babasının Rusya'da kaldığı süre içerisinde PAKERLER olarak bilindiğini, dedesinin Kars'ta iken nüfus müdürlüğüne müracaat edip soyadlarını PAKER olarak kayıt ettirmek istediğini, nüfus memurunun ise siz Rusya'dan eksik geldiniz ve ecnebisiniz diyerek kimliğe soyadlarını EKSİK olarak kayıt ettiğini, kendisinin babasının vasiyeti üzerine İstanbul Barosu Avukatlarından Muhsin BAKTIR'a EKSİK olan soy adlarını PAKER olarak değiştirmek için 2003 yılında vekalet verdiğini, halen evrakları tam olarak tanzim edemediklerinden dolayı davanın Bağcılar Adliyesinde devam ettiğini, kendisinin PAKER soy adını hiç kullanmadığını, tarihten 2-3 yıl öncesi kadar Muzaffer TEKİN, Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve tanımadığı 30-40 kadar kişinin katılmış olduğu iş amaçlı olarak katıldığı bir yemekte. Muzaffer TEKİN ve yanındaki tanımadığı şahısların kendisine tanışmak maksatlı olarak nereli olduğunu sorduklarında kendisinin de Kafkasya'dan göç eden Ahıska Türklerinden olduğunu söylediğini, hangi boydan olduğunu sorduklarında PAKERLERDEN olduğunu söylediğini, ayrıca Pakerler ailesi olarakta anıldıklarını söylediğini, zaten Paker olarak soy admı değiştireceğini söylediğini, kendisinin hiç PAKER soy admı kullanmadığını fakat gıyabında PAKER soy adını arkadaşlarının kullanmış olabileceklerini, kendisinin PAKER soyadını herhangi bir resmi veya gayrı resmi bir işte kullanmadığını,
İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede:
İkametinde yapılan aramada ele geçen ve l'den 94'e kadar numaralandırılan dokümanlardan 71. sayfalı doküman içerisinde bulunan 17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10:30 Danıştay, ile başlayan ve M.TEKÎN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul isimleri ve tarih ve saat yazılar sorulduğunda;
Bu dokümanda ismi geçen şahıslan tanıdığını, kendisine okunulan dokümandaki İsmail PAKER'in kendisi olduğunu, ifadesinin üst kısmında gerekli açıklamada bulunduğunu,
Muzaffer TEKİN isimli şahsın İstanbul Başsavcılığında alman ifadesinde kendisi ila alakalı hususlar sorulduğunda;
Hatırladığı kadanyla Danıştay'a saldın olduğu gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK tarafından kendisine ait olan ve şu an numarasını hatırlayamadığı telefondan aranarak Fenerbahçe Ordu Evine yemeğe davet edildiğini, kendisinin de annesinin hastalığını mazeret göstererek gelemeyeceğini Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e söylediği, bir iki saat sonra Muzaffer TEKİN'in aynı cep telefonundan annesinin rahatsızlığından dolayı kendisine geçmiş olsun dileklerini sunmak için aradığını, "Yemeğe gelebilirsen memnun olurum" dediğini, kendisinin de annesinin iyi olması durumunda "söz gelirim" dediğini, aynı gün akşam saat 20:00 sıralarında Fenerbahçe Ordu Evine gittiğini, gitmesindeki bir sebebinde ordu evinde inşaat tamir işlerinden bir iş alabilir miyim düşüncesinin olduğunu, daha sonra kendisine yemek söylendiğini, beş dakika sonra da Muzaffer TEKİN'i eşi cep telefonundan aradığını, panik halinde konuşarak telefonu kapattığını ve kendisi "eve polisler kapıyı kırmak istiyorlar. Benim ne işim olabilir polislerle." diye söylendiğini, bu esnada bir şeyler konuşulduğunu ama ne konuşulduğunu hatırlamadığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Muzaffer TEKİN'e "Komutanım ben bir bakıyım, durumu öğreneyim,gelirim" dediğini, kendisine de "İsmail seninde araban var gidip gelelim" dediğini, ve kendisinin de götürdüğünü, Muzaffer TEKİN'in evinin yakınlarında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü indirdiğini, kendisinin de bir köşede beklediğini, çünkü evin önünde bir çok polis olduğunu, yaklaşık 2-3 saat sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK kendisini arayarak "Nerdesin gel bizi al" dediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte daha önce kardeşi Hüseyin EKSİK'in avukatlığını yapan ve şuan da kendisinin avukatlığını yapan Ertaç GİRAY isimli şahıs ile birlikte arabasına bindiklerini, Avukat Ertaç GİRAY'm elindeki belgeleri okuyarak "Ayhan PARLAK isimli şahısı tanıyor musunuz" diyerek kendilerine sorduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bir kez ofiste gördüjüai^öşdediğini, kendisinin de daha önce hiç görmediğimi söylediğini,daha sonra ordu evirfk gittiMJpFml^ Ertaç GİRAY isimli avukat
Dostları ilə paylaş: |