İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede



Yüklə 3,16 Mb.
səhifə16/44
tarix01.08.2018
ölçüsü3,16 Mb.
#65835
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   44
partileri bölmeye veya üst yönetim kadrosunu değiştirmeye yönelik çalışmalar yaptığı bu çalışmaları anayasal olan parti kurma ve siyasal faaliyette bulunma hakları çerçevesinde kullanmayıp örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda örgütün talimatları ve menfaatlerine uygun olarak yaptığı açıkça anlaşılmaktadır.

Bu faaliyetler içinde zaman zaman zaman mafya ile ilişkilerini kullanıp istediği yöneticileri parti başkanı yapmayı amaçladığı, bazende Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ten elde edilen MHP kongresinde kavga ve kargaşa meydana getirip kongrelerde meydana gelecek kaos ortamından kendi adaylarını tehditle partinin genel başkanı yapmayı amaçladıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca dosyadaki belgelerde, birçok şüpheliler de siyasi partiler ve miletvekilleriyle ilgili ayrıntılı fişlemelerin bulunduğu, bazı parti milletvekillerinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçları doğrultusuna ankete alınarak bu kişilerin partilerinden ayrılıp ayrılmayacakları konusunun tespit edilip yazıldığı görülmüştür.

7- CUMHURİYET GAZETESİNE ATILAN BOMBALAR VE DANIŞTAY


OLAYINDAKİ ROLÜ,
^****^







** S . " x '-.ir f

9
' i



~f^Ç$rs&ı

' JçbtT^^i
30 - «İ,:A tf


DOSYADA mevcut delillere göre Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ve akabinde meydana gelen Danıştay saldırısı eylemleri öncesi bizzat eylem kararının alındığı toplantıda şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ve Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'in hazır bulunduğu ve bu eylem için talimatları bizzat Veli KÜÇÜK'ün verdiği ve bu iş karşılığında eylemi yapacak olan Osman YILDIRIM'a 500 bin ABD doları taahhüt edildiği, yine aynı beyanlarda Necip HABLEMİTOGLU'nun öldürülmesi için Veli KÜÇÜK tarafından Osman YILDIRIM'a para teklif edildiği kendisinin kabul etmemesi üzerine bu eylemi Veli KÜÇÜK'ün başka bir örgüt üyesine havale ettiği, tanık beyanlarından anlaşıldığı, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün hem Cumhuriyet gazetesine atılan bombalardan hem de Danıştay eyleminden sorumlu tutulmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır.

Sonuç olarak şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ERGENEKON terör örgütünün üst düzey gizli yapılanmasında yönetici konumunda olduğu, üst yöneticilerden şüpheli Doğu PERİNÇEK'le irtibatlarını sürdürdüğü gibi, Ergenekon terör örgütünün LOBİ yapılanması yöneticilerinden, Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'le doğrudan irtibatlı olduğu, aynı yapılanma içinde şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün de Veli KÜÇÜK'ün işlerini perde arkasmdan takip ettiği, bu ilişkilerini aynı konumda olan şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ile birlikte yürüttükleri, Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ'ın da bu işlere yardımcı olduğu anlaşılmıştır.

Şüpheli Veli KÜÇÜK Ergenekon terör örgütünün Lobi yapılanması ile üst gizli yapılanma arasında köprü eleman vazifesini şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ile birlikte yürüttükleri, hem mafya temsilcileriyle hem adli, askeri hem de siyasi kesimlerle irtibatlarının bulunması, yurt dışı faaliyetleri, tanık beyanlarma göre yabancı ülkelerin firmalarına danışmanlık yaparak stratejik öneme sahip yerlerde fabrika açmaları için önayak olması, örgütün illegal kesimiyle doğrudan irtibatları ve ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE ait tüm örgütsel içerikli belgelerin orjinallerinin şüphelinin evinde çıkması,

Cumhuriyete atılan bombaların ve Danıştay eyleminin Ergenekon terör örgütünün amaç ve ilkelerine aykırı davrandıklarını düşündükleri yönetimleri askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukukdışı yoldan yönetimden uzaklaştırmak amacına yönelik olarak bu şüphelinin talimatlarıyla yapılması verdiği talimatlarla eylemlerin yapılması akabinde Türkiye Cumhuriyeti üst düzey yöneticilerine karşı ciddi bir saldırılar yapılıp toplum içinde yuhalanarak küçük düşürüldüğü ve ayaklanmaya yönelik eylem ve yürüyüşlerin yapılması hususları göz önüne alındığında,

ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN nihai amacına ulaşmak için ülkede oluşturulacak kargaşa ve kaos ortamı sonucu halkın tahrikiyle Ordunun da bu tahriklere kapılıp Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ilgaya teşebbüs suçlarını işlediği ve bu suçlar için elverişli nitelikleti eylem ve kalkışma suçları olarak mahkemece kabul edilen Cumhuriyet gazetesinin bombalanması eylemleri ile Danıştayda Görevli Üyenin şehid edilmesi bazılarınmda yaralanması suçlarının talimatlarını bizzat verdiği,

Yine kendine örgüt silsilesi içinde bağlı örgüt üyelerinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçları gereğince yeri geldiğinde kullanılmak için saklanmış elbombalara patlayıcı maddeler ve suikast silahlarndan ve diğer tüm suçlardanda ayrıca sorumlu tutulmasının zorunlu bulunduğu anlaşılmakla,

Sonuç olarak şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ERjGEÎgEKON terör örgütünün üst düzey yöneticisi olduğu, örgütün kuruluş aşamasından beri^içindeki tüm faaliyetlerinde

/, *****"»J % ?


// . S, //^.Vi » , ____

.

/ ,/(/ y .* ,s ^__

yer aldığı, bu nedenle eylemlerine uyan TCK'nun 314/1, 312/1, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması,

Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların azmittiricisi olduğu anlaşıldığından;

TCK'nun 82/l.a-g, 38/1 - TCK'nun 82/l.a-g, 38/1, 35 ( 4 kez) - TCK'nun 174/1,2 - TCK'nun 170/1-c, 38/1 (3 kez), TCK'nun 151/1, 38/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince,

Ayrıca, Şüpheli Veli KÜÇÜK, ERGENEKON terör örgütünün yöneticisi konumunda olup, 5237 Sayılı TCK'nun 314/3. maddesi "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" ve TCK'nun 220/5. maddesi de "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırıhr" hükmü gereği, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan dolayı sorumlu tutulmasının yasal zorunluluk olduğu anlaşıldığından;

1- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Muzaffer


TEKİN, İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Mete YALAZANGİL,
Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK, Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin
güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması
gereken bilgileri temin etmek suçundan dolayı TCK'nun 327/1. maddesi gereğince (8)
SEKİZ KEZ,

2- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; İsmail YILDIZ,


Ergün POYRAZ, Mete YALAZANGİL, Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK ve
Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal
yararlarına ilişkin belge veya vesikaları geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden
başka bir yerde kullanmak suçu nedeniyle: TCK'nun 326/1. maddesi gereğince, (6)
ALTI KEZ,

4- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Gazi GÜDER,


Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Halil Behiç GÜRCİHAN, İsmail YILDIZ, Kemal ŞAHİN,
Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU, Ergün POYRAZ, Fikret EMEK,
Doğu PERİNÇEK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Habip Ümit
SAYIN, Hikmet ÇİÇEK, Kemal KERİNÇSİZ, Nusret SENEM, Erkut ERSOY ve Murat
ÇAĞLAR'in işlemiş oldukları, Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî
kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık
durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetmek
suçu nedeniyle; TCK'nun 135/2-1,43/2. maddesi gereğince (18) ONSEKİZ KEZ,

5- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Oktay


YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları, silahlı terör
örgütüne ait silahları depolamak suçu nedeniyle; TCK'nun 315 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ,

6- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Ayşe Asuman


ÖZDEMİR ve Halil Behiç GÜRCİHAN'in işlemiş oldukları, Adil Yargılamayı Etkileme
suçu nedeniyle; TCK'nun 288. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,

                  1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Fikret EMEK, Hayrettin ERTEKİN, Hikmet ÇİÇEK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Hayati ÖZCAN, Ergün POYRAZ, Nusret SENEM ve Doğu PERİNÇEK'in işlemiş oldukları; Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 334/1 maddesi gereğince (8) SEKİZ KEZ,

                  1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: İsmail YILDIZ, Bekir ÖZTÜRK, Hüseyin GÖRÜM ve Fuat ERMİŞ'in işlemiş oldukları; Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 319/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (4) DÖRT KEZ,

                  1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Mehmet Fikri KARADAĞ, Hayrettin ERTEKİN ve Muhammet YÜCE'nin işlemiş oldukları; Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu nedeniyle, TCK'nun 284/1 maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ,

10- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheli Muzaffer
ŞENOCAK'ın işlemiş olduğu; Ruhsatsız patlayıcı bulundurmak suçu nedeniyle,
TCK'nun 174/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5/2. maddeleri,

Şüpheli Ergün POYRAZ'm işlemiş olduğu; Yasaklanan bilgileri açıklamak suçu nedeniyle TCK'nun 336. maddesi,

Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu; Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek veya aşağılamak suçu nedeniyle TCK'nun 216/1. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ve Aydın YÜKSEK'in işlemiş olduğu 2863 Sayılı yasalara muhalefet etmek suçu nedeniyle, 2863 Sayılı Kanunun 73. maddesi (2) İKİ KEZ,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu 2813 Sayılı Kanuna muhalif olarak ruhsatsız telsiz kullanmak suçu nedeniyle 2813 Sayılı Kanunun 32/a maddeleri gereğince ayrı ayrı CEZALANDIRILMASI talep edilmiştir.

29- ŞÜPHELİ SEVGİ ERENEROL

a)-Emniyet ifadesinde;

1953 yılında İstanbul'da doğduğunu, ilkokulu Özel Aydın, orta okulu Işık lisesi ve Papyon lisesi ve bir kısmım ise Brüksel'de, Yüksek okulu ise Fransa Paris'te okuduğunu, okuldan sonra bir dönem Fransa'da ticaret yaptığını, 1991 yılında Türkiye'ye gelerek Türk Ortodoks Patrikhanesinde basın sözcülüğüne başladığını ve halen aynı işi yaptığını, babasının vefat ettiğini, annesinin sağ olup üç kardeş olduklarını, pasaport aldığını ve bu pasaport ile bir çok ülkeye gittiğini, daha önceden hakkında adli işlem yapılmadığını, Ayasofya Derneği, Büyük Güç Birliği ve Noel Baba Konseyine üye olduğunu ve Büyük Güç Birliğinin eski adı Milli Güç Platformu olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üye olmadığım, Ergenekon örgütü üyesi olmadığını ve bu örgüt hakkında her hangi bir bilgisinin bulunmadığını, bu örgüt içerisinde herhangi bir faaliyetinin olmadığını, Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul isimli dokümanda geçen konular hakkında bir bilgisinin olmadığım, Lobi Çok Gizli Aralık 1999/ İstanbul^imli dokümanı kimin yazdığını bilmediğini,



İşyerinde yapılan aramada ele geçen LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999 İSTANBUL başlıklı doküman ile ilgili olarak;

Muzaffer TEKİN'in isimli şahıs Ümraniye'de bulunan bombalar ile alakalı Haziran 2007 tarihinde gözaltına alındığım ve sonrasında tutuklanarak cezaevine gönderildiğini, Muzaffer TEKİN"in aile dostu olmasından dolayı kendisini Tekirdağ F Tipi Cezaevinde ziyarete ortalama her hafta eşi Müge TEKİN ile birlikte gittiğini, gitmelerinde Muzaffer TEKİN"in tutuklanmasına yol açan sebeplerden biri olarak gördüğü LOBİ isimli dokümandan kendisine bahsettiğini, bundan dolayı LOBİ isimli bu dokümanı merak ettiğini, ismini hatırlamadığı bir şahsa kendisine bu dokümanı internetten bulmasını söylediğini, bu şahsın da kendisine LOBİ isimli dokümanı getirdiğini ve okuduğunu, bu nedenle bu belgenin kendisinde bulunduğunu,

LOBİ yapılanmasına üye olmadığını ve Lobi isimli dokümanın içeriğinde geçen konular hakkında bir bilgisinin olmadığını, Birleşik Komün dokümanı ve yapılanması hakkında bir bilgisinin olmadığını,

işyerinde yapılan aramada ele geçen ve "3. sayfasında Amaç Necip'in bıraktığı yerden onun mücadelesini devam ettiren bağımsız Türkiye için aynı fedakarlık ve cesaretle mücadele eden arkadaşı, dostu, kardeşi ERGUN POYRAZ'ı da susturmaktır,3 sayfalık el yazması imzasız yazı". İbareleri bulunan doküman ile ilgili olarak;

Bu yazıyı kendisinin yazdığını, içeriğinin 18 Aralık 2007 günü İstanbul Adliyesi önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yapılan basın açıklaması olduğunu, Ümraniye Soruşturmasının amacının Ergün POYRAZ'ı susturmak olduğunu düşündüğünü, Necip HABLEMİTOĞLU cinayetinin de Oktay YILDIRIM'dan çıkan bombalar ile ilişkilendirerek Ergün POYRAZ'm susturulmasını sağlamak için üretilmiş senaryodan bahsetmek için böyle bir ifade kullandığını,

Ulusal Güç Birliği Hareketi hakkında bir bilgisinin olmadığını, kendilerinin Milli Güç Birliği Platformu isimli bir oluşumu olduğunu ve daha sonra bu oluşumu dernekleştirerek Büyük Güç Birliği Derneğini kurduklarını,

Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi Dinamik Ulusal Güç Birliği Kuvvai Milliye Cephesi İstanbul 29 Ekim 2000 isimli doküman ve içeriği hakkında bir bilgisinin olmadığını,



Şüphelilerden

Oktay YILDIRIM'ı tanıdığını, 2005 sonlarında bir basın açıklamasında tanıştıklarını, sadece basın açıklamalarında görüşüp selamlaştıklannı;

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını, Zekeriya ÖZTÜRK"ün bir iki kez basın açıklamalarına katıldığını ve oradan tanıştıklarını,

Mahmut ÖZTÜRK'ü tanıdığını, bu şahsın Muzaffer TEKİN ile cezaevinde beraber kaldıklarını ve Muzaffer TEKİN'i ziyaretleri esnasında tanıştığını,

Muzaffer TEKİN'i tanıdığını, aile dostu olduğunu, 2002 yılından bu yana tanıdığını, Kıbrıs Mitinginde tanıştıklarını, ailecek görüştüklerini, Muzaffer Tekitf'i cezaevine giderek ziyaret ettiğini, telgraflaşıp mektuplaştıklarını,

Rafet ARSLAN'ı tanıdığını, Muzaffer TEKİN'in arkadaşı olduğunu, 1994 yılında MHP İl başkanlığında iken Rafet ARSLAN"m Şişli İlçe Teşkilatında olduğunu ve Muzaffer TEKİN'i ziyarete beraber gittiklerini, cezaevinde Muzaf|er TEpSj^j kendisi, Rafet ARSLAN ve Kürşat RÜSTEMOĞLU"nun ziyaret edebilmekt|^duklannif ,,^.,?t



ff?"""'\\ "** \ \

Halil Behiç GURCIHAN'ı tanıdığını, www.acikistihbarat.com isimli ınternet sitesinden bildiğini ve bir kez de Kemal KERİNÇSİZ"in bürosunda gördüğünü,

Bekir ÖZTÜRK'ü tanıdığını, internet sitesinden tanıdığını ancak yüz yüze hiç görüşmediğim,

Ergün POYRAZ'ı tanıdığını, aile dostu olduğunu, Necip HABLEMİTOĞLU'nun cenaze töreninde tamştıklannı, o gün bugündür çok sık görüştüklerini ve kendisini cezaevine ziyarete gittiğini,

Emin ŞİRİN'i tanıdığını, arkadaşı olduğunu ve birkaç kez görüştüğünü,

Asim DEMİR'i tanıdığını, Büyük Hukukçular Birliği Derneğinin çaycısı olduğunu,

Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını, 2005 yılında Beyazıt Meydanında yapmış oldukları basın açıklamalarında tamştıklannı, çok sık görüşmeseler de Türk Ortodoks Patrikhanesinde yapmış olduklan bayram törenlerine Veli Küçük"ün de katıldığını, birbirlerine bayram mesajlan attıklannı,

Güler KÖMÜRCÜ'yü basından bildiğini,

Mehmet Fikri KARADAĞ'I tanıdığını, bir iki kez görüştüğünü, hatırladığı kadanyla Muzaffer TEKİN"in Türk Ortodoks Patrikhanesinde yapılan bir törene Fikri KARADAĞ'I da getirdiğini aynca bu şahsı basın açıklamalannda da görmüş olabileceğini,

Fuat TURGUT'u tanıdığını, 2006 yılında İzmir'de yapmış olduklan bir etkinlikte tamştıklannı, bir iki kez telefon ile görüştükleri,

İhsan GÖKTAŞ'ı tanıdığım, Kemal KERİNÇSİZ'in bürosunda gördüğünü ve tamştıklannı, İhsan GÖKTAŞ"m Scientology tarikatı ile ilgili TV programına birlikte çıkmayı teklif ettiğini ancak programa çıkmadıklanm,

b)-Savcılık ifadesinde;

Türk Ortodoks Patrikhanesinde aylık 1000 YTL maaş ile basın sözcüsü olarak çalıştığını,aynca Ayasofya derneğinin başkanı Noelbaba Konseyinin üyesi ve daha önceden Milli Güç Platformu olarak başlayan şu anda ise adı Büyük Güç Birliği olan derneğin kurucu üyesi olduğunu, bu dernek hakkında tüzüğünün dernekler kanunu ve ilgili mevzuata uygun olmadığından bahisle fesih davası açıldığını ancak davanın reddedildiğini ve karann kesinleştiğini, Ayasofya derneğinin kuruluş amacının Ortodoks Hıristiyanlann kendilerine ait olduğu iddialanna ve ibadete açılması yönündeki çabalanna karşı Ayasofya'nm Türk kültür mirasına ait bir müze olarak kalması için mücadele etmek olduğunu, Kuvva-i Milliye Teşkilatı ve Dernekleri ile ilgisi bulunmadığını, Büyük Hukukçular Derneğinde üyeliği bulunmadığını, VKGB (Vatan Severler Güç Birliği) denilen oluşum hakkında da bilgi sahibi olmadığını ancak bu oluşumun başkanı Taner ÜNAL'm kendisini telefonla arayarak Türkeli Dergisinin yazı kuruluna davet ettiğini, kendisinin bu teklifi kabul etmediğini, bu dernek üyeleri veya yöneticilerinin tanıtım veya büroşür vermek için kiliseye gelmediklerini,

Soruşturma kapsamındaki kişilerden Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ'm aile dostu olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ ile 2005 yılındaki bir etkinlikte tanıştığını, bundan sonra görüşmelerinin devam ettiğini, aile dostu olduğunu, Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneğinde birlikte faaliyette bulunduklanm, Oktay YILDIRIM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'I basın açıklamalan yapılan toplantılardan tanıdığını, Muzaffer TEKİN ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm bir bayramda kilisede yapılan ayine katıldıklannı, Emin ŞİRİN ile tamştıklannı, bir kaç kez kiliselerine ziyarete geldiğini, Mahmut ÖZTÜRK ile Muzaffer TEKİN'i ziyarete gittiğinde tanıştığını, Veli KÜÇÜK*ite 2005 yılındaki Mili Şehit

Kaymakam Kemal Bey'i anma törenlerinde tanıştıklarını, kendisi ile herhangi bir dernek ve vakıfta birliktelikleri olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ'yü basından tanıdığını, Asım DEMİR'i Kemal KERİNÇSİZ'in çaycısı olarak tanıdığını, Fuat TURGUT ve Halil Behiç GÜRCİHAN'ı da tanıdığını,

Fikret EMEK, Gazi GÜDER, Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Sami HOŞTAN, Kuddusi OKKIR, Hüseyin GÖRÜM, İsmail PAKER, İsmail EKSİK, İsmail YILDIZ, Ayşe ASUMAN ÖZDEMİR ve diğer şüphelileri tanımadığını,

Sorulması üzerine;

Aramalarda ele geçen belgeler ile ilgili olarak; üstünde 2. Kolordu Komutanlığı Gelibolu yazılı resimdeki kişinin Tekirdağ'daki bir komutan olduğunu, adını bilmediğini, kilisedeki bir ayin sırasında çekilmiş fotoğrafı gösterilen Hüseyin GÖRÜM'ü tanımadığını, 7 sıra numaralı fotoğraftaki Emin ŞİRİN' in sağ tarafında bulunan beyaz saçlı kişinin Hüseyin Mümtaz BAYAZITOĞLU olduğunu, 8 sıra numaralı fotoğrafta yer alan altında Sevgi ERENEROL VKGB'ye ait plaket yazılı fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu, ancak bu belgeyi hatırlamayadığmı, kilisede çekilmiş bir fotoğrafı gösterilen Kuddusi OKKIR'ı tanımadığını, 3 sıra numaralı fotoğraftaki Muzaffer TEKİN' in yanındaki kişiyi tanımadığını,

İçeriğinde Derin Ergenekon başlıklı Ergenekon'un hristiyan kökenli bir oluşum olduğuna, Oyun Bitince başlıklı Kurtlar Vadisinin bulunduğu özel yerin adı Ergenekon olduğuna, Ergenekon'un Türk'ün milli duruşu olduğuna, Agarta'nm bilgi işlem ve uygulama merkezi olan Ergenekon'un işlevi özel zamanlarda ortaya çıkacağına şeklindeki yazılann bulunduğu CDlerin kendi evinden çıktığının kollukça kendisine söylendiğini, ancak bu CD'lerin açılmadığını, kendisi ile de ilgili olmadığını,

1-52 sayıları arasında sıralanan belgelerin içeriğini bilmediğini, ilk defa kollukta gördüğünü, belgeleri kendisinin düzenlemediğini, nereden geldiğini de bilmediğini, belge içerisinde yazılı öğretim üyelerini tanımadığını,

Ergün POYRAZ' da ele geçirilen "Sevgi ERENEROL Misyonerlik Konferansı" isimli CD' deki görüntülerin kendisine ait olduğunu, metni kendisinin yazdığını, bu konferans metnini Türkiye' nin bir çok yerinde konferanslarda anlattığını, aynı konferansı Balıkesir ilinde de verdiğini, kendisinin misyonerleri ajanlıkla suçlamasının tarihi ve kültürel gerçekliğe dayandığını, OSmanlı Devletinin yıkılmasının, Ermeni meselesinin soykırım olarak dayatılmasmm en önemli sebeplerinden birisinin misyonerlik faaliyetleri olduğunu, bu sebeple konferanslarında misyonerlik faaliyetlerini ajanlık olarak değerlendirdiğini, Afrika'ya giden misyonerlerin oradaki insanların ellerine incil verip topraklarım alması örneğinde olduğu gibi misyonerlik faaliyetlerinin dinsel amaçlı olmadığını seminerlerinde anlattığını,

Azerbaycan'da Bakan Yardımcısı ve Kadınlar Birliği Başkanı olan Tenzile RÜSTEMHANLI'nm davetleri üzerine ve Azerbaycan'ı ikinci vatanı olarak gördüğü için çeşitli etkinliklere, Türkçülük bayramına, Karabağ ve ermeni meselesi ile ilgili toplantılara katılmak üzere senede birkaç kez Azerbaycan'a gittiğini,

Telefon görüşmelerine ilişkin iletişim tespit tutanakları konusunda kolluktaki beyanlarını tekrar ettiğini,

Kendisinin Ergenekon yapılanması ile ilgisi olmadığını, üyesi ve yöneticisi olduğu derneklerin hiç birinin de Ergenekon yapılanmasının içinde bulunmadığını, beyan etmiştir.

c)- Ar amalarda elde edilen deliller; - — -.^

^












şüpheli Sevgi ERENEROLa ait, OKY JAPAN marka, seri numarası K80LB033806 olan 24 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede;

1 "SELÇUK 29-04-2005 sayfa l-24.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "SELÇUK 29-04-2005 sayfa l-24.doc" isimli belge incelendiğinde ülkemizde bulunan bir takım kamu kurum ve kuruluşunun milli direncimizin kırılması veya pasifize edilerek çökertilmesi amacıyla farklı görüşteki insanlar tarafından ele geçirilmeye çalışıldığı fikri savunularak Konya Selçuk Üniversitesi bu konuda örnek olarak verildiği görülmüştür. Söz konusu dokümanda gerek üniversitede profosör, doçent, yardımcı doçent vb unvanlara sahip öğretim üyeleri gerekse üniversitenin yönetim kadrosunda bulunan şahısların Köktendinci, Nurcu, İrancı, Hizbullahçı, Selefıyeci, Rifai, Fethullaçı, Vahhabi, Bin Ladinci, İrticacı, Hak Yolcu, Kaplancı, Ülkücü gibi sınıflandırmalara tabi tutulduğu anlaşılmıştır. Ayrıca şahısların etnik kimlik ve kişisel bilgilerininde vurgulandığı belirlenmiştir.Rektör Prof. Dr. Süleyman OKUDAN'm katılmış olduğu bir açık oturum'da alman notlara ve üniversitede yolsuzluk iddialarına yer verilmiştir.

Türk Devletinin ve milletinin yok edilmesi, en azından pasifize edilerek çökertilmesi amacıyla hareket eden dış güçlerin stratejik misyonerlik faaliyetleri sürerken, her seferinde bu faaliyetleri başta demokrasi, din ve vicdan özgürlüğü, insan haklan gibi popüler söylemler ve yoğun medya ve sivil toplum örgüt ağıyla meşrulaştırmayı başarabilen işbirlikçi kesimler Türkiye Cumhuriyeti kurumlannı yeni ve daha modern bir örgütlenme modelini kullanarak bir süreç yönetimi çerçevesinde çökertmekte, çökertilen veya yönetimi ele geçirilen kurumlan hareketlerine ivme kazandıran birer atlama taşı olarak kullanmaktadırlar.

Yapılan çalışmanın sonuçlan Selçuk Üniversitesi'nin, Fatih Üniversitesi'nde bile yapılamayacak faaliyetlerin gerçekleştirilmiş olması sonucunda süratle çökertildiğini göstermektedir. Şebekenin ihtiyacı olan; hiçbir şekilde göze batmayacak bir Rektör adayı, tek amacı şöhret ve Rektörlük yapmak olan bir profesörün bulunmasıyla karşılandı ve Rektör adayı yavaş yavaş şebekenin ilişki ağına çekildi....

Bu anlamda Selçuk Üniversitesi'nde cemaatlerin izlediği stratejinin Erzurum Atatürk Üniversitesi, Niğde Üniversitesi (şimdi görevden alınmıştır), G.Antep Üniversitesi ve Fırat Üniversitesi'nde de izlendiği yönünde çeşitli duyumlar vardır. Bu nedenle adı geçen üniversitelerin de aynı açıdan izlenmesinde yarar görülmektedir.

Daha ilkokuldan başlayarak eğitim kurumlarında, esnaf örgütlerinde, yerel idarelerde hatta emniyet teşkilatlannda konferanslar ve sempozyum etkinlikleri düzenleyerek şebekelerinin gerektirdiği düşünceleri sessiz ve derinden dönüşüm üsluplanna uygun olarak işlemektedirler.

Selçuk Üniversitesi'ndeki ağ tarafından düzenlenen konferanslarda öğrencilere ve halka dünyadaki gelişmeler Türkiye'deki ulusal bütünlüğü zedeleyici bir tarzda anlatılmaktadır.

işbirlikçiler, arada sırada ulusal bütünlükle uyuşan bir çerçevesi olan ATAM gibi topluluklara tanınmış ulusalcılan çağırarak diğer yıkıcı faaliyetlerini gölgelemekte, hatta onlan meşrulaştırmaktadırlar. Yıkıcı ekolleri kadrolaştıran ve üniversitenin karar mekanizmalannı onlara teslim eden Rektör bu arada sırada yapılan etkinlikler vasıtasıyla kendi vitrinini oluşturmaktadır. Böylece, bir taraftan vitrinde görünmeyenler gizlenip Rektörün işbirlikçi cemaatlerle ilişkisi saklanırken, diğer taraftan Rektör kendi konumunu ulusalcı çevrelerde güçlendirmeyi ummaktadır.

Üniversitenin resmi üst yönetimi cemaatj.erin^iderleri tarafından doğrudan yönlendirilmekte, dolayısıyla da üniversite cemaatler tarafında^C"yçnetilmektedir. Denilerek


.•■ f il




937 İp-. ■--/ ?>' s\ "

bir sürü yönetici ve görevlilerin ailevi durumlarından dini inanış ve sosyal yaşamlarının ayntılı olarak fişlendiği anlaşılmaktadır.

Şüpheli Sevgi ERENEROL dan elde edilen 20 nolu cd içinde bulunan DERİN ERGENEKON... isimli yazıda ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli amaç ve hedefleri ile askeri makamlara sızılmasmm gerektiğini açıkça anlatmaktadır.

ÖNSÖZ

Ergenekon'un bulunduğu yer tamamen Kurtlar Vadisidir. Kurtlar Vadisine girmek bilgi ister, sabır ister, güven ister, enerji çakralarmm tam çalışmasının yanında yediden onikiye çıkan çakralarmm bilincinde olunmak ister, genetik aşılanmadan geçmek gerekirliliğini ister.



Sistemde anlatılan kurtun dört ayaklı dağlarda dolaşan kurt olduğu sanısının yıkılmasının bir gerekirlilik olduğunun da bilinmesi gerekir.

DERİN ERGENEKON...

Türk Milleti özel bir millettir. Bu özelliğini hem yaratılışından almış, hem de sonradan eklenen üstünlüklerle onu cihanın efendisi haline getirmiştir. Bu efendilik asla kendini beğenmişlik veya başkalannı küçümsemek gibi bir oluşumu çağırmamıştır. Bu milletlerin kaderinin bir gerekirliliği durumunda olan bir oluşumu simgeler.

Türk Milletinin, Sirrus Misyonunun (8.6 ışık yılı uzaklıkta olan bir yıldız) yaratılış modu ile nasıl ve neden ilişkilendirilmesi ile ilgili bazı ezoterik bilgilerin ortaya çıkması sağlanacaktır.

İşe Aydınlık ve Karanlık güçlerin Gizli Yer altı Merkezleri olan Agarta ve Şamballa' dan başlamak gerekiyor. Kozmik kökenli bilgilerin Mu Kültüründen Atlantis'e geçtiğini söyleyerek konuya başlayalım. Atlantis'in yaşanan parlak dönemlerinden sonra, insanlığın aşağıya çekiliş süreçlerine uygun olan dejenerasyon gittikçe arttı. İyi ve kötü mücadelesi bütün hızıyla devam eder hale geldi. Atlantis iki kutba aynldı.

"Kozmik bilgileri kötü bir şekilde insanlann zaranna kullanmaya başlayan 'Belilal'in Oğullan' yoğun bir şekilde 'Kara Maji' uygulamalanna yöneldiler. Para psişik yeteneklerini bu alanda kullanmaya başlamalan o denli yoğunlaştı ki, kıtalann fiziki ve atmosferik dengeleri ciddi bir şekilde bozulmaya başladı. Bir'in Oğullan'nın tüm iyi girişimleri sonuçsuz kaldı. Sonunda aralan iyice açılan iki gurup arasında, tarihte ilk kez majik yöntemlerinde kullanıldığı büyük bir savaş çıktı. Sayıca üstün olan Belial'in Oğullan yıllar süren savaştan galip çıktılar. Kazanan 'Karanlığın Oğullan' oldu.

Kıtalann fiziki ve atmosferik dengeleri bu savaşta iyice bozuldu ve sonunda birbiri arkasına tufanlann yaşanmasına sebebiyet verdi. Kıtalann tamamen sulara gömülmesinden önce her iki gurubun temsilcileri çevre kıtalara göç ettiler. Ve kendilerine iki ayrı yer altı merkezi kurdular. Bir'in Oğullarının kurduğu merkez "Agarta", Belilal'in Oğullannm kurduklan merkez "Şambala" adıyla anılmaya başlandı.

Her iki gurubun ellerinde bulunan bilgiler aynıydı ama kullanım alanlan birbirlerinden son derece farklıydı.

(Ortaçağda yapılan ve şeytanı tasvir eden tablolardan birinin adı BeliaP dir.)

Yeraltında merkezleşen bu iki ayrı gurup, çalışmalanm buralarda sürdürdüler. Agarta bir çok inisiyeyi ve bazı peygamberleri gizli yer altı merkezlerinde eğitti. Ezoterik bilgilerin tamamen unutulmaması için çeşitli inisiyatik merkezlerin kurulmasına ön ayak oldular.

Şamballa ise dünya üzerinde yaşayan insanların bilgiden uzaklaşması için çeşitli faaliyetlere girişti. Dünya üzerinde yaşayan bizim devremiz insanlanndan bazılanyla irtibata girerek, asıl amaçlanm gizleyerek, onlan kendi felsefeleri doğrultusunda eğittiler. Çeşitli kurum, loca, gurup ve derneğin kurulmasına ön ayak oldular. Tek bir amaçlan vardı: İnsanlan 'Ezoterik Bilgi'den uzak tutmak. Bu guruplar uluslar aı ası oıgüdendiler. Hemen her ülkede merkez oluşturdular. Bazı kilit noktalan ellerine geçirdiler ""'


Yüklə 3,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin