İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede


Tape : 1851 02.12.2007 tarihinde Emre/Gökhan ile



Yüklə 3,58 Mb.
səhifə42/50
tarix12.08.2018
ölçüsü3,58 Mb.
#70482
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   50

Tape : 1851 02.12.2007 tarihinde Emre/Gökhan ile görüşmesinde özetle; Aralannda bir süre merhabalaştıktan sonra Sami HOŞTAN'm Gökhan isimli şahsı sorduğu, Emrenin'de "Gökhan abinin öbür telefonu öbür telefonlan dinleniyormuş şimdi burdan öbüründen konuşamıyordum abi rahatça diyor." dediği, Sami HOŞTAN'm bunun sebebini sorduğunda Emre'nin "Birşey yapmamışta işte incelemeye almışlar kredi kartlan dökümleri falan telefonlannı." dediği, Sami HOŞTAN'm "...biz dünya ayağa kalktı gene ayaktayız hep." dediği, daha sonra telefona Gökhan..? isimli şahsın geldiği, Sami HOŞTAN'm Gökhan'a Ertan..? isimli şahsı sorduğu, Gökhan'ın "Abi Ertani şöyle arayamadım Ertanin telefonlan dinleniyor abi onlan iki yıl evvel içeriye aldılar ya onlan 4 gün onlann davası var." Dediği, sami HOŞTAN'm "Ya ne olur amına koyum benim şey gece gündüz dinleniyor bu telefon gece gündüz dinleniyor.." Gökhan'ın "Abi şimdi herkes herkes senin gibi mangal yürekli değil abi herkes şey." dediği, Sami HOŞTAN'm "lan polisin amına koyayım ulan telefon dinleniyor ulan kanlannı dinlesinler ilk önce beni değil avradını sikerim ha. Polis yani polis dinleyecekse kanlannı kendi kanlannı dinlesin bizi ne dinliyor. Ulan bu kadar korkak yok 2 sene evvel yatmışta maliyede ne olmuş yani yatsa ne olur biz hergün hergün polislik iş yapıyoruz hergün." dediği, bir süre daha günlük konuşmalar yaptıktan sonra görüşmenin sona erdiği,
Tape :1852 04.12.2007 Halil..? ile görüşmesinde özetle; Görüşmede uzun bir müddet ticari konulardan bahsettikleri, devamında Sami HOŞTAN'm sağlık problemlerine değindikleri bu bağlamda Sami HOŞTAN in "Kendi hatamızı yaşıyoruz biz çok büyük hatalar yaptık Halil." dediği, Halil'in "Abi yok yok hata yapmadan sen önem vermedin sağlığına" "Bak Mehmet AĞAR ın yarısı kadar yapamıyorsun sen. Kimse götürmüyor parayı bir yere" dediği, Sami HOŞTAN'm "Mehmet AĞAR senin başkanındı Mehmet..." "Mahvoldu zaten. Ama mahvolurken de zenginleşti." dediği, Halil'in "Ya abi en son 60 milyon dolar almış hangi paraya ihtiyacı var." dediği, Sami HOŞTAN'm "60 milyon dolar almış en son Tayipten. Adam satar dedim." dediği, Halil'in "Ya sanki paraya ihtiyacı var." dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape : 1854 04.12.2007 tarihinde Selviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Bak bak Selviye hanım sana son defa söylüyorum yarın o senet şeye verilecek. Yann o senet verilsin o aile ile o aile ile ben görüşeceğim^sessE^'... Dediği, Selviye'nin "Tamam bak Sami bey. İkide Ender geliyor size geliyoraıryi^üjıkü v?e|^fetnameyi ekleyecek

işlemi tamamlayıp direk Sultanahmet'e geçeriz beraber." dediği, Sami HOŞTAN'ın "180 Milyarı gidin şirkketten alın yatırın." dediği, Selviye'nin "Hı hı 190 Milyar tuttu ..." dediği, Sami HOŞTAN'ın "Neyse işte alın onu gidin yatırın yarın yarın bu verilsin bu tamam mı?" dediği, selviye'nin "Tamam oldu tamam oldu" dediği,



Tape :1858 06.12.2007 tarihinde Selviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'ın "Ne yaptın yazdırdın mı?" dediği, Selviye'nin "Yok şimdi onlarla buluşacağım şeyde Dedemamn orda." dediği, Sami HOŞTAN'ın "Kimlerle?" diye sorduğu, Selviye'nin "O Recep denen adam geliyor." Dediği, Sami HOŞTAN'ın "Parayı getirdin mi parayı ben şimdi onların oraya 4-5 kişi gönderdim." Dediği, Selviye'nin "He ben dedim parayı getirmiyorsanız hiç gelmeyin para getiriyorlar bakalım nasıl geliyorlar bilmiyorum." "Ben bak şimdi ben bilseydim gelmezdim şeye geldim onların ofisine 5-6 kişi gönderdim.." dediği, Selviye'nin 20-25 dakka içinde Dedeman da buluşacaklarını, gerekli evrak hazırlıklarını yaptıklarını belirtiği, Sami HOŞTAN'ın "Hemen hemen şimdi..." "Ben karar aldım yani yani çünkü benim ben perişan vaziyetteyim benim paramla kimse yalılarda oturamaz." Dediği, Selviye'nin de "Tamam ben şimdi onların yanından seni arıyorum." Dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape :1862 09.12.2007 tarihinde Selviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'ın "Verdiniz mi şeyi?" "Verdiniz mi o ?" dediği, Selviye'nin "Ee para para tamamlayamadık verecek işte Hüsrev abi bu çocuklar getiriyorlar 10 bin 10 bin 100 küsürü vardı 130 milyarı mı ne vardı bundan gelende işte dolarlarlada onu kapatacak Cuma da gitti İhsandan belgelerini aldı." dediği, Sami HOŞTAN'ın "Aldı mı hepsini?" dediği, Selviye'nin "Aldı aldı" dediği, Sami HOŞTAN'ın "Benim yanımda benim yanımda ... şey olacak." Dediği, Selviye'nin "Senin yanında yutacakta abi.." "...ben dedimki sakın yırtma Sami beyin yanında yırtarız." Dediği, Sami HOŞTAN'ın "Hiç katiyetle. Katiyetle yırtmayacak yanımda yırtacak." dediği, sSelviye'nin "20 vereceğim dedi işte bana eve getirdiler hatta dediler ki abla biz bu cumartesi şirket kapalı sana 21 getiremiyoruz ama pazartesi telafi edeceğiz pazartesi 10 vereceklerdi 21 verecekler." Dediği, Sami HOŞTAN'ın "O zaman halloluyor mu işimiz bizim?" dediği. Selviye'nin de "Hı hı tabi tabi işte 40.000 dolar olduğuna göre 40.000 dolar 44 milyar para yapar. 150 var 190 filan tutuyor işte ..." dediği, ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape :1863 10.12.2007 tarihinde İlknur..? ile görüşmesinde özetle; Aralannda merhabalaştıktan soma Sami HOŞTAN'ın "Hiç iyi değil valla ya şimdi Ankara'ya gidiyorum belki bu öğleden soma. Sedat BUCAKla bir işimiz varda." "Yargıtay'da bir olay vardı o bitmiş gibiydi herhalde bi ufak bir canlanma var yani herhalde birisi bir parmak sokuyor herhalde bir parmak parmaklan kmlacak beyinleri pis olan birileri beyinleri kanştırmak istiyor yani." dediği, İlknur'un "Tehlikeli birşey yok değil mi?" dediği, Sami HOŞTAN'ın "Yok yok ta ama yani hiç bitmiş olaylar hiç ilgimiz olmayan olaylar tekrardan tekrardan tekrardan yani moral bozukluğu başka birşey değil ama bizim moralimizi kimse bozamaz benim çünkü hiç öyle taviz verecek moralimi moralimi bozacaklar bi saçmalık yapacağım falan öyle bir şanslan yok yani." dediği, İlknur'un "Yani bu insanlar niye kaşınıyorlar ya." dediği, Saim HOŞTAN'ın "Vallahi kaşınıyorlar billahi kaşınıyorlar tallahi kaşınıyorlar." dediği,
Tape .1864 10.12.2007 tarihinde Erkan..? ile görüşmesinde özetle; Erkan'ın "Abi bugün müsait misin?" dediği, Sami HOŞTAN'ın "Bugün müsait delilim çünkü mahkeme var bugün Sedat ŞAHİN in oraya gideceğim" dediği,










Tape .1865 10.12.2007 tarihinde Yusuf..? ile görüşmesinde özetle; Yusuf un "Hah abi şimdi bu benim şey var ya rahmetlinin eşi var ya abi?" "O şimdi o düğünde bu resim mesim çekildiydi." "Onu diyor ben vereceğim mereceğim diyor bilmem ne diyor şimdi saçmalayıp duruyor abi bu yav bu durup dururken bizi.." dediği, Sami HOŞTAN'm "Hangi kimi?" diye sorduğu, Yusuf un "Şey ya Selma abla ya" "Ne bileyim işte abi diyor ki bu birisiylen mi görüşmüş bu kanal televizyoncularla mı görüşmüş ne yapmış" dediği, Sami HOŞTAN'm "Resmi verse ne olacak yani?" dediği, Yusuf un "Benimde canım sıkıldı şimdide dedim abla bir dakka dedim ya ne yapıyorsun dedim sen," "Tamam abi yani abi benimde canım sıkıldı dedim abla bir düşün ne demek dedim ya bu dedim gelmişiniz misafirimiz olmuşsun oturmuşsun kocanla resim çektirmişsin" dediği,
Tape :1866 12.12.2007 tarihinde İlknur..? ile görüşmesinde özetle; Sami
HOŞTAN'm "Çok güzel bir gelişme oldu bugün saat işte beşte bir karar çıkacak ve bitti olay
bitiyor yani dün gece birileri ile beraber bir yemeğe gitmiştik." "He bugün bu akşam saat
beşte karar çıkacak." "Yani benim benimle ilgili öbür arkadaşlarla ilgili tamamen takipsizlik
alıyorum yani o olay takipsizlik alıyoruz tamam mı" "Yüz yüze geldiğimiz zaman anlatırım
yani telefonda değil de tamamen olay bitiyor tamam mı" dediği, İlknur'un "Sevgilim çok
sevindim" dediği, Sami HOŞTAN'm "Ancak işte bugün benim kalmam lazım burda avukatta
benim yanımda artık yann uçakla geleceğim yann saat 10'da 12 uçakta böyle doğru arabayla
gelmemek lazım niye biliyor musun bir ton kaza olmuş şeyde Bolu'da. Otobüsler kaymış
birbirine girmişler bildiğin gibi değil o bi zincirleme kazalar olmuş yolda şeyde gidenler vardı
onlarda telefonla geri dönmüşler zaten bu haberi de aldılar sevindiler şimdi beşte karan
alacağız diye bir daha bitiyor yani tamamen takipsizlik yani veriyor yani." "Vallahi inan ben
çok niye çok sevindim biliyor musun yani en azından benle ilgili birde öbür arkadaşlarla da
ilgili çok önemli yani benim için onlarda kurtuldular yani çünkü onlarda onlar da
haketmemişti bu cezayı yani." Dediği ve bir süre kendi aralanndaki özel ilişkilerinden
bahsettikleri, devamında Sami HOŞTAN'm aynı konu ile ilgili olarak ".. .biraz soma yemeğe
götüreceğiz o arkadaşlan da çok çok çok sevindim ama yani yani çok sevindim biraz
yorulduk ama en azından en az birilerine birşey yapabildik .sabaha kadar işte avukatla

bazı şeyler dosyalar mosyalar kanştırdık ... yani hepsini yani yerli yerine otutturduk ondan soma gittik yani" "...otelin şeyinde lobisinde oturduk konuştuk ettik birilerini çağırdık yani mecbur yani.." dediği, İlknur'un "Birşey söyleyeceğim geleceğe dair herhangi bir sıkıntı var mı?" diye sorduğu, Sami HOŞTAN'm "Hiç hiç yok kalmadı." Dediği, İlknur'un "Senin cezan yok zaten değil mi?" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yok yok 15 sene vardı o da zamanaşımına girmişti fakat başka bir olayla hiç ilgisi olmayan bir yerde ismim geçmişti onunla ilgiliydi bu dava ve hepsi bitti yani." dediği


Tape :1867 12.12.2007 tarihinde Sedat BUCAK ile görüşmesinde özetle; Sedat BUCAK'm "Abi merhaba" şeklinde hitap ettiği, Sami HOŞTAN'm "Merhaba ağa nasılsın" dediği ve bir şahsın askerlik hizmeti ile ilgili olaraka birliğine teslim edildiğinden bahsettikleri, Sami HOŞTANin"Bir yaramazlık yok ya başka" dediği, Sedat BUCAK'm "Yok abi bana bir emrin var mı abi?" dediği ve gr8üşmenin bu şekilde son bulduğu,
Tape : 1870 18.12.2007 tarihinde Engin..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Biz bunu 5 yapalım çünkü VELİ KÜÇÜK PAŞA GELİYOR ONUNLA

GÖRÜŞMEM LAZIM 5'te buluşalım biz." dediği, Engin'in "Tamam tamam tamam üstadım 5'te ordayım" dediği,









okey oynuyoruz" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yav senle geçen hani o 5-6 ay evvel bişey konuşmuştuk helalleştiler dedin o küçüklerle." "Hani şey vardı ya bir yer yok rahmetli şeyin öldüğü geldi" dediği, Aziz'in "O biraz şey oldu Ankara da da o şey ... gider o geçende şey aradı biraz daha ihtiyaçları vardı verdirttirdim ben onu" "O biraz daha şey vardı o senin yeğen var ya çocuk aradı" "Oraya gönderdim bide işlerini hallettirdim..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Yav bakacaz derken söyle at deve değil neyse işte bi tane dedim bizde aynen neyse şeyine şey yapacam dedim" "...bazen yani bunlara bişeyi er yani durumları sıkışık olmasa aramazlar bunlar zaten yani..." Aziz'in "Anladım anladım " dediği ve görüşmenin bu şekilde bittiği,
Tape :1874 26.12.2007 tarihinde M.ŞEHİRLİOĞLU ile görüşmesinde özetle; M.

ŞEHİRLİOĞLU'nun "DGM de abi" "Bizim DGM de hakim Metin di değil mi Metin abiydi değil mi" diye sorduğu, Sami HOŞTAN'm "Evet evet" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun" Onu aldılar kim gelmişti abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Vallaha başkası geldi o bize cezayı verdi o ..." dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Metin abi vermedi cezayı bize cezayı Metin abi mi verdi abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Metin verdi Metin" "O ondan ondan evvel ki adam aslan gibiydi"dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Metin ÇETİNBAŞ değil mi abi he" dediği, Sami HOŞTAN'm "Evet. Çok iyi adam vardı o bizi zaten tahliye ediyordu... Emekli oldu onu aldılar. Ne oldu ki" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Ben bi savcı arkadaşımla oturuyorum da ona sordum Sedat Sedat'tı demi abi." dediği, Sami HOŞTAN'm "Evet Sedat KARAGÜN dü Sedat KARAGÜN dü" "İyi adamdı o" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "He o iyi adamdı o şeydi ama bu Metin operasyona geldi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Onu Reisi onu Reisicumhur gönderdi ya" "Ya dosyayı bilmiyordu ya dosyayı bilmiyordu adam dosyadan haberi yoktu 9 tane dosyadan ceza verdi ya Allah ın cezası mı diye sordum yok dedi devletin cezası dedi şey dedi adalet dedi öyle istiyor dedi." dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Şimdi bi şey bu Barby operasyonunda da o şeylere 26 şar yıl vermiş bi tane şey hakim. O da bi Sultanahmet teki şey bu cezalan veren. 11 .Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmış pezevenklere 20 şer 6 yıl vermiş." dediği, Sami HOŞTAN'm "Neyse geçti" dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,


Tape: 1431 03.01.2008 tarihinde Adnan..? ile görüşmesinde özetle; ADNAN in "Şimdi bu Komserlen ben burda muhabbet etimde" "Diyorki biz diyo mühürlüyecez polisi çağıracağız polisde görecek diyo ondan soma biz evraklan alıp geri dönecez yanlız diyo evraklan bizde öyle yaptık evrakları diyo mahkemeye yollamamak için diyo biz mahkemeye yollarsak diyo bu şey için Murat için mahkeme ceza verir diyo biz diyo dosyayı şeyde tutuyoruz yollamayız diyo içerdeki çocuklara bir şey vermek lazım diyo yani o şeye yollamayacaklar mahkemeye" dediği, SAMİ'nin "Ne verilecekmiş Adnan ?" dediği, ADNAN'm "Bu şeylere bir sakal işte ya" dediği, SAMİ'nin "Tamam ben Muratı gönder Muratı Muratı gönderdim beklesinler orda bir yere gitmesinler" "Bunu açma durumu nasıl oluyor peki Adnan ikinci bir kontratmı oluyor?" dediği, ADNAN'm "Onu işte ben sonra konuşuruz onu" dediği,

Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği



Tape: 1432 03.01.2008 tarihinde Murat..?/Ayhan ÇARKIN ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Şu Çarkmi bağlasana bana" dediği, telefon bağlanırken X ŞAHSIN "Nihat Vural senedi imzalattıran bu" dediği, X BAYAN'm "... imzalatmış Oflumu imzalattırmış" dediği, SAMİ HOŞTAN'm "Ya bu benden benim kontrolümdeki bir adam benden habersiz bişey olmazya zaten böyle şeyler yapmaz yapmaz yapamaz yapamaz çünkü Nihat ne bu Nihat ?" dediği, telefonun AYHAN ÇARKIN^b^anması ile SAMİ'nin

dediği, AYHAN'ın "İlk defa hiç tanımıyorum öyle bir isimde duymadım abi" "O şey vardır o şey vardır o şerefsiz bir tane bi Konyalı bir Ayhan vardır O eksoz Ayhan diyorlardı" "He orospu çocuğu Antalya Sidelerde oralarda onun bi isimlerimi kullanabilir o şerefsiz" dediği,

Tape: 1433 12.01.2008 tarihinde Yaşar..? ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin ".. .ne zaman mahkeme kağıdı?" dediği, YAŞAR'ın "Abi işte bugün yarın konuşmamız lazım yeniden ... yani ona göre ayarlamamız lazım öbür haftanın içinde pazartesi falan konuşursak iyi olur" dediği, SAMİ'nin "Pazartesi konuşacağız pazartesi yanma giderim" dediği,

Tape: 1434 15.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "...cenazeye çıktım Burhanettin SARAL'm" "Burhanettin SARAL'm annesi rahmetli oldu" "Gelecemde senlede özel başka bir işimde var abi" dediği, X ŞAHSIN "E tamam ben o Hüsrevin bi 250.000 dolar borcu var işte" "Seneti de var neyse bende senedide ben aldım yanıma seneti" dediği, SAMİ'nin "... bir lira yok biliyormuşun 100.000 lira geçen gün bir yerden faizle para alacaktık alamadık" dediği, X ŞAHSIN "Hani sen birde bana bi söz vermiştin Hüsrevi okşayacaktın" dediği, SAMİ'nin "Aaa Hüsrevi okşamaktan başka bir şeyler yapıldı" "Anlatırım geldiğin zaman" dediği,

Tape: 1435 16.01.2008 tarihinde Habib..? ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Ya Habib aklıma bir şey geldi" "...hani rahmetli ÇATLI'NIN HANİ BİLİYOSAN ÖLECEĞİNİ SÖYLEYEN BİR KADIN VARDI" "HANİ KAZAYI BU KADINI BİZ NASIL BULABİLİRİZ HABİP" dediği, HABİB'in "Abi bilmiyorumki onun kızı vardı ..." "Ataköydeydi en son ama bilmiyorum o bir Tuncer vardı şeyin vardiya Drejin şoförü" "Ona bi sorayım o görüyorum mu ne yapıyor" dediği, SAMİ'nin "Ya bi öğrensen ya o kadın baktıralım diyorum Habip ya bir uğursuzluktur gidiyor ya" dediği,

Tape : 001179 21.07.2004 tarihinde Gaffar KARADEMİR / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "... Abi hareketin varlığından bile haberim yoktu. Gasteci söylemişti. İsmin bunlarla anılıyo diye. Ben demiştimki, benim ismim bunlarla anılcak bişey yok demiştim yani." "Bilmiyorum o yapıyı hareketi bilmiyorum işte. ...Sağ taraf toparlanacakmış. Korkut EKEN işte başa geçecekmiş yani. Neymiş nasıl olacakmış da, partiler birleşecekmiş. İşte MHP, DYP veya onlar birleşmezse şey birleşcekmiş. Bu Turan YAZGAN hoca varmış. Bilmem birileri varmış işte yani. Böyle bi ... Korkut abiyi biz tüm internet sitelerinde, tüm gastede, tüm televizyonlarda onu bunu yaptık. Onla ilgili devamlı biz bişeyler yaptık, yaptık ta..." "Yaşadıklarımız var yani. Yaşanan o kadar şey varki." "Şimdi ben de dedimki olmaz dedim. Yani Korkut abi olmaz dedim. O işi yapamaz dedim. Öyle yani Parti kuracak Partinin başına geçecek şeyapacak." "Ya böyle bişi olur mu abi. Komedi olur yani. Böyle bir hareketin içinde işte ben Mehmet AĞAR'a 2 Milyon dolar vermişim." dediği ve bir süre Korkut EKEN'in parti liderliğini yapamayacağından bahsettikleri, daha soma Sedat'ın "Şimdi bende çıkıp şöyle mi söylesem veya Sami abi işte falanca kez adama on sene evvel Korkut EKEN bana demişti ki. ...Filanca kez adamı ara. Bu adam eroin satıyo. Uyuşturucu işi PKK'lılarla da beraber hareket ediyo. PKK'ya para veriyo diyo abi. Bu adam yapmaz dedim de. Israr ettiğimde adama açıp küfür edin deyip soma iki gün soma beni arayıp ya senin dediğin doğruymuş. Adam yapmaz, işte kalbini kırdık. Bi kalbini al diyo. Biz kalbini alıyoruz. Ondan soma da Atilla abi diyoki senden önce o adam geldi diyo. Çantayıda ben taşıdım. Atilla abinin arkadaşı parayı getirdim, bıraktım diyo. Ben bi lira kimseden aldıysam Allah'ımın üzerine yemin ederim ki Sami şimdi herkez." "Şimdi bunları mı konuşalım oturalım." "Kürtlere savaş açcaz deyip, kürt Ahmet'le ortaklık yapmak nası bişey abi." "Bide Kürt Ahmet'le yaptığı ortaklıkta otopark ortaklığında bile." "150 Bin dolan ben vermiştim. O otoparkı alırken on Sami Abi." dediği, Sami'nin "...Bu anlattığın şeyler hiç bişey diğil." dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, Sedat'ın "Şimn^m^sffS^cmişte duyuru falan oluyodu. Sedat'çım bana arkamdan iftira atıyolar. Diyo^rkr Kof&^jyfclı bi hostes kızla



1133 f*^(jf^) *1

'"7

ilişkin varmış. İşte benim hakkımda kötüleme şeyi yapıyolar. Ben Veli Paşayla Korkut abiyi barıştırmak, Yavuz ATAÇ'ı. Hepsine uğraştım. Veli abiye gidiyorum, abi diyorum Korkut EKEN böyle böyle. Ya diyoduki bana boşver filan. Be diyodum abi böyle böyle soma Korkut EKEN'e anlatıyodum. Soma onlan banştırdım. Ertesi gün abi bi konu oldu. Yavuz ATAÇ bana dediki. Diyo Veli KÜÇÜK benim için şöyle yapmış, böyle yapmış. Veli Abiyi aradım. Dediki ya ben böyle bişey yapmadım ama sana söylemedim mi dedi. Yani biz bunla görüştüğümüzde böyle olucak bu işini sonu diye yani sen bilmiyo musun dedi. Bu işin sonu ne olacağını. Yavuz bu seferde, Yavuz abiyi aradım. Dedimki abi bakın ben yaşı genç bi insanım. Siz belli yaşta, aynı..." "Benim gelecekte itibanm, haysiyetim, şerefim var. Ben sadece sizi dost yapmak isterken siz böyle böyle bi acayip olaylar oldu. Gelin yüzlesin, kim kime ne dedi abi dedim. Yani ben kaldıramam böyle şeyi dedim. Yavuz abiyede dedim. Yavuz abi üzüldü filan tamam dedi. Ben şunu bi anm Korkut abiyi aradı. Veli Paşayı aradı. Hepsi aradı ama gelmediler. Yan yana yüzleşmeye. Veli baba bana dediki. Ya nolur bırak bu işleri dedi. Ya sen işine gücüne bak. Sen saf temiz insansın dedi. Sen bak dedi işine gücüne bak. E şimdi Sami ben düşünüyom da." dediği, Sami'nin "Bize de zamanında ne söyledi biliyo musun? Bunu bize de, rahmetliyle bana da söyledi. Veli Paşa bana da söyledi. Rahmetliye de söyledi yani yani..." dediği, Sedat'ın "Ya bunlar abi bak yemin ediyorum planlayıcı filan olmadan. Bunlar olay molay yaparlar. Giderler bi kaç tane dandik dundik adama ateş mateş ederler. Bunlar Kürtçü diye. Gerçi Kürtlerle ortaklık yaparlar ama böyle saçma bide bi olay filan yaparlar abi gine..." "Ya abi düğünde Feridun ÖNCEL'i çağırma dedi. Ben dedimki Feridun Başkan iyi bi adam işte. Drejie arası olmayabilir veya rahmetli Çatlı" dediği ve bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Sami'nin "... kendini fazla yorma. Kendine ait diğilsin. İstediğin zaman, istediğin şeyi yapamazsın. Çünkü birileri ille gelecek. Umut olmuşun, birileri senden umut bekliyor. Bunlar için kafanı takarsan." dediği ve kısa bir süre Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir haberin yeri hakkında konuştuklan, Sedat PEKER'in "Onu okuyun abi. Onu okuduktan soma zaten inan sinir sisteminizin bozulacağını tahmin ediyorum. Abi Ayhan beyfendi demişki benim ismimin mafya babası olan Sedat PEKER'le beraber anılmasından üzüntü duyuyorum demiş ya böyle." dediği, Sami'nin "Kim demiş?" diye sorduğu, Sedat'ın "Ayhan ÇARKIN" dediği ve haberin Cumhuriyet Gazetesinin 3. sayfasında çıktığından bahsettikleri,

e) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Gizli tanık 6 29.02.2008 tarihli savcılık ifadesinde

Askerliğini İzmit İl Jandarma Komutanlığında yaptığını, Veli KÜÇÜK'ün bu dönemde alay komutanı olduğunu, o dönem içerisinde Sami HOŞTAN'm Veli KÜÇÜK'ü sık sık ziyaret ettiğini, hatta Veli KÜÇÜK'ün başka bir birliğe tayini çıktığında düzenlenen uğurlama partisine bile geldiğini, aynca o dönemde Hadi ÖZCAN' la bir kere Kriptolu telefonla görüştüğünü duyduğunu, bir kere de Sedat PEKER' ile görüştüğünü duyduğunu, aynca Veli KÜÇÜK'ün ajandasında Sedat PEKER, Ali İhsan USLUKOL ve Rahmi SEYMEN isimli şahıslann bulunduğunu ve bu şahıslann Veli KÜÇÜK ile sık sık görüşen şahıslar olduğunu,

Veli KÜÇÜK'ün Ali İhsan USLUKOL, Sami HOŞTAN ve Rahmi SEYMEN ile daha çok yüz yüze görüştüğünü, ancak Sedat PEKER' in kendisinin askerlik yaptığı bu dönemde Veli KÜÇÜK ile yüz yüze görüşmek için geldiğini hiç görmediğini, ancak Rahmi SEYMEN"in ailece geldiğini, Sami HOŞTAN' ın da yalnız geldiğini beyan etmiştir. Sami HOŞTAN' m mafya vari insan olduğunu Susurluk kazasında öğrendiğini, o dönemde ne iş



kendisinin sık sık İbrahim ÇİFTÇİ nin kumarhanesinde oyun oynadığ. Bu oyunlar esnasında arkadaşlar arasında yaptıklan sohbetlerin birinde İstanbul gayri meşrusunda önde gelen isimlerden biri olan SAMİ HOŞTAN isimli şahsın burada 3.000.000 Dolar para kaybettiğini, bu paranın ödenmesi noktasında İbrahim ÇİFTÇİ ile aralannda bir husumetin oluştuğunu duyduğunu.

Aynca Sami HOŞTAN isimli şahsın İzmir bölgesinde kumar işi yaptırmak istediğini, ancak İbrahim ÇİFTÇİ nin Ege bölgesinde, diğer bölgelerden gelerek kumar oynatmak isteyen şahıslara engel olduğunu, bu sebepten dolayı Sami HOŞTAN' ın İzmir ve çevresinde kumar oynatmasına izin vermediğini duyduğunu. Beyan ettiği,

Gizli Tanık 17 beyanında

Mehmet Fikri KARADAĞ' ın derneğe gelen kişilere ekip kurmaları yönünde talimat verdiğini duyduğunu, MEHMET FİKRİ KARADAĞ'ın bir seferinde NİYAZİ KIYAK' a zarf verip SAMİ HOŞTAN' a gönderdiğini, SAMİ HOŞTAN' ın da NİYAZİ KIYAK ile MEHMET FİKRİ KARADAĞ' a para gönderdiğini duyduğunu, bunların hepsinin dernekte konuşulduğunu,

Şüpheli murat çağlar beyanında ,

Kuvayi Milliye Derneği (1919) derneğine gelen kişi olarak Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ı resminden teşhis ettiği,

Şüpheli Ali YASAK alınan ifadesinde;

Sami HOŞTANi tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; Sami HOŞTANi kardeşi Mehmet YASAKin düğününe geldiğinde tanıdığım, bayramlarda ve özel günlerde kendisi ile ara sıra telefonla görüştüğünü,

3 Kasım 1996 tarihinde meydana gelen Susurluk Kazası sorulduğunda; Hatırlamadığı birinin telefonla aradığını ve kazanın olduğunu söylediğini, bunun üzerine Tuncer..? isimli şoförü ile birlikte Susurluk'a gittiğini, cenazelerin alınıp Susurluk Adliyesine götürüldüğünü duyunca adliyeye gittiğini, adliyeye gittiğinde Sami HOŞTAN, Ayhan ÇARKIN ve şu an isimlerini hatırlayamadığı kalabalık bir grubun orda olduğunu beyan etmiştir.

Şüpheli Veli KÜÇÜK alman ifadesinde;

Sami HOŞTANi tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; 1983 yılında Edirne İl Jandarma Komutanı iken daha önce Edirne'de ticari faaliyetlerde bulunan ve rahmetli olan arkadaşı Mustafa BİLGİN'in yanında tanıdığını, daha soma bir iki kez daha ziyarete geldiğini, Mustafa BİLGİN'den Sami HOŞTANi sorduğunda Hollanda'da otel çalıştırdığını ve ticaret yaptığını söylediğini, Edirne kritik bir bölge olması dolayısıyla, Sami HOŞTAN'dan hudut bölgesinde istihbarat elde edebileceğini düşündüğünü, ancak düşündüğü gibi istifade edemediğini, Hollanda da DHKP-C örgütüyle çatışmaya girdiğini haricen öğrendiğini, İstanbul'da gazino çalıştırdığını, bu gazinoyu öldürülen Ömer Lütfı TOPAL ile çalıştırdığını öğrendiğini, bu gazinonun kumarhane şeklinde çalıştınldığı şeklinde bilgiler alınca Sami HOŞTAN'dan uzak durduğunu beyan etmiştir.



Sami HOŞTAN ile yapmış olduğu telefon görüşmeleri sorulduğunda; Sami HOŞTAN'm görüşmek için kendisini aradığını, amacının ne olduğunu bilmediğim, kendisi ile görüşme talebini reddederek görüşmediğini, yine Sami HOŞTANJtn Jşlerinin bozulduğu yönünde kendisini aradığını, Sami HOŞTAN'm kendisinin çıp^smd|r^^fade etmek için yaklaştığını tahmin ettiğini beyan etmiştir.
1135

Susurluk Kazası sorulduğunda; Olayın olduğu zaman Giresun Bölge Komutanı olduğunu, olay günü Sami HOŞTAN'ın telefonla arayarak kazanın olduğunu bildirdiğini, kaza yerine gitmeleri için kimseye herhangi bir şey söylemediğini, basında ve kamuoyunda Abdullah ÇATLI'nın cesedini almak üzere Sami HOŞTAN' ı gönderdiği yönünde haberler çıktığım beyan etimiştir.

Şüpheli Emin GÜRSES alman ifadesinde;

22.01.2008 tarihli saat: 11.52 deki görüşme sorulduğunda; Kendisinin tersanecilik yapan yeğenlerinin olduğunu, SAMİ HOŞTAN ve berber YAŞAR denilen şahsın Kilis' li bir iş adamı adına yeğenlerinden para istediklerini duyduğunu, bunun üzerine kendisinin Veli Paşaya durumu söylediğini, Veli KÜÇÜK'ün de sinirlendiğini ve bir daha adamların yeğenlerini aramadığını beyan etmiştir.

Şüpheli Anotoli MADJAR'in alman ifadesinde;

Sami HOŞTAN'ın Beykoz'daki villasında bekçi olarak çalıştığını, Sami HOŞTAN'ın şoförü ve Etiler semtinde kumarhane ile ilgili bir yerin sorumlusu olarak bildiği Murat'ın yaklaşık altı ay önce kendisine güvenliği sağlaması için bir silah bıraktığını, Sami HOŞTAN'ın Murat'ın kendisine silah verdiğini bilmediğini, Sami HOŞTAN'ın üzerinde hiç silah taşımadığını, evde yapılan aramada ele geçirilen ve üzerinde Savcı Fevzi YILMAZ'm isminin yazılı bulunduğu kağıdın Sami HOŞTAN'ın odasında bulunduğunu, video kasetler ve sabit bilgisayarın Sami HOŞTAN'a ait olduğunu, Sami HOŞTAN'ı iş sahibi olarak bildiğini, ancak ne iş yaptığını ve iş yerini bilmediğini, Sami HOŞTAN'ın her hangi bir örgüt ile ilgisi olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.



f) Şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli Veli KÜÇÜK, savcılık ifadesinde; "Arnavut Sami HOŞTAN'ı 1983 yılında Edirne' de binbaşı olarak görev yaptığı sırada tanıdığını, zaman zaman görüştüklerini, ancak bu kişinin kendi adını kullanarak Azarbeycan'da iş çevirmek istediğini hissedince görüşme talebinde bulunmasına rağmen bir daha kendisi ile görüşmediğini, 2 senedir ise telefonla dahi görüşmediğini..." beyan etmiş ise de; dosyada mevcut 22.11.2007 ve 16.11.2007 tarihli iletişim tespit tutunaklarnda, beyanında dediği hususun gerçek olmadığı, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi görüştükleri, hem yurt dışı hem yurt içi konulan görüştükleri, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN nin "bi işlere girdim Bir buçuk milyon dolar gitti bi de 600 bin dolar da borçlandım paşam" "... o .. sattım bi işhamm vardı ya benim Güneşli'de o da gitti yani bi bi tersliktir gidiyor paşam" dediği, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün "Bi oturalım bi konuşalım ne yapacaz ne edecez ya bi bakalım hele" "... kafanı bozma dur bakayım" "Ben bardayım bi görüşelim bi oturalım bi konuşalım ..." diyerek birlikteliklerini telefonda beyan ettiği. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün beyanının aksine Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi görüştükleri ve Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'ı para kaybetmesinden ötürü teselli edip ben daha buradayım bi görüşelim diyerekte kaybettiği paralann kurtanlmasmda yardımcı olacağını taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.

Şüpheli Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ifadesinde; "bir süper market ile bir otoparkın geliri ile geçindiğini" beyan etmesine rağmen hatırlamadığını beyan ettiği görüşme içeriklerinde yaklaşık 20 milyon euroluk bir parasının Ali AVŞAR isimli şahısta kaldığını ve bu şahsın da ölmesi sebebiyle parayı başka türlü tahsil edebilmenin yollanna baktığı, anlaşılmaktadır. Yine kendisinden çıkan senetler ve çeklerin kiracılannca verildiğini beyan etmesine rağmen yaptığı işler itibanyla legal olarak bu kadar paranın kira ilişkisine dayalı olarak borçlanılması hayatın olağan akışına uygun düşmediği dgğeflfuulrömiştir.

Ancak dosyada mevcut gizli tanık beyanlarında "Veli KÜÇÜK İzmit'te görevli olduğu dönemde Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi oldukları mangal partileri düzenledikleri, hatta veda yemeğine bile Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm geldiğini" beyan etmiştir.

Yine gizli Tanık C olarak ifade veren tanığın beyanında "Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm İbrahim ÇİFTÇİ'ye kumarda 3 milyon dolar borcunun bulunduğu, bu sebepten aralarında husumet oluştuğunu bildiğini, Aynca Sami HOŞTAN isimli şahsın izmir bölgesinde kumar işi yaptırmak istediğini, ancak İbrahim ÇİFTÇİ'nin Ege bölgesinde, diğer bölgelerden gelerek kumar oynatmak isteyen şahıslara engel olduğunu, bu sebepten dolayı Sami HOŞTAN'm İzmir ve çevresinde kumar oynatmasına izin vermediğini duyduğunu" beyan etmiştir. Buradan da Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN sadece İstanbul'da değil Ege bölgesinde de kumar oynatmak için faaliyetlerde bulunduğu, bu hususun İbrahim ÇİFTÇİ ile aralannı açtığı anlaşılmaktadır.

Şüpheli Veli KÜÇÜK'ten elde edilen M AFİ ANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) dokümanında;

"... Şu halde Türk MAFİA'nın çökertilmesi, yok edilmesi yerine, MAFİA'nın re organize edilebilmesinin getireceği yararlar küçümsenebilecek veya vazgeçilebilecek ölçekte değildir. Bir başka ifade ile Türkiye'nin çıkarlan MAFİA'nın re organize edilmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkartmaktadır.

Şu halde öncelikle yapılması gereken, bir zamanlar Pentagon'un yaptığı gibi Türk Genelkurmay'mm denetiminde yepyeni bir MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesidir.

Türkiye'de MAFİA'nın yeniden yapılandmlabilmesi mutlaka 'askeri' bir girişim olarak ele alınmalıdır.

Bu uluslararası savaş alanında konuşlandınlacak Türk MAFİA'sı dağılan Sovyet Rusya'sı örneğinde görüldüğü gibi istihbaratçılardan oluşturulması halinde zarar görecek olan yine Türkiye'nin kendisi olacaktır

Türkiye'de istihbarat birimlerince kurulan tüm örgütler başansız kalmıştır. İstihbarat birimlerinin naylon örgüt kurulması, denetim ve yönetiminde başansız kaldıklan belgeler ve adli arşiv dosyalan ile açığa çıkmış ve tüm dünya literatürlerinde yer almıştır.

Türkiye'de yapılması gerekli ve zorunlu olan doğrudan "Genelkurmay"a bağlı "sivil" bir kurul tarafından oluşturulacak MAFİA yapılanmasıdır. Neden sivil kurul? Sorusunun yanıtı şudur: Sivil kurul gizli bir operasyonun süzgeci, örtüsü olmakla kalmayıp "inisiyatif kullanımı ve yaratıcı özgür düşünce teorilerinin üretimi ile bunlann yaşama geçirilmesinde çok daha uygun bir yapı ortaya koyar. İllegal dünyanın yeniden yapılandınlmasmda bilinen kurallar değil, yepyeni metotlara ihtiyaç olduğu kesindir. Asker, Polis, İstihbaratçı veya kamu kurum ve kuruluşlannda "memur" olarak koşullanmış beyinlerin üretimleri ile özgür ve yaratıcı beyinlerin yaşama ve insanlara uyum sağlayabilme ve dünya insanlığına entegrasyonu çok büyük farklılıklar ortaya koyar. Bu nedenle mevcut MAFİA yapılanmasının tasfiyesi ile yeni MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesinde mutlaka "sivil kurul" oluşturulmalı ve bu kurul tarafından yönetilmej^-i*^^,.





Burada en önemli problem, bu 'sivil kurul'un kimlerden oluşacağı ve kaç kişiden ibaret olması gerektiğidir. Bir başka problem de belirlenerek seçilecek bu kişilerin böylesine 'bulaşık' ve 'riskli' bir işte 'neden' yer almak isteyecekleridir. Aklı başında hiçbir sivil, doğrudan Genelkurmay'a bağlı, son derece gizli ve illegal bir yapılanmanın sorumlusu olmak istemez.

Oluşturulacak sivil kurulun üye sayısı üç kişiden oluşmalıdır. Bu üyelerden birisi 'kurye', ikincisi 'teorisyen' üçüncüsü ise, Amerikan kriminoloji tarihinde önemli bir yeri olan Luciano örneğinde olduğu gibi, ulusal MAFİA liderliği rolünü üstlenecek kişi olmalıdır. Bu kişi kısa zamanda uluslararası MAFİA ailesinde yer alabilmelidir." şeklinde olup,

ERGENEKON ve MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) dokümanlarında mafyanın çökertilmesi yerine konrol altına alınıp başına da uluslar arası mafyayala irtibata geçebilecek bir Türk'ün getirilmesinin kararlaştırıldığı, şüphelinin konumu ve sürekli yurt dışına gidip gelmesi ve yurt dışındaki irtibatlan, REİS (Kod) Sedat PEKER ile olan diyaloglan, mafya gruplan arasındaki husumetlerde araya girip banştırma rolünü üstlenmesi, Susurluk döneminden ve o davada yargılananlar ile hem geçmişte hem de şu anki irtibatlan, bir çok çek senet tahsilatı işlerinde kendisine müracat edildiğine ilişkin bir çoğunun içeriğini hatırlamadığını beyan ettiği telefon görüşmeleri ve kendi mal varlığına ilişkin olarak yaptığı görüşmeler, gizli hesaplannda milyon dolarlık paralann bulunduğuna ilişkin görüşmeler ve beyanında belirttiği küçük çaplı kumar işi yaptığını beyan etmesine rağmen kaybettiğini söylediği rakamlann yüzbin dolarla ifade edilmesi hususlan göz önüne alındığında,

Gizli Tanık 17'nin beyanlanna göre Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ'm yönetimindeki Kuvayi Milliye Derneği (1919) ne para yardımı yaptığı ve bazı dernek toplantılanna katıldığı anlaşılmıştır.

Şüpheli Murat ÇAĞLAR da fotoğraf teşhisinde, Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ı dernek toplantılannda gördüğünü, beyan etmiştir.

Şüpheli Sami HOŞTAN, her ne kadar savunmasında ikametinde bulunan biri GLOCK diğeri HECKLER marka iki adet ruhsatsız tabanca ve mermilerin kendisine ait olmadığını, soyismini bilmediği Murat isimli şoförüne ait olduğunu beyan etmiş ise de, silahların sıradan tabancalar olmadığı piyasa fiatlan yüksek olan tabancalardan olması ve şüphelinin ikametinden elde edilmesi hususları göz önüne alındığında her iki tabancanın da şüpheliye ait olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine şüpheliden elde edilen 2 adet kuru sıkıdan çevrilmiş tabancanın elde edildiği,



Şüpheli Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'ın ERGENEKON terör örgütünün mafya ile irtibatlannı sağlayan ve şüpheli Veli KÜÇÜK'e bağlı olarak bu ilişkilerini sürdüren ilişklerin uluslar arası düzeyde sürdürülmesinden de sorumlu örgüt üyesi olduğu, hem yurt içi hem yurt dışı irtibatlannm bulunduğu, mevcut telefon görüşmelerine göre büyük para işleri ve tahsilat işleriyle uğraştığı, aramalarda birsürü çek ve senet ile bazı tapılann bulunduğu, kazandığı paralan Veli KÜÇÜK'ün talimattan doğrultusunda ERGENEKON terör örgütünün amaçlan doğrultusunda kullanılması için harcadığı, Arnavut Sami (Kod) adını kullandığı ve ruhsatsız (Glock) tabanca bulundurma suçlanm işlediği anlaşılmış olmakla,

Şüpheli Sami HOŞTAN'ın üzerine atılı ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet etmek eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1 (Yargıtay 8 CD. uygulamalarına göre 5 adet silah bulundurmanın 6136



36-ŞUPHELI SEDAT PEKER

a) Emniyet İfadesinde;

Emniyet ifadesi yok

b) Savcılık ifadesinde;

19.03.2008 günü C.Savcılıkta alınan ifadesinde;

CEL REKLAM üzerine şirketinin olduğunu, aylık 20 milyar TL gelirinin olduğunu, kardeşi ATİLLA PEKER ile ortak olduklarını, 2004 yılının Ekim ayından beri Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Kurup Yönetmekten tutuklu bulunduğunu, 2007 yılı Ocak ayı itibariyle de istanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinden aynı suçlardan 14,5 yıl hapis cezası aldığını, cezasının Yargıtay'da olduğunu henüz kesinleşmediğini,

İlk defa 1988 yılında silahla yaralama suçundan (1) yıl ceza evinde kaldığını, 1998 yılında da çete suçundan (9,5) ay kadar tutuklu kaldığını, ancak o davadan beraat ettiğini, 2002 yılında Tekirdağ F Tipi Cezaevine girdiğini, (6,5) ay tutuklu kaldığını, daha sonra bu dosyadan mahkum olduğunu,

1994 ve 1998 yıllarında askeri heyete girdiğini ve psikolojik nedenlerle çürük raporu verildiğini askerliğini yapmadığını, o tarihten itibaren ticari işleriyle uğraştığını,

ERGENEKON yapılanmasını medyadan duyduğunu, bu yapılanma ile herhangi bir alakasının olmadığını, ERGENEKON'da yakalanıp tutuklanan şahıslardan;

VELİ KÜÇÜK'ü babasının arkadaşı olması sebebi ile tanıdığını, 1992 yıllarından beri zaman zaman görüştüğünü, ALBAYLIK ve PAŞALIK dönemi de dahil hem telefonla hem de yüz yüze görüşmelerinin olduğunu, Kocaeli'nde Alay'a zaman zaman gittiğini, bunun dışında VELİ KÜÇÜK'le aralarında herhangi bir ilişkinin olmadığını, çürük raporu almasında VELİ KÜÇÜK'ün herhangi bir etkisinin bulunmadığını, VELİ KÜÇÜK'e ayrı bir sempatisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Devlet hizmetinde bulunmuş, küçük çocuğununda Ermeni ASALA örgütü tarafından da öldürüldüğünü bildiği için kendisine daha fazla saygı duyduğunu, Devlet için çalışan birisi olarak bildiklerini, bu sebeple kendisine saygı duyduklarını, VELİ KÜÇÜK ile aralarnıda, para alış verişi, şirket bazında bir birlikteliğinin bulunmadığını,

EMİN CANER YİĞİT'i tanımadığını, arkadaşı BOĞAÇ KAAN MURATHAN ve YENER KESKİN'in tanıdığını, VELİ KÜÇÜK'ün lojmandan çıkarıldığı ve korumasının kaldırıldığı dönemde, kiralık ev bulması için yardımcı olduğunu, ayrıca Veli KÜÇÜK'e yardımcı olması için BOGAÇ KAAN ve birkaç kişiye söylediğini, ancak CANER'i bizzat tanımadığını, geçmiş tarih olduğu için maaş verilip verilmediğini hatırlamadığını,

VELİ KÜÇÜK'ün İzmit Al ay'da iken altına özel araç tahsis etmediğini, cep telefonlarını ödemediğini, ancak Veli KÜÇÜK'ün öyle bir şey teklif etmiş olsaydı ödeyeceğini, geçmiş tarihli olduğu için tam olarak hatırlamadığını, VELİ PAŞA'nin arkadaşı olduğunu bildiği ve maddi durumu iyi olmayan birine borçlarını ödemesi için, o dönem 75 bin dolar para yardımında bulunduğunu ve bu parayı da şahsın durumu müsait olmadığı için almadığını,



MUZAFFER TEKİN'i 1997 yılından buyana, cemiyet ortamlarından tanıdığını,
kendisi ile zaman zaman görüştüğünü ancak samimiyetini^gbu^u^madığını, Muzaffer
TEKİN'in ofisine gitmediğini,
/^'■'i



ERTUGRUL YILMAZ mahalleden çocukluk arkadaşı olduğunu, daha sonraki yıllarda kendisi ile görüşemediğini,Ertuğrul YILMAZ'ın cenazesinde kendisinin tutuklu olduğunu ancak cenazeye çelenk gönderdiğini,

Gazeteci TUNCAY GÜNEY'i tanımadığını, kendisini hiç görmediğini, ismini hiç duymadığını, METE YALAZANGİL, GAZİ GÜDER, KUDDUSİ OKKIR'ı tanımadığını,

FİKRİ KARADAĞ'I MUZAFFER TEKİN vasıtasıyla tanıdığını, samimiyetinin bulunmadığını, villasına Fikri KARADAĞ'ın gelmediğini, geldiyse de hatırlamadığını,

1996 yılında Almanya'ya gittiğini, eşi ve çocuğunun Almanya'da doğduğuğunu, Bulgaristan'a kereste ticareti yapmak amaçlı 1996-1998 yılları arasında gittiğini,

VELİ KÜÇÜK'le irtibatlı olduğu dönemde ERGENEKON ve mafyanın yapılanması^ hakkında herhangi bir şey duymadığını, o dönem itibariyle VELİ KÜÇÜK'ün SAMI HOŞTAN ile tanıştığını bildiğini,

ÖMER LÜTFÜ TOPAL ve ABDULLAH ÇATLI'yı tanımadığını, AYHAN ÇARKIN'ı gıyaben tanıdığını, daha sonra 2003 yılında da Antalya'da tanıştıklarını, herhangi bir samimiyetinin bulunmadığını,

YAKUPKÜRŞAT YILMAZ'ı 1993 yılında cezaevinde tanıdığını, daha sonra zaman zaman görüştüklerini, herhangi bir ortak işlerinin olmadığını, ZIYA BA NDIRMA LIOĞL U'nu tanımadığını,

Soruldu; 2003-2004 yıllarında memlekette karışıklık çıkarılmasına yönelik bir toplantıya katılmadığını, böyle bir olaydan haberinin olmadığını,

GÜLER KÖMÜRCÜ ile tanıştığını, hakkında bir haber yayınladığını, , zaman zaman kendisi ile görüştüğünü, GÜLER KÖMÜRCÜ ile bir toplantıya katılmadığını,

VELİ KÜÇÜK te bulunan mafyanın yeniden yapılanması ve tekelde toplanması ile alakalı dokümanlardan haberinin olmadığını, böyle bir faaliyet içinde bulunmadığını,

SEMİH TUFAN GÜLALTAY'ı da semtinden tanıdığını, AKINBİRDAL olayından önce ve sonra görüşmüşlüğünün olmadığını, eski yıllardan tanışıklığının bulunduğunu,

AYHAN PARLAK'ı tanıdığını, ERTUGRUL'un yakını olduğu için tanıdığını, ancak DOĞUŞ Factroring konusunu bilmediğini,

VOLKAN GEZMİŞİ tanıdığını, VELİ KÜÇÜK, EMİN CANER YİĞİT ve MUSTAFA OK'un ailesine maaş gidecek konusunu hatırlamadığını, söylemiş olabileceğini, ancak CANER YİĞİT e maaş gidip gitmediğini hatırlamadığını,

OSMAN YILDIRIM, OSMAN GÜRBÜZ, KOKSAL KARABA YIR'ı tanımadığım,

DREJ ALİ'yi uzaktan tanıdığını, samimiyetinin olmadığını, ZAHİT ALBAY olarak geçen şahsı ZAHİT BİNBAŞI olarak bildiğini, şuanda emekli olduğunu, bir fabrikanın güvenlik müdürü olduğunu,

1423 nolu tapede VELİ KÜÇÜK un bir seminer verdiğini, arkadaşlarının öğrenciler gönderdiğini, telefon görüşmesinde bu konuyu görüştüklerini,

HAYRETTİN ERTEKİN'i balıkçı ZEKİ SÖZER vasıtasıyla tanıdığını, kuyumcu olarak bildiğini, ancak telefon konuşmalarında geçen altın tespihleri bu şahsa yaptırmadığını,

KÜRŞAT YILMAZ'layaptığı görüşmelerin doğru olduğunu,

YILMAZ KATMERCİ nin bir factoring ve finans şirketinin sahibi olduğunu, bu konuyla alakalı görüştüklerini,

ALİ FEVZİ BİR'i mahalleden tanıdığını, 1117 nolu tapede geçen görüşme
içeriğindeki
SAMI ABI ile birlikte yemek yiyelim şeklinde konu konuşulduğunu, ancak
içeriğini hatırlamadığını,
^«s---"'"**»^



HARUN ÇAKIR'ı tanımadığını, niçin REİSİM diye hitap ettiğini bilmediğini, yaptığı görüşmeyi hatırlayamadığını,

İletişim tespit tutanakları okundu, sorulduğunda;



04 Eylül 2003 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede polisler hakkında şikayetçi olduğunu, polis yetkilileri hakkında dava açtığını, VELİ ABI ye söylersin demesindeki kastın ise VELİ KÜÇÜK'ün de olayı bilmesini istemesinden kaynaklandığını, çünkü Veli KÜÇÜK un baba dostu olduğunu,

03/08/2004 tarihinde VELİ KÜÇÜK'le yapmış olduğu görüşmeyi kabul ettiğini, Veli KÜÇÜK'ün ÜMİT ÖZDAĞ'la yeni bir oluşum yaptıklarını, Erzurum'dan YILMA DURAK'ın Yeniçağ gazetesinden HAYRİ KÖKLÜ, Ortadoğu gazetesinden ZEKİ SARAÇOĞLU, GÜVEN SAZAK ve MERAL AKŞENER ile görüştüğünü Veli KÜÇÜK'ün anlattığını, kendisinin de bu oluşum MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum olursa kamuoyunda yanlış anlaşılabilir şeklinde fikir beyan ettiğini, zaten böyle bir oluşumumun gerçekleşmediğini, VELİ PAŞA ile bu tür şeyleri paylaştıklarını,

ÜMİT ÖZDAĞ'ın MHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığı konusunu bilmediğini,

YAVUZ ATAÇ'ı ATİLLA YILDIRIM vasıtasıyla tanıdığını, MİT'te görevli olduğunu, zaman zaman kendisi ile görüştüklerini, son olarak 2003 yılında görüştüklerini,

İBRAHİM ŞAHİN'i Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili olması nedeniyle tanıdığını, kendisi ile samimi olduklarını ancak, Susurluk kazasından sonrasında, cezaevine girip çıktığını, daha sonra ibrahim ŞAHİN'in bir kaza yaptığını, ondan sonra görüşmediklerini, saygıdan dolayı bu şahsa abi dediğini,

MİLLİ YOL 'u KORKUT EKEN'in başkanlığında kurmayı düşündükleri bir oluşum olarak duyduğunu, 21/07/2004 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede bahsettiği olayın bu konu olduğunu, konuşmada geçen 22 yaşında iken VELİ KÜÇÜK ile KORKUT EKEN'i barıştırma çabalarını YAVUZ ATAÇ'ın da gayret sarfettiği şeklinde anlattığını,

VELİ KÜÇÜK'ü baba dostu olmasından dolayı sevdiğini, KORKUT EKEN'i de Emniyet Genel Müdürlüğü Danışmanlığı yaptığı dönemde tanıyıp sevdiğini, YA VUZ ATAÇ'ı da MİT'te görev yaptığı sırada tanıdığını, bu şahısları sevdiği ve küs kalmalarını istemediği için, barıştırma çabaları içinde bulunduğunu,

FERİDUN ÖNCEL in Şanlıurfa MHP Eski il başkanı olduğunu, 21/07/2004 tarihinde yapmış olduğu görüşmede VELİ PAŞA'nın, KORKUT EKEN'e dikkat et deyip demediğini hatırlamadığını, askerlerin de KORKUT EKEN'e dikkat etmesi hususunda uyardıklarını hatırlamadığını,

21/07/2004 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığım MİLLİ YOL ile ilgili "BUNLAR CAHİL BİRDE TUTARLAR KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR ..." şeklinde görüşmeyi şuanda hatırlamadığını, böyle bir görüşme yapmış olabileceğini,

21/07/2004 tarihinde SAMİ HOŞTAN ile KORKUT EKEN hakkında konuştuğunu hatırladığını, içeriğini hatırlayamadığını,

YAVUZ KAYRAL'ı tanıdığını, Fenerbahçe'de yöneticilik yaptığını, Ankara'da mobilya üzerine işyeri olan bir iş adamı olduğunu,

25/07/2004 tarihinde YAVUZKAYRAL ile telefon görüşmesini hatırladığını ancak içeriğini hatırlayamadığını,

HÜSEYİNNALBANTOĞLU'nu ATİLLA'nın arkadaşı olması nedenivle tanıdığını, son zamanlarda birkaç yerde adını kullandığı için bu şahsı emniyete şikayet ettiğini,



ATİLLA YILDIRIM'i Trabzonspor'un eski yöneticisi olması nedeniyle tanıdığını, KELEBEK operasyonundaki telefon görüşmelerinde cezaevinde yatmasına sebep olan aleyhine yaptığı konuşmalardan dolayı bütün ilişkilerini kestiğini,

1173 sayılı tapede AYHAN YILDIRIM ile yaptığı görüşmede, Cumhuriyet gazetesinde çıkan MİLLİ YOLCULARI SEDAT PEKER FİNANSE EDİYOR başlığı altındaki haberde AYHAN ÇARKIN'ın açıklamalarının yer aldığını, daha sonra Alanya'da kendisi ile görüştüklerini, böyle bir açıklama yapmadığını söylediğini,

MEHMET FİKRİ KARADAĞ'ı MUZAFFER TEKİN vasıtasıyla tanıdığını, Mehmet fikri KARADAĞ'ın kendisini ziyaret ettiğini söylemesi konusunda, bu konunun doğru olduğunu, 3 yıldır cezaevinde olduğum için bazı şeyleri unuttuğunu, 56 sayılı tapede MEHMET FİKRİ KARADAĞ ile HÜSEYİN NALBANTOĞLU arasındaki telefon görüşmesinde kendisinin REİS NASIL İYİ Mİ diye sormasının normal olduğunu, çünkü kendisine arkadaşlarının REİS diye hitap ettiklerini,

ORHAN PAMUK la herhangi bir husumetinin olmadığını, COŞKUN ÇALIK, MUHAMMET YÜCE, AYHAN ÇELİK ve SELİM AKKURT ismindeki şahısları tanımadığını, kesinlikle hiçbir kimseye ORHAN PAMUK'u öldürmeleri halinde cezaevinde sahip çıkacağını, rahat ettireceğini söylemediğini, hiçbir kimseye suikast yapılması yönünde talimat vermediğini,

09/04/2003 tarihinde İFFET isimli şahısla yaptığı görüşmenin doğru olduğunu, manevi kardeşi konumunda olan OLGUN PEKER'in eşinin annesi olduğunu, polislerin kendisine kurmuş olduğu komployu anlatırken daha önce polisler tarafından böyle bir komplo yapılacağını beklediğini anlattığını, TURAN YAZGAN HOCA 'yı tanımadığını, konuşmada geçen AYTÜL, OLGUN'un eşinin kız kardeşi olduğunu, görüşmede geçen ÖZEL BİR GEMİ, ASKERİYEDEN 4 KIŞI konuşmalarını hatırlamadığını,

ALAADDİN ÇAKICTyı 1996-1997 yılından beri, ortak tanıdıkları vasıtasıyla tanıdığını, en son 2003 yılında evine ziyarete gittiğini, orada görüştüklerini, kendisi ile iş ortaklığının bulunmadığını,

SEDAT ŞAHİN'i 1995 yılından beri tanıdığını, fazla bir samimiyetinin olmadığını, cemiyetlerde cenaze törenlerinde karşılaştıklarında selamlaştıklarını,

BURHANETTİN SARAL'ı da cemiyetlerden tanıdığını, fazla bir samimiyetinin olmadığını,

A YVAZ KORKMAZ'ı tanımadığını,

RAMAZAN ÖZARSLAN'ı tanımadığını, ERDAL KARA 'yı bir defa cemiyette gördüğünü, fazla bir samimiyetinin olmadığını, SONER ŞENGÜLLER'i tanımadığını,

HALUK KIRCTyı hatırladığı kadarıyla 1998 yılında Bayrampaşa cezaevinde tutuklu olduğu sırada tanıdığını, daha sonra görüşmediklerini,

OKTA Y YILDIRIM, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK, MEHMET ÖZTÜRK, MAHMUT ÖZTÜRK, SEVGİ ERENEROL, KEMAL KERİNÇSİZ, HÜSEYİN GÖRÜM, İHSAN GÖKTAŞ, AYDİN YÜKSEK, MUZAFFER ŞENOCAK, ERGÜN POYRAZ, EMİN GÜRSES, VEDAT YENERER, HABİP ÜMİT SAYIN, ABDULLAH ARAPOĞULLARI, SA TILMIŞ BALKAŞ ve diğer şahısları tanımadığını,

Soruldu; ERGENEKON örgütü ile ilgi ve alakasının bulunmadığını, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan dolayı halen Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza infaz Kurumunda tutuklu olduğunu beyan etmiştir.



Tape 1417 06.02.2004 tarihinde Mecnun OTY AKMAZ ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "Tamam ordan çıkınca yetişirsin. Veli Paşaya bir emanet yollayacaktım da. Bu vakıf işi için Veli Paşayı arayayım, bahsedeyim. Birde Veli Paşa bir konferansa katılacak sen Veli Paşayla görüş konferansa kalabalık bir grup yaparsın. Dinlemeye giderken böyle öğrenci gençlerde olursa da olur. Git Veli Paşayla da şey yaparsm şimdi ben söyleyeyim ona." "Şimdi telefonunu veriyorum. Sen yaz. Veli Paşayı birazdan sen ara ben arayıp görüşecem. Veli Paşayla konuşursun..." dediği ve 537 350 99 88 numaralı telefonu verdikten sonra "Sen kalabalık bir grup yap. Böyle genç arkadaşlardan. Konferansı dinlemeye kalabalık geçersin." dediği,

Tape :001083 29.02.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Paşam sesimi duyabiliyor musunuz?" "Reisimiz görüşecekti efendim." dediği ve telefon Sedat PEKER'e verdiği, Veli'inin "Sedat'ım merhaba" dedikten soma hal hatır sordukları, daha soma Veli'nin "Bugün bitirdik kongreyi istediğimiz gibi oldu gelince görüşürüz. Ben anlatırım. Her şey istediğimiz gibi gitti. Çok iyi oldu." dediği, Sedat'ın "Ben o arkadaşı da ayarladım abi. Bir güzel kardeşimiz vardı. Onu da ayarladım abi zaten. Askerde paşa korumasıymış, üniversite terk çok onurlu, nitelikli, terbiyeli, ahlaklı. Onu özellikle çok inceledim abi." dediği, Veli'nin "Bekar mı?" diye sorduğu, Sedat'ın "Bekar abi" dediği,

Tape : 001094 05.03.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'ın Veli KÜÇÜK'ü telefonla aradığı ve daha soma Sedat PEKER'e verdiği, Sedat'ın "Çocuk hemen hazır. Siz nasıl emir buyurursanız öyle. Sizin numaranızı ben kardeşimize versem. Size saygılarını sunsa pazartesi günü ona talimat verseniz olur mu?" dediği, Veli'nin "Tamam beni arasın." Dedikten sonra "...gelince çok güzel bir kongre geçirdik. Rusya'da istediğimiz adamı Güney Azerbaycan'da istediğimiz adamı hepsini getirdik. Şeye bakan geldi. Azerbaycan'dan Nazım geldi. Tabi ağırlığımı koydum orda. Ağırlığımı koyunca fazla kalmadı. Orda pazartesi günü paşam siz buradasınız benim başka işlerim var dedi gitti o. Ben dedim götürücem dedim kongreyi çok güzel oldu." "Ta Yakutistan'dan bile gelen vardı. Yakutistan'm temsilcisi geldi." "Çok güzel bir ziyaret oldu yani. Ben şey yapacam kongreyle ilgili." dediği,

Tape : 001498 11.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile görüşmesinde özetle; Volkan'ın "Bu şey var ya abi Hasan KOÇAR... Ziya" "O Ziya abi herhalde galiba cezaevine girmiş." "Onun ailesine her ay bir milyar sabit gönderecez abi" dediği, İsmet'in "Ben mi gönderecem onlara?" diye sorduğu, Volkan'ın "Bilmiyorum ki ondan sonra Veli Paşanın şoförünü her ay maaş gitcek abi." dediği, İsmet'in "Kardeş biz ne kazanmıyoruz. Nerden ödicez. Bu şeyde bende mafoldum ya." dediği, Volkan'ın "Bir tane daha söylim mi abi?" "Bide Mustafa OK'un ailesine rahmetli Mustafa OK varya." "Ziya PEHLİVAN bi milyar." "Ailesine" "... Veli Paşanın şoförü." dediği, İsmet'in "Kim o? Adı ney?" diye sorduğu, Volkan'ın "Onu bilmiyorum abi. Bizim çocuklardan bir tanesinin şeyi Boğaç'ın yanındaki çocuklardan bir tanesinin abisi galiba. Mehmet OK'un şey ailesine." "Onda rakam söylemedi. Net bişey söylemedi. Bunları not almadı söyledi abi." dediği,

Tape : 001500 12.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile görüşmesinde özetle; Volkan'ın "Resi derki abi. O size verdiğim isimler var ya." "Veli bey, Mustafa OK rahmetlinin eşine ve diğer Ziya beyin ailesine her ay ne olursa olsun, birer milyar muhakkak gidecek." "Banka hesabı araştırım abi ben şimdi şeyej^dediği, İsmet'in "Valla ben aslında yani şimdi bunları söylüyosunda konuşmam/i^ım lj?^f%; Yani şimdilik










1143. 1 * -«




Tape :001501 12.03.2004 tarihinde Boğaçhan MURATHAN ile görüşmesinde özetle; Volkanin "Abi bu Veli amcanın yanındaki arkadaşın, bide rahmetli Mustafa OK..eşinin üzerine iki tane hesap numarası açılacakmış abi." dediği, Boğaçin "Ya bizim Caner'in(emin Caner yiğit) numarası bide şeyin numarası." dediği,

Tape : 000056 01.07.2004 tarihinde Fikri KARADAĞ ile Hüseyin NALBANTOĞLU ile görüşmesinde özetle; Hüseyin'in "Ben Hüseyin NALBANTOĞLU. Atilla Beyin yanından ben." "Komutanım saygılar ellerinizden öpüyorum." diyerek kendisini tanıttığı, Fikri'nin "Bir arayıp sorayım dedim. Ne oldu bu çocuklara hiç ses soluk çıkmıyor dedim. İyiler mi dedim." dediği, Hüseyin'in "İyiler Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Reis nasıl iyi mi?" diye sorduğu, Hüseyin'in "İyi Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Hepsine selam söyle." dediği,

Tape : 001177 21.07.2004 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "...Bu Korkut abiler filan varya." "Bu Korkut filan bu Milli Yol diye bişey diyodun ya sen. Bahsediyodun ya hani. Benim haberim yok diyodun ..herşeyden."

".. .Sen demiştin ya biraz karışıklıklar isteyelim. Ben sana o gün orda masal anlatmadım. Çok eskiden ben böyle pas geçmiştim. Dedim abi şuan ülke sıkı durumda yani. Ülkenin Polisi görevini yapıyo. Adliyesi yapıyo. Askeri yapıyo. Şuan bu ülkede kaosa ihtiyaç yok." "Ben zaten böyle bi tip bişeylerin içersinde zaten bulunmam. Oda yapalım derken böyle yuvarlak ortada bırakmıştı hani. Şöyle yapmak böyle yapmak lazım filan diye." dediği bir süre Korkut EKEN'in kardeşi ile arasını açmaya çalıştığından bahsettikten soma "... meğerse bu kendini bi parti gibi görüyolarmış." dediği, Güler'in "Korkut EKEN ve etrafı, tabi tabi." dediği ve bir süre sohbet ettikten sonra, Sedat'ın "Eskidendi ya. Pavyonlarda kadınlarla yatardı. Güler bigün biz İbrahim ŞAHİN bana dediki. İşte sen dedi. Bu olaylar dedi, konuşuluyo filan piyasada ilk böyle karşılaşıyoz aramızda bi sorunlar var, geçmiş. Dedim ki ne konuşuluyo kardeşim ben yaşadığımız bişeyi konuşmam. İçinde olduğum hiç bişeyi de konuşmam ki kaldıki bunların içinde de diğilim ben dedim. Bu pavyonda karılar, manitaları var bunların. Onun manitası diyoki işte falanca kez kaçırıldı. Öldürüldü diyo ya. Uyuşturucu kaçakçılığı işte. Benimki sıktı, senin ki sıktı yapıyorlar. Birbirlerine hani şimdi Ayhan ÇARKIN." "Ya bide Politik lider diğil Güler. Ayhan ÇARKIN i cezaevine ben yolladım. Cezaevine gittik işte. Sen gerçekten çok özelsin. Abdullah ÇATLI'yı bi tanımıştım, sevmiştim. Bi de hayatta değer verecek seni gördüm. Bizim kimse elimizden tutmadı, cezaevinde. Bak bizle ilgilendin. Bütün Polislerle sen ilgilendin. Söyle oldu, böyle oldu." "... Torba torba para getirip bırakıyom. Mahkumlara dağıtın... Savcıyı da en son adamı da yaktılar. Adama havuz yaptırmışlar. Kendileri cezaevine adamı yaktılar. Adam birinci sınıf savcıya ayrılamıyo artık. Ceza aldı. Çok değerli Türkçü bi adamdı." "... Rahmetli Çatlı'yı bunlar Kokain'e alıştırıp, öldürdüler çocuğu yani. Korkut abi zaten alkolik." dediği, bir süre şahıslann oluşturacağı Türkçülük hareketinin içersinde yer almak istemediğinden, Gül er'e de çevresindeki herkese kendisinin bu konunun içinde olmadığını söylemesini istedikten soma, Sedat'ın "Veli abi beni on sene evvel uyarmıştı biliyor musun? Bide kibar kibar uyarmıştı. Yani direkmen söyliyemiyodu bende bunlan banştırmak için napıyodum biliyon mu Güler?" "Bi Korkut abinin yanına giderdim. Abi Veli abi seni ne kadar seviyo, söyle seviyo, böyle seviyo, sonra Veli ağabeynin yanma giderdim. Abi seni böyle seviyo, şöyle seviyo, soma tuttu dediki tam ben bunlan yan yana getirdim. Başladı Veli abinin arkasından konuşmaya, niye dedim. Yavuz ATAŞ bişeyler söyledi dedi. Yavuz ATAŞ i aradım. Abi sen böyle bişey söyledin mi dedim. Soma dedim ki yüzleşelim bak ben 22 yaşında çocuğum. Onlar yetmiş yaşınd^fa^in^TŞejrkes yan yana gelip yüzleşsin dedim. Bu ne demek dedim ya benim adımı sizleri Siz bifo^u^ yakın olun diye şey yapıyorum dedim. Tutuyosunuz dedim, beni de j$îjT i^in^fekifö

Yüklə 3,58 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin