Â
;4n 7T
t I (s V^
r1
Bir süre sohbet ettikten sonra Semih'in "Şimdi dün akşamki toplantıda; ben Kemal beyle bu şuan da imzalanmasın vakıflar imza atamaz gibi çıkışınızdan ben bir şey anlamadım." "Madem böyle bir çıkış yapılacaktı, orda bizim daha evvelden konuşmamız gerekirdi." "Ve işte ben bugün hukuki olarak arkadaşlara çalışma yaptırdım." "Deklarasyon metnine vakıflar imza atabilir. Böyle bir sakınca yok. Ankara'yla da konuştum. "Şartı bile yok 6 tane 6 tane kuruluşun vakıf veya dernek" "Ortak bir deklarasyon metnini imzalaması kuruluş kabul ediliyor isterse valiliğe dilekçe veriyor ki Ankara'daki platform" "Selçuk abi sen gelmeden evvel ben Kemal Atay'a şunu söyledim." "Orda herkesin içinde söyledim dedik ki Selçuk ORHON sen ben bir şey konuştuk." "Ben size bir şey söyledim dedim ki benim zaten bir hedefim ve bir projem var yürüyorum birlikte yürüyelim" "BEN KUTLU BİR DAVA YOLUNDA YÜRÜYORUM SELÇUK ABİ. Bana yardımcı olun bana köstek olmayın..." "Üç dört gündür kendi kendimi yiyorum" "Şimdi bir dakika son derece rahatsızım üç dört gündür kendi kendimi yiyorum. Orada bir kelime bahane edildi. BURDA DEDİLER DİN KELİMESİ GEÇMİYOR YANİ MANEVİ DEĞERLER." "ONU ULUSAL DEĞERLER OLARAK TADİL ETTİK." dediği ve bir süre toplantıda ve sonrasında yaşandıkları hakkında görüştükleri, daha sonra Semih'in "Şimdi dün akşam ben deklarasyon metnini imzaya açacaktım. Kemal Ata'yla siz madem bir söz birliği yaptınız, bana niye sormuyorsunuz? Şuanda bu imzalanmasın... Selçuk abi ve bu iş benim için her şeyden üstün. BEN BU İŞİN SONUNDA KAN DÖKÜLMESİNİ İSTEMİYORUM." dediği, Selçuk'un "Yani kimse kimseye memurluk yapmıyor. Bu işe ben inanmasam zaten ben bu işe girmezdim." dediği, Semih'in "Ben bu platformu kuracağım. Bunun başkanı olarak bu işi, BU OPERASYONU BEN YÜRÜTECEĞİM. Ben orda bana muhalif olacak adanım AĞZINA MERMİYİ SIKARIM. Bana destek olacak bana ağ sakal insana ihtiyacım var." "Şimdi Selçuk abi bunlar açık anlatılmaz. Ben size dedim ki; benim bir yolum var, bir hesabım var, ben yürüyorum dedim mi" "Birlikte yürüyelim dediniz peki" dediği, Selçuk'un "Konuştuğumuzda böyle konuşmadık." dediği, Semih'in "Şimdi bir dakika sen o gün gecikiyorsun. Her gün toplantıya geç kalan Kemal Ata erken geliyor, Arif Akdeniz erken geliyor." "Beyler ... yere vuruyor. Vay efendim burda din kelimesi vaaz edilmemiş. BİR SONRAKİ TOPLANTIDA BEN PAŞAYI ÇAĞIRIYORUM. Bu sefer mealen diyorsunuz ki; yav öyle bir organizasyon kuruyorsun da paşanın senden haberi var mı tabi" "... BU SEFER ERTESİ GÜN PAŞA GELİYOR. Diyorum kalk gel buraya paşa diyorum arkadaşlarla görüşelim." "Paşa geliyor toplantının bitimine doğru. Sen dönüyorsun diyorsun ki Arif bey bir söyleyeceğin var mı?" "Arif bey kalkıyor, din tasavvuf dergah tarikat. Yav biz ne kuruyoruz ya" dediği ve bir süre aynı konu hakkında görüştükten sonra "... bir kaç gündür ben rahatsızım. Ya yollarımızı şimdiden ayıralım ya da konuşun aranızda... BEN BU YOLDA YÜRÜYECEĞİM. BU YOLDA DA BABAM SIRRI GÜLALTAY'I KURBAN EDERİM TANIMAM. EMRE Yİ YATIRIR BAŞINI KESERİM." "Bak ben şimdi bu saatte gidiyorum 6 tane dernek başkanıyla toplantı yapmaya. 6 dernek davası kazanırım diye ben yırtmıyorum." "Selçuk abi, Arif Akdeniz gibi bir adam, bir kuvvet komutanının yanında bunları konuşması hiç tesadüfi bir şey değildir." "BEN ŞİMDİ BİZ ŞİMDİ O ADAMI RAZI ETMİŞİZ BU PLATFORMUN BAŞKANLIĞINA GETİRMİŞİZ." dediği,
21.12.2006 günü saat 22.18'de Semih Tufan GÜLALTAY ile Selçuk...? arasındaki telefon görüşmesinde;
Görüşmenin başında telefonun kesildiğinden bahsettikleri ve bir önceki telefon görüşmesinde bahsettikleri deklarasyonun imzalanmaması ile ilgili görüşmeye devam ettikleri, bu çerçevede önceki görüşmenin devamı olarak Semih'in "Selçuk abi açık söylüyorum. BU İŞİN KELEYİ KOLTUĞUNA ALMIŞ OLAN ADAM BENİM. Benim askere ihtiyacım var. Benim kendime komutana ihtiyacım,^«teE©a;na akıl verecek adama ihtiyacım yok. Hele beni engelleyecek insana hiç ihjjy*aeım foj> Lütfen bana destek
verilecekse bundan sonraki toplantıya gelin." "Bak Selçuk abi aynen politika yapmadan neyse
söylüyorum çünkü bu benim namus meselem namus namus burada yolumuzu ayırdıktan
sonra da İNTİKAM ALIRIM HEPİNİZDEN aynen söylüyorum." "Ailemi koymuşum her
şeyi mi koymuşum bu yola." "HERKESE TETİK KESERİM" "Yani ben bu işin
boyutlarını anlatıyorum. ÖLÜMÜNE YÜRÜYORUM BU İŞTE..." "Benim bu işle
uğraşmamın sebebi BEN ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMUNU KURUP
BUNUN BAŞKANI OLARAK MÜCADELEYİ HEDEFE ULAŞTIRMA
AZMİNDEYİM..." dediği ve bir süre aynı konularla ilgili görüştükten sonra Semih'in
"YANİ BEN ORADAKİ... HADİ HARP AKADEMİLERİ ADRESİ OLMASIN. BUNU
BİR YERDE BİR KAÇ SEFER TEKRARLADIKTAN SONRA... OLABİLİR YANİ
MAKUL." dediği, Selçuk'un "Yani olumsuz adledilir yoksa... Olumsuz yani okuyanlar evet
Kalmasın." dediği ve deklarasyonun imzalanamaması konusunda görüştükleri,
08.01.2007 günü saat 10.31'de Ahmet FULİN ile Gürkan TEMELLİ arasındaki telefon görüşmesinde;
Ahmet'in parayı yeni yatırdığından bahsettikten sonra Gürkan'm Nejdet isimli şahsın kendisine ulaşmaya çalıştığından ve buluştuklarından bahsettiği, buluşmada geçen konuları Gürkan'm "GÜRKAN DİYOR BİZ DÜŞÜNDÜK TAŞINDIK DİYOR SENSİZ BU İŞLER OLMUYOR." "Ondan sonra işte SENİN MUTLAKA BAŞKANIN YANINDA OLMAN lazım Alper bir yana bizim Cengiz aptaldır şudur budur işte bir yere gidilmesi gerekir birileri ile konuşulması gerekir onun yanında DİK DURAN BİRİ OLMASI LAZIM işte senin mutlaka." "Senin başkanın yanında olman lazım." "Ya dedim bişey söylüyecem Nejdet dedim hı başkan demiş ki Gürkan bize küstü galiba BİZDE ONA MI KÜSELİM." "BİZİ KÜSTÜRMESİN" "Ondan sonra sabahleyin BAŞKANLA BERABER BİSMİLLAH DİYİP ŞEY YAPIYORSUNUZ yanından LÜTFİ'Yİ DE UZAKLAŞTIRIN bilmem ne yapın bakanz dedim ben anlıyor musun?" dediği ve bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Gürkan'm "Sana bişey söyilim mi bu problemler yani şu GÜNDEME GELEN MEVZULAR BAŞKANDAN KAYNAKLANMIYOR HE EMRE İLE NEJDET ORGANİZE YAPIYOR." "Onun da haberi var aslında." dediği, Ahmet'in "Ya tabi bunlar hepsi istişareli be abi baktılar ki BU İŞLER YÜRÜMÜYORLAR BİZSİZ anlatabiliyor muyum" "İşte dernek kuracaz dernek ... dernekten yetki ver YA ABİ YANİ SEN, ULUSAL BİRLİK HAREKETİ BİLMEM NE BANA BİR DE MESAJ GELMİŞ. ULUSAL. BARIŞ BEY GÖNDERMİŞ." dediği, Gürkan'm Yine mi HAREKETE GEÇMİŞİZ ABİ ULUSAL BİRLİK HAREKETİ DİYE." diyerek şahıslarla arasındaki memnuniyetsizliği anlatmaya çalıştığı,
17.01.2007 günü saat 18.23'te Ahmet FULİN ile Cengiz...? / Semih Tufan GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde;
Semih'in "Ya bak Fulin telefonunu kapatma kardeş bak" "BAK DİNLE KOŞTURUYORUZ HER TÜRLÜ. HER YERE GİRİP ÇIKIYORUZ. HER TÜRLÜ FAALİZ." "Yani imkanlar kısıtlı da olsa" dediği, Ahmet'in "Başkanım hi önemli değil biz imkanlanmızı." dediği, Semih'in "HERŞEYİ YAPIYORUZ. HER TÜRLÜ YÜRÜYORUZ. Ahmet FULİN hiç canını sıkma." dediği, Ahmet'in sıkıntılarını aştığından ve geleceğinden bahsettiği, Semih'in "ŞİMDİ CUMA AKŞAMI 6*DA TOPLANTIMIZ VAR." "Bizim yazanede temsil heyetini seçiyoruz." "Ocak ayının ilk haftası da büyük bir kurultay topluyoruz. Salon malon işlerini hallettiriyorum." dediği ve deklarasyon metninin dernek başkanına imzalatmasını istediği, ayrıca Ahmet FULİN'i icra heyetine aldığını söylediği,
2
f^^Z^
3.01.2007 günü saat 11.18'de Ahmet FULİN ile Dukşuö^GÜLER arasındaki
telefon görüşmesinde; ff/'\ ^
Ahmet'in "Ya yok kardeş biliyorsun Ermeni vatandaşımız öldürüldü. Dolayısıyla hani televizyonlarda da o NTV'DE YOK İŞTE AKIN BİRDAL SUİKASTÇİLERİ HARAÇ MARAÇ TOPLUYORLAR FALAN FİLAN DİYE GEÇİYOR BİLİYOR MUSUN?" "Gerekte yok biz geçen gün gittik BENİMDE MAHKEMEM VAR." "Belli değil hele beni çağırmışlar. Semih Tufan, Emre GÜLALTAY, Nejdet ATIŞ ondan sonra Gürkan TEMELLİ." "BU SUAT TURGUT YOK MU MAVİ MEDYA" "ŞİKAYETTE BULUNMUŞ BİZLERİ." "Hı işte geçen günde gençlik başkanı geldi beni aldı." "Ofısde yer yapmış bana işte yerimi gösterdi burası senin dedi." dediği, Ahmet'in Elazığ'a gideceğinden ancak para sıkıntısı olduğundan bahsettikten sonra ".. .yani sen fabrikadan para çözemiyor musun?" diye sorduğu, Dursun'un "Nasıl biliyor musun bu kırk ayaklar var ya 12 teker" "Onlardan paso mal yüklüyoruz Irak'a" "Dün gittim şeye Emre Bey falan ordaydı işte" "Dimes'teki yere gittim. Ali ŞİBİROĞLU falan ordaydı." "Seni dediler halledecez dedim ki abi benim harcamalanm var bari bunları şey edin e halledecez sıkıntımız var dedi bende sinirlendim çıktım geldim." dediği,
26.01.2007 günü saat 12.43'te Semih Tufan GÜLALTAY ile Dursun GÜLER arasındaki telefon görüşmesinde;
Semih'in "Dursun bu BAŞKOMSERLER DERNEĞİNİN BAŞKANI döndü mü onla bi görüş de" "... Platformu biraz şey yap çalışma yap destek ver Dursun." "O deklarasyon metnini de tanıdığın bi dernek başkanına imzalattır tamam mı?" "Senide platforma üye olarak alalım." dediği,
19.02.2007 günü saat 11.25'te Ahmet FULİN ile Necdet ATIŞ arasındaki telefon görüşmesinde;
Necdet'in "...Önümüzdeki pazar günü Taksim de miting var Azerbeycan'lılar Derneğinin" "... BAŞKAN SÖYLEDİ ŞEY GÖNDERECEZ OTOBÜS. Abi işte güzel bi organizasyon. Abi bi otobüs dolusu..." dediği, Ahmet'in "Tamam ... YEVMİYELERİNİ VERİK, HAMALLARI TOPLARIK." "Ne işler çıkardız gene" dediği, Necdet'in "Şey ya bizim TİMUR ABİNİN BASIN AÇIKLAMASI MİTİNG ŞEKLİNDE..." "ORDA ÇOK KALABALIK OLMAMIZ GEREKİYOR." dediği,
16.02.2007 günü saat 11.26'da Ahmet FULİN ile Cihan KARADAĞLI arasındaki telefon görüşmesinde;
Cihan'm "İyidir abi bu ... heralde Hüseyin Ankara'dan beni aradı KARABULUT Hüseyin abiyle görüştürdüm. Dün akşam Hüseyin abi aradı. Ahmet beni bi arasın dedi." "Abi bana bak sen gene bu KARABULUT'U GÜZERGAHINDAN KAÇIRMA. Yani o biraz dengesiz bişeyler yapıyor heralde şimdi BURDA NE YAPACAĞI DA BELLİ DEĞİL." dediği, Ahmet'in "Şimdi burdan ben İstanbul'a geldim ya Cihan burda bi kardeş var Eyüp GECREK şimdi" "Bİ TAKIM İNSANLARLA DEVREYE GİRMİŞ O EYÜP KOKSAL PAŞALAR FALAN HEPSİ ŞEYDELER ANKARA'YA GEÇMİŞLER." dediği, Cihan'm ".... Bana KARABULUT dedi ki; BEN O PAŞA FİLANLA SEN DEDİN Kİ NERDEN GÖRÜŞECEKLER GÖRÜŞTÜ ÖYLE TAHMİN EDİYOM." "GEÇMİŞTİ DÜN GÖRÜŞTÜLER HERALDE" "Hüseyin abiyi aradı şimdi Hüseyin abi de dedi ki Ahmet beni bi arasın benim demek istediğimi sen anlamadın şimdi Hüseyin abi gider orda adam bulur bulamaz bu yanda maksat bu firmayı sen temize çıkarasm ki aklı başında ondan sonra zaten ömürlük bişey eğer" dediği,
16.02.2007 günü saat 11.29'da Ahmet FULİN ile Selahattin...? arasındaki
telefon görüşmesinde; ^#*!SSS^ "■-
//«. -'•
f ) y^ " / 71169 H|^ :*%JS») S :
Ahmet'in "Adapazarı'ndaydım abi bi Adapazarı na geçmiştim bi yerde işlerim vardı. Benim olduğum bölgede de çekmiyordu. Sen ne yapıyorsun abi geçtin mi Ankara'ya" diye sorduğu, Selahattin'in geçtiği söylemesi üzerine Ahmet'in "Ne yaptın görüşmeler yaptın mı abi" diye sorduğu, Selahattin'in "YAPTIM BİR İKİ GÖRÜŞMELER VAR Bİ GELİŞMELER." dediği, Ahmet'in "KİMLE GÖRÜŞTÜNÜZ ABİ KOKSAL PAŞAYLA MI?" dediği, Selahattin'in "Yok Koksal Paşa ayrı Koksal Paşa" dediği, Ahmet'in "Hüseyin beyle o Amerika'dakiyle" dediği, Selahattin'in "He he onla görüştük Koksal Paşa di bana 400 milyar verin dedim anan güzel mi şirketi komple devredek borçlan ... sıfır işte bunlar var bizde dedik öyle bişey yok kardeşim" dediği, Ahmet'in "Abi sen onu Hüseyin'le görüş ya Hüseyin ÖZDEMİR'len de görüş o olaylara vakıf ya Hüseyin ÖZDEMİR'de bu aynntılan." dediği, Selahattin'in "Hüseyin şeyde işi yok. Bu Ankara şeylen o şey GÜL'e, Eyüp GÜL o Koksal Paşa ...." "Geldim burda adam di ben İstanbul'dayım o Koksal Paşa'yla konuşim di. Ben İstanbul'dayım yani bi çelişkiler var ha" dediği,
17.02.2007 günü saat 10.21'de Semih Tufan GÜLALTAY ile Ali ŞİBİROĞLU arasındaki telefon görüşmesinde;
Semih'in ".. .ALİ BEY SAAT 1' DE İDRİS PAŞAYLA RANDEVUMUZ VAR." dediği ve Taksim'de bulunan Ramada otelin adresini tarif ettikten sonra "Sen bi dosya kataloklar broşür falan hazırla." dediği,
17.02.2007 günü saat 14.50'de Semih Tufan GÜLALTAY ile Ali ŞİBİROĞLU arasındaki telefon görüşmesinde;
Semih'in "Şimdi Ali bey" "ÇIKTIKTAN SONRA SAYIN PAŞAMLA DA KONUŞTUK." "Bu Bulgaristan'daki iş 430 kilometre otoban işi" "BUNUN IŞIKLANDIRMASI, AYDINLATMASINI SANA VERİCEKLER." "Ora diyor çok iş var diyor. Bide orası artık Avrupa Birliği'ne girdi." "ŞEY KONUSUNA DA, ÇALIK KONUSUNA DA SİZİ GÖRÜŞTÜRECEK." dediği, Ahmet'in "YANİ ZATEN BİZİM GELMEK İSTEDİĞİMİZ NOKTAYI ÇOK HIZLANDIRACAK BİR OLUŞUM OLMAKTA VE HAYIRLISI OLSUN BU GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR." dediği ve yorumlan sonraya bırakmak istediğini belirttiği,
19.02.2007 günü saat 11.25'te Ahmet FULİN ile Necdet ATIŞ arasındaki telefon görüşmesinde;
Necdet'in "...Önümüzdeki pazar günü Taksim de miting var AzerbeycanTılar Derneğinin" "... BAŞKAN SÖYLEDİ ŞEY GÖNDERECEZ OTOBÜS. Abi işte güzel bi organizasyon. Abi bi otobüs dolusu..." dediği, Ahmet'in "Tamam ... YEVMİYELERİNİ VERİK, HAMALLARI TOPLARIK." "Ne işler çıkardız gene" dediği, Necdet'in "Şey ya bizim TİMUR ABİNİN BASIN AÇIKLAMASI MİTİNG ŞEKLİNDE..." "ORDA ÇOK KALABALIK OLMAMIZ GEREKİYOR." dediği,
10.03.2007 günü saat 17.24'te Semih Tufan GÜLALTAY ile Veli KILIÇ arasındaki telefon görüşmesinde;
Bir süre hal hatır görüşmesi yaptıktan sonra Semih'in "... BİZDE İKİTELLİ'YE GİDİYORUZ TOPLANTIYA." dediği, Veli KILIÇ'm "Başkanım ben yazıyı hazırladım, akşam yaymlicam." "Bakalım ne cevaplar alacaz. Bakalım efendiler bunlarla ... gibi oynayacam. Bana bi eğlencelik çıktı başkanım o" dediği, Semih'in ise "Onun bunun serveti ya." dediği, Veli KILIÇ'm "Evet başkanım ama buna şimdi başka başkalanna da yazı yazdıracam. Başka arkadaşlara da tembihliyim." dediği, Semih'in ise "Tabi rüsva edecez onu." dediği, Veli KILIÇ'm ise bazı şahıslarla görüştüğünden \.e--onlarında yazılar yazacaklanndan bahsettiği, bunun üzerine Semih'in "Bölücülük yapıyor namussuz." dediği, bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Semih'in "Ozanım'herkes haddini bilecek."
dediği, Veli KILIÇ'm ise "Evet başkanım bildiricez." dediği ve Semih'le konuşmasından dolayı rahatladığından bahsettiği, Semih'in ise "Az kaldı az" ".... BU SİPERDE 3-5 AY DAHA ZATEN DAYANIRIZ." dediği,
d)Aramalarda elde edilen deliller
Şüpheli Ümit OGUZTAN'dan ele geçirilen disketlerin incelenmesi sonucunda elde edilen JİTEM'Cİ VE MİT'Çİ GAZETECİLER isimli dokümanın MİLLETVEKİLİNE DE FOTOĞRAF SATMIŞ bölümünde;
JİTEM'ci gazeteci diyologda önemli bir başka bilgi daha verdi. Mesut Yılmaz ile Abdullah Çatlı'nm birlikte olduğu resmi DYP Ti bir milletvekiline sattığını söyleyen JİTEM'ci gazeteci, fotoğraflardan yüklü para aldığını söylüyor. Abdullah çatlı ile Mesut Yılmaz'm birlikte olduğu fotoğraf basında yer almadı. Sadece 1998 yılında Radikal gazetesinde manşetten yayınlanan bir haberde Mesut Yılmaz-Abdullah Çatlı ve Eyüp Aşık'm birlikte olduğu fotoğrafları kendilerine satmak için bazı kişilerin getirdiği yer almıştı. Radikal gazetesi fotoğrafın orijinalini değil, bilgisayarda hazırladığı kopyasını yayınlamıştı. Bu haberin yayınlanmasının ardından Akşam Gazetesi'nde görev yapan iki gazetecinin bu olay nedeniyle gazeteyle ilişkisi kesilmişti.
Fotoğrafı arın Denizli Milletvekili Kemal Aykurt'a satıldığı ileri sürülüyor. Çünkü Aykurt, 23 Haziran 1998 tarihinde TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada, Mesut Yılmaz ile Akın Birdal suikastının azmettiricisi Semih Tufan Günaltay'm birlikte çekilmiş fotoğraflarını kamuoyuna açıklamıştı. Şeklinde isminin geçtiği,
Tutuklandığı dosyada el konulan bilgisayarında, Ulusal Birlik Komitesi.doc bilgisayarların yapılan incelemesinde; 53 Kişilik ulusal birlik komitesinin kurucular kurulunun listesi olduğu ve bu listenin ilk sırasında Semih Tufan GÜLALKAYTN 36. sırasında ise Muzaffer TEKİN isminin bulunduğu,
Aynı bilgisayarda kayıtlı bulunan ÇOK GİZLİ333.doc Word formatmdaki metin dosya bulunmuş, bulunan bu dosyanın incelenmesinde genel merkezi Kadıköy'de bulunan Kuvayi Milliye derneği ve yöneticileri hakkında istihbari mahiyette geniş kapsamda bilgilerin olduğu anlaşılmıştır. 1-Derneğin genel başkanı Fikri KARADAĞ 2-Hüseyin GÖRÜM, 3-Prof. Burhan Omay 4-İbrahim ÖZCAN 5-Kahraman ŞAHİN 6-Ali ÖZOĞLU,7-Hatice BAHTİYAR 8-Ahmet TÜRKYILMAZ 9-Nuri VARDARBAŞI isimli şahıslar hakkında istihbarı nitelikte bilgilerin olduğu görülmüştür.
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
şüpheli Muzaffer TEKİN'in İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğünce suç örgütüne yönelik gerçekleştirilen PİYON (K) planlı operasyonda örgütün liderliğini yapan TİT'in kurucularından Semih Tufan GÜLALTAY ve halen firar olarak ARANMAKTA olan örgütün yöneticisi konumunda bulunan Emre GÜLALTAY ile irtibatının olduğu tespit edilmiştir.
Soruşturma kapsamında halen tutuklu bulunan örgüt üyesi Hayrettin ERTEKİN'in Semih Tufan GÜLALTAY'm tutuklu bulunduğu ve liderliğini yaptığı suç örgütü ile ilgili dosyada hakkında yakalama karan çıkarılan örgütün yöneticisi konumunda bulunan Emre GÜLALTAY ile telefon görüşmelerinin olduğu.
01.02.2008 günü saat:13.55'de Hayrettin ERTEKİN ile emre gülaltay arasındaki
telefon görüşmesinde özetle; _ _ „.„
1171
Emre'nin "abi şimdi katara gideceğim ordaki işlere bakip ondan sonra da buraya geleceğim..." "şimdi burda ortam uygun" "burda o diyorum derneği kuruyorum" "burda bide kasap oturmaya başladi" dediği, hayrettin'in "hi dur murat'i bir gicik edeyim firin açmayi düşünüyoruz diyeyim bizden önce hemen şey yapsinlar" "patentini aldik diyeyim" dediği, emre'nin "şey yapariz abi yarisini senle benim olur yarisi da bunlarin olsun" dediği, hayrettin'in "tamam baba ben varim" dediği, emre'nin "çünkü hiç olmazsa bunlar başinda da durur" dediği, hayrettin'in "ya yok onlara hiç güvenme onlar kendi kendi evlerinde ki işini yapamıyorlar onlardan bir şey bekleme bak onlara güvenirsen şey olmaz" "onu da biz yapariz ben oraya bir tane adam koyarim" dedikten sonra görüşmenin ilerleyen bölümlerinde hayrettin'in "bomba gibiyiz devam ediyoruz işte burda bir türban sikintisi var burda bu adamlar okuyorsundur şeyden mhp destek verdi bunlara onlarla ilgili bu gün bir yazi yazdim güzel bir böyle bunlara bir ufak yazmiyordum uzun zamandir şimdi ortalik yine hop oturup hop kalkacak böyle" dediği, emre'nin "ben sana bir şey söyleyeyim mi vatan için uğraşiyorsun sonra vatan hayini oluyorsun" "abi bizden vatan hayini olmaz da vatan hayini muamelesi görüyoruz" dediği, hayrettin'in "...en iyi kurt ölü kurttur dediğim için 301. maddeden dgm'de yargilaniyorum inşallah ceza verirler de ben de tarihe geçerim..." "...biz ya biz türk ırkinin türk milliyetçisinin ant içmiş yemin etmiş olan insanlar için çünkü bizim yeminler genlerimizde taşiniyor..." "...ben seni taniyorum yani seni biliyorum sen insana ne derlerse desinler seni bak biliyorum diyorum ki yanindayim sonuna kadar her zaman yani bunu bilesin" "...ne derlerse desinler organize çete desinler bilmem hain desinler... güleceksin şöyle bakacaksin diyeceksin ki bunun bir hedefi var bunun bir amaci var amacinin karşisinda duran benim" dediği, emre'nin "şu on beş günden beri çikarmadiklari şey kalmadi" "yok haplemin torunundan tuttular ya daha ankara'daki araçlara tut yok malatya'da olayi yok" dediği, hayrettin'in "genel kurmay başkani gibi bir tertemiz ... seçilmiş bir adama bile kalktılar fezleke düzenleyip çete diye dava açmaya kalkan milletten insanlardan ne beklenir onların bir amacı var onu niye yapıyorlar onu bu memlekete yıkmak için memleketin ilerlemesini" dediği, emre'nin "ya utanmıyorlar dün şu başlığı gördün mü gülmekten öldüm ya şey çete tetikçi dizilerden seçmiş diye ya bu kadar olmaz ya" "yalnız ben sana bir şey söyleyim mi çok büyük strateji hatası yapıyoruz biz yapıyoruz biz başından beri" "bu hem ak partiye hem bu İslamcı kanada karşi strateji hatası yapıyoruz" "biz aslında abi bunları devşirebiliriz ..." "abi en büyük tehlike kim biliyor musun bunlar değil bunlar yine bir noktada gelirler mecburen de olsa yani bunların içindeki kamuluşlari yani bu yüzde kırk yedinin içinde en fazla böyle kemikleşmiş böyle şey olan kısmi yüzde ondur geri yüzde otuz beşini biz kendi safımıza çekeriz ama en tehlikeli olanlar ikinci cumhuriyetçiler" "bak biz biz şimdi bunlan köşeye sıkıştınyoruz zannediyoruz bu ak parti ve o adamın ismi esasmda ikinci cumhuriyetçiler bunlan kullanıyorlar biz bunlan korkuttukça bak bizi öcü diye gösteriyorlar bunlar diyorlar sizi kesecek öyle yapacak böyle yapacak anlatabiliyor muyum bunlar sizi şöyle yapacak böyle yapacak diyorlar onlarin üzerinden bize operasyon yapiyorlar" "abi bütün basini ele geçirmişler" "ya şimdi bunlar sivil toplum biz sivil toplum örgütü kuruyoruz çete oluyor" "şimdi sivil toplum örgütü kur meydana çik sen çetesin abi olmayan bağlantilar olmayan suçlamalar ya o gazeteci kadini ne hale getirdiler güler kömürcü'yü" "... ekibi sedat peker'e telefon açmiş ya kadin sedat peker ile yatmiş da olabilir ne olacak yani bu kadini şey mi yapar" "ya o garibim o sevgi erenerol'a yaptiklari ya" dedikten sonra görüşmenin sonlarina doğru türk-çin işadamlari adi altinda bir dernek kurmayi planladikiari, türkiye'deki dernek başkaninin hayrettin ertekin olmasi, yurtdişindaki dernek başkanin da ibrahim..? isimli şahis olmasi yönünde konuşmalar yaptiklari tespit edilmiştir.
İsmail yıldız'm işyerinde elde edilen bilgisayarda; Uluş^jUdfelik.. Hareketi Platformu; İnsan Haklan Derneği'nin eski Genel Başkanı Akın BirdaM cl 998 syjMÎSasilahlı saldmda bulunulması eylemini organize eden Semih Tufan Günafey, 4.^4qf '^z^evinde
a * "* / / /* ""\ \ f- v,-
yattıktan sonra 2005 yılında Ulusal Birlik Partisi'ni (UBP) kurdu. Günaltay, Muzaffer Tekin'le Türksolu'nun düzenlediği bir etkinlikte tanıştı. Kitaplarını da Türksolu tanıyordu. Günaltay, Yargıtay kararıyla başkanlıktan ayrılınca UBP de kapandı. Günaltay, uzun bir sessizlikten sonra 11 Şubat'ta Ulusal Birlik Hareketi Platformu'nu (UBHP) kurduğunu açıkladı. Kağızman Gençlik Derneği'nin başkanlığını da yürüten Günaltay'm oluşumunda 38 kuruluş var. UBHP'nin Ankara'daki temsilciliğini ise Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve eski Jandarma Genel Komutam Orgeneral Şener Eruygur yürütüyor. UBH'ya destek veren kuruluşlar arasında Temiz'in UHB'si ve avukat Erkut Şahin'in İlerici Aydınlar Derneği (İAD) de yer alıyor.
İlerici Aydınlar Derneği: Semih Tufan Günaltay'm Akm Birdal suikasti sonrası avukatlığını üstlenen Erkut Şahin, İlerici Aydınlar Derneği'ni (İAD) kurdu
Hüseyin GÖRÜM; 27.05.2006 tarihinde danıştay davasında yakalandığında ankara c.başsavcılığmda alman ifadesinde; Muzaffer TEKİN'in Semih Tufan GÜNALTAY'm cezaevinde bulunduğu dönemlerde bu şahsa yardım ettiğini kendisine söylediğini,
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Mehmet Hadi ÖZCAN; hakkında bir kaç sefer çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan tutuklandığını, halen ayrı bir çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan Kandıra Cezaevinde tutuklu olduğunu,
ERGENEKON ile alakalı olarak geçmişte bazı tanıdığı şahıslar olmuduğunu, ancak örgütün içinde fiilen bulunmadığını,
VELİ KÜÇÜK'ü gıyaben tanıdığını, İzmit'te Alay komutanlığı yaptığı dönemde kendisi ile 1996 yılında bir olay sebebi ile arandığı için teslim olmak için birkaç sefer telefon görüşmesi olduğunu, ancak hiçbir zaman yüz yüze bir görüşmesinin olmadığını, SEMİH TUFAN GULALTAY'ı arkadaşı olan SAVAŞ UZUN ile aynı cezaevinde yatmasından dolayı tanıdığını, SEDAT PEKER in dayısını ve babasını tanıdığını, kendisini tanımadığını,
kendisinin SUSURLUK Meclis Araştırma Komisyonuna ve ilk yakalandığında emniyet müdürlüğünde geçmiş dönemde ifade verdiğini, Ergenekon örgütü üyesi olmadığını,
Tuncay güney mülakatında; SEMİH TUFAN GÜLALTAY ile ilgili olarak; PKK'nm K.Irakta Celal TALABANİ ile uyuşturucu işi yaptığını, PKK mn yanında yer alan Akm BİRDAL'm vurulması emrini YEŞİL(Mahmut YILDIRIM'in verdiğini, Yeşil'in Veli KÜÇÜK'ün adamı olduğunu, Yeşilin adamının da Cengiz Astsubay olduğunu, Semih Tufan GÜLALTAY'm Akm BİRAL'ı vurmaktan yakalanıp ceza evine konulduğunu,
Bir dönem Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'm Korkmaz YİĞİT'i sıkıştırdığını, bunun üzerine Veli KÜÇÜK'ün Emre yi yanma çağırdığını, Emre GÜLALTAY'm Veli KÜÇÜK'ün karşısında "iki büklüm oturarak" bir emri olup olmadığını sorduğunu,
Mehmet Fikri KARADAĞ; SEMİH TUFAN GULALTAY'ı Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akm BİRDAL'm tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, Şahısla hapisten çıkana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığını, Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'm kardeşi Emre GULALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, Emre'yi kendisine Muzaffer'in Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olarak tanıştırdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında 3-4 defa görmüş olabileceğini,
Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer^^neyas^yrı ayrı en az 10 defa görüştüğünü, Şahısla Ulusal Birlik Partisi kurulması aş^n^mdalg^u'şKahşverişlerinin
olduğunu, Hatta partinin ismini birlikte koyduklarını, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini,
Şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da görüştüğünü, şahısla Ulusal Birlik Partisinin kurulması çerçevesinde Ankara'ya gittiklerini,
İlerleyen dönemde Semih Tufan ticari ve gayri menkul faaliyetlerinin devlet tarafından engellendiğini söylediğini, bu söylemlerde bulunurken bu olayların kendisinden kaynaklandığını ima etmeye çalıştığını anladığını, Bunun üzerine kendisinin de şahsa kızarak "Bugüne kadar senle görüştüğüme yazık." diyerek şahsın yanından ayrıldığını bir daha görüşmediğini,
Atilla AKSU savcılık ifadesinde; Ergenekon Terör örgütü operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in zaman zaman kendisinden Türklüğe hakaret, Atatürk'e hakaret, Recep Tayyip ERDOĞAN'm damadı, Abdullah UNAKITAN, Ali ÜLKER, Murat ÜLKER ve Türk İntikam Tugayından Semih Tufan GÜNALTAY'm tehdit edilmesi ile ilgili evrakları ve bunların sayı numaralarını istediğini, kendisinin bunlardan bazılarının numaralarını ve kesinleşmiş takipsizlik kararlarının birer örneğini, UYAP'tan ulaşabildiği kadarı ile istediği şeylerin, 301 madde ve Atatürk'e hakaret davaları ile ilgili liste suretlerini çıkartarak göndermiş olduğu ismini bilmediği elemanına verdiğini,kendisinin yasadışı Ergenekon terör örgütü ile bir bağlantısı olmadığmı,sadece görevi ile ilgili hatalar yapmış olabileceğini belirtmiştir.
Muzaffer TEKİN Ankara Emniyet Müd.Tem Şube Müdürlüğü 26.05.2006 günü vermiş olduğu ifadesinde; Kendisini 1988 yılında Mete YALAZANGIL vasıtasıyla tanıdığını,1988-1998 yıllan arasında iki veya üç defa görüştüklerini, Bir ara bir güvenlik şirketi kurduğunu, bir ara da yurtdışında tahsil için bulunduğunu duyduğunu, Akın BİRDAL olayında beş sene ceza evinde yattığını bildiğini, Bir dönem Ulusal Birlik Partisini Kurduğunu,bu hareketin içinde yer almamı yönetim kuruluna gelmesini istediğini, Ancak kendisinin kabul etmediğini,
Muzaffer TEKİN' savcılığımızda alman ifadesinde C.savcılığına posta ile gelen Sulhi CANACAR imzalı mektup içeriği sorulduğunda;
Akın BİRDAL suikastı ile ilgili olarak aranan Semih Tufan GÜLALTAY'ı evinde saklamadığını, ancak bu kişiyi saklayan Emekli Binbaşı Mahmut Zihni OZAN'm kendisinin arkadaşı olduğunu, Semih Tufan GÜLALTAY' ı sözü edilen olaylardan 2-3 sene önce Mete YALAZANGİL aracılığı ile tanıdığım,olayı basından duyduğunu ve olayla ilgili olarak kendisinin ifadesinin alınmadığını, Doğuş Factoring Şirketinin hissedarı olduğunu, Ahmet ÇEKENKIRAN'm da bu şirketin sahibi olduğunu, İlhan PARLAK ve Hasan PARLAK'm Danıştay soruşturmasında kendisi ile birlikte ismi geçen Ayhan PARLAK'm kardeşleri olduğunu, Nezahat KELEŞ ve Erdoğan KELEŞ' i tanımadığını ve Doğuş Factoring Şirketinin 2003 yılında kapatıldığını, SEMİH TUFAN GÜLALTAY'IN CEZAEVİNE GİRMESİNDEN SONRA AİLESİ İLE İLGİLENDİĞİNİ, bu kişi 2003 yılında cezaevinden çıktıktan bir müddet sonra tekrar irtibat kurduklannı,yaklaşık 3 senedir görüşmediklerini, beyan etmiştir.
Hayrettin ERTEKİN;Semih Tufan GÜLALTAY' ı tanımadığını, Emre GÜLALTAY' ı tarihten iki ay önce Çin de fuarda tanıdığını, Çin'de tercümanlığını yapan Murat KILIÇ vasıtası ile tanıştığını, Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olduğunu bilmediğini, kendisi ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ara sıra telefonda görüştüklerini, bir kere Çin'de Çin-Türk iş adamları derneği kurmayı teklif ettiğini ancak kendisinin kabul
Osman YILDIRIM 21.05.2006 günü Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Danıştay saldırısından dolayı alman ifadesinde; Semih Tufan GÜNALTAY ile hemşeri oldukların, 1995 yılından beri kendisini tanıdığını, Yozgat Cezaevinde 1999 yılında birlikte yattıklarm,2000 yılında cezaevinden çıktığımdan beri kendisi ile bir görüşmesinin olmadığını,
Esra Feride GÖKÇİMEN 11.07.2006 Organize Suçlarla Muadele Şue Müdürlüğü'nde Vermiş olduğu ifadesinde; "... binaya sık sık gelen şahıslardan birinin Danıştay binasında yapılan silahlı saldırıda adı geçen Muzaffer TEKİN olduğunu, bu şahsını Muzaffer olarak bildiğini, soyadını Danıştay saldırısından sonra gazetelerden öğrendiğini, bu şahısın geldiğinde sadece birinci katta bulunan parti kısmına çıktığını„orada Semih Tufan GÜLALTAY ile baş başa görüştüklerini, bu şahısın son olarak Danıştay'da yapılan silahlı saldırıdan iki gün önce 4-5 kişilik kalabalık bir grup ile geldiğini ve Semih Tufan GÜLALTAY ile saatlerce toplantı yaptığını, Danıştay saldırısının yapıldığı gün gece geç saatlerde Veli KILIÇ kendisinin kullanmış olduğu, 0533 681 74 05 ya da 0533 300 74 40 numaralı telefondan arayarak "şimdi beni dikkatlice dinle ,sana söyleyeceğim isimleri not al ve bunları www.ulusalbirlikkomitesi.com isimli siteden sil, bu acil bi durum, bunları bu gece mutlaka sildir" dediği, kendisinin de bunu yapamayacağını bu işlerle benim uğraşmadığını söylediğini bunun üzerine veli'nin "Bu Semih Tufan GÜLALTAY'ın talimatıdır,o zaman bu işle kim uğraşıyorsa onu bul ve bu işi hallettir,sabah olmadan bu işin hallolması lazım" dediği, sonra tekrar kendisini arayarak Sami Alper EREN isimli şahsı 0216 489 13 70 numaralı telefondan acil araması gerektiğini söylediğini, kendisinin de bu numarayı aradığında Sami Alper EREN'in Veli KILIÇ 'm kendisine verdiği ve silmesini istediği isimleri tekrar yazdırarak bunlarm parti kurucu üye listesinden silinmesi gerektiğini söylediğini, silmem istenen isimlerin ise ; 01.MUZAFFER TEKİN, 02.SAVŞHAN TOSUNOĞLU, 03.MAHMUT AYDIN ve soyadını hatırlamadığı ama kurucu üye listesinde olan MAHMUT....isimli başka bir şahıs olduğunu,aynca Danıştay da yapılan silahlı saldın eylemi gerçekleştiren Avukat Alparslan ARSLAN 'm bu binaya kalabalık bir grup ile geldiğini gördüğünü,o dönemde adını bilmediğini, fotoğraflarını gazetelerde görünce Semih Tufan GÜLALTAY'ın yanma gelen şahıslardan biri olduğunu kesinlikle hatırladığını,
Muzaffer GÖKÇİMEN 11.07.2006 Günü müşteki sıfatı ile vermiş olduğu ifadesinde; "... Ulusal Birlik isimli internet sitesinde isimleri olan şahıslardan bazılarının Danıştay cinayeti olunca cinayete adı kansan Muzaffer TEKİN, Alpaslan ASLAN, 2 tane Mahmut, isimli kurucu üyenin siteden işitiminin silindiğini, Semih GÜLALTAY'ın yanma Muzaffer TEKİN ,Alpaslan ARSLAN gibi cinayetle bağlantılı olduğu iddia edilen şahıslar gelip gittiğini,
Mete YALAZANGİL İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde 25.08.2007 günü alman ifadesinde; 19.06.2007 GÜNÜ MUZAFFER TEKİN İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINDA SİZİNLE İLGİLİ OLARAK "... Akın Birdal suikastı konusuyla alakalı olarak da sadece eylemi yapanlan azmettiren Semih Tufan Gülaltay isimli şahsı evinde saklayan emekli binbaşı Namık Zihni Ozansoy isimli bir alt devrem olan arkadaşımı ben tanıyorum. Semih Tufan Gülaltay'ı da Mete Yalazangil vasıtası ile tanıyorum. Bu olaylardan 2-3 sene öncesinden tanıyordum. Olayı yaptıklannı basından duydum. Benim bu olaylarda ifadem alınmadı." şeklinde beyanda bulunduğu sorulduğunda;
Semih Tufan GÜLALTAY'ı çocukluğundan beri tanıdığını Mikail SARI'nın Akm BİRDAL suikastından dolayı arandıklannı basın ve medyadan öğrendiğini, Mustafa GÜLEN'e olayın aslını sorduğunda Semih Tufan GÜLALTA^Pr^ikajl SARI ile SER şirketinde tanıştırdığını kendisinin bu olayla ilgisi olmadığını ş^yîediğihl^/5' ^
1988-89 yıllarından önce Tekel'de çalıştığım dönemlerde Muzaffer TEKİN'de ile tanıştığım, zaman zaman Muzaffer TEKİN'in Kadıköy Kuşdilinde bulunan bürosuna gidip geldiğini, 1998 yılı içerisinde Muzaffer TEKİN'in Semih Tufan GÜLALTAY ve arkadaşı Namık Zihni OZANSOY'ım Kastamonu cezaevinde olduklarını ve görüşmeleri gerektiğini kendisine söylediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte Kastamonu'ya giderek Semih Tufan GÜLALTAY ve Namık Zihni OZANSOY ile cezaevinde görüştüklerini, Bu görüşmeden yaklaşık 1,5-2 ay kadar sonra milliyet gazetesinde Akm BİRDAL suikastı sanıklarından birisinin de kendisi olduğu yönünde haberler okuduğunu bunun üzerine Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gidip teslim olduğunu,Ankara DGM savcılığınca serbest bırakıldığını, 2001 yılında bir gün Semih Tufan GÜLALTAY'm yeğeni olan Necdet ATIŞ isimli şahısın Semih Tufan GÜLALTAY ve bu olaydan dolayı yakalanan bütün arkadaşlarının Yozgat cezaevine nakledildiklerini ve Semih Tufan GÜLALTAY'm kendisi ile görüşmek istediğini Muzaffer TEKİN'in Yozgat cezaevine gidip Semih Tufan GÜLALTAY ile görüşmesini istediğini, ancak kendisinin bunu da kabul etmediğini.
Mehmet EYMÜR, 17,06,2008 tarihinde tanık olarak alman İfadesinde;
Semih Tufan GÜLALTAY'ı şahsen tanımadığını, ancak Alpaslan Cemal ERTUĞ bu şahsın milliyetçi bir kişi olduğunu ve faydalı olabileceğini söylediğini, Kendisinin bu gibi konulardan biraz dilinin yandığı için bu şahsı bir müddet kontrole aldığını, Semih Tufan GÜLALTAY'm tahsilat işleri yaptığı, kirli işlerle uğraştığı, ağzının çok bozuk olduğu hususlarını öğrendiği için bu şahıstan faydalanmayı düşünmediğini, Ancak buna rağmen Semih Tufan iki veya üç defa birisi Kendilerinde eskiden şoförlük yapan bir teşkilat mensubu vasıtasıyla Mersin'de olan bazı olayları anlatmak üzere görevli arkadaşlarla görüştüğünü bir de İran'la ilgili bir konuda Mit mensubu personelle görüştüğünü bildiğini, bunun dışında kendisi Amerika'dayken Türk İntikam Tugayları adı altında örgütlenerek eski İnsan Haklan Derneği başkanı Akın BİRDAL'a saldın düzenlediklerini duyduğunu, bu eylemde Semih Tufan'la irtibatlı olan Mikail SARI sahte kimlikli Cemal KULAKSIZOĞLU' nun 1995-96 yıllanndan sonra teşkilatta haber elemanı olarak görevli bir kişi olduğunu, Cemal KULAKSIZOĞLU Yavuz ATAÇ tarafından teşkilata getirilmiş bir kişi olduğunu, Mit tarafından yurtdışında görevlendirildiğini, ancak daha sonra captagon işleri ile ilgilendiği, sınır girişlerinde kendini Mit mensubu olarak tanıtıp arattırmadığı gerekçesiyle Kendisinin talimatıyla ilişiğinin kesildiğini, ancak daha sonra kendisine bu hüviyetlerin verildiğini ve operasyon başkanlığının bu şahıstan faydalanmaya devam ettiğini öğrendiğini, ancak eylem hakkında teferruatlı bilgiye sahip olmadığını beyan etmiştir.
g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm Akm Birdal suikastının sanıklanndan olduğu bu konuda kesinleşmiş hapis cezasının olduğu ve cezaevinden çıktığı, dosyadaki belgelere göre bu suikastı Yeşil (Kod) Mahmut YILDIRIMIN talimatıyla yaptığı dosyadaki delillerden anlaşıldığı,
11.02.2007 tarihinde saat 11.00'de Beyoğlu İlçesi Savoy Otel'de toplanan gruba Ulusal Birlik Hareketi Platformu Başkanı şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY tarafından Yüce Türk milleti başlıklı basın bildirisinin okunduğu, Güvenlik şube müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
25.02.2007 günü Taksim Gezi Parkında Azerbaycan Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen ve dernek başkanı Timur SELÇUK'un katıldığı basın açıklamasına; şüpheliler Veli KÜÇÜK, Av. Kemal KERİNÇSİZ, Bağımsız Türk Orta0^P&ri^anesi Basın Sözcüsü Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Semih T0üh GÛim^HJ Ue Rafet
Dostları ilə paylaş: |