Bu bağlamda Diyarbakır'da Eşref HATİPOGLU vasıtasıyla ihaleye girip girmediği, girdi ise hangi ihalelere girdiği sorulduğunda;
Şahısları tanımadığını, güneydoğuda hiçbir ihale işinin olmadığını, şahsın iddialarını kabul etmediğini,
Susurluk kazası ve Mercedes içersinde bulunan Hüseyin KOCADAG, Abdullah ÇATLI, Gonca US ve Sedat BUCAK sorulduğunda;
Tam olarak hatırlamadığını ama telefonla birisinin aradığını ve kazanın olduğunu söylediğini, bunun üzerine Tuncer..? isimli şoförü ile birlikte plakasını hatırlayamadığı siyah Mercedes aracıyla Susurluk'a gittiğini, cenazelerin alınıp Susurluk adliyesine götürüldüğünü duyduğunu ve direk olarak adliyeye gittiğini, adliyeye gittiğin de Sami HOŞTAN, Ayhan ÇARKIN ve isimlerini hatırlayamadığı kalabalık bir grubun olduğunu gördüğünü, yaklaşık 3 saat sonra bu kalabalık grup ile birlikte Abdullah ÇATLI'nın cenazesini alarak Nevşehir'e gittiklerini, cenazeyi defnettikten sonra istanbul'a döndüğünü,
Sedat BUCAK'ı Urfa milletvekili olduğu için tanıdığını, Sedat BUCAK'ın babasını tanıdığını, zaten bu nedenle Sedat BUCAK'ı da uzun yıllardır tanıdığını, ortak ticari bir faaliyette bulunmadığını,
Abdullah ÇATLI'yı 1978 yılında tanıdığını o dönem Şanlıurfa Ülkü Ocakları Yönetim Kurulunda olduğunu, Abdullah ÇATLI'nın da Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkan yardımcısı olduğunu, Urfa 'ya ocak olarak geldikleri için bu şekilde kendisini tanıdığını, tanıdıktan sonra birkaç defa kendisi ile görüştüğünü, ancak o dönem ülkü ocaklarında faaliyet gösterdiği için görüşmelerinin bu çerçevede olduğunu, daha sonra Urfa'dan ayrıldığını, ülkü ocağı ile ilişkisinin kesildiğini ve 1979 yılından sonra Abdullah ÇATLI ile hiç görüşmediğini,