İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede



Yüklə 3,54 Mb.
səhifə3/624
tarix05.01.2022
ölçüsü3,54 Mb.
#69351
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   624
b-Savcılık İfadesinde;

HÜSEYİN GÖRÜM ile bir iş toplantısında tanıştığını, fabrikasının ismini tam hatırlamadığını, tanıştıktan 7-8 ay sonra HÜSEYİN GÖRÜM'ün kendisini aradığını, "hem fabrikanın çıkardığı ürünler hakkında hem de tanışmış oluruz, belki kendine iş çıkanrsm" dediğini, kendisinin de yemeğe katıldığını, 30-40 kişinin bulunduğunu, yemekte Muzaffer TEKİN'in de olduğunu, Muzaffer TEKİN ile orda tanıştığını, Zekeriya ÖZTÜRK ile de Muzaffer TEKİN'in tanıştırdığını, herkes kendi arasında konuşurken HÜSEYİN GÖRÜM'ün "Kuvayi Milliye Derneği ve Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneğinin İstanbul oluşumunu yapmak istiyorum şube açmak istiyorum" "arkadaşlardan destek istiyorum" dediğini, dergi ve Kuvayi Milliye Derneğin tüzüğü vardı, tüzüğü tam okumadığını, bir hukukçu arkadaşına götürdüğünü, götürme sebebinin M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisine bunlann yapılanmaya çalıştığını, buralann kendisine uymayacağını, tüccar adam olduğu için bu işin kendisine göre olmayacağını söylediğini, daha sonra avukatının kendisine "bu tüzükte silahlı kuvvet kurulabilir" şeklinde ibarelerin bulunduğunu, bunun radikal bir dernek olduğunu ve bu dernekten uzak durmasını söylediği, kendisinin de "ben görevli olsaydım bu dernek hakkında tahkikat açardım" bunun bir tüzük olmadığını söylediği, kendisinin avukat arkadaşının emekli savcı olan şu anda savunmasını yapan ERTAÇ GİRAY olduğunu, kendisinin daha sonra bunlardan uzaklaştığını, katıldığı yemekte Kuddisi OKKIR'm da olduğunu, Gazi GÜDER ve Asuman ÖZDEMİR'in olduğunu bilmediğini, bu olayın yaklaşık olarak 2004-2005 yıllan arasında olduğunu, kendisinin 3 ay kadar sonra HÜSEYİN GÖRÜM'ün fabrikasında çalışan bir personelin kendisini aradığını, kendisinin de mevlüt olduğu için gittiğini, Fikri KARADAĞ, Oktay YILDIRIM, Kuddisi OKKIR, Hüseyin GÖRÜMLER'in de bu mevlütte olduğunu, değişik askeri şahıslarında olduğunu ancak isimlerini bilmediğini, daha sonra buradaki şahıslardan Muzaffer TEKİN ve Zekeriya ÖZTÜRK dışında kimseyle görüşmediğini, 2-3 ay sonra Muzaffer'in kendisini telefonla aradığını, Hüseyin GÖRÜM ile görüşüp görüşmediğini sorduğunu, kendisinin de görüşmediğini söylediği, Muzaffer TEKİN'in de "iyi" dediğini, zaman zaman kendisinin MUZAFFER TEKİN'in yazıhanesine gittiğini, her gittiğinde yazıhanesinin kalabalık olduğunu, yazıhanede askerlerden, polislerden ve sivillerden oluşan kalabalık grup her zaman olduğunu, kendisinin "bir iş çıkarma amacıyla" gittiğini, "belki bir iş adamı ile tanışınm" diye gittiğini, genelde odasının kalabalık olduğu için kendisinin dışanda beklediğini, odadakileriJçendisine "devrem" falan filan diye tanıştırdığını, yazıhaneye 4-5 kez den fazla gitmediğini,





Danıştay saldırısının olduğu gün Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini ordu evinde yemeğe çağırdığını, "Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN ve ben yemek yiyeceğiz, sen de gel" dediğini, kendisinin kabul etmediğini, "annem hasta" dediğini, 1-2 saat sonra Muzaffer TEKİN'in aradığını ve "geçmiş olsun gelebilirsen memnun olurum" dediğini, kendisinin de "annem iyi olursa sonra gelirim" dediğini, ancak herhangi bir ihale alabilmek amacıyla Muzaffer TEKİN'in davetini kabul ettiğini, yemeğe başladıklarında Muzaffer'in eşiyle görüştüğünü, Muzaffer TEKİN'in panik olduğunu, telefonu kapatır kapatmaz "polis kapıyı zorluyor kıncaklar" dediğini, bu arada Zekeriya'nm "ben gidip bakayım" dediğini, kendisine "senin aracınla gidelim evine" dediğini, kendisinin de Zekeriya ÖZTÜRK'ü aracıyla evinin yakınma götürüp bıraktığını, 2-3 saat sonra kendisini aradığını, "bizi alır mısın kapının önünden" dediğini, , yanında avukat ERTAÇ GİRAY ile birlikte arabaya bindiklerini, Ertaç GİRAY'm "Ayhan PARLAK'ı tanıyor musun" diye sorduğunu, Zekeriya'nm bir kere Muzaffer TEKİN'in ofisinde gördüğünü söylediği, kendisinin de "ben tanımıyorum" dediğini, zaten de tanımadığını, ordu evine gittiklerini, Avukatı ERTAÇ GİRAY'm "Danıştay saldırısıyla ilgileniyorsunuz" dediğini, Muzaffer'in de "mümkün değil olamaz böyle bir şey intihar ederim" dediğini, sonra avukat beyin "tutuklama talebiniz var" dediğini, "bugün gidersiniz 4-5 gün gözaltında kalırsınız, suçunuz yoksa aklanırsınız" dediğini, Muzaffer'in de "her şey netleşsin pazartesi Savcılığa giderim" dediğini, avukatında "beni eve bırakın" dediğini, daha sonra Muzaffer TEKİN'in emekli astsubay Mahmut ÖZTÜRK'ün evinde saklandığı, sonra Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini aradığı, Muzaffer'in intihar ettiğini söylediği ve muhakkak gelmesini söylediği, kendisinin de Zekeriya'yı götürdüğünü, Zekeriya'nm Yurdakul isimli çocukla yukarı çıktığını, kendisi de çıktığında Muzaffer'i sandalyeye oturttuklannı, Zekeriya'nm Muzaffer'e "neden böyle bir şey yaptınız" dediğini, Muzaffer'in de "size bir şey olmaz ben not yazdım sağa sola gönderim, intihar ettiğimi belirttim, size bir şey olmaz" dediğini, daha sonra hastanaye götürdüklerini, hastaneye götürmeden önce kendisinin önde gittiğini Zekeriya'nm kendisini arayarak "hastaneye gitmek istemiyor Maltepe'de abisinin evi var oraya gidelim" dediğini, kendisinin de Maltepe tarafına götürdüğünü, o arada RAFET ARSLAN'm hastaneye götürülmesi gerektiğini söylediği, ancak Muzaffer TEKİN'in "beni hastaneye götürmeyin ölmek istiyorum" şeklinde beyanlarda bulunduğu, kendisinin daha sonra Acıbadem Hastenesinin ordan aynldığmı, kendisinin bu olayda gözaltına alınmadığını, ifadesinin dahi alınmadığını, sonra kendisinin bir sefer nezakat ziyaretine gittiğini kendisine soğuk davrandığını, niye soğuk davrandığını tam bilmediğini ancak o günden sonra bir daha kendisi ile görüşmediğini, AYHAN PARLAK'ı tanımadığını, VELİ KÜÇÜK'ü tanımadığın, Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği hareketinde bulunmadığını, herhangi bir oluşuma üye olmadığını, kendisinin evinde bulunan CD'ler ve filmler ile bazı kimlikleri bilgisayar kayıtlarının çocuklarına ait olduğunu,

Muzaffer TEKİN'in beyanları sorulduğunda; Kabul etmediğini, kendisinin Muzaffer TEKİN'i hastaneye götürmemezlik yapmadığını,

MAHMUT ÖZTÜRK 'ün ifadesi sorulduğunda; İfadede aleyhe olan bölümleri kabul etmediğini,

Mete YALAZANGİL'i bir sefer Mete Hoca diye Muzaffer'in ofisinde gördüğünü, Muzaffer ŞENOCAK ve Aydın YÜKSEK 'i tanımadığını,




Yüklə 3,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   624




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin