhine icra takibi başlattığımdan dolayı hakkında asılsız iftiralarda bulunduğunu, kendisinin Ergenekon soruşturması kapsamında ismimin geçmesi de ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in ve FUAT TURGUT' un ifadeleri ile olduğunu,

Soruşturma kapsamındaki diğer kişiler tek tek tarafına okunduğunu, bunlardan tanıdıkları hakkında yukarıda ayrıntılı beyanda bulunduğunu, diğer ismi geçen kişilerden önemli bir kısmının ismini hiç duymadığını diğerlerini ise sadece basından duyduğum kadarı ile tanıdığını,

Dosyada mevcut 2 nolu tape sorulduğunda; görüşme yaptığı kişilerden AHMET FULİN kendisinin başkam olduğu UBP' nin üyesi Elazığlılar Derneği Başkanı olduğunu, bu görüştüğü NECDET ATIŞ'm ise akrabası olduğu, yine platform üyesi Azerbeycan Dernekleri Federasyonunun genel başkanı olduğu, Hocalı katliamını telin amacı ile Taksim' de düzenlenen miting organizasyonu konusunda konuştuklarını,

Dosyada mevcut 3 nolu tape sorulduğunda; görüşme yaptığı EMRE GÜLALTAY


kendisinin kardeşi, görüşme yaptığı ŞEMSETTİN isimli kişiyi tanımadığını, ancak kendisinin
yaptığı araştırma ile ŞEMSETTİN ' in Danıştay saklısında ismi geçen OSMAN YILDIRIM ile
geçmişte birlikte cezaevinde kaldıklarını, bu nedenle tanıştıklarını duyduğunu, EMRE ile
ŞEMSETTİN isimli kişinin nereden ve ne şekilde tanıştığını bilmediğini, ayrıca ŞEMSETTİN
konuşmada OSMAN YILDIRIM ile geçmişte cezaevinde kaldjjgnj^ Allah dediğini bile
duymadığını, türban nedeni ile böyle bir saldırıyı gerçekJ^irmiş^S|^dleceğini ihtimal
vermediğini veya bu anlamdaki sözleri söylemektedir dediği/^, -^\

^^X— X" • i160 w^^f^7~

Dosyada mevcut 7 ve 9 nolu tapeler sorulduğunda; görüşen kişileri tanıdığını, Diyarbakır' daki bombalı saldın olayı ile benim ve dolayısı ile kurmuş olduğum iddia edilen Türk İntikam Tugayları örgütünün ilgisi olduğuna dair özellikle Kanal 7 ve Samanyolu isimli TV.' lerde haberler çıkması üzerine yapmış oldukları görüşmeler olduğu,

Dosyada mevcut 1 nolu tape sorulduğunda; kendisine mesaj gönderilen FERİT ERBAĞCI ' yi tanımadığını, mesajın içeriğinden bilgisinin olmadığını, her hangi birilerinin ORHAN PAMUK' u öldürmek üzere plan yaptıkları konusunda bilgi sahibi olmadığını, kendisinden de bu konuda kimsenin yardım istemediğini,

Dosyada mevcut 6 nolu tape sorulduğunda; görüştüğü GÜRKAN TEMELLİ' nin arkadaşı olduğunu, kendisi geçmişte Ulusal Birlik Partisinde görev aldığını,

Dosyada mevcut 11 nolu tape sorulduğunda; AHMET FULİN eşi NURCAN FULİN ile star tv' deki Diyarbakır' da gerçekleşen bombalı saldın olaymıkonuştuklanm,

Dosyada mevcut 13 nolu tape sorulduğunda; bu görüşme Ulusal Birlik Platformu konusunda rutin bir görüşme olduğu,

Dosyada mevcut 15 nolu tape sorulduğunda; SELÇUK ORHAN ile görüştüğünü, kendisi platformun doğrudan üyesi olmadığını, ancak Yahya Efendi Vakfının kuruculanndan olduğu, SELÇUK ORHAN Kuvva-i Milliye ve Büyük Hukukçular Birliği gibi oluşumların da platforma üye olmasını savunduğunu, Görüşmenin devamında platformun bir toplantısına katılan ŞENER ERUYGUR' un yanında ARİF AKDENİZ isimli Türk Ocaklan Bakırköy İlçe başkanı olan kişinin münasebetsiz şekilde Kadiri tarikatinden olduğunu söylediğini, ŞENER ERUYGUR' un da bundan rahatsız olması hususlannın konuşulduğunu,

Dosyada mevcut lönolu tape sorulduğunda; bu görüşme bir önceki görüşmenin devamı olduğunu tartışmalanmn devam ettiğini, kendisinin sürekli asılsız iftiralara maruz kaldığını, ilgisi olmadığı halde Diyarbakır ve Şemdinli 'de dahil olmak üzere bir takım olaylarda isminin geçtiğini söylemiştir. Görüşmede platformun önceki adresi 1980 öncesi Jandarma Genel Komutanlığında emekli olan ŞAHAP YARDIMOĞLU paşanın oğlu BARIŞ YARDIMOĞLU'nun Harp Akademileri Sitesindeki ev adresinin değiştirilmesi konusunun geçtiği, bunu da ŞENER ERUYGUR böyle bir adresin yer almasının platformun askeriye tarafından desteklendiği yönünde yanlış anlamalanna sebebiyet verebileceğinden değiştirilmesi isteği nedeniyle adresin değiştirildiği,

Dosyada mevcut 17 nolu tape sorulduğunda; AHMET FULİN ile platformun rutin faaliyetleri konusunda yapmış olduğum bir görüşme olduğu,

Dosyada mevcut 18 nolu tape sorulduğunda; DURSUN GÜLER' in Pendik Türk Ocaklan Derneğinin 2. Başkanı olduğu, bu derneğin platforma üye olması amacı kendisinin yaptığı görüşme olduğu,

Dosyada mevcut 19 nolu tape sorulduğunda; ALİ ŞİBİROGLU kardeşi EMRE' nin arkadaşı, iş adamı olduğu, görüşmede Rumelili İş adamlan derneği başkanı emekli tuğgeneral İDRİS KORALP paşa ile platforma üye olmalan konusunda randevu almak içn konuşma yaptığı,

Dosyada mevcut 20 nolu tape sorulduğunda; bir önceki görüşmenin devamı olduğu, ALİ ŞİBİROGLU Bulgaristan daki büyük çapta ihalelerin taşeronluğunu almak istiyordu, kendisi de bu konuda İDRİS KORALP paşa ile görüştüğünü, kendisi aynı zamanda Çalık

Grubunun danışmanı olduğu, ..- --'■* •;:- -1 .

Dosyada mevcut 21 nolu tape sorulduğunda; VELİ KILIÇ' in Şair ve Ozanlar Derneği başkanı olduğu, kendisinin de arkadaşı olduğu, VELİ KILIÇ' m Tercüman gazetesi yazan SERVET KABAKLI ile bir fikir münakaşası içerisinde olduğu, İnternet sitesinde SERVET KABAKLI' nın gazetedeki yazısına cevap vereceğinden konuşulduğu,

Tape 29 sorulduğunda; OSMAN MELEK kardeşi olan EMRE GÜLALTAY' in arkadaşı olduğu, Görüştüğü SELİM isimli kişiyi tanımadığını Görüşme konusunda da bilgi sahibi olmadığını OSMAN MELEK Türk Dünyasından ve Ulusal Birlik davasından görüştüğü kişiye hava atmak amacı ile bahsetmiş olabileceği,

Tape 32 sorulduğunda; GÜRKAN TEMELLİ'nin arkadaşı olduğu, SAVAŞAN TOSUN ise parti çalışmaları sırasında gelip giden kişilerden olduğu, AKIN BİRDAL olayında AYHAN isimli birisinin isminin geçmediği,

Tape 42 sorulduğunda; bu görüşme içeriğinden bilgi sahibi olmadığını, aralarındaki bahsettikleri banka hesabı ve para konuları hakkında bilgisinin olmadığı,

Tape 46 sorulduğunda; bu görüşme içeriğinden bilgi sahibi olmadığını, kendisinin ciarsler marka aracının olmadığı, kardeşi EMRE' nin olduğunu, AHMET FULİN' in tavır ve davranışlarından platform içerisindeki diğer kişiler rahatsızlık duyduğunu, dışlanmışlık hissine kapılmış olabileceğini, bu nedenle bu tür bir görüşmeyi yapmış olabileceği,

Tape 86 sorulduğunda; CİHAN KARADAĞLI ' yi tanımadığını, kendisi tutuklandıktan sonra AHMET FULİN' in bir akrabası ile emekli general KOKSAL KARABAY arasında bir ticari ortaklık bulunmakta olduğunu öğrendiğini, bundan kaynaklanan bir alacak borç meselesi olduğunu, görüşmenin buna ilişkin olduğunu düşündüğünü,

Tape 87 sorulduğunda; görüşme yapan SELAHATTİN isimli kişiyi tanımadığını, görüşmenin AHMET FULİN' in akrabası ile KOKSAL KARABAY arasındaki ticari ortaklığın sona ermesinden kaynaklanan konular çerçevesinde geçtiğini düşündüğünü, görüşmede ismi geçen EYÜP GÜL ve HÜSEYİN ÖZDEMİR isimli kişileri tanımadığını,

Tape 97 sorulduğunda; görüştüğü kişinin o tarihte 1. Orduda görevli iken Samsun' a tayini çıkan HAŞİM isimli albay olduğu, yeğeninin ekonomik durumunun kötü olduğundan bahisle kendisinden yardım talep ettiğini,

Tape 99 okundu, sorulduğunda; görüşen kişilerden OSMAN KAYI' yi ve görüşme konusunu hatırlamadığını, bu görüşmede geçen Edremit ile komutan sözlerinden neyin kasdedildiğini bilmediğini,

Tape 171 sorulduğunda; görüşme içeriği konusunda bilgi sahibi olmadığını, DURSUN GÜLER' in Irak' a gönderdiğini söylediği mallar konusunda da bilgi sahibi olmadığını, kendisi ALİ ŞİBİROĞLU* nun elektrik borusu üreten fabrikasında çalıştığını, urlara yüklenen mallardan bunların kasdedildiğini düşündüğünü,

Tape 491 sorulduğunda; görüşme yapan kişilerden ŞÜKRÜ' yü tanımadığını, görüşme benim tarafımdan yapılmadığı için içeriği konusunda bilgi sahibi olmadığını, ancak AHMET FULİN gayrimeşru işi olan birisi olmadığını,konuşmalarmda argo kelimeler kullanmış olabileceğini,

Tape 495 sorulduğunda; GÜRKAN TEMELLİ ve SAVAŞAN TOSUN' nu tanıdığını, diğer görüşen NUH CEMAL isimli kişiyi tanımadığını, bu görüşmeden anlaşılan ortaklar arasında bir ticari anlaşmazlık bulunduğu, Kardeşim EMRE' nin bu kişilerle bir

ortaklığının olmadığını, yine görüşmede SAVAŞAN' m MUZAFFER TEKİN' e yardım istemek için gideceği konusunda da bilgi sahibi olmadığını,

MECNUN ODYAKMAZ ile SEDAT PEKER arasındaki görüşmede SEMİH ismi geçmesi nedeniyle 21.07.2004 tarihli görüşme sorulduğunda; bu görüşen kişilerle ilgisinin olmadığı, görüşme içeriğinde geçen KORKUT EKEN ile AYHAN ÇARKIN' ı basından tanıdığını, başlatmış olduğu iddia edilen Milli Yol hareketi ile de hiç bir ilgisinin olmadığı, görüşmede geçen SEMİH ismi sadece bir isim benzerliğinden ibaret olduğu,

2006/1203 sayılı soruşturma kapsamında yapılan ulusal birlik harekatı platformunun kullanımındaki iş yerinde yapılan aramada bilgisayarında ele geçen belgeler okundu, soruldu ; öncelikle bu belgeler platformun kullanımındaki bir bilgisayardan ele geçirilmediği, hakkında yağma iddiası suçu nedeniyle şikayetçi olan ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in emniyete teslim ettiği bilgisayar ve dokümanlar olduğu, Platform merkezindeki bilgisayarlarda bana şu anda okumuş olduğunuz MUZAFFER TEKİN' in de 36. sırada yer aldığı 53 kişilik ulusal birlik komitesi kurucular kurulu şeklinde bir dosya bulunmadığı, bu iddiayı şikayeti ile birlikte ESRA FERİDE GÖKÇİMEN'in intikal ettirdiğini,

ŞENER ERUYGUR' un ulusal platformun başkanı seçildiği şeklindeki tutanağın platformun yönetim kurulu karan ile aldığı bir karar olduğu,

' ESRA FERİDE GÖKÇİMEN ve MUZAFFER GÖKÇİMEN'in ifadeleri sorulduğunda;

ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in ifadesinin yalan ve iftiralarla dolu olduğunu, ifadenin alındığı 11.07.2006 tarihinde kendisinin ulusal birlik partisinin genel başkanlığı görevinden alındığını, www.ulusalbirlikkomitesi.com isimli internet sitesi kendisi adına bir site olmadığı, bu dönemde binada kiracı olarak bulunan KEMAL BULBİŞ ortağı olan ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in web tasarımcısı olduğunu, yardımcı olabileceğini söyledi, daha sonradan öğrendiğime göre binaya gelip giden kişilerin fotoğraflarını kuruluş yapıyoruz diyerek topladığı, benim ve başkanı olduğum platform ile hiç bir siyasi birlikteliği olmayan kendisi, kocası, ortağı KEMAL BULBİŞ ve yanlarında çalışan ilgisiz kişilerin isimlerin Ulusal Birlik Komitesi kurucular kurulu şeklinde internet sitesine yazmış olduğunu, yaklaşık 15-20 gün sonra kendisinin bundan haberi olduğu ve siteyi tamamen kapatmasını istediği, bunun üzerine sitenin kapandığı, bütün bu olayların Danıştay saldırısı olarak bilinen olaydan yaklaşık 3-4 ay önce olduğu, MUZAFFER TEKİN kendisinin bürosuna ara sıra çay içmeye geldiği, daha doğrusu 5-6 ay gibi uzun aralıklarla gelirdi. SAVAŞAN TOSUNOĞLU ve onun arkadaşı olan MAHMUT AYDIN' m da an sıra yanma geldikleri, bunun dışında bu kişinin ifadesinde ismi geçen başka bir MAHMUT' un yanma gelip gittiğini bilmediği, hatta hiç görüşmediğini,

ESRA FERİDE GÖKÇİMEN aynı zamanda MEHMET FİRKİ KARADAĞ' m genel başkanlığındaki Kuvva-i Milliye Derneği ile ilgili kendi internet sitesinde ERKUT ERSOY' un yanında çalıştığını tespit ettiğini, kendisi MEHMET FİKRİ KARADAĞ' ı Türk Dünyası Araştırmalan Vakfının bir toplantısında VELİ KÜÇÜK ile yanyana ve samimi bir şekilde gördüğünü, aynı dönemde VELİ KÜÇÜK'ün kendisinin de tanımış olduğu bir kısım siyasetçilere kendisi hakkında bir suç örgütü lideri olduğunu, siyasi kimliğinin olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu duyduğunu, bütün bunlardan lideri olduğu siyasi hareket ele geçirilemeyince kendisine gönderilen ESRA FERİDE GÖKÇİMEN ve kocası MUZAFFER GÖKÇİMEN' in iftiralan ile tutuklattınldığmı beyan etmiştir.


1163

^^it^f^f^.'


b)-Telefon görüşmeleri;



Semih Tufan GÜLALTAY hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurmaktan ötürü açılan iddianameye konu dosya içinde mevcut telefon görüşmeleri,

21.07.2006 günü saat 22.29'da Emre GÜLALTAY ile Şemsettin...? arasındaki telefon görüşmesinde;

Şemsettin'in "Bizim Osman deliyi gördün mü ne yaptı?" dediği, Emre'nin "Gördüm şerefsiz herif ne işin var senin" dediği, Şemsettin'in "Yazık ya kendini gerçekten batırdı ya" dediği, Emre'nin "İt herif yüzünden bizim ismimizde geçti" dediği, Şemsettin'in "He biliyorum ya zaten ben kaç sefer basından hep takip ediyordum ya. Ama yemin ederim var ya çok dua edin. Dedim inşallah size doğru gelmez bişey abi ya" dediği, Emre'nin "YA BU PEZEVENGİN MÜSLÜMANLIĞI DA YOKTUR. NE İŞİ VARDI BUNUN BU İŞLERLE BEN ANLAMADIM Kİ." "Sen bunun hiç müslümanlığmı falan biliyor musun? ... Sene yattın sen bu pezevenkle" dediği, Şemsettin'in "Beş altı ay beraber kaldık karşıda." dediği, Emre'nin "Hiç Allah dediğini duydun mu?" diye sorduğu, Şemsettin'in "Yok valla duymadım" dediği, Emre'nin "Bu pezevenk peki niye bu işi yapmış" diye sorduğu, Şemsettin'in "Bilmiyorum ki abi bu ne yapmaya çalışıyor. Kendim bile şok oldum. Arkadaşlanm bana söyledi. Ben geldim baktım. Ne şok oldum ya. Bana kim söyledi biliyor musun?" "He Canip bana söyledi Kağızman'da" dediği ve Canip isimli şahısla hapishanede yaşadıkları olayları anlattığı,

15.08.2006 günü saat 15.40'ta Semih Tufan GÜLALTAY ile Haşim...? arasındaki telefon görüşmesinde;

Haşim'in "Semih Bey merhabalar Albay Haşim." Şeklinde kendini tanıttıktan sonra bir süre hal hatır ettikleri, daha sonra Haşim'in "...Özkan'ın durumu hiç iyi değil ne oldu ya?" diye sorduğu, Semih'in ise "Bi ara uğra da bi konuşalım." dediği ve ertesi gün görüşmeye karar verdikleri,

13.09.2006 günü saat 19.09'da Semih Tufan GÜLALTAY ile Gürkan TEMELLİ arasındaki telefon görüşmesinde;

Gürkan'm "Başkanım hemen Starı açar mısın hemen." dediği, Semih'in "Ne var son dakika?" dediği, Gürkan'm "Şeyi diyor ... İNTİKAM TUGAYI ÜSTLENDİ DİYOR. Diyarbakır'daki olayı diyor, Akın BİRDAL suikasti falan onlardan bahsediyor." "Bi izleyin başkanım hala devam ediyor şuan devam ediyor." dediği, Semih'in "Herhalde yine birileri bana kuyu kazıyor" dediği, Gürkan'm "Tamam NORMALDEN GÖRÜŞÜRÜZ birazdan Başkanım." dediği,

13.09.2006 günü saat 19.15'te Ahmet FULİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde;

Emre'nin "Televizyonlar yine bangır bangır be, Diyarbakırdaki olayları." dediği, Ahmet'in "...7 tane çocuk ölü 4 tane de şey kardeş, vatandaş." dediği, Emre'nin "Son son haber olarak geçerek ne demişler Türk İntikam Tugayı yaptı falan." dediği, Ahmet'in "İyi tamam neyse konuyu kapatalım yarın görüşürüz" dediği,

13.09.2006 günü saat 19.51'de Ahmet FULİN ile Nejdet ATIŞ arasındaki telefon görüşmesinde;

Ahmet'in "E Nejdet haberleri takip ettin mi sen" "Akın BİRDAL olayını yapanlar yapmış demişler. Beni şimdi aradılar." dediği,

Ahmet'in "Sabah izlemedin mi?" "Diyarbakır'daki olaylarla ilgili." "...Ne demişler biliyo musun? Akın Birdalı yapanlar yapmış." "Tabi kaçta gece kaçta açılacak o haberi izle takip edelim." "Herkes he herkes rahatsız şu anda." dediği,

25.09.2006 günü saat 16.04'te Gürkan TEMELLİ ile Osman KAYI arasındaki telefon görüşmesinde;

Osman'ın "Gürkan bey rahatsız ediyorum" "BAŞKAN'a ulaşamadığım için sizi aradım. Ben Mahmut'la gelmiştim bizim bu Edremit'le ilgili Bİ KOMUTANIMIZIN bi sorunu vardı, onla ilgili bi..." "Onlan ilgili hiç bi gelişme olmadı." dediği, Gürkan'm Osman'ın adını soyadını aldıktan sonra görüşüp tekrar döneceğini söylediği, Osman'ın ise "Çok teşekkür ederim BAŞKAN'a hürmetler ediyorum" dediği,

27.09.2006 günü saat 16.12'de Gürkan TEMELLİ ile Savaşhan TOSUN arasındaki telefon görüşmesinde;

Savaşhan'm "Bu bizim Emre'nin yanında Ayhan diye bi çocuk var mı?" diye sorduğu Gürkan'm "Ayhan var abi evet" dediği, Savaşhan'm "O bizim Fahri abi var. Fahri YAYLA'ya gider mider yapıyo. Ona söyle akıllı olsun." "Faruk YAYLA benim halamın oğludur yabancı değil." dediği, Gürkan'm "...AYHAN BU HANİ BAŞKANIN ÇOK YAKIN ŞEYİ, İÇERDE AKIN BİRDAL OLAYINDA BERABER YATTIKLARI ÇOCUK ABİ." "ŞEYİ ATEŞLEYEN, YANİ TETİĞİ ÇEKEN" dediği, Savaşhan'm "Her neyse, deki Fahri abi söyle Savaş abin halasının oğlu, yani yanlışlık yapmasın yani" dediği, Gürkan'm "Ama ben onla da görüşmüyorum ki abi. ONLAR ŞEYİN EMRE'NİN GURUBU yani ha söylim." dediği,

27.09.2006 günü saat 16.17'de Gürkan TEMELLİ ile Savaşhan TOSUN/ Nuh Celal...? arasındaki telefon görüşmesinde;

Savaşhan'm "Oğlum bunlar hep yanlış yollara bulaşıyorlar ya." "Şimdi bizim yeğene BİZ DERİN DEVLETİZ hesabına bazı." "Hareketler yapmış, Emre yapıyo bunları. Ya ben sana bişey söylim mi çok ayıp ya" "Sen sen gel buraya bakim ismin neydi senin Nuh Celal YAYLA." "Trabzon Vakfıkebirli ha" "Arabasını alıyo bak Gürkan'a anlat bakim bi dakka bi dakka dinle" dediği, telefonu Gürkan'm aldığı, Nuh Celal'in "Peugeut 407 Emre'nin de ortağında yani ortağının kardeşinde bu araba ama Emre konuyu iyi biliyo iade etceklerdi etmiyolar" "Bi 45 milyar lira benim şahsi çeklerim var buda iade edilecekti bunu da iade etmediler." "Ya ben bu Emre'nin ortağının kardeşiyle ortaklık yaptım..." "Fatih MELEK'le" dediği, Gürkan'm da "MELEK'le evet Osman MELEK'in abisi" dediği, Savaşhan'm "Muzaffer abiye gidiyorum de. TEKİN'e oraya gelecekler hepsi ben sana söylim." "Benim yiğenime böyle tahsilat olurmu ya. Muzaffer TEKİNTAY'a çağıracam Emre'yi... bunuda çağıracam böyle bişey olurmu oğlum ya he" dediği, Gürkan'm "Ya Savaş abi Muzaffer abi ne yapabilir ki Emre'ye ya. MUZAFFER ABİYİ PATLATIRLAR İKİ DAKKADA." "İKİ DAKKADA PATLATIRLAR MUZAFFERİ, MUZAFFER KİM ABİ." dediği, Savaşhan'm "AMA BİZİM YAKINLARI MI KOPARTACAK OĞLUM." "Ben tahsilata çıkmadım oğlum ya anla yani ben sana de diyosam ... ben tahsilata çıkmadım bizi de Allahtan başka kimse kopartamaz Gürkan bunu bil yani biz dostuz anla" "Bak biz dostuz, Gürkan BEN ADAMLARI ALIRIM Gürkan ben alırım bak biz dostuz diyorum sana madem dostuz yanlış olmasın diyorum oğlum" "Konuş bakalım Emreylen selam söyle Savaş abin öz yiğeni söyle ya ba amcası benim teyzemin çocuğu ya" dediği,

02.10.206 günü saat 13.57'de Ahmet FULİN ile Veli KILIÇ arasındaki telefon


görüşmesinde; ^e»*®*^

Bir süre Ahmet'in yaşadığı maddi sıkıntılardan bahsettikten sonra "Ben sana söyledim ben hani bi şekilde tamam yani şuanda yani bilsem ki orası oturmuş yani oturmuş derken oturmasını beklemek mümkün değil." "Ki oturası oturmaz millet oraya yani MAFYA GÖZÜYLE bakıyor korkuyor insanlar gelmiyor." "İmajı bozuk şimdi bizim sıkıntımız zaten kendimize yetiyor kendimizi kimseye anlatamıyoruz." "MİLLETTE BİZE O GÖZLE BAKIYOR." "Yani şimdi insan üzülüyor yani len ne ulan biz mafya olsak ulan hani paranın içerisinde yüzeriz ulan" "Harçlığımız yok cebimizde elimizde harçlık yok." "Ya BU NASIL MAFYACILIK KARDEŞİM bu nasıl iş." "Hani teşkilatız NE TEŞKİLATI KARDEŞİM nasıl HANİ PARTİCİLİK, TEŞKİLATÇILIK?" "Ha o Chreslerle geziyor öbürü tamam gene iyi kötü bi arabayla geziyor Chreslerle gezen kendine göre Nejdet kendi kafasına göre" "GELEN PARALARI KİM GETİRİYO KİM GÖTÜRÜYO ne oluyor ne bitiyor bizim ne kadarımız var nereye şeyimiz var kendi başımıza bi iş yapamıyoruz sanki şimdi ben yani bişey yapmaya çalışsam da tabi onu bağlayacak bişey yok ta fakat yapmıyoruz çünkü diyoruz lan biz birlikteyiz birbirimizden habersiz bi iş yapmayalım ama Onlar hep habersiz yapıyor." "He biz de hala diyoruz ki yav bi İŞ YAPARSAK YANİ ... YANİ HEP BİLGİLERİ DAHİLİNDE YAPALIM." dediği,

27.11.2006 günü saat 12.01'de Ahmet FULİN ile Şükrü...? arasındaki telefon görüşmesinde;

Bir süre doktor olarak bahsettikleri kişi hakkında görüştükten sonra Ahmet'in "...Bizim bunlardan öyle benim bi beklentimiz de yok. Öyle bi kalkıpta ben onlar içinde kendimi feda etmiş değilim. Biz parti amacıyla biz kölelik yapmışız, onun dışında arkadaşız dostuz. Her türlü sıkıntımız olursa yani para durumları olduğu zaman da yardımcı olmuşlardır. Ya şükür benim ya öyle şey değil ama dostluklarımız geçerli bizim yani şimdi. Herşey para değil ki ne olmuş biz ayn bi gücüz o ayn bi güç ne olmuş. Yani sonuçta o da arkadaş da biliyorsun kendine göre bi ismi olan bi delikanlı." "Dolayısıyla nedir Bİ GÜÇ TEŞKİL EDİYOR. Başka bişey yok yani İstanbul'da da bu gerekiyor..." dediği ve bir süre yaşanan olaylardan bahsettikleri,

16.12.2006 günü saat 13.10'de Necdet ATIŞ ile Semih Tufan GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde;

Necdet'in "Başkanım ben şimdi o şeyleri yapayım ulusal birlik..." dediği, Semih'in "He yaz derneğimiz adına." "ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU hareketi platformunda derneğimizi temsile yetkilidir." dediği, Necdet'in "Yani her hangi bir dernek üyeleri de bunu ben dışardan bir insan ayarlayacağım için başkanım bir derneğe üye olan bir kişi böyle bir yazıyı kendi derneğinden alıp bizim ulusal birlik platformumuza üye olur." dediği, Semih'in "O kadar o kadar o kadar" Semih "Yani temsile yetkili olduğunu kaşeli bir mühürle dernek başkanı şey yapacak" "Ziya da kooperatif başkanlanm organize edecek." "He kamyoncular kooperatiflerinin başkanına da." dedikten sonra aynca Semih'in "Sen Sedat la da konuş." "Sedat'ta derneğimizin onursal başkanı olarak, Semih Tufan Gülaltay'ı derneğimize ulusal birlik hareketi platformunda temsil etmeye diye kaşeli bir yazı göndersin." "Ziya yi da böyle organize et." dediği, Necdet'in "Ben şimdi bakmaya geldim. Ali Rıza beyi bekliyorum." dediği, Semih'in "Ali Rıza ile konuştuğun zaman beni bir arayın da ben Ali Rıza ile görüşeyim." "O da orda derneklerden bir tanesinin başkanıyla otursun." "Tamam mı farketmez derneğin hangi dernek olduğu tanıdığı birinden rica etsin" dediği, Necdet'in "... Şimdi aklıma geldi dernekler genel başkanı Ziya'nm iyi bir dostuydu. İşimize yarar değil mi başkanım?" diye sorduğu, Semih'in "Çok önemli o adam bize." "O çok ağır bir top o bize çok lazım." dediği,



21.12.2006 günü saat 21.59'da Semih Tufan ^fl^AUTÂŞf ile Selçuk arasındaki
telefon görüşmesinde; / to " *f,

Yüklə 3,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin