Veli KÜÇÜK'ü hatırladığı kadarı ile 2000 yılında düzenlenen bir panelde tanıdığını, kendisinin haber kaynağı olduğunu, ailesi ile de tanıştığını, özel günlerde ve yılbaşlarında telefon ile görüştüğünü. Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER' in tanıştıklarını medyadan okuduğunu, ikisini bir arada görmediğini.
Muzaffer TEKİN' i tanımadığını, ancak gazeteci olduğu için çeşitli toplantılara katıldığını, bu toplantılara herkesin geldiğini, bu şekilde aynı ortamı paylaşmış olabileceğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü bir buçuk yıldır tanıdığım, erkek arkadaşı olduğunu, aynı evi paylaşmadıklarını, ortak birlikteliklerinin olmadığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Muzaffer TEKİN arasında ilişki olup olmadığını tanıştıktan sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' e sorduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ün görüşmediklerini söylediğini, bütün arkadaşlıklarının bittiğini, sebebinin ise çeşitli anlaşmazlıklar olduğunu söylediğini, ancak sebebini sormaya gerek duymadığını,
Veli KÜÇÜK, Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile kendisinin ilişkileri sorulduğunda, "Sorduğunuz soru ile ilgili fikrim ve bilgim yoktur" şeklinde cevap verdiği,
Ergenekon ve lobi kelimelerinin kendisine ne hatırlattığı sorulduğunda ise, bu kavramları ve ilgili haberleri ilk defa Saygı ÖZTÜRK' ün imzası ile yayınlanan tempo dergisinde okuduğunu, haberin tarihinin ise 4 ay kadar önce olduğunu, Ergenekon ile ilgili 4-5 aydır medyada çıkan haberlerden öğrendiğini, bunun dışında herhangi bir bilgisinin ve duyumunun olmadığını, bunun haricinde özel bir bilgisinin olmadığını, Milli Yol diye bir yapılanmayı da duymadığını, Türk Ortodoks Patrikhanesinde tanıdığının olmadığını, ancak Sevgi ERENEROL ile bir haber hakkında görüştüğünü, Veli KÜÇÜK' ün de Türk Ortodoks Patrikhanesinde tanıdığının olup olmadığını bilmediğini, Korkut EKEN' i medyadaki haberler vasıtası ile tanıdığını, başka bir ilişkisinin olmadığım, yani şahsen tanıdığını, Ümit ÖZDAĞ' ı şahsen tanıdığını, kamuoyunda akademisyen olarak bildiğini, zaman zaman siyasi konuların değerlendirilmesinde görüşlerine başvurduğunu,
Korkut EKEN, Veli KÜÇÜK, Ümit ÖZDAĞ ve Sedat PEKER ile ne gibi bir ilişkisinin olduğu veya bu şahısların aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda ise, "bilmiyorum, hiçbir bilgim de yoktur" şeklinde cevap verdiği,
15.07.2004 günü saat: 14.10 sıralannda Sedat PEKER ile Veli KÜÇÜK'ün yaptı klan telefon görüşmesi ile ilgili Ümit ÖZDAĞ'ın kim olduğu, ne gibi bir ilişkisinin olduğu sorulduğunda;
Ümit ÖZDAĞ' ın kim olduğu hakkındaki görüşlerini ifadenin başında söylediğini,
Veli KÜÇÜK liderliğindeki yapılanma içersinde şuandaki BBP lideri Muhsin YAZICIOĞLU'nu da katmak istedikleri, ancak Sedat PEKER Muhsin YAZICIOĞLU'nun ülkeye faydası olan her şeye dahil olur deyip bu yapının içersinde dahil etme dediği ile ilgili ise; bu yoruma katılmadığını, okunan telefon kaydında ERGENEKON gibi bir gizli bir yapıdan bahsedilmediği, anladığı kadarı ile siyasi yada sivil legal oluşum olduğu, dolayı sı ile ben vurgulanan ERGENEKON hakkında o ana ve şu ana kadar bir bilgiye sahip değilim dediğim,
Veli KÜÇÜK ile bir araya geldiler ise bu toplantıda kimlerin ne amaçla bulundukları sorulduğunda; görüşmenin yapıldığı tarihte Amerika da hulunduğunufancak POLNET sistemindeki yolcu kayıtları incelendiğinde şüpheli Güler KÖMÜRCÜ' nün 05.07.2004 tarihinde ülkeye GİRİŞ yaptığı, 29.09.2004 tarihinde ülkeden ÇIKIŞ yaptığı tespit edilmiştir), bu şekilde bir toplantıya kesinlikle katılmadığını, davet de almadığını, hiçbir bilgim yoktur şeklinde beyanda bulunduğu,
12.03.2004 günü saat:00.52 sıralarında Sedat PEKER ile yaptıkları telefon görüşmesinde, Sedat PEKER'i özellikle arayıp gazete de çıkacak yazısını okumasını istemesinin sebebi sorulduğunda, kendisinin yalnız Sedat PEKER değil, kamuoyundaki değişik kesimlerdeki çeşitli isimlere yazılarını gönderip eleştiri ve yorumlarını istediğini, bundaki amacmmda geniş kitleler adına kamuoyu nabzını ve reflekslerini öğrenmek olduğunu, bu arada Sedat PEKER'in bahsedilen tarihte aranan suçlu bir şahıs olmadığını, dolayısıyla hakkında iddialar bulunan her şahsı suçlu olarak kabul edilmesi durumunda, toplumun bir bölümü ile şu anda kesinlikle konuşulmaması gerektiğini, örnek olarak adi bir suç işleyen hırsızlık iddiaları bulunan birisinden tutunda kamu bankalarını dolandıran iddia edilen siyasi kimlikleri ile çeşitli iddialar bulunan ve benzeri hakkında bulunan kişilerin hepsinin izole mi edilmesi gerektiğini beyan etmesi üzerine avukat Dilek DOGU, müvekkilinin gazeteci olduğu için aksine hakkında bu tür iddialar olan kişi kurum ve kuruluşlarla ilgili araştırma yapmak ve yazı yazmakla meşgul olduğunu beyan ettiği,
21.07.2004 günü saat: 17.56 sıralarında Sedat PEKER ile yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
SEDAT'ın "...Bu Korkut abiler filan varya." "Bu Korkut filan bu Milli Yol diye bişey diyodun ya sen. Bahsediyodun ya hani. Benim haberim yok diyodun ..herşeyden." "...Sen demiştin ya biraz karışıklıklar isteyelim. Ben sana o gün orda masal anlatmadım. Çok eskiden ben böyle pas geçmiştim. Dedim abi şuan ülke sıkı durumda yani. Ülkenin Polisi görevini yapıyo. Adliyesi yapıyo. Askeri yapıyo. Şuan bu ülkede kaosa ihtiyaç yok." "Ben zaten böyle bi tip bişeylerin içersinde zaten bulunmam. Oda yapalım derken böyle yuvarlak ortada bırakmıştı hani. Şöyle yapmak böyle yapmak lazım filan diye." dediği bir süre K.EKEN'in kardeşi ile arasını açmaya çalıştığından bahsettikten sonra "... meğerse bu kendini bi parti gibi görüyolarmış." dediği, G.KÖMÜRCÜ'in "Korkut EKEN ve etrafı, tabi tabi." dediği ve bir süre sohbet ettikten soma, Sedat'ın "Eskidendi ya. Pavyonlarda kadınlarla yatardı. Güler bigün biz İbrahim ŞAHİN bana dediki. İşte sen dedi. Bu olaylar dedi, konuşuluyo filan piyasada ilk böyle karşılaşıyoz aramızda bi sorunlar var, geçmiş. Dedim ki ne konuşuluyo kardeşim ben yaşadığımız bişeyi konuşmam. İçinde olduğum hiç bişeyi de konuşmam ki kaldıki bunların içinde de diğilim ben dedim. Bu pavyonda karılar, manitaları var bunların. Onun manitası diyoki işte falanca kez kaçırıldı. Öldürüldü diyo ya. Uyuşturucu kaçakçılığı işte. Benimki sıktı, senin ki sıktı yapıyorlar. Birbirlerine hani şimdi Ayhan ÇARKIN." "Ya bide Politik lider diğil Güler. Ayhan ÇARKIN'ı cezaevine ben yolladım. Cezaevine^gittik işte. Sen gerçekten çok özelsin. Abdullah ÇATLI'yı bi tanımıştım, sevmiştimföi de^av^atta değer verecek seni gördüm. Bizim kimse elimizden tutmadı, cezaevind^ Bak bizle?%Şendin. Bütün Polislerle
sen ilgilendin. Söyle oldu, böyle oldu." "... Torba torba para getirip bırakıyom. Mahkumlara dağıtın... Savcıyı da en son adamı da yaktılar. Adama havuz yaptırmışlar. Kendileri cezaevine adamı yaktılar. Adam birinci sınıf savcıya ayrılamıyo artık. Ceza aldı. Çok değerli Türkçü bi adamdı." "... Rahmetli Çatlı'yı bunlar Kokain'e alıştırıp, öldürdüler çocuğu yani. Korkut abi zaten alkolik." dediği, bir süre şahıslann oluşturacağı Türkçülük hareketinin içersinde yer almak istemediğinden, Güler'e de çevresindeki herkese kendisinin bu konunun içinde olmadığını söylemesini istedikten sonra, SEDAT'm "Veli abi beni on sene evvel uyarmıştı biliyor musun? Bide kibar kibar uyarmıştı. Yani direkmen söyliyemiyodu bende bunlan banştırmak için napıyodum biliyon mu Güler" "Bi Korkut abinin yanma giderdim. Abi Veli abi seni ne kadar seviyo, söyle seviyo, böyle seviyo, soma Veli ağabeynin yanma giderdim. Abi seni böyle seviyo, şöyle seviyo, sonra tuttu dediki tam ben bunları yan yana getirdim. Başladı Veli abinin arkasından konuşmaya, niye dedim. Yavuz ATAŞ bişeyler söyledi dedi. Yavuz ATAŞ'ı aradım. Abi sen böyle bişey söyledin mi dedim. Sonra dedim ki yüzleşelim bak ben 22 yaşında çocuğum. Onlar yetmiş yaşında adam. Herkes yan yana gelip yüzleşsin dedim. Bu ne demek dedim ya benim adımı siz, ben siz birbirinize yakın olun diye şey yapıyorum dedim. Tutuyosunuz dedim, beni de işin içine çekiyosunuz dedim. Siz napıyosunuz dedim. Yüzlesin abi kim yalan söylüyorsa çıksın. Sonra Veli Paşa'ylan, Korkut Abiylen, Yavuz ATAŞ'ı görüştürdüm." "İşte yüzleşmediler. Üçü yan yana yüzleşmediler. Birbirleriyle konuştular ama üçü yan yana gelmediler." "Ya ben bu tip Hareketin içersinde dedim olmaz zaten ya." "Yani ne maddi ne manevi desteklemem dedim. Kardeşim bi sene önce söyledim." "Şimdi napıcaz yani. Onu soruyorum. BİDE BUNLAR CAHİL. BİDE TUTAR Bİ KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR. Bİ İKİ GENÇ ÇOCUĞUN ELİNE VERİP." dediği, Güler'in "Yok canım yapmazlar öyle şeyler. BUNLAR 40 KİŞİLER AMAN YANİ HİÇ ZANNETMİYORUM. Böyle yollara sapacaklarını umut etmiyorum. O tür illegal şeylere sapmazlar." dediği, SEDAT'ın "...On sene evvelinde olan olayların içinde Güler aklı başında insanlar vardı. Devlet kararı, Hükümet kararı vardı." dediği, G.KÖMÜRCÜ'in "...Bizim ülkemizde son derece güçlü bi İstihbarat, son derece gerekli makamlar var. Onlarda bunun haberini alırlar tahmin ediyorum. Bunlar bu türlü bir gayri resmi yapılanmaya girerse." dediği, SEDAT'ın "...Yok zannetmiyorum orda bi iki kişi de bulabilirler. Kendilerini ayarlayabilirler zaten Güler hep söyliyen benim yani. Şu ülkenin istikrara ihtiyacı var. Eskisi gibi diğil. Polis işini yapamıyordu. Adliyeler yapamıyordu. Mecburen eskinden bişeyler oluyodu. Artık eskisi gibi diğil ülke... otur uy o zemin güçleniyo Devlet güçleniyo, Polis güçleniyo, yani böyle bişey yok diyodum. Yav anlamadım Güler yani napıcaklar." dediği, bir süre Sedat'ın bu oluşum içinde olmak istemediğinden bahsettiği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde SEDAT'ın "O senin arkadaşında onlarla birleşcekmiş biliyomusun?" "Hani senle görüşmeye gelmiş ya bir beyfendinin oğluydu, ölmüş. Ben çok iyi şeyler söylemiştim masada, hatırlıyor musun?" dediği, G.KÖMÜRCÜ'in "Ümit BOZDAĞ, Korkut EKENTe birleşcek." "Yok canı Ümit'in adını kullanıyorlardır. Zannetmiyorum öyle bişey..." dediği, Sedat'ın "...Turan YAZGAN Hoca" "İşte Mehmet AĞAR filan bunlar birleşceklermiş" dediği görüşme ile ilgili,
Sedat PEKER'e milli yol'dan ne şekilde bahsettiği sorulduğunda; bahsedilen görüşmenin 4 yıl önceki bir röportajı olduğunu, dolayısı ile 4 yıl önceki bir röportajının an ve an içinde geçen bütün kelimelerle hatırlamasının mümkün olmadığını, ancak uzun uzun bu telefonla yapılan röportajdan bahsedince karşılıklı öğrenildiği gibi Sedat PEKER'in milli yol diye bahsettiği bir sivil oluşum bir siyasi demokratik yapı olduğunu, PEKER bu konuşmada kendince belirlediği sağın alternatif lider adaylarını ve önde gelen isimlerini milli yol adını vereceğini siyasi parti çatısı altında yada demokratik bir jpakûlu^şum içinde değerlendirmek istediğini söylediğini, kendisinin de bu röportajda bir/|»rüş tel^tirSn değil dinleyen ve soru
soran konumda olduğunu, bahsedilen konuşmada milli yol illegal bir yapılanma anlamında kullanıldığını,
Ülke de ne gibi bir kaos çıkartmak istedikleri sorulduğunda, yukarıda soruya cevap verdiğini, ülkede kaos çıkartmak isteyen olmadığını, bu röportajın cevap kısımlarının muhatabı Sedat PEKER'in olduğu, yani Sedat PEKER' in cevaplarının kendisini ilgilendirmediği, Sedat PEKER ile bu görüşmeden önce bu konu ile ilgili röportaj veya bir sohbetinin olmadığını,
Korkut EKEN'in Mehmet AĞAR'a 2 milyon dolar verilmesi konusundan bilgisinin olup olmadığı veya böyle bir para verilip verilmediği sorulduğunda, bu bilgileri Sedat PEKER ile yaptığı telefon röportajından öğrendiğini,
Sedat PEKER'in kimlere ne amaçla para verdiği sorulduğunda, Sedat PEKER' in ne amaçla para verdiğini bilmediğini,
Veli KÜÇÜK ile Korkut EKEN'in aralarının neden açıldığı, Sedat PEKER'in Veli KÜÇÜK ve Korkut EKEN'in arasını yapmak için bu kadar çaba sarf etmesinin sebebi sorulduğunda, bu konudan hiçbir bilgisinin olmadığını, bahsetme sebebinin röportaj olduğunu,
Sedat PEKER, Korkut EKEN ve askerlerin ne gibi bir ilişkisi olduğu sorulduğunda, burada bahsedilen belirli bir grubun asker olmadığını, kastettiği detayını yine kendisine değil, sorunun muhatabı olan Sedat PEKER' e sorulması gerektiğini, kendisinin bilgisinin sadece röportajdaki cevapla sınırlı olduğunu,
SEDAT PEKER BUNLAR BİR KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR dedikten sonra kendisinin "yok canım bunlar kırk kişiler zannetmiyorum" dediği ile ilgili kırk kişi diye kimleri kast ettiği, neden bu şahısların kahve taratacağı sorulduğunda, bahsedilen 40 kişi genel bir tanımlama olduğunu, Korkut EKEN, Ayhan ÇARKFN ve diğerlerini kastettiğini Sedat PEKER' in cevabından anlaşıldığını,
On sene evvel derken 12 eylül'ü kastedip etmedikleri sorulduğunda, bu
röportajın 2004 yılında yapıldığına göre, on sene evvelde kastının 1994(1995 yılıda Gazi olaylarının olduğu dönemdir) yılındaki siyasi sürecini kastedildiğini, yani 12 eylül sürecini kastedilmediğini,
Bir süre seyredeceğiz demesindeki kasıt sorulduğunda, buradaki bahsettiği bir sivil siyasi bir oluşum demokratik bir platformda herhangi bir yapı için sürecinin izlenmesi gerektiğini kastettiği,
Ümit ÖZDAĞ, Korkut EKEN ve Mehmet AĞAR'ın hangi konuda birleşeceği sorulduğunda, bunlar sağ cephede siyasi bir parti yani sağda yeni bir oluşum, sağ cephenin birleşmesi için bir araya getirmek istediğini söylemekte olduğunu,
Bu kişilerin birleşmesini neden korkunç olarak değerlendirdiği sorulduğunda,
o tarihte kastetmek istediğinin, bir birinden alakasız insanlann bir siyasi parti kurmaya kalkarlarsa bu siyasi partinin gelişme büyüme şansı olamayacağını, bununda umut adına korkunç demek istemiş olabileceğini,
Tape :1341 24.10.2007 tarihinde Ökkeş ŞENDİLLER ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "EFENDİM EMREDİNİZ" dediği, X Şahsın "Ne yapıyon Reisim"
dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "...sevdiğim bir şey söyle bundan sonra ben Leyla Halitim" dediği, X Şahsın "Sana bir iki belge buldum da" "Om^aflfa^ejden teslim etmem lazım" dediği. Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ne belgesi Mcrsinlç^ugili nf!'$Mfâ, X Şahsın "Yok yok
yok Hükümetle ilgili" "Manşet olacak bir şeyler ya" dediği. Güler KÖMÜRCÜ'nün "Tamam geleyim Cuma günü geleyim sabah döneyim o zaman akşam döneyim" "Sen maşallah bunu böyle söylersen uçakta bile sorun çıkar biraz sonra memur bey gelir neymiş o belge görelim diye" dediği, X Şahsm "Tamam yani öyle o belgeyi alabilecek babayit memur varsa bizi dinleyen onlara her an ulaştırabilirim" dediği ile ilgili.
Görüşmeyi yaptığı şahsın kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda, Görüşmeyi yaptığı kişinin BBP eski genel başkan yardımcısı Ökkeş ŞENDİLLER olduğunu, okur siyasi gazeteci kimliğinde görüşmüşlüğü olduğunu, Başka bir ilişkisinin olmadığını,
Bu şahısla görüşmesine efendim emredin diye başlama sebebi sorulduğunda, Espri mahiyetinde söylediğini. Şahsın bahsettiği belgenin ne olduğu, bu belgeleri neden elden vermek istediği sorulduğunda, son TRT genel müdürü atanması sırasında yapıldığı iddia edilen usulsüzlüklerle ilgili belge ve bilgiler verdiğini, onun ile ilgili görüştüğünü,
Tape;: 1343 24.10.2007 tarihinde ÜMİT ÖZDAĞ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu sen misin ya vav seninle gurur duyuyorum seninle gurur duyuyorum" "Tabi sonuna kadar seyrettim senin hatırına seyrediyorum ha inanılmaz başarılısın ve yemin ederim ki ta artık şey ne istersen okey" dediği, Ü.ÖZDAĞ'm "Şimdi Barzani Talabani meselsi" "Onlardan bahset tamam mı canım" dediği görüşme ile ilgili,
Ümit ÖZDAĞ'ın Talabani ve Barzaniden bahsetmesini istemesinin sebebi sorulduğunda, Avrasya TV de Nuriye ATABEY' in hazırlayıp sunduğu canlı yayın programının konuğunun ümit ÖZDAĞ olduğu, verilen reklâm arasında kendisinin Ümit ÖZDAĞ' ı telefonla bulup ikinci bölümde görüş ve tavsiyelerini dile getirdiğini,
Tape:1347 25.10.2007 tarihinde Saniye... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu gün metal bir ÇAKMAK gördün mü evde" dediği, SANİYE'nin "Yok nasıl bir ÇAKMAK" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Tamam canım yok tamam peki teşekkür ederim sağol" dediği görüşme ile ilgili, Saniye'nin kim olduğu, ne gibi ilişkilerinin olduğu sorulduğunda, Saniye'nin evinde çalışan yardımcı bayan olduğunu, Saniye'ye sorduğu çakmak konusunun ne olduğu soruldu, çakmak diye bahsettiği konunun, eve gelen bir misafirinin evde unuttuğu zippo marka bir çakmak konusu olduğunu, yardımcısını aramasının sebebi evde kaybolan zippo marka çakmak ile ilgili olduğunu,
Tape: 1348 25.10.2007 tarihinde Z.ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle;
G.KÖMÜRCÜ' nün "Buldum" dediği, Z.ÖZTÜRK' ün "Nerdeymiş" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Yatağın altında ..." dediği. Z.ÖZTÜRK' ün "Alayım hemen" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Gel o zaman hemen" dediği görüşme ile ilgili,
Biraz önceki görüşmede Saniye'ye sorduğu çakmak'ın Zekeriya ÖZTÜRK'e ait olduğu anlaşıldığı, Zekeriya ÖZTÜRK'ün bu çakmak'ı hemen almak istemesinin sebebi sorulduğunda; bir önceki görüşmede Saniye hanım ile görüştüğü kayıp zippo çakmak ile ilgili olduğunu, çakmağın sahibi misafiri olarak söylediği Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu,
Suç örgütleri kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde tabanca
yerine çakmak kelimesini kullandıkları, kendilerinin de bu manada kullanıp
kullanmadıkları sorulduğunda; suç örgütlerinin tabanca yerine çakmak kelimesini
kullandıklarını ilk defa ifade sırasında öğrendiğini, çakmağın ne olduğunu bir önceki
görüşmede açıkladığını, „.,«,.._
Tape :1524 26.10.2007 tarihinde ZekermOZTÜ^Lfl^ görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "Çok başarılı çok beğendim'#Kurtlae--yâ€iSim"' "Yani ... yani işte
bundan sonrasını uzatmaya gerek yok o Zafer yada Muzaffer karakterini derhal vatan haini çetecisi bunun söyleyip hepse göndermek lazım önümüzdeki ... bu ... sızdırılan bölümde aynı şekilde enselenip aynı hapse atılması lazım ki içerde bir birlerinin hesaplarım görsünler" "İşte orda söylüyor zaten bi Hüseyin diye bir karakter var Hüseyin denilen karakter kuvvetle muhtemel Mit'in içerisindeki bir grubun sızdırdığı karakter" diyerek diziden bahsettiği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün de, Hüseyin ismiyle kendisine mesaj atmasının bu yüzden mi olduğunu sorduğu görüşme ile ilgili,
Zekeriya ÖZTÜRK'ün Zafer karakterinin para peşinde olduğunu vurguluyorlar mı diye sormasının sebebi sorulduğunda; kendisinin Kurtlar Vadisi ile ilgili heyecanla izlediğini, heyecanla yorum yaptığını, bunun hiçbir özel dizi dışında hiçbir gerçek kişiyi kastetmediğini, söz konusu sadece dizi film eleştirisi olduğunu,
Tape :1352 26.10.2007 Murat.... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "ha bu amerikan büyük elçiliğinde şeyle buluşacağız jan et ray" dediği, MURAT'm "tanımıyom ki" dedikten sonra G.KÖMÜRCÜ' nün "sen zaten hiç kimseyi tanımıyon ama orası için çalışıyon bu da ayrı bir mevzu" dediği görüşme ile ilgili;
Murat'ın kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişi Demokrat partinin vitrinde olan bir siyasi aynı zamanda iş adamı olan Murat KOÇAK olduğunu, kendisinin Ankara'ya Büyükelçi siyasi ateşe ile görüşmeye gideceğini, Ankara da yaşadığı için onunla görüşme talep ettiğini,
Tape :1523 26.10.2007 tarihinde Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Z.ÖZTÜRK'ün "....Kurtlar Vadisini Muzaffer yok Hüseyin bana niye öyle iyimisin Hüseyin diye çekiyorsun benim Hüseyin'le ne ilgim var" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Ya açık konuşmak gerekirse Hüseyin tiplemesini sana benzetmeye çalışıyorlar" dediği, Z.ÖZTÜRK'ün "Hüseyin in orda ki Hüseyin in orda ki rolü ne" diye sorduğu, G.KÖMÜRCÜ'nün "Söylüyorum ya teşkilatın içerisine bir grubun sızdırması" "Zaferin yardımcısı" "Sonra diyorlar ki bak bunu sızdıranlar hakim olamazsak öldürür müsünüz öldürürüz deniyor" dediği, Z. ÖZTÜRK'ün "Ha anladım o yüzden de kalkıp telefonda da diyorsun ki hepinizin içeriye tıkılması lazım" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Hayır Hüseyin ve adamlarının ve Zaferin ve bilmem neyin" dediği, bir süre daha bu konudan bahsettikleri, Z. ÖZTÜRK'ün "Sen böyle bir şey konusunu niye böyle telefondan böyle yayın yapıyorsun" dediği görüşme ile ilgili,
Hüseyin karakterinin Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu ima etmesinin sebebi sorulduğunda; böyle bir ima yapmadığını, aynı şekilde dizi filmin eleştirisini ironik bir dilde karşısındakine ifade ettiğini, kullandığı bu esperili üslup çeşitli yanlış anlaşılmalar meydana geldiğini, yani gelmiş olabileceğini,
Zekeriya ÖZTÜRK'ün devletin üst kademesini kurumun içini biliyorsun diye söylemesinin sebebi sorulduğunda; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK bu ifadesi ile kendisini alaycı bir üslupla eleştirdiğini, bir benzetme üzerinde kendisi ile şaka yaptığım,
Hangi kurumdan bahsettikleri sorulduğunda, Kurum sözcüğünü konuşan Mehmet bey olduğunu, dolayısıyla muhatabın Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu,
Tape :1307 26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde
özetle; Güler'in mail adresine gelen mailleri kastederek "Sapık okurlarım eksik." "Güler Hanım çok güzel gözüküyorsunuz. Tahlillerinizi de beğeniyorum. Aynı zamanda sizi sizinle..." "Tanışmak istiyorum. Bir meslektaş olarak iyi anlaşabileceğimize eminim ne
gerekiyo mu" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Dedim ya o karşı tarafın şeyidir o" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bıyığı terlememiş memur bey" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yani memur olduğu belli canım işte yani" dediği görüşme ile ilgili,
Ulaş ÇELİKHAN 'm kim olduğu sorulduğunda, kendisine gelen bir mail deki ismi olduğunu. Okuru olduğunu, tanımadığını,
Zekeriya ÖZTÜRK'ün şahıs için karşı tarafın şeyidir diye bahsetmesinin sebebi sorulduğunda, kendisine gelen maille ilgili kendince bir yorum yaptığını, ne demek istediğini anlamadığını,
Bıyığı terlememiş memur diye kastetmesinin sebebi sorulduğunda, kendisinin de anlamadığı için aynı şekilde espri ile cevap verdiğini,
Tape : 13.10 28.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; "e@ D8 @cok öfkeliyim sana ve senin gibi oynayan bir gruba, hepmız aynısınız
kandırdığınız kendınızsınız. rekabetiniz kendi içinizde, ali ah belanızı versin, gi" yazdığı mesaj ile ilgili,
Dostları ilə paylaş: |