Süleyman ESEN'in İstanbul C. Başsavcılığınca 13.03.2008 günü Sincan 2 Nolu F Tipi cezaevinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde özetle;
Alpaslan ARSLAN'm Osman YILDIRIM'ın davalarına baktığını nezarethanede öğrendiğini, ayrıca Alparslan'ın Hakkı KURTULUŞ isimli bir avukatın yanında staj yaptığını, Avukat Hakkı KURTULUŞ'un Sedat PEKER'den dol0i''gözaltuüt-^lındığını beyan
İbrahim GENÇ'i 1993 yılından beri tanıdığını, ibrahim'in o dönemlerde tefecilik yaptığını, tefecilik işinde Azeri uyruklu ZİYA AYÇAN ile ortak olduğunu, ibrahim GENÇ'in tefecilikten kaynaklanan alacaklarını etrafındaki kişilere tahsil ettirdiğini, ibrahim GENÇ'in
0 dönem yanında Abdullah SÜLÜK, Sedat PEKER, Erdal KARA, Kenyalı Soner, Abdullah ÇATLI, Aykut SEZER, Ahmet..?, Süleyman..?, Serhat..? ve bir çok itirafçı, Osman GÜRBÜZ, Esen TÜRKYILMAZ, 2004-2005 yıllarında Bahçelievler Spor kulübü başkanı Bahri..?, ve hatırlayamadığı nice isimlerin olduğunu, ayrıca Özer ÇILLER'in de ibrahim GENÇ ve Ziya AYÇAN'ın ortağı olduğunu, Mecidiyeköy 'deki GENÇ FACTORİNG'e her gittiğinde Özer ÇİLLER'i gördüğünü, İbrahim GENÇ'in bu kişilere çok sayıda çek senet tahsilatı yaptırdığını, bu tahsilatlar sırasında çok sayıda insanın silahla yaralandığını ve öldürüldüğünü, bütün bu olayların Ziya AYÇAN ve ibrahim GENÇ'in talimatıyla yapıldığını beyan etmiştir.
Durmuş ANUÇİN'in 28.02.2008 günü C.Savcılıkça (Ceza evinde) alınan ifadesinde;
26.12.2002 tarihinde Kandıra ceza evine girdiğini, 2003 yılında yapılan ilk duruşmada, Necip HABLEMITOGLU'nu ibrahim ÇIFTÇI'nin talimatı ile öldürdüğünü anlattığını, genelde ALAATTİN ÇAKICI, SEDAT PEKER. SAMİ HOŞTAN gibi adamlarla çok sık oturduğunu, muhtemelen de bu adamlarla birlikte hareket ettiğini,
Cezaevindeyken, mahkemede bazı şeyler anlattığını duyan SEDAT PEKER'in kendisine aracıları vasıtasıyla yüklü miktarda sus payı olsun diye, iki defa 300 bin YTL para gönderdiğini, parayı iade ettiğini, ikinci seferde cezaevine gönderdiği için almak zorunda kaldığını, iki defa telgraf çektiğini, telgrafların yanında mevcut olduğunu, Telgrafı ve parayı gönderen YUNUS isimli soy ismi KARAKULAK olarak hatırladığı, telgrafta net olarak belli olan şahsın da patronunun SEDAT PEKER olduğunu, AYDIN ÖZBEY in araştırılması halinde, şahısların para kaynaklarının nerden geldiğininin öğrenilebileceğini, A YDIN ÖZBEY
1 milyar dolara yakın paranın kaynağı olduğunu, AYDIN ÖZBEY'in de SEDAT PEKER ve MUZAFFER TEKİN ile irtibatının olduğunu, MUZAFFER TEKİN'e MUZAFFER KOMUTAN diye hitap ettiklerini, Ümraniye'de, Çavuşpaşa'da ve Beykoz Konaklarında SELİM diye bir arkadaşın kahvesinde buluştuklarını, genelde jandarma mıntıkalarında buluştuklarını,
Hayrettin ERTEKİN'in 25.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinde;
Sedat PEKER' i tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, bir kere Sedat PEKER olduğunu söyleyerek birinin telefon açtığını, ancak o olup olmadığını bilmediğini, uçağa binmek üzere olduğu için telefonu kapattığını, gazete haberinde geçtiği gibi Sedat PEKER ile fikir alış verişinde bulunmadığını beyan etmiştir.
Hayrettin ERTEKİN'in 25.02.2008 günü C.Savcılıkta alınan ifadesinde;
22/01/2008 günü saat 12:26 da KÜRŞAT isimli şahısla yaptığı görüşme okundu, sorulduğunda; Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü şahıslardan edindiği izlenime göre, VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu değerlendirdiğini, onun için bu şekilde konuştuğunu,
SEDAT PEKER'i tanıyıp tanımadığı, kendisi ile bir ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda; SEDAT PEKER'i tanımadığını, kendisi ile yüz yüze veya telefonla görüşmediğini, ancak bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce Ankp^e^trgi^çk için tam uçağa bineceği sırada birisinin cep telefonundan arayarak SEDAWF^EKER^'jjjŞtîuj^nu söylediğini,
/*
H51 f-wÜL
1
^7
kendisinin de inanmayarak telefonu kapattığını, kendisiyle ilgili internette SEDAT PEKER in fikir alışverişinde bulunduğu kişiler HAYRETİN ERTEKİN, VELİ KÜÇÜK, KORKUT EKEN ve YAVUZ KAYRAL şeklinde çıkan haber üzerine, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca Fatih 1 Asliye Ceza Mahkemesine tekzip için başvuruda bulunduğunu,
Arama sırasında evinde ele geçirilen 22 nolu CD içerisindeki SEDAT PEKER ile birlikte bir şahsm elinde silah ve Türk bayrağı olan şahsın kim olduğu sorulduğunda;
SEDAT PEKER'i basından tanıdığını, o şekilde teşhis ettiğini, elinde silah olan şahsın kim olduğunu bilmediğini, CD nin depodan çıktığını, 1996 yılında gözaltına alındığında bilgisayar ve diğer malzemeler adli emanete alındığını, malzemelerinin iade işlemleri sırasında bu CD nin karışmış olabileceğini beyan etmiştir.
Coşkun ÇALIK'ın 23.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alman ifadesinde;
02.10.2007 Günü SAAT:20.11/20.12 de Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşmede, Orhan PAMUK'a yönelik suikast düzenlenmesi konusuyla ilgili olarak, Sedat PEKER'in arkalarında olduğunu konuşmaları sorulduğunda; Orhan PAMUK'u vurma eylemiyle ilgili, Muhammet YÜCE'nin eylem sonrasında Sedat PEKER ve Alaatin ÇAKICI kendilerine cezaevinde sahip çıkacağını anlattığını,
12.06.2007 günü saat: 20.09/20.10 da Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşme sorulduğunda; görüşmede Sedat PEKER 'in emrini bekliyoruz derken neden böyle dediğini bilmediğini, Halil lakaplı Selim AKKURT, Balıkesir'deki eylem için azmettirici şahıs ile görüşeceğini, bu şahsın Sedat PEKER olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Coşkun ÇALIK'ın 25.02.2008 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde;
Geçen yaz Bilecik'te iken Muhammet YÜCE nin yanına geldiğini, Balıkesir'de bir iş adamı varmış, onu öldüreceğiz, 1 trilyon para verecekler, bu işi yapacak 4 kişiyiz dediğini, ancak isimlerini vermediğini, iş adamının ismini de söylemediğini, Muhammet YÜCE'nin şahsı öldürmeleri halinde SEDA T PEKER 'in kendi koğuşuna, yanına aldıracağım anlattığını, aynı görüşmede, Muhammet'in Balıkesir'de mafya olarak bilinen Mesut... ismindeki şahıs ile görüşüp plan yapacaklarını da konuştuklarını beyan etmiştir.
Emin Caner YİĞİT'in 24.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alınan ifadesinde;
Sedat PEKER 'in ismini duyduğunu, tanışıklığının bulunmadığını, kendisini bir defa Adapazarında, depremzedelere yardım amacıyla açmış olduğu çadırda gördüğünü, Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER ve Boğaçkaan MURATHAN arasında ne gibi bir ilişkinin olduğunu bilmediğini, Veli KÜÇÜK'ün yanında çalışmaya başlamasında, Sedat PEKER'in bir alakasının bulunmadığını beyan etmiştir.
Emin Caner YİĞİT'in 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde;
Sedat PEKER ve Boğaç Kaan Murathan ile herhangi bir samimiyetinin olmadığını, Sedat Peker'i 1999 depreminden sonra Adapazarı'nda gördüğünü, o tarihten sonra kendisini hiç görmediğini, Boğaç Kaan Murathan'ı ise Yener isimli arkadaşından dolayı tanıdığını, Veli Küçük ile Sedat Peker, Sami Hoştan, Boğaç Kaan Murahtan arasında bir ilişki olup olmadığını bilmediğini, Sedat Peke'in, Veli Küçük'ün yanında işe girmesine aracı olduğu konusunun doğru olmadığını, bu konuda Emniyette bir telefon tutanağı okunduğunu, o tutanakta geçen Caner isimli şahsın kendisi olmadığını, o tarihlerde Düzce'de olduğunu beyan etmiştir.
1999 yılında Akşam gazetesindeki köşemde Sedat PEKER ile ilgili bir yazı yazdığını, yazının içeriğinde Sedat PEKER ve benzerleri için Mali Suçlarla Araştırma Kurulunu da göreve davet ettiğini, bu şahısların bütün mal varlıklarının veya gelirlerinin incelenmesinin gerektiğini belirttiğini, yazıdan sonra Sedat PEKER ile görüştüğünü, yazmış olduğu yazı ile ilgili Sedat PEKER'in açıklama gönderdiğini, tekzip yayınlamamak için kendisi ile görüştüğünü, bu şekilde tanıştıklarını,
Veli KÜÇÜK ve Sedat PEKER' in birbirlerini tanıyıp tanımadıklarını bilmediğini, medyadan tanışık olduğunu okuduğunu,
21.07.2004 günü saat:17.56 sıralarında Sedat PEKER ile yaptıkları görüşme sorulduğunda; 4 yıl önceki bir röportajını an ve an içinde geçen bütün kelimelerle hatırlamasının mümkün olmadığını, Sedat PEKER'in milli yol diye bahsettiği bir sivil oluşumun, bir siyasi demokratik yapı olduğunu, Sedat PEKER 'in bu konuşmada kendince belirlediği sağın alternatif lider adaylarını ve önde gelen isimlerini milli yol adını vereceği siyasi parti çatısı altında yada demokratik bir sivil oluşum içinde değerlendirmek istediğini söylediğini, ülkede kaos çıkartmak gibi bir niyetlerinin olmadığını, Sedat PEKER 'e kimlerin ne amaçla para verdiğini bilmediğini, Sedat PEKER 'in Veli KÜÇÜK ve Korkut EKEN'in arasını yapmak için neden çaba sarf ettiğini bilmediğini beyan etmiştir.
Güler KÖMÜRCÜ'nün 26.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde;
SEDAT PEKER ile ilgili 1999 yılında bir yazı yazdığını, bu yazıya Sedat PEKER'in tekzip gönderdiğini, onu da yayınlamadığını, yazı sonrası kendisi ile bu güne kadar arada sırada görüştüğünü beyan etmiştir.
Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alınan
ifadesinde;
Bir telefon görüşmesinde dernekteki yolunda gitmeyen şeylerle ilgili olarak "ihtilal yapalım" tabirini kullandığını, Hüseyin Görüm'e saldırı düzenlemek için Sedat Peker grubundan adam ayarlayacağını söylemediğini beyan etmiştir.
Orhan TUNÇ'un 25.02.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde;
Sedat PEKER'e ait olduğu bilinen "öztürkler.com" ve "gençtürkler.com" adlı internet sitelerinde bir dönem yazılar yazdığını, çünkü bu sitenin yöneticisi Ahmet ORAK ile arkadaş olduklarını, Ahmet ORAK ile orada çalışan İLKAY isimli kişinin arasının açıldığını, bundan dolayı İLKAY'ın Sedat PEKER'e mektup yazarak, kendisinin sitede yazmamı sağladığını, Sedat PEKER 'i tanımadığını,
Semih Tufan GÜLALTAY'ın 20.03.2008 günü C.Savcılıkta alınan ifadesinde;
MECNUN ODYAKMAZ ile SEDAT PEKER arasındaki görüşmede SEMİH ismi geçmesi nedeniyle 21.07.2004 tarihli görüşme okunarak sorulduğunda; Görüşen kişilerle ilgisinin olmadığını, görüşme içeriğinde geçen KORKUT EKEN ile AYHAN ÇARKIN' ı basından tanıdığını, başlatmış oldukları iddia edilen Milli Yol hareketi ile de hiç bir ilgisinin olmadığını, görüşmede geçen SEMİH ismi sadece bir isim benzerliğinden ibaret olduğunu beyan etmiştir.
Mehmet (Hadi) ÖZCAN'm 21.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde;
SEDAT PEKER in dayısını ve babasını tanıdığını, kendisini tanımadığını,
Yakup Kürşat YILMAZ'm 27.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde;
Silahlı çıkar amaçlı suç örgüt kurmak suçundan 3 yıldır tutuklu bulunduğunu, SEDAT PEKER'i geçmiş dönemden cezaevinden tanıdığını, ERGENEKON oluşumu ile hiç bir alakasının olmadığını, geçmiş dönemde sadece SEDAT PEKER ij^^elefonda görüşmüş olabileceğini, SEDAT PEKER ile 1995-2002 yılına kadajK^jbazı ^J^e^lerden ötürü
görüşmediğini, ÖMER YEŞİLYURT hadisesinden ötürü kendisi ile görüşmediğini, daha sonra da tavsiyesi ile dost olduklarını, aralarında husumet olmadığını,
Veli KÜÇÜK'ün 25.01.2008 günü TEM ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde;
Sedat PEKER isimli şahsı tanımadığını, aslen Adapazarlı olan babası Ahmet PEKER vasıtası ile tanıdığını, babası rahmetli olduktan sonra, bir kaç kez Kocaeli de kendisini ziyarete geldiğini ve görüştüklerini, başka herhangi bir bağlantısının ve ilişkisinin olmadığını,
Sedat PEKER'in şoför temin etmesi ve parasını da ödemesi konusu sorulduğunda; Sedat PEKER ile babası kanalıyla bir diyalogu olduğunu, ancak Caner YİĞİT'in Sedat PEKER'in yanında çalışıp çalışmadığını bilmediğini, Caner YIGIT'i Sedat PEKER in göndermediğini,
Tape:001083/001094 nolu tapelerde (2004 yılı); Sedat PEKER le görüşme sorulduğunda; Böyle bir konuşma yaptığını hatırlamadığını, fakat Almanya nin Köln şehrinde iki kez DAK toplantısı yaptıklarını,
Tape:001094 nolu tapede (2004 yılı); Sedat PEKER ile yaptığı görüşme sorulduğunda; Konuyu hatırladığını, kiralık eve ihtiyacı olduğundan birkaç emlakçının ev tavsiye ettiğini, Sedat PEKER in böyle bir teklifte bulunmadığını, kendisini gezdiren emlakçıyı tanıyor olabileceğini, o zaman ev alamadığını ve kiraya çıktığını,
Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER in yoğun ilişkileri olduğu, Veli KÜÇÜK'ün Sedat PEKER'i 23 yaşmdan itibaren yönlendirdiği şeklinde beyanları sorulduğunda; Tuncay GÜNEY kendisini kurtarabilmek için yalan ve iftira attığını, Tuncay GÜNEY'in şahsıyla ilgili söylediği her şeyin tamamen yalan ve iftira olduğunu,
15.07.2004 tarihinde Sedat PEKER le yaptığı görüşme sorulduğunda;
Görüşmede bahsedilen "oluşum" Ümit ÖZDAĞ'ın MHP içersinde bir yere getirilmesi çabası olduğunu, bu konuda Sedat PEKER 'in bir desteğinin olmadığını beyan etmiştir.
Veli KÜÇÜK'ün 26.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde;
SEDAT PEKER' i babasından dolayı tanıdığını, Sedat PEKER'in babası ölünce SEDA T ile ilgilendiğini, 5 senedir görüşmediklerini, telefonla bir iki kez aradığını, EMİN CANER YIG1T kısa dönem yanında bulunduğunu, uzun süredir kendi arabasını kendisinin kullandığını, SEDAT PEKER bunun maaşını veriyor şeklinde bazı sipekülasyonlar ortaya çıkınca bir daha bu şahsın yanına gelmesine müsade etmediğini, CANER YIGIT'in daha sonraları, danışmanlığını yaptığı Alfa şirketinin sahibi MEHMET GÜLKANATyanına gidip geldiğini gördüğünü, kendisiyle alakalı bir şahıs olmadığını,
SEDAT PEKER' in şirketinin adını bilmediğini, SEDAT PEKER' in şirketinin adının ergenekon olduğunu ilk defa duyduğunu,
Sami HOŞTAN'm 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde;
Sedat PEKER'i tanımadığını, hiç kendisiyle görüşmediğini beyan etmiştir.
Emin GÜRSESin 24.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinde;
Sedat PEKER 'i basından tanıdığını, Güler KÖMÜRCÜ'nün gizli örgütlenmeler ve mafya gibi konularda gazetelerde yazıları çıktığını, Güler 'in bu bilgileri alabilmek için bu şahıslarla görüşmüş olabileceğini kasteddiğini, bu şekilde beyanlarda bulunduğunu, Güler KÖMÜRCÜ'nün Sedat PEKER 'le görüştüğü konusu gazetelerde haber olarak çıktığını,
cenaze törenine katılmadığını, ancak Veli KUÇUK ve Sevgi ERENEROL 'un cenaze törenine katıldığını beyan etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ'm 25.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde;
Ertuğrul YILMAZ'ı PKK'yla savaşan bir vatan evladı olarak bildiği için şehit olduğunu düşündüğünü bu yüzden cenaze törenine katıldığını, cenaze törenine gittiğinde Muzaffer TEKİN'i gördüğünü, Düzce tarafındaki bir yerde Ertuğrul YILMAZ'ın köyüne Muzaffer TEKİN ve Ertuğrul YILMAZ'ın akrabalarıyla birlikte mevlüt merasimine gittiklerini, orada Sedat PEKER 'in kardeşi Atilla PEKER 'i gördüğünü ve tanıştığını,
Muzaffer TEKİN vasıtasıyla Sedat PEKER 'le tanıştığını, Sedat PEKER 'in kendisini ve Muzaffer TEKİN'i Beylerbeyi sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini, orada birkaç saat sohbet yaptıklarını, görüşmelerinin vatan millet kurtarma ekseninde geçtiğini,
İlerleyen dönemde Muzaffer TEKİN'in, Sedat'ın kendilerini yemeğe çağırdığını anlattığını, yemeğe gitmek için Muzaffer'in bürosunda beklediklerini oraya Boğaç isminde bir şahsın geldiğini, birlikte Beykoz 'da bulunan büyük bir bahçe içerisindeki eve gittiklerini beyan etmiştir.
Muhammet YÜCE'nin 24.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde;
Orhan PAMUK'un öldürülmesi konusu sorulduğunda; Sedat PEKERİe hiçbir alakasının bulunmadığını, eylemlede hiçbir ilgisinin olmadığını, laf olsun diye söylenmiş sözler olduğunu,
Muzaffer TEKİN'in 18.06.2007 günü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce
alman ifadesinde;
Sedat PEKER ile ilk olarak tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir dönemde istanbul Hilton otelinde ÖZTURKLER gecesinde, rahmetli Mustafa OK vasıtasıyla tanıştığını, ondan sonra bir sefer Kadıköy'de Morgın küfede karşılaştıklarını, bir seferde Kadıköy'de Dalyan kafede 3-4 sene önce bu kafenin sahibi aracılığı ile görüştüklerini, bir iş adamı olarak tanıdığını beyan etmiştir.
Ayhan ÇELİK'in 27.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alınan ifadesinde;
Orhan PAMUK'a suikast düzenlenmesi konusu sorulduğunda, Sedat PEKER'i tanımadığını, olayı gerçekleştirmeleri halinde Sedat PEKER ve Alaattin ÇAKICI nin arkalarında olduğu konusunda herhangi bir şey bilmediğini beyan etmiştir.
Dev-Sol ve DHKP/C terör örgütleri içerisindeki faaliyetlerinden dolayı yakalanarak tutuklanan Semih GENÇ isimli kişinin 08.04.2008 tarihinde alınan ifadesinde;
"Ben Romanyada bulunduğum dönemde şu anda ERGENEKON da ismi geçen Sedat PEKER'in Romanya'ya gelip gittiğini biliyorum. Kendisi örgütün hedefleri arasındaydı, bunla ilgili olarak Romanya'da bulunduğum sırada Sedat PEKER'in Türkiye'de arandığı dönemde Romanya'ya kaçtığını ve oradan GOLDEN FALCON
isimli restaurantın sahibi Cemil isimli şahıs tarafmdan saklandığını öğrendim.
Cemil isimli şahıs Romanya'da Bükreş'te hem Golden Falcon isimli restorantm hem
de Golden Falcon isimli kuyumcu dükkanının sahibidir. Bu kişiden PKK ve DHKP/C örgütleri haraç alıyorlardı
Bu kişinin Bükreş'te herkes tarafından bilinen lüks birjggst©î?3n|ı vardı, yine büyük çapta uyuşturucu kaçakçılığı yapan Fırat ....lakaplı Tunceli'^'gerçefefltnîri^hatırlamadığım
Sedat PEKER 1999 senesinde Türkiye'de firari duruma düşünce Romanya'ya bu
Cemil İsimli şahsın yanma geldi, Cemil Sedat PEKER'e villa ayarladı ve
uzun bir süre orada saklanmasında yardımcı oldu, hatta Sedat PEKER oradayken dönemin Anavatan Partisi Bakanlarından Ülkü GÜNEY ve bir milletvekili Bükreş'e geldiler Bükreş'te göl kenarında LEBADA Otelinde Sedat PEKER'le görüştüler, Sedat PEKER Türkiye'de onların bir işini halledecekmiş bunun karşılığında da Sedat PEKER'in Türkiye'ye gelip teslim olmasını ve kısa bir sürede serbest bırakılması garantisini vermişler. Yani yaptıkları görüşmede bu işin pazarlığını yapmışlar. Ben bu olayı duyunca devlet görevlileri ile bir mafya liderinin pazarlık yapması olayından dolayı bu işlerde karanlık noktalar olduğunu düşündüm. O görüşmeden kısa bir süre sonra Sedat PEKER Türkiye'ye geldi teslim oldu 3-4 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını öğrendim.
Bana olayın karanlık gelen çarpıcı yanı ise; yukarda bahsettiğim Tunceli'li Fırat lakaplı kişi uyuşturucu kaçakçısıdır. O dönemde Bakırköy'de bulunan Hasan ERKUŞ (uyuşturucu kaçakçısı Sivaslı) ile ortak oldukları, Abdullah ÇATLI'nın da hisse sahibi olduğunu bildiğim star gazinosu'nda eroin işi yapıyorlar.
Türkiye'de Abdullah ÇATLI ile eroin işini yapan Fırat lakaplı kişi yurt dışında da DHKP/C ve PKK örgütü mensupları ile uyuşturucu kaçakçılığını devam ettiriyor.
Yukanda bahsettiğim Romanya'daki lokantada Fırat lakaplı şahıs, yanında oranın ileri gelen işadamlan ile oturduğu sırada ben ve Şemsi Şafak BAHSİ birlikte içeriye girdik. Ş.Şafak BAHSİ; yurtdışında DHKP/C örgütü içerisinde faaliyet yürüten, bir dönem Hollanda'da sorumluluk yapan daha sonra Bulgaristan'a gelerek örgüt içerisinde sorumlu düzeyde faaliyetlerine devam eden, Türkiye'ye gönderilmek üzere Bulgaristan'daki Alaydan silahları çıkarttığı sırada yakalanarak tutuklanan kişidir.
Birlikte içeri girdiğimizde uyuşturucu kaçakçısı Fırat lakaplı kişi ayağa kalkarak Ş.Şafak BAHŞİ'ye hürmet gösterisinde bulundu. Bu olay çok dikkatimi çekti. Biz ayn bir masada oturarak yemek yerken ben "bu şahıs kelli felli insan, uyuşturucu kaçakçısı sana bu şekilde saygılı davranmasının sebebi nedir?" Diye sordum. Cevaben "bu kim ki, Hollanda'da bizim denetimimiz ve emrimizde olan birisidir. Bunun gibi daha niceleri bizim kontrolümüzdedir" dedi
DHKP/C örgütü üst düzey sorumlusu Şemsi Şafak BAHSİ ile uyuşturucu kaçakçısı Fırat lakaplı kişi birlikte lokanta sahibi Cemil....'in beyaz Shoreke jeepi ile dışarı çıktılar yaklaşık iki saat dolaşıp konuştuktan sonra tekrar geri geldiler.
Star gazinosunda bir dönem Müdürlük yapan Ateş isimli kişi Romanya'ya
geldiğinde Cemil in dükkanında görüştük. Bu şahsın anlatımlanndan Abdullah
ÇATLI'nın star gazinosuna hissedar olduğunu öğrendim. Abdullah ÇATLI ile eroin kaçakçılığı işi yapan Fırat lakaplı kişinin DHKP/C örgütü denetiminde yani maddi olanak karşılığında yol vermesi ile yurtdışında uyuşturucu kaçakçılığını devam ettiriyor olması, yine Sedat PEKER'e barınacak yer ayarlayan kişinin DHKP/C örgütüne yardımda bulunuyor olması normal mantıkla izah edilemez.
Pazarlanan uyuşturucu maddesinden yani aynı partinin mallarından Abdullah ÇATLI ile DHKP/C örgütü ortak rant elde etmektedirler.
Türkiye'de DHKP/C örgütü kendisine kitle temin etme maksadıyla fuhuşa ve
uyuşturucuya HAYIR diye kampanya düzenlerken, uyuşturucu kullandığı tespit edilen
şahıslara yönelik eylemler yaparken örgüt yurtdışında uyuştu*^'u'1ca^ak|ihğı üzerinden
büyük rantlar elde etmektedir. ,f *
1156 l^UL^M
g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in örgütün üst düzey sorumlarından Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ ile yakinen görüştükleri, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ'm Beykoz'daki yalısına dahi gelip örgütsel içerikli toplantılar yaptıklan, şüpheli Veli KÜÇÜK'le küçük yaşlardan beri tanıştığını, askerliği konusunda Veli KÜÇÜK'ün kendisine yardımcı olduğu, şüpheli tarafından ERGENEKON adında bir şirket kurulduğu, Tuncay GÜNEY beyanlannda REİS (Kod) Sedat PEKER'in tamamen Veli KÜÇÜK tarafından eğitilip yönlendirildiğini, şüphelilerin tüm suç örgütü liderleriyle irtibatlannm bulunduğu, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile görüşürken çok saygılı davrandığı Veli KÜÇÜK'le görüşürken sürekli "abi" diye hitap ettiği, normalde herkesin Veli KÜÇÜK'e "paşam" diye hitap ederken çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin kendisine "abi" diye hitap ettikleri.
Şüphelinin genç yaşta suç örgütü lideri olması ve genç yaşma rağmen üst düzey askeri görevlerde bulunan şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ'la doğrudan irtibatlan, ceza evlerine düşen şahıslann maddi olarak finanse edilmesini sağlamalan, Necip HABLEMİTOĞLU cinayetini işlediğini iddia eden başka suçtan tutuklu Durmuş ANUÇİN'in beyanında kendisine REİS (Kod) Sedat PEKER tarafından para gönderilmesi hususlan ve ERGENEKON yapılanmasının illegal kişilere ihtiyaç duyup mafya dokümanında belirtildiği gibi mafyanın çökertilmesi yerine MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)'nın karara bağlanması, hususlan göz önüne alındığında, mafya dokümanında mafyanın uluslararası kullanılıp, hem istihbarat elde etme hem de örgüte gelir elde etme amaçlanna uygun olarak MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) hususlanna uygun yapılanmada şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in Ergenekon terör örgütüne bağlı olarak ve örgütün talimatlanyla hareket edip gerektiğinde tetikçi temin etmek, ya da ceza evlerine düşmüş insanlara ceza evinde yardım edip daha soma bu kişileri örgüte kazandmp çeşitli suçlan işletmek için örgütün bünyesinde banndırdıklan,
Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile hiçbir hukuki ve siyasi birliktelikleri olmamasına rağmen bir araya gelip örgütsel içerikli toplantılar düzenlemeleri, kendileri şerefli bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde önemli vazifeler yapmış olmalanna rağmen, hem görevde olduklan hem de emekli olduklan dönemde suç örgütü lideri olarak bilinen REİS (Kod) Sedat PEKER'le irtibatlan hayatın olağan akışına uygun düşmemekte olup, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bir albayın REİS (Kod) Sedat PEKER birçok defa ceza evine girip yagılanan kişilerle olan ilişkilerinin tamamen ERGENEKON terör örgütü bünyesinde örgütçe alman kararlann uygulanmasına yönelik kararlardan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Şüpheli REİS(kod) Sedat PEKER'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN dökümanlannda bulunan MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) belgesine göre mafyanın yok edilmesi yerine yeniden yapılandınlmasmın benimsendiği ve bu çerçevede irtibat kurulan ve yönlendirilen kişiler arasında bulunduğu,
Bu sebeble şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in, ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu ve örgütün illegal kişiler bölümünde tarif edilen MAFİA Yapılanması içerisinde bulunduğu, bu görev gereği kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünüjjeayöne^ttiği, dosyada mevcut telefon görüşmelerinde örgütün tabanındaki kişilere eyler^y^pılnfâş^karşılığında (Orhan PAMUK'un öldürülmesi vs.) Sedat PEKER'in adamı papağı ceza" 'şvinde onun
Şüphelinin çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten ceza aldığı ve bu kararın Yargıtayca onandığı, yaptığı eylemleri çıkar amaçlı suç örgütü adı altında aslında ERGENEKON terör örgütünün çıkarları doğrultusunda yaptığı, her ne kadar 4 yıldır tutuklu olduğunu beyan etmişse de hem telefon görüşmeleri hem de halen bazı örgüt üyelerine para göndermeye devam etmesi ve ceza evlerine düşen örgüt üyelerine yardımda bulunması hususlarından da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ile irtibatlarını devam ettirdiği bu haliyle Ergenekon terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından;
Dostları ilə paylaş: |